Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SAYFA 2 Yeni teşkilât kanununa göre P. T. T. memurlarına ak Tayin kararnamesi yüksek tasdikten geçti. Posta telgraf ve telefon umum müdürlüğünün bir ikincikânun 1937 işleri retsi B. Necati, telgraf işleri mü- dür muavinliklerine telgraf işleri mü- tarihinde yeni teşkilât & iyle vi. lâyet merkezlerinde kurulacak vilâyet merkez müdür ve muavinlerine aid ta. yin kararnamesi ile emrkez teşkilâtı tayinleri yüksek tasdikten geçmiştir. Tayinleri sırasiyle bildiriyoruz: Merkez tayinleri Yüksek fen heyeti reisliğine İstan- bul telsiz mühendisi B. Abdüllatif, yüksek fen heyeti azalıklarına fen müşavere heyeti reisi B. Hasan Kâ- zım, fen müşavere heyeti azasından B. Bekir Vefa ve İstanbul P. T. T. fab- rikası müdürü Bay Mehmed Ali, birinci sınıf P. T. T. Başmüfettiş- liklerine birinci sınıf başmüfettişler. den B. Hayri ve B. Besim, posta işle- ri reisliğine Ankara Başmüdürü B. İb- rahim, reis muavinliklerine posta işle- ri müdürü B. Naci ve muavinlerinden *«B. Tevfik, B. Eyüb, B. Nazmi, telgraf işleri reisliğine telgraf işleri müdürü B. Cecati, telgraf işleri reis mua- vinliklerine telgraf işleri mühendisi B. Fuad, telgraf işleri müdür muavin. lerinden B. KEikmet ve B. Vasıf, tele- fon işleri reisliğine vekâleten telgraf bendisi “. Kemal, telgraf işleri mü. dür muavini B Cevdet ve B, Nuri, mu. amelât müdürlüğüne muamelât müdü- rü B., Yevfik, muamelât müdür mua- vinliklerine İstanbul P.T.T. (mektebi müdürü B. Şükrü, muamelât müdür muavinlerinden B. Latif ve B. Hakkı, levazım müuürlüğüne levazım müdü- rü B. Sakin, levazım müdür muavin. liklerine eski muavinlerden B. Şeref ve B. Kadri, fabrika müdürlüğüne An. kara Başmüdür muavini B. Hakkı; hu« kuk müşavizliğine hukuk müşaviri B. Hâmit, hukuk müşavir — muavinliğine muavin B. Tahsin, evrak ve istatistik müdürlüğüne evrak istatistik müdürü B. Memduh ve muavinliğine evrak ve istatistik müdürlüğü mümeyyizi B. Ferid, hesab işleri müdürlüğüne mu- hasebe müdürü B. Muzaffer, muhase- be işleri müdür muavinliklerine, mu. hasebe müdürlüğü mümeyyizlerinden B. Rıdvan, B. Hüsnü ve veznedar B. Şakir, Ankara telefon müdürlüğüne Ankara otomatik telefon müdürü B. Sadi. (Vilâyet tayinlerini yarın yazaca. ğız). Vilâyetlerin satınalma heyetleri hakkında bir tamım Vilâyetler namına bazı satınalma he- yetlerinin İstanbula gittiği ve bunların başında ekseriya valilerin bulunduğu an- laşılmıştır. Dahiliye vekâleti bu hususta vwilâyetlere bir tamim yaparak valilerin vilâyet büdcelerinin ita âmiri olmaları i- aibariyle bu heyetlerde bulunamıyacak- larımı ve bu heyetlerin yaptığı masrafın mübayaa bedelinin yüzde beşini geçemi- yeceğini bildirmiş ve fevkalâde haller ol- madıkça İstanbula mübayaa heyetleri gönderilmiyerek nümune celbi suretiyle mübayaatta bulunulmasının teminini va- liliklerden istemiştir. Boluda bir zelzele oldu Bolu, 23 (A.A.) — Dün gece saat olu, 23 (A.A.) — Dün gece saat 4.45 de devamsız fakat şiddetli bir yer sarsıntısı boluluları uykudan uyandırdı. Hasar yoktur. Dahili ticaret beyannamesi usulü üzerinde tetkikler Gümrük ve İnhisarlar vekâleti sa- hillerdeki dahilt ticaret beyannamesi usulünün kaldırılması etrafında tetkik- ler yaptırmaktadır. Bir kısım kollektif şirketlerin kazanç vergileri Ticaret ve sanatlarını yaptıkları ma- hallerin gayri saft iradları üzerinden kazanç vergisine tâbi tutulan kollektif şirketlerin, 2395 numaralı kanunda doğ- rudan doğruya beyanname usulü ile ver- giye tâbi tutulan iş ve teşebbüsleri icra ettikleri veya gayri safi iradı 2000 lita ve daha ziyade olan yerlerde ticaret yaptıkları takdirde kazanç , vergisinin ne suretle alınacağı hakkında bazı yer- lerde tereddüde düşüldüğü maliye ve- kâletince anlaşılmıştır. Vekâlet bu hu- susta vilâyetlere bir tebligat yaparak doğrudan doğruya beyanname usulüne tâbi bulunan işlerle uğraşan kollektif şirketlerin de beyanname usulüyle ka- zanç vergisine tâbi tutulmalarını bildir- miştir. Vekâlet bu şirketlerin kârdan hisse alan her şerikinin aldığı hisse ü- zerinden ayrı ayrı kazanç vergisine tâbi tutulmaları lâzım geldiğini de tebliğin- de ayrıca bildirmiştir. Dahiliyede bir tayin Hakâri valiliğine tayin edilip henüz 24 İLKKANUN 19?6 PER“"MBE İSTANBUL TELEFONLARI : Hatay bayrağının Asılma ve açılma töreni İstanbul, 23 (Telefonla) — Hatay Er- kinlik Cemiyeti Hatay için kabul etti- ği yeni bayrağın asılma ve açılma me- rasimini pazar günü saat ikide Emin- önünde Anadolu Hanındaki merkezin- de yapacaktır. Buğday fiatları İstanbul, 23 — İstanbulda buğday fiatlarında nisbi tenezzül vardır. Pi- yasa durgundur. C H P: Vilâyet kongresi toplanıyor Cumhurıyet Halk Partisi Ankara vi- lâyet kongresi 25 birinci kânun cuma günü Halkevinde toplanacaktır. Kon- greye Ankaraya bağlı 13 kazadan 87 mü- messil iştirak edecektir. Kongre vali ve C.H.P. ilyönkurul başkanı B. Tandoğan tarafından açılacak ve idare heyetinin iki yıllık çalışma raporu okunacaktır. Kongrenin üc gün kadar devam edece- ği tahmin edilmektedir. İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesıi ikinci sınıf talebesinin vaziyeti Kültür Bakanlığı İstanbul Üniversi- tesi hukuk fakültesi ikinci sınıfının dört senelik tahlisden istisna edilmele- ri hakkındaki müracaatini tetkik etmiş- tir. Bakanlık ikinci sınıfın bu müraca- atini haklı bulmuş ve Üniversite rektör- lüğüne keyfiyeti bildirmiştir. Muğlada bir maden kazası Muğla, 23 (A.A.) — Köyceğiz'in San. dalbaşı maden ocağında çalışmakta olan beş köyceğizli, ocağın yıkılması ile altın. da kalarak ölmüşlerdir. Belediye zabıtası işlerini devlet zabıtası görecek İç bakanlık belediyeler kanu- nunun 109 uncu maddesine göre beledi- ye zabtası işlerinin Ankara, İstanbul ve diğer bazı şehirlerde olduğu gibi devlet zabıtası tarafından görülmesi etrafında tetkikler yapmaktadır. Bakanlar Heyeti toplandı Bakanlar heyeti dün saat 17 de top- lanmış ve toplantı geç vakte kadar de- vam etmiştir. Kamutayın dünkü toplantısı Kamutay dün Refet Canıtezin reis- liğinde toplanmıştır. 936 mali yılı umu- mi muvazenesine dahil bazı daire büd- celerinin türlü tertibleri arasında bir milyon doksan bir bin liralık münaka- le yapılması hakkındaki kanun projesi görüşülmüş ve kabul edilmiştir. Kamutay, yarın ruznamede bir mad- de lomadığından, pazartesi günü topla- nacaktır. . İ Bina ve arazi t . . vergilerinin Tahsil nisbetini matlup dereceye çıkarmak için Dahiliye bakanlığı vilâyetlere bir ta- mim yaparak bina ve erazi vergilerinin taksit zamanı olarak tayin olunan ayla- rın nihayetine kadar mükelleflerin taz- yik edilmemesi keyfiyetinin dikkate a- lınmış olduğunu fakat taksit aylarınrı takib eden aylar içinde tahsilâtın mat- lup dereceye çıkarılmadığının görül- düğünü bildirmiştir. Bakanlık halk hiz- metlerinden olan ve büdce ile çerçeve- lenmiş mahalli hizmetlerin yerine getiril- mesi içi her şeydenönce büdce gelirinin zamanında ve muayyen hadler dahilin- de tahsil edilmesini istemiştir. Vekâlet vali ve kaymakamların tahsilât işle- riyle yakından alâkalanmalarını ve tah- silâtta muvaffak olamıyan memurlar hak kında takibatta bulunulmasını istemiş- tir. Gerek erazi, bina ve buhran vergile- rinin ve gerekse diğer gelirlerin ileriki taksitlerinde de tahsilât nisbetini iste- nilen dereceye çıkarmamış olan vilâ- yetlerin hususi muhasebe müdürleri hak kında vekâletçe ayrıca kanuni takibatta bulunulacağının ehemiyetle göz önünde bulundurulmasını ayrıca bildirmiştir, Diplomalar iyi yazı ile yazılacak Maarif vekâleti mekteblerden tasdik edilmek üzere gönderilen diplomaların o- kunmıyacak kadar çirkin yazılarla yazıl- dığını ve yanlışlıklar yapıldığını görerek bundan sonra diplomaların güzel yazı i- le doldurulmasını ve talebenin soy adla. Birinci Ankara ko- şusu hazırlıkları Atletler o gün için bir program hazırladılar Ankara halkevinin Atatürk'ün Ankara- yı şereflendirdiklerinin 17 ci yıldönümü münasebetiyle bir koşu hazırladığını bun- dan evvelki nüshamızda yazmıştık, Bu koşu 27 birinci kânun, öğleden sonra, Atatürk'ün Ankarayı ilk gördüğü nok- tadan ve saat 14.20 de başlayacak ve tam saat 15.5 de hükümet dairesi önün- de bitecektir. Çünkü Atatürk, bundan 17 yıl önce tam saat 15.30 da Ankara hükümet konağı önünde bulunmuşlardır. Koşuda birinci gelen ogünün müjdecisi sayılacak ve gene halkevi tarafından ko- nulan gümüşlü saati alacaktır. İkinci ve üçüncülere de birer saat verilecek ve bu koşu her yıl Ankara koşusu adiyle bü. yük Şefin Ankaraya teşrif ettikleri gün tekrar olunacaktır. Mesafe tam on iki ki- lometredir. z Halkevi spor komitesi dün kulüb mu- rahhaslarınn iştirakiyle halkevinde bir toplantı yapmıştır. Kulübler komiteye koşuya mümkün olduğu kadar çok atlet- le iştirak edeceklerini bildirmişlerdir. Bundan sonra, koşunun idari ve teknik programı üzerinde bazı kararlar verilmiş- tir. İki gün içinde 26 atlet müsabaka için adlarını deftere yazdırmışlardır. Spor komitesi başkanlığı koşuya gir- mek istiyenlerin her gün saat 17.30 dan itibaren halkevine müracaat edebilecek- lerini ve adlarnı yazdıranların da pazar günü saat tam 13.30 da halkevinde bu- lunmaları lâzım geldiğini bildirmektedir. Ankara Halkevinde Atatürk Günü hazırlıkları 27 kânunu evvel dolayısiyle Ankara halkevindeki tören hazırlıklari devam ediyor. Bu programa göre o gün gündüz saat 15 de salonda Dumlupmnar nahiyesi ve halkevi birlik olatak Bir gündüz töres ni yapacak, efeler milli danslar yapacak- lar, genç edibler şiirler okuyacaklardır, ayni günün akşamı halkevi büyük salon- da şenlik sahneleri gösterilecek, nutuklar ve şiirler okunacak, milli mücadeleye a« id yeni bir piyes sahneye konacaktır. Ve bu sahneler üç gün tekrar edilecektir. Deniz müesseselerimizin büdceleri Denizyolları, Akay, fabrika ve ha« vuzlar idareleriyle İstanbul ve İzmir li« man işletme idarelerinin 1937 büdce projeleri bugünlerde tâli bir komisyon Tuz kanunu resmi gazetede çıktı 'ee DU Eade et ea Çağrı rınn yazılmasıni bildirmiştir. tarafından tetkika başlanacaktır. Yeni tuz kanunu dünkü resmi gaıe- çı..ınc.u geü mı'ılkxye mufettış.hg.me Sayl Bugün saat 14 de Milli Müdafaa tede çıkmış'ır. ni yüksek tasdike iktiran etmiştir. Encümeni toplanacaktır. Sözü gelişi: morfolojilerini sonra manalarını tetkik Mangday: âlim, baş, mümtaz. Pe, | DİL KUŞEŞİ: edelim: z ) © 6G) Men - man Z ağ t am t an Mek -mak — ağ H am * ak Fark; yalnız üçüncü unsurlardadır. Fakat bu fark çok önemli olduğu için üzerinde durmağa mecburuz. (V. * n) saha ve imtidat gösteren elemanlardan olmakla beraber onun ego ile bağlılığı muhakkak ve katidir. Onun içindir ki Güneş - Dil Teorisi ro- lünü aşağıdaki açık ve geniş ifade ile çerçevelemeğ: ehemiyet vermiştir. “n — mahdud sahayı gösterir. “M” nin sahasına bitişik olan sahadaki obje- leri ve düşünceleri gösterir. Her hangi bir sahada bulunan obje veya düşünceyi “m” sahasına yaklaştırır.... S. 33” Bu izahtan şunu anlarız; n; m ve kategorisinin aslı (ğ) olduğu için bu bi- tişikliği (nğ) ile ifade edebilmek tabii- dir ve bütün Türk lehçelerinde hâlâ ya. şıyan (nğ) her yerde aynı rolü ifade e- 8. 1524. Bengü - mengü — Ebedi, daimi, müebbed (Rad.) Manga - menge lügati). Men (g) (Kırım M& — beyin) Men (g) i (Uygur, tal) - meng: beyin Men (g) i (süratlilik, ceht.) Radlof, Manlay — âlim, baş, mümtaz, Saha ve imtidat unsuru olmadan da aynı manayı veren kelimeler vardır: Meyin — Dimağ, beyin...... gibi. Mege — Ebedi olan, büyük, geniş. Bak: Menge, Pekarski. s. 1524 Böyle olunca (ng) ile (ğ) ve kate. gorisi arasında yer değiştirimi muhak- kak ve kati olur. Netekim (mak) keli- mesinde de yakın manaları buluruz. Mak, (bir çok lehçelerde) övme, me- dih. “Radlof. C. IV., s. 993” tür. Meke — Çare, feraset, hile, tedbir. H.R. Tankut (Arkası var) bana (Uranhay. diyor. Man ve men kelimeleri de birçok devirlerin psiko - sosyolojisinde aynı kıymette idi. Şu misaller bizi teyit e- decektir. 1 — Menge — “Yakut” karşılaştır. Eski Türkçe Mengü, Bur. (mönhö, münhü) Mogol. Mongke; Ebedi, 2 — Mangmay (Yakut) karşılaştır. Türkçe Manglay, ULUS un bir ricası İstanbul ve vilâyet arkadaşlarımızın, gazetemizden bazı yazıları ve bzlhaın imzalr makaleleri aldıklarını sık sık görü- yoruz. Bu gibi iktibaslarda, yazının U- lustan alındığının zikredilmesini arka« daşlarımızdan bilhassa rica ederiz. “Alınan tedbirler yalnız memleketi imar etmiyecek, aynı zamanda....” Gerçi bu cümle doğrudur, fakat sa- rahatin artması için “imar etmiyecek” yerine “imar etmekle kalmıyacak” de. nilmesi daha yerinde olurdu. * &* & “Vefat - Ölüm ; İrlihal” Bu kelimeler, bir gazetede, tuhaf bir tesadüfle alt alta konulmuş üç ölüm ha. berinin başlıklarıdır. Şimdi böyle gün- dleik bir halin aynı gazete sütununda üç ayrı kelimeyle ifade edilişine bakın- ca, dilimizde bir anarşi hüküm sürmek. te olduğunu daha iyi hissetmez misiniz? Kendimizi “vefat”, “irtihaP' gibi köh- nemiş kelimelerin tasallutundan ne za- man kurtaracağız.? * * $£ “Güneşle Galatasaray yenişemedi - der..” Şu “yenişemediler” tabiri de nere . den çıktı? Burada fiil; “birimirlerini yenemediler” da — kullanılı dİlk) le bitip <son'la başlayan senemiz 1936 yılının son haf- tasındayız. Altı, yedi SANİ kelimelerini bun- başlayan “mali” veya gün sonra 1936 nın elli iki haftası, yerini 1937 nin ilk günlerine bıraka- cak. Ne kadar ıogukkan— h: olursanız, ol lara iki misal olarak Rgös- terebiliriz. Birinci ayı “mart” olan rumi ve ma- N? senenin iki ayına ko- nulan ve ikişer arab ke- d yapılan bu mürden eksilen bir yılm ufuktan silinen bir yel- kenli gibi süzülüçünü kedersiz seyredemz ve: — Ömrümüzden bir sene daha, bir takvim yaprağı gibi, kopup gidi- yor, demekten kendinizi alamazsınız. Fakat benim bu fıkra- yı yazmaktan maksadım ne bu temcid pilavını an- dırmış felsefeye sapmak, ne de her yıl milyonlar- ca gönülde tekrarlanan bir duyguyu bir daha tek- rarlamaktır. Muharririni bu satır- ları yazmağa sürükleyen sebeb, senenin son ve ilk aylarının adında gördü- ğü mantıksızlıktır. Osmanlıcayı yeni i- Halbuki Rumeli lehçelerinde “yeniş - mek", “gü k” ma küul- lantlan bir keli; « Sonra “y k,, —Siml den “yenişmek,, fiilini yapmak doğru değildir, çünkü iki tarafın birden biri- birlerini yenmeleri vaki-olamaz, Mef « * humda karışıklılık yoktur, ve yeni ıstılahlar koymak suretile genişlet- mek, zenginleştirmek is« tiyenler çok tuhaf bir yol tutmuşlardı. KÂNUNU- EVVEL ile KÂNUNU- iki ismi Şamdan Hudey- deye, Akabe'den Fas'a kadar bütün bir arab âle- minde okuyunuz, yahud yazınız, eski osmanlıca ile ülfeti olmıyan bir kim- senin bunları anlıyamı- yacağına emin olabilirsi- niz. Arablar, lâtin kö - künden bozma iki kelime ile bunlardan bırmcııme &d © iki de “yenayer,, derler. Kılişe olarak halkın ağzına inmiş ve çok kul- lanılmış kelimeleri bir - den bire dilden söküp atmanın güç olduğunu bilenlerdeniz. Fakat son özdil heyecanı bütün ya- bancı terkibleri çözüp bozarken bu iki terkib de ayak üstünde kalama- mış; birincisi “ilk kânun veya hud “birinci kânun” ikincisi de “son kânun”. “ve yahud “ikinci kânun” olmuştur. Birinci ayı marttan “rumi” senenin ay sıra « sına göre bu “evvel - bi« rinci”, “sani - ikinci” di« zilişi makul ve mantıkt idi. O sebeble “birinci teşrin” ve “ikinci teşrin” için bir şey diyecek de- ğiliz. Fakat tuhaflığının siz de farkındasınızdır: İLK KÂNUN, şimdiki senemizin son ayıdır; onun otuz birinci günü o yıla aid takvimin son yaprağını yırtarız. Halbuki bu ay, başın« da “ilk” gibi bir başlan- Riç sıfatı taşımaktadır, Sonra, neşe ve saadef dilekleri arasında giren yeni ve tap taze yılın ilk ayına da. hâlâ “ikinci” veya “son” sıfatını ver « mekte devam ediyoruz. Bir nihayet ki “ilk”, bir başlangıç ki “son” sıfas tını taşıyor; tuhaf bul- mıyor musunuz? Ufak bir değiştirme ile bu tuhaflığı ortadan kaldırmak imkânsız de « ğildir. Meselâ: senenin son ayı sadece “kânun” diye kalabilir; ilk ayına da, meselâ “ilkay”. gibi bir isim veremez miyiz? Nurettin ARTAM