Dünyadaki silâhlanma Yarısı Avrupada hemen herkes harb yüzünden kâr temin edi- leceği nakaratını biliyor. Bu yüzden birçok paralar kaza- nıldığı, servetler devredildiği için, işi düzeltmek ve yatıştır- mak istiyenlerin vazifesi de çok güçleşiyor. Muhtelif devletler silâhlanmak için ne- ler yapıyorlar? * a A vrupada silâhlanma yarışı devam ediyer. İleri gelen enternasyonal sılâh fabrikalarının ingiltre'de Vikers » Armstrong'un, Fransa'da Şnayder - Kröza'nun Almanya'da Krup'un Çekos- lovakya'da Skoda'nın, İtalyada Ansal- do'nun işleri yolundadır. Bunlar kendi memleketlerinin silâhlanmasına çalışa tıkları için fazla cephane ve silâh is- tihsallerini kendi memleketlerinde si- lâh fabrikaları bulunmıyan Portekiz, Romanya, Yugoslavya, İsviçre ve İs- kandinavya devletleri gibi silâh fabri- kaları olmayan memleketlere iyi bir fi- yatla satmaktadırlar. Londra borsasında harp gemisi, tayyare ve motor, zırh ve top yapan fabrikaların esham ve tahvilâtı üzerin. de büyük spekülâsyonlar yapılmakta. dır. 1936 senesinde bu türlü esham ve tahvilât fiyatlarında 190,000,000 dolar yükseliş kaydedilmişti-. Bu sebeple si. lâh imalâtının hükümet tarafından kontrolü, hattâ bu endüstrinin milli. leştirilmesi fikirleri bile uyanmıştır. Birleşik Amerika'da kongre tara- rfından yapılan tahkikat, Büyük Bri- tanya'da yankılar uyandırmış, bu geniş ve karışık mevzu üzerinde orada da tah. kikat yapmak üzere bir komisyon ku. rulmuştur ki bunun raporu bugün İngi- liz kabinesinin tetkiki altındadır. Fran- sa'dâ ise Leon Blum'un Başvekilliği altında bulunan hükümet, malardan birisinin çürük deniz silâh- büyük fir- ları sapır 1 iskandalı çıkması üzerine silâh ve cephane yapan büyük Fransız fabrikalarının devlet kontrolu altına alınması ceryanı uyanmıştır. Nazi Al- manya da Versay muahedesindeki si- lâhsızlanma inaddesinin kaldırılması üzerine memleket o kadar geniş ölçüde bir silâhlanma ihtiyaciyle karşılaşmış. tır ki Bunun icabı olarak ün hususi silâh ve cephane endüstrisi, filen, hü. kümnet kontrolu altına girmiştir. Her ne kadar hususi sılâh fabrikaları mev- cud kalmasta devam etmekte iseler de Krup ve ona benzer müesseseler deh- şetli sürette genişletilmişier ve kazar.ç. ları mahdut ormak üzere hüküm.tın nezareti altında, sarıki ortada harp Lali varmış g..., durmaksızın çalıştırılmak. tadırlar. Rusya'da silâhlanma ve suâh imali işi dehşetli surette genişletilmiş- tir ve devlet fabrikaları bu iş için ça- lışmaktadır. Hava kuvvetlerini artırmak için yabıncı firmalardan bir takmuı li. sans ve patentler alınmıştır. Bu suretle bir takım plânlar, resimler ve patenta. lar alınmas: ve teknik yardımlar :çin yarım milyon dolar para harcanmış ve bugün bu sayede Hıspano Suiza tay- yare motorlarının Sovyet toprakların- da yapılması imkân altına sokulmuş. tur. İtalya'da yalnız İtaıyan silâhlan. ması içın değil, ayni zamanda İtalyan - Habeş harbı için lâzım olan cephaneyi temin edebilmek üzre silâh endüstri- sini, Almanya'daki gibi, kıntrolu al- tına almıştır. Butanya'da ise, 1ş yıne nususi rüesseselerde — birakılmış, fakat fiy- arın bir nizama bağlanmasına şebbüs edilmiştir. Başvekil Bay Baid. vin 25 mart 1935 tarihinde Avam Ka- maras ada şu sözleri söylemişti “— Ben ve benimle beraber outün hü- kümet şuna karar vermişizdir ki önü- müzd>ti iki sene içinde millet için lü. zurslu tedbirler alınırken memleket bir badire içinde imiş gibi kazanç mesele- leri bahse mevzu olmayacaktır.,, Bir sene sonra İngiliz silâhlanması için o kadar para sarfı icap etmiştir ki Sir Tomas Inskip isminde bir zat, mü- dafaa işleriyle meşğul olmak üzere ih- das edilen yeni bir nezarete getiril- mişti. Sir Tomas, İngiltere müdafaa. siyle ilğili zatlar tarafından katmerli bir vazifeyi görmek üzere bu makama getirilmiş bulunuyordu. Bu zat, şu üç muhtelif nezaretin Strateji plânlarını ve harp hazırlıklarını telif etmek mec- buriyetinde idi: Harbiye Nezareti, Bah- riye Nezareti ve Hava Nezareti. Ayni zamanda kendisinden umumi silâh ve cephane levazımının — nezaret altında bulundurulması isteniyordu. Bu kadar vazife bir adam için fazla idi, kaldı ki bu yeni nezaretin çalışmak üzerinde kâfi derecede yardımcı da ve- in büyük harbte ku- rilmemişti. Onun rulmuş olan mühimmat nazırlığı yerine bugün İngiltere'de bir levazım nazırlığı kurulmuştur. Bu suretle silâh endüst - kontroluna veyahut risinin hükümetçe millileştirilmesine doğru yarım adım atılmıştır ki bu da İngiltere, Fransa ve sair memleketlerde kamoyları esaslı su- rette iloilendirmeltedi- a0 causerısını mallileştirmek H isteyenlerin ilk kanaatları şudur: bu endüstri hususi ellerde kaldıkça en- ternasiyonal sahada - silâhları azallmak hususunda yapılmak istenilen anlaşma- tesir etmekte, yer ve düşmanlık lara menfi surette harb arzuları duyguları uyandırılmaktadır. yüzünde İkinci mütalea da şudur ki ya harb zamanında, yahut bugünkü gibi sulh zamanında fevkalâde bir ihtiyaç hasıl olduğu takdirde hususi firmalar ihti - yacı karşılayamıyarak yıkılacaklardır. Birinci düşünceye klâsik bir misâl olmak üzere fransız ağır endüstrisinin büyük kartellerinden birisi olan Comi- t€ des forges'in birçok yıllık faaliyeti gösterilebilir. Bu komite, elinde bulu - nan büyük servete, fransiz devlet ban - kası da dahil olmak üzere birçok ban - kaları olan münasebetlerine, birçok ga- zeteleri, -hattâ söylendiğine göre- bir takım devlet adamlarını da elde bulun- durmasına rağmen Krup gibi başka si- lâh firma ve müesseselerile yakın mü- nasebetler tesis etmiş ve bunun neti - cesi olarak menfi bir tesir yapmıştır.. Bu vaziyet, 1936 senesinde fransız par- lamentosunun icra vekillerine geniş bir salâhiyet veren bir kanunu kabul etme- sine kadar devam etmiştr. Bundan başka gerek amerikan, gerek ingiliz tahkik komisyonlarına silâh ya- pan fabrikaların gösterir misal ve deliller bildirilmiştir. Silâh fabrikalarının harb çıkarmaya ça- lıştıklarını söylemek doğru olmaz; fa - kat bunların devamlı surette harb kor- kusunu kürüklemek suretile fazla sipa- riş almağa gayret ettikleri de şüphesiz- dir. Bu husustaki mutad usul, karşı ta- raftaki hükümetin silâhlanma progra - mındaki artış ve çoğalrşa beriki t>r>fın dâkkatini çekmektedir. Bu hususta ingiliz Coventry Ordnan- nufuz ve tesirlerini YAZAN : ord Sirabolgi Avrupada bir silâhlanma yarı- şı devam ediyor, bütün silah fab- rikalarında hummalı bir faaliyet var. Silah satanların işleri gayet yolunda gidiyor. İngilterede hü- kümet şimdi si- lahlanmak için 400 milyon ster- ling mikdarında bir istikraz ak- dine salâhiyet al- dı. Bu sayfadaki resimlerde yu karıda bir ingi- liz zırklısını a- çık denizde ma- nevra yaparken görüyorsu- nuz. Ortadaki resim kara sileh- larının en mü lerinden Bir: lan tankın * yük kuvvetini gösteriyor. Aşa- giıdeki — yesimde gene ingiliz filo- suna mensup ba- zı harb gemile- rini büyük bir manevradan son- ra görüyorsunuz. ce kumpanyası direktörü H. H. Mulli - ner, büyük harbtan önce klâsik bir mi- sal göstermiştir: 1906 senesinde bu Bay Almanya'nın deniz - silâhlarını fevkalâde artırmak tasavvurunda oldu - ğuna dair gizli bir haber aldığını bil - dirmişti. Mulliner, vasıtasını bularak bu gizli haberi baş amirallığa, gazete - her iki meclise, hattâ kabi- neye kadar ulaştırmıştı. — “Mulliner teşebbüsü » adı verilen bu hareket 1906 da başlamış, 1908 senesinde ise, büyük bir ehemmiyet kazanm:ştı. 1908 sene - lere, sinde ingiliz bahriye programı muci - bince dört tane süper diretnot denize indirilecekti. Mulliner'in söylediği söz- ler, o zamanki liberal kahinesini o kadar telâsa düsürdü ki bu prosram, tam iki miz ine çıkarıldı. N'hayet, almanların böyle bir tasav - vurları olmadığı ve yeni gemi yaptır - madıkları anlaşılmıştı. Fakat ne de olsa, ingiliz gemi yapıcıları bu sayede, bü - yük siparişler almışlar, buna karşı, al- istikbalini menlar da donanmalarının tem'n edebilmek icin alman gemi inşa - atcılarına verilecek yüksek paralar ko - parmışlardı. Bu suretle iki memleket arasındaki münasebetlerde acı bir du - ruma girmisti. 1914 senesinde İngiltere ile Almanya arasında ç'kan harb, 1906- 1908 senelerinde uyandırılar karşılıklı şüphelerin bir neticesi olmuştur. Hususi firmaların herhangi bir ba - direde iş başaramıyacakları iddiasına ük Bri gelince büy nya'n'n büyük harb- deki tecrübesini pek alâ biliriz. O za- man birçok partilerin dehşetli muhale- fetine rağmen mühimmat nezareti ku - Tulmuş ve bu türlü endüstri hükümet kontrolu 'altına girmişti. © te taraftan hususi teşebbüsler ta- rafından mühimmat yapılması le- hinde birçok sözler söylenmiştir. Bun- lardan birisi Londra tahkik komisyo - nunda imparatorluk müdafaası nazırı Sir Moris Hankey tarafından söylen - miştir. Bu zat, silâh ve mühimmat fab- rikalarının sulh zamanında devlete bü- 'yük ve ağır birer yük olacağını söyle - miştir. Hususi müesseseler ise daha e- lâstiki bir durumdadırlar. İstedikleri zaman istedikleri şekilleri alabilirler. Aynı zamanda bunlar sivil işlerde ça - lışabilir ve icabında memleketten mil « yonlarca liralık ihracat yapabilirler. vun iki sene içindce hava kuvvetleri hızlı bir surette terakki ettiğ ve geniş- lemesi lâzımgeldiği için İngiltereye bir çok tayyare motörlerine ihtiyaç hasıl olmuştur. Beş ingiliz fabrikası bu işle uğraşmağa başlamışlar ve hava nazır - lığı da bütün ihtiyaçlarını yalnız bu fabrikalardan temin etmeyi teahhüd et- miştir. Bu suretle bu fabrikalar de - vamlı surette bu işle meşgul olacaklar, böylece bu maksatla yeniden bir kom - bina kurmağa lüzum görülmiyecektir. Esasen hava nazırlığı, yedi otomobil fabrikasının tayyare motörü parçaları yapmalarını ve sonra bunların birleş - tirilmesini hedefleyen bir proje bulun- duğunu da bildirmiştir. Bir harb tak - dirinde bu yedi fabrika birden çalıştı - rılarak ihtiyacı karşılayacaklardır. Bu proje, teknik ve askeri bakımlar- dan tenkid edilmektedir. Askeri bakım- dan tenkid edenler, gibi bir âriza yüzünden bu yedi fabri- kadan birisi harab olacak olursa o za - bir hava hücumu man bütün faaliyetin duraklayacağını söylemekte, bunu böyle yapmaktansa, bütün fabrikaların tek başlarına bütün bir motörü yapabilecek bir hale konul- masını muvafık bulmaktadırlar. Bu me- sele, İngiltere'de, bugünkü günde bu vaziyettedir Şurası kaydedilmelidir ki bu işe mah- dud mikdarda fabrikaların alınması, fiyatı tesbit edebilmek maksadiledir. Bugünkü tayyare yapıcıları ortada bir ring bulunduğunu tekzib ediyorlar. Ha- va nazırlığı da bu fikirdedir. Fakat or- tada ring bulunmasa da, bir monopol bulunuyor demektir. Tayyarede vesair silâh imalâtı fiyatlerinde yakında bir fiyat skandalı olması beklenebilir. Bun- dan dolayı bir taraftan fazla kâr temini dileği, diğer taraftan da usta işi, reka- bet gibi meselelerden dolayı İngiltere- de devlet kontrolunun kurulacağı muh- temeldir. Avrupa'da hemen herkes « harb yüzünden kârlar temin edileceği,, naka« ratını biliyor. Bu yüzden birçok paralar kazanıldığı, servetler devredileceği için, işi düzeltmek ve yatıştırmak isteyen « | lerin vazifesi güçleşmektedir. — Amerika'da çıkan Current Histo« ry dergisinden —