10 Mayıs 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

10 Mayıs 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MHYT EAATR TDARNAZ 4 ZAR ULUS SAYFA 3 -Yarı - Sıyasal —— Pekerin inkılâb dersi Partimizin genel sekreteri Receb Deker, bu seferki dersinde hem inki- lâbımızın organik inkişafını içeriye ve dışarıya doğru tesbit ettiği gaye- ler bakımından kısaca izah etmekte hem, bu oragnik inkişafın ötedenbe- ri beklenmekte ve ileri türk intellek- tüelliği tarafından müdafaa olun- makta olan bir merhalesine, yakında artık, varacağımızı müjdelemekte- dir. Bu merhale, parti ile devlet ve parti ile rejim arasındaki prensipçi muvasalanın, ahengin ve birliğin te- minidir: ” Cumuriyet Halk Partisinin ana vasıfları artık bir sıyasal par- tinin dış ifadesi değil, Türkiye cu- Muriyetinin kanuni şekilde ifade - sidir; Kamutayın önümüzdeki ça- lışma yılında bu vasıfların “teşki- lâtı esasiye” kanununda devletin vasfı olarak tasrihi mukarrerdir.., Yazımızı burada bitirsek de olur, çünkü bu büyük davayı bu ve- ciz sözler, eksiksiz olarak ifade et- mektedir. l Z Açıkça söylemekte bugün artı!c hiç beis yoktur ki, “Teşkilâtı esasi- ye"mizde bazı noktaların tasrih e- dilmemiş olması, hükümetimizin gestion'u ve partimizin altı ileri pren- sipini, “Teşkilâtı esasiye''mizle bir tezad halinde bırakmıştı. Gerçi bu tezad, şimdiye kadar büyük bir mah- zur doğurmamıştır. Bunun da sebe- bi, meclis, parti ve hükümet gibi milli küvvetlerimizin, Atatürk'ün Yüksek iradesinde her zaman birle- şerek, aranılmakta olan muvasala, ahenk ve birliği bu iradenin müstes- na uyanıklığında ve bir o kadar müs- tesna sevk ve idaresinde bulmuş ol- malarıdır. — Böyle olmakla beraber, milletin olduğu eibi inkilâhım da Ata'sı olan biüvük Sef, cumuriyet anayasasma ötedanberi öyle bir mana vermiştir ki. konun her defasında tebarüz et- l tirilmesinde hiç bir mahzur olamaz. Anayasalar başka memleketler- de, rejimin şekli bir kere tasrih edil- dikten sonra bir memleketin “Hu- kuku esasiyesi"'ni artık statik bir ba- kımdan mütalâa ederler ve bunun e- sasını da ferd hüriyetlerinin doku- nulmazlığında yani liberal ve indi- vidualist nizamın müdafaasında a- rarlar. Bizim anayasamız da, ilk gün- lerde, böyle bir şey olmak tehlikesi- ni geçirdi. Fakat, çok geçmeden gö- rüldü ki, Atatürk, türk anayasasın- da statizmi asla hâkim kılmak niye- tinde değildir. Nitekim, s&ünün birinde bir tadil yapılarak, lâikliğin, bir prensip ola- ryak bu anayasaya alındığını görmü- şüzdür. O günden bugüne - kadar, türk inkilâbr ve türk milleti, Şef'in em- rinden ve irşadından bir adım uzak- laşmaksızın, ferd ile cemiyet, yurd- daş ile yurd, parça ile bütün arasın- daki münasebetleri, hem hayat hem nazariye sahasında münakaşa etmek, işlemek ve tatbik etmek fırsatlarını bulmuştur. Ve ferd hüriyetinin mil- let menfaatleri ile çevrelenmesi lâ- zım geldiğine bugün hiç şüphe kal- madığı içindir ki, inkilâbımıza dai- ma hâkim olmuş olan ayni organik inkişaf, yani 6 oktan bir tanesi, yani “inkilâberlık” prensipimiz sayesinde, partimizin 6 prensipini birden dev- letimizin anayasasına alıyor ve bu hareketimizle, Kemalizm'i bir parti ideolojisi resmiyetsiziliğinden çıka- rarak bir devlet ideolojisi resmiliğine sokuyoruz. Bu sade görünen karar, inkilâbı- mızın içinde bir inkilâbtır ki, Türki- ye Büyük Millet Meclisi'ne, modern dünyanın ve modern insanlığın en i- leri demokrasisini temsil eden bir halk ve millet hakimiyeti vasıtası ol- mak vasfını ve şerefini vermektedir. Burhan BELGE İNGİLİZ SUALLERİ Berlin ve Pariste nasıl karşılandı ? Berlin, 9 (A.A.) — İngiltere - tara- fından Almanyaya verilen sual listesi için Berliner Tageblat gazetesi, şunla- TI yazıyor : “ İngiltere, müsbet bir netice lehine olarak böyle bir vaziyetin vereceği bü- tün avantajlardan faydalanarak serbest bir aracı sıfatiyle hareket etmektedir. Fakat neticenin öteki devletleri ve bil- hassa Fransayı memnun edeceği mu - hakkak değildir.., Germani gazetesi İngilterenin sual- lerini bir nota şeklinde değil, fakat da- ha dostça bir mahiyet gösteren ve uzun bir görüşme için en iyi bir başlangıç tesşkil eden bir muhtıra şeklinde verdi- ği keyfiyetini dikkate değer bulmakta ve yaprlacak görüşmeye ancak Alman - yanın alâkadar olduğunu ilâve etmek - tedir. Fölkişer Beobahter, Taymis gazete- sinin sual muhtırasının neşredilemiye- ceğini daha perşembeden haber verdi - ğini, hal böyle iken Londranın neden birden bire bu muhtırayı neşre karar verdiği suali sorulabileceğini yazmak- tadır. Aynı gazetenin ehemiyetle kay- ' dettiğine »göre, Baldvin kabinesi aley- hnide şiddetli tenkidlerde bulunan “es- ki muhafazakâr” politikacıların kabi - neyi, muhtsrayı neşre zorlamış olmala - TI mühtemeldir. Bu gazete ezcümle Şunları yazıyor: “ Buna, muhtıranın neşri hakkında Paris'in izhar ettiği derin memnuniyet ilâve edilirse, yeni esaslar üzerine da - Yalr hakiki bir anlaşma eserine şimdiye kadar az çok aleyhtar olmuş olanların da yeni ingiliz - alman görüşmelerini tîısvib etmiş olmaları temenni edilebi- lir. Almanya, ingiliz kabinesinin, - bil - h_asıa zecri tedbirler meselesinde ne gi- bi zor bir mevkide bulunduğunu tam Manasiyle anlamaktadır. İngiliz - al - Man görüşmelerinin, dikkati başka me- seleler üzerinden çekmeye vesile olma- Mmalıdır.” - Magden Burger Zeitung gazetesine Böre, muhtıranın vaktinden evvel neşr- edilmesi, yapılacak görüşmelerin men- faatına uygun görünmemektedir. Muh- tırayı neşretmeden evvel alman cevabı- nın gelmesi beklenmeli idi. Bu gibi vak- tinden evvel neşirler bir tehlike gös - termektedir. Bir üçüncü taraf işe karı- şarak ilgililerin hareketine engel olahi- lirler, ve herkesçe malümdur ki, bu meselede “üçüncü taraf” olanlar çoktur. Karışıklıkların neticesi Atina, 9 (A.A.) — Bu sabah Selâ- nikde 6000 tütün işçisinin yaptığı grev harektiyle birlik olduklarını göster- mek için bir sempati grevi ilân etmeğe karar vermiş olan tasın işçisi tarafından bu sabah Selânikte tertib edilen gös- teriler sırasında bir takım kötü arbede- ler olmuştur. 9 kişi ölmüş, ve 50 kişi yaralanmış- tır. B. Metaksas gazet2:cilere nüfusça telefat vukuunun ve bir çok kişinin ya- ralanmasının sebebi grevcilerin tahriki olduğunu söylemiş ve zabıtanın vaziye- te tamamiyle hâkim bulunduğunu ilâve etmiştir. —© ©.a . . . Bir sulh için İNGİLTERE'NİN PLAN HAZIR- LADIĞI YALANDIR. Londra, 9 (A.A.) — Gazetelerin yarı resmi olarak bildirdiklerine göre, Lon- dra ve Roma arasında habeş meselesi hakkında hiç bir fikir teatisi yapılma- mış olup, yeni bir ingiliz sulh plânı hak- kındaki yayıntılar da tamamile asılsız- dır. İngiltere - Belçika maçı Brüksel, 9 (A.A.) — İngiltere - Bel- çika beynelmilel futbol maçını Belçika milli takımt 2 ye karşı 3 gölle kazan- mıştırf. Dle 90 dakikada Vi B £ B İ Dünyayı dolaşan telsiz haberi ADİSABABADAKİ AMERİ - KAN ELÇİLİĞİNE NASIL YARDIM EDİLDİ? Cibuti, 9 (A.A,) — Havas ajan- sından: Habeşistan hükümetinin ameri- kan müşaviri B. Spenser, dün ak- şam Adisababadan buraya gelmiş- tir. Spenser Necaşi ile habeş hükü- meti ileri gelenlerinin ne sebeple paniğe yakalanmış olduklarını bir türlü anlayamamakta olduğunu söy- lemiştir. B. Spenser, italyanların Habe- şistanın tamamını işgal edecekleri- ne ihtimal vermemekte olup habeş erazisinin taksime uğrıyacağı fik- rinde bulunmaktadır. Amerikan elçiliğinin yağmacılar tarafından sarılmasından bahseden B. Spenser, amerikan elçisinin yar- diım istemek üzere komşu bulunan ingiliz elçiliğine birçok adamlar göndermiş olduğunu fakat bu a- damların bir türlü bu elçiliğe vara- mamış olduklarını söyledikten son- ra hikâyesine şu suretle devam et- miştir: * Buünun üzerine elçi, Adisaba- badaki amerikan elçiliği ile mun- tazam surette muhabere etmekte 0- lan Manilde hususi bir müesseseden aracılık rica etmiştir. Manil istas- yonu, bu telsizi San Fransiskoya göndermiş, orası da keyfiyeti Va- şingtona bildirmiştir. Vaşington istasyonu kendisine gelen - telsizi Londraya göndermiş, Londra da A- den'e ve nihayet Aden istasyonu Adisababadaki ingiliz elçiliği ile temasa gelebilmiştir. Bir dünya se- yahati yapmış olan bu telsiz, bu dev- ri 90 dakikada yapmıştır: Telsiz, ingiliz elçiliğince alınır alınmaz, elçiliği muhafaza etmekte — olan hitndli askerler, hemen amerikan el- çiliğine gönderilmiş ve bunlar mit- ralyöz kuvveti ile amerikan elçiliği binasını yağmacıların — ellerinden kurtarmışlardır. B. Spenser, eski habeş hüküme- ti ileri gelenlerinden yalnız bir ki- şinin Adisababada kalmış olduğu- nu söylemistir. Bu zat da fransız el- ciliğine iltica etmis olan dıs bakan. Irk müdürlerinden B. Otto Tasfait- gagne'dir. MERLALEKEHATUKDAHESLEKLEN SAA AAARAAİN ARIYAKİAN detlnz? KA GORETMNTAMMAANARFRFDEKEKOKEL LKS DUKILAKDKEKÜUYAAATYOYYLAYOĞULAKALAK K LAYKĞARA KA LAİ VAKIK ÜN KAHTERAKL KU TRUK AF VRYLAN KAT DÜM ÇAA AAA IDALDMCKASIFIKCDUN SOROLAAAAYAYRTA OY L L OKAK IKKY OLAAR VDNGK YAK KDK SA SKO YAKKA OKS YAA I KİK İA KKK ALAY LKT SKİ A KA — ATAİAKRAK A IA CAKİLİDRNNN MAĞA - GOKBDK ARANAYDANYAYALİYADYOKANANAN AYAY LOĞKAARAYOARAYANKATI CAY FUĞAYORAKCARAP ÇF OCEROARODAAPONBARAKARA AYA KOKO KÜ PD KELALİYAYAKAKAKAYAKAAYDAYOPOFAYOCOYODOİRLDDCAK YAK LADAY DKK NKKK EKKAKARAKA IKU YRURAROUCAYESACRLAYONOAKIDAKAKLA VA KNY cY AAA IA KIKRAY KA YAACAAKA3 0 KKEKTAASOKİRMYAKAALAIAANIANI KA AA SON DAKİKA : B. Musolini, Habeşistanım resmen italyan hakimiyeti * w* . altına girdiğini bildirdi İtalyan kıralı, Habeşistan imparatoru adını aldı Mareşal Badoglio Habeşistan kıral vekili tâyilil Roma, 9 (A.A.) — Halkın anlatıla- maz gösterisi arasında Venedik sarayı balkonuna çıkan B. Musolini, Habeşis - tanın tam ve kati İtalyanın egemenliği altına konulmuş olduğunu bildirmiştir. Kıral ikinci Viktor Ema- nüel gerek kendisi gerek torunları için Habeşistan imparatoru unvanını almış- tır. Habeşistan kıral vekili unvanını ta- şyacak bir umumi vali tarafından idare edilecek ve Eritre ve Somali valileri, Habeşistan kıral vekilinin emri altında bulunacaklardır, Mareşal Badoglio, Ha besistan kıral vekili tayin olunmuştur. surette &'& & Roma, 9 (A.A.) — Duce'nin bu ak- şam iradettiği nutkun metni şudur: “.. Afrikada ve İtalyada bulunan bütün ordulara ve sınıflara mensup za- bitler, küçük zabitler ve askerler, siyah gömlekliler.'anavatanda ve bütün dün - yada bulunan erkek ve kadım italyanlar, Beni dinleyiniz, Birkaç dakika içinde öğreneceğimiz büyük faşist konseyinin kararları ile büyük bir hâdise vukua gelmektedir. Bugün Habeşistanın alınyazısı kati o- larak tesbit edilmiştir. Faşist devrinin 14 üncü senesinin 9 mayısı vatan tari- hine geçen bir gün olmuştur. İtalya ni- hayet kendisine bir imparatorluk ka- zanmıştır. Bu faşist imparatorluğudur. Çünkü bu imparatorluk, liktör facioları azminin silinmez izlerini taşımaktadır. 14 yıldanberi italyan milletinin bütün kuvyetlerinin döndüğü hedef yanların kurmak istedikleri budur: ve ital- şey işte olundu. Bir sulh imparatorluğu. İtalya gerel kendisi için gerek diğerleri için sulh is tiyor. İtalya anctak yabancı kuvvetler t& rafından mecbur edilirse harbe başvu rur, İtalyan imparatorluğu, Habeşista nın bütün kabileleri için bir medeniye' ve insaniyet - imparatorluğu olaraktır Çünkü milletleri alınyazılarına doğrı sevketmek Romanın vazifesidir, Tarihi mizden çıkan kanun böyle istiyor. Önü: müzde istikbal için büyük bir yol açılı: yor. Size ilân ediyorum: Habeş memleketi ve habeş kabilele: ti bugün İtalya kırallığının kati egemen liği altında bulunmaktadır. İtalya kıra: h, Habeşistan imparotru unvanını almış- tır. Habeşistanda ve İtalyadaki zabitler, küçük zabitler ve askerler, siyah göm- lekliler, erkek ve kadım italyanlar. Siz kendinize bir imparatorluk fet- hettiniz. İtalya, bu imparatorluk için ça- İrşacak ve bu imparatorluğu silâh kuvve- tiyle her kim olursa olsun bütün düş- matlara kar$şı müdafaa edecektir. Bu sözlerim, allah ve insanlar önün- de, hayat ve ölüm için mukaddes bir yemindir.” Duce, halkın nuütkunu bitirmiş, mızrkalar mill? marş- lar çalmaya başlamıştır. Halk ve asker- ler yavaş yavaş hareket etmektedirler, “Duce, Düce” — ve “yaşasın Kıral”, “yaşasın Habeşistan imparatoru”, “ya- şasın İtalya” sesleri biribirini takib ey- lemektedir. Nihayet italyan milli marşt bütün meydanı ve binlerce halkı sar - mıştır. gösterileri Aarasında Milletler Cemiyeti habeş meselesini Londra, 9 (A.A.) — Cenevreden ge- len diğer haberlerin tersine olarak bu- gün resmi ingiliz mahfillerinde söylen- diğine göre milletler cemiyeti konseyi- AAA UMNANNARYDIYNNIRKANNMNR NIN BNN | nin pazartesi günü başlıyacak olan top- /— Harrarı da yağma ediyorlar Çapulcular Cib uti - Adisababa trenine hücum ettiler Paris, 9 (A. A.) — Dün akşam Cibu- ti'den gelen tren Adisababa'dan hare- ketinden biraz sonra yağmacıların ta- arruzuna uğramıştır. Bu trenle Dire- dua'ya dönen Senegalli neferler yağ- macıların bu hücumunu Püıkürtmüş- lerdir. Diredua'da bazı yerliler gümrük depolarını yağma etmiye kalkışmışlar, fakat müdahale eden fransız kuvvetle- ri sükünu derhal kurmuşlardır. İtalyan küvvetleri ikinci trenle Diredua'ya var- mışlardır. Demiryolunun en ehemiyetli noktalarında italyan askeri karakollar kurulmuştur. Cibuti, 9 (A. A.) — Havas ajansın- dan: Ras Nasibu'nun askerleri tama- miyle karma karışık bir halde Harrar ve Diredua'ya doğru gitmektedirler, Bu askerler italyanlar tarafından alın- mış olan Ciciga'ya Uğramaktan çekin- mektedirler. Diredua'da sükün ve baysallığı Se- negalli müfrezelerle fransız tankları temin etmektedir. Ancak hiç bir ya- bancı garnizonu bulunmıyan Harrar'da geniş mikyasta yağmacılıklar yapılmış ve şiddetli çarpışmalar olmuştur,. Aden, 9 (A. A.) — Royter ajansın- dan; Tamamiyle yağma edilmiş olan Har- rar'da asayiş ve sükün iade edilmiştir. Katolik misyonerleri ile İsveç ve Fin- landiya kızılhaçları azaları sağ ve sa- limdirler. **& & Roma, 9 (ÂA. A.) — İlk habeş kahvesi yüklü bir gemi dün Triyeste'ye var- mıştır. Lolyd Triestino, Triyeste ile Moga- discio arasında daimi ve muntazam bir servis kuracaktır. —: ©0. aame— İngiltere Posta vapurlarına da top koyuyor Londra, 9 (A.A.) — Dün akşam neş- redilen ve Posta bakanlığı ile Cunard Vite Star Lin arasında yapılan bir an- laşmayı ihtiva eden bir beyaz kitap, ilerde, ingiliz posta vapurlarının taşıya- cakları silahlar hakkında dikkate de- ğer haberler vermektedir. Tasarlanan projelere göre, bilhassa Suthampton ile Nevyork arasındaki seferleri yapacak olan gemilerden en az 15, en çok 24 san- timetrelik seri ateşli toplar konacaktır. Bu topların posta vaputlarına yerleş- tirilmesini bahriye bakanlığı temin e- decektir. konuşacak lantısında habeş meselesi uzun uzadıya görüşülecektir. B. Eden'in konseye başkanlık etmi- yeceği hakkındaki yayıntılar doğru de- ğildir. Royterin haber aldığına göre, Ren meselesi kanseyin bu toplantısında ba- his mevzuu edilmiyecek ve yahut çok az konuşulacaktır. Milletler cemiyeti mahfillerinde söylendiğine göre, mil- letler cemiyeti konseyi bu iş için hazi- ran içinde fevkalâde bir toplantr akte- decektir. Negüs şimdilik Kudüste kalıyor Londra, 9 (A.A.) — Kudüs'ten ge- len haberlerin aksine olarak Londrada resmen bildiri diğine göre Negüs şim- diki halde Kudüs'te kalacaktır. İyi haber alan mahfiller, Negüs'ün, milletler ce- miyeti konseyi toplantısından evvel Londraya gelmesinin iyi olmıyacağını söylemektedir. Negüs'ün beraberinde getirdiği hazi- nesi, Kudüs'te bir ingiliz bankasına ko- nacaktır. Bu hazine dokuz ton sikletin- de 158 sandıktan ibarettir. Bu sandık- lardan 123 ü gümüş Mari-Teres riyalle- ri, öteki sandıklar ise altın ile doludur. Negüs bu akşam, ingiliz fevkalâde komiseri Sir Vanşop'ı kabul etmiştir. İtalyanlar Harrarı da aldılmı Roma, 9 (A.A.) — Kiralın kendisine mareşallık unyanını verdiği Graziani kı- taları Harrar'a girmişler, karışıklıklara son vermişlerdir. Resmi daireleri alan kıtalar konsolosluklar ile fransız heye- tinin emniyetlerini temine almışlardır. İtalyan kıtaları Diredua'ya doğru iler- lemektedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: