nt SA ARTT — 15-2-1937 Faalbir * diplomat Sofyada çıkan bulgarca Slovo gaze- tesi Faal bir diplomat başlığı altında yazdığı makalede ezcümle diyor ki: “Sovyet Dış işleri komiseri B. Lit- winofdan sonra, dünyada türk dış baka- nı B. Rüştü Arastan daha faal bir dip- Tomat bulmak güçtür. O, daima hareket halindedir. İskenderun meselesini “daha henüz halletmişti ki italyan dış bakanı Kont Ciano ile görüşmeye gitti. Şimdi de sıra Balkan devletleri kon- #eyinin konferansına gelmiştir. Konferansta yapılacak resmi müza- kereler önceden bir hazırlığı icab ettir- mektedir. İşte yorulmak bilmez Rüştü Aras, B. Stoyadinoviçle olan mülâka- tında bu işle meşgul olmuştur. B. Rüştü Aras ve bulgar - yugoslar paktı Bu başlık altında, yazdığı başyazı sında La Parole Bulgare gazetesi, dış bakanımızın muhtelif vesile ve fırsat- dardan istifade ederek, bulgar - yugos- lav paktının akdinden duyduğu mem- muniyeti tekrarlamaktan geri durmamış olduğunu batırlatarak diyor ki: vÜçüncü defa olarak ve bu defa bulgar toprağında, B. Rüştü Aras, bul- gar gazetecilerine - bulgar - yugoslav paktr hakkındaki düşüncelerini anlat. miştir. Bu pakt hakkında ne düşündüğü su- Aline şu cevabr vermiştir: “Bu hususta birkaç defa — fikrimi söyledim. Sulh ve anlaşma içinde yaşa- mak istiyen iki devletin bu yeni mu- waffakiyetinden seviniyorum. — Balkan paktr gibi, bu yeni pakt da sulhun mu- hafazasını gaye edinmiştir. Bildiğiniz gibi, biz Balkan devleti azâsı olan dev. detlere, bu pakt hakkında istimzacda bulunuldu . ve biz de muvafakatimizi bildirdik. “Balkanlar balkanlılarındır,, prensipinin tahakkuk etmesi için şim- diye kadar çalışmaktan —asla geri dur madım ve durmiyacağım.,, Balkanların vaziyetini çok iyi bilen bunca şahsiyetlerden sonra B. Rüştü Arasın beyanatr da, Belgrad paktının büyük kıymetini bir kere daha tebarüz ettirmektedir. Bu mütalcalar, iki âkid devlet tarafından en müsaid bir şekilde karşılanmaktan geri — kalmıyacakt Bulgaristan ve Yugoslavya, sulhçu e- serlerinin tasarlanmış ve tahakkuk et- tirilmiş olduğu manâda herkes tarafın. dan anlaşıldığını ve takdir. edildiğini görmekle mesutturlar. Gödbelsin nutku vePananın gazetesi Vatikan, 14 (ALA.) — Asservatore Romano gazetesi, Burgos hükümeti nez- dinde mümessil bulundurmıyan papalık amakamı ile bolşevizme karşı mücadele etmeyen katolik kilisesini tenkid eden Dr. Göbbels'e itiraz ederek diyor ki: “Papanın sutkundan ve Almanya, Pransa, Hollanda, Belçika ve İngiltere piskoposlarının yazdıkları mektublar. /dan sonra kimse kilisenin bolşeviklere karşı aldığı vaziyetten - şüphe edemez. Burgot hükümeti nezdine mümessil /gönderilmesi meselesi hakkında yapılan 'bu hücüm. biç bir esasa istinad etme- Bu gazete, papalık tarafından çıkar dan yellıktan da anlaşıacağı üzere Vati- kan ile Bu: zos hükümeti arasında müna- ecbat kurulmuş olduğunu ilâve eylemek- tesir. inkarahisarda temsil'er $. Karahisar, 14 ÇA.A.) — Muhit amizde bulunan yoksulları giydirmek ve doyurmak maksadiyle Halkevinin sos- yal yardım şubesi gösteritler yapmak- 'tadır. Dün akşam hedef piyesi temsil edilmiştir. Temsilden epeyce hasılât elde edilmiş ve bu suretle yoksul yav- Tular sevindirilmiştir. Yeni bir sırıkla atlama rekoru Nevyork, 14 (ALA.) — Amerikalı Üniversite talebesi Gerguar Varoff, ye- ni bir sırıkla yüksek atlama dünya re- koru kurmuştur. Eski dünya rekouru ancak 4 metre 3-4 santimetre iken, Va- Suriyede nümayişler (Başı 1. inci sayfada) konuşanlar, hakarete uğramaktadır- dar. Sokaklarda türkçe — konuşanlı şapka giyenler gibi tecavüzlere ma - ruz kalmaktadırlar. Antakya'da toplantılar Humus, 14 (Hususi) — Antakya'da Adalı Hacr Mehmet oğlu Rasim bele- diye reisi Edhem Civelek Kuseyri Sa- Tâhaddin, Kuseyri Doktor Mithat, Er meni mebus Müses Derkalosyan, avu- kat İzmirliyan, mebus Sadık Maruf, Malmüdürü Sadık, kaymakam Abdül- kadir Esved, Jandarma kumandanı yüze bâşı' Münir, komiser Karabet, Radi Az- mi, Salih Ali Timi, Sancak maliye rei- si Hüsnü Cebbare, Maliye müfettişi Fuad, Üsbetülamelül Kavmi cemiyeti reişi Zeki, Ersurni Nuri İskif, Müddei- umumi Şamlı Emin Caferi, Şamlı Sa- dâhaddin, Huybuncu Memduh Selim aralarında sık sık içtimalar yapmakta- dırlar. Bu içtimalarda Sancakta arab tezi- nin müdafaası ve türk tezinin iptali için tertibat almak, mesela — protesto telgrafları çekmek, mazbatalar topla - mak gibi usüllere ve konsey - kararını /sında Suriye lehinde yapılacak propa- gandaların esasları hazırlanmaktadır. Dük dö Vindsor'un halası Londra'ya döndü Viyana, 14 ÇA.A.) — Kont ve kon- tes Of Hard, Londraya hareket etmiş- lerdir. Vindsor Dükü ile ingiliz elçisi ULUS ULUS Balkan antantı konseyi (Başr 1. inci sayfada) girmektedir. Bu antantı hayatının dör düncü senesine kadar antantı teşkil e- den devletler arasında kardeşçe tesa - 'nüd samimi teşriki mesai hususlarında bir misal gibi almacak bir pakt oldu - Hunu isbat eylemiştir. Balkan antantı memleketlerinin bu dört sene içindeki kazançları, çok büyüktür. Sarsılmaz surette biribirlerine bağ- 1t olarak diplomatik sahaya çıkan — bu dört memleket, aynır zamanda — umumi sulha da yardım eylemektedir. Gazeteler BB. Stoyadinoviç, Rüştü Aras, Antonesko çe Radulesko'yu se - dâmlamakta ve bu iki Romanya devlet adamının Yunanistanı resmen ilk defa olarak ziyaret ettiklerini kaydettikten sorira her dört devlet adamının - faali - yetlerini tebarüz ettirerek - haklarında sitayişlerde bulunmaktadırlar. Gazeteler, aynı zamanda, türk mil - letinin büyük şefinin Selanikte doğdu- u evi Atatürk'e hediye eden Setânik belediyesinin bu hareketini de bu vesi- de ile bilhassa kaydeylemektedirler. Gazeteler, Balkan antantı matbuat n kuruluşu tarihçesini de yap- makta ve bu eserin ehemiyetini ayrıca tebarüz ettirmektedirler. Bitaraflık kanun projesi kongrede Vaşington, 14 ÇA.A.) — Senato dış işleri encümeni dün yeni bitaraflık ka- nunu projesini gözden geçirmiştir. Dış işleri müsteşarı M. Mur hükümetin te. zini izah ederek demiştir ki: —*“ Amerikanın siyasi şeklini, ka- nunun sıkı çerçevesine sokarak önden tağin etmeğe imkân yoktur. Bunun için ben, gerek Avrupa ve gerekse Asyada bir karışıklık çıktığı “zaman - vakayie karşı durabilmesi için reisi “cumbura İvasi selâhiyet verilmesi taraftarıyım. Kongre âzaları ise bilâkis ekseriyet ic yeni bitazaflık kanunu ne kadar kati 'olursa memleketin o kadaf güçlükle hât be gireceği kanaatindedirler. Bu iki gö- Tüş gelecek hafta açallması — kararlaş. İmış bulunan kongrenin konuşmaları es nasında çarpışacaktır. Küçük italyan prensi vaftiz edildi Napoli, 14 (ALA.) - Dün” öğleden Tz N b yirkepmnk KÜ Külşlik yelakdı ahai ni 6 yilmalir Ş Kai yi Bazana £ (l Tt Cöaldan - Tücede - Hasbat - ÜRLMüK ” Düi 2 lentt - semişelr Mera 'ln, Picmaat şecrielik ööünmn işik Gözrçallkiii ÖĞN yaplşl üüü vi, Hüşoni telediyeni tare” tndan öçütyü GöĞRü wwadap bi icüğir içinde getirilı küçük prens, Piemont prensesinin nedi- Melerinden prenses Bossi Pucci tara. iştir. Merasim esnasında Mekteblere havacılık dersleri konuyor (Başı 1. inci sayfaday derdir. Tatil zamanlarında Ankara di gında bulunan el işleri / muallimlerin. den yirmi beş kadarı modelcilik kursu- 'nu geçirmek üzere İnönü kampına de- vam edeceklerdir. İik ve orta mekteblerle liselerde ço- cuklara tayyareciliği sevdirmek - için bir havacılık kütüphanesi — açılacaktır. Bu maksadla on, on beş eser hazırlana- caktır. Hava edebiyatı: Genç nesilde mekteb kitabları, ga zeteler ve mecmualar vasıtasiyle hava- Cılık sevgisini yaratmak ve yerleştir. mek için Türk Hava kurumu, hava ede- biyatının teşekkülüne çalışacaktır. Ku- Tum, kendi mecmuasından başka, mem- deketin bütün gazete - ve mecmüalarını bu sahada kendisine yardımda bulun- maya çağırmaktadır. Türkkuşu şubele- rinin gördüğü alâka, bilhassa böyle ye- ni bir çığır açılmasından — sonra daha çok artacaktır. Halkevi - sahnel havacılığa aid piy&slerin temsil mesine ehemiyet verilecektir Pilot mektebi : Türk Hava Kurumu, bu sahadaki ça- Trşmalarının yeni bir eseri olarak bir de pilot mektebi açmayı kararlaştırmıştır. Burada motörlü tayyare uçuşu öğreti- decektir. Bugün Hava Kurumunda plâ- nörcülük ve teknik uçuş öğrenenler bu Mmücssesede motörlü uçuşu da öğrene- cektir. Mektebir Ni tarafından hazırlanmıştır. Hava Ku- rumunun binasının arkasına kurulacak- tır. Tnşaata önümüzdeki ay içinde başla- nacaktır. Mançukoda bir tiyatroda yangın Londra, 14 (AZA) — Mançukö'da Antung şehrinden bildirildiğine göre bir Mançuko tiyatrosunda vukua gelen yan- gn neticesinde 700 kişiden fazla kimse ölmüştür. Şimdiye kadar 650 cesed bulunmuş ve vahim süretle yaralanmış olan 28 ki- gi de hastahaneye kaldırılmıştır. Yangın, tiyatro civarında 30 eve de sirayet etmiş ve hala büyümekte bulunmuştur . Cenevede bir haydut çetesi muhakeme dili: Roma, 14 (ALA.) — Ceneve cinayet mahkemesi, “Nervis çetesi” ismi altın- da tanınmış olan haydutlar grupu efra- dinm mühakemesine - başlamıştır. Bu getenin reisi Francesko - Ruggiero, a- merikan gangeterlerinden Dillinger ve İmam Yahya Filistinle beraber (Başı 1. inci sayfada) Filistin anlaşmazlığının halli için bir #üreti tesviye teklif eylemek ve İngil- tere kıralr nezdinde tavassutta bulun. mak üzere bu mesele hakkındâ — Suudi Arabistan ve Irak kıralları ile işbirl yapmak arzusunu güddüğünü ilâve eye Temektedir. Sanıldığına göre, Yemen İmamı, a. Fablık - yahudilik meselesini enternas- yonal politika sahasına koymak ve a- rab dünyasında bir birlik vücuda getir. mek istemektedir. Çinde vaziyet encey, i Ça a) — el tnç'a madll İ llit aKL Gi güeü Haaklala soplmde Ve B Ka Gek de o'ça eai AM başlıyacaktır. Merkezi icra komitesinin, şimdiye dandr güeü Sş vi di DÖDN ada taneti einceği Zai M maktadır. İcra komitesi keza, Çin kur- tuluş cemiyetinin ietediği bir mili bir. Tik teşkili meselesi hakkında da karar verecektir. Adli ıslahat projesi ve B. Landon Nevyork, 14 ÇALA.) — 1936 senesin. de Reisicümhur namzedi olan Landon, yüksek mahkemeyi ıslâh hususunda B. Ruzvelt tarafından kongreye — verilen kanun projesi hakkında - söylediği bir nutukta ezcümle demiştir ki: “— Bu işin demokrat cumhuriyet- gi partilerinin çerçevesini — aştığından eminim. Memleketin istikbali, tehlike- 'ye girmiştir. Bu hususta milletin bir karar vermesi lâzımdır. Ben kongrenin konuşmalarına hürmetkârım, bir kere de milletin reyini sormak şarttır. Paristeki iaşaat işçilerinin isteaikleri Paris, 14 (A.A.) — Paris civarı in- aat işçileri sendikası ikincikânunun 15 inden itibaren hesab edilmek üzere gündelikleri yüzde 15 nisbetinde arttı- Tılmasını istemeğe karar vermiştir. Bu işte hakem olarak işçilerden mil- 1i inşaat federasyonu kâtibi Marçel Ar- raşar seçilmiştir. Patron odalarınca da bir hakem tayini için 24 saatlik bir mühlet verilmiştir. Fransız ve ıngiliz ordularının futbol takımları arasında maç Londra, 14 (AA.) — Fransiz ve ingiliz ordularının futbol takımları a Tasında yapılan maçta fransızlar arfıra karşı 6 gölle ingilizlere galib gelmiş- derdir. Birinci - haftayımda fransızlar a ve zevcesi kendilerini istasyona kadar | fından tutulmuştur. Merasimde - Pic- | —Alcapon'un arkadaşı olmakla iftihar et- | / sıfıra karşı 1 le galib vaziyette bulun- roff, 4 metre 39 santimetre atlamıştır. | uğurlamıştır. mont prensesi de hazır bulunmuştur. —| mektedir. Tefrika No: 16 Maça Kızı Yazan: PUŞKiN Saat tam on bir buçukta, Herman, geni; merdivenleri çıktı ve iyice aydınlatılmış o. lan antreye girdi. Kapıcı orada değildi. Her- man çabucak yukarı fırladı, bekleme odası- 'nın kapısını açtı ve bir lâmbanın altında, kir- hi bir kanapeye uzanmş uyuyan bir uşak gör- dü. Herman, sağlam ve hafif adımlarla uşa- ği önünden geçti. Büyük salonla misafir o- dası ikaranlıktı. Bekleme odasında lamba bulanık bir aydınlık veriyordu. Herman kontesin odasına girdi. Eski putlar önünde altından yapılmış bir gece kandili yanıyor- du; Çin halıları gerilmiş dıvarlar boyunca soluk ipek kumaşlarla örtülmüş koltuklar, rengi uçmuş sırmalar ve kuştüyü yastıklarla bezenmiş sedirler gamlı bir tenazurla sıra- lanmıştı. Madam Löbrön tarafından Pariste yapılmış iki yağlı boya levha görünüyordu. Bunlardan birinde kırk yaşlarında kadar, şişman ve pembe yanaklı, ve göğsünde bir nişan parıldayan yeşil fraklı bir adam ter- sim olunmuştu. İkinci levha genç ve güzel, kıvrık burunlu, şakaklarına doğru. kaldırıl mış podralr saçlarında bir gül bulunan bir kadının idi. Her köşe ve bucakta porselen- den berjeler, Leroy'nımn dıvar saatleri, küçük küçük kutular, yelpazeler ve geçen asır ni- hayetine aid, Montgolfier cihazlariyle Mes- Mer soyunun muasırı, birçok biblolar ve ka- din eşyası göze çarpıyordu. Herman paravanım arkasına geçti. Orada bir demir karyola vardı. Sağda karanlık o- danm ve solda koridorun kapı: Bu kapıyı açtı ve zavallı evladlı çıkan helezoni dar merdiveni / farketti. Fa- kat, geri dönerek, karanlık odaya girdi. Vakit yavaş yavaş geçiyordu. Her taraf sessizdi. Salondaki dıvar saati gece yarısı- nı çaldı. Evin diğer saatleri de, biribiri ardı- sıra, gece yarısını çaldılar. Sonra, her şey süküta avdet etti. Herman, ayakta, içinde a- teş olmayan bir sobaya dayanıyordu. Sakin- di. Kalbi, neticesi talie bağlı, fakat değiş- mez bir karar vermiş bir insanmki gibi, mun- tazam çarpıyordu. Saat biri ve ikiyi çaldı; nihayet bir arabanın uzak tti. O zaman, Herman, kararına rağmen, heyecan içinde kaldığını sezdi. Araba yak- laştı ve durdu. Araba basamağınım indirildi- ğini işitti ve evde patırdrlar duydu. Uşaklar koşuştular; bir takım sesler duyuldu. Oda- lar aydınlandı. Üç ihtiyar maiyet kadını ya- tak odasına girdiler, ve ihtiyarlıktan ancak ayakta durabilen kontes de bunların arka- sından göründü ve Voltaire üslübunda bir koltuğa kendini attı. Herman delikten bakı- yordu. Lizaveta İvanovna kontesin yanın- dan geçti. Herman, onun helezoni merdive- nin basamaklarını hızla çıktığını duydu. Piş- manlığa benziyen bir şey yüreğini - titretti, sonra, o da geçti. Herman taş gibi katılaştı. Kontes bir aynanın karşısında soyunma- ğa başladı. Güllerle süslü hotozunu başın- dan çıkardılar; kısa kesilmiş bembeyaz saç- larını meydana çıkaran podralı perukasını aldılar. Etrafına âdeta bir firkete yağmuru yağıyordu. Gümüş sırmalarla işlenmiş sarı elbisesi şişkin ayaklarının üzerine düstü. rma seyirci oldu. Nihayet kontes gecelik entarisi ve takyesi ile kaldı. Yaşına daha uygun olan bu elbise ile kontes daha az çir- kin, daha az korkunçtu. Bütün yaşlı kimseler gibi kontes de uy- kusuzluğa müptelâ idi. Pencerenin kenarın- da bir koltuğa yerleştikten sonra kadınlara izin verdi. Mumları götürdükleri için oda ge- ce kandili ile aydınlanıyordu. Kontes, sap- sarı, sarkık dudaklarını kımıldatıyor ve sağ- dan sola sallanıyordu. Fersiz gözlerinde tam bir düşünce yokluğu okunuyordu, ve, böyle sallanışına bakınca bu ürkünç kocakarının bu hareketinin, iradesi eseri değil, esrarlr bir elektrik cereyanından gelme olduğu sa- mılırdı. Bu ölü çehresi, ani surette, ifadesini de- Biştirdi. Dudaklar kımıldanmaz oldu, gözler canlandı. Meçhul bir adam kontesin önünde ayakta duruyordu. Boğuk, fakat anlaşılır bir sesle: (Sonu var) î S L L L ıocy'.mı