Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ç - h ik Bi ğ Ku ı 4 bt LA K ht Ce ü ULUS - Paristeki görüşmeler neticesiz kaldı ıSancak meselesine dair türk - fransız görüş- | leri arasındaki ihtilâf olduğu gibi kalarak heyetler biribirinden ayrılmışlardır (Başı I. inci sayfada) rasında türk delegeleri İskenderun sancağının Suriyeden ayrılması — hususundaki görüşlerini muhafaza etmişler ve içinde sancağın tıpkı Suriye ve Lübnan gibi bir memle- ket olacağı bir konfederasyon ku- rulmasını telkin etmişlerdir. Bu — suretle Fransanın Suriye ile İsken- derun arasında idamesini arzu et- — tiği bağ da muhafaza edilmiş ola- caktır. Fakat fransız delegeleri bu teklifi kabul etmemişler, bunun Su- riyenin parçalanmasına engel ol- madığını, Şam ve Berut ile Fran- sanın imzalamış olduğu andlaşma- ları ihlâl edeceğini söylemişler- dir. Fransızlar İskenderun ve An- takyadaki türk ekalliyetlerine aid garantileri 1921 andlaşması fikri içinde kuvvetlendirebilecek her türlü tesviyelere hazır olduklarını beyan eylemişlerdir. Rüştü Aras Ankaradan yeni talimat alarak konuşmalara tek e- sasın İskenderun sancağının Su- riyeden ayrılması olduğu görüşü- nü muhafaza etmesi üzerine her iki taraf Rüştü Arasın Türkiyeye dönüşünden sonra konuşmaların ilerde tekrar ele alınmasının mü- reccah olduğu fikrinde bulunmuş- lar ve fakat İskenderun anlaşmaz- lığının fransız - türk dostluğuna aslâ zarar getirmiyeceği hususun- da önce yapmış oldukları beyana- tı tekide lüzum görmüşlerdir. Fransa hariciye nezaretinin tebliği Paris, 23 (A.A.) — Fransa hariciye nezareti tarafından matbuata verilen teb- liğ berveçhi atidir: Son toplantısında fransız ve türk he- yetlerinin İskenderun hakkındaki izaha- tını dinleyen milletler cemiyeti konseyi, meselenin esasının müzakeresini son- kânun mutad toplantı devresine talik et- meye karar vermiş ve bu ara esnasında İsveç dış işleri bakanı raportör B. Sand- ler ile temas suretiyle müzakerelere de- vam edilmesini alâkadar iki tarafa tav- siye etmişti. Bu karar mucibince ve fransız hükü- meti tarafından yapılan davete icabet e. derek, Türkiye dr şişleri bakanı Rüştü Aras, beraberinde dış işleri bakanlığı ge- nel sekreteri Numan Menemencioğlu ve cumhur başkanlığı genel sekreteri Ha- san Rıza Soyak olduğu halde Parise va- sıl olmuştur. Türk delegasyonu azâları, dış işleri bakanı M. Delbos ve bu bakanlık müs- teşarı M. Vienot ve arkadaşları ile mü- teaddid müzakeerlerde bulunmuşlardır. İsveçin Berne büyük elçisi ve Milletler cemiyeti konseyi raportörü B, West- man da bu müzakerelerde hazır bulun- muştur. Yapılan noktai nazar teatileri hiç bir neticeye varamadığından, her iki taraf, müzakerelere Milletler cemiyetinin ge- lecek devresinden evel ve diplomatik bir yolla ve raportörle temasta buluna- rak devam etmeyi derpiş etmişlerdir. Dış Bakanımızın bugün harekti muhtemeldir Paris, 23 (A.A.) — Türkiye Büyük Elçisi B. Suad Davaz, bügün Dr. Tev- fik Rüştü Aras ve türk heyeti azası şe- refine bir öğle ziyafeti vermiştir, Dr. Aras bugün saat sekizde B. Da- ladier ile görüşecektir. Türkiye Hariciye Vekilinin Ankara- ya dönmek üzere yarın akşam Parisi terketmesi muhtemeldir. Paris konuşmaları hakkında fransız gazetelerinin fikirleri Parisı 23 (A.A.) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildiri- yor : Övr konuşmaların güçlüklerini ve anlaşmanın şüp- heli olduğunu kaydettikten sonra, Suriye ve Lübnanla konfedere cümhuriyet şeklinde sancağın is- tiklâlinde israrımızı yazarak di- yor ki : “Fransanın İtalya ile anlaşma- ya karar vererek Adisababa elçi- liğini kldırdığı gün türk - fransız konuşmalarının başlaması taliin bir istihzasıdır.,, Lö Jurnal'de Sen Bris, sözde sancak meselesini bahane ettiği- mizi ve hakikatta asıl şikâyetimi- zin karşılıklı yardım paktının ge- çikmesi olduğu hakkındaki fanta- zilerin çürüklüğünü zikrederek, sancağa aid isteklerimizin ciddiye- tini teyid ile diyor ki : “Anlaşmazlığın Türkiye ile Ce- nevre arasında olduğunu söyliyen Fransa, Milletler Cemiyetini türk- lerle başbaşa bırakması mantık i- cabı ikn bunu yapmıyor. Çünkü yakın şarkta menfaatları var. Hal- buki işin içinden kendimizi çek- miye çalışmalıydık. —Halloluna- cak dava, Suriyeyi darıltmadan türkleri tatmin etmektir.,, Pöti Parizyen, “Temasların ga- yesi Cenevrenin alacağı kararı ko- laylaştırmak ve bunun neticesi de, umarız ki, fransız - türk anlaşmaz- lığını dağıtmak olacaktır.,, de- mektedirler. : gazetesi — Bibliyografya Sağlık ağızdan başlar Değerli diş hekimlerimizden Bay Malhas Düz'ün vücude getirdiği ve Fransa cerrahi akademisi azâsından Profesör Operatör Cemil Topuzlu'nun bir ön sözüyle başlayan bu eser herke- sin anlıyacağı bir dille ağız ve dişlerin ijiyeninden bahsetmektedir. Kuşe kâ- ğıd üzerine bol resimlerle canlı ve te- miz bir şekilde basılmış olan bu eserde dişlere ve ağız ijiyenine dair halkın bilmesinde fayda görülebilecek bütün bahisler sade bir dille anlatılmıştır. Eserin en ehemiyetii bahislerinin başlık- larını sıralamak bile kitabın halk sağlı- ğı bakımından ehemiyeti hakkında bir fikir verebilir: diş ne demektir? Çürük diş ne demektir? Diş nasıl çürür? İhmal pahalıya mal olur. Temiz ağız ve bakım- — İr dişler sağlığa alâmettir. İyi dişlere -) - x y nasıl sahib olabiliriz. Şeker dişleri çü- rütür mü? kadınların dişleri neden çok çürür? Dişleri nasıl temizlemeli? Ağız sağlığı için bir plân. Örnek bir çocuk hayatı. 'Gebe annelere birkaç öğüd. Dişlerine ve umumiyetle sıhatine i- tina etmesini seven bütün okurlarımıza bu eseri tavsiye ederiz. Fiatı bir lira - dir. Tarihteki garip vakalar “Değirmen” den sonra bize bu sene “Kağnı” sı ile kendi tarzındaki oriji - nal memleket hiykâelerinden mürekkeb kıymetli bir eser vermiş olan Sabahad- din Ali şimdi de bir mütercim olarak karşımıza çıkıyor. Fakat kuvvetli hikâ- “yecinin çok iyi bildiği almancadan di- * limize çevirdiği bu ilk eser ne bir hi- kâye kitabı, ne de bir romandır. *Tarihteki Garib Vakalar” ın müel- Hfi Max Kemmerich, şöhreti memleke- tinin dışında pek de yaygın olmıyan büyük harbtan önce ölmüş bir alman tarihçisidir. Ömrü tarihler ve vakanü- vislerin eserleriyle dolu kütüohaneler- de geçen bir tarihçinin bu sararmış ve tozlu sayıfalar arasında ne kadar ga - rib ve inanılmıyacak tarihi vakalara şahid olduğunu kolayca tasavvur ede - bilirsiniz. Max Kemmerich bir yandan büyük ölçüdeki muhtelif tarihi eserle- rini yazarken harikulâde bir buluşla tesadüf ettiği bu garib tarihi vakaları kısaca bir deftere not etmek usulünü tutmuş. İşte Sabahattin Ali ilk cildini dilimize çevirmiş olduğu eser bir göl gibi böyle damla damla teşekkül etmiş- tir. . “Tarihteki garib vakalar” yalnız te- cessüsle hitab ederek merakı tatmin eden bir eser midir? Hayır. Bazı veciz bir şekilde kaydettiği bu tarihi vakala- rın peşinden bütün alâka ve merakımı zı tahrik ederek sürüklemesine rağmen, Max Kemmerich daha büyük bir iş gör- müş, bize çok kıymetli bir ders vermiş oluyor. Hakikaten bütün kusur ve ga- rabetlerine rağmen bugünkü medeniyet seviyesine erişinceye kadat, insanlığın tarih boyunca geçirmiş olduğu mace - raların dikkatimiz kadar merhametimi- zi de celbedecek mahiyette olduğunu hiç bir eser bize bu kitab kadar kuvvet- le hissettiremez. “Tarihteki Garib Va- kalar” 1 okürken biz âdeta, insanlığın tekâmül ve medenileşme safhalarını adım adım takib ediyor gibiyiz. Bugün pek tabit ve normal telakki ettiğimiz ve başka türlü olmasını ta- sarlıyamadığımız birçek hak ve haki - katlerin daha dün diyebileceğimiz ka - dar yakın bir mazide ne kadar bilinme- miş, ne kadar yadırganmamış ve ne ka- dar yanlış telakki edilmiş olduğunu gö- rerek hayret ediyoruz. Kim bilir, belki yarınki nesil bugünün hâdiselerini aynı derecede garibseyerek okuyacaktır. Sabahaddin Alinin tercümede kul- landığı dil çok temiz ve selis bir türk- gedir; kitabın okunmasına bu nokta da ayrı bir zevk vermektedir. Niyuz Kronikl gazetesine göre Almanyanın ekonomik güçlükleri artıyor Londra, 23 (A.A.) — Niyuz Kronikl gazetesinin diplomasi muharriri, Alman- yanın ekonomik güçlüklerinin boyuna artmakta olduğunu yazmaktadır. Al. manyanın, siyasetinde cezri bir değişik- lik olmaması takdirinde, bir sergüzeşte atılması mümkündür. Bu gazete, alman subayları ile ispan- yol âsileri arasında mevcud olan gergin- likten bahsetmekte, Almanya ile İtalya- nın ise Âkdeniz hakkında uyuşmuş bu- lunduklarını yazmaktadır. Ayni gazete, B. Hitler'in İspanya işlerine karışması- nın heyecanlı ve tehlikeli bir surette ge- nişlemiş olması veya bahalıya mal olan sergüzeştin akamete uğradığını kabul ile buna bir nihayet vermesi ihtimallerinden bahseylemektedir. Yabancı mahfillerde heyecan uyandıran bir karar Berlin, 23 (A.A.) — Askeri mükel- lefiyetlere tâbi almanların pasaportları- nın bundan böyle bir askeri makam ta- rafından kontrol edilmesine dair olan ye. ni nizamname, bilhassa yabancı mahfil- lerde heyecan uyandırmıştır. Bu mahfil- lerde bu kararla memleketin sivil kuv- vetlerinin seferber edilmesi ve Alman- yanın bazı noktalarındaki garnizonların takviye olunması hakkındaki tedbirler arasında bir alâka görülmektedir. Almanyanın sömürge davası Londra, 23 (A.A.) — Lord David Sesil Taymis gazetesine yazdığı bir mek- tubta Almanyanın istediği sömürge me- selesinin halline tarafdar olduğunu bil- dirmiştir, Lord Sesil, bu mevzu üzerin- deki ilk mektubunun neşrinden sonra çoğu tasvibkâr olan mektublar almış ol- duğunu da söylemektedir. 24 İLKKÂNUN 1936 PERSEMBE İSPANYADAKİ İSYAN Cephelerde şiddetli harbler ve Madridde hava bombardımanları oluyor Karışmazlık komitesi bir tebliğ neşretti Madrid, 23 (A.A.) — Havas ajansı mMmutabirinden . ö Puzueto etrafındaki muharebe, dün akşam da devam ediyordu. Fakat henüz sarıh malümat elde edilmesine imkân yoktur. Yalnız bu muharebenin bir kaç gündenberi kâh bir tarafın kâh öteki ta- rafın lehine olarak devam etmekte oldu- gu bilinmektedir. Mühakkak olan bir şey varsa 6 da bu muharebenin başlangıç. tanberi Madridin etrafında yapılmış o- lan muharebelerin en mühimi olduğudur. Âsilerin bataryaları, dün saat 16 ya doğru büyük telefon binasını bombardı- man etmiştir. Üç obüs, binanın gazete- cilerin gündelik haberleri yazmakta ol- dukları cephesine isabet etmiştir. İlk o- büs altıncı katın bir penceresinin üstü- ne düşmüş, büyük bir delik açmış, öte- kiler de on birinci ve on ikinci katlara düşmüştür. İçerde bulunanlardan hiç biri mühim bir yara almamıştır. Hükümetçiler Boadillayı geri aldı- lar, Madrid cephesinde mukabil taarruzlar başladı Madrid, 23 (A.A.) — Cumhuriyetçi- ier, Boadilla del Monte'yi geri almışlar- dır. Âsilerin beş gündenberi devam eden şiddetli taarruzlarına karşı tesirli bir mukavemet gösterdikten sonra cumhuri. yetçi kuvvetler, Madrid cephesinin muh- telif noktalarında ve hükümet merkezi- nin şimali garbi bölgesinde 24 saattan- beri mukabil taarruzlara geçmişlerdir. Bu kuvvetler, her tarafta tam bir mu- vaffakiyet elde etmişlerdir. Cumhurnyetçi kuvvetler, âsiler tara- fnrdan işgal edilmiş olan Madridin Use- ra varoşundaki sor evleri işgal etmişler ve falanjistlerin Karabançel'deki bir çok müfrezelerini püskürtmüşlerdir. Humera-Pozuelo bölgesinde cumhu- riyetçi kuvvetler, Boadilla'yı istirdad et- mişler ve âsilerin taarruzlarından önce işgal etmekte bulundukları hatların da- ha ilerisine varmışlardır. Hava bombardımanından kaçanlar Perpinyan, 23 (A.A,) — Bir çok ka- dınlar ve çocuklar, hava bombardıman- ları korkusiyle İspanyanın Akdeniz kı- yılarından ayrılarak Fransaya gitmek- tedirler. Âsi tayyareler Madrid - Alikante demiryolunu bombardıman ettiler Madrid, 23 (A.A.) — Âsi tayyareler Madrid - Alikante demiryolunu kesmek için bombardıman yapmışlarsa da cum- huriyetçilerin avcı tayyareleri bunları kaçırmışlar ve bir tanesini düşürmüş- lerdir. Âsilerin bir tebliği Sevil, 23 (A.A.) — Radyo ile neşro- lunan bir tebliğde şöyle denilmektedir: “Endülüste kıtalarımız, El Korpio, Pedro Abad ve Villafranca de Kordo- ba mevsilerini zaptetmişlerdir. Bu son mevki Kordoba Alence yolu üzerinde- dir, Bu hareket, büyük bir mukavemetle karşılaşmamıştır, fakat düşmanı gerek insanca ve gerek mühimmatça mühim zayiata uğratmıştır. Öteki bütün bölgelerde hiçbir deği- şiklik yoktur, Boadilla del Montenin geri alınma- sı sırasında kıtalarımız, düşmanın üç bayrağını ele geçirmiştir. Bunlardan bi- risi anarşist kurumlarına, biri iş konfe- derasyonuna ve üçüncüsü de enternasyos nal müfrezeye aiddi. Boadillada ölen düşman mikdarı, tam 126 dır. Bunlar« dan yalnız bir tanesi ispanyoldur. Âsi seirlerin üzerinde alman markları Madrid, 23 (A.A.) — Cephede sükün hüküm sürmektedir. Usera bölgesinde milis kıtaları, düşman mevzilerini işgal etmişler ve bir çok faslıyı esir eylemiş- lerdir. Bu faslıların üzerinde kendilerine aylık olarak verilmiş bulunan eski alman markları bulunmuştur. Karışmazlık komitesinde Londra, 23 (A.A.) — Karışmazlık komitesinin neşrettiği tebliğde ezcüm- le deniliyor ki : Komitede bulunan delegeler, bir mü rakabe projesinin mümkün olduğu kadat çabuk ve tesirli bir surette icra mevkii- ne konulması hususunda uyuşmuşlar ve bu hedefe varmak için kendilerine lâzımı gelen salâhiyetin verilmesi zımnında hü« kümetlerine müracaatta bulunmayı va- deylemişlerdir. Portekiz delegesi, hükümetinin bu proje hakkındaki görüşünün değişmedi- ğini bildirmiştir. Sovyet delegesi, General Frankonun cevabını şiddetli surette tenkid eylemiş« tir. İtalyan delegesi, yalnız Salamank hükümetinin cevabının gelmiş olduğunu ve Valansiya hükümetinin cevabı hak- kında ise yalnız gazete haberleri mev- cud olup asıl cevabın gelmemiş bulun- duğunu ileri sürmüştür. Reis, italyan delegesine cevab vere- rek, Valensiya hükümetinin cevabı gel- memiş ise de elde bulunan metnin Mad- rid gazeteleri tarafından gönderilen ce- vab metni olarak neşredilmiş bulundu- ğunu bildirmiştir. Komitede temsil edilmekte olan hü- kümetlerin nihat karar hakları mahfuz kalmak şartiyle, komite, kendi reisine 1 sonkânunda İspanyada anlaşmazlık halinde bulunan iki tarafa bir kontrol projesi metnini bildirmek salâhiyetini vermiştir. Bununla beraber ©o zamana kadar komitede temsil edilmekte olan hükümetlerden biri, meselenin yeniden tetkiki arzusunu ileri sürer ise, bu key- fiyet geri bırakılacaktır. Komitedeki delegeler, hükümetlerim den, komite önünde ileri sürülmüş olan nisbetler içinde karadan ve denizden kontrol projesinin tatbiki masraflarına iştirake hazır olup olmadıklarını sora- caklardır. Komite, İspanyaya tayyare idhali i- le anlaşma taahhüdlerinin aynı tarzda tefsiri meseleleri hakkında tâli komite- nin dün karar altına aldığı tavsiyeleri teyid eylemiştir. Muğla Vilâyetinden : 1 — 8-12-936 günü pazarlıkla ihale edilmek üzere ilân edilen 13348 lira 33 kuruş keşif bedelli Ula yatılı ilk okuluna istekli çık - madığından tekrar kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. 2 — Muvakkat teminat 1001 lira 12 kuruştur. 3 — Eksiltme 7-1-937 perşembe günü saat on beşte daimi encü - mende kapalı zarf usuliyle yapılacaktır. 4 — İstekliler eksiltme, fenni ve bayındırlık işleri genel_ şartna- melerini ve buna müteferri diğer evrakı Muğla nafra müdürlüğün- den görebilirler. 5 — Eksiltmeye girmek istiyenlerin Nafra Vekâletinden alınmış ehliyet vesikası göstermeleri ve ticaret odasına kayıtlı bulunmaları lâzımdır. 6 — Teklif mektupları 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlanarak yukarda yazılı ihaleden bir saat önce makbuz mukabi- linde Muğla İlbaylığına vereceklerdir. — İ Posta ile gönderilecek mektupların nihayet, üçüncü maddede ya- zılr saate kadar gelmiş olması, dış zarfın mühür mumu ile kapatılması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. (3635) iyice 2—6086