29 Nisan 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

29 Nisan 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

$ Döpüche de Toulouse gçazetesin İde Edmond Haraucourt yazıyor. Dünya her gün biraz daha kü- gülüyor; tıpkı Balzac'ın “Şagren de- “risi” gibi, gözle görünür bir şekilde izülüyor. Mesafeler artık mevcud Mmünasebet haline koyuyor; daha dü- kadar bizi tamamiyle kayıtsız bı- akacak hâdiselerin hususi hayatımı- “za kadar tesirlerini görmeye artık a- bir ucunda - vukua pazarlarımızda ve evimizde kendiliğinden meydana ge- kirdiği reaksiyonlara şahid oluyoruz. Şu ve bu arasında bir münasebeti ka- bul edelim etmiyelim, dünyanın öbü, ucunda ve hattâ dünyanın her ucun- “da olagelen şeylerin tesiri altında ya- geyoruz. Demiryolları, gemiler ve tay- yareler, otomobiller ve telgraf, bor- #a fitları ve kambiyo kanunu, sine İ jma ve radyo, iyi veya kötü ihtimalle- vi birleştirmektedir. Dünyanın Babil- Teşmesi artık hakkiyle tamamlanmış bir iştir. Pekâlâ. Fakat bu dünya mahşeri, ive herkesin satmak ve yemek - için ikendi bazajını taşıdığı bu pazarın iz- dihamı, bu endişeli menfaatlerin çap- yazlaşması kavgalar — çıkarmaktan eri kalmıyor. Meydana çıkan reka- betler, dirsek dirseğe yaşıyan bu ka- K aa 5el — handiriyor, bu yüzden daima yenile- 29 NİSAN 1926 ÇARŞAMBA ——— F dç_qkudul_(lşrı patla endişededir: Sa ralardan korkuyor bir başlangıçtı Başka başlangıçtı irkçı hiddetlerin tezahür etti. #ini ve bunların, etraflarına, çok de- fa menşe birliğinden ziyade menfa- at birliğiyle bağlı kalabalıkları top- ladıkları görülmüştür. Böylece z man zaman, çok dağınık grapları mı bayrak altında toplamaya çalışan turancılık, / pancermanizm, — asyacılık, amerikancılık, — islamcılık cereyanları doğmuştur, Politikacılar, müşterilerini mak için işlerine elveri kelimesini ifratla kullanıyorlar, fa kat antropolojistler — daha — ihtiyatlı davranıyorlar: Kelimenin sarih ma- 'nası üzerinde ve bilhasın her açık tarifini yapmaya veya doğru bir tamnif yapmaya imkân verecek her irka has husüsi karakterler üzerinde matabık kalmaya müvaffak - olamı yorlar. Onları münakaşalarna terk- edelim. Şimdilik bizi meşgul eden mesele ilmi olmaktan ziyade siyasi- yecan içten metidir. artır. olan “ırk” denler de vardır leştirmeye ve böylece, prensip itiba- riyle az veya çok hakiki akrabalık- Jara, hakikatte ise tehlikesi pek mu- hayyel olmuyan kavgacı niyetli bir- likleri meydana getirmeye matuf bir zihniyetin karşısında bulunuyor mu, bulunmuyor mu? Mesele bunu - bil- maz. yeni dünya da, kendi hesabıma ardan korkuyor, ka » Mançari işi ancak beş meselesi de bir Atalyanların Habe - gistan'a hücumundan Birleşik devlet lerde bulunan zencilerin duydukları he- saran sıtmanın Bu sıtma bulaşıcıdı fımızdan bilinmese veya mikrobu her tarafta durgun bir halde mevcud bulunuyor. Az sonra bize diş ge- cırtacakları halde şimdilik hâlâ — kendi. sim | erini bizim minnettar talebelerimiz bi Çünkü bizim garb me. deniyetimiz — onların ” memleketlerine, asırlardan beri özledikleri bir sulh ve sükünu getirmiştir, bu yüzden bize borç- u olduklarını idrak ettikler sevdiklerini sanabilir ve bize bağlılıkla- irını her fırsattan istifade ederek tekrar- Aıyabilirler. Fakat bu sadakat ve ondan doğan iyi geçinme muvakkattir, çünkü bir tabiat kanununa dayanmaz. Tabiat kanunu netlin — muhafazası- ı emreder. Bu kanun herkese başkala- irının zararına olarak kendini müdafaa etmeyi telkin eder; bu kati emir karşı - asında şahsi fedakârlıklar hesaba katıl - Ba hâdiseler karşısında, bizim olmu- iyan urldarın inkişafını dikkatle takip et- mek mecburiyetindeyiz. Şimdiye kadar Pek yavaş devam etmiş olan bu Otuz kadar ölü, yüz kadar y D ni kana bulamış doğuda si eden gizli kuvvetlere bir son vereceğine hiç ih- timal verilmiyor. Filistinde kan dökülmesinden me- sul olan şahis. ve teşekküller. iyice malüm olmakla beraber, ırkçı ve mil liyetçi tahrikçilerin yığın balinde tev- kiflerine girişmek ve bu neviden bir- likleri dağıtmak suretiyle karışıklıl lara son vermeye imkân yoktur. Fi- listinde hüküm süren kaynaşmanın sebebleri bir kalemde ortadan kal- dırılamıyacak kadar karışık ve de- rindir. İngilizler de arablar ve yahu- diler kadar bunun farkındadırlar. Bu münasebetle Maverai Şerin Emi- ri Abdullahın. sözlerini — zikretmek faydasız olmuyacaktır. Bu Emir, ge- çen martta ingiliz dış bakanlığına yaptığı bir müracaatta “yakında, ne- tice ve şümüllerini şimdiden kimse- 'min tahmin edemiyeceği, vahim hâdi- selerin vukuunu beklemek lüzım ol- duğunu” söylemiştir. Aynı müracaatta, Maverai / Şerin şefi, memleketinin Filistin veya Suri- yye ile birleştirilmesini teklif ediyor ve arab dünyasında ortaya konmuş 'olan büyük meseleleri gözden geç rek ve kelimelerini çiğnemeden bil- diriyordu ki: “Tatmin edici bir hal gekli bulunamadığı takdirde Maverai Şeria halkı, Mısır ve Suriye milliyetçi- lerinin misalini takib etmeye mec- âşa- | bur kalacaklardır” Emirin bu sözleri 4” | Suriye, Filistin ve Maverai Şerin me- ekseriş ikâr edilse de, tara için bizi ilistindeki kanlı kavgaların sebeple birlikte tedir... Milletlerin böyle bir here ve /mercinden doğan ağır fakat derin en- — işe içlerinden bazılarını, kendi mil- etmek manda diğer kıtalara, en kuvvetli sandıkları Avrupanın zâflarını ve e- 'nun hegemonyasına son vermek im- kânmnı göstermişitr. - Harı, siyah, kırmızı » bizi. mağlüb fın, dünyanın yeni değişiklikleri dola - “yüniyle çok hızlandığını görüyoruz. Bun. danm böyle, yalde sarı, kara — veya yarı kara halk yığınlarının içinde yaşadıkla. ı ekonomik şartları daha iyi tanımamız değil, aynı zamânda önların pisikoloji derini de iyi bilmemiz Tazımdır. Bizden Renkli urklar nasıl hareket etmeleri lâ- TürTylE BK Berdamin küiüelerinin — aymailenin çocuklarını — biribirine | Ü ça ri | vuh baletleri üzerinde bize malümat ve- O RÜŞeK ŞÜN L Üa GRRnire edecekderi “Gük | a he çey aat aa bi “eden menşe birliğini batırlatarak ğ Srbelüğünüa temin edetiği | , Gkkiikik etmeyi bize öğre - — zıkılavuzlar onlarda tesanüd hissini el ee eeei ( dlndi X) ç K —e — n $e Fdt n b arae b aa — A L aliğik mmuvaffak oluyorlar. Öyle ki dünya- | ** oalara bir mistiğin formülünü verme- | Sokrmiten ş ye itina ettik: “Kendi mukadderatlarına | İP'ilalden geçerek, Solan ve seleleri arasında yakın bir. bağlılık bulunduğunu ve dünyanın - bu köşe sinde ortaya konan davaların, pana- rab cereyaniyle, yani ırkçılık ve mil- liyetçilik cereyaniyle sıkı alükası bu- Tunduğunu gösterir, Filiatin'e gelince, burada, arab- İazla yahudileri hirhirine, den irk kini dışmda, İngilterenin Şe- ria nehrinin kıyılarında devamlı bir #sükün tesis etmesine imkân vermiyen birçok ekonomik unsurlar göze çar. " Bu meseleler arasında, en vahi- mi, arablarla yabüdiler arasında kavgalara mevzu olan toprak mülki- İ & | Bu hak isteme hareketinin, için. e bulundakları sıyasal şartlar veya Kabiat tarafından en az müsaadeye mazhar olmuş milletler arasında do- acağı pek tabüdir; bunlar, her yer- de hükmeden fakat kendi aralarında daha büyük bir şiddetle hâkim olan arkıntıdan muztarib oldukdarı için is- tismar olunduklarına ve kurban edil- diklerine kanaat getirirler ve aynı kandan kardeşleri yardımlarına ça- — AAA g e OUU Tetrika: No: 75 ANKARA Yazan: NNordert von BISCHOFF Türkçeye çeviren? Burhan BELGE hâkim olmak milletlerin idare edilen ve bizden kurtulmak iste - yen her millet, boyunduruğunu kırmak. Ja kalmıyarak bizi istilâ için üzerimize yürümek istediği zaman bu milletlera rası bukuk prensipi ona kâfi gelecektir ve gelmektedir de. Daha geçen asırdan beri, Avrupa, vzak şarktan gelecek bir tehlike ihti - amalini tasarlamaya başlamıştı. Ve şu *“sarı tehlike” tabirini icad etti. Sonra Tus - japon harbı, eski kıtayı uyandır - mak isteyen bir gök gürültüsü — gibi dan, bu inkişaf, öteki memleketlere naza- ran müstesna bir hususiyet kazanmıştır. Gazi için, Önasya'yı çevrelemekte olan teh- likeler karşısında, kaybedilecek bir dakika bile yoktur. Gazi'nin eşsiz prestiji ise, mil- letinden fevkalâdelikler taleb etmesine mü- saittir. Bu kadar hızlı bir inkişafın bazı muvaze- İara toprak satmamaya azmetmişler- di. Yahudiler protesto ettiler ve ni- hayet hükümet işe karıştı ve işletile- miyen boş toprakların hükümete ge- geceğini söyliyen bir kanun çıkarıl- dı. Hükümet, aynı zamanda çok kü- çük toprak mülkiyetlerini de istim- kutladıkları zamanlarda daima ka gıklıkdar çıkar. Fakat bu karışiklık- Jardan dini unsurların mesul olduğu. BU sanmak bir hata olur Bu yortular esnasında arab ve hudi Hiderleri “mücadele kotalı gözden geçirirl, Filistin vaziyeti göz önüne getiri. lince bu hazırlıkların eninde sonun- da kavgalarla neticelenmemesine im- aşikârdır. Bu sene, Be- Müsa bayramı esnasında, arablar Kudüs sokaklarında yirmi beş bi iye geçid resmi yaptırdılar. Yahı diler de müdafaa - birliklerinin altı bin kadar azasını sokaklarda de tarmak süretiyle buna cevab verdiler. Birkaç hafta sonra otuz hıyordu. Yahudi hücum kıtalafının şefi, ee ki teğmen Jabetimaki, - ki yahudile- rin kurtarıcısı diye anılır « teşkilatı için pek çok gönüllü toplryacağını umduğu Londraya gelmiştir. Bu tep- kilât arablar tarafından öldürülmüş olan bir yahudi milliyetçisinin adı olan Brit Tumpledor ismini taşımaktadır. Jabotinaki Lord Allenbi'nin ordusun. da bizmet etmiş ve 1920 de vukun gelen kanlı isyanlardan sonra 1920 /de on beş sene küreğe mahküm ol n olma: Türk Maarif Cemiyetinin Bursa Kız Lisesi Türk Maarif Cemiyetinin 1931 se- nesinde amerikalılardan satm alıp tara devreli kiz hisesi olarak açtığı Bursadaki eski kollej binası, talebe çokluğu karşısında dar gelmekte ol- duğundan yeni bir lise binnar / yapılı masına Cemiyet umumi merkezince karar verilmiş ve geçen ağustos ayı: iptidasında binanın inşasna - başlan. aıştı. Tam bir lise olarak yapıan bu isaninasılme töceni Z3 nizam 1036 Perşembe sünü Bursa valisinin de ha.? Zır olduğu öğretmen, talcbe/ ve ballk huzurunda yapılmış ve - davetliler i- zaz ve ikram olunmuştur. Bu münasebetle lise son sınıf ta. lebesinden Bayan Leman tarafından (Osmanlı hükümeti kadınları ile cu- Muriyet kadınları) arasındaki farkla- rı tebarüz ettiren güzel bir söylev ve- rilmiştir. Bu söylevden sonra Türk Maarif cemiyeti yönetim kurulu baş- kanı Urfa saylavı Refet Ülgen tara. fından cemiyetin tarzı teşekkülü ve takip ettiği gayeler hakkında hazırı- a izahat verilmiş ve bu binanın ya- pilmasında hizmeti sebkedenlere te- şekkür edilmiştir. | Lâtin alfabesinin kabulü, asırlardanberi jyabancı bir hâkimiyet altında kalmış olan ruhunun kurtuluşunu ve yeni milli türk ültürünün inşası için lâzım olan unsurları — yerecek garb fikir kaynaklarına dönüş hare- — ketini terbiye ve göreneğin harimine aid Sahaya asla tecavüz edilmemiş ve peçe me- Selesi milletin kendi iradi şuuruna terkedil- Miştir. ' Bu büyük reformlar sayesinde, Gazi'den Milletine geçen büyük irade kuvveti, bu ol- Masa uzun yıllar sürecek olan - olgunluğu birkaç yıl içinde meydana çıkarmıştır. Türkler gibi bütün Önasya milletleri için, İnkişafının istikameti birdir ve bu inkişaf mu- kadderdir. Türkiyede fakat, sürat, enerji ve 4T madan gayeye doğru yürümek bakımın- Vç OY SAA * SN W * nesizlikler doğurması tabü idi. Buna rağ- men, Türk milleti, karşılaştığı sarsıntıyı, büyük bir liyakatle göğüslemiştir. Ve anla- şılmıştır ki, Gazi'nin kendisine olan inanı- na, Türk milleti lâyıktır. Münevver tabakalarda, birdenbire tat- bik edilen reformların hazırlığı yirmi otuz senedenberi başlamıştı. Anadolu - köylüs ne gelince, o herhangi bir kültür. tesirinin © kadar haricinde bırakılmıştı ki, onun için bir kültürden bir diğerine geçiş diye bir şey —evzuu bahsolmamıştır. Olsa olsa, onun, ilk defa olarak daha yüksek bir yaşayış şek- linin unsurları ile temasa geldiği söylene- bilir. Anadolu köylüsü için garb kültürü ca- aniasına girmek bahsinde, ne manen ne de maddeten herhangi bir fedakârlıkta bulun- bu hal şel etmekle ittiham etttiler. Şurası da kayde değer mak icab etmemiştir. Fedakârlığı, münev- ver tabaka ile iptidai halk yığınları arasın. da bulunan orta tabaka yapmıştır. Fakat bu tabaka için de davanın müşkül bir tara- f olamazdı. Çünkü, yukarda da uzun uza- dıya anlattığımız gibi, gerek kanda yatan göçebelik gerek islam dininin eşkâle karşı gösterdiği kayıtsızlık bu bir kültürden bir çerine geçmek işini kolaylaştırmıştır. Garb kültür bazına geçer geçmez, mi letin ruhi kaynaklarına gidilmek ve bu kay- maklardan milli değerler çıkarılmak işi bü- yük bir sarahat ve enerji ile başlamıştır. Gerçi, bunun da az çok hazırlığı yapılmıştı. Fakat müslüman hayat telakkisinin üniver- salizmi bu hususta kati ve sarih hükümlere varılmasına mani olmuştu. Bu defa, Gazi'- nin iradesi ile bir nizam altma alman ve he- yecanla yürütülen dava, genişliyecek, de- rinleşecek ve şümülleşecekti. Bir millet, kendi asli kaynaklarını aramak işine, artık, dört elle sarılacaktı. Bütün dünyaya ve insanlığa şamil bir gö- Tüşten ayrılarak yalnız milli olan vasıfları milli kana ve milli ruha göre tesbite kalkış- ine karşı yahudiler de arablar kadar şiddetle Buna karşılık olarak Bursa- valisi Şefik Soyer cemiyete hizmeti vatani bir borç bildiğini ve bursalılara çok güzel bir kültür kaynağı hediye eden Türk Maarif cemiyetine bursalılar namıma teşekkürü bir vecibe bildiğini söylemiştir. Bu nutuklardan - sonra vali tars — - . Mayıs Bahar bayramı Türk Maarif Cemiyetinin rozet günüdür. Ogün göğüslerinizi Cemiyetin rozetlerile süslemeği unutmayınız mak, bazılarına göre, belki bir reaksyon, bir şirk, bir barbarlıktır, Böyle düşünenler için, Türkiyedeki yeni fikir inkişafı bir terakki ve garb kültürüne bir iltihak değil, garb bar- barlığı tarafından Türk fikir dünyasının mağlüb edilmiş olması demektir. Fakat düm- ya kültür birliğine giden yolun insanlığı teşkil etmekte olan parçaların ayrı ayrı mil- İi bir teşkilata malik olmaları noktasından | geçtiğine inananlar için, Türklerin bu son | hareketlerindeki büyüklüğü ve doğruluğu | inkâr etmek kabil değildir. Türkler, kendi | milli varlıklarma karşı derin bir saygı duy- duklarından, on binlerce yıllık bir tarih mo-! lozunun içinden kendilerine aid olanı ara- makta ve bu bakımdan ellerine geçen en u- fak kırıntıları bile, yabancı bir fikrin yaban- | ct muhtevalar için tasarlayıp yapmış oldu. Ku nefis ve tamam bir. vazoya tercih eyle - Mektedirler. Böyle bir ameliye ancak garb kültürü-; nün ikliminde kabili tasavvurdur. Ancak bu; iklimin içinde bir mana ve değeri vardır. (Sonu ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: