Ulus 16 Şubat 1937 sayfa 6 | Gaste Arşivi

16 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

16 Şubat 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v aytr ÇA a mai ve iktisadi YLUŞ EDEBİ MESELELER : 5 Edebi münakaşalarımızın en mühim mevzuu : SANAT VE FAYDA B u bahisle, edebiyatımızın son yıllarda etrafında en fazla mü- talta ileri sürülmüş ve en hararetli mü- nakaşalara meydan vermiş olan çok na- zik bir meselesine temas etmekteyiz. Hiç şüphesiz ki bu yeni bir mevzu değildir. Çok eskiden beri dünya öl. çüsünde ortaya konulmuş, kâh hararet- le müdafaa edilmiş, , kâh yerin dibine geçirilmiş emektar ve cefakeş bir edebi dâvadır. Fakat bu edebi dâvanın, günün meselesi haline gelişi, memleketimiz için yeni bir hâdisedir. Gerçi, daha ön- celeri, Ziya Gökalp, edebiyatın muay - yen bir ideal uğrunda seferber edilmesi fikrini aşlamaya çok çalışmıştı. Fakat gene de, meselenin şümullü bir tahdid- cilik ve büyük bir ihtirasla ortaya ko - nulması, âdeta doktrinleştirilmek isten- mesi, etrafında leh ve aleyhde kalabalık bir partizanlar zümresi toplaması,” son yılların çerçevesi içinde bariz bir şekil almıştır. Edebiyatımızın ancak bugünkü me »- seleleri ile meşgul olduğumuz için san- atta fayda davasının istiklâl harbin- den önceki münakaşa safhaları mevzu- umuzun dışında kalır. ümhuriyetten sonra, edebiyattan sanat dışı gayeler istenmesi, -şüp hesaz ki bir prensıp halinde degiı, sa - dece samımi bır iştiyaka terceman ola- rak- istiklâl harbimize aid kahramanlık safhalarının edebiyatımıza aksetmesi fizumu ileri sürülmekle başladı. Baş- tan başa büyüklük, şeref ve merdlıkıe dolu bır dasıtani harvı daha yeni bitir- miş bır muletin, ediblerinden, gerecek mesillere ittınar vesilesi olmaya layık bu kanramanca hâdıselerin unutulmak- tan kurtarumasını aistemesi pek taDii addedilmeliydi. İsasen ileri surulen bu dilekler ne edebi bır ideolojı, ne de edebıyata muayyen bir istikamet ver- mek ısteyen tahdidci bir zinniyetle alâ- talı değuidi « Vatani , boçlarını, cephe- Jerde kanlarını dökerek, türlü güçilük- lere katlanarak yerine getirmiş olanlar, sanatkârlarını, daha az zahmetli bir şe- kilde vatani hizmetierine çağırıyorlardı. Zaman geçti, ve zamanla beraber, harb cephelerinde yükseltilmiş olan zafer âbideleri yanında bu sefer dünyaya hay- ret veren büyük ve kökten inkilâbların âbideleri sıralandı.. Türk milletinin kurtuluş savaşı, harb cephesinden içti- sahaya nakledilerek aynı enerji ve azimle ileri hamlelerine devam ediyordu. Dün « istiklâl harbimizi anlatacak eserler nerde ? » diye soranlara bu de- fa « inkilâp edebiyatı isteriz » diye haykıranlar eklendi. Rusya'da devlet elinde dirije edilen edebiyatın -mücer- red sanat kıymeti ne olursa olsun- Sov- yet ideolojisine ve rejimine yaptığı bü- yük hizmetler de bir örnek olarak göz önünde duruyordu. Hiç bir estetik ve sosyal endişeye istinad etmeden, sa « dece bir münevver kütlesinin dilekleri- ne spontane bir şekilde tercüman olan mülâhazalara, marksist edebiyat görü- şünün de tesirinden âzade olmıyarak, edebiyat, sosyoloji ve iktisad ile biraz meşgul olmuş bazı muharrirlerimizin ideolojik bir mahiyet vermek istedik - leri görüldü. Bu suretle, fikirler git - gide vüzuh kesbederek, taraftarlar be- irerek, yeni bir edebiyat iştiyakı hissi ahadan fikri sahaya intikal etti ve u- yandırdığı alâkanın günden güne art -« masile, edebiyatımızın en ehemmiyetli bir dâvası halinde hararetli münakaşa- lara meydan verdi. F aydacı ve ya cemiyetci edebiyat cereyanının bizde, garbın her hangi bir memleketine nazaran çok da- ha kuvvetli bir ihtirasla müdafaa edil- miş olmasını son derece ferdci eski e- debiyat telekkimizin bir nevi reaksiyo- nu telâkki etmek mümkündür. Edebi- yatın, tezhib nevinden, hayatla alâkası olmıyan, zihne süs tarafile hitab eden bir nevi mücerred sanat addedilişi asır- larca devam etmiştir. Mücerred estetik meseleleriyle yakından meşgul olmuş sanat otoritelerinin mevcut olmayışı da faydacı veya cemiyetci edebiyatın mü- dafaası uğrunda ortaya pek aşırı ve esassız düşüncelerin sürülebilmesine imkân vermiştir. Cemiyetci veya faydacı edebiyat tezini ileri sürenlerin bu mefhumlar- dan kastettikleri mânalar arasında bü- yük farklar bulunduğu muhakkaktı. Sonra bu fikri, sadece kabil olduğu ka- dar fazla edebiyatcıların bu yola tema- yül etmelerini temenni şeklinde müda- faa edenler yanında, cemiyetci veya faydacı olmıyan sanat tezahürlerine ha- yat hakkı bile vermek istemiyen tah - didcilere de rastlanıyordu. Cemiyetci edebiyat hakkında bizde ileri sürülmüş olan tezleri ana hatlarile şu muhtelif şekillerde hulâsa ve cemet- mek mümkündür : 1 — Edebiyat cemiyet içindir Deko- ratif bir sanat gibi süsten ve bir lüks ihtiyacından ibaret kaldıkça sos - yal vazifesini görmüş sayılamaz. Küt- leleri terbiye etmek için bir vasıta ha- line konulması mümkün olan edebiya - tın, kötü telkinler altında yolunu şaşır- mış edebiyatcıların elinde mahdud bir entellektüeller zümresinin zevkine hiz- met eden keyif verici zehirlerden biri haline gelmesi mutlaka önlenmelidir. Başı boş bırakılan her cereyan dejene- releşmeye namzeddir, Edebiyat mah - sullerimiz okunmuyor, içinde büyük kütleyi alâkadar edecek birşey yoktur. Yeni bir sanat ideolojisi tesbit etmek, ve artık dünden sürüp gelen lüzumsuz ferdci edebiyata paydos bo- rusunu çaldırmak zamanı gelmiştir. An- cak, halkın hizmetine almak suretiledir ki edebiyata asli haysiyetini iade et - mek kabil olacaktır. Bu ideolojiye uy- gun olmıyan bütün. eserlerin kıymet - ğî'zliği ilân edilmeli ve kıymet hüküm- leri, ideolojiye hizmet ölçüsile yeniden tesbit edilmelidir. ( Burada ideoloji - den muhtelif mânalar kastedildiği mu- hakkaktır. Kanaatlerinde pek samimi olan milliyetçilerin tamamiyle Kemalist bir idolojiye hizmeti şart saymaları ya- nında marksist gayelerin ve sınıf şu - urunun halka aşılanmasını isteyenler de vardır. Fakat bu ayrılığın, birbirine aykırı zihniyetlerin aynı metodu inti- habda birleşmelerine”bir mani teşkil et- miyeceği tabiidir. ) Bu, en müfritlerin sanat telekkisidir. çünkü — Fayda, edebiyat için sırf tetik bakımdan bir kıymet ölçüsü teşkil edemez. Bu itibarla, cemiyetci gayeleri olmıyan, ve hattâ bir bakrma cemiyetin manevi sihatı için zararlı sayılabilecek bir edebi eser de, sadece estetik güzelliği dolayısile, kıymet sa- hibi olabilir. Ancak, normal zamanlarda hükümlerini icrada tamamiyle serbest bırakılması icab eden estetik kaidelri- nin ehemmiyeti, inkilâb devirlerinde ikinci derecede görülmelidir. Bir mil - let, bugünü vasıta ve imkânlarile mu - ayyen bir gayeye doğru yürüdüğü ve bu yürüyüşüne azami sürati vermesi icab ettiği zaman, edebi mahsuller için de ölçümüzü muvakkaten ve kasten de- ğiştirebiliriz.. Düne göre veya dünya ölçüsünde güzel olan bir esere, artık gaye bakımından faydasız olduğu için, daha az güzel fakat daha faydalı bir eseri tercih ederiz. €es- 3 — Edebi bir eserin muvaffakiyet derecesini tayin eden tarzı, te - mayülü, ideolojisi değil, estetik kiyme- tidir. Ve kabul etmek lâzımdır ki, za - man ve mekânla ne kadar tadilâta uğ- rasa da, muayyen zaman ve yerlerde, ana hatlarile güzellik ölçüleri kendi kendine teşekkül etmekten geri kal - maz. İstediğimiz sanat olduğuna göre her şeyden önce kaliteyi, yani sanatı sanat yapan hassayi aramamız icab et - tiği tabiidir. Fakat her edebi tarzda gü- zele varmak imkânı mevcut olduğuna göre, memleket ve dâvalarımız için POLİiS Odunla başını yaraladı Demirfırka mahallesinde oturan Sa- lih oğlu Hamdi polise müracaat ederek Emiroğlu Kemalin kendini döğdüğünü ve odunla başını vurduğunu iddia et- miştir. Başından yaralandığı görülen Hamdinin şikâyeti yerinde görülerek Kemal Cumhuriyet Müddeiumumiliği- ne verilmiştir. Serhoş kadının marifeti Ötey gün umumi evlerde Abraham kızı Viktorya sarhoş olmuş ve sokak- ta bağırıp çağırmak suretiyle umumi istirahatı bozmuştur. Polis sarhoş ka- dını yakalıyarak Adliyeye teslim et- miştir. KÜÇÜK HABERLER * Romanya hükümetine mukabelei bilmisil olmak üzere Romanyaya giden romen ve ecnebi bandıralı gemilere dö- viz verilmemesi ve navlon bedellerinin Cumhuriyet Merkez Bankasında bloke edilmesi kararlaştırılmıştır. * Süt ve yumurta tozlariyle teksif edilmiş şekerli ve şekersiz süt mamülâ- tının faiz ve dividantlar mukabili ola- rak döviz aranmaksızın ihracına hükü- metçe karar verilmiştir. * Adisababa maslahatgüzarı Niza- mettin Ayaşlı merkeze naklolunmuştur. * Ziraat Vekâleti çiftçiye dağıtıl- mak üzere Amerikadan tohum ekme a- leti ile çapa getirtmeğe karar vermiştir. * Hususi bir komisyon tarafından hazırlanan seyrisefer kanun projesi mütaleaları alınmak üzere dahiliye ve- kâletince alâkalı vekâletlere gönderil- miştir, * Çekirge mücadelesi etrafında tetki- katta bulunmak üzere Ziraat umum mü- dürü B. Abidin bugünlerde Suriye ve Lübnan'a gidecektir. * Panayır ve beyn€lmilel segilere gönderilen eşyaların mütekabiliyet şar- tiyle umumi ithalât rejiminden istisnai muameleye tâbi tutulmas tetrafında bir kararname projesi hazırlanmaktadır. Galata asri yolcu salonu İstanbul, (Telefonlâ) — Asri yolcu salonunun projelerini tetkik edecek olan jüri heyeti yarın saat on beşte güzel sa- natlar akademisinde ilk toplarıtısını ya- pacaktır. Kararın mart başında verilece- ği umuluyor. Prot. K. KÖMÜRCİAN” ın Modern ve herkese elzem kitabları Ameli ve tatbikt kambiyo 25 Yeni muhasebe uslü 122,50 Ticari malümat ve bankacılık 105 İktisad ilmi 87,50 İhtisas muhasebeleri (Şirket sanayi, ziraat banka) 175 Ticari ve mali hesab 1. ci kısım 70 Zihni hesab kaideleri 20 Logartima cetvelleri (yeni rakam) 56 Yeni hesabı ticart (mufassal eser) 200 Mali cebir (istikrazı ve sigorta hesabları) 100 Başlıca satış yeri: İkbal Kitabevi İstanbul faydalı tarzların propagandasını yapa- lım. Sanatkârları, bu dâvalar uğrunda bize güzel eserler vermeye dâvet ede- lim. Ancak bunu yaparken, bir fayda gayesi güdmiyor diye güzel bir eserin kıymetini inkâr yoluna da sapmıyalım. 'Tek başına estetik kıymetin bir mille - tin manevi yükselişine hizmet eden un- surlardan olduğunu kabul ederek, o - nun da hakkını esirgemiyelim. Fakat bunu yaparken, sanatkârları, bilhassa yeni teşekkül eden edebi istidadları milli dâvaların hizmetine çağırmak için vasıtamız ikna ve propaganda yolu ol - malıdır. üphesiz ki, cemiyetçi sanat fik- Ş rini müdafaa etmiş olanların tez- lerini, tali ayrılıkları da itibare alarak, daha fazla kısma ayırmak mümkündür. Ancak biz, sözü uzatmamak için ana çiz- gileri belirtmekle iktifa ettik. Bu tez- lerin krymet ve isabet derecelerini tah- lil ederek kendi düşüncelerimizi izah etmeyi gelecek makalemize bırakıyoruz. YAŞAR NABİ AÖ AY Hayeşinin nutku Başvekil Japonyanın politikasını izah etti Tokyo, 15 (A.A.) — Başvekil ve ha- riciye nazırı Hayaşi diyetin bugünkü toplantısında aşağıdaki beyanatta bu- lunmuştur: “— Şunu kaydetmek isterim ki, hü- kümetimiz enternasyonal adâlet mefhu- mu içinde, milli bir siyaset takib edecek- tir. Bu siyaset, şarki Asyanın istikrarı- nı temin ve bütün milletlerin müşterek refahı için iş birliği hususunda milleti- mizin iradesini toplıyan bir siyaset ola- caktır. Bu suretle enternasyonal müna- sebetlermizin ufku da aydınlanacaktır Bu maksadla Mançuko ile olan sami- mi ve bozulmaz bağlarımzı daha ziyade kuvvetlendireceğiz ve Çin ve Sovyetler birliği ile olan münasebetlerimizin dü- zelmesine de büyük bir ehemiyet vere- ceğiz. Çin'e teessüf Çin hakkında bilhassa şu cihete tees- süf ederim ki, şarki Asyanın istikrarını temin için Çin'le müştereken hareket hu- susunda mazide sarfettiğimiz bütün gay« retlere rağmen bu memleket bizim ha- kiki maksadlarımızı tamamiyle anlıya- mamıştır. İki memleket arasında çıkan bir çok meselelerin sebebi işte bu anla- mamazlıktır. Bu yolda, iki milletin sa- mimi hislerini inkişaf ettirmek ve müna- sebetlerini iyileştirmek lâzımdır zannın- dayım. Tâ ki, şarki Asyada sulh ve is- tikrar için sıkı bir iş birliğinde buluna- bilsinler. Bundan dolayı karşılıklı tak- dir hisleri besliyerek yalnız iki hükümet arasında değil iki millet arasında da da- ha sıkı bir temas tesis etmeliyiz ve iki millet arasında müsbet teşriki mesai ve karşılıklı yardım eseri vücuda getirmeli- yiz. Manialar her ne olursa olsun, iki memleket münasebatında ahenk kurmak için bunları aşmaya katiyen azmetmiş bulunuyoruz. Sovyetler Birliği ile... Şarkta sulh aşkı namına, Sovyetler birliğinin de Japonyanın hususi vaziye- tini anlaması ve Japonya ile Sovyetler birliğinin aralarında ahenkli münasebat tesisini araştırmaları bittabi muallakta bulunan meseleleri dostane bir tarzda halletmek için müzakereleri tesri eylemek bu hedefe erişmeye yar- dım eyliyecektir. Binaenaleyh sovyet ma- kamlarının bu ciheti tamamiyle müdrik olarak işaret ettiğim hedef yolunda me- saide bulunmalarını israrla taleb ederim. lâzımdır. Alman - japon paktı Bundan bir müddet evel hükümeti- miz, komintern tehlikesine karşı al- man hükümetiyle tedafüt bir anlaşma akdetmiştir. Bu anlaşma, komintern'in bütün dünyada ve bilhassa içinde şarki Asyadaki fesatçı faaliyeti- nin Japonya tarafından lâyık olduğu ehemiyetle göz önünde tutulması zaru- retinden doğmuştur ve tamamiyle ye- rindedir. Hükümet, bu anlaşmanın tat- bikinde hatalara düşmemeye itina ede- cektir ve bundan en iyi neticeler istih- sali için elinden geleni yapacaktır. son aylar İngiltere ve Amerika ile.. Japonyanın, İngiltere ve Amerika ile olan bağlarını sıklaştırmak siyaseti değişmez bir keyfiyettir. Hiç şüphe yok ki bu memleketler ile Japonya a- rasında halledilmesi icabeden muhte- lif meseleler vardır. Fakat, hiç birisi ingiliz - japon — dostluğunu bozabilecek mahiyette değildir. Deniz silâhlarının kaldırılması me- bunların selesine gelince, Japonya bu seneden itibaren bu silâhları tahdid bir muahede ile bağlı değildir. eden hiç Maa- mafih hiç kimseyi tehdid etmemek ve tecavüzde bulunmamak prensiplerine riayet politikamızda hiç bir değişiklik olmıyacaktir. Japon başvekili Japonya ile Sovyetler Birliğinin arala- rında ahenkli münasebet tesisini aramaları lâzımdır. Dedi ve Çinin japon siyasetini anlamadiığına teessüf etti. _Kamutay kış tatiline başladı (Başı 1. inci sayfada) Kamutay dün Tevfik Fikret Sılay'in reisliğinde toplanmıştır. Arazi vergisi kanununun beşinci maddesinin tefsiri hakkında hükümet tezkeresi ve büdce encümeni mazbatası okunarak kabul e- dilmiştir. Bundan sonra devlet demiryolları ve li manları işletme umum müdürlüğünün 936 mali ylır büdcesine 1.665.000 liralık mum zam tahsisat verilmesi hakkındaki pro- je görüşülmüştür. Bu paradan 801 bin lirası binalar, müteharrik ve muharrik edevatın tenvir, teshin, yağ ve sair müs- tehlik maddeler masrafları; 500 bin lira- sı muharrik ve müteharrik edevatın ta- mir ve temizlenme masrafları olarak har- canacaktır. Kabul edilen kanunlar: İkinci görüşülmesi yapılacak madde- ler arasında bulunan devlet memurları maaşlarının tevhid ve tedülü hakkındaki kanunun 18 inci maddesine bir fıkra ek- lenmesine dair kanun lâyihası, idare he- yetinin Kamutay azâsının tahsisat ve harcirahları hakkındaki kanunun bazı hükümlerinin değiştirilmesine dair olan kanun teklifi, Anadolu demiryol'arı ve Haydarpaşa limanı şirketleri mübayaa mukavelesinin bazı maddelerinin tadili-« ne dair iki kıta mukavelenin tasdiki hak- kındaki kanun lâyihası ve denizcilerin tekaüdlüğü hakkındaki kanun lâyihası müzakere edilerek kabul edilmiştir. Bundan sonra, bu içtima senesi için- de hükümetten gelen bütün maddeler görüşülmüş ve neticelendirilmiş oldu- gundan Kamutayın 22 mart pazartesiye kadar tatil edilmesi hakkındaki B. Ha- san Saka (Trabzon) ve Bay Cemal Tun- ca (Antalya) nın verdikleri takrir kabul edilmiştir. Kamutay 22 mart pazartesi günü sa- at on beşte toplanacaktır. Sancakta menfaatleri bozulanlar (Başı 1. inci sayfada) Nakdi cezalar Humus, 15 (Hususi) — Sancakta yapılan intihabatta istifa etmiş olan kırktan fazla müntehibisaniden aşağı yukarı alınan nakdi ceza mikdarı 1000 Suriye lirasını geçmektedir. Bu Hatay vatandaşlarından alınan cezaları hâlâ tahsildarların müracaatları takib et- mektedir. Menfaatleri bozulanlar Lazkiye, 15 (Hususi) — Hatay için konsey tarafından kabul edilen esasla- ra bilhassa Hatay'da yerleşmek eme- linde olan ve memuriyetleri dolayısiy« le büyük servetler yapan mahalli hü- kümet memurları ve yabancılar tara- fından mukavemet gösterilmektedir. Bir koloni gibi idare ettikleri Sancak- ta hakimiyetlecinin nihayet bulmasını istemiyenler, işbirliği yapmak için top- lantılarına devam etmektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: