Kat N K Almanyadan bazı notlar Si Hati Bu asır kanadlı ve telsizdir Ş :'03111 1, inci sayıfada) *â' gördüm. Geçenlerde bir Lutt- hanza postası, Sofya'ya, sis için- de indi. Aynı günlerde bir ada va- wn sis yüzünden Fenerbah- ge kayalıklarına oturduğunu ga- zetelerde okurmuşsunuzdur. Buhar yelkeni, elektrik petro- lu ve buharı nasıl yenmişse, ka- nad da demir tekerleği öyle ye- niyor. İhtimal, bi yaşarken, şim- di birçok şehirlerden tramvay iyollarının kaldırıldığı gibi, demir- 'yol traversleri ile telgrat direkle- rinin söküldüğünü göreceğiz. Ya- ,hut, bunlar, ağır, acelesiz ve ucuz işler için kullanılacaktır. Yirminci asır kanadlı ve telsiz'dir. Denizleri buharsız, şehirleri elektriksiz olanlar, geçen asırda ve bu asrın başında nasıl geri idiyseler, şimdi, bavası olanlar garbtan o kadar uzaktır- lar, Berlin'den İstanbul'a bisiklet otuz günde, tren üç günde, kanad yarım günde geliyor. Gerçi dış yollar henüz kazanç- ta değildirler. Sotya'da iken Po- lonya hattında çalışan bir zat ba- - na dedi, ki: — Biz Varşova'dan Atina'ya veya diğer uzak şehirlere ticaret için uçmuyoruz. Bütün havalara ve uzak mesalelere alışkın pilot- — İlar yetiştiriyoruz. Kanad terbiyesi! yalnız kendi idman meydanından kalkıp birkaç devir sonra aynı yere inen — uç- amnanlarla, deniz ve ülke aşıtı $e- — ferlere alışan uçmanlar arasında, kales ve açık hava kuş- | ları arasındaki fark vardır. Benzin yerine yağ kullanan motörler, dış yollar uçakçılığını da yakında kazançlı bir iş haline —— — —— getirecektire Aradaki masraf far- kı “400,, e karşı “75,, tir. #4 Memleketlerin medeniyet de- receleri hakkında, 2000 metre yu- kardan, daha toplu ve hakikiğ bir kıyasta bulunabilirsiniz. İlk vere- ceğiniz hüküm, asıl Avrupanın Tuna ötesinde başladığıdır. Avus- turya'yı aştıktan sonra, ikinci vereceğiniz hüküm, garb medeni- yetine şimal rgedeniyeti adını ve- renlerin haklı olduklarım düşün- mektir. Tuna'ya kadar, yollar tozlu ve karışık, tabiat ağaçsız, şehirler küçük ve araları uzun, köyler dağınık ve harabtır; Tuna'nın öte kıyısında yolların asfaltlandığını, Almanyada ise iki taralının ağaç- landığını görürsünüz. Son seyahatlerimden birinde Berlin, Viyana ve Roma'da, aytı ayrı, yeni işçi otrularını gezmiş- tim. Berlin'deki apartımanlar or- ta avlusu, baştanbaşa, çiçek ve çimen, Viyana'da betonla — kaplı idi. Roma'da ise betonu da pislik ve harablıktan korumak icin gene faşistlerin nöbet beklediklerini görmüştüm, Sofya'dan Almanya'ya döğru, çıka çıka, sanki medeniyetin &s- ma bahçelerine varıyoruz. En gü- zel kumaş, alman toprağından da- ha iyi işlenmemiştir. Yeşil ve sık alman ormanları- nt gördükçe, hatırıma bir alman yazıcısımın sözleri geliyor: — Eğer Balkanlar ve Türki- ye gibi ormanlarını harab eden memleketler olmasaydı, biz kendi ormanlarımızla kereste endüstri- mizi başaramazdık! F. R. ATAY Romanyada türkçe ve türklük (Başı 1 inci sayfada) kalkışabilirler. Romanya'da, —bütün balkan memleketlerinde olduğu gibi, a- dım başında kendi dilimizle karşı- Jaşıyoruz. Bükreş'in bir lokanta- sında kendisine fransızca meram anlatmaya çalıştığım bir garson, türk olduğumu anlayınca benim- le türkçe konuştu, İstanbulda bu- lunmuş. Tramvayda - iki askerin türkçe konuştaklarım — işitince kendileriyle ilgilendim. Balcık müslümanlarındanmış. — Bulgar köylülerden eziyet cekip çekme- diklerini saracak oldum, yanla- rzında oturan bir üçüncüsü, gene — türkçe olarak söze karıştı, o da bulgarmış. Rus sınırma 17 kilometre u- zaklıkta olan Kişinav şehrinde Gagauz keşişi - Çakır Mihal'dan başka türkçe konuşan kimseye rastlıyacağımı hiç ummuyordum. Yamlıyormuşum. Tıraş “olmak İçin girdiğim berber salonunda bir kasadarla iyi giyinmiş bir kadının türkçe —komuştuklarını ı'.ıı'ıir!ae hayretimi tasavvur edebilirsiniz. Sordum: Kasadar ermeni, kadın- sa orada yerleşmiş ve fabrika iş- leten bir türk aylesindenmiş. Fakat beni en fazla şaşırtan şey parter fiatının 40 ley o_lduğn— nu okuduğum bir sinema gişesine bu parayı uzattığım zaman gişe- de oturan biletçi krem bana ay- nen “kırk üç ley vi » diye hitab etmesi oldu. Türk- çeyi nereden biliyordu ve daha garibi benim türk olduğumu ne- zeden anladı. Şimdi — şaşkınlıkla — goramadığım bu soruların pişman- lığını duyüyorum. gıI'tııısım:ı Romanya'da, yahu- dilerden başkaları tarafından pek bilinen bir dil değil, Almanca ko- nuşanlara daha sık rastlanıyor. Çok deta, türkçe bildiklerini hatı- mma — getirmediğim insanların, türkçeyi fransızcadan iyi anladık: Tarına rastladım. Atina gibi Bükreş de, Amıpık " icinde en co çet Kemali Bükreş'te buldum, doktor Fahreddin Kerim'le Bük- reş'te tanıştım. Türk - elçiliğinin salonları her gün Bükreş'ten ge- çen türklerle doluyordu. Romanya'da yerleşmiş, teciğn- le veya bir sanatla uğraşan yerli veya türkiyeli türkler az değil. Romen hava yolları idaresinde uçman pilot olarak çalışan B. Et- hem de bunlardan biri. B. Etheme şimdiyedek ne kadar mesale yap- mış olduğunu sordum. ”Bilmiyo- rum, dedi, takat 1000 saat uçu- şum var.,, Bu kadar uçmak, çok az uçmanımıza nasib olmuştur. Bükreş türk elçiliği büyük gü- zel ve iyi döşenmiş bir bina. Hele elçiliğin türk salonu, eski türk sanat ve zevkinin bir müzesi ha- linde, göğsümüzü övünçle kabar- tacak bir özenle hazırlanmış. Bundan başkâ Bükreş'te bir de türk şehidliği vâr. Eskiden açık ve bakımsız bir yer olan. bu me- zarlık, şimdi etralı duvarla çev- 'rilmiş, bir bekçinin özeni altında, iyi bakılan düzenli ve güzel bir bahçe. Romanya'da türklükten bahsederken, herkesin çok iyi ta- mdığı ve sevdiği Bükreş elçimiz Hamdullah Suphi- Tnriöver'den bahse bilmem ki Tüzüm var mı? Ak saçların çevrelediği sempatik yüzü, eşsiz denecek derecede tat- İr olan ve karakteriyle bütün bükreşlilerin kalbini kazan- mış olan elçimiz, türklüğe ve ken- disine karşı gösterilen sevgiden, yorulmaz çalışmasiyle, — türklük hesabına büyük kazançlar temin etmesini bilmiştir. Çok güç, çapraşık bir mesele halinde bütün Mkıı;ıludı ı:ıRyıp 'en göçmen işi ilk önce Ro- .in:nyıdı halledildi. Ve Hamdul- ah Suphi'nin asıl büyük başarısı da Gagauzların türklüğü mesele- sini ortaya atmak oldu. Fakat bu uzun bahsi, dönüsümde, uzun boy- Tu ele alacağım için, önemi ve kıy- meti özerinde şimdi daha fazla durmak istemiyorum. TeSŞ IDIŞ HABERLE İtalyan-habeş anlaşmazlığında son durum (Başı 1. ci sayıfada) ve Trablus'ta sünusilerin muhtemel hü- l cumuna karşı sücl teddirler kuvvetlen » girilecektir. Her halde İtalya her türlü hâdiseyi karşılamağa bazır gözük:nektedir. B. Lavalin İtalyaya verdiği inanca, Londra, 18 (ALA.) — Cenevre ha. berlerine göre, İtalyaya karşı alınacak zecri tedbirler hakkında çok gizli gö rüşmcler yapılmaktadır. Bu hususta ya- pılan önergeler yalnız ekonomik mahi. yette tedbirleri ihtiva ediyor. Royter ajansına göre, arsıulusal yetkili şahsi. yet durumun anahtarı Avusturya oldu. ğunu bildirmiştiir. İtalyanın bazı elzem eşyayı deniz yoluyla clde etmesinin önüne geçile ceği Fransa, İsviçre, Avusturya ve Yu. goslavyadan gereç verilmesi meselesi kestin surette kotarılmış olacaktır. 'Taymis gazetesi de buna benzer dü. şüncede bulunmakta ve B. Lavalin e. komik tedbirlerden ilerisini kabul et- mek istememesi muhtemel olduğunu yazmaktadır. B. Laval'in Ttalyaya L nanca verdiği ilâve ediliyor. Htalyan kabinesi taplandı. Roma, 18 (A.A.) — Bakanlar ku. rulu, önemli finansal kararlar vermiş, fakat beşler komitesi kararlarına cevab vermemiştir. Bunun sebebi önergeler metninin vaktinde gelmemesidir. Ku. rul cumartesi günü yeniden toplanacak ve bugün beklenen diyev o toplantıda verilecektir. Pikkolo gazetesi “yalnız silâhın ve- rebileceği tam anlaşmayı Cenevreden beklemek yanlış olacağı kanaatında.. 1s. rar etmektedir. Beşler işini bitirdi. Cenevre, 18 (A.A.) — Beşler komi. tesi işini bitirmiştir. Öncegeler öğleden sonra italyan ve habeş delegelerine B. Madarlaga, tara. fından verilecektir. Resmi bildiriğ Cenevre, 18 (ALA.) — Beşler kami. tesinin dün öğleden sonraki toplantışı bakkında neşrolunan resmiğ bir bildi. siğde, komitenin italyan - habeş anlaş- mazlığı için barışçıl bir kotarma yolu bulmak hususundaki çalışmasına devam etmiş olduğu bildirilmektedir , Görüşülere esas'olan önergelerin kesin surette tesbiti ergesiyle bu sabah da bir toplantı yapaıcaktır. X Komitenin vercceği reylerin kabulü yükümsel olmadığı ancak yeni görüşü, lere esas teşkil edeceği burada önemle kaydolunmaktadır. Bu önergelerin baş- Hıcaları gerek italyanlara ve gerek ha. beşlere bildirilmiştir. Ancak, bu önerge. lerin tamamının - kenseyce kabul edil. meden önce . İtalya ve Habesistana ve. rilip verilmiyeceği meselesi bir sonuça bağlanmamıştır. İi M Uluslar sösyetesi konseyinin dün yapmış olduğu gizli taplantıda B. Lit. vinof, tİgililer artasında görüsülere baş- damadan Bönce kapseyce bir karar alın, masat İsteğinde bulunmuştur. 1500 asker daha gitti Roma, 16 (AA.) — 1500 âsker ta- şımakta olan “Narario Sauro. gemisi do: ğu Afrikasına harcket etmiştir. Asmara'ya çıkan askerler Asımara, 18 (ALA.) — Geçen ay içinde Eritre limanına 82 vapur. ve 88 yelkenliden 120.371 ton eşya ve 24.171 kişi çıkarılmıştır. İtalyanın Trablustaki kuvvetleri Londra, 18 (A.A.) — Daily Telgraf gazetesi, İtalyanın Trablusdaki - kuv. vetlerinin 70.000 asker ve 375 uçak ol- mak Üzere tasınlamaktadır. B. Laval uluslar sosyetesi bütçe- sinin azaltılmasını istiyor Cenevre, 18 (AA.) — B. Laval ulus- ..... 3 Güle çenin yüzde 10 azaltılmasını istemiş ve fransız ayırımının yüzde 10 azaltılması nt yakında fransız parlamentosuna öner- geyeceğini bildirmiştir. Negüs harpta ne yapacak? Adisabeba, 18 (ALA.) — Röyter ajan- $t aytarmım sandığma göre, harb pat - ladğı takdirde, imparator, genel karar- gâhmr Adisabeba'da kurucak — ve uçak ile böitün Habeşsistan'ı teftiş edeceltir. Habeş hükümeti önemli miktarda benzin stokları satın aldığından, Ha . beşistan'da benzin fiatları yüzde otuz nisbetinde yükselmiştir. Akdenise gelen inciliz filosu Kabire, 18 (A.A.) — Elchram gaze. tesi, İngilterenin Akdenizdeki kuvvet. lerinin 144 parça harb gemisine vardı. ğınr yazmaktadır. Bunların 28 i İsken- deriyede, 20 si Filistinde, 6 sı, Süveyş. te, 20 6i Adende ve 70 i Cebelüttarikta. dır. Heryerde umutsuzluk Paris, 18 (A.A.) — Pariz gazetele. ri, Cenevre görüşmelerinin gelişimi hakkında büyük bir kaygu beslemekte. dirler. 'Tan gazetesi, bugünkü hal ve şartlar karşısında soğuk kanlılığı muhafara etmek lâzım gelmekte olduğu düşünce. sindedir. İtalyan - habeş anlaşmazlığı. nn daha şimdiden bir ingiliz . italyan anlaşmazlığı halini alması çok keder | verici bir hadisedir. İtalyanın istekleri çok önemlidir. Antak İngiltere, and. dasmalarla belitilmiş bir bakkın müda. Bi kesilmiştir. Ve “hukuku hütümra- nileri,,nin Cenevrze kurumu tarafından nmasını görmek arzusunda bulu. nan devletlerin İngilterenin yanı başın da yer almalarını görmek hiç de hay. ret verici bir şey değildir. İtalya, hattı hareketini değiştirmediği ve anlaşmaz Lğında devam eylediği takdirde durum kötüğlür. Fakat şimdiden Ber törlü V. midi kesmek doğru olmaz. Uluslar sos. yetesi paktının koymuş olduğu usul ne zaman ortaya atılacak ve Fransa buna katılacaktır? Fransız basınının kaygusu Paris, 18 (A.A.) — Gazeteler, beş ler komitesi görüşmeetrinin sonucunu ve Roma'nın cevabimi — sabirsrtrk kaygu Te beklemektedirler. İt-i-an - ha- beş anlaşmazlığınım baslangıcındanberi gazetsler hiç bir zaman bu derece ka « rama.rlık güöstermemişlerdir. İngiliz » teslyan anlaşmazlığının yakında itafyan *habeş anlışmazlığına katılmasından korkan Pöti Pariziyen gazetesi diyor ki: “ Roma'nım tehlikeli bir oyuna giriş- HB'ni gösterecek sebebler vardır. Arsı . uluzal dürüm yıllardanberi bü — kadar gerrzln ve bu kadar ağır olmamışıı.., İngiliz hazırlıklarını kaydeden “Eko d6 Pari,, garetesi, şunları yazıyor: * Bundan anlselyor ki, ingiliz hü- kümetl artık görüsmelerden hic hir so- nuç beklememektedir. B Musolini'nin gasetslere verdiği diyev ve italyan Ba- kan'ar kurulunun yakında vereceği ha. ber alman kararlar, ingiliz bakanlarını, durumu en kötü şeklinde mühakeme et meğe sevketmektedir. Londra'da İtalva hesabına duyulan umusanın inçiliz ba - kanlacivle ingiliz kamoyunu, Fransı-ile elbirliği yapmağa sevkettiği temin olun- maktadır. Bazı yüksek şahtiyetler, artık açık bir surette berkitilmiş olup, hiç kimse - de şüphe bırakmayan İngiliz . fransız dayanışmasının habeş meselesinin zarar- larını buçlamak ve barışı korumak hu * susunda en emin bir yol olduğu fik - rindedirler.., Figaro diyor ki: ğ “Üzün zamandanteri devam eden dürumun sonucu yaklaşmaktadır. Ce. nevrede dolaşan yayıntılara inanmak ve delegasyonların gösterdikleri karam. sarlığı göz önüne almak gerekirse, bu sonucun çok acıklı olması muhtemel, dir.., Tagiliz harb gemilerinin Akdenir. deki kımavımın Cenevrede uyandırdığı heyecanı kaydeden “Övr,, gazetesi di. yor ki: #üXelilllene bi Conevre. Romada o uluslar _[_)_ACIMK Il.nll—;ml-llh İzan sanat kongresinde Moskova, 18 (AA) — — Profesör B. Şemseddin radyo ile yayılan bir söy- levinde şu sözleri söyle.aiştir; « — Arsıulusal İran sanat kongre - sini memleketinde toplanmaya çağır - mak ve ona gereken belgeleri vermek turetiyle Sovyet Rusya, uluslar arasın. daki ve hele doğu ulusları ararındaki kültür ilgilerinin gelişimine ne derece- de önem vermekte olduğunu bir kere daha göstermiştir. Sövyet —Rusya, her gün biraz daha değişmekte ve asri ilim ve sanatın gelişimini sazlamaya çalış « maktadir. Sovyet Rusyanın cski eser » lerin korunması yolunda yapmakta ol. duğu büyük çalışmayı — takdir etnek için ermitajın çalışmasını göz önüne getirmek yeter.., Yunan geneloyu Atina, 18 (A.A.) — Kabine kırali « yetin tekrar kurulması hakkında yapıla- cak olan geneloyun tarihini 3 birinci teş- rin olarak kestirmiştir. Gene Şako meselesi.. Bonos - ÂAyres, 18 (A.A.) — Arjan- tin dış bakanı B. Lavedra Lamas Şako barış konferansını bugün toplanmağa çağırmıştır. Konferans bütün harb esir- lerinin verişilmesi meselesini inceliye - cektir. Savyet ordusunun değeri Moskova, 18 (A.A.) — Kiyef'de ma- nevralardan dönen asker — Voroşilofun önünde büyük bir geçit töreni yapmış. tır. Manevralarda tulunmuş olan yaban. ©1 süc) salgıtlar Sovyet ordusunun tek. nik kapasiteleri hakkında hayranlıkla: ranı bildirmişlerdir. a ee ee toplanan bokanlar konseyini — İtalyayı uluslar sosyetesinden çekecek bir kuv- , vet olarak görmektedir... Birçok defa İtalyaya karşı dostluk göstermiş olan mutedil «Ordr> gazetesi diyor ki: "”İtalyan . fransız anlaşmaşmı lüzum. lu bulan birçok fransızların, Fransada kendisine karşı biraz dayanma göste. rilince Musolininin Hitlere doğru dön. mesinden hiddetlendiklerini gizliyecek değiliz. Ne kadar büyük sıyasa adımı olursa olsun, B. Musolini son mesele- lerde gereği gibi hareket etmemiştir. Mahta, 18 (A.A.) — Yüzlerce ingi Ka kadını ve çocuğu ve bilhassa Malta. dâ hizmette bulunan askerler ve deniz efradı aileleri İngiltereye gitmektedir ler. Taymis ve durum Londra, 18 (AA) — Taymis gazete. si Cenevreden öğreniyor: Baron Aloizi, B. Laval ile bir gö » rüşmesinde beşler komitesi önergele « rinin italyan salkurunu Cenvrede da « hâ Fazla tütağük hiç Dir şeyi ihtiva'et. mediğini bildirmiştir. B, Laval ceva- binda, bu Ünergelerin kesin bir korumu tarzı olarak değil, bir görüşme tomeli olarak' görülmesi lazım geldiğini söy « lemiştir. İngiliz delegasyonu böyle bir zihniyeti kabul edip etmiyeceği bir müddet anlaşılamamış fakat nihayet kar bul etmiştir. B Garete, bu önergelerin, bir kaç gün önce sanılanın tersine olarak yalnız İtalyaya elverişli olan kısımları için bi değişke şeklinde görüleceğini ya. zıyor. 4 Cumartesi günkü italyan bildi » Tiği — Beşler — komitesinin — Uluslar Sosyetesi — statüsü — fikrini — bozma - mak kararını berkitmiştir. Raporun içindekiler, italyan ve habeş cevabları gelinceye kadar gizli tutulacaktır. Bu - — / nunla beraber, aymı zamânda bem Ha- beşistanın ekonomik bir yardım elde et mek arzuşu ve hem de kömitenh man - kün bulunduğur? bildiriyor.