16 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—a S OO a e a9 1nav 16 - 2 - 1937 * ULUS Şuşnig'in nutku Avusturya Başvekili siyasetini izah etti (Başı 1. inci sayfada) 3. — Tecrübeye yer yoktur. Şuşnig şunları ilâve etmiştir: “— Kıralcılık propagandası yeni A- vusturyanın iç ve dış politikasına uygun olmalıdır. Bir karar vermek, yalnız Avusturya ricalinin salâhiyeti dahilindedir. Bu şe- kilde bir politika güdülmesi yalnız hal- kın değil, ayni zamanda memleketin ve bizzat Habsburgların menfaaati iktiza- sındandır. Almanya taraftarlığı Almanya taralfdarlığı faaliyetine tel- mih eden başvekil yeni teşkil edilen “kül- tür cemiyetleri” ni tenkid ederek demiş- tir ki: “— Son zamanlarda ekseriyeti mü- nevverlerden müteşekkil bazı mahfiller- de “Doyç Sozyalbund” isminde bir halk- çı sosyalist cemiyetinin kurulması ilti- zam ediliyor. Bu cemiyetin vatansever- ler cephesi aleyhinde faaliyette buluna- cağır sanmıyorum. Fakat böyle bir ce- miyetin kurulması bir takım suitefeh- hümlere yol açacaktır zannındayım. Bu cemiyeti ve buna benzer cemiyet- lerin kurulmasından hiç bir fayda ümid edilemez. Avusturyanın dış politikası Şiddetle alkışlanan başvekil işçi sı- nıflarına hitab ederek demiştir ki: “— Avusturya işçilerine hududsuz bir emniyetim vardır.” B. Şuşnig bundan sonra Avusturya- nın dış politikasının yalnız sulh ve an- laşma prensiblerinden mülhem olduğunu tasrih etmiştir. Başvekil Avusturyanın, 11 temmuz 1936 tarihli Avusturya - Almanya anlaş- ması esasları dahilinde Almanya ile dostluk bağlarını kuvvetlendirmek, İtal- ya ve Macaristan ile de iyi münasebet- ler idame etmek arzusunda olduğunu e- hemiyetle kaydetmiş ve demiştir ki: “— Avusturya ile Prag ve Belgrad arasında görüş ayrılığı yoktur. Fransa ve İngiltereye dostluk bağlariyle bağlı- yız ve bu bağları kuvvetlendirmekle bahtiyar olacağız.” Avusturya ve komünizm Avusturyanın içtimat bünyesine te- mas eden başvekil patronların fabrika kapılarını kapamağa hakları olmadığı gibi işçilerin de grev yapmağa hakları olmadığını, çünkü iş hususunda çıkacak bütün anlaşmazlıkların hakem usuliyle halledilmesi lâzım geldiğini söylemiş ve komünizmin Avusturyaya giremiyeceği- ni ilâve etmiştir. B. Şuşnig, 1 şubat 1937 tarihinde A- vusturyada 1162 siyasi mevkuf mevcud olduğunu ve bunlardan 437 sinin mark- AA .. .. Viyana üstünde . . esrarengiz bir tayyare Viyana, 15 (A.A.) — Bu sabah sa- at 10,30 da esrarengiz bir tayyare daha hükümet merkezinin üzerinde uçarak dumanla orak ve çekiç rem- zini resmetmiştir. Bu tayyareyi yere inmeğe mecbur etmek için Asfern tayyare meydanın- dan birkaç askeri tayyare hareket et- miştir. Esrarengiz tayyare Çekoslo - vakya hududuna doğru kaçmakta - dır. * Prag, 15 (A.A.) — Salâhiyettar makamlar, bugün hiç bir şüpheli ya- bancı tayyarenin Çekoslovakya hu- dudları dahilinde uçtuğunun görül - mediğini bildirmektedirler. sist ve 725 inin de nazi olduğunu tas- rih etmiştir. Nazilere son bir ihtar Nutkunu bitirmeden önce başvekil nazilere son bir ihtarda bulunarak de- miştir ki: “— Dolfüs Avusturyası tarafdarı o- lanlar, vat verler cephesince dost te- lâkki edilecekelerdir. İnadçılara son bir ihtarda bulunmak isterim. Bu ihtarı bir daha tekrar etmiyeceğim ve istikbalde buna kulak asmak istemiyenler hareket- lerinin icab ettirdiği cezalara çarpılacak- lardır.” Başvekil bundan sonra eski nazilerin dahilde ıslâh edilmesi için vatanseverler cephesinde hususi bir kısım teşkil edile- ceğini haber vermiş ve Viyanada muaz- zam bir “Vatanseverler cephesi evi” in- şa edileceğini söyliyerek nutkunu bitir- - miştir. Almanya'da ümidsizlik Berlin, 15 (A.A.) — Havas ajansı- muhabirinden: B. Şuşnig'in nutku siyasi mahfillerde inkisari hayal tevlid etmiş ve resmi mah- fillerde büyük bir ihtiyatla karşılanmış- tır. Avusturya başvekilinin memlekette hiç bir milli alman cemiyetinin teşekkü- lünü kabul etmiyeceği hakkındaki kara- rı Almanyada ümidsizlik uyandırmıştır. Avusturyada nasyonal - sosyalist partisinin feshedilmiş olmasına rağmen Almanya B. Şuşnig'in kabineye nasyo- nal . sosyalizm sempatisi olan nazırlar getireceğini ümid etmektedir. Bu saye- de hükümet partileriyle muhalifler ara- sındaki münasebatın iyileşeceği tahmin edilmektedir. * Yunanistan arasındaki ULUS Balkan antantı konseyi (Başı 1. inci sayfada) Balkan antantı devletlerinin Atina elçileri, kendi hariciye nazırlarını karşı- lamak üzere hududa - türk elçisi Pityo- na, Yugoslavya Romanya elçileri de İ- dominiye - gitmişlerdi. Elçiler de harici- ye nazırları ile birlikte dönmüşlerdir. Samimi karşılaşma B Metaksas ile arkadaşları arasın- daki buluşma, çok samimi olmuştur. Zevçlerine rafakat etmekte olan Bayan Stoyadinoviç ve Bayan Antonesko'ya büketler verilmiştir. Bütün yol boyunca, halk, muhterem misafırleri candan al- kışlamıştır. Protokol ziyaretlerinden sonra, mi- safir hariciye nazırları, kıral sarayına gi- derek hususi deftere isimlerini kaydet- mişlerdir. Balkan antantı konseyi, çalışmaları- na bugün öğleden sonra hariciye neza- retinde başlayacak ve bu çalışma per- şembeye kadar sürecektir. Son toplan- tıdan sonra bir resmi tebliğ neşroluna- caktır. Balkan antantı matbuatı da bugün öğle üzeri Atina akademisinin büyük salonunda ilk toplantısına başla- mıştır konferansı wiş Bakanımızın beyanatı Atina, 15 (A,.A.) — Türkiye Dış Bakanı B. Rüştü Aras, basın delegele- rine şu beyanatta bulunmuştur: “— Balkan antantı bugün her za- mankinden daha kuvvetli ve yalnız bal- kan paktını imza etmiş olan devletler tarafından değil, bütün dünya tarafın- dan da en büyük bir itimada-lâyik bu- lJunmaktadır. Antant balkanlar bölge; sinde ve balkanları çevreliyen denizde barışın en istikrarlı unsurlarından bi- rini teşkil ediyor. Türk milletinin Balkan ideolojisine ve barışa olan bağlılığını, büyük şefim Türkiye Cumhur Başkanının Elen Ki- ralrı Majesteye gönderdiği samimi se- lâmrı ile Başvekil İsmet İnönü'nün dos- tu yunan hükümetinin reisi Metaksas'a gönderdiği samimi hissiyatı hamil bu- lunuyorum. Sözlerimi bitirmeden önce, biribir- lerine sayısız psikolojik rabıta ve müş- terek menfaatlerle bağlı olan Türkiye - pek ziyade sa- imi münasebetleri kaydetmek ihtiya- cını hissediyorum.” Dr. Tevfik Rüştü Aras, enternasyo- nal siyaset hakkında da “hâdiseler, sar- sılmaz nikbinliğime hak verecektir” de- miştir. Selânikte şerefine verilen bir ziya- fet sırasında söylediği nutukta Dr, A- ras, Elen aşvekili B. Metaksas'dan hay- ranlıkla bahsetmiş ve kendisini Avru- panın en büyük adamlarından birisi o- larak telakki eylediğini bildirmiştir. B. Stoyadinoviç'in sözleri Balkan antantı konseyinin yeni rei- si B. Stoyadinoviç de şu beyanatta bu- lunmuştur: '“— Dört dost nazırım kıymetli iş- birliğinin, Balkan sulhu eserini bir kat İngilterenin silâhlanması 18 destroyer 8 denizaltı 3 saffıharp gemisi 6 krovazor yapılacak İngilterede tayyarelere karşı kullanılan seyyar toplar. Bayram maçları Levski takımı gelmek istiyor Ankara Gücünün bayramda maç yap- mak üzere davet ettiği takımlardan ilk olarak Bulgaristanın Leviski kulübü ce- vab vermiştir. Leviski (1500) lira mu- kabilinde beş maç yapabileceğini bildir- miştir. Organizatörler bu maçlardan ikisi- nin Eskişehirde yapılmasını muvafık görmektedirler. Ankarada 28 şubat pa- zar gününden itibaren yapılacak maçla- rın sırasiyle Çankaya, Gençler Birliği ve Ankara Gücü ile bu yabancı takrm arasında olması ihtimali vardır. Bunun- la beraber Leviskinin geleceği kati de- ğildir. Belki diğer kulüblerden daha müsaid şartlar ileri süren takımlar da bulunacaktır. daha takviye edeceğinden şüphem yok- tur.P Balkan matbuat konferansının antant devletleri reislerine telgrafı. Atina, 15 (A.A.) — İkinci Balkan antantı matbuatı konferansı, bugün ça- lışmalarına başlamadan önce, antant milletlerinin asil kardeşçe dostluk da- vasının hamileri olan Balkan antantı devlet şeflerine derin hürmet hisleri- ni bildiren birer telgraf çekeceklerdir. Hükümet şeflerine de buna benzer bir telgraf çekilecektir. Kohnsey toplantısı. Atina, 15 (A.A.) — Balkan antantı konseyi mesaisine bugün saat 17 de başlamış ve celse saat 20 den sonraya kadar devam etmiştir. XTT DT AP % MA Londra, 15 (A.A.) — Morning Post gazetesi, önümüzdeki büdce senesi için teslihat masrafının 53 milyon fazla o larak 217 milyona yükseleceğini yazı- yor. Filo için yapılacak masraf, bu sene- kinden 39 milyon fazla olarak, 110 - 120 milyon kadar olacaktır. Hava filosu masrafı, 6.5 milyon ve ordu masrafı 8 milyon artacaktır. Deniz inşaati programında 2 - 3 saf harb gemisi, 6 kruvazör, 18 destroyer, 6 - 8 denizaltı gemisi ve mühim mikdar- da yardımcı gemi vardır. Ayni zamanda şimdi tezgâhta olan 6 kruvazörle diğer bir çok gemilerin ik- mali derpiş edilecektir. Bunlar arasında 2 saf harb kruvazörü, 3 tayyare gemisi, 9 kruvozör, 8 denizaltı gemisi, 34 dest- royer ve saire vardır. Bu inşaata 37 mil- yon ingiliz lirası sarfedilecektir. Buna tamirat ve tadilât masrafı da ilâve edi- lince yekâun 59 milyona yükselmekte- dir. Hava kuvvetlerine gelince, muhtelif makinelerin değiştirilmesi işinden baş- ka, yukarıda zikredilen üç tayyare gemi- si için 200 de yeni tayyare inşası icabe- decektir. Hava filosu mürettebatının mevcu da takviye edilecektir. . Silâahlanma masrafları ve: ingiliz işçi parltisi Londra, 15 (A:A.) — İşçi partisinim Hderi B. Attlee dün Mançester'de ver- diği bir nutukta ezcümle demiştir ki: “— Silâhlanma programının başarıl- ması için 400 milyonluk bir istikraz ak- ti, büdcenin tevzinind vaz geçil demektir. Mutad masrafların borçla kar- şılanması, iyi bir idare kaidelerine mu- - haliftir.” Tefrika No: 17 Maça Kızı Yazan: PUŞKİiN — Korkmayınız, dedi. Allah aşkına kork-ı mayınız. Size hiç bir fenalık etmek niyetin- de değilim; bir ricada bulunmağa geldim. Kadın ona sessizce bakıyor ve sanki de- diklerini işitmiyordu. Herman onun sağır olduğunu zannederek kulağına iğildi ve ay- nı sözleri tekrarladı. Kocakarı halâ susuyor- du. Hemen devam etti : — Size hiç bir fedakârlığa mal olmaksı- zın hayatımın saadetini temin edebilirsi- niz. Biliyorum ki siz isterseniz bana üç is- kambil kâğıdı gösterebilirmisiniz ki... Herman durdu. Kontes, onun kendisin- den ne istediğini nihayet anlamış gibi idi. Denilebilirdi ki cevab vermek için kullana- cağı kelimeleri arayordu. En sonunda : — Bu bir şaka idi, dedi. Yemin ederim ki şaka idi. Herman canı sıkılmış bir tavurla : — Böyle şaka olmaz, dedi. Capliçki'yi hatırlıyormusunuz: Sayenizde kazanmıştı. Kontes şaşırmış göründü. Çehresinin çizgilerinde şiddetli bir heyecanın ifadesi belirdi, fakat biraz sonra hareketsiz bir dal- gınlığa düştü. — Kazanan bu üç kâğıdın hangileri ol- duğunu bana söyliyebilirmisiniz? Kontes susuyordu. Herman devam etti : sözlerine yet yeni doğmuş bir çocuğun iştikâsı du- daklarınızda tebessüm yarattı ise, şayet be- şeri bir his yüreğinizi çarptırdı ise, zev- ce, maşuka, ana muhabbeti adına, duünya da muxaddes ne varsa hepsi adına size ye- min veriyorum ricamı red etmeyiniz, SITTI nızı bana ifşa ediniz. O sizin nenize yarayabilir? Yoksa bu sır korkunç bir günah mı, ebedi selârreti nizi kaybetmenize mi veya her hangi bir şeytani ahdemi bağlıdır.? Düşünün bir ker- — Bu sırrı kimin için saklıyorsunuz? To- çre, ihtiyarsınız, daha kaç yıl yaşıyacaksı- runlarınız için mi? Onlar zaten zengin; bundan başka adetâ paranın kıymetini bil- miyorlar. İskambilleriniz sefihe bir yar- dımda bulunmuş olmıyacaktır. Malının de- gerini bilmemiş olan, en şeytani gayretlere rağmen, sefalet içinde ölecektir. Sefih de- gilim ben! paranın ne demek olduğunu bi- lirim ben! Üç kâğıd benim için kaybolmuş Sustu ve titriyerek cevabı bekledi. Kon- tes susuyordu. Herman diz çöktü. — Eğer kalbiniz aşkı tanıdı ise , e- ğer onun verdiği gaşyı hatırlıyorsanız, şa- nız? Günahınızı üzerime almağa hazırım. Yalnız bana bu sırrı öğretin. Düşününüz ki bir adamın saadeti elinizdedir, yalnız benin değil, çocuklarımın, torunlarımın da. Mepi- miz hatıranızı takdis edecek ve sizi bir ve- liye gibi takdis edeceğiz. Kocakarı cevab vecmiyordu. Herman ayağa kalktı. Dişlerini sıkarak bağırdı : Kakğ — Büyücü karı, seni ben söyletmeyi bi- lirim. Ve cebinden bir tabanca çıkardı. Kontes, tabancayı görünce, ikinci defa olarak, şiddetli bir heyecan izhar etti. Başı- nı gene salladı, silâhdan kendini korumak isteyormuş gibi kollarını uzattı ve sonra, birdenbire arsaya doğru yuvarlanıp hare- ketsiz kaldı. Herman Kontesin elini tutarak: — Haydi canım! dedi.. Çocukça hareket- lerden vaz geçiniz. Size- son defa soruyo- rum: Şu üç kartın hângileri olduğunu bana söyliyecekmisiniz, söylemiyecekmisimz?. ç Kontes cevab vermiyotdu. Herman iyı- ce bakınca onun ölmüş olduğunu anladı. IV 7 Mayıs 18.. Ey, dinsiz, imansız adam... (Muhabere) Lizaveta İvanovna, balo tuvaleti ile o- dasımaa, oturmuş, derin düşünceye dalmış- tı. Eve döner dönmez, istemiye istemiye va- zife yapmağa kalkışan gözleri uykulu oda hizmetçisini geri göndermekte acele etmiş- ti; ona, soyunmak için kimseye muhta_ç ol« madığını bildirmişti. Sonra, heyecan içindeş Hermanı bulacağını umarak ve aynı zaman: da orada olmamasını da temenni ederek oda: sına çıkmıştı. (Sonu var) p Ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: