SAYFA 2 ULUS 21 TEMUZ 1: am tam olarak elde edilmesi mücade- lesini görürü: Bu hak'ı bize,Lozan'da da verebi- lirlerdi. Vermediler. Fakat türk mil- Teti, Lozan masasında, davası sami- mi ve asil olan tarafı temsil ediyor- du. Fazla israra lüzum - görmeden, çubuğunun başma döndü. sugün Montreux'de, o gün istedi- ği hak'ı almış bulunuyor. Lausanne ile Montreux arasında, gerçi bir im- paratorluğun feda edilmesi - yoktur. Fakat onun kadar büyük bir dava yatmaktadır: Bir yurdun kurulması. Lautanne'a, bundan on üç yıl ön- ce, milli kurtuluş'un cephesinden ayrılarak gitmiştik. Delegelerimizin üstü başı barut kokuyordu. On üç yıl sonra, Montreux'ye yolladığımız delegeleri milli kuruluş'un yapı ar- sasından ayırıp gönderdik. Delegele- Timizin nasırlı elleri, artık barut de- #il, toprok ve beton kokuyor. Bu ön üç yıl içinde, türk milleti 'ne kadar barışçı olduğunu göstermiş- tir. Herkesin muahedeleri tek taraflı olarak çiğnediği bir devirde, biz, ve- rilen sözü tutmanın henüz eskime- miş bir fazilet olduğuna inanmak ce- #aretini gösterdik. sur teji noktalarından biri bu noktayı, müsaadeleriyle,bildiği zini iyen milletlerin bir geçid noktası değil, biribirleriyle ar- tık anlaşarak insanlığı barışa ve ger- çek bir medeniyete kavuşturmakla Mükellef olan milletlerin biribirleriy- le ticaret yapmak ve biribirlerini zi- yaret etmek üzere seçecekleri bir nokta olsun. Boğazlarımızı, böylece tefsir et mekle, boğazlar noktasıma, kendi şahsiyetimizin damgasm: - vurduğu- muza inanıyoruz. Bizim bu şahsiye- timizin en güzel sembolü, sevgili Se- fimiz ve babamız, Atatürk'tür. O “Atatürk ki, askerlik ve harb deyince, bugünkü dünyanm onun yanma ko- "yacağı bir tek eş yoktur. Böyle oldu- u halde, bu en büyük asker, bugün milletine bir kültür vermek, bir yurd inşa etmek ve bir dil yapmakla meş- guldür. Ve biz biliyoruz ki, Montreux'de bu işler konuşulurken, O, gine mil- letinin her an başında idi. Ve dava- “nın tam muvaffakıyetle bitmesi için, Montreux'deki - diplomatlarına tali- ükümetiyle devlet adamının barışsever termiş olan, harb sonrasında, gine bizim sevgili Atatürk'ümüz ol- muştur. Zaten ferdlerin hayatında da öyledir: Silahı en iyi kullanan a- dam, merd adam, yanında silah taşı- nt sevmiyen treux bunu ispat ettiyse, Lavsanne'- am neyi ispat etmiş olduğu unutul- mamalıdır. Anafartalar zaferi, Osmanlı İmpa- ratorluğunu kurtaramadı. Fakat ye- ni türk devletini kurmuş olan büyük kumandan, eşsiz devlet adamı ve harb sonrasımın şefleri arasında - en geniali, türk tarihine asıl oradan gir- di. “Anafartalar'dan başlıyarak Mon- treux'ye giden yol, fetihler vermek ve büyük serdarlar yetiştirmekte tek olan türk tarihinin şeref caddesidir. Bu caddenin her bir uğrağı maddi 've manevi bir başarıdır. Sakarya mı, Lausanne mı? Kapi- tülasyonların — kalkması mı İâiklik davası mı? İzmire doğru inen ceza kasırgası mt bugün Montreux'de 'man sonuç mu? Bunların han; ha büyüktür, hangisi daha çetin hangisi daha verimli olacaktır? Bu suallere cevab - vermeğe çalış- mak bütünü bölmeğe uğraşmak, A- Ankara Birası Başbakanımız KARPİNSKİNİN ÖLÜMÜ DO- LAYISİYLE GÖNDERDİĞİ TELGRAF Moskova, 20 ÇA, A.) — Gazeteler Karpinskinin ölümü dolayısiyle İsmet İnönü tarafından Molotofa çekilen ta. ziyet telgrafını neşretmektedirler. Maliye Vekilimiz geldi Maliye vekili Bay Fuad Ağralı bu sabah şehrimize avdet etmiştir. Büyük Millet Meclisi bahçesi Dün geceyi sevinç neşe içinde geçi- yen Ankaralılar Büyük Millet Meclisi bahçesinde geç vakte kadar eğlenmiş- derdir. Bu gece de bahçe sabaha kadar açık kalacak ve muzika çalacaktır. Çukurovanın pamuk ve hububat rekoltesi Çukurova mıntakasında, - ticaret ve sanayi odası tahmin bürosunun raporu- ma göre bu yılın pamuk rekoltesi çok iyıdir. Bilhassa mıntakanın engin yer- Yerinde yeşil kurc görülmemektedir. Bu yıl Çukurova hava hil 197064 hektar 21635 balyada 43727 ton mahsul tah- min edilmekte Bu yıl, erkön başlayan ve devam e- den yağmurlardan seller gelmiş ve en- gin yerleri sular altında / bırakmıştır. Onun için hububatın ekim sahasr azal- maıştır. Fazla yağmur çok oc yetişme. sine de sebeb olmuştur. Geç kı me işinden kuracık düğü yerler de görül Çukurova mintaks hektar arazide 60 bin 700 ton buğday, 80 bin 361 hektar arazide S0 bin 353 ton arpa, 45 bin 336 hektar arazide 28 bin 894 ton yulaf, 6631 hektar arazide 3315 '$ton sisam mahsulü tahmin olunmakta- dir. Geçen yal, buğday: 119608 hektar ve 113376 ton, arpa: 89622 hektar ve 81726 ton, yulaf: 62943 hektar 63760 ton ekilmiş ve alınmıştı. Halkevinde fransızca kursları Muğla, 20 (A.A.) — Halkevinde £- ransızca kurslar açılmıştır. Kursa çok tekliler vardır. tatürk'ü Atatürk ile karşılaştırmak demektir. Böyle bir şey yapılamaz. Bütün bu işlerde bir "identite” kar- şısında bulunduğumuz muhakkaktır. Atatürk, türk milletidir ve türk mil- leti Atatürk'tür. Tarihin hiç bir dev- resinde Şef ile millet arasındaki bağ- hlık bu kadar sağlam olmamış, hiç bir dava, bu kadar. birlik, bu kadar yekparelik göstermemiştir. Evet, Anafartalar zaferi, Osmanlı imparatorluğunu kurtaramadı. Fakat imparatorluğun düşmana yegâne ge- vermiyen noktası da orası kal Türk tarihine Anafartalardan gi- zen Mustafa Kemal, şimdi Montreux zafer kemerinin altından geçmekte- dir. Coşkun bir sevinç. seli halinde etrafını saran milleti l Anafartalar'dan başlıyarak Mon- treux'ye giden yol, fetihler vermek ve büyük serdarlar yetiştirmekte lek olan türk tarihinin şeref caddesidi Montreux, bu caddenin en yeni u; rağıdır. Asla, en son uğrağı değildir. Çünkü cadde uzundur ve sonsuzdur. Caddenin açıldığı meydan, türk mil- letinin ebediyet meydanıdır. Montreux zaferi, bizlere ve-gelen türk nesillerine kutlu olsun. Burhan BELGE Dil Kurultayı hakkında Türk Dil Kurumunun bir tebliği Tstanbul, 20 (A.A.) — Türk di ku. Tumu genel sekreterliğinden 1. — 24 ağustos 1936 da toplanacak olan üçüncü türk dili kurultayı için ye- niden üye yazma müddeti bi Bundan sonra yeniden üyelik i racaat edilmemesi rica olunur. 2. — Birinci ve ikinci dil kurultay. larında ve kurumun çalışma kollarında üye olarak yazılı olup da üçüncü di kurultayında da bulunmak kayıd müddeti 31 temmuz 1936 akşamı. na kadar uzatılmıştır. İstek eden üye- Jerin bu tarihe kadar dileklerini bildir. miş bulunmaları lazımdır. 3 — Üçüncü — Dil — kurultayında dinleyici olarak bulunmak istiyenlerin de gene 31 temmuz 1936 akşamına kadar kaydedilmeleri lâzımdır. 4 — Bütün bu dilekler için Dolma- bahçe Sarayında kurum genel sekreter- liğine yazılmalıdır. Yazılan yazıda ya- zanın Öz adı, soy adı, işi gücü, tam ad- resi, hangi kurultayda veya çalışma ko- Tunda bulunduğu veyahud dinleyici ol- kayıdlar kapanacağından dar istek edenlerin dileklerini bildir. meleri ve ondan sonra artık müracaat etmemeleri rica olunur. Mektebliler kampdan döndüler Dün, 15 gün önce askeri kampa çı- kan Gazi ve Erkek lizesi talebeleri şeh- re döndüler. Küçük fakat çelik vücud- darını hâki elbiselerinin içinde yarm i- SaRrE BZ Soyünm a NEOE Tn tuna uğryarak, büyük Öndere ve reji- me pağlılıklarını gösterdiler. Askerlik vazifelerini yaparak dönen gerçlerimizin anıt etrafında toplanarık And içmeleri ve önlerinde muzika oldu. u bülde mekteblerine kadar yürüyüş- heti Antaralılar tarafından - şefkat ve sevgi ile takib edildi. ——— DİL KÖŞESİ “Antant kalmal Bulaşıcı hastalıklar gibi, - bulaşıcı dil zevksizlikleri de bulunduğuna sal, mide bulandırıcılığını ilk bakışta göze vuran şu “antant kalmak” tabi- rinin, konuşma ve yazı di &ide daha yaygın bir şekilde kullanıl- masıdır. “Mutabık kalmak” - tabir çirkin bularak bu manayı ifade yeni bir şekil arıyanlar, herhalde şu argo frenkçesinin en kötü ö başka bir tabir bulmalıdırlar. “Müuhtelif deleçasyonlara mensub den şahsiyetler, İtalya'nın istinkâfına rağ- men, konferansın devam, anlaşmanın imza ve Türkiyenin boğazları tahki. me salâbiyetli olacağını kaydetmek- tedirler.” Bu cümlede “devam ve imza” ke- * füline raptedil. i kelime ancak dimeleri “olacağı Halbuki bu “etmek” yardımcı füliyle mastarlaş. » cümlenin iki parçası bağ- gerçi bütün Halkevleri kastedi sa da bunlar ayrı ayrı ve müfret ğil “çıkardığı” denmek - icab Hile a HABERLE RX__B Düzcede Atatürk günü kutlandı Düzce, 20 (A.A.) — 18 temmuz günü Düzcenin Atatürk günüdür. Bu kutsal günü sevinç heyecanlariyle - bekliyen düzceliler dün gündüz ve gece eşsiz te. zahürlerle kutladılar. Dün sabah şehir baştan başa bayraklarla donandı. Her keste bir sevinç vardı. Halk yeni elbi- #elerini giymiş. civar köylüler bayrame lık elbiselerini giyinmiş önlerinde da. vullarla fevç fevç şehre geldiler. Ku Tumlar, mektebliler, sanatkârlar saat 10,5 de önde halkevi bandosu olduğu halde sokakları dolaştılar. Halkevi ve uray önünde hatipler söylevler verdiler. Ata- türk'e tel yazılariyle halkın minnet ve fükranlarını sundu. Gece bütün esnaf ve halkın iştirakiyle fener alayı yapıldı. Cumuri, *t alânında milli oyunlar oye nandı. Hasılı dün 18 temmuz düzceli- lerin en büyük bayramı oldu. Atatürk'e ilık be şükran duyguları tazelendi. Eşsiz heyecanlı bir gün yaşandı. Yakalanan kaçakçılar Geçen bir hafta içinde gümrük mu- hafaza örgütü, biri ölü, biri yaralı 53 kaçakçı, 1120 kilo gümrük kaçağı, 20) kilo inhisar kaçağı, 2 kilo S10 gram ee rar, 62 gram heroin, 1 tüfek, 2 tabanca, 3320 çakmak taşı, 7205 defter sigara kâğıdı, 1000 türk İirası, 2 kayık ile 15 kaçakçı hayvanı ele geçirmiştir. POLİSTİ Sucuların kavgası Çankırr caddesinde - çeşmeden — su doldurmakta iken kavga eden sucu Mehmed, Durmuşu sopa ile- başından yaraladığı için haklarında tahkikat ya- pilmaktadır. Berber Galip ustura ile dti ayıran Emniyet müdürlüğü santral me- muru Rüstemi ustura ile sol kolundan yaralıyan berber Galip adliyeye veril- miştir. Su içerken yaraladı. Bendderesinde çeşmeden su. içer « ken Hüseyini taşla başından yaralıyan yozgadlı Salih karagola ve Hüseyin de hastaneye götürülmüştür. Açık kapıdan girerek hırsızlık yaptı Öztürk mahallesinde Dilaverin açık bulunan kapısından girerek bir elbise ve bir caket ile eski bir. yeleği çalan Hasan hakkında tahkikata - başlanmış u. İstanbul Radyosu Taksim bahçesinden nakil Halk musikisi (plâk) Bayan Livie Pioretti (Soprano) be stüdyo orkesaraları Son haberler Saat 22 den sonra Anadolu ajan- sınn gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir. Büyük Millet Meclisi Bahçesinde Riyaseti Camur bandosunun konserleri Muallim İhsan Küncer'in idaresin- de verilecek konserin programı I. Kısım 1— Sellenik — Marş — İndiyen 2—Rame — Rigodon dö Dardanüis Yankılar Çocukların ıstırabi| G"f" geçmiyor ki Avrupa gazei teleri çocuklara kötü mucmnele e. len insanlar, hattâ analar ve ba- lar hakkında polisçe, mahkemece, ve umumi bakımdan, hükümetçe îlııırın, tedbirlerden bahsetmesin- ?ı'ı ananın, beş yaşındaki ços cuğunu eve kapayarak 'eği lenceden üç gün dönmediğini ve b #ırada aç, susuz ve çıplak yavrus cuğa apartıman kapıcısının, mut.» bak penceresine merdiven /daya- mak suretiyle, yardımda bulun« duğunu bir fransız gazetesi yazı. yordu. Bir başka gazete ise, çocuklara len çeşidli zulümleri sayıp döktükten sonra, yeni kabi- nede çocukluğu koruma ili o- ıluıı. Madam Lakor'dan, bu hal- lerin önüne geçmesini onun kadırı. lık ve analık duygularına da sığı- narak yana yakıla rica ediyordu. Çocuğu döğmek; aç bırakmak; pol_ıdn ve mahkemenin müdaha- lesini celbedecek gibi ona cefala- rın türli çektirmek insanlık- - kesip hayvanlaş- canavarlaşmak demektir; umiyîl'!“ylılen'ni insanlaştıra- masa bile lâyık oldukları cezaya çarpacaktır. Fakat, birkaç zamandanberi bizde de kayıtsızlık hududunu a- san - ne diyelim - bir ihmal, bir gisizlik, hattâ mücrimce bir hod: lar türemekte olduğu görülüyor. yaz dolayısiyle açık olan içi danslı, şarkılı, tozlu ve topraklı bük v tün bahçelerde üç - beş yaşındakl çocuklar kucaklarda veya ortada«' dır; hem de gecenin çok geç saatlerine, bazen yarısından son: | raya kadar... sonra yataklarında mışıl mışıl u) zazümkmüm G eğc ip neşelenme. in, kaldırılıp buralara getis rilmişlerdir; bu Halbuki çocuklara, vücudları- nın sıhati namına, yasak olmar icab eden bu gibi ahlaklarının sıhati tar; bur iki. Muayyen bir yaştan önce, mese< la sinemalara, çocuklar alınmıyor. Bazı gazinolar ve eğlence yerleri vardır ki buralara ailece gidenlere »en az, cüretkâr deniliyor. Fakal yaz gelipte bahçeler açılınca, örf ve âdet hususundaki asabivetimiz gevşeyi sinemalarla v bahsettiğimiz eğlence yerleriyle kıyaslanınca daha çok ahlaki sa. yılmamak iktiza eden bu yerlere her yaşta çocukların da giderek sabahlara kadar üzülüp harab ol malarını tabü görüyoruz. Yazlara mahsus olan bu mesağ acaba onur sıcaklarından bir nevi- öç almak mıdır? Ve bu halin başka türlü tefsiri kabil midir? « Memleketimizin istikbalini bizi tekrarlıyalım: Bugünün çocal “yarının büyükleridir. - N. B. Muğlada tütün ekimi Muğla, 20 (A. A.) — Muğla ve mü hakatiyle beraber bu yıl yüz iki mih 654 bin 956 metre murabbar bir alani tütün ekimi yapılmış ve havaların tüt ne elverişli gitmesinden rekoltenin 3 — Vallas — Üvertür. — Maritana 1 4 — Vagner — Fantezi — Lohenğrin $— Tavan — Fantezi — Ungarya iz Tabit bir içkidir milyon kilo olacağı umulmaktadır. Ti tünlerin genel durumu çok iyidir. e nebi kumpanyalar tütünler üzerinde it celemeler yapmışlar ve çok iyi bir d gv ile ayrılmışlardır.