İşaretler Kurun'dan; Ulusun birinci sayfasında bir satır: inkılâb neslinin ifadesidir — Hükimiyeti Milliyenin on yedi ya- gına basışı bize her şeyden önce cu- “muriyetin hakiki garantisi olan genç- Tik çağının davamıza mal olduğunu, kadromuzda yer aldığını h urlatır. Ön yedi yıl önceyi / hatırlıyorum. O ilk sayısından itibaren bir ihtilö- “lin bayrağı olmak misyonunu üstüne Calmıştı. Büyük Millet Meclisinin bugünkü / parti binasında davasını gördüğü, hü- “de ecu sivriltilmiş demirleri bez par- sararak süngü yerine kulla- — Mur, boş cephane - sandıkları cepheye Kurşun yerine sadece cesaret götürür. " Kalpaklı ve kilotlu Ankaranın kal- o zaman erki Ziraat mektebinde 'Hâkimiyeti Milliyenin Ankara ka- “dünyaya uzanan ihtilâl bayra- Onun onyedinci yılı giydi. Güneş her şeyi elle işliyen bu telyeyi hiç bir gün bütün engellere rağmen misyonunu / işliyemez halde bulma Kurşun kalemin çarşıdan bulunup satın alınması bir mesele olduğu gün- lerde, harf, matbaa, mürettip, höğıd mütemadi bir surette enerji kemiren yokluğun ifadesi idi. Ve Ankaranın matbu hale koyduğu sayfalar bir e- nerjinin zaferi idi. İstanbuldan en kısa yoldan gazete Ankaraya kırk beş günde gelirdi. Ve tek bir gazete bir tomar evrakı kenarları, tezkereleri, kayıtları için. de muşambaya sarılmış bir muska ha- dini alırdı. Bugün bu anlattıklarımı - gülünç, tuhaf, acaip bir mübalega sanacal ün hendesenin, ve maki- 'nenin senfonisi içinde çalışan Ulus o zaman elimize böyle doğmuştu. Sadri Ertem SERRERZ. — gtlarar ee eei et Başbetke SAVYET BARIŞÇILIĞI (Başı I. inci sayfada) dafaa cihazı hakkında, komite toplantısı fırsatı ile, yeniden aldı- Bugüne kadar barış halini, ba- rış cephesinde yer tutmuş olanlı e D copki, sekrikzÜ ve b gunculara kapılarak, zayıflamış, ve umumi güvenlik maksadı dışıı da çareler aramağa - başlamış saydı, 1936 yılıma nasıl / girecej mizi, falcıların bile hayali almaz dı. Barış mücadelesi, harb ka- dar çetin çatışmalar ve her biri #İk görünüşte —aşılmaz zannolunan zorluklar arasında, göğüs göğüs tir. Bütün ümidleri bu mü- geçmir cadelenin zaferine bağlamak, rulmaksızın, oyuna gelmeksi ilerlemek vazifesi, henüz, ehemi- yetinden kaybetmiş deği F.R. ATAY ULUS 15 SONKÂNUN tws 1İSTANBUL TELEFONLARI rsitenin sömestr tatili İstanbul, 14 — Üniversite bu - gün sömestir tatiline başladı. Tatil - de talebeden bir kısmı bir hafta ka - dar Sipabi Ocağında kayak dersi al- dıktan sonra Uludağda kayak tec. rübeleri yapacaklardır. Talebe teşekküllerinin nizamnameleri İstanbul, 14 — İstanbulda bütün talebe teşekküllerinin nizamnamele- ri hükümetin talebi üzerine Anka - raya gönderilmiştir. Belediye ile Evkaf Üniver arasında İstanbul, 14 — Belediye ile ev kaf arasımdaki anlaşmazlığı halle me- mur komisyon işini bitiremediğin - den müddeti altr ay daha uzatılmış - tır. Konservatuvarda konserler İstanbul, 14 — — Konservatuvar profesör ve talebeleri ayrı ayrı on beş günde birer konser vereceklerdir. Kadastro mektebi İstanbul, 14 — Kadastro meslek mektebi şubatın ilk haftasında An- karaya naklediliyor. * Sovyet Rusyaya 70 ton zeytin gönderildi. * Tarife komisyonu elektrik üc - retlerini on para indirdi. Tarım ve merkez mnhısebecılıklen Finans Bakanlığı zat işleri direk- törlüğüne tayin edilen B. Cemal - den açık bulunan Tarım Bakanlığı muhasebe direktörlüğüne — merkez muhasebecisi B. İbrahimin ve onun yerine de muntazam borçlar muha- sebecisi B. Cemalin tayin edileceği haber alınmıştır. Bakanlar kurulu toplantısı Bakanlar Kurulu, dün öğleden sonra, Başbakanlık binasında, top - lanmıştır. Toplantı geç vakte ka- dar sürmüştür Yeni beş vilâyetimizde Bazı tayinler yapıldı Tunceli yehiden 5 daki kanunun meriyet mevküne gi izerine İç bakanlık bu in gereken hazırlıklara maştır. Bakanlık bu vilayetlere - yeni valiler tayin edinceye kadar. layeti vali veki Tevfik Sırrı, Bi li kaymak vekâletine Art- 'ya Ömer, Çoruh ve lan (9) kazanın kaymakamlarını ta- yin edecektir. Yeni vilâyetlerin idarei hususiye büdcelerinin hazırlanması çin de direktif verilmiştir. Bu lere emniyet, nüfus, ve bi direktörlerinin de tayini için hazırlık- lar yapılmaktadır. İstanbul buğday piyasası Bundan bir ay kadar önce İstan- bul buğday piyasasında görülen gay- t tabülik alman tedbirlerle ta - mamen ortadan kalkmıştı. Son gün- lerde taleb bir derı yasa daha sağlam ve fiatlarda tabii Tarım Bankasının pivas: zim maksadiyle yumuşak buğdayların üçte iki ve üçte bir ni: betinde karışık — ve en çok - olarak 7.24 ve 7.12 kuruş üzerinden satışa arzına karar verdiği haber verilmek- tedir. ir duruma girmiş bir. yükselme eafj —— İÇ HABERLER Elma, armud ve portakal satışları Almanyaya nümune olarak göne derilen elmalar bu memleket piyasa. larında beğenilmesi üzerine yeni si- imıştır. Son hafta idin. yarişlerden 1400 sandık Yeniden derhal tes - rethanesiyle mutabık kaklığı Türko fise bildirilmiştir. Filistine gönderi - len ufak ambalajlı elmalarımızm da büyük rağbet gördüğü haber veril mektedir. Samsun mıntakasnda el- ma ihracatma devam olunmaktadır. İskenderiyeye 1087 sandık Karade - niz elması, 190 sandık Niğde elma- 41 ve 150 sandık da Malatya armu - Almanyaya gene tecrübe mahi - yetinde 150 sandık portakal gönde- Tarımızın da bir ehemiyet ka- zanacakları şüphesiz sayılmaktadır. Türk ve alman firmaları — arasında portaleal ünerinde da iş alaçağı varmak, maktadır. Öğretmenler için konferanslar Kültür Bakanlığınm Ankara retmenleri için hazırladığı seri kon - feranslardan birisi, bugün — Halke - vinde saat 16.30 da — öğretmen B. Hasip Ahmed tarafından 'terbiyede yenilikler,, mevzuu üzerinde verile- cektir. Ü umum müfettişlik k direktörlüğü. Üçüncü umumi müfettişlik is- tatistik direktörlüğüne Başbokanlık neşriyat direktör muavini B. Şükrü tayin edilmiştir. , Nufük genel direktör muavinliği” 'e mülkiye müfettişlerinden B. Mu- zaffer tayin edilmiştir. (Başı 1. inci sayfada) “ses kategorilerinin teşekkülü a muahhardır. anlaşılacaktır ki, Fiziyoloji ve sahalarında yapılan muh- tetkiklerle tecrübeler, “Güneş- B l etidi, ııııdııı iyle hasıl olan en basit ve tidai vokal (a) dır; bununla «ber, diğer vokallerin teşkilin- £ tesbit edilen dil ve dudak rol- de, konsonların teşekkülünde gu kadar karışık değildir: sik dilci (Meillet) bile bu vazı- ti tesbit etmiştir (1). Onun için “Kolay” yahut “Sade” ve , Bu vaziyete göre dilin menşein- , yani ses cihazının henüz mu- tekâmüllerini idrâk etme- olduğu devirlerde çıkabilen ilk seslerin herhalde en sade ses- “ler olması pek tabiidir. On doku- asırdan beri muhtelif cihaz- yapılan tecrübeler hep bu Ütnde comparacive ıını.ınıue: do - curopdennes”, s, 126 “Ulus,,un Dil Yazıları geniş ağızlı bir boru yapmış ve bu boruyu ihtizaz halinde bulunan bir org düdüğünün üzerine koydu- iğü istenildiği kadar uzatılabilen bir boruyu da rezonatör kullı mış ve bu suretle “a”, *8” ve “e” şeklinde beş vokal elde etmiştir. Tabii bu tecrübelerin ver- diği netice, insanda ses cihazının teşekkülü itibariyle en tabil ve ip- tidai fonemlerin vokallerden iba- ret oldüğunu gösterir. Aynı se bebten dolayı hayvan - seslerinde de hâkim olan vokallerdir. Bu hale göre, “Güneş - Dil” ka- nununun vokal teşekkülünü kon- sondan evvel gösteren esası, fizik tecrübeleriyle taayyün eden kat'i bir vaziyete istinat ediyor demek- Ana Vokal Bütün dilleri bir kül halinde ele alan âlimler, insanda ses borusu- nun aldığı mühtelif - vaziyetlere göre tam 36 vokal bulunduğunu tesbit etmişlerdir. Tabii bu vazi- yet, menşe devirlerinden itibaren muhtelif âmillerin tesiri — altında birçok yeni vokaller teşekkülün- den mütevellittir. Bu hususta en | mühim âmil, ana vokallerin - bir- Teşmesinden bir takım melez kaller hasıl olmasıdır. Onun için kısım ana vokal'ler - den, ikinci kısım da melez yahut mürekkep vokallerden teşekkül e- der. Lisaniyat ve Fiziyoloji âl, leri vokallerin üç fonemden (l ret olduğunda ittifak etmekte ol- duklarından, bütün beşer dillerin- de sayılan 36 vokalin 33 ü muah- har teşekküller demektir. Son zamanlarda bu meseleyi Fi- ziyoloji ve Fizik bakımından en tetkik eden âlim, ital yan profesörü (Dr. Pietro Tullio)- 'agliari” üniversitesinin Fi- direktörü olan italyanca Ku mindeki eserinin (Dr. Auguste Je linek) tarafından neşres al manca tercümesinin 381 inci sahi- fesinden itibaren, “Fonemler ve bunların teşekkül mekanizmaları hakkında ilmin en son telakkileri tesbit edilmektedir (2). (Tullio) bu eserinde yukarda bahsetli; ibarettir (4). Fakat bunların biri- 12) Das Ohr und die - Entste- hung der Sprache und. Sehritt, 1929, Viyana basması. (3) Buralarda ve makalenin alt taraflarında avrupalı dilcilerinden naklen alınan vokaller içinde, (1) vokali yoktur. Ayrıca izah edile- ceği üzere, Avrupa dillerinde bu vokalli ses varsa da harfi olmadı- ğından, Avrupa- dilcileri hep (i) den bahsederler. Bunların çoğu ve daha orijinali (1) olacağında şüphe yoktur. 14) Tüllio, aynı eser, s. 381.; bu 36 vokal sistemi esas itibariy- le iki kısımdan mürekkep demek- Oppert, “Grammaire sanserite”, &. 2, birinden ayrı olarak dilin menşei- 'ne çıkacak kadar müstakil birer mevcudiyete malik olmadıkları da tesbit edilmiştir: (Scahgero) ya göre bu üç vokalin en eskisi (a)- dir. Bu vaziyet, küçük çocukların çı kardıkları ilk sesler üzerini bit edilmiş olduğu gibi, ziyeti sükün haline en fazla yak- laştığı sırada” çıkan tabii sesin (a) olması da bu fonemin iptidai- liğine kat'i bir. delil sayılmıştır. Onun için (Vendryes) bütün - vo- kalleri (a) nın dil ve dudak hare ketlerinden istihaleleri şeklinde gösterir (5) (Tullio) ya göre (o-ö-ü-e-i) vokal- leri hep ana vokal olan (a) nın birinci vokal kategorisini teşkil e- den (u-i) fonemleriyle kaynaşma- sından hasıl olmuştur (6). (Lepsi u8), (Vietor), (Hellwag), (Gutz- mann) ve (Chladny) imler de tertib ettikleri şemal vokali (a) göstermekte mişler, yalnız diğer vokallerin ter- tibinde ihtilâfa düşmüşlerdir. Hollandalı (Van Ginneken) © göre ma şekileriyle verdikli ler şöyledir: (& w €), (u Ha —o) şeklini al Bu tâli vokallerden (0) ile (e) ain kaynaşmasından da (6) hasıl o lur (7). Onun için bu göre muhtelif dillerde vokal sisteminin zenginleşmesi demek, “Ana vokal 15) J. Vendryes, . 24-25. 16) Tutlio, s. 381 - 382. İ7) J. van Ginneken, “L: gie de la base d'articulation ehologie du langage, 1933 Pasis basması, s. 267. Le langage” tevellit muhtelil” lerin kaynaşmasından ara vokal- ler hasıl olması” demektir. Bu (van Ginneken), fonetik me- selelerini Biyoloji kanunlaryile izaha teşebbüs etmiş nadir. âlim- lerdendir. Bilhassa bu meselede meşhur (Merıld) in veraset ka- munlarını esas ittihaz etmiştir. Çünkü onun fikrince iklim ve h- tilâtın ses cihazı ve netice - itiba- riyle muahhar fonemlerin teşekkü- lü üzerinde çok vazıh tesirleri var- dır. Bu tesirler, (Mendel) kanun lariyle çok kolay izah edilebilir: (Mendel) in çiçekler - üzerinde yaptığı tecrübelerden çıkan vera- set kanunlarına göre “Bir kırmızı ve bir beyaz çiçeğin tenasülünden doğan birinci nesil pembedir; bu pembe çiçekler de kendi araların- da tenasül ettirilecek olursa, dört- te iki pembe, dörtte bir kırmızı ve dörtte bir de beyaz çiçek elde edi- lir ve bu suretle ikinci nesil yüz- de elli ııııbeıınrle aslına rücu et- miş olur; bu vet, daha sonraki nesillerde yüzde yetmiş beş ve sai reye çıkmak - süretiyle melezler hep asıllarına rücu ederler”. (Van Ginneken) in göre, ırk ihtilâtlarının ses cihazla- rı üzerindeki tesirlerinden doğan melez fonemler de işte bu kanuna tâbidir. Holândal im bu vaziye- ti muhtelif dillerin vokal ve kon- son grupları üzerinde de - tesbile çalışmıştır. Elde ettiği neticeler, muhtelif grupların vokal sistemle- rinde — gal unsur olarak, hep, “Güneş - Dil” kanununun ana vo- kal gösterı (a) fonemini mey- dana çıkarmak itibariyle, bi hususi bir ehemmiyeti haiz - İsmail Hâmi DANİŞMENT | Bu yazının alt tarafını yarınli sayımızda okuyunuz. )