Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS 15-2-1937 zz Maraş kurtuluşu B. Hasan Reşit Tankutun Halkevinde verdiği sö lev Maraş'ın kurtuluşu yıldönüm ü münasebetiyle Ankara Halke- vinde tertip olunan Maraş gecesinde Maraş Mebusu B. Hasan Reşid Tankut'un verdiği söylevin ilk ksmını dün koymuştuk. Bugün de son kısmlarını neşre diyoruz : Bazı milletler nasyonalizmi yalnız ırkt esaslara dayandırırlar. Onların e- kolü eski tabirle etniktir. Bazıları on- lardan daha geniş düşünerek akraba ırkların hepsinden bir Ras grupu yapar. Bütün o camiayı benimserler. Bunlar rasiyal ekole tâbidir, Bazıları bunları aslâ düşünmiyerek yalnız kültürü esas kabul ederler. Ne şekilde olursa olsun nasyonalizmi reddeden sosyolojiler de vardır. Bize gelince: Cümhuriyet Halk Partisi, programında bizim milliyetçi- liğimizin esasını şu şekilde tesbit et- miştir: Dil, dilek, kültür birliği. Şu halde türkçe konuşan, türk ide- allerine gönül veren ve türk düşünen her ferd bizdendir ve bizimdir. Camia- mıza karışmış olan kimselerin fizik bünyesi dil, dilek ve kültür birliğimi- ze derhal intibak edebilmek için ne gi- bi hususiyetler lâzım ise zaten hepsini haiz bulunuyor. Alpin ırkın bütün ev- lâdr proto türk kaynağından taşıp ya- yıldığı için içimize karışır karışmaz onların dilimizi, idealimizi ve kültürü- müzü sevmemesine imkân yoktur. Bu- na rağmen kendini kavim hususiyetle- rinin cazibesine kaptırmış bazı vatan- daşlar da bulunabilir. Onları kendi hal- lerine bırakmak affedilmez suçlardan- dır. O yurddaşlara da türk tarihini ve dil tezinin artık düsturlaşmış hakikatleri içindeki büyük manayı kavramağa ça- lışmalarını tavsiye ederim. Türk nasyo- lizmi realizasy seyrinde sade hakikate, mantığa ve beşert hayata isti- nat edivor. Onun içindir ki sağlam ve şereflidir. Bunu en beliğ bir şekilde i- zah edebilmek icin türk milletinin kur- tarıcısı ve türk milletnin bânisi olan Ulu Önder Atotürk'ün şu cümelesini — tekTarlryacağım? 4 Ne mutlu Türküm diyene. Milli kültür Sırası gelmişken biraz da milli kül- türden bahsetmeme izninizi isterim. Kültür; fikir mahsulü olan her şe- yin genel adrdır. Bunun realizasyonuna ve hayata tasarrufunun neticelerine si- vilizasyon derler. Şu halde bir milletin ©öz medeniyetini ancak kendi kültüriyle ölçmek doğru olur. Dilde ve medeni- yette olduğu gibi kültürde de yabancı tesirler bazen faydalı, bazen muzır ne- ticeler verir. Bunun içindir ki müte- fekkirler milli kültürü işliyen eleman- ların asliyetine dikkat ederler. Bozarın motifleri millt ruhun ve millt düşünce- lerin katraları oldukça onun kanatla- riyle hevecanlanan benliklerin inşirahı nasyonalizme doğrudur. Fakat mütefek- kirler ve sanatkârlar bu memleketin ta- rihini, dilini, coğrafyasını iyice tetkik etmezlerse ve memleketi tanrmazlarsa bizim iç benliğimize ve fikri varlığımı- za ancak tesadüfi olarak tercüiman ola- bilirler. Böyle olunca gencliğe düşen milli vazife yasadıkları yerlerin kültür- le ilgili hallerini ve hususiyetlerini bü- yük bir dikkatle ve büyük sevgi ile tet- kik etmektir. Rejyonalizm Rejyonalizm siyasi sahada ne kadar muzır ve tehlikeli ise kültürel sahada © kadar faydalı ve lâzımdır. Bir Maraş- lr sanatkârımız yarpuzlu derelerin ılık ıtrında cıvıldayan aşk perilerini mese- lâ: herhangi yüksek bir şairin göziyle değil, fakat kendi ve Maraş göziyle tet- kik edebilirse, Alişarın kekik dolu ya- maçlarındaki çobanın üzletinde yaşı- yan büyük sessizliği ve yıldızlara bağ- l1 hülyayı terennüm edebilirse Ceyha- nın gözünde hârelenen renk âleminde- ki füsunlu manayı tesbit edebilirse ve meselâ müdafanın o günkü psihizminin — Nazmını ve heykelini yapabilirse büyük türk kültürünün mühim bir parçasını hazırlamış olur. Bölgelerden bu yolda toplanan motifler milli kültürün umu- munu yaparlar ve böylece ferdçilikten cemiyetçiliğe geçmiş bulunuruz. Bu yoldaki toplantıların manası derindir. Çokluğumuzu birleştiren kutsal bağla- rın ucu bu küçük toplantılardan başlar. Biribirlerini sevmiyen insanlar eğer yüksek bir muhabbette ortak iseler o sevginin tezahürünü bir arada ve dost- ça yapabildikleri için hususi kinlerini ve düşmanlıklarını aşindırıp azaltabi- lirler. Gelecek sene gene bugünü kut- larken Maraş yerli havalarından bir- kaçını koro halinde ve polifonik olarak okuyabilmek idealimiz olsun. Bizim ellerde, tâ Sümer türklerinin devrine uzanan bir sin sin oyunu ve ha- lay dediğimiz bir nevi raksımız vardır. Boş zamanlarımız bunların etüdüne tah- sis edilsin, Maraş müdafasını yapan kahramanların çocukları! Siz kültür a- lanında da kahramanlık gösterebilirsi- niz. Sözümü bitirirken kendimizi bugün- kü toplantımızla karşıkarşıya getirmek isterim. Tamam 150 maraşlı kimimiz tah- sil kimimiz hizmet maksadile fakat hep memnun ve bahtiyar Ankarada toplana- bilmişiz. Bugünkü topluluğumuzun çehre sinde okunan şey temizlik, nezahet, ne- şe ve bahtiyarlıktır. İçimizde on yedi yıl evvelini hatırlamıyacak gençler de var. Onlar da beraber olmak üzere bu mazhariyeti kime borçlu olduğumuzu zevkle, minnetle biliriz. Onu, Atatürkü analım. Egeli gençier bir mecmua çıkaracaklar " Ankaradaki Egeli gençler “Ege Bü- tünü,, adında bir mecmua çıkarmaya karar vermişlerdir. v İktısad Vekilimiz Celâl Bayar'ın yüksek himayeleri altında iki yıldanbe- ri Ankarada zaman zaman toplantılar tertib ederek güzel Ege mıntakasının hususiyetlerini canlandıran Egeliler Kurumunun bu son teşebbüsü çok ye- rinde bir ihtiyaca cevab olmak üzere a- lınmıştır. Mecmuanın idare Hukuk Fakültesi mezunlarından iki genç üzerine almıştır. Hiç bir iddia ile ortaya atılmayan bu edebi mecmuanın ilk sayısı 20 şu- batta çıkacaktır. işlerini, Gezici Tapu memurları Proje Adliye encüme- ninde tetkik ediliyor Gezici tapu sicil memurları hakkın- daki kanun projesi adliye encümenin- de tetkik edilmektedir. Büdcenin encü- menin proje üzerinde yaptığı tadillere göre, tapu ve kadastro umum müdür - lüğünce tayin edilecek nahiye merkez- leriyle köylerde tapu işleri gezici tapu memurları tarafından yapılacaktır. Gezici tapu sicil memurunun ne va- kit hangi köye veya nahiye merkezine gideceği en az on gün evvel o köye ve köyün bağlı olduğu nahiye ve ka - za merkezine mutad vasıtalarla ilân e. dilecektir. Gezici tapu sicil memuru, gittiği yer de gayri menkullerin vaziyetini iyiden iyine tetkikden sonra işin dosyasını vilâ- yet tapu komisyonunca tetkik edilmek üzere tapu müdürlüğüne veya sicil mu- hafızlığına gönderecektir. Tescili yaprlan gayrimenkul hak. kında bunların bulunduğu nahiye mer. kezi veya köy haricinde ve fakat bağlı oldukları kaza dahilinde: bulunanlar ta rafından askı tarihinden itibaren üç ay ve bu kaza dışında bulunanlar tarafın. dan altı ay içinde vilâyet tapu komis- yonuna itiraz edilebilecektir. Gezici tapu sicil memurları tara- fından tescil edilecek intikal işlerinde köy ihtiyar meclisleri veya makamına kd im olan merci tarafından verilecek ve- raset ilmühaberleri veraset ilâmları hük- münde olacaktıı, Bir köye çıkacak olan gezici tapu sicil memurlarına o köyün bina ve e- razi vergilerine aid defterlerin tasdikli bir örneği en kısa bir zaman içinde sa- lâhiyetli memurlar tarafından verilecek.- tir. Bu memurlar keşif yapmak veya i- kametgâhta takrir almak hususlarından dolayı ücret almıyacaklardır. Ancak gi- dilecek yer nakil vasıtasına ihtiyaç gös- terecek mesafede ise nahiye veya köy- de mutad olaraktmevcud vesrtalardarmise tifade edilmesi alâkalılar tarafından te min edilecektir. Gezici tapu sicil memurlarının yap tıkları muamelelere dair bütün evraka ve tapu senetlerine pul yapıştırlmıya. caktır. istanbulda ULUS Gazetemizi İstanbul okuyucularımız Köprü'de, Kadıköy iskelesinde gazeteler satıcısı KEMAL'de erkenden bulurlar. Beyoğlunda Haşet ve şubelerinde de U- lus satılmaktadır. Ceza kanununda değişen maddeler yürürlüğe girdi Müebbed ve muvukkat ağır hapse dair yeni hükümler nedir? Türk eeza kanununun bazı mad delerinin değiştirilmesine dair olari kanun, neşri tarihinden muteber ol duğundan yürürlüğe girmiş bulun- maktadır. Değişen maddelere göre bir türk, aşağı haddi üç seneden eksik olmayan bir cezayı müstelzim bir suçu yabancı memlekette işler ve Türkiyeye dönerse türk kanunla- rına göre ceza görür. Suç, üç seneden daha az hürriyeti bağlayıcı bir cezayı icab ettiriyorsa suç- lu hakkında takibat icrası mutazarrır şahsın veya yabancı hükümetin şikâye- tine bağlıdır. 13 üncü madde de değişiklikten sonra şu şekli almıştır: Ağır hapis cezası müebbed veya mu- vakkattir. Müebbed ölünceye kadar çek- tirilir. Muvakkat 1 seneden 24 seneye kadardır ve dört devreye ayrılır: A — Geceli gündüzlü yalnız olarak bir hücrede,. B — Yalnız geceleri bir hücrede, C — Bu devrede mahküm geceleri de tecrid edilmiyebilir ve geçirdiği her üç gün dört günlük mahkümiyete karşılık tutulur D — Üç devrede arta kalan müd- det mahküma serbest şartlar içinde ge- çirtilecektir. Adliye vekâleti lüzum gö- rürse bu müddette mahkümlar arasında bazı ekipler tertib edebilecek ve bunla- rı bazı işlerde çalıştırabilecektir. Değiştirilen 29 uncu madde Kanunda yazılı olmadıkça cezaların arttırılıp eksiltilemiyeceğinde ve eczayı arttırıp eksiltme sebeblerinden bahset- mektedir. Buna göre hâkimin tetkik ettiği suç- ta cezayı azaltan veya arttıran sebebler nazara alınmadan, o fiil hakkında ne ce- Za ter fiyeti onun üzerinden hesab edilecektir. Yeni 61 inci madde teşebbüsü tarif etmekte ve cürme teşebbüs eden şahsa, fiilinin husule getirdiği neticeye göre, muhtelif cezalar tertib olunmaktadır. Yeni 62 inci maddeye göre: Bir kimse işlemeği kastettiği cürmün icrasına taallük eden bütün fiilleri bitir- miş, fakat ihtiyarında olmayan bir se- bebten dolayı o cürüm meydana gelme- miş ise kanunda yazılı olmryan yerlerde fiil ölüm cezasını müstelzim olduğu tak- dirde müteşebbis hakkında yirmi sene- den aşağı olmamak üzere muvakkat a- ğır hapis ve müebbed ağır hapis cezasını müstelzim olduğu takdirde on beş sene- den yirmi seneye kadar ağır hapis ceza- sı hükmolunur. Sair hallerde o cürüm i- 1lEcekse tezyıd v — Petrol ve altın Avrupa gazetele- ri haber veriyor- lar ki dünyada işsizlik gitgide azal- makta ve petrol ile altın da bu yıl bir istihsal rekoru yapmaktadır: Bu haberi verdiğimiz bir arkadaş: “işsizler silah fabrikalarmda çalışı- yor, altınla silah alınıyor, petrol da g)elecek harb için dedi. Halbuki işsiz insanların iş bulma- stok yapılıyor.” sı, altının kıymetleri yükseltmesi, petrolun nakli en kolay yakılacak madde olarak çoğalması iyiye çekile- mez mi? Hayır, çünkü bütün gazeteler dün- yanın gidişini karanlık görmeğe her- kesi alıştırıyorlar. Bu hava içinde insanın beyazı, pembeyi, maviyi, cihanın bütün altınl larına ve petrollarına üstün tutacağı geliyor. Politikaya ve politika adamlarına dair Andr& Maurois, “Bir hatıra defte- Yavrıkatktdı İ -— — ——— rinden parçalar,, başlığı altında şu fikirlerini neşrediyor: e Güzel mısralar güzel hislerle değil, güzel kelimelerle yapıldığı gibi iyi politika da doktrinlerle dezğil, fâ— illerle yapılır. e İnsanların tarihi, muvazenesiz- lik devirlerini takib elen durluk de- virlerinden husule gelmiştir. Biz şim- di muvazenesizlik devirlerinden biri- ni geçiriyoruz. Bu kazadan, hiç ol- mazsa bjr felsefe çıkarmamak fazile- tini gösterelim. e Valery, bir gün bana- “İnsanlık iki büyük hastalığın ıstırabını çeki- yor, dedi. Bunlardan biri anane ve diğeri terakkidir.,, Bu öyle bir para- dokstur ki dalgalanmaların zarureti- ni anlatır. j e Dipl si, önünden kaçmılmaz hal tarzlarını kabule şayan zevahir- le süslemek sanatıdır. Hayata dair fikirler e© Hayat bir elbiseye benzer: kir- lendiği zaman sü- pürülür. Delindiği zaman yamalanır ve böylece kabil.. ol- duğu kadar giyimli kalınır. — Balzac e Büyük bir gayeye doğru, uzun bir yoldan, bir dostla birlikte yürü- mek çifte saadettir. — Sainte-Beuve. © Hayat çok güç bir sanat eseri- dir ve bu eserin bazı taraflarında mu- vaffak olmak da bir hünerdir. Frak yüz elli yaşında Suvarelerde giyilen frak, moda o- lali 150 sene oluyor. Gittikeç fazla giyilen bu elbise 1787 de Fracgwe adını taşıyan ve şık- lıktaki garabetleriyle tanınmış olan bir genç, o zamanların resmi elbisesi redingotun ön peşlerini keserek bir suvareye gitmiş ve kendisine şaşarak bakanlara bu yeni şekildeki ceketin Londrada çok moda olduğunu söyle- miştir. Fransada ilk giyenin adı ile anı- lan bu elbise de, işte böylece, resmi kılrk olmuştur. “Moda,, dediğimiz gülünç çehreli müstebid, kaidelerini ekseriya bu gi- bi garabetlerden alıp hepimizi hük- müne tâbi tutmaktadır. çin kanunen muayyen olan ceza altıda birinden üçte birine kadar indirilir. Cürüm ve kabahata iştirak Yeni 64 üncü madde şöyle tadil edil- miştir : Bir kaç kişi bir cürüm veya kabaha- tin icrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikâb edenlerden veya doğrudan doğ- ruya beraber işlemiş olanlardan her biri o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır. Başkalarını cürüm ve kabahat işle- meğe azmettirenlere dahi ayni ceza hük- molunur. Ancak fili icra edenin onu iş- lemekte şahsi bir menfaati olduğu sabit olursa azmettiren şahsın cezası, ölüm yerine yirmi dört sene ve müebbed ağır hapis yerine yirmi sene ağır hapistir. Sair cezaların altıda biri indirilir. Yeni 65 inci madde şudur: 1 — Failin zihninde cürüm veya ka- bahat ikaı kararını uyandırarak veya fiili irtikâb kararını teyid veyahud fiil işlen- dikten sonra müzaharet veya muavenet- te bulunacağını vadederek, 2 — Cürüm veya kabahatin ne suret« le işleneceğine müteallik talimat ve tari- fat ita veya fiilin işlenmesine yarayacak iş ve vasıtaları tedarik eyleyerek, 3 — Cürüm veya kabahat işlenmeden evvel veya işlendiği esnada müzaharet veya muavenetle icrasını kolaylaştırarak Cürüm veya kabahate iştirak eden şa: hıs, fiili vakıa mahsus olan ceza, ölüm cezası ise on beş seneden aşağı olmamalır üzere muvakkat ağır hapis ve müebbed ağır hapis cezası olduğu takdirde 12 se« neden 20 seneye kadar ağır hapis ceza- siyle cezalandırılır. Sair hallerde kamı- lir. Bu maddede beyan olunan fiillerden birini işleyen ki iştiraki i etmeksizin fiilin irtikâbr mümkün olmı- yacağı sabit olan ahvalde o kimse yuka- rıda gösterilen tenzilâttan istifade ede- mez. z Yeni 94 ve 95 inci maddeler şöyle hazırlanmıştır : Madde 94: Cezası tecil edilen mah- , küm hazır ise mahkemenin reisi cezanın * tecil edildiğini tefhim ettikten sonra ye- niden bir suç işlediği takdirde 95 inci madde hükmü dairesinde tecil olunan ce- za çektirilmekle beraber sonraki cürüm cezasının dahi şartlarına muvafık oldu« ğu takdirde, tekerrürden dolayı arttırı-. lacağını kendisine ihtar eder. Madde 95: Kabahatle mahküm olan kimse hüküm tarihinden itibaren bir se- ne zarfında bir cürümden dolayı para ce- zasından başka bir cezaya veya evvelce hükmü veren mahkemenin dairesi dahi- linde diğer bir kabahatten dolayı hafif hapis cezasımna ve cürüm ile mahküm 0- lan kimse dahi hüküm tarihinden itiba- ren beş sene içinde işlediği diğer bir cü- rümden dolayı evvelce verilen ceza cih« sinden bir cezaya yahud hapis veya daha ağır bir cezaya mahküm olmazsa evvelki mahkümiyeti infaz edilmiş sayılır. Aksi halde her iki suçun cezası ayrı ayrrı ten- fiz olunur . HA VA Meteoroloji Enstitüsünden aldığımız malümata göre dün şehrimizde hava umumiyetle bulutlu geçmiş ve suhunet sıfırın üstünde ancak 3 dereceye kas dar yükselebilmiştir. -Dün — yurdum Trakya, Ege, cenub Anadolusu, orta Anadolunun garb ve orta kısımları ile Erzurum ve Kars çevreleri yağışlı geç- miştir. Yağış orta Anadolu, İstanbul ve 'Karsta kar, diğer yerlerde yağrmır şek-« * linde olmuştur. Hava dün umumiyeth' 3-5 derece arasında soğumuştur. En düs şük suhunet Karsta olup sıfırm altıne' da 7 derecedir. En yüksek suhunetler' ise sıfırın üstünde Antalya ve Adanada 17, Yalova ve Dörtyolda 19 derecedir.