Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SAYFA 2 ULUS 24 MART 1035 SAVI Yarı - Sıyasal BZ B a Yapıcı Kemalizm Osman!ı İmparatorluğu ile Kema- İîst Türkiyenin karşılaştırılması ve bu iki politik varlık arasındaki kül- türel, sosyal, finansal ve ekonomik farklar üzerinde durarak birincinin aleyhine ve ikincinin lehine hüküm- ler çıkarılması, bizde bir kaç entel- lektüel neslini besliyecek kadar zen- gin bir iştir. Burada, başbakanımızı yeni başa- — yıları millete sanmak üzere yola çı- karan vesileye, şöyle bir bakımdan — dokumalım: — Yeni demiryol parçalarının impa- atorluk zamanında yapılmalarına imkân varmı idi? Bu parçaların eko- “nomik ve politik vasıfları ne olabilir — ki, bunları imparatorluğun yapama- — masına mukabil, Kemalist Türkiye ya pmaktadır? — Osmanlı imparatorluğundan ka- İın demiryol mirası, şark memleket- indeki şartlar bakımından az bir şey değildir. Yalnız, bunların hiç bi- inde memleketin birliğine yardım et- mek vasfı yoktur. Her hangi bir li- mandan her hangi bir zengin istih- sal mınmtakasına demiryolu yapmak, jiçerdeki ham meddeyi yahud ziraat maddesini limana indirdikten sonra îz radan, içeriye, mamul maddeleri sevketmek, ustalıklı imtiyaznameler- le en az mesuliyet ve en çok hakkı bir araya getirmek ve Avrupadaki “hamillere bol bol kâr payı dağıtmak, qte, imparatorluktan kalma demir- yollarının hemen hepsinde, esas va- . bunlardır. “İzimr Kasaba ve mdidi”, “İzmir - Aydım” gibi kli- ler altında saklanan demiryol im- yazlarında, meselâ, memleketçi bir vasıf yoktur. Aksine, bu imtiyazlar- da, Ege bölgesinin ayrı ayrı kollar- dan istismarı şartları mevcuttur. Ni- tekim, bu iki ayrı bandıra taşıyan iki ayrı sermayeye ait iki demiryolu, he- m ir insan ömrü kadar yan yana yaşadıkları halde, bir türlü birbirleri- Te birleşememişlerdir. Nasıl impara- ftorluk, şarka doğru tren yapmak hak- kıindan mahrum edildi ise, bu iki şir- et de, kendilerini, Türkiye toprak- TI üzerinde birlesmek külfetinden affetmişlerdir. Bunların olsa olsa ay- nı kasada, kârları birleşmiştir. Yol ve demiryolunun, bir mem- leketin yüzünü bir damar ağı gibi kaplaması, her noktaya kan ve can götürmesi, demiryolunun, bir za- manlar ancak Avrupada malik oldu- ğu vasıflardı. Avrupadan uzaklaşm- ca, aynı raylar derhal hortuma, İi- manlardaki garlar da emmebasma tulumbalara inkılâb eyliyerek, ciha- zın tamamı, kalp ile gövde arasında temiz kan taşryacağına, gövdeden kan emmiye başlamıştır. Bir insan ömrü kadar yan yana yaşadıkları halde birbirile bir türlü bitişemiyen iki hattı, bu gün ancak Kemalist Türkiye birbirine bağlıya- biliyor. Daha önce 'de, bu iki hattı satın almak mecburiyetinde kalıyor. Memleketin en bayındır bir sem- tinde, madde ve insan nakliyatmın bu kadar ibtidai ve bu kadar sömür- geci bir şekilde yapılması, impara- torluğu harekete getiremezdi. Lau- sanne'dan beri kaç sene geçtiği hal- de, daha halâ imparatorluğun kötü mirasını tasfiye ile meşgulüz. Bu va- sıfta demiryollar, her biri bir başka misyonun görüşüne göre telkin ya- par mektepler, göllerden bir türlü su getiremiyen şirketler, tramvayı e- lektriği, gazı, telefonu işitilmemiş ücretlerle satan müesseseler, bize imparatorluğun şöyle gözle görülüp elle tutulacak gibi bıraktığı baş be- lâlarıdır. Fakat Kemalist Türkiye, bütün hareketlerinde, tasfiye ile beraber yeni inşayr da gaye bilen bir rejim- dir. Bakmız meselâ, bu seferki bü- yük törende, bir taraftan iki eski hat birbirile birlestiriliyor, bir taraftan da yeni Antalya kolu açılryor. Ve her işimiz, bizden böyle çifte karar, çifte enerji, çifte başarı isti- yor, Kemalist Türkiye'nin biliyoruz ki, davası kolay değildir. Fakat bu- run için de, bu dava, bütün Önas- ya üzerine ışığını yayan bir devrin bizzat kendisidir. BURHAN BELGE ta ve güzelliğe olan aşklarının yecanını bu sakaratlara karşı lalgalandırdılar. Agguda isimlerini ve yerlerini zacağım sakaratlardan herhan- birisinin yakınına giderseniz n bile o eski güneş kültünün yaşıyan izlerine tesadüf eder- - Benim gördüğüm ve tanıdığım akaratlar üçtür: 1. — Karadeniz kıyılarında Or- İlbaylığımızımn merkezine ya- bir tepe. — Yeşilirmak havzasında Er- a kazasının Karayaka dığlırın— İm' tepe. 4 3 — Palua kazasında bir. tepe. — Sakarat aynı zamanda i:.y ve boğaz ismi de olur. Fakat hepsin- de asıl olan evvela, yükseklik, önra: sivri kayalık, daha sonra da: ağacçlı kayalıktır. “Ordu'da ve Frbaa'da olanlar "; ikarat biçiminde söylendiği hal- le Palu civarında olanı yerli şive- uydurularak (2) sekeret telâf- fuz edilir. Biz bu sakaratlar ile Sümerdeki zigurat ve Asur lehçesiyle ziggu- tatların |x| bir olduğumu ve avnı et tarafından yapıldığını iddia voruz. ddmmızı kazandıracak iki va- tamız vardır. — Cüneş . Dil teorisi. — Toponomi |Topanymie). naliz ve tetkik ilerledikçe bu isimlerinin yardımı tle; Sü- erlilerin ana yurduna götüren kesfedecek ve onları adım | Palu civarındaki sekeret kö- tarihi kıymet ve şeretfi bü- 'aştan beri iki kat olmuş- kü Türk milletinin kur- ATATÜRK'e de ordu ka- etmek bahtiyarlığını -i z iseher Sümer sigurat- tını da sekeret biçiminde - kay- dar. 4 arıı'ıılke!d v.plosur adım izlemiş olacağız. Güneş - Dil teorisi; analize gir- meden önce kelimenin hakiki ma- nasını, gerçek morfolojisini ince- lemeği emreder. Onun içindir ki ziguwrat ismi ile bu kadar meşgul olduk. Analiz için gerekli malü- matı elde etmiş olduğumuzdan ar- tık kelimenin Çügat manalarını araştırmaya başlıyabiliriz. Ziguratın lügat manası Zigurat Akatçada tanrı dağı de- mektir. Gök dağı manası da veri- yordu. V. Gordon Chide der ki: Dördüncü Erek (Erech) sülâlesi devrinde sitvayenler (Anou) tan- rının ve atalarının inebilmesi için sun'i bir kule yapmayı düşündü- ler bu ziagurat'ın ilk tipi idi |31- Edinburg Üniversitesinin bu'ar- keoloğ prefesörü bu sözü ile bize ziguratın Sümer gök tanrısı anu'- nun inebilmesi için yapıldığını anlatıyor. Gök tanrinın ve onun atalarının inebileceği yer tabiidir ki dağla- rın sivrileri yani yeryüzünün gök- lere en yakın olan noktalarıdır. Gordon Child'in tercümesinde isim ziggourat biçiminde kay- dedıyoı Ve (t) harfi okunmıya- cağına göre bizim imlâ ile zikku- ra olması İıınngelır Memleketi- mizde (t) siz olarak üç yerde da- ha sakarat vardır: 1. — Çoruh ve Sinop vilâyetle- rinde birer sakara ile, 2 —( Yme Sınobı.ııı Ayancık k,.- zasında sakara - başı. Maksadımız Toponimi Güneş - Dil teorisi ve Toponymie yoliyle Sümerlilerin nerelerden geldıgmı anlamak olduğuna göre önce bu kelimelerin tahlillerini yapıp her bakımdan birliklerini ispat etme- mizlâzımdır. Sümerlilerde bu zigurat adından : aynı anlamı istiyorlardı. Fakat o zamanki morfolojik şeklini bile- miyoruz. Bu son şekli ile etimolo- - DZ) D'orient prehistorigue s. 141. İÇ « HABERLER TUGMRARMN — MATAARAETT TEENELE İSTANBUL TELEFONLARI: Ekmek narhı İstanbul 23 — Ekmek narh ko- mısyonu bugün toplanarak ikinci nevi ekmek fiatını on para indir- miştir. Denizyolları tarifesi İstanbul, 23 — Denizyolları- nın yeni tarifesinde fiatların bir mikdar artırılacağı yayıntısı do- laşmaktadır. B. Atıf geliyor İstanbul, 23 — Buğday yolsuz- luğu tahkikatını yapmakta olan ziraat vekâleti müsteşarı B. Atıf işini bitirdi. Ankaraya dönüyor. Ziraat Bakanlığı neşriyat müdürlüğü Ankara Tohum Islah istasyonu müdürü B. Nihad Basri, geçenlerde acıklı ölümünü haber verdiğimiz Ce- vad Rüştü'den münhal kalan, Ziraat Bakanlığı nesriyat işleri müdürlüğü- ne tayin edilmiştir. Muhtelit tedrisat kaldırılmıyor Orta mekteblerde muhtelit tedri- satın kaldırılacağına dair bazı gaze- teler tarafından yapılan neşriyat ü- zerine, kültür bakanlığında yaptığı- mız tahkikat, bu neşriyatın ciddi hiç bir esasa dayanmadığını göstermiş'ir. (A. A.) Jik analizini yaparsak şu neticeye varırız: (U (2) LT ELM A Zigurat —iğ 4-iz4 ig Pur4 at (1) İg — Ana köktür. Yüksek- lik ifade eder. (2) İz — En uzak sahayı göste- ren ek olduğuna göre: İğ * iz liğiz) herhangi bir sü- je veya objeye taaallük etmiyen ve sadece mühim bir yükseklik anlatan basit bir kelime olmak ge- rektir. Netekim Türkçenin Kâşgar lehçesinde bu kelime bugün (yük- sek, mürtefi, ve öz B. T.L.) an- lamları vermektedir. (3) İg — Ana kök anlamını temsil eden süje veya objedir. Bu suretle de ortaya bir- İğ 4 iz 4 ig — iğizig — zig ke- limesi çıkmış oluyor. F. Delitzsc'e göre Sümercede zig kelimesi gök demektir. Yine Sümercede boynuz mana- sına gelen bir (si) kelimesi bulu- yoruz. Bunun etimolojik - şekli şur olur: (iğ 4 is 4 iğ) ki manası da- oldukca yüksek şey demektir. Türkçemizdeki sivri ve-çivi keli- mesi ,ile köktaştır. Netekim sivri- nin etimolojik analizi de bize ay- nı neticeyi verir: İğ 4 is4igsiğ — si ile İğ 4 is 4 iv — siv biribirinin aynıdır. (4) ur — Anlamın herhangi bir sahada karlr kılmasını bildiren ektir. (İğ 4 iz 4 iğ 4-ur — zigür) mühim bir yüksekliğin bir - obje veya süjede karar kılması demek olur. Kendisinde mühim bir yük- seklik tekarrür etmiş olan bir obje denilince hatıra gelen ilk insan eseri tabiidir ki bu ziguratlardır. Kendisinde mühim bir yüksek- lik tekarrür etmiş olan manevi bir varlık ise Allah ve göktür. Ve zi- guratlarda gök, dağ ve Allah an- lamlarının biribirine karışması bunun içindir. (5) at — Yapıcılık, yaptırıcılık, yapılmış olmaklık bildiren bir ek olduğuna göre onunla bütün keli- me: mühim bir yüksekliğin yani gök yîîcelı in bir obje üzerinde vukua gelmiş tekarrürü demek o- lur ki Sümerce ve Akatçadaki ma- na da bımdan baska değildir. ei ; A ? TANKUT Kamutayın dünkü toplantısı Kamutay dün Nuri Conkerin veis- liğinde toplanmıştır. 1935 yılı umumi muvazene kanu - nunun beşinci maddesine bağlı “D” cetvelinde yapılacak değişiklik ve jandarma umum kumandanlığı büd- cesinde 20 bin, sıhhat ve içtimai muâvenet büdçesinde 3200; Maarif Vekâleti büdcesinde iki fasıl açıla - rak bu fasıllara 23 bin lira tahsisat konulması, milli müdafaa büdcesinde 62 bin liralık kale yapıl Bir çok büdçelerde münakaleler mebusların tekuütlüğü bir kanun projesi kabul edildi ve hakkında ... binaen 96 ıncı maddedeki sermaye ta biri delâletiyle banka binalarının vergiden muafiyeti İlâzımgeleceğine ve bu noktalarm tefsiren halline de lüzum olmadığıma ve banka binaları- nın. vergiden muafiyeti iltizam. edil. diği takdirde meselenin ancak bir te- sisle halli mümkün olacağı,, hakkın- daki mazbatası okunarak kabuül edil- di. ; Devlet Demiryolları ve Limanları İşlet Umum Müdürlüğü 935 yılr hakkındaki projeler görüşülerek ka- bul edilmiştir. Bundan sonra 1715 sayılr Cumu- riyet Merkez Bankası | 92 | büd büdcesinde 210.000 liralık münakele yapılmasına dair kanun projesiyle, Tahlisiye Umum Müdürlüğü 935 yılı inde 1812 liralık münakale ya- inci maddesinin tefsiri hakkındaki hükümet talebi görüşülmiye başlan- dl B“ Alaa, &K, h ' * E W lüne ve muamelelerine ıııul:ıllik bil. umum muharrerat, akidler, hisse se- nedleri ve ilânlar damga resmi ile diğer her türlü resim ve harçlardan muaftır,, denildiğine göre banka, bu maddedeki hükme dayanarak evrak pılmasına dair projelerle Suriye'de türklerin ve Türkiye'de suriyelilerin malları hakkmdaki anlaşma müdde- tinin bir yıl daha uzatılması hakkın- daki projeler kabul edildi. Bundan sonra mebuslarım tekaüt- lükleri hakkında büdce encümenin- ce teklif edilen, askeri ve mülki te - kaüt kanununa ek kanun projesi gö- görmemekte, aneselâ bankanınm satın alacağı odun kömür için yapacağı bir laşmada d. pulu yapıştırılma- sı fikrinde idi. mütalea ileri süren İktisad, Maliye ve y LA | Kü L ll-llll | ŞAFA : rından Maliye Encümeni mazbatası- nın daha açık ve vazıh olarak hazır- la iadesi kabul edildi. Gene Cumuriyet Merkez Bankası kanununun “bankanın sermayesi, ih- tiayt akçesi, ve A sınıf hisselerine isa- bet eden temettu her türlü vergi, re- sim ve harçlardan muaftır.,, Şeklinde olan 96 ıncı maddesinin tefsiri hak- kındaki projenin görüşülmesine baş- lanıldı. Ve büdce encümeninin “ka - nunlarda vergi muafivetinin sarahaten C) S.eek p ST NŞ sı için Tefsir talebi etrafında Üüç ayrı bankanın dışında hazırlansa — bile | yüşüldü. damga resminden bağışık lacağ K 23 üncü maddesine ek - fikrinde bulunuyordu. lenmesi kabul edilen fıkra şudur: Finans bakanlığı ise; bankacılıl “ A . Mesleki memuriyet olup me- işleiryle ilgili olmuıyan evrakm bu busluğa seçilenlerden gerek mebus dded. faydal lüzum | Slmazdan evvel gerek mebusluğu sı- A (P Ş ÇE B BC dolduran- lara tahsis olunacak tekaüt maaşı- nın hesabında 125 lira asli maaş esas tutulur. Bunlardan mebus olmazdan evvel veya mebusluîitan ayrıldıktan sonra bulundukları memuriyet döla- yısiyle istihkak kesbettikleri tekaüt maaşı mikdarı bu haddi mütecaviz bulunanlara memuriyetleri maaşı ü - zerinden tekaüt tahsis ol B - Mesleki memuriyet olup teka- üt müddetini dold dan b luktan ayrılanlar tekrar iyete tayin olundukları takdirde hakların- da 1683 sayılı k 6 mcı madd. si hükmü tatbik olunur ve memuriye- te tayia olunmıyanların kendileri ve- ya yetimleri haklarında hizmet müd- detlerine göre 125 lira asli maaş esas tutularak gene mezkür hınıııııı hü- ifadesi lâzım ve tabii Gi : ğ kümleri dairesind. le yapılır.” Türk ve Sovyet dış bakanları arasında on beşinci yıldönümü dolayısiyle dış | bakanr vekili Şükrü Saraçoğlu ile sovyet dış işleri komiser muavini Krestinski arasında şu telgraflar ta- ati olunmuştur: B. Krestinski Dış işler komiser Mmuavini Moskova Moskova muahedesinin imzasının en beşinci yıldönümünü büyük dos- tumuz Karahan ve bütün sovyet he- yeti azasiyle birlikte kutlamak için bu akşam toplanan devlet ve büyük müessesat mümessilleri size derin sempatilerini ve bozulmaz dostluk- larmı arzederler. Teşriki mesaimize yeni bir inki- şaf devresi açmakta olan yeni tem- did protokolunun taati edildiği bu günde, bu türk - sovyet bayramıma cüman olmakla bahtiyar bulundu- ğum bir heyecın içinde büyük dost ınemlekel için çarpmaktadır. Şükrü Saraçoğlu Dış bakan vekili B Sükrü Saraşoğla'dişbahan vekili Ankara Telgrafınızdan derin bir surette mutehıssıs olınk Moskova muahe- Moskova ındlqmumm imzasının | türk ıovye!doıt— | Moskova andlaşmasmm uzatılması dolayıstyle taatı -olunan telgraflar ;lngunun esasını kuran bu tarihi ve- sikanin on beşinci yıldönümü mü- nasebetiyle samimi teşekkürlerimin ve hararetli tebriklerimin kabulünü rica ederim. —— Manası yüksek olan bu günde dostluk ve bitaraflık muahedesini yeniden on sene müddetle temdid eden protokolun ddak nüshala- rını büyük dostumuz Apaydın ile taati etmiş olmakla çok bahtiyarım. İlk muahedemizin bu yıldönümün- de, hayati kudretini şimdiye kadar bir çok defalar isbat etmiş olan türk- sovyet dostluğunun münasebatımı- zın bütün sahalarmda inkişafa yar- dım ve her zaman olduğu gibi umu- mi sulha hizmet etmek suretiyle ile- ride de mütezayit bir kuvvet bulaca- ğı kanaatindeyim. Krestinski — Orta tedrisat umum mü- dürü İstanbuldan döndü “Kültür Bakanlığı orta fedrisat u - mum direktörü B. Avni fazar akşa- ml. CİR F A üştü:. B. Avni dün İstanbul mekteblerin leki' tetkilk- lerinin sonunu bnkınhga izah etmiş- tir.