SAYFA 4 Kai 20 EYLÜL Bibliyografya ü E MTA, Maden Tetkik ve Arama enstitüsü — Garafından neşredilen M. T. A. mecmu- aasının dördüncü nüshası en doğru ve güzel memleket ve dünya maden etüd- leri ve haberlerini muhtevi olarak neşr İ #dilmiştir. K İktrsaâ Vekilimizin Kütahya lin- yit araştırma sah, ziyareti - da enstitünün oradaki kampının defte- rine yazdığı ve madenlerimizin inkişa- fiına aid ümid ve direktiflerini belirt- tiği bir notla başlıyan mecmua, umum? den durumu k da Türkiyenin ve dünyanın umumi iktısad seyri için- de madenlerin ve Türkiye madenleri- nin mevkiini ve istihsal inkişafını her okuyanı faydalandıracak bir vuzuh ve salâhiyetle kaydetmektedir. Türkiye demir endüstrisi ve bü- na lâzım olacak hammaddeler üzerin- ğ deki etüdlerde bu işte cumuriyet hü- kümetinin isabetini fenni delillerle göz önüne koymaktadır. Son zamanlarda kömürden petrol istihsali için girişi - Ğ len tecrübelerin laboratuvardan fabri - kaya intikal ettiğini, bunun teknik hu« susiyetlerini tesbit eden etüd de ayrıca okunmaya değer. Bulgar dağ madenimizde tatbik e- ü dildiği bir harita alma usülünün özlü 0 izahlar ve güzel resimlerle tesbiti mec- muaya ayrı bir değer vermektedir. Dünya maden haberleri kısmında başta Ti'rkiye olmak üzere bütün kom- şu memleketlerin ve bilhassa bizim is- -tihsal ve ihraç ettiğimiz madenlere aid 4 olmak üzere bütün dünya maden hare- ğ ketlerinin en canlr, esaslr ve yeni ha - B berleri vardır. İstatistik, fiat ve grafik- ğ ler kısmı ise, memlekette — en müsbet malümatir, en güzel basılmış mecmua budur hükmünü bir daha katiyetle ver. direcek tafsilât ve mükemmeliyete ma- liktir. Zonguldak ocaklarındaki kömür is- tihsa'ini, dünyadaki son on yıllık altın istibsal ve stokunu, dünya kurşun is - tihsalini ve Londra borsası son maden fiatlarını tesbit eden grafikler, gerek tertib itibariyle gerek bu en fenni fi - kirleri herhangi bir okuyucunun merak “we alâkasını çekecek bir açıklık ve gü- zellikle meydana koyuş itibariyle üze rinde ayrı ayrı uzun uzun durulmaya /|değer hususiyetler göstermektedir. d — ORMANLARIMIZI KORUMA : VE İŞLETME Orman mühendisi B. Kutlutan, or- ü manları korumak ve modern bir tarz- da işletmek usullerini kısa ve özlü bir lisanla anlatan bir eser vücude getir » miştir. Üzerinde fiat yazılı olmıyan bu 36 sayfalık eserde devlet korumasının şartiyle ormanlarda ağaç kesmek ve nakletmek işlerinin ormanlara zarar — Vermeden ve rasyonel bir şekilde na - Ş sıl yaprlacağını izah etmekte ve kıy - metli öğüdler vermektedir. Orman tah- 3i Tibatını ve rasyonel orman işletme tar- zı hakkında birçok resimlerle de süslü — olan bü küçük fakat özlü kitab, orman Emniyeti silâhlanmada bulan Avrupa 'Avrupa'da esen emniyetsizlik havası bütün milletleri silâhlanmaya sevkediyor. Fakat komşuları si- lâhlanan devletler, emniyetlerini bir kat daha tehlikede hissederek silâhlanmalarına biraz daha hız vermektedir, tabiidir ki bu vaziyet de umumi silâhlnama yarışını doğuruyor. Sonu bir harba va- racağından birçok aydınların endişe ettikleri bu silâhlanma yarışiyle Avrupanın emniyet buhranın- dan bahseden bazı yazıları aşağıda hulâsa ediyoruz: Almanyanın silâhlanması karşısında Fransa dülmektedir. Ancak bu tedbirlerin ne tarzda olacakları anla- Noye Zürher Saytung yukatdaki başlık altında neşrettiği bir başmakalede, Almanyanın askerlik hizmeti müddetini iki yıla çıkarması üzerine, Fransanın güdmek istediği politikayı ele alarak demektedir ki, “Almnayanın askeri hükümranlığını tahdid eden son andlaşmada, bu yıl 7 martta ortadan kalktık- tan sonra, hukuki eseaslara dayanılarak Almanyanın silâhlan- ması enternasyonal bir mevzu haline konabildiği devir çoktan geçmiştir.” , İsviçre gazetesi, fransız sosyalistlerinin şimdi hükümetleri- ni, silâhlanmayı tahdid meselesini yeniden ortaya atmaya Zor- lamakta ve bu kanaldan geçtikten sonra, Almanyanın iki yılık askerlik hizmeti müddetini milletlerarası bri mevzu haline sok- mağa çalışmakta olduklarını söylemektedir. Yazıda, fransız dış bakanlığının, böyle bir teşebbüsün müt- tı ştır. Musolini, yalnız, askeri hammadde ihtiyaçlarının temin ve tedariki hususunun iyi muvaffakiyetler vadettiğini söylemiştir. Askeri malzeme imali umumi komiserliği tarafından kont- rol edilmekte olan 1000 fabrikanın azami bir faaliyetle çalış- makta olduğuna işaret edilmektedir. İtalyan gazeteleri, Fransanın yeni askeri tesisatına da işa- ret etmekten geri kalmıyorlar. Bugünkü kabine toplantısın- da görüşülen en ehemiyetli sosyalpolitik kanun, devlet, cema- at ve organizasyonu memur ve müstahdemininin 1 birinci teş- rin tarihinden itibaren maaşlarına yüzde sekiz nisbetinde zam yapan kanundur. Bu beklenilmiyen kanundan bir milyona yakın aile faydalanmaktadır. Avrupa muvazenesi 'değişmiştir. hiş bir muvaffakiyetsizlikle neticeleneceğini bilmiş olması lâ- zımgeldiğine işaret edilerek, Hitlerin, böyle bir teklifi başlan- gıçta uıu_orta reddetmiyeceği, ancak bundan çok daha karışık dıplgması oyunlarının içinden sıyrtlmasını bildiğini, bu defaki tuzağa doğrudan doğruya acemi sosyalistlerin düşeceği kayd- edilmektedir, lğöyle_bir inisiyatifin Büyük Britanya'nın da yardımını gö- Temiyeceğini yazan gazete, Büyük Britanyanın, cesaretsizlik- leri ve azimsiz olmaları yüzünden, askerf muvazenenin korun - Mması etrafında kaçamak yollarda dolaşan fransız sosyalistleriy- le leİ_Omatîk bir tesanüdde bulunamrıyacağı ve hele Leon Blu- myun silâhların tahdidi hakkındaki inisiyatifine hiç yaklaşmı- Yyacağını söylemektedir. Fransa Polonya'yı silâhlandırıyor. Noye Zürher Saytung gazetesine Varşova'dan bildiriliyor: Buradaki birçok gazetelerin haber verdiklerine göre, fran- sızların Lehistana açtığı silâhlanma kredisi iki milyar frati- ga varmaktadır. Bu kredinin bir kısmı, Asurans dö Kredi delâletiyle nakid olarak verilecek ve Lehistanın silâhlanma işleriyle yol in- şaatına tahsis edilecektir. Kredinin geri kalan kısmı ile ise, Fransa Lehi harb mal i verecektir. Bu silâhlanma kredisinden başka, demiryolu istikrazının vadesi çoktan gel- miş olan ikinci ve üçüncü kısım emisiyonları da şimdi tatbik edilecektir. Bahsın mevzuunu fransız piyasasına çıkarılacak olan 200 zloti tutarında obligasiyon teşkil etmektedir. Bu vaziyete göre, fransızların Lehistana açtıkları kredi, 900 milyon zlotiyi bulmaktadır ki, leh milli müdafaa büdçesi- nin normal olarak yıllık tahsisatını 100 milyon zloti aşmış ola- caktır. Bu kredinin yüksekliğine, burada, Lehi dostlu- ğguna Fransada ne kadar büyük bir ehemiyet verilmekte oldu- ğuna alâmet olarak bakılmaktadır. Polonya'da Rydz - Smigly'ye yapılan karşılama tezahürle- rinin tabiatiyle politik sebebleri vardır. Bu sebeblerden biri, Rydz « Smigly'nin, gitgide, bir ordu kumandanından ziyade bir devlet reisi rolüne doğru götürül- mekte olmasıdır. Bu inkişaf göz önünde tutulunca, uzun zamandanberi or - dudan çekilmiş olmasına rağmen, geçenlerde parlamentoya seçilmiş ve dolayısiyle yeniden politik bir rolü olan Vilna fa- tihi General Zelikovski'nin gazetelerden birine verdiği mülâ- kat dikkate değer bir mahiyet kazanmaktadır. Bu mülâkatta, General Zelikovski, kuvvetli bir hükümet otoritesi kurmak için, Pilsudski'nin tasvib ettiği yeni anayasanın yetebileceği- ne, ordu başk danının otoritesini harb saklama- sı lâzımgeldiğine işaret etmektedir. İtalya'nın aldığı tedbirler. davasının memlekette taşıdığı kıymet ! dolayısiyle dikkatle okunmaya ve üze- | Tinde düşünülmeye değer bir mahiyet almaktadır. Berliner Tagblat gazetesine Roma'dan bildiriliyor : İtalya kabinesi, faşist devletnin bünyesinde derin te” sirler yapacak olan; askeri, sosyal ve ekonomik tedbirler als mıştır. Bu tedbirlerin en ehemiyetlilerini, Musolini, Avelino- da söylediği nutkunda tebarüz ettirmiştir. Musolini, üç müdafaa bakanlığı ile finans bakanlığı tara. fından ağustos ayı içinde verilmiş olan kararlar hakkında ka- bineyi tenvir etmiştir. Hususi mahiyeti olan bu tedbirlerle, İtalyanın askeri kud- retini milletlerarası vaziyetin icablarına uydurmak gayesi gü- Ciyornale d'İtalia gazetesinin baş muharriri ve İtalya po - İitikasının bellibaşlı bir fikir yayıcısı olan Vijinio Gayda, Noye Fraye Prese'de neşrettiği bir makalede İtalyanın, Avruü- pa politikasiyle ve hususiyle Orta Avrupa devletleriyle olan münasebetini izah etmektedir. Bu makalede kısaca denilmektedir ki, son iki yıl içinde İtalya'nın orta Avrupada güdmekte olduğu poltiikanın istika- meti üzerinde en çok tesirini yapan unsur zecri tedbirler ol- muştur. Habes kavpası dolayısiyle tatbik edilmiş olan zecrt tedbirler ise, iktısadi ve mali mahiyette idi; fakat siyasi mak- satla tatbik edildi. Zecri tedbirlerle güdülen gayeye varılama- dı. :_ncak, bu tedbirler, İtalya'ya, iktısadi ve siyasi bir ders verdi. İktısadi bakımdan, İtalya, kat? surette bir iktısadi otarşi kurmaya karar verdi. Siyast bakımdan da, zecri tedbirlere ka- rTar veren büyük devletler sayesinde, zecri tedbire taraftar ol- mıyan devletlerin tarafrna katıldı ki, bu devletler bilhassa Almanya, Avusturya ve Macaristandır. Bundan böyle Avrup anaprensip meselelerinde İtalya politikasr Almanya ile birlikte yürüyecektir. Nitekim dış bakanı Kont Ciyano, Belçika hükümet reisine verdiği cevabta mezara gömülmüş olan lokarno andlaşmasının yerine başka bir andlaşma bulabilmek maksadiyle, Fr n ısrarı üzerine ya- pılacak olan diplomasi görüşmelerine, daha başlangıçta Al- manyanın da çağırılması lüzumunu katiyetle bildirmiştir. Batı Avrupasındaki, yani Ren sınırlarındaki sulhun garan- tisi üzerinde toplanmış olan Lokarno meselesi, bugün yeni - den, Avrup dipl tik faaliyetine esas teşkil etmektedir. Bu görüşmeler ise çok zorlu olacaktır. Avrupanın bugün- kü vaziveti, ilk Lokarno andlaşması yapıldığı 1925 yılndaki vaziyetin aynı değildir. Lokarno meselesi bakımından, İtalya ile Almanyanın fikir ve vaziyetlerinde apaçık bir yaklaşma vardır. Bu yaklaşma ise, ne iki devlet arasında sırf tedbir mahiyetinde bir yaklasmayı, ve ne de, İngiltere ve Fransadan ayrılmak arzusunu ifade et- mektedir. Italya'da tevkifler mi? Bir ingiliz gazetesi Romada bir takım komünistlerin yaka- Jandığından bahsediyor.. 11 eylül 936 tarihli Deyli Herald gazetesinden: e İtalyan faşist partisi erkânından bir çoğu ıtalyan gizli po- lis teşkilâtı olan Ovra tarafından tevkif edilmiştir. - İngiliz birleşik basın ajansının verdiği malümata göre bun- lar, Romada bir takım karargâhlar tesis ederek gizliden giz- liye komünistlik yapmak ith PK a Si ll ; Aynı membadan gelen haberlere göre birçok işçi de tevkif ve hapsedilmişlerdir. ” Londradaki italyan büyük elçiliği dün akşam, bu haberin asılsız olduğunu bildirmiştir. Romada, Milanoda gizli komünist neşriyatı bulunduğunu kabul etmekle beraber, tevkifler yapıldığını yalanlamaktadır. Bu resmi ya'anlamalara rağmen italyan payitahtında bu- hunan bir ingiliz birleşik basın ajansı muhabiri şu malümatı vermektedir: “Kırmızı bir boyun bağı taşıyan bir dıvarcı, gizli polis ta- rafından sorguya çekilmişstir. Bu dıvarcı, kırmızı caket giymelerine müsaade edilen Ga- ribaldi cemiyetine mensub olduğu için kırmızı boyun bağı taktığını ısöylcl'l'liştih Yapılan tahkikata : miyeti kendi mensublar” sinin tevkif edildiğine sahib değildir. ğ Polisin tazyiki at varcı, nihayet kenM grupuna mensub oldi ' miş, ve bunların 18 zahlarda bulunmuştur: Bunun üzerine de7” kezlerinde aı'aşt'u'll“ı?r yük mikgdard para İlt ler toprak altından £ Teşkilât, bu risalele? ni Tuskani kasabasın Bu grupun şübd“ı seto ve başka bölgelti ” lunmuşlardır. . Bütün tevkif edileP Regina Coeli hapish dukları bildirilmekt€ Bunlar, derhal m' lerdir. Ovra, İtalyanın kilâtıdır. Roma'da &' mensublarına tesadüf i kahveler, bilhassa €80 4 lar, sık sık bunlardan fından taranır. hinde bir hareket W böyle bir şey görül bastırılmasını temindif: Ovra'nın başındâ Kü bulunmaktadır. Ayf? y nın polis şefi olan bü siyle polis kuvve " Ovra teşkilâtınım * de faşist partisi geh race'ye verilmiştir. 30,000 mensubu yi yaptıkları casusluğun | teşkilattan para alan * lunmaktadır. İtalyanın eski aHS0 takım kadmmlar da PF hç İ Ovra teşkilıtm“'bğ: hir ve köylerinde elak madaki merkezi iS€ dedir. Kiralık AP' Yenişehirde iş ğında 17 No , kı L ıhmel—lnin L.“ aonııo ı:ı“l T Wid itibaren toptâf kiralıktır. Görmek V€ M ; n kta l Sümer Bant gilmeli: ta müracaat © £. li üç ay kullan! yo tahvil M acele ucuz bi Jandarma Üa y ikinci şube m%!ö ; Kiralık aPT katl — ğ *Yenişehir de 3 No. lu âP dan ibaref V€ * haiz orta kilere müraci” * Tefrika: No: 48 BİLİNMİYEN İNSAN Yazan: Dr. ALEXİS CARREL Türkçeye çeviren: NASUHİ BAYDAR Hi 5 Derufıî ve ıh'âh:î faaliyetler. — Hisler ve me- tabolizm. şahede ve muhakeme eden kimse iştihaları, nef- ret ve arzuları dolayısiyle, aynı zamanda mesud veya bahtsız, telâşlr veya sakin, müteheyyiç ve- ya üzgündür. Bu sebeble dünya bize, entelektü-. el faaliyet esnasında şuurumuzun hareketli as - İmı teşkil eden hissi ve fiziyolojik hallerimize gö- re mütehavvil bir çehre ile görünmektedir. Her- kes bilir ki sevgi, kin, hiddet ve korkunun man- tığı bile karma karışık etmeleri kabildir. Bu ihti- rasların tezahür edebilmesi için şimik mübade- için teknikler. — Ahlâki güzellik Müheyyiç hareketler ne kadar kesafetli olur e Entelektüel faaliy L berinin hareketli Gülgümn et; â:uxumuzuıı diğer hal- n hem ayırd edilir ve ki hem de edilemez. Entelektüel faaliş',:t bizim bir mevcuâîye_t tarzımızdır ve bizimle birlikte de - ğgişmektedir. O, bir sinema filmine benzetilebi- lir ki bir hikâyenin müteakib safhalarını ka#det- K, mekle beraber hassas sathı bir noktadan düğeri- 3 ne değişsin. Bu faaliyet, gök yüzünde koşan bu- lutların, iniş ve çıkışlarında başka başka şekiller- de aksettikleri uzün Okyanos dalgalarına daha çok müsabihtir. Fikvaki, o faaliyet vizyonlarını hissi hallerimizin, acımızla neşemizin, sevgi ve- ya kinimizin durmaksızın değişen zemini üze- ke rine tevcih eder. Tetkik için onu biz, mensup olduğu bütündan ayırırız. Fakat düşüneri, mü- ise bu mübadeleler de o kadar çoğalır. Bunun ter- sine olarak, bunlar entelektüel çalışma ile tadile uğramazlar. Hissi faaliyetler fiziyolojik - faali- yetlere çok yakındır. Bunlar mizacı meydana ge- tirirler. Mizaç, bir insandan diğerine, bir millet- ten başkasmna göre değişir ve dimaği, fiziyolojik ve bünyevi karakterlerin bir halitası; insanm kendisidir. Her birimize küçüklüğünü, alelâde- liğini veya kuvvetini veren odur. Bazı sosyal gruplarda ve bazı milletlerde mizacın zayıflama- sının sebebi nedir? Denilebilir ki zenginlik fazla- laştıkça, talim ve terbiye yayıldıkça, tegaddi da- ha iyi tanzim olundukça hissi hallerdeki şiddet azalmaktadır. Aynı zamanda, teheyyüci fonk- siyonların zekâdan ayrılıp görünüşlerinden ba- zılarının da mübalagalı bir hal aldığı görülmek- tedir. Olabilir ki modern medeniyet bize, ehli hayvanların kalitelerini vermeğe veya onlarda - ki hisst hamleleri ahenksiz surette geliştirmeğe temayül eden yaşama, terbiye ve tegaddi şekil- leri getirmiştir. Manevi faaliyet, insanın kendine bir hare- ket tarzı tahmil etmesi, birçok mümkün fiiller içinden en iyisi olarak mütalaa ettiğini seçmesi, . benlikten ve kötü yüreklilikten kendini kurtar- ması istidadına tekabül eder, O onda bir mec- buriyet, bir vazife duygusu yaratır ve bu, an- cak sayısı az bazı insanlarda müşahede olunabilir. Umumi bakımdan bu böyle olmak lâzım gelirse de bir realite olduğundan da şüphe edilemez. Eğer ahlâk duygusu mevcud olmasaydı Sokrat baldıran zehirini içmezdi. Bugün bile ona bazı sosyal gruplarda ve bazı memleketlerde - ve hattâ zaman zaman çok yüksek derecesinde - tesadüf olunmaktadır. Bu duygu bütün geçen asırlarda mevcud olmuştur. İnsanlığın tarihi de- vamınca büyük ehemiyetini göstermiştir. O, ge- rek zekâ ve estetik fikrine ve gerek din fikrine bağlıdır; bize iyiyi kötüden ayırd ettirir ve iyiyi kötüye üstün tutturur. Yüksek mertebede me- deni insanda irade ve zekâ, ikisi tek ve aynı fonksiyondur. Bunlar bizim kıymetlerini verirler. — | haliyt Ahlâk hissi, entelektüel #f ye dumuzun muayyen bir bün pal de halinden neşet eder. Bu nesiçlerimizin ve aklımızın * de gelişmemiz sırasında h tesirlerini icra eden fiziy? lara bağlıdır. Ahlâkım esa$f Schopenhauer, insanlığın ? liğe ve merhamete - vilâ müşahede etmektedir. Ga gibi aramızda mevcud sü benzerlerinin felâket ve * derecede kayıdsızdırlar. ki, başkalarının bahtsızl! . alır ve hattâ onları mhl"kh, takımları da mevcuddur kw karşı hakikt bir ıztırab dÜY tü kudreti iyiliği, merhamet» 'edet rini ve bunlardan inbias getirir. Başkalarının iztrrabi ve yeti insanlar arasında nı hafifletmeğe uğraşan * getirmektedir. Her bin?';ü. de doğarız. Fakat, zekâ Te terbiye, disiplin ve irade er lojik, K YÜ l