SAYFA Yarı - Sıyasal Birkaç şeğj Milletler Cemiye üyelerinden I- talya, Milletler Cemiyeti üyesi Et- yopya'yı, Cemiyet'in muhalefetine ve tatbik ettiği cezalara rağmen, si- lahla işgal ve ilhak etti. Şimdi Cenevre'de ve bütün dün- jyada, bu mesele konuşulmakta - ve, ne haklı'nın lehine ne de haksız'ın aleyhinde hiç bir şey yapılamamakta- dır. Bilakis cezaların yani sanksyon- Tarm kaldırılması düşünülüvor. — Fa- kat, dava devam etmektedir. Netekim Negüs, Cenevre'ye kadar gelmiş ve orada oturan 52 devletin Mmümessiline: — Memleketimi Memleketimi adalı nizl” demiştir. Tarihin vek az kaydettiği lerden hiri olan bu sahne, nasıl bir #kandal doğurmuştur. Hepiniz oku- musumuzdur: Sanki Milletler Cemiyeti bir ope- a binası, “Etyopya tragedyası” sah- 'ne için hazırlanmış bir eser ve Negüs seyircilerden diği bir aktördür. Bazı piyesleri düşürmek- için mu- harririn yahut müessesenin düşman- Tarı para ile islikçılar tutarlar ve bun- lar muayyen bir dakikada harekete geçerek piyesin yaptığı iyi t bote etmeğe çalışırlar. Yahut bizzat halk, piyesi beğenmez ve ıslik çalar. İşte Cenevredeki en büyük mah: keme önünde görülen en ehemivetli dava esnasında, italyan gazetecileri, tıpkı bu tarzda hareket etmişler ve İsvicre hi iandarmaları İmişlerdir. Öyle ki, Milletler Cemiyeti, İtal- ya - Habeş harbinr durdüramamış, Habeşistanı henüz sahibine inde e- dememiştir ama, birkaç İsviçre jan- darması, Milletler Cemiyeti'nin - ha- vasını bozan italyan gazetecilerini toplayıp götürmeğe kâfi gelmiştir. Milletler Cer i'nin büvük po- litik işlerdeki aksyon vasıtası, acaba 'ne zaman, yarım manga İsvicre jan- darması kadar kuvvetli olacaktır? Bir de hakiki bir opera binasında bir vaka geçmiştir. Şimdi Fransa'da grevler moda ol- duya, geçen akşam / Opera - komik artistleri, vazifelerini gördükten ya- ni piyeslerini oynadıktan - sonra, bi: nadan çıkmamağa ve aylıkları arttı- rılmcıya kadar burada kalmağa ka- Tar vermişlerdir. Hakikt ameleden, otel garsonların- dan, lokanta aşçılarmdan, eczahane yamaklarından ve daha birçok iş ve meslek sahibinden - sönra, şimdi de tiyatro'artistleri.. » Bu gidişle, Fransa'da, grev yap- mamış kimse kalmıyacak. Fransanın zengin bir memleket olduğu dü, mülünce, sanki bütün fransız milleti, kendi kisesinin ağzmı açabilmek için, önce kendi kendisine karşı küs- mek sonra kendi. kendisi ile barış- mak ihtiyacındadır. Molier€ sağ olsa da, Harpagon'u, kollektif ölçüde bir kahraman halinde. veniden varatsa . e Arjar diyor ki; — Ya her memleketin toprakları- 'na hürmet edi da olduğu gibi, vahut yet'inizden çekiliriz! Halbuki bir değil birkac Cenub A- merikası devleti, sanksyonlar - kalk- #ın diye ısrar edip duruyorlar. Acaba bunların hangisi Amerika- hıdır? Eğer Pirene dağları Amerikada ol- a idi, tabif böyle bir sual soramaz- dik. Burhan BELGE silahla — aldılar. izle geri sahne- kısmının beğenme- hanesinde açılan okuma rinci devresinin bitirildiğini yazmıştım. Kursa devam eden hapislerin smavları yapılmış ve başarıları görülen 35 hapi se dün törenle belgeleri dağıtılmıştır. Törene Halkevi bandosunun çaldı: ğ İstiklâl marşiyle başlanmış: Halkevi başkanı Neşet Akkor bir söylev verdik 'ten sonra belgeler dağıtılmış: bundan sonra bando bir konser vermiştir. Yağınni Yağmur ve dolünün - vilâyetimizde son günlerdeki tesirlerini bildiriyorum. Haziranın 28 inci pazar günü: Sultan- hisara saat 16.30 da fasıla ile 3 defa ba- 'dem büyüklüüğünde dolu yağmıştır. Do Ju zeytinleri 960 dökmüş, portakallara GÇ2S, pamuklara 9630 — zarar vermiş- tir. Bağları tamamen harab ctmiş, darı tarlalarını bozmuştur. Tarlalarda darı- Jarın yalnız sapları kalmış, bağlar kış ortasında olduğu gibi yapraksız kalmış-| tır. Aynı günde Sultanhisar - Atça ara- sında pamuklara zarar etmiş, Yenipazar obasına şiddetli yağmur yağarak — pa- mukları millemi “Yağmur ve doludan sonra gelen şid- detli seller, Çiftehakve — istasyoniyle Sultanhisar istasyonuna bir kilemetre uzakta hattı bozmuştur. Bu yüzden pa- zar günü /.'-den sonra tren ve otoray- Jar bü. istasyonlara - geçememişlerdir. Hat yapılarak dünden itibaren geliş ve Bidiş temin olunmuştur. Pazartesi gece- Je saat 23 den sonra Nazil hitine şiddetli yağmur yağmış, gece yarısından sonra yağmur epice şiddet- lenmiş ve bir çok Aydın çevresine çok şiddetli yağmurlar yağdı Hapisanedeki mahkümlara diplomalar dağıtıldı Aydın, (Hususi) — Aydın Halkevi kurslar şubesi tarafından Aydın hapis- kursunun bi Yıldırımlardan birisi su başı mevkiin- de bahçe damı yanında incir ağacı al- kayserili - Mahmu: da çarparak belinden aşağısını felce uğ-| ratmıştır. Mahmudun damda yatan ka- Tısına bir şey olmamıştır. Yıldırım Nazillide bir çok evlerin elektrik tesisatını - bozmuş saatlerini yakmıştır. Şiddetli yağmurlardan Kuyucak ça- yına gelen sel yeniden genişlemekte o- lan tünelin üzerinden taşarak tünele 4 metre kum, çamur ve taş doldurmuştur. Bundan dolayı dün Denizli ve postaları Kuyucak istasy geçememişlerdir. Bundan başka Kuyucakla Horsunlu arasında hattın 3-5 kilometrelik bir kıs- mına da kum, çamur ve taş yığmıştır. Yağmurların pamuklara zararı yök- tur. Fakat yeniden çapa masrafı lâ- zimgelecektir. tında yatan sıvacı İzmir onundan ileri Hayırsever bir vatandaş Atçada Jurnal oğlu Mustafa adında bir ihtiyar hayırsever öldükten sonra evini hastane yapılmak üzre vasiyet et- miş, bütün mallarını da bu. hastaneye terk etmiştir. Var olsun. Kütahyada yeni bir ilkmekteb Kütahya, 3 (ALA.) — 12 dershane- lik yeni bir ilk mektebin temel atma töreni dün ilbay tarafından yapılmşıtır. Bu münasebetle ilbay ve kültür di- rektörü birer söylev vermişlerdir. Mektep ğehir plânında cumuriyet a- Janma rastlayan bir yerde - kuruluyor. Yapı, 66 bin ikacaktı Ankara Yüksek Hayat Biçki yrudu dün ders sonu sergisini açmıştır. Yurd. dan bu sene çok iyi derecede mezun olan on üç talebenin sergide altmış yetmiş dikişi vardır. Yeni Hayat Biçki yurdun un, bilhassa metod usulünden ziyade Mulaj sistemi ile çalıştığı için diğer yu rdlardan ayrı bir hususiyeti vardır. Ser- gide ayrıca talebenin yaptığı işlere aid albümler de teşhir edilmektedir. Dokuz ay gil fakiyetin bir örneği: ve sergiden bir köşeyi gösteriyor. kısa bir zamanda çok İyi neticelerle mezun veren yurdun sergisi muvaf- . Resimlerimiz yurd direktörü Bn. Seniha ile talebelerini İstanbulda 8 inci yerli mallar sergisi dün törenle açıldı İstanbul, 3 (A. A.) — 8 inci yer- li mallar sergisi bugün saat 18 de Taksim bahçesinde açıldı. Açılma töreninde vali muavini B. Hüdai ve şehrimizdeki saylavlar hazır bulunu- yorlardı. Davetlilerin ve halkın bü. Yük bir takdirle gezdiği bir çok pav. yonlarda memleketimizde yapılan her nevi eşya teşhir olunuyordu. Çok muntazam ve mümkün oldu- #u kadar zengin bir şekilde hazırla 'nan 8 inci yerli mallar sergisi gece saat 22 ye kadar halkın bırakıldı. ziyaretine Gürükhü yakalandılar çıkardıklarından Ötey geec, saat 22 den sonra, sarhoş olarak, caddelerde bağırıp çağıran ve birbirleriyle kavga ettikleri görülen, Orhan, Galip ve Fehmi adındaki şahıs- lar yakalanarak adliyeye verilmişler - dir. Montrö mektu! Montröde tatil günleri (Başı 1. inci sayfada) konferansın ikinci toplantısında ara- larmda hiç bir ihtilâf olmadığını söy- liyerek döneceklerdi 5 Bugün yine konferanstaki sovyet teklifine Japonyanın zecri tedbirler kalktıktan ve konferansa filen iştirâk ettikten sonra İtalyanın mükavemet edeceği söyleniyor. Belki-bunlar-da: asılları olmiyan ve sövyet - ingiliz ihtilâfi haberlerinde old kamlar tarafından tekzib edilecek ga- zeteci haberleridir Dün akşamdanberi Montröde biz de tatil yapıyoruz. Konferansta pa- zar tatili cuma akşamı başladı. Pazartesi öğleden sonraya kadar de- vam edecek. Gece geç vakta kadar bir kaç arkadaş, Montrö Palasta, dü- ne kadar dinlediklerimizi düşünerek heyecanlanmağa çalıştık, münaka- şalı tahminler yaptık. Sonra her şey- den vazgeçtik. Küçük bir gezinti pro- gramı hazırladık. Bugün öğleden sonra trenle Lozana, yarın vapurla Evian'a gideceğiz. Neşet Halil ATAY ——— —— DİL KÖŞESİ “Milli takım namzedleri, dün Taksim stadyomunda üçüncü maç- larını Boçkaya karşı oynadılar. Yazı yazarken hangi mürekkep mastarların türk şivesine uygun, han- &ilerinin aykırı olduğuna dikkat et- miyoruz. Yukarda örnek olarak al- dığımız cümleyi bu şekilde kurabil- mek için "maç oynamak,, gibi mürek- kep bir mastar yapme malıdır. "Maç,, kelimesini yıllardan- beri dilimize almış “bulunyoruz. Fa- kat bunu yardımeı bi stediğimiz zaman "maç 'maç oynamak,, değil. yapılan şivesizliğin. “piyano mak,, , "tramvay almak,, gibi örnek- derden farkı yoktur. Kullanılmasını hoş görmemekle beraber, bu son iki misalin gene köötü bir tercümeden doğduğunu söyliyebi ”Maç oynamak,, şekline gelince bu, tercüme de değildir: Ne fransız- lar “Gour un mateh,, , ne ingilizler, "toplay a match,, derler.. Burada oyna- 4 TEMMUZ 1936 C: TESİ 48 sene hocalık eden bir profesör Charles Lyon - Caen öldü Arsıulusal bir şöhrete malik olan büyük hukukçu profesör Charles Lyon Caen hayata gözlerini yummuştur. Tica. ret hukuku üzerindeki çalışma ve ihere sasiyle yalnız memleketinde değil dün yadaki bütün hukukçular tarafından tanınan âlim profesör 93 senelik hayae 'tının 48 senesini Paris hükuk fakülte- sinde bocalık ederek gecirmiştir. Bu kadar uzun ömür ve bilhase, bu uzun yaşamanın 48 sene gibi çok bir zama 'nının üniversite kürsüsünde — zeçmesi zamanımızda az kula ve az hocaya nas sib olan bir mazhariyettir. * Şurasını bilhassa kaydetmek gereke im profesörün değeri, eserleri çok kıymetli varlıklardır. Bu kıymetli varlıkları tesbit için onun — hayatınr Percerou ile beraber takib edelim: Pror Tesör Lyon Caen 26 nesinde agragasyon 'ten sonra Naney ür hukukunu tedrise başlamıştır. Fakat oe 'nun hayat telakkisi ve pratik vakıa- Jardan zevk alan düşüncesi ölü kukun tedrisinden ziyade meri hüküme lerin tetkikini tercihe temayül tti ve ticaret hukuku — sahasında — çalışmağa başlıyarak — 1875 senesinde — Pariste L'ecole libre des sciences politigues'de mükayeseli ticaret hukuku - okutmağa başladı. Denebilir ki ticaret hukuku. 'nun mükayesesinin metodik - bir tarze da tedrisi şerefi ona aiddir. Ticaret hu- kukunun müayyen esaslarında arsıulu. #al bir anlaşmanın mübeşşiri de gene o olmuştur. Kısa bir müddet sonra Parl& hukuk fakültesinde kendisine —mukas yeseli ticaret hukuku ve deniz ticaretl hukuku kürsüsü tevdi edilmiş ve mu« maileyh bu kürsüleri tekaüd oluncıya kadar yani 1919 senesine kadar muhas faza eylemişti O hukuku mücerred Bökümler Bil, hayata kör düğümreerere TÜ ideler olarak telakki eyler,ve aksi € #a istinad eden bir düşünce ve tedris vsulünü yani hukuku sadece kitab za. viyesinden görmeği adalete karşı işlene miş en büyük bir fenalık olarak addee der. Bu telakkisinden ötürü © yalnız değeri çok bir nazariyatçı olmakla kal- mamış, tatbikatı geniş bir pratisiyen olmak meziyetini de iktisab etmişti Bu müstesna şahsiyetten ötürü mü- teaddid cemiyetlere reis ve aza olarak #eçilmiş, fakülte dekanr olmuş ve öme Tünün sonlarma doğru Lejyon dönöc nişanını da ihraz etmi; Eserleri pek çoktur. Müteaddid ma- kaleleri, tetkikleri vardır. Bunlardan ayrı ayrı bahtetmeğe tahliller yapma- ğa bir gazetenin sütunları hiç şüphes Siz ki müsaadekâr ve müsamahakâr. oe lamaz. Talebece maruf olan ” “Manuel de dtoit commercial” inden — başka 8 cildli bir ticaret hukukü şerhi de var dır. Bu şerh deniz tücareti hukukunu da şerh eylemektedir. Ünlü profesör ilim hayatında arsrulusal bir teşkil eden bu muazzam eserini kadim ve sevgili arkadaşı Louis Remault ile birlikte vücuda getirmiştir. Sayın profesörün eserlerinde tah- Hü ve terkib kudreti barizdir. Kelime oyunlarından müarra hakil lere ve vaktalara dayanan izahları muhi telif memleketlerin mevzuatının muka- yesesi süretiyle de zengin bir mahiyet arzetmektedi i kalemine küre südeki açık ve selis ifadesinin değerinl de katmak ve dolayısiyle bu vasfını da tebarüiz ettirmek gerektir. Bu itibarla dinleyicileri tarafından daima saygı ve sevgi ile karşılanmış ve her yerde, het zaman dolgün adedli hürmetkâr sâmle lere hitab eylemek bahtiyarlığı hatab olmuştur. Bu kıratta bir hukuliçunun / ölümü yalnız Fransa için değil bütün bir düne ya ve ilim âlemi için de büyük bir zie yadır. Böyle söylemenin hakikati - kos nuşturmak olduğuna inanıyorum. ir hu Kuvvet nkara BirasSi Neşeve Sıhhat verir,