Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS 1B A D rlN7 15- 2 1937 ULUS Roosevelt ve Amerika adliyesi merika yüksek mahkemesinin ıslahı hakkında Cumhur başka- nı Roosevelt tarafından yapılan tek- lif, Mecliste yetmiş beşe karşı üç yüz on beş gibi büyük bir ekseriyetle ka- bul edildi. Bu teklifin şümul ve ehe- miyeti üzerinde geçen gün azacık durmuştuk. Mesele şudur: Amerika cumhur başkanı Roosevelt, ilk dört senelik deversinde New Deal denilen iktısadi kalkınma programını tatbik ederken her adımda yüksek mahke- menin muhalefeti ile karşılaştı. Do- kuz azâsı olan bu yüksek mahkeme- ye Amerika anayasası, parlamento ve âyan tarafından kabul edilen ka- nunları bile hükümsüz addetmek sa- lâhiyetini vermiştir. Yani kaza kuv- yetini teşri ve icra kuvvetleı;î üzerine mürakip vaziyetine getirmiştir. Ame- rika yüksek mahkemesi bu salâhiye- te dayanarak, bazen ferdlerin hakkı- nı ve hüriyetini, bazen de Amerika ittihadmı teşkil eden devletlerin hak- larını ve salâhiyetlerini ihlâl eder ba- hânesiyle Roosevelt'in Meclisten ve âyandan geçirdiği kanunları tatbik ettirmemiştir. İkinci devrede Roosevelt'in Ame- rika anayasasını değiştireceği sanıl- mıştı. Halbuki Cumhur başkanı, böy- le külfetli bir teşebbüse girişeceği yerde Amerika yüksek mahkemesi- nin teşkilâtmı değiştirmeğe karar vermiştir. Yüksek mahkemenin salâ- hiyetlerini tayin eden anayasadır. Fa- kat teşkilâtı, yani kaç azâdan terek- küb edeceği meclis tarafından tayin edilir. Roosevelt şöyle bir teklif yap- mıştır: Yüksek mahkeme azâsından yetmiş yaşını dolduran her azâ, tam maaşla tekaüd olabilir. Fakat tekaüd olacağı yerde vazifesinde devam et- mek isterse, Cumhur Başkanı, mah- keme heyetine yeni bir azâ ilâve et- meye salâhiyettardır. Meclis tarafından kabul edilen bu kanun ile Amerika yüksek mahke- derhal on beşe or. Cünkü dokuz mesinin dokuz azâsı âiblâğ ed''i azânın altısı yetmiş beş yaşımır geşçtiğinden bunlar istifa etmedikleri takdirde mahkeme heyetine altı azâ daha ta- yin edilecektir. Bunlar da Roosevel- tin ictimai ve iktısadi ıslahat hakkın- daki kabul etmiş ha- kimler olacağından — ve kanunla- rı o yolda tefsir edeceklerinden fikirlerini yüksek mahkeme — bundan böyle bir engel olmaktan çıkacaktır. Yani Roosevelt mahkemeyi kaldırmıyor. Salâhiyetlerini darlaştırmıyor. Fakat teşkilâtını değiştirerek kendisine en- gel olmaktan çıkarıyor. Belki de yar- dımcısı vaziyetine getiriyor. Roosevelt'in bu hareketi Anglo- sakson ananesine uygundur. Bir asır evel, İngilterede ıslahat teşebbüsün- de bulunan liberaller, Lordlar kama- rasının muhalefeti ile karşılaşınca, aynı şekilde hareket etmişlerdi. Lord- lar kamarasını ilga etmediler, Salâ- hiyetlerine — dokunmadılar. Fakat kendi fikirlerini terviç eden yeni ye- ni lordluklar ihdas ederek kamarada sekseriyeti temin etmeye çalıştılar. İngilterenin siyasi tekâmülünde en e- hemiyetli bir adım olan 1832 ıslahat İâvihası hu şekilde kabul ve tatbik e- Hilmişti. " O azman Lordlar kamarası İn- Bilterede emlâk, arazi sahiblerinin Wwe eski aristokrasinin kalesi idi. Şim- li de Amerikada yüksek mahkeme burjuvazinin, bankacıların, sermaye- hib kalesi olmuştur. 1832 ind. Lordlarım kalesi, içinden fethedilmiş- ti. Roosevelt ne yaptı Ne yapacak? Bağlam kaleye karşı nasıl hareket e- lecek? derken o da kaleyi içinden Fethediverdi. Meğer Kristof Ko- Bomb'un yumurtası kadar kolay- Bare- - A. $ Esmer Askert fabrikalar umum müdürü Wümgeneral Eyüp Durukan kızı Bn. Nilüfer Durukan ile topçu teğmen Yüksel'in nişan merasimi 'General E- yüp Durukanın Yenişehirdeki evinde ficra edilmiştir. Her iki tarafa saadetler dileriz. İspanya'da hükümetçiler bütün cephelerde şiddetli bir taarruza kalkmak nıyetındeler Portekiz vaziyetini değiştirmiyor Londra, 14 (A.A.) — Madrid müda- faa komitesi tebliğ ediyor: Âsilerin Ja- rama bölgesinde Madrid - Valensiya yo- lunu müdafaa eden hükümetçi mevzileri yarmak için yaptıkları hücum püskür- tülmüştür. Hükümet vaffakiyetli bir hücum neticesinde Use- ra ve Karabançel'deki mevzilerini ıslâh etmişlerdir. Hükümetçi tayyareler, üç âsi avcı tayyaresini düşürmüşlerdir. Hü- kümet bir kararname ile, siyasi bir par-« tiye veya sendika teşkilâtına mensub ol- mıyan bütün radyo verici istasyonların işlemesini yasak etmiştir. Yasağa rağ- men işleyen radyolar müsadere edilecek- tir. Madrid'de bulunan yabancı gazete- ciler B. Blum'a telgrafla müracaat ede- rek Malaga'da sivil halkın katliâmına en- gel olmasını istemişlerdir. Madrid müdafaa komitesinin hükümetten istedikleri Müdafaa komitesi azâsından üç kişi başbakan B. Largo Kaballero'ya bir mek- tub göndermişlerdir. Bu mektubta, üç aydanberi kuşatılmış bulunan Madrid şehrinin müdafaası için hükümetçi milis- ler tarafından sarfedilen kahramanca gayretler anlatıldıktan ve bunun, kuv- vetlenen hükümetin, bütün milletin ve sadık milislerin eseri olduğu kaydedil- dikten sonra Malaga'nın zabtının ve Ja- rama taarruzunun, hükümetçi kuvvetle- rin bütün cephelerde şiddetli bir taarru- za kalkmasını icab ettirdiği söylenilmek- te ve bunun için şu üç tedbirin tatbiki istenilmektedir: 1 — İstisnasız herkesi muallim bir hale getirmek ve muazzam bir ihtiyat kurmak üzere mecburi askeri hazmet u- sulünü kurmak, kuvvetleri, mu- 2 — Mühim mevkilere şüpheli un- surları yök edecek sadık sivil memurlar getirmek, 3 — Bütün cephelerde tek kuman- danlık usulünü kurmak. Millt iş konfederasyonunun organı olan gazete, yalnız Madrid'in müdafaa- sı lüzumunun umumi seferberlik ilânı- na kâfi bir sebeb olduğunu yazarak hükümeti hemen bir karar vermeğe ça- ğiriyor. Âsilere göre Kordoba radyosu dün gece Franko kuvvetlerinin Aranga'yı ele geçirdik - lerini ve bu suretle Madrid - Valensi- ya yolunun tamamen kapandığını bil- dirmiştir. Âsiler bugün bu bölgedeki mevzilerini tahkim etmişlerdir. Hükü- metçilerin dün Karabansel'e yaptıkla- rı hücum püskürtülmüştür. Bugünler - de harekâtın siklet merkezi Jarama bölgesindedir. Karışmazlık işi ve Portekiz Lizbon'dan bildiriliyor: Siyasi mah- filler Portekiz'in karışmazlık komite- sindeki vaziyetini makul görmekte, Portekizin komitenin işini bozmak için değil, kendi topraklarının yabancılar - ca kontrolu milli izzeti nefse aykırı bir şey olduğu için buna razı söyleme"tedirler. S . on vazıyet Jarama bölgesinde çarpışmalar devam ediyor Talevera de la Reina, 14 (A.A.) — Havas General Franko kuvvet'erinin hücumları, olmadığını muhabiri - bildiriyor: hava- nın bozulmasına rağmen devam etmiş- tir. Maamafih yağmur yoktur. Arganda etrafında şiddetli çarpısmalar berdevam- dır. Madrid, 14 (A.A.) — Jarama mın- takasında muharebe devam etmektedir. Âsiler, son haberler ile devamlı surette hücum eylemekte fakat nehrin sol kıyı- larına mevzi almış bulunan cumhuriyet- çiler ise, bir adım geri çekilmeden muka- vemet göstermektedirler. Madrid'de 84 esirin Muhakemesi başladı Madrid, 14 (A.A.) — Bu sabah, halk mahkemesi huzurunda, kânunusanide Cerro « Rojeya yapılan hücum esnasın- da esir edilen 84 kişinin muhakemesi- ne başlanmıştır. Bombardımanlar neticesinde harab olan Madridden bır manzara Mısır hükümeti ve Uluslar Kurumu Kahire, 14 (A.A.) — Mısır hükü- meti, Milletler Cemiyetine kabulünü taleb etmesi zımnında Irak hükümeti tarafından kendisine yapılan davete müsbet cevab vermiştir. Cenevre nasıl karşıladı. Cenevre, 14 (A.A.) — Mısır hükü- metini Milletler Cemiyetine girmeğe davet eden Irak hükümetinin samimi notası, burada hayretle karşılanmıştır. Çünkü cemiyet azasından bir devletin âza olmıyan bir devleti alenen Cenev- reye namzedliğini vazetmeğe davet et- mesi ilk defa olarak vuku bulmaktadır. Irak'ın bu daveti yakın şark arab devletlerinin bir tesanüd eseri olarak telâkki edilmektedir. Bu münasebetle İtalyanın Cenevre- ye iltihakı, daha doğrusu Habeşistan delegelerinin Milletler Cemiyetinden uzaklaştırılması meselesinin Mısır'ı ka- bul etmek için toplanacak umumi heye- te mevzuubahs olacağı hatırlatılmakta- dır. Çünkü bu toplantıdan önce fevka- lâde olarak toplanacak olan umumi he- yet delegelerin salâhiyetlerini gözden geçirecektir, Zannedildiğine göre, Habeşistanın delegeleri uzaklaştırılacaktır. Bir riva- yete göre de bütün hükümetler, İtalya- nın Habeşistandaki. hakimiyetini tanı- mış oldukları için Negüs — Cenevreye delege göndermiyecektir. İtalyan - ha- beş anlaşmazlığı dolayısiyle ortaya çı- kan güçlüklerin gelecek mayıs ayında tamamiyle zail olması da ihtimalden uzak değildir. Metaksas kabinesinin başardığı işler Atina, 14 (Hususi) — Metaksas ka- binesi 6 ayı doldurmuş olduğundan, bütün gazeteler bu müddet içinde ba- şarılan işleri saymaktadırlar. Eski Venizelist basın da dahil ol- duğu halde, yazdıkları makalelerde Metaksas'ı alkışlıyarak diyorlar ki: 1 — Anarşi ve ihtilâlin önüne ge- çildi; 2 — Memlekette asayiş ve emniyet teessüs etti; 3 — Devlet, sermaye ile mesainin arasına girdi; 4 — Finans işleri düzeltildi; drah- mi kurtarıldı; 5 — 'Teslihat ve tahkimat işi tamam- lanmaktadır; 6 — İçtimai yardım işine milyonlar tahsis edildi; 7 — Her sınıf halkın meseleleri hal- ledildi; 8 — Çiftçiye yardım edildi; bol to- hum verildi; 9 — Ekilen arazi dönüm arttı; 10 — 1,600,000,000 drahmilik tasarruf yapıldı; l1 — Millet baygınlıktan uyanarak yeni hayata girdi; 12 — Hepimizi bu yeni doğuşun he. yecanı sardı. Bu hakikatleri körlerle münafıklar göremez. Millet yaptığı M. Metaksas'a karşı beslediği sevgi ve itimadı meydana koymuştur. Yapılan işler (4 ağustos) inkrlâbının ehemiye- tini göstermeye kâfidir. mikdarı 600,000 mitinglerle Basim İrmali Suriyedeki tahrikçiler CUMHURİYET'teki başyazısında İsmail Müştak Mayakon, Suriye Baş- vekilinin reisliği altında Parise giden heyetin, Cenevrede kabul edilmiş 0- lan Hatay istiklâline aykırı talebler ileri sürdüğü hakkında sızan haber- leri mevzuubahs ederek Hatay istik- lâlini dolambaçlı yollara başvurarak sakatlamak istiyen bu zihniyetin ne derece sakat olduğunu anlatıyor ve Suriyede yaşamakta olmasını ne son Cenevre kararlarını vücude getiren büyük siyasi muvaze- nenin, ne de bizim hattı hareketimiz- de âmil olan ciddiyet ve samimiye'in bu zihniyetin Şam politikacılarınca henüz lâyık”e anlaşılmadığına delil addederek di- yor ki: “Acaba Suriye zimamdarları hatay- Lılara verilen şeyin tam bir istiklal ol- duğunu ve esasen başka türlü olması imkân dahilinde bulunmadığını he- nüz anlıyamadılar mı? Eğer orada bunun hilafma bir telakki, bir hayal varsa, boş yere bir haylı vakıt geçi- rilmiş demektir. Her kopardığını kâr saymak siyaseti eski diplomasin'n çok iltifat ettiği mnrifetlerdendi. Anc-k bu siyaset bilhassa bu meselede re- vacı olmıyan kötü cılız ve miskin bir metadır. Bu metaınm müşterisi kalma- dığı gibi piyasası da kapanmıştır. Eğer Suriye zimamdarları henüz Cenevre müzakerelerinin nasıl çetin şerait dahilinde ve ne büyük bir azim ve irade kuvvetiyle neticeye varıldığı- nı bilmiyorlarsa Pariste bilhassa bunu sorup öğr li ve leketlerine dönerek işlerine ona göre düzen ver melidirler. ». Bugün bürolarda hazırlanmakta olan projeler dün verilen kararların şekil ve kıyafet almasından ibaret- tir. Yeni yapılan ve yapılacak hiç bir şey yoktur. Nasıl kı değişecek veya — değiştirilebilecek hıç bir şey olmadığı ve olamıyacağı gibi ... . HALA ANLATAMADIK MI? ÇOCUKLARI KORUMAK TAN'daki baş yazısında Ahmed E- min Yalman İstanbul belediyesinin Galatadaki “çocukları kurtarma yur- du”nu sitayişle anlatıyor, buradaki top lanmış 83 çocuğun ne kadar iyi şart- lar içinde yetiştiklerini, bu suretle kendi hallerine bırakılsa muhakkak ki kötü yollara sürüklenecek olan bir çok yoksul yavruların, bu şefkat ku- cağında yurda yararlı birer ferd ha- line geldiklerini kaydederek diyor ki, “— Memleket suça karşı esaslı sed- lere bu kadar muhtaç olduğuna göre Adliye Bakanlığı bu yurd ü ehemiyetle duracağını üÜümid ederiz. Çocuk mahkemelerinden bahsediliyor. Çocuk için böyle bir ruhi tedavi yeri bu- hunmadıkça mahkeme ne yapar? Bugün- kü “Sübyan” hapish koğuşl. ceza diye gönderilen her çozuk suçlu sınıftan kurtarılmamış, bilâkis zorla buraya yaklaştırılmış ve atılmış damek- tir. Adliyenin yalnız yaşama masrafını ödemesi suretile bu yurddaki salâh im- kânlarından daha yüz suçlu veya suçlu- luğa namzed çocuğu istifade ettirmek EŞ Hime AD BK riyle dostları tarafından karşılanmıştır. Sıhat Vekilimiz dün geldi Bir müddettenberi İstanbulda bulunan Sıhat ve İçtimat Yardım Vekili Dok- tor Refik Saydam dün şehrimize dönmüş ve istasyonda Vekâlet ileri gelen.e- Resmimiz vekili istasyonda gösteriyor. Adliye Vekâletinin, Sağlık ve İçti- mai yardım Vekâletinin dikkatlerini bu güzel içtimai teşebbüse celbetme- yi vazife biliriz. Çok muvaffnkıyetlı netice veren bu * OE NO L 'H b.!. lıı yerlerınde de kurulacak örnekleri, bu günkü hapishanelerin çok çirkin çocuk koğuşlarının yerini almalıdır.” e TERCÜME FAALİYETİ AKŞAM'da Nurullah Ataç, “sevini- lecek şeyler” başlığı altındaki musaha- larda tercümeye kar- de, son şı memlekette görülen büyük alâkayı ve bir çok meşhur garb eserlerinin dili- mize çevrilişini memnuniyetle kaydeder« ken, bir yandan da adapte yerine sadık l tercih edil doğ- ru bir temayül görüldüğünü söylüyor ve diyor ki: “ıercume edebiyatının genişle- tercüme y meye başl sevineli İn- san ıevindikçe sevinilecek şeyler ar- tar,” hi ü Ürüeie Bğr ni Sa S Si ae * Si ae eee ea LA p ç İ k.