SAYFA 4 Türkiye bize ispat ediyorki.. « Cc 0 M (0 E D i A) tarihli “Comoe bit ise, tamamen edebi ve belki de biz re daha yak bir ehemi- librairies française 8. v. p » adlı bir zısile evvelâ fransız tinin, le e 2i »E 2 2 3 5 m 8 2 ye başla ei ent Luis siyam b olması itibariyle bunların en başındı fransız kita- br üzerine daima lâyık olduğu et ehemiye- a gelen iş hem de yeni Türkiyenin gerek en- mıyacağını kaydettikten, hattâ fransız kitabının ehemiyetinin, bugün, her za- zel mankinden fazla ağır basması DE eek Veli erini de gerkese iyi temsil & in den barçın İM araya İs abmn tamıştır. de yöne vee her 1 İran» Yine mukaddimenin gi veçhile «sız edebi e “şimdiki muharrirler, türk tefekkürü - pl min mi iy neki | Rün, Şark ananelerinden kopması key - Mele wn tahakkuk Gi lerdir. disi bile eşyaya karşı baştan başa garp- Iz olan bir alıcılık hassasından doğmak- tadır.” ikta, olduğunu muhakkak addederek bu ge Floransa'da, Viyana'da, a Ati- ida, Coimbra'da, Lisbonne'da, İs- kenderiye'de ve Kahire'de ya olduğu ta All denilebilecek ke ei ğ sanın fransızca bildiği m e da çeaiya sayili bile bu gerilemeni! mevcut hem de | İzah edemiyeceğim için sadece bir Ah- belli bulunduğunu tesbitle muharrir, | met Haşim, bir Yahya Kemal, bir Ya - İngiltereden mi - | kup Kadri, bir Reşat Nuri ve hele Fa- Eni i il i iğ 4 3 için mi ve'azimkâr (campagne) görmek Slap bu me eklerin bazılarının, kendi dil, ede bi ile bizim şairlerimiz e arasında. manâlı ir A Za Türkler, aliyetle temine mm hattâ Si ha başkalarının da, tâ Paris'in göbeğin- de yalnız muazzam turizm aji m de gil aynı esi belli Hi ük ler vücu: ya, Yunani edebi şekli ne ie Ai emin bir sanatla kul İşte ve direne bir istihale- tedbirsizlik ettikten ve bu bece! eriğin aran : in imrük farkları, direktif yoksulluğu ve propa- aksaklığı gibi şeyler- da teşkilâtının. den ileri geldiğini serdettikten sonra Türkiye'yi ele alarak şu mütalaada bu: lunuyor : “ e bize ispat ediyor Ankara Radyosu kardaki fikirlerime ÖĞLE SEŞRİYATI karşılık olarak...) hele bu felâketin bı e kadar el dığı, bütün bunların ikinci olduğu | 1230—1250 Plâk: Halk şarkıları > m ez SEM 24 İLKKANUN 1935 N La Tribune d sında tezimizi, vi ERKE gazelesinde aynı meseleye İair ikinci bir sana ni rans İ alaşi alak baktı ileri , sancak türklei emniyet lüle olmadıklarını liye etmei geldiği hakkındaki Be ea em etmiyecek kimse bulunmıyacağı iyi hizmeti, karşılıklı anlayışın göre ceğini söylemek da yerinde pl mütahede o e i Je an « Pr Görard 14. 12. 936 tarihli perma yazıyor : ve eme doğru ve haklı bulan, miami bu sr Za Repallime etelerinin ik emin YE yazısında, fransiz an sağlamlığı gibi tempo- ve bir Fikir mund. rinin, Suriye muahedesinin la yk yeni vaziyetie ni de sstermiştir. ln üi ilüğünü tabii lan hıri: çi Şam üközizelne Hu aalıkların Hukukuna Hâyet kele hükümler empoze ediyoruz. Fakat bütün bunlar imzalar, hu - ri 1 gittikt nn sonra, terini, usulles rini, hükümet otoritesi yakikendaki erene Salak kisini bilir- ler eş ei dürziler ve türkler suriyeli dedikleri insanlar. 8 a 2 2 3E ima mücadele halinde olmuşlardır. Bütün bu ayrı soydan in- sanlar dirikirleri e karşı nefret ve kin hisleri balik Yarın, takil Şi imetinin kendisine verilecek iktidarı sujis- 'ekler midir? Milletler. ei onları haksız çıkâ- rırsa - ki bu çok muhtmeldir Kile ei yi Vilno üzerine hareketine benzer bir darbeden korkan mıyorum. Şark e itina ile takib edenlerin hepsinin dikkati. & çarpan bir vi m yardır: bu Suriye milletleri, iki bin sene- denberi aslâ müstakil olmamışlardır. ia istiklâl ve rai - e nebatlardır. Bundan başka, din milliyet mozaiki olan leks memleketin daimi Mm - larını hal için hâkim bir hakeme ihtiyacı yok mudur? smanlı e gr aşkin sukutı sonra, bu büyük rolü Fransa görmüştür. Fransa bundan vazgeçerse kimin mü- çe ml görülecektir. Kemal begeni mi, Musolini almanlarınm yoksa, İbnissuud AVRUPANIN BATI DOSTLARI VE JAPONYA dire Prese'nin Paris muhabiri yazdığı bir mektubta diyor e son teşri laşması, iri a gere nl Ge delilin intiba bıraktı. Batının her iki büyük demokrasisi, kendilerini hiç bir — şekilleri nasıl olursa olsun, bütün devletlerle, sulh İşinde amağa azmetmiş gar ve nihayet, Avrupanın tehli Höğurmektan başka bir işe yaramayacak olan biribirinin a nı durmadan ilân ope Hali ışmasının yapılması, alman hü- eveud vaziyeti değiştirmek e Bilip yerine yepyeni bir © kabilinden rle 2.50—13.00 hi W şırsa, beyhude uğraşmış olur. Zira bü 13.00—1330 Plâk: Hafif musiki memleketlerin bu sahalardaki faaliyet - | 17.30 İnkrlâb dersleri (Halke- virden naklen) nu isbat etmektedir. Çünkü, bugün komünizme b ayina. olan a ğı hususunda b yol tikacılar mütt: iki a. ile büyük Britanya, demol par âmenter devlet ve bususi mülkiyet — ğe hürriyeti prensipine sadık kal- ıktadırlar. Fakat iki millet, başka türlü bir otoriter evet şeklini kati surett e teğkdekmektedirler. Almanya arl bütün yada, daima ucuz bir parola olarak, ko, kâbusu m reşediliyor. Eğer bolşevizmle mücadele etmek iste- devi niyorsa, bu iş için devletin polisi tamamiyle kâfi gelmektedir. mektedir. Meselâ Almanya, İtalya, A - vusturya, Portekiz ilh... gibi memleket. | AKŞAM MEŞRİYATI lerin maharet pılan 19.00—1930 Türk musikisi ve halk şar- propaganda sayesinde meler elde ettik- ule ve arka- lerini yen Xa) İn; vaktiyle daşları) şeniyet ve hakiketten uzak yaşayan | 19.30—20.00 Türk musikisi ve halk şar- iyenin bile, şu yakın zamanlarda zi kıları (S gili yardıma çağırmak sure- ) ve > ni oni ili li > 20.00—20.20 Konferans: Terbiye (Ha Til Fikret) e iradesini ispat ettiği LE ed BD musikisi İşte şimdi eliz İİ en in neşr - ötmiş olduğu İki over var. Bunlardan bi- | 72407100 Ağına haberleri ri, daha teknik olup zi elde edil . | 21:00—22.00 Stüdyo salon orkestrası MA 220 Yarınki program ve isti EN Aslında tırnak içerisindedir. lâl marşı tir ki , komünistlere karşı sempati beslediği iddia mk olan ağ cenah nb iii dö Kerillis bile bunu pa! Pl a ler komisyonunda dikka- te değer bir surette tebarüz İstediği kadar en sise e bu andlaşma, sovyet Hanya ziyade, demokrasiyle idare edilen devletlerin ve dire . ,Tefrika; No:38 dir ve talie karşı ne yüzenlerden, ne uçan ve dinlendim. Fakat ben, tam nehre dönece- baştankara etmişti. Siz orayı hatırlamazsı- ii Tai i, ne koşanlardan kimse ağzmı bir im zaman sular alçalmıştı ve ben ana cad- NCİ 4 ey söyleyemez e kendi taliilmden mem- denin çamurları İsli a Ri mecbur yi bir tali, keskin bir görüş, son oldum. Benden başka yapardı bunu? iz, burada hepimiz çakal değiliz, de- T A 3 I bir. haydar yahud va suyunda yaslanacak Bütün hal, Papas, iri çocuklar çıktı - di,büyük bir tufan ağa taş yüklü kayık- C E N G E L Ki | bir ye ar. Çomur, sa- | battığı ve biribiri ardınca üç sele mu - ir ile, ve Ki yoluna girer. ün için iyi bir ii değildir. Bir kayıkçı: ir Zig an kumsal değil mi bu? i sinsi dedi — Baltaları alın da şunu öldürelim! diye Li ER Mi DAN En, bir defa yoksull: a İşe me bağırdı Çünkü bu taki Muggerdir. bl iki e kumsal vardı, dedi, bi- da in Sata işlemiş olduğunu — Yok öyle değil, dedi Br e risi aşağıda, bi ie Çakal bir a serve ne kadar kendisi, — Doğ nız o seli önünde sürüklüyor. O, köyün ki 1ZaSI ile öğünen Balı a ei mevsim yaşında idi ama, siz, bir çük dır, — Ri dedi, doğru, arda uzunluğ! iznin olan — eee Bi e üzeri: köylüler üzerime hel, ikisinin arasını bir kanal bölerdi; sonradan hizla prltms bir mi ızrak alan attılar, v celerle adamın biri, du. i bir şahıstan gelen bir tahkire pek öyle kolay im tam biz keçiyi sürdü. — Aşağıdaki kumsal im için iyi di- Bi, kolay karşılık in Balıkçıl aslın. Çakal : lekler besliyen bu yığı duruyordu. i a korkaktır; Çakal ondan daha betei — Ne âlâ, ne âlâ dedi, keçi çok iyi bir Adam, kayığ da uyuyordu; yah ei şeydir. yarı uykuda, yarı uyanıktı. Birden beline iğ — Çok kıllı, çok kıllı idi; e, içine gi- dar, yahud dizlerine kadar ayağa fırladı. Boş — Öğre: n Eövrel çok yaşamak lâ- ince ütün biçimi bozuluyordu. Fakat kayığı yürüdü ve ikinci dı yerinde tekrar zım. Söylenecek söz şudur; küçük Ilar ben, bu keçiyi büyük bir şeref olarak ene lu. O zaman, ya, orada nehir ak yerde bulunur ocuğum, takat ve gi etti 'a doğru indi aha yordu. Ben de arkasından nittim, Çünkü bi: i bir Mugger her yerde a Him üzerime bir kayıkçı gönderdi ki buz ie İostdnri ki yeni karaya çekebilmek içi a beraber, öğüs elindeki adamlar dışarı caktır. inmel ben ö#iinmivorum. Fakat ll et; bu tali- kalkıştı. Onun kayığı büyük bir kumsalda (Sonu var)