ON YEDİNCİ YIL. NO: 5478 B(ı'şlwlke_ BARAJ'DA Cumuriyetin yıldönümü için © kadar çok küşadlar yapılacak ki yalnız bunların edebiyatı bir gaze- te baş muharririne bir aylık ser- maye olabilir. Biz 29 Birinciteşrin günü, eski ve unutulmaz bir hatı- rayı değil, onun yepyeni inşa eser- lerini kutluyoruz. Fakat hiç şüphesiz. aynı za- manda kendi davası olduğu için Ankara, ve Anadolu'da su davası- nın nasıl halledileceğini gösterdi- &i için bütün memleket barajın muvaffakiyeti haberine bilhassa sevinecektir. Ankaranın birkaç kilometre uzağında, bir beton seddi, on üç buçuk milyon metre mik'abı - su- yu hapsetmiştir. Baraj 150.000 nüfusa günde 200 litre su verecek. Ankara şehrinin yüzme ve park bavuzlarını doldurduktan başka Çubuk ovasının büyük bir kısmını sulayacaktır. İsmet İnönü heyeti - ne Atina civarındaki barajı gezdi- ren Venizelos diyordu ki: — Atina şehrine su temini me- selesinin münakaşasına tam bir asır evvel başlanmıştır. Harbtan evveliki nüfusu, hemen hemen, Ankara barajının kâfi ge- leceği bir sayıda olan Atina şehri Kuyülar veya sakilarla - geçinirdi. Zaten daha ilk senelerde kâfi $u verilmeğe başlanan Ankara şehrinin su davası, tam olarak, şimdi halledilmiştir. Atina bara - imı bir ecnebi sermaye inşa etmiş- lir ve orada su bir ecnebi şirket ma- z olarak satilmaktadır. Çubük bar Yajının 4 milyon — ve filtraj te- sisatının 600 bin lirası ise, ödeme- ğe mecbur olduğu ihtiyaçların hu- dudu olmayan, millet kesesinden yapilmıştır, Bozkır'da medeniyetin temeli sudur. Bugün artık dağları kaplı- yan çiftlik koruları, birkaç kuyu- nun, ve Ankara şehrine, âdeta ye- Şil bir şehir manzarası veren bah- çeler, sıra ağaçlar, hep, kıt su kaynaklarının eseridir. Türk milleti yol üstünde bir musluk su akıtan hayrat sahibine nesillerce dua edecek kadar su hasreti çeker ve su kadri bilir. Biz onun merkezlere kilometre - lerce uzak tarlasının çatlaklarının ağzına kadar su götürmekteyiz. Çubuk barajının, Cumuriyet Nafıasının başlıca eserlerinden biri oluyu, onun yalnız Ankara shrini suya kandırmakta olması ueğildir. Bu baraj başladığı vakit. bize telkin edilmek istenen şüphe ve tereddüdlerin ne olduğumu bili- Yyoruz. Su kütlesi, beton seddin üstünden aştığı güne kadar bu şüp- he ve tereddüdler devam etti. Çu- buk barajı, bize, su davasını her tarafta halletmek itikadını verdi- ği için değeri büsbütün artıyor: biz inandık mı, yaparız! Hiç bir şey fakirlik ve sefalet kadar, çıplak toprak ve yoksul in- san kadar pahalr değildir. Bunlar, medeniyetsizliğe ve onun bütün facialarına mal olur. İmdi, Ana- dolunun kalkınma sırlarının ba- sında su Uİsımı gelir. Sır ve lıl- sım: fakat teknik kudreti şimdi bu Masal kelimelerini uldıxm)or Biz halka tevekkül dersi değıl ihtiya- cımnı madde olarak veriyoruz. Falih Rdkı ATAY —— Bazı notlar — Filtraj istasyo- Nu günde 24 bin metre mikâbı te- miz su verecektir. Bendin derinliği 35 metre, su toplantısının uzunluğu 7 kilomet- re, ve derinliği bazı yerlerde 500 metredir. Baraj etrafına 10 binden Fazla tğaç dikilmiş, ve seddin — önüne Ayrıca bir havuz yapılmıştır. ULUS ADIMIZ, ANDIMIZDIR Almanya, Habeşistanın ilhakını tanıdıktan sonra İtalva Almanyanın müstemleke sahasındaki isteklerine yardım edecek Kont Ciano, BB. Hitler ve Fon Noy ratla yaptığı konuşmalar hakkında alman gazetelerine beyanatta bulunduktan sonra büyük elgı—nle birlikte İtalyaya döndü Almanyanın Roma Paris, 25 (A.A.) — Romadan Figa:- t0 gazetesine bildirildiğine göre İtalya, bundan böyle Almanyanın müsteraleke- lere dair olan isteklerine yardım ede- cektir. Bu anlaşmanın gizli bir itilâfna. me ile ile mi tevsik edileceği belli değildir. i, yoksa aleni bir - itilâfname B. Hitler, Kont Ciano şerefine ziyafot verdi Münih, 25 (A.A.) — B. Hitler'le Kont Ciano arasında saat süren mü- lâkattan, karice hiç bir şey #ızmamıştır. Konuşmadan sonra alman devlet reisi italyan hariciye nazırı şerefine bir İe yafet vermiştir. Siyasi mahifiler, Kont Ciano'nun ziyareti dolayısiyle iki devlet arasında hiç bir andlaşma yapılmıyacağı ve an- cak müşterek bir beyanname neşrolu- nacağını söyliyorlar. Haber alındığına göre resmi mah- filler, italyan - alman — konuşmalarının kimsenin aleyhine matuf olmadığı- nı isbata çalışmaktadırlar. Münih, 25 (A.A.) — B. Ciano'nun Alınanyayı ziyaretinden sonra aşağıda- ki resmi tebliğ neşredilmiştir: (Sonu 6. enci sayfada) Madridi sıkan çember : Geniş bir cephe üzerinde taarrüzo B. Musolini bütün dünyaya sulh teklif ediyor: Zeytin dalını uzatıyorum... «fakat dikkat ediniz, bu dal sekiz milyonluk bir süngü ormanından geliyor B. Musolini nutuk verirken —e kalkan ihtilâlciler, Valensia yolundan başka bütün yolları kestiler Taarruz, ihtilâlcilere elverişli bir şekilde inkişaf ediyor z köylerini çetin bir muharebeden sonra Medrid'in şimalinde ihtilâlciler bükü- metçilerin siperlerine ateş ederlerken La Koruna, 25 (A.A.) — Madrid ü- ediyor. İhtilâici mivias ve Boroks VADRIPR LAŞT I DAT TORPIPIRE Bugün İç sayfalarımızda İKİNCİ SAYFADA Her şeyden biraz — Düşünlüşler: Kitablarımız pahalı mıdır? — İç haberler. ÜÇÜNCÜ SAYFADA Haftalık siyast İcmal — Reksist lider B. Döğrel'in tevkifi — Dış baberler, DÖRDÜNCÜ SAYFADA: Yabancı gazetelerde olıuduk'lın- miız: Vazıh olalım «« Tefrik 'Tarihteki garib vakalar — ch- rika: İkinci Cengel Kitabı. BEŞİNCİ SAYFADA Tefrika: Bilinmeyen insan, zerinc yürüyüş deva; işgal etmişler ve verdirmişlerdir. (Sonu 5. d bükümetçilere 300 ölü 1 sayfada) ralıyor. Bolonya, 25 (A.A.) — Onuncu Teji. onun “siyah gömlekliler” ine hitab c- den B. Musolini, ezcümle şöyle demiş- tir: '— İmparatorluğumuzu yedi ay i- çinde fethettik. Bu fütuhatı yalnız Av- rupa medeniyetine hâin olanların teşkil etmiş oldukları “müsellâh kuvvetlere (Sonu 5. inci sayfada) RADİKAL KONGRESİ ÇALIŞMALARINI . BİTİR B. Daladyenin verdiği karar sureti kabul olundu Muhtelif hatibler mühim nutuklar verdiler Biarritz, 25 (A.A.) — Radikal sos- yalist partisi, B. Emil Roş, komünistleri, Fra ispanyol kardeşi mü esine k Jışmak ve fabrikalarda tah nağa ça mağa devam etmekle itham eylemiş ve bundan sonra bir karar sureti teklifi okumuştur. Bu karar suretindeki “krr- mızı ve beyaz faşizm mücadelesi" keli- meleri çok alkışlanmıştır. Kongre azası Roş'un teklif ettiği karar suretinin a- (Sonu 3. üncü sayfada) 26 İLKTEŞRİN 1936 PAZARTESİ Son haberler üçüncü sayfamızdadır e HER YERDE 5 KURUŞ Fıkra Türk sofrasında Hoffmann'ın hikâyelerini kapı- şan basımevleri, yazı üğreti ile bire likte, büyük adamın hoşuna git- mek için, bir kasa şarab gönder- meği âdet etmişlerdi. Hoffmann'- da şarabın yalnız zevki değil, ili- kadı da vardı: Ona göre, meselâ, Opera - Komik bestelemek istiyen bir müzisiyen şampanya şarabı iç« melidir: çünkü bu şarab musiki- nin bu çeşidine elveren köpüklü ve hafif neşe verir. Dini musiki yapılırken, ya, Ren yahut Juran- son şarabı kullarılmalıdır. Desian musikisi ise, Burgonya şatabı is- ter. Şarabın böyle hassaları olduğu: na inanmıyanlar bulunabilir: fa- kat inhisarlar istatistiği gösteri- yor ki Türkiye'de şarab zevki git- tikçe artıyor. Bu,türk sıhatin'n kârınadır. Her şeyde mahrumiyet çi usuller iflâs eder. Yeşil - hilâl- ciliğin Faydası varsa da, insanları içki keyfinden kurtarmağa ne din, ne devlet yasakları, ne hekim, ne de hakimler muvaftak olabilmiş- fir. Biz umami memleket ijiyeni ba- kumından türk sofrasında iki esas- lı ünkalâb lâzım olduğu fikrinde- yiz: Biri, ağır içkiler yerine şara- ba revaç vermek, ikincisi yağı avrapalılar gibi kullanmak! Ka- raciğer hastalığına Vişi'de türk hastalığı ismi verilmesinin sebebi, hiç şüphesiz, soframızın sıki ol- mayışıdır. Rakı, koktel, konyak, ağır ha- fif likörler, hepsi içilmekte devam edecekse de şarab, bilhassa şarab zevkine varmak, memlekette muühe telif şarab tatları tesis etmek, en fakir sofraların kudretine göre şa- rab fiatları bulmak, yalnız inhisar gelirine değil, türk sıhatine de hiz. met etmek demektir. Onun için Monopol idaresinin son seneler« deki kalite ve Fiat gayretlerini ve şarabın revaç rakamlarını mem- nuniyetle takib etmekteyiz. - ** DÜNKÜ SPOR HAREKETLERİ Ankarada sonbahar üt yarışlarma devam olundu İstanbuldaki lik maçlarında Topkapı İstanbul sporu, Fener Vefayı, (ıuııcş Hilâh, Calat.ı—.ır.ı' Beykozu yendi Dünkü koşulatda tribünlerden yarış sa hasına bir bakış (Yazısı 5. inci saylada)