ON YEDİNCİ YIL. NO: 5535 — ADIMIZ, ANDIMIZDIR Inkıta hakkında tefsirler «..Menfaatimiz Kemal Atatürkle en iyi münasebetlerde bulunmayı emrediyor.) «.Türkiyenin dostluğu bu saatte metlidir. Binaenaleyh onunla anlaşmak lazımdır..” bizim için çok kıy- (Liberte gazetesinden) «.Türkiye ile anlaşmazlığı daha önce halletmek lazımdı..) (Ümanite gazetesinden) «..18 sonkânun konseyinden önce isveçli raportörün yeni bir türk - fransız temasıma teşebbüs etmesi ihtimali vardır. Parisle Ankaranın o vakite kadar anlaşmasını umar, dileriz...) Paris'teki müzakerelerin inkı taı hakkında, dün, (Pöti Jurnal gazetesinden) mülâhazaları mızı yazmıştık. Bugün, bu mü- nasebetle ajanslarn muhtelif kaynaklardan tebliğ ettikleri ha vadisleri aynen dercetmekle ikti- fa ediyoruz: Gündelik SU İŞLERİ Dünkü Ulus, okuyucularma su iş- sa haberlerini bildirmişti. Bugün de sütunlarımızda bunun için hazırla- man lâyihanın metni ile esbabı mu- cibe mazbatası vardır. Beş yılda 31 milyon Hira harcanılarak sahil ve yay- la Anadolu'da birçok nehirler ve ır- maklar ıslâh edilecek, bataklıklar ku- rutulacaktır. Artık bu tedbirle top- raklarımız milli endüstrinin ııhdıiı cek, birçok yanık ve arazi zira- *ate elverişli hale gelecek, çiftçi, eme- ğini mevsimin cilvesine terketmek- ramak felâketi de vardır. AAc::n he;:iı yüreklerimizde kanayan a'da- ki taşma işi, Türkiye'de asırlardan- beri yer yer ve sık sık tekerrür - et- miş bir facianın en yakmıdır. Ana- dolu'daki bataklıkların geniş çevrele- ıstırabla K Cümhuriyet; giriştiği birçok bü- yük işler arasında suyu ihmal etmiş değildir. Birçok yerlerde hususi ida- reler, belediyeler, köyler; kendi ta- katleri içindeki su işlerini başarmış- lardır. Devletçe yapılmış büyük eser. ler ise azımsanılamaz. Ankara bara- jını her zaman zevk ve iftiharla ana- cağımız gibi İzmir yakmlarında Cel- lâd gölü denilen geniş bir sahanın da sağlık ovası halini aldığını unutmı- yacağız. Bu ölçüde yapılmış Nilü- fer ve saire gibi bazı eserleri de ha- tırlamak güç değildir. Başbakanın geçen teşrinde -Ada. na ve Ege mmtakasımda yaptıkları köylü ve çiftçi ile temas seyahati; birçok iyi neticelerle birlikte, su iş. lerinde büyük ve kudretli bir hamle- nin hareket noktası olmuştur. İnö. nü'nün tetkik sahasındaki sularla e- tüdleri evelce yapılmış olan şimal ve orta Anadolu'daki birçok sular, kı- sa sayılabilecek bir zaman içinde, bugüne kadarki zarar verici haller. den çıkıp muhitleri için birer fayda kaynağı olacaktır. Geçen bahar -Afyon - Karakuyu 'demiryolunu açmağa giden Başba- ikan İnönü; Afyon istasyonunda çiftçiler!e ekin ve yağmur üzerinde asbihaller yaparken bir elini gözle. #inin önüne siper ederek “Başvekil olduktan sonra Ömrümün yarısı ha. vaya bakmakla geçti” demişlerdi. Bu kadar derin bir kaynağı olan ye- ni su hamlesinin Atatürk devrinde girişilen her eser gibi tez ve tam mu- vaffakiyete erişeceğine bütün - yurd emindir. Bu emniyetin her türke ği ük sevinci her birimiz tek tek yüreklerimizde duyabiliriz, Kemal ÜNAL Paris, 24 (A.A.) — Anadolu Ajan- sının hususf muhabiri bildiriyor : Hemen bütün gazeteler, aşağı yuka- Ti aynı ifadelerle, konuşmaların akamete uğradığı, türklerin sancağı Suriyeden ayırmakta, Fransanın bu esası kabul et- memekte israr ettiklerini bildirmekte- dirler, Almanyaya sömürge verilmesi ve bunun etrafında dönen şayialar Laondra, 24 (A.A.) — Taymis gaze- tesi, Parist'en almış olduğu bir habere istinaden Fransanım Almanya tarafın- dari sömürge elde etmek İçin serdeyle- mekte olduğu teklifi hayırhahane bir surette tetkike hazır olduğunu, ancak Almanyanın Avrupaya aid politikası- nt cezri bir sürette değiştirmesi lüzım gelmekte bulunduğunu — yazmaktadır. 'Tehdidler yerine teminat kaim olmalı ve geniş ölçüde yapılmakta olan tesli. hat yerine silâhların azaltılması değilse de hiç olmazsa tahdidi ikame edilmeli- dir. Bununla beraber Fransamın hareket tarzı öteki devletlerin, bilhassa İngil- terenin bareket tarsına bağlı — olacak- tır, Nihayet Fransa, Almanyanın İs- panyaya karşı yapıcı bir politika takib etmesini istemektedir. B. Delbos'un Almanyamın ispanyol fşilerine yardımı devam eylediği tak- dirde Fransanın karışmazlık - politika- sından vaz geçeceğini Berlin hüküme- tine bildirmiş olduğu söylenmektedir. Fransa hükümetinin Londra büyük elçisi B. Korben'e Fransa ile İngiltere- (Sonu 5 inci sayfada) — Liberte: Raul dö Nolva “Liberte,, gazetesin- de diyor ki : #“Meseleyi türk - fransız münasebet- lerinin umumt bir tetkiki Suretiyle doğ-| rudan doğruya ve süratle bizzat hallet- memiz daha iyi olurdu. Suriye mandası (Sonu 6. mer sayfada) Çai Vilayet kongresi Bugün Halkevinde saat 11 de açılıyor €. B. P. İl köngresini bugün açacak olan Vali ve İlyönkurul Başkanı B. Tandoğan Partimizin Ankara vilâyet kongre- &i bugün saat 11 de halkevinde top- lanacaktır. Köngre vali ve parti başka- nı Bay Tandoğan tarafından bir nutuk- (Sonu 5 inci sayfada) MUTLU BİR S GÜN 25 birinci kânun Gaziantebin kurtuluş günüdür Gazianteb'in kürtuluş yıldönümünün ge çen seneki kutlanışından Bir görünüş (Yazısı Şinci sayfada) 25 İLKKÂNUN 1936 CUMA Dış haberlerimiz Hİ sayfalarımızdadır HER YERDE (5) KURUŞ GÜNEŞ - DİL TEORİSİNE GÖRE Man ve Men kelimelerinin tetkiki IL Bu suretle men, man kelimeleriyle mek, mak kelimelerinin biribirinden aytı. olmadığını öğrenmiş oluyoruz. Morfolojilerinde tanıdığımıız bu birlik semantik rollerinde de görünüyor. Şim- diye kadar mastar edatr sanılan mak ve mek'in rolü züten isim veya flillerde bir hareket, bir fiil ve tezahür yaratmak değil midir? Almak dediğimiz zaman (ağ * al) yani şâmil bir hareket ve zekâ ile (ağ H am b ak) yüzi esaslığın, asıllığın taayyününü ve tecellisini anlarız. Şu halde; (Ağ * a1) * (ağ * am * ak) Şamil hareket ve zekânın aslı ve hakikf olarak taayyün ve tecellisi demek olur. Böyle- ©e mâak ve mek kelimelerinde man ve men'de olan fonksiyonun bir ajan oldu- gu kadar da aksiyon halkettiği meyda- na çikryor. Diyarbekir taraflarında bağlamak şekli fiil ve mastar olduğu gibi mastar ismidir de, Meselâ: Bu a- damın bağlamağı filân kabileyedir. De- nildiği zaman bu zatın bağlağındaki ak- siyonu anlatılmak istenmiştir. Man, men ve dolayısiyle mak ve mek kelimelerinin eski ve asıl olduklarının bir belgesi de Tanrı adı olarak kullanıl- mış olmalarıdır. Menggü ebedi ve ezeli olan. Yani Tanrı, Allahtır. Netekim Ce- lâleddin Harzemşahın adı Hüdaverdi manâsmna olarak Menküberdi idi. Allah fikri ile beraber doğmuş olan bu keli- melerin bütün diller üzerindeki hüküm ve nüfuzunu ölçebilmek de zor değildir. Meillet, gramet bakımından ve ek ha- linde mütalca ederek men'in takıldığı isimlerde aksiyon halkeden bir ek oldu- ğunu söyler. Ona göre bu ek aynı za- manda ismi fail de yapar. Moselâ (1): Sanskrit — Bhar — taşımak fiilinin te- ŞT parçası Bhari - man — taşıma fiili (yani taşımak) İd-men: Bilen (bilmen gibi fail) Not: “İd. Grekçe bilmek mastarının bil kısmıdır. Türkçe id ile man bir ara- ya gelince bizim idman meydana çıkar.,, Sanskrit: Brahma — Dua Brahman * Dua eden. Hint-Avrupa dillerinin sözlüğünü yazmış olan Walde - Pokorny iste bu ke- Himeleci Çmen, mak) kök olarak müta- lea ederler. (2) Meselâ: Magh, megh — Muktedir olmak. Yar- dım; kuüdretli olmak — Dövüşmek — Genç, delikanlı — Hiddet, gazap - Ben — Düşünmek — Büyük, gösterişli v İradeli, kuvvetli olmak. « Büyük — Kalkınmak Grek Mağh Mağhu Mani Me Men Me-o Me-o Meğ(h) Men Men(e)gh ) Mon (e) gh) Mengh ) Bhengh - Şişman, kalın, şık Bu kelimelerin modern dillerde ya- şıyan hesapsız müştaklardan birkaç ta- nesi şunlardır: Almanca — : Macchen Mögen « Bol, çok, mebzul. — Yapmak — Muktedir ol mak (1) Meillet. Introduction â Petude comparative des languecs İndo-Euro « pednnes, s. 236 (2) Walde-Pokorny, Vergleichendes Wörterbuch * der - İndo-Germanischen Sprachen, C. LI. 219 dan itibaren, Yazan; HASAN REŞİT TANKUT Macht — — Küdret. : Megalo — Büyük. : Magnus — Büyük. : Majestt, Majeur Magna- nima gibi. Grekçe Lâtince Fransızca Gerek Türk, gerek Hint-Avrupa gru- pundan aldığımız misallerin delâlet et. tiği anlamlar şu kadroyu yaparlar. Yaradıcı, büyük, ileri, önde olan di- mağ, fikir, kudret. gazap ve dolayısiy- le atıl ve esas. Zaten mengü gibi ezeliyet ve ebedi- yet sahibi olanların manâ halleri de vardr. Onlar totemizm'in mihveri olan gaipten haber verme ve gaip ile könüş- ma sanatına yani büyücülüğe mütasar- Tıf idiler. Mısır dinastilerinin ilk kuru- cusu yarr Tanrı Menes, eski Giridin Mi nos'u, Hindin Manu'su, bu Üç büyük kanun vazı: isimleriyle bir yaradıcılık, yapıcılık, yoktan vara getiricilik kud- retini ifade etmek istediler. Kırgızların Manas destanının kahramanı Er Manas da aynı ruhi varlığın remzini taşımak- tadır. Bütün bu kelimmeler Güneş - Dil 'Te- orisinin güneş yerine koyduğu insanın yani egonün ifadesi ve remzi olan (V. * m) den başkası değildir. (M), (8) nin yerini tutmağa başladığı gün- denberi büyük kudretin remzi olmuş- tur. Onun içindir ki insana her yerde ve her zaman Om denildiği gibi en eskile- rinden başlıyarak (Hint - Veda duaları) bütün dualar Om ile başlamış, amen ile bitmiştir, Fıkra 4or Bir zamanlar ilk mekteblere alt bit kıraat kitabığıda Çocuklara deniliyordu ki: “şüpbesiz evinizdeki buz dolabında siz de tecrübe' ettiniz..... Bu krıraat kitabının Anadolu köylek rinde okunmakta olduğumu da umutma« yınız/ Fığranın kusuru, o parçanm biz ametikan kıraat kitabından tercüme &« dilmiş olmasından ibaretti, $ Fransızca — gazetelerden — birindes “bütün bunlar sizde var mr?” başlığı altında 22 maddeli bir liste gördüm, Altında da so mütalaa var: “eğer yoksa modern konfor ne demek olduğunu bik miyorsunuz!” Liste eşyasını gözden geçirdim, Gerçekten hepsi bir eve kolaylık ve rTahat veren ve olmamaları mahrumiyet teşkil eden bir takım cihazlardır. Hep- sini bizdeki memurlar dahi tedarik e- debilir, Fekat müşterek bir kusurları var: el_ekı'rı'klc işlemek! Bizdeki kilovat fiatlarını bilenler için, gazetenin ayni sualini sorduktan sonra, altına başka bir mülühaza koye mak lâzımdı: “eğer sizde hepsi varsa demek ki zenginsiniz!” Elektriği ev bizmetine alabilmek için şehirlerimiz, Celâl Bayar'ın ikinçi beş senelik plânındaki elektrifikasyon made desinin gerçekleşmesini beklemektedir. ler, Çünkü şimdi hakikat o dur ki ev sahibleri elektriğin hizmetindedirler, Biz onu köylünün hizmetine kadar * götüreceğiz; İstanbul tren yolunda çiftçiler tarlaları için kanallardan elek- trik motorları ile su almağa başladıklas xrı vakit, şehirlerde herkes fransız ga- zetesinin sual listesine; “evetl” ceva. bini verecektir. Konl Bugün yana yakıla ışık olarak an- cak kullanabildiğimiz elektrikten -o va« kit, kuvvet olarak da istifade edeces ğiz. - Fatay