14 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

14 Şubat 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— * İngilterede çıkan gazetelerin gündelik masrafları ve ğozetir gazeteciliği ban harbından sonra, İTayms gibi en “ muhafazakâr gazetelerin bile — kendilerini kurtaramadıkları esaslı değişiklikler ge- girdi. Bu zahiri değişiklikler, gazete - azıların geniş ölçüde değişti- desini buldu. Londrada çıkan “Ekonomist,, adın- Gaki gazete, bu mesele etrafında neş- zettiği bir seri makalede, bir gazetenin, kamoya dört türlü hizmet görmesi lâ- zım geldi 1 — Havadis, 2 — Fikir ve mütalcalar 3 — Havadisleri izah 4 — İngiliz gazetecilerinin “argo,, &u ile neşriyat "features,, , yani okuyan halkı meşgul edecek havayı yapmak ihan harbından evel, en ileri plânda, *havadis ve fikir,, bulu- nuyordu. Fakat harb bittikten sonraki çinde “features,, hâkim vaziye- derin izahı, büyük bir rol oynamakta- dır. Bundan dolayı milyonlarca - basan her biri, verilen ha- i, “neden,, ve “nasıl,, diye tahlil ve izah eden eksperlerden mürekkep he- yetler kullanmaktadır. Buna, bu tarz. da tahsi olan sayfaları çoğalt- makla imkân hasıl olmuştur ki, ekono- mistin fikrince, bu sayfaların — adedi, birbiri üzerine günde üç ilâ dördü bul- maktadır. Dünya harbından sonra birçok ga- zeteler birleşmek derdine tutulmuşlar. r. 1930 danberi, “Daily News,, ile “Daily Chronicle, in “News Chronicle,, adı altında birleşmesinden başka hiçbir. temerküz hâdisesi olmamıştır. Fakat, Ekonomist, temerküzün mev- cud olduğunu başka bakımdan — tespit etmektedir. O da, Londrada çıkan po- Püler büyük gazetelerin tirajları yük- selmekte, vilâyet gazetelerinin ise düş- mekte olması hakikatidir. Sabahları ç- kan on tane milli gazetenin okuyucula zı yüzde 7,5 çoğalmış, otuz tane vilâyet gazetesi de yüzde 5,5 nisbetinde oku- kaybetmiştir. Bu - hâlisede izlerin bir nevi adam avlamak manasına gelen “Canvassing., adını ver- dikleri rekabet ve reklam da ehemi- yetli bir rol oynamaktadır. - Vaktiyle, bu pek pahalıya mal olan tarzdan vaz. geçilmesi için, popüler büyük gazete- ler arasında bir agrcement yapılmış'z fakat “Daily Herald, bunu bozdu. A Ym garetderi Su azalmıştır. “Ekonomist, — bu. nun da sebebini, bu gibi gazetelerin “canvassing,, yapmadıklarında aramak- tadır. Fakat diğer taraftan, daha baş- ka çarelere de baş vuruluyor; meselâ “Daily Telegraph., , gazetenin fiatını 2 peniden 1 peniye indirmek suretile ti- Tajını beş misline çıkarmıştır. İngiltereye mahsus bir usul —olan pazar gazetelerinin de tirajları düşmüş- tür; ancak halâ hatırı sayılır bir ölçü Yü muhafaza etmektedirler ki, bu nevi gazetelerden üçünün tirajı ceman 7 mil- yondur. Tefrika. No: 67 İKİNCİ de okuyucü- varidatı “Daily Herald,, , mali muvazenesine imkân veten bir tiraja varıncaya kadar, 2 milyon ingiliz lirası harcamış - oldu. ğuna göre, kalkınıp tutununcaya kadar 'ne nisbette fedakârlıkta bulunmak i- cab ettiği tasavvur edilebilir. Büyük gazete tröstlerinde, ağacın. dan tutunuz da rotatif makinesine va- fıncaya kadar hepsini kendileri yapa- bilecek bir surette tröstleşmeye doğru bir meyil vardı. Fakat, Tröstlerin trös- tü sayılan, Rothermere tröstü, bütün bu bağları çözerek, kâğıdlık ağaç ye- deği olmak üzere, yalnız yeni - Fund- danddaki ormanları muhafaza etmiştir; hattâ Bowaters firmasiyle de alâkasını kesmiştir. Ü aei büyük bir vröst sayılan Berry grupu da Edward Lloyd- dan ayrılmıştır. Ancak, buna - rağmen, bu konsorsiumlar halâ birer muazzam teşekkül halini muhafaza — etmektedir. deri “Daily Express,, , "Sunday Express, ve “Evening Standard” gazeteleri Be- averbrookun elindedir. Ekonomist, —gazete endüstrisinin mali işlerini tetkik ederken, bir gazete Mülessesesinin, çok harcayıp az kazanç 'temin etmesi sibi bir tezadı tebarüz et- tirmektedir. —< cihet, bilhassa “Mor- 'ning Post,, ve “Observer,, gibi bir üc- Tet mükabilinde basılan - gazetelerde göze çok çarpmaktadır. Bu gibi gazete lerin yatırılmış sermayelerini — yalnız birkaç büro tepkil ediyor ki, tıpkı bazı husust ilâçlar gibi. masraflarının yü de 90 ıi reklâm masrafları teşkil et - mektedir. ondranın bir basın organizasyo- nu olan Pep basın işlerini tetkik eden bir kitab neşretmiştir. Bu eserde, iki milyon abonesi olan popüler bir gazetenin bilânoçsu şu şekilde göste- riliyor: Varidat İngiliz lirası Gazetenin satışı 1,600,000. dagiliz di 1,100,000 500,000 Yazı işleri 350,000. Tevzi 380,000 Reklâm 300,000 Okuyucuların sigortası — 100000 Amorti 200,000 Muhtelif 100,000 'Tekmil masrat 3,000,000 Kazanç 400,000. € istinaden, Ekonomist, okuyucunun bir peni ver: zek satın aldığı bir gazetenin mal 1 doğdum; onun için insanlar hakkında az çok İnsanlar, yelniz bunun üze- şeyler bilirir ULUS —— 1470 peni olduğunu hesap etmektedir; bu itibarla 0,70 maliyet ile birlikte mü- essesenin kazancı, ilân parasiyle temi edilmektedir. Birçok okuyu- ular, aldıkları ga zetenin yalnız bir kisım istihsal masrafını ödedik - derini, ilân / sahip- derinin kendileri - 'ne âdeta bir hedi- e verdiklerini bil- merler. de çalışanların aldıkları ücretle- re dair gösterilen rakamlar, çok entere- sandır. Hususile teknik iş çok para ka- zanan fakat aynı zamanda da en iyi or- ganize edilmiş olan ingiliz işçisidi İyi bir mürettip haftada asgari 160 giling alıyor. İşe yeni başlamış bir muh- bir veya muharrir muavini haftada 9 ingiliz lirası ve 9 şiling almaktadır; gündüz işi haftada 44 saat gece işi 38.5 #aattir. Asgari meruniyet yılda üç haf- tadır. azetenin asıl masrafı, çok paraya mal olan reklâm masrafı — kadar büyük değildir; fakat muayyen ve yük. #ek bir tirajı bulduktan sonra, bir gaze- te için fevkalâde kazançlar temin et mek imkânı da vardır. Bundan dolayı » dır ki, tirajı yükseltmek için çok acaip iler alan bir rekabet meydana gel- Bu rekabet işi, evvelâ, aboneleri si- gortalamak ile başlamış ve 1933 de bir gazete, abonelerine Dickensin bütün e- serlerini hediye ettiği zaman, en yük- sek mertebesin varmıştır. Dört ilâ se- kiz hafta sabredebilen abonelere dol- makalemler ilah., gibi hediyeler veril- miştir. Romanyanın Dış siyasası * — (Başı I. inci sayfada) eyledikten sonra Avrupa'da sulhun en iyi zâmanlarından birini teşkil eden fransız- ingiliz elbirliğinden dolayı bilhassa mem- nuniyetini izhar etmiş ve sözlerine şöye le devam eylemiştir; '— 170 milyon oüfpsu olan ve mua- Hedekin tadilini İstemeyer VE UT b Jlığını isbat etmiş olan sovyet birliğini incitmekten çekinmelidir.” B. Antonesko, beyanatında, iki mu- halif mabusla bazı gazetelerin son za- manda “dünya politikasında - Sovyetler birliği ve küçük antant” ünvanlı bir ki tab neşredek Romanya - sövyet münase- betleri meselesinde imtiyazlı romen bur. juvavazisinin hatti hareketini tenkid e- 'den Çekoslovakya'nın Bükreş elçisi Jan yaptıkları hücumlardan Bu kitab, ayni zamanda muhalif mahfillerde küçük antantın sağ- Tamlığına karşı tenkidleri davet etmiş- Ulus'un yeni Rotatif gazete baskı makinesinin nakli işi ULUSun yeni rotatif gazete maki- nesiyle teferruatı Hamburgtan KJTA- RE vapuru ile yola çıkmıştır. Vapur şubatın son haftasında İstanbul lima- 'nında bulunacaktır. (63) ton ağırlığın. daki makinc ve teferruatının İstanbul limanından supalan almarak Ankaraya nakli ve gümrüklenmesi münakasaya konulmuştur. Şartnamesinin müesseve- mizde görülmesi. 14- 221937 ae Hukuk ilmini Yyayma ların on birincisi dün Ankara ci huzurunda verilmiştir telakkiler idi. Profesör, ecnebilerin huku- ku hakkında bir tarihçe yapa- k: eski Yunavistan'da, Ko- ma'da, Hindistas'da ve islâm memleektlerinde tatbik edilmiş olan usul ve kaideleri kısa bir çerçeve içinde hulâsa — ettikten sonra; tabiyet mefhumunun tedrici bir şekilde ancak son asırda teessüs etmeğe ve bu esa- sa müstenid kanunlar yapılma- ğa başlanıldığını — tebarüz ettir- Büyük ihtilâl esnasında — fransızlar biraz liberal davranmak istemişlerse de diğer memleketlerden mukabele görme- dikleri için esaslı bir fark görülememiş. tir. Ancak on dokuzuncu asırda ve yir- minci asrın başlangıçlarında ccnebile- rin hukuku mevzuunda büyük terakki- ler belirmeğe başlamıştır. Umumi harb içinde her türlü insani hukuku inkâr eden bir hava esmiş hattâ bunun tes deri harbsonrası doğan rejimlerde ken- dini göstermiştir. İktısadi. buhranın; her milleti kendi bünyesi — dahilinde fevkalâde tedbirler almağa sevketmesi tahdid ve tazyik sistemlerinin daha zi yade şiddetlenmesine sebeb olmuştur. Bu cepheden ccnebilerin hukuku mese- desi daha mühim bir mahiyet iktisab et miş bulunuyor. - Konferans mevzuunu hukukunu kısaca anlattıktan sonra ye- ni telakkileri şu ana hatlar içinde izah ettiler. Bcnebi kimdir. (Otuz milyon insa- 'a verilen bu sıfatın bir devletin ül- kesinde bulunan fakat o devletin tâbi- iyetinde iddiaya hâlen hakkr olmuyan kimse) şeklinde ifade edildiğini söylü- 'yen profesör bir devlet ecnebilere hak tanıyıp tanımamakta muhtar mıdır mev- zuuna girdiler ve ecnebilerin hukukiy- de ekalliyetlerin hukuku arasında mu- kayese yaparken büyük harbtan sonra uluslararası münasebette ikinci kısmın aldığı geniş ehemiyeti izah ettiler. B. Nüsret, cenebi hukukunun kay- naklarını; muahedeler, umumi kaideler, dahili kanunlar umumi hukuk prensip- leri olarak tesbit ile her birini ayrı ay- Tt tetkik etmişlerdir. Ecnebilerin hakları ve sazifeleri ba- kımından yaptığı tahlilde sayın pro- — Onlara insan yasalarını öğretmek i- çin. Ne dişleri, ne de tırnakları olmadığı için fesör; âmme hakları, siyast haklar, hu- susi hukuk cephesinden mevzuu geniş- çe izahtan sonra 1929 senesinde ecnebi- derin hukuku üzerinde çalışmak Üzere Profesörlerinden B. Nusret Met ya tarafından seçl Kurumu konferansları Ecnebilerin hukuku yeni telâkkiler KONFERANSI VEREN Nusret Metya Hukuk İlmini yayma Kurum unun tertib eti ği seri konferans. Hukuk Fakültesi bir dinleyi Halkevinde Mevzu : ecnebilerin hukuku, ve yeni Pariste toplanmış olan konferansın mer Saisini şu ana hatları içinde tahlil et mişlerdir. 1 — Gezmek, oturmak ve yerleşmek serbestisi 2 — Ticaret, sanat ve mesleklerim 3 — Adli ve medeni teminat 4 — Mülkiyet hakları $ — Fevkalâde mükellefiyet 6 — Vergiler 7 — Ecnebi şirketlerin tâbi olacağı muamele. Bu mevzular üzerinde kati bir karax ra varılmamış olmakla beraber yeni tes dakkileri tebarüz ettirmesi itibariyle konferansın haiz olduğu kıymeti izahı 'eden profesör, ecnebilere ve hattâ ekale liyetlere aid haklarda, yazılı hüküme derden ziyade — tatbik ve icra şekline bakmak icab ettiğini söylemişlerdir. Derin bir alâka ile dinlenen konferans sürekli alkışlar içinde sona ermiştir. LLORE — Bugün maç yapılmıyacak Ankaragücü-G. birliği karşılaşması geri kaldı Ankara futbol ajanlığından: Bugün evvelâ Ankara gücü sahası, sonra da Muhafız gücü ve Yeni stadyo. mun futbol sahaları tarafımdan ayrı ayrı tetkik edildi. Her üç sahamızın da son yağan yağmurlardan nizami şekillerini kaybetmiş olduğu ve yarına kadar da ha- vanın düzelip sahaların da nizami bir şekle ifrağ edilmesi mümkün görülmedi. iinden bu hafta icrası mukarrer (Anka- a gücü - Gençler birliği) maçının gele- cek hafta pazar gününe - ayni mahzur olmadığı takdirde - tehir edildiğini bi- diririm. Saygılarımla. B. Musolini Trablusa gidecek Roma, 13 (A.A.) — B. Musolini Trablus'a sayahati, yıllık Trablus pana- yırının açılmasına rastlayacak ve bu ese nada birinci ve ikinci italyan filoları da sahil boyunca 15 gün sürecek manevra- dar yapacaktır. ğım. Bazı kimseler gibi bütün gece avlan- dıktan sonra bütün gün de havlayamam. ği Çeviren: Rudyard Kipling Nurettin ARTAM Movgli, hoplaya sıçraya uzaklaşmağa başladı. Büyük Ankus elindeydi. Arada bir durup büyük bir hayranlıkla ona bakıyordu. Böylece Baghira'nın en fazla dolaştığı yer- lere geldi ve orada onu büyük bir av- dan sonra su içer buldu. Movgli, başından geçenleri başından so- nuna kadar birer birer Baghiraya anlattı. Oğlan, anlatırken © da aralıkta Ankus'a bakıyordu. Nihayet, beyaz Kobranın söyle diği son söze sıra gelince, Baghira bunu doğ- ru bulur gibi mırıldandı. Bunun üzerine Movgli sordu: — Bu beyaz külâhlnın söylediği nedir? — Ben Ödeypor'da kralın kafeslerinde Tindeki taş için bir gecede üç defa adam öl- dürebilirler. — Fakat bu taş, bu nesneyi elde büsbü- tün ağırlaştırıyor. Benim küçük, parlak bı- çağım bundan daha iyi. Sonra bak! bu kırmı- Zt taş yemeğe de yaramıyor. O halde ne diye bunun yüzünden adam öldürüyorlar? — Movgli, haydi git de uyu; sen de in- sanlar arasında yaşamışsındır ve.... — Hatırlıyorum, insanlar ava çıkmadık- ları için keyflerinden ve tenbelliklerinden öldürürler. Tekrar uyan Baghira, bu diken uçlu nesne neye yarasın diye yapılmıştır? Baghira, halâ uykudan kapanmakta olan gözlerini şöyle açtı: — Bu, dedi, insanlar tarafından Hati oğullarının başını dürtüp kan akıtmak için yapılmıştır. Bunun bir benzerini Odeypor'- daki kafesimin önünde bir defa görmüştüm. Bu nesne, Hati gibilerden bir çoğunun kanı- ni tatmıştır. — Fakat fillerin başını niçin bununla dürtüyorlar? insanlar böyle şeyler, hattâ bundan daha kötü şeyler yaparlar. Movgli, canı sıkılarak — Ne zaman insan sürüsü tarafından ya- pılmış bir şeye yaklaşacak olursam, daha çok kana rastlıyorum, dedi. Ankusun ağırlığı da kendisini yormuştu: — Eğer bunu bilseydim, oradan alıp da getirmezdim. İlk defa gördüğüm sopanın ü- zerinde Messua'nın kanı vardı;. bunun üs- tünde de Hati'nin. Artık bunu kullanmıya- cağım, Bak da gör! Ankus, havada parlayarak elinden uçtu ve sivri ucu otuz yarda ötedeki ağaçların a- rasına saplandı. Movgli, avuçlarını taze ve nemli toprak üzerine sürerek: — Artık ellerim ölümden temizlendi, de- di, moruk, ölümün beni kovalıyacağını söy- lemisti. O hem yaşlı, hem beyaz, hem de aptal, — İster beyaz, ister siyah, ister ölüm, is- ter hayat olsun, küçük kardeş, ben 1 Baghira, iki mil uzakta bulunan bi bir avlanma inine doğru gitti. Movgli de ko- layına gelen bir ağacı gözüne kestirerek ona tırmanıverdi ve orada birkaç sarmaşığı öre rek çok zaman geçmeden topraktan elli a- dim yüksekte kendine bir hamak kurdu. Moveglinin, her ne kadar,, güneş - ışığından pervası yok idiyse de ,öteki dostlarının â- detlerine uymak için, bu işi pek seyrek ya- pardı. Ağaçtaki mahlükların yüksek sesle yap- tıkları gürültü arasında uyandı; güneş ufuk- ta idi ve kendisi o sırada fırlatıp attığı güzel çakıl taşlarını rüyada görüyordu. — Şu attğım nesneye bir defa daha baka- yım, dedi ve sarmaşıklardan birisine sarıla- rak yere indi. Fakat Baghira önündeydi, alaca karanlıkta onun aksırıklarını duymuş ve tanımıştı. eli — Ucu dikenli nesne nerede? diye bağır di Movgli. Ti işte burada.

Bu sayıdan diğer sayfalar: