Kamutay anayasadaki yeni eve değişikliği (Başı 1 inci sayfada) milliyetcilik, — halkeılık, — devletcilik, haik ve inkılâpçılık vasıfları da göste- rilmiştir. Kanunun ikinci maddesiyle siyasi müsteşarlıkların da meclis aza- St arasından seçilmesi usulü 44 üncü maddeye yazılmıştır. Kanun teklifini üçüncü ve dördüncü maddeleriyle ye- 'niden ihdas edilen siyast müsteşarlık- darm vazife ve mesuliyetlerini ve adetlerini icra vekillerinin olduğu git mahsus kanunla tayin olunacak teşki İâtı esasiye kanununun 47 ve 48 inci mad delerine ilâve edilmiş ve beşinci madde ile de mezun ve mazur olan bir vekil siyasi müsteşarların da niyabet edebi- deceği hakkmda 49 uncu maddeye bir hüküm konmuştur. Divanr liye sevkedilen müsteşarların da vazifeleri $0 inci maddeye ilâve edilmiştir yyast müsteşarların da divanı âlide mu- hakemelerinin icra olunacağı 61 inci maddede gösterilmiştir. Köylüyü toprak sahibi etmek: “Teklifimizin sekizinci maddesi ile değiştirilmesi istenilen 74 üncü madde gahısların menkul ve gayri menkul mal- larının masuniyetini gösteren esaslı bir kaldenin ne gibi hallerde sahi Tızası aranmıyarak almmabileceği bit etmektedi Maddenin mevcud kanundı ihtiyaca yeter olmayıp teklifimizin kinci maddesindeki esaslara göre geni lemesi zaruri bulunmaktadır. TTeklif edilen maddenin birinci fık- Tası eski hüküm gibidir. 2 inci fıkrada çiftçiyi toprak sahibi yapmak ve eşhasın tasarrufu altında olup devlet tarafından idare olunmak için almacak arazt ve ormanlar hakkında hususi istimlâk ka- Hunları yapılabileceği yazılmıştır. Yurddaşların mülkiyet haklarını ma sun bulundurmak ve bütün kanunların bu hakkr korumasını sağlamlaştırmak, — Türkiye devletinin önemle- takibettiği AAA b İ Bir men faatin korunması düşüncesiyle balkı. anızın çokluğunu teşkil eden ve genlikleri sulusun ilerlemesi bakımından en Tüzüm. lu olan çiftçilerimizin geçmiş devirler. de olduğu gibi hizmetkâr durumunda kalması inkilâbçı Türkiyenin ana ya- sasına uymayacağından bu büyük men- faatlerin elde edilmesi emrinde husust haklarr da göz önüne alarak (menafiyi umumiye için) belediyelerin ve hükü- metin tatbik ettikleri istimlâk kanunla- rında ve o kanundaki şartlardan başka hükümlerle husust istimlâk - kanunları yapılmasının ana kanunumuzda yer tut-| ası lüzumlu olduğu düşünülmüştür. Ormanlarımız için: Ulusumuzun tabit bir servet kayna- ğt olan ormanlarımızın da tahribten ko- Tunmast ve iyi yetiştirilip idaresi için eşhas uhdesinde olan ve kanununa gö- re istimlâk edilebilecek ormanlar hak- kında da aynı sürette husust hükümle- Ti havi kanun yapılması esas maddeye konmuştur. Teklifin dokuzuncu maddesi ile 75 inci maddenin birinci fıkrasındaki bir tabir kaldırılmıştır. Maddenin son fıkrası, mevcud hük- mün olduğu gibi ifadesinden ibarettir. Bu kanun teklifinin teşkilâtı esasiye kanununun 102 inci maddesine göre müzakere ve kabulünü, yüksek meclisin| tasvibine arzederiz., Teşkilâtı esasiye encümeninin mazbatası : Teşkilâti esasiye encümeni, yapılan teklifin, ana yasamızın 102 inci madde, sinin ikinci fıkrası mucibince nisabr ekseriyetin basıl olduğu anlaşılmış oldu- iunu kaydederek, mazbatasında şunla- zı söylemektedir : Cumhuriyetimizin ana vasıfları Halen meri teşkilâtı esasiye kanu- 'nunun esas hükümlerini gösteren birin. €i faslının birinci maddesinde Türkiye devletinin bir cumhuriyet olduğu yazı- İ bulunmasiyle türk devletinin yalnız gekil gösterilmiş olup, esas teşkilât nununda, yeni türk devletinin şekli ile beraber doğuş tarzının ve kuruluşunda bâkim olan ve nakliyat sahasında şim- diye kadar inkişaf eden umdelerin yer- tutması icab etmekte olup bunun için milik vahdeti — sarsacak beynelmilelci cereyanların memleket dahilinde yer bulmaması ve yurddaşlar arasında emıf farklarınım kaldırılması ve yurd dahi linde her bakımdan alınacak tedbir ve atılacak hamlelerle eski zihniyet ve an- anelere ve bu ananelerin icablarına baj Tanılmayarak yalnız zamanın — ihtiyaç ve zarüretleri ve yurdun — yükselmesi düşünülerek hareket olunması, ve mem deketin büyük menfaatlerinin istilzam ettiği teşebbüslerin devlet eline alına- bilmesi gibi biri diğerini itmam eden ve hayati bakımdan yekdiğerinden aye rilmiyacak olan ana vasıfların esas hü- küm olarak teşkilâtr esasiye kanununa derci pek Tüzumlu görülmüştür. iyasi müsteşarlar : “Devlet işlerinin gerekli genişleme- #i karşısında her vekâlet muamelâtınm. sürat ve sühületle yürüyebilmesi için idare makanizması ne derece tevsih e- dilsc hazırlık devzesini geçizen her iş- te son sözü söylemek, umumi ve nihaf kararları vermek büyük millet meclir 'ne karşı siyast mesuliyeti deruhte et miş olan vekile aid bulunması itibariy- le icra vekilleri heyetini teşkil eden her vekilin gerek vekâletinde ve gerek heyeti vekilede ve bilhassa büyük millet mec- lisindeki muhtelif ve mütenevvi vezaifi karşılamak ve kendilerine bu. vechile tahmil edilen yükü bir dereceye ka- dar hafifletmek için vekil ile müşterek siyaset takib etmek ve yalnız tevdi edi- len vazifeden mesul olmak ve muhake- melerde divanı âliye aid bulunmak ve haklarındaki cezal takibat sükutlarını mucib olmak Üüzere başvekilin İnhası ve relsi cumhurun tasdikiyle kendile- rine büyük millet meclisi azasındı dımcı verilmek suretiyle garlık teşkilâti vücude getirilmesi ve vekillerin vazife ve mazeret ve mezu- iyet sebebleriyle — muvakkat bir müd- det için vekâlet başından ayrılması ha- dinde ona vekâletin meşguliyeti derkâr olan icra vekilleri heyeti azasından bi- rine hasri, her iki vekâlet işinde aksak- İik tevlid etmesinden ihtizaren mezun ve yahud mazur vekile, vekilin hgiz oldu. Ru nüfuz ve mesuliyetle siyasi müste- şarlardan birinin de niyabet edebilme- bugün görüşecek #i ve buna dâir olan kararnamenin bü- 'yük millet meclisine arzı hususları pek yerinde bulunmuştur. Amme menfaatleri için istimlâk Yurddaşların mülkiyet haklarını ta- mamiyle masun bulundurmak ve bütün kanunların bu hakkın korunmasını sağ- Jamlaştırmak Türkiye devletinin önem- de takib ettiği bir esas olmakla beraber özel bir menfaatin korunması düşünce- iyle halkımızın çokluğunu teşkil eden ve genlikleri ulusun ilerlemesi — bakı mından €n Tüzumlu olan çiftçilerimi- zin geçmiş devirlerde olduğu gibi metkâr durumunda kalması — inkilâbçr 'Türkiyenin ana siyasasasına uyamıya- cağından bu büyük menfaatin elde edil- mesi ve kezalik ulusumuzun tabif ser vet kaynağı olan ormanlarımızın tahrib- ten kurtarılması ve iyi bakılması ve yetiştirilmesi için eşhas uhdesinden devlet idaresina intikal emrinde husu- af hakların da daima göz önüne almarab menafii umumiye için belediyelerin ve hükümetin tatbik ettikleri istimlâk ka- nunlarından ve © kanunlarda ki- şart Tardan başta hükümleri muhtevi olmak Üzere çıkarılacak husust istimlâk kanun- Jariyle çiftçiyi toprak sahibi etmenin 've ormanlarımızın devletçilik prensi- piyle idaresinin ana kanunumuzda yer tutması memleket için pek faydalı ola» sağı izahdan müstağni bulunmuştur. 75 inci maddedeki tadil : Şahsi ictihadlara hürmet eden, asa- yiş ve adabı umumiye ve mevzu kava Hine muğayir olmamak kayıd ve şar- tiyle herkesin kanaatleri dairesinde ha reketlerine tam bir serbesti bahşeyliyen Türkiye cumhuriyeti teşkilâtr esasiye kanununun 75 inci maddesinde mevcud 've mezkür kanunun birinci maddesin- de, mezkür ümdeler muvacehesinde yer- siz kalan bir tabirin kaldırılması hak- kındaki teklifde encümence muvafık görülmüş olmakla, teşkilâtı esasiye ka- Sımunun yukarıdaki dokuz maddesine aid atnzim olunan kanun lâyihası müs- taceliyetle müzakere edilmek Üzere u- mumi heyetin yüksek tasvibine sunul- muştur. Almanya ve Fransanın kuvvetleri (Başı 1 inci sayfada) gazetesinin askeri muhabiri, milli mü- dafaa bakanı B. Daladiyenin - söylemiş olduğu büyük nutkun bazı noktalarını tashih etmektec B. Daladiye; alman ordusunun meve cudunu bil milyondan fazla olarak tah- min — etmiştir. “Fakat — Fransa'nın takriben — beş — milyon — neferlil geniş — ihtiyat — kuvvetlerine malik olduğu herkesçe malümdur. Diğer ta - raftan, B. Daladiye'nin, alman ordusu için ileri sürdüğü bu tahmine nasıl var. dığı iyice anlaşılamamaktadır. Almanya, ancak mecburi askerf hiz- meti bir kaç sene tatbik ettikten son- radır ki geniş ihtiyat kuyvetlerine ma- lik olabilecektir. Projenin metni (Başı 1 inci sayfada) diavnı âliye sevkine dair Türkiye Büyük Millet Meelisince verilen karar Vekâlet ve müsteşarlıktan sukutu dahi mu - tazammındır. Madde 7 — Teşkil aşağıda yazılı şekilde dei Bais hususatta İera Vel ilmiştir. huriyet baş müddeiumur divanı âli teşkil edi Madde 8 — Teşkilâtı esasiye kanununun 74 üncü maddesi * aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir: Umumi menfaatler için lüzumu, usulüne göre anlaşıl- madıkça ve mahsus kanunları iye kanununun 61 ci maddesi leriyle siyasi müsteşarları ve Şü- rayı Devlet ve Temyiz Mahkemesi rüesası ve azâsı ve cüm- muhakeme etmek üzere bir mucibince Peşin verilmedikçe hiç bir kimsenin malı istimval ve mülkü Çiltçiyi toprak sahibi yapmak ve ormanları devlet t fından idare etmek içi mahsus kanunlarla tayin olunacaktı Vazifelerinden mün- Madde 9 — Teşi desi aşağıda yazılı şekilde değiştirilmiştir. Hiç bir kimse mensub oldu; değer pahası üzere her türlü di ların istimlâk bedeller 've mal ve çalış maya de timlâk olunacak arazi ve orman. ve bu bedellerin tediyes Fevkalâde hallerde kanuna göre tahmil olunacak para mükellefiyetler müstesna olmak üzere hiç bir kimse hiç bir fedakârlık yapmaya zorlana. lâtı esasiye kanununun 75 inci - mad- Felsefi içtihad, din ve mez- hebten dolayı muahaze edilemez. Asayiş ve umumi muaşe- ret adabına ve kanunlar hükümlerine aykırı bulunmamak iyinler yapılması serbesttir. Kanun neşri tarihinden muteber olacaktır. mü (Başı 1 inci sayfada) Nihayet İtalyanın Balkan — antantı memleketlerine yakınlaşmaya teşebbüs edeceği söylenmektedir. İtalya, Balkan antantr başkanı olan B. Rüştü Aras'a Arnavutluğu askeri harekâta bir zemin olarak kullanmıyacağını ve bulgar ta- dilciliğinin, bulgar - yugoslav paktı - nn da isbat ettiği gibi korkulacak bir gey olmadığı hususunda teminat vere- cektir. Övr gazetesi, B. Hitler, son nut - kunda, İtalyadan çok az ehemiyetle bahsetmiş olmasının B. Aras üzerinde bir tesir uyandırdığını, ve türk baka » 'nında İtalyanın sandığı kadar küvvet- Ni olmadığı hissi uyanmış - olduğunu yazmaktadı ANADOLU AJANSININ NOTU: Fransız gazetelerinden bir kısmı “Aras - Ciano mülâkatından bahseder. ken garib ve tecssüfe şayan tahrikâta kapılıyorlar. Milano'da Türkiye hari- €iye vekiline kont Ciano tarafından bu yolda teklifler yapılmamış ve bu- 'na benzer hiç bir görüşme vuku bul- mamıştır. Milano mülakâtının dünkü tebli de çok açık gösterilen hedef ve neti- celerini değiştirmeğe ve Türkiye - I- talya görüşmelerine başka bir mahi- 'yet vermeğe matuf olan bu kabil neş- riyat, Ankara mahafilinde hayretle karşılanmıştır. İtalyan gazetelerinin yazdıkları Milano, 4 (A.A.) — Popolo d'talia gazetesi, Kont Ciano ile B. Rüştü Aras Aarasındaki görüşmelerin neticesini hu İâsa ederek bu görüşmelerin, İtalyanı ego denizindeki deniz Üslerinden Tür- iyenin zararına olarak istifade etmeke *e olduğu yolundaki kaygılara tamamen nihayet verdiğini müşahede ve - tesbit etmektedir. Korriere Della Sera gazetesine gö - re, Milano konuşması Ankara hüküme. tinin Ttalyaya karşı bütün fikri sabite derini terketmiş olduğunu göstermiştir. “Gazete diyor 'Boğazlar meselesi hemliz bir tarın halle bağlanmamıştır. fakat bu - görüş teatilerinde geniş bir karşılıklı anlayış kaydedilmiştir.” Alman gazeteleri Milano konuş- malarına çok ehemiyet veriyorlar. Berlin, 4 ÇA.A.) — Stefani — ajansı muhabirinden: Alman gazeteleri, Cia- 'no - Rütşü Aras mülâkatına büyük bir dikkat ve ehemiyet atfetmektedir. Si - 'yast mahfillere göre bu mülâkat, Ha - beşistan nizaından sonra İtalyanın ka- bul etmiş olduğu siyasi hattı hareketin mantıki bir neticesidir. Frankfürter Saytung, İtalya ile Balkan devletleri arasında mevcud o - Jan iyi münasebetlerden — bahsetmekte ve, ingiliz - italyan anlaşmasının eski- den niza halinde bulunan iki hakim ynsuru yani ingiliz ve italyan unsurla- Tinı uzlaştırmak süretiyle İtalyanın Akdenizdeki yeni vaziyetini tanımış ol- duğünü ilâve etmektedir. Bu / gazete, Balkan ve Tuna havzalarında Ttalya ile Almanya arasında hiçbir rekabet alüâme- ti mevcud olmadığını yazıyor. Kont Ciano Roma'ya döndü. Roma, 4 (A.A.) — Dış işleri Bakanı Kont Ciano, Milano'dan buraya dön - müştür. Elen gazetelerinin memnuniyeti Atina, 4 ÇALA.) — Gazeteler, Mila- No konuşmalarını büyük bir memnuni- yetle tefsir etmekte ve bunlardan me- sud neticeler ümid eylemektedirler. Proja ve Katimerini gazeteleri, türk - italyan yaklaşmasıma karşı Yunanista- 'mın alâkasını tebarüz ettirirken şöyle demektedirler “Yunanistan, Türkiye ile mutlâk bir #amimiyet münasebetleri idame - eyle- mektedir, İtalyaya ise basit bir formali- teden ibaret olmayan dostluk paktı ilk takviye edilmiş ananevi rabıtalarla baj lldır.,, Gazetelerin tebarüz. ettirdiklerine göre italyan . ingiliz anlaşmasından sonra, türk - italyan yaklaşması, Akde- nizin şark havzasında sulhu kati söret- te müstakar bir hale sokacak ve bu have lâkatı MILANODAN SONRA (Başı 1 inci saytada) her zaman, Avrupa sulhu için ve şarki Bahrisefidde bütün .uı.ıı devletlerin hakiki menl en'iyi bir formül olarak ııııımıu. Bunun 3 şubattaki Aras - Ciano Mülâkati ile teyid edilmiş olması bu formülün her hangi bir zâfmr tamir değil, inkişafa olan istidadı- n takviye edecektir. Bunlara rağ- men iki memleket arasındaki mü- nasebetleri, şimdiye kadar başka âdeselerden görenler olduğu gibi son anlaşmanın hakiki mahiyetin- den tegafül edenler de bulunabi- ril. Kemalist Türkiyenin - kurulu- şundanberi, samimiyet ve sada- katle güddüğü sulhcu zihniyet, her yıl yeni bir. tecrübesini ver- mektedir. Bu tecrübelerdeki Mu- vafafkiyetin sırrı, sulh davasında iddi oluşu kadar bütün insanlık için iyi ve dürüst düşünüşünde- lir. Ve Türkiye bu ana vasıflarile geniş bir dostluk muhitinin teması içinde inkişaf etmektedir . En yakım Akdeniz komşumuz- nun bu havzadaki sükün ve istik- rar işlerinde biribirini itmam et- mesinden bütün sulh severlerin . memnun olacaklarını tabii bulu- — ruz. Büyük Önder Türkiyenin (dostluklarna, ittifaklarına, ahval 'ne olursa olsun değişmez bir sada- katle riayetkâr olacağma — inanıl- mış) olmasını milletlerarası mü- nasebetlerde köklü bir vasfımız - darak ifade etmişlerdi. Bunu her zaman hatırlamak bizim için bir vazife, sulh için de teminattır. Türk efkârı umumiyesi, Yugoslav. ya ile İtalya arasındaki iyi müna- sebetin teyid edileceği haberini bu asil duygular içinde karşıla- mıştır. Geçen yılın en sulh eseri sayılan Montröye Romanın iltihakı, vazih olarak gördüğümüz dostluk hislerinin en tabii icabı- dır, demekle de bir hakikati ifade etmiş oluyoruz, Kemal ÜNAL za milletlerinin, kendi refah ve inkişaf- darı için faaliyetlerinde devam eyleme- lerini mümkün kılacaktır. İtalyan mahfilleri konuşma- lardan memnun Roma, 4 ÇA.A.) — Havas muhabiri bildiriyor : Rüştü Aras - Ciano konuşmaların. dan sonra, B. Ciano bu sabah Romaya dönmüştür. Siyasi mahfiller, türk - italyan dost- Tuğunu takviye eden ve Akdeniz hak- kındaki görüş birliğini teyid eyliyen bu konuşmalardan memnundurlar. Korriere della Sera'nın bir yazısı Roma, 4 ÇA.A.) — Milano mülâkatı- u tefsir eden Korriera Della Sera gaze- tesi ezcümle diyor ki : “Bu konuşmaların hedefi, İtalya ve Türkiyenin hakiki siyasi temayülleri- ni aydınlatmak ve tam bir emniyetten mülhem yapıcı münasebetlerin yeniden başlaması için bir esas bulmak kiyenin, İtalyaya karşı olan S nn tamamen haksız olduğunu tanıma. çok mühimdir. İtalyanın Lerostaki tacıkimatı meselesi ile Türkiyenin Ça nakkaledeki müdafaa tertibatı meseler sinin tavazzuhundan sonra, Roma ve Ankara, iki memleketin menfaatlerine karşı daha vaziyetlerinin tesbiti lâzım gelen meseleleri, normal diplomatik yok- Ja, daha kolayca tetkik edebilecekler- di