SAYIFA 24 Kendi fabrikalarımızın yoğalttığı pamuk (Başı 1. ci sayıfada) Piyasa parlak pamuğun 1933 sene- #inin son Üç ayımdaki ortalama fiatı 28.99 kuruş iken 1934 san üç ayında yüzde kırk beş artıma ile 38.38 kuruşa, birinci iane cinsinin Hatları da gene aynı zaman içinde yüzde yirmi iki ar- tarak 3304 kuruştan 41.50 kuruşa çık- mıştır. Pamuk hasadına — başlanan ilk Ayla Çeylülü alalım) yılın sön ayını kargılaştırırsak 1933 fiatları yılın son Aayında piyasa parlağı için yüzde 8, bi- rinci iane için yüzde bir düşmüştü. Halbuki 1934 yılında piyasa bunun tamtersi olmuştur. Piyasa parlağı ey- lülde 28.54 kuruştan biriaci kânunda 43.29; birinci dane 3332 den 46.28 ku- Tüşa çıkmıştır. Artma nisbeti piyasa parlağında yüzde 52; birinci iane de yüzde 32 dir. Pamuk piyasasında üretmenden ya- na eyi bir sonuc olarak kaydedilecek olan bu yükselişleri pamuk yoğaltan u- #cetttectei EEFLEBEELE Adana mıntakası pamuk istihsali lusal fabrikaların — ve en çok Sümer Bank fabrikalarının maliyetini yüksel- ten bir etke olarak kabul etmek gere- kir. Pamuk fiatlarının her yükselişi ulusal fabrikaların pamuk alışında da- ha yüksek bir para ödemeleri zorağlı kılmıştır. 1925 yılında piyasanın duru- mu aynı gelişimi gösterirse fabrikala- vın bu yılda da yükselmiş pamuk fiat- hariyle karşılaşacakları açıktır. 1934 yı- Tında pamuk fiatlarının ulusal piyasar Jarda yükselişinin sebebleri, — yabancı memleketlerin klering anlaşmaları ge- reğince Merkez Bankasında bloke olan paralarını kurtarmak için içerden yap- tıkları satınalmalar sebeb gösterilmek. selişinde büyük etkileri — olduğunda biç şüphe yoktur. Ancak pamuk piya- sasında son yıllarda görülen değişiklik — sebeblerinin çeşidliği karşısında bu — yükselişe tek bir sebeb göstermek yet- mez. n için pamuk — piyasasında k ğ mm etkisinden baş- ka fiatların şekillenmesinde etke olan bıhşyıvvurıhnıyıçdıy- mek peeyk Fitire üzdeki yıl- | yap larda düzenlenmesi bakımından lüzum- Tudur. Türkiye pamuk Üretiminin orta- Jama olarak dörtte iki buçuğunu ver- mesi bakımından pamuk — piyasasında başat bir yeri olan Adana bölgesinde pamuk üretiminin yıllara göre hareke- tinde dikkate değer özellikler — görül- mektedir. Üretimin hareketinde düz - gün bir pevyodisite saptamak mümkün- dür. Grafikte pamuk Üretiminin ana eğlimini gösteren trend hattından da görüldüğü gibi pamuk Üretimi 1925-26 dan 1926-27 ye kadar düşmüş, 1926-27 den 1929-30 yılına kadar yükselmiş, bu yükselişten sonra 1932-33 e kadar tek- Tar yükselmeye başlamıştır. Birden ak- la gelen soru bu peryodisitenin sebet- leridir. Bunu türlü bakımlardan —arı- mak mümkündür- Üretimin belli za- manlarda artık eksilmesinin sebebleri ekonomik midir yoksa değil midir? Pamuğun tarım durumu ekonomik sebeblerden önce klimatolojik iklimin etkisi altında olduğundan meseleyi ilk- önce bu bakımdan ele almak Tâzımdır. Pamuk o nevi bir bitkidir ki yıllık or- talama sıcaklığı 20 dereceden aşağı ol- mıiyan bölgelerde iyi yetişir. Olgunlaş- ma zamanında yüksek sıcaklığa — ihti- yacı vardır. İlkbahar ve sonbahar — &o- ğukları ve don olan yerlerde yetişmez; yahut çok güç yetişir. Pamuk üretiminin bu periyodik ha- reketine tabiat etkelerinden başka eko- nomik etkeler de dokunmuş — mudur? 2H4 44.11 e aei hei R AA Milil pamukiu fabrikaların pamuk istihlâki Son yıllarda ekim alanının genişleme-i si, ekonomik sebeblerin de işe karıştı ğanı göstermektedir. Türkiye — pamuk Hatlarının bir taraftan genel — olarak dünya fiat bareketleri — ve öte yandan 1931-32 den önceki ulusal pamuk üre- timi belitmekte iken 1031-32 den baş- hıyarak ulhusal febrikaların pamuk yo galtımının da piyasada yer tuttuğunu görüyoruz. Bu yeni etkenin — fiatlarla korclasyonu yüksek bir kocfisyan ve- zen dünya fiatlarından da fazladır. Önümlzdeki yıllarda bu etkenin ö- teki etkeleri geri iterek daha kuvvetle ön plâna çıkacağını ulusal fabrikaların durmadar artan yoğaltımından ve kuru- lan başka fabrikaların pamuk isteklerin den ve klerink anlaşmaları - gereğince yapılacak satımalmalardan kestirilebili- riz. 1935-36 daki Kayseri — fabrikasının yoğaltımile bütün ulusal yoğaltımın 20 milyon kiloya çıkması memlekette bu mükdarda bir pamuk üretimi yapılması- ni Tüzümlu kılar, Köylünün kendi ihti- yacına harcadığı pamuk hesaba katıl- maksızın piyasaya çıkarılan pamuk mikdarı (ulusal fabrikaların yoğaltımı ve pamuk satışı 1934 de 14,2 yoğaltı- ma * 13.2 satış — 27.4 milyon kilodur. İç yoğaltım 14,2 milyondan 20 milyona yahut öteki ulusal fabrikaların yoğal- tımile beraber aşağı yukarı 3,# milyon artarak 23-24 milyona çıkarsa satışın 3-4 milyon kiloya düşeceği — anlaşılır. Fakat ulusal fabrikaların ancak — belli elyeflr pamukları yoğalttığını da göz önüne alınırsa türlü elyaflı olan genel üretim için de fabrikaların kendilerine lâzım olan pamuğu yetecek kadar bu- Tamıyarak dışardan almak zorunda ka- Tacaklarını tasımnlamak mümkündür. Bu tasınlamalarda Nazilli ve Ereğli fabri- kalarının 936-37 yıllarında işe başlıya - cağını da hesaba katarsak pamuk piya- sasının önümüzdeki — iki, üç yıl içinde nasıl bir sıkıntılı hava içinde kalacağı kendiliğinden anlaşılır. Bu istek farla- sını ekim alanını genişletmek sureti- Te karşılamak akla gelebilir. Fakat fab- rikaların istediği elyafta pamuk ekimi | sonuç değişemiyecektir. ULUS DIŞ HABERLER İtalya - Habeş meselesinde YUGOSLAVYA'DA: Yugoslav iç sıyasasında çalışmalar Belgrad, 8 (A-A.) — sıyasal özen- likleri ve hele basın toplantı özenliği- ni ve bunlara ait kanunları yapmadan önce kurmuş olan Stodiyanoviç kabine- sinin iş başına gelelidenberi iç sıyasada büyük bir çalışma görülmektedir. Ge- çen hafta ve dün Senmli mitingler ya- prlmıştır. Eski bakanlardan ve sırb radikal fır- kasınım ileri gelen üyesinden Bay La- zare Markoviç; fırkası tarafından ya- pılmış olan bir toplantıda vermiş oldu- gu bir söylevde şefi B.Stodiyanoviç olan sırb radikallerile, liderleri Bay Koroşet olan sloven katolikleri ve reisleri Bay Mehmed Sıpaho olan Bosna müslüman- ları arastinda sıkr bir bağdaşma olabi Ieceğini söylemiştir. Bu üç fırka B. Stodiyanoviç'in baş kanlığı altında olacağı zannedilen, bü- yük bir yugoslav kurulunu meydana gr- tirerek bölgesel ve mesleki meseleleri ikinci plâna atacak ve aşırı olmıyan li- beral bir programla bir nevi ulusal fır- ka halini alacaktır. Gene üç fırkadan yani çiftçi - de- mokrat kovalisyonu, sırb demokrat fır- kası, ve gırb çiftçi fırkasından arışıklar kabine diyevinde hurvat meşelesinin bahsedilmemiş olmasından —dolayı hü- kümeti tenkid eimiştir. Ayrış fırkalar da buna karşı çalışma beraberliği yap- mak istiyorlarsa da programlarının ve hareketlerinin özgürlüğünü mubafaza etmeği iatemektedirler. Bir yugoslav gazetesinin Habs- burglar kakkındaki düşüncesi Belgrad, 8 (A.A.) — Vrema gaze- tesi büyük savaştan sonra Habsburgla- rın alançedilen mallarını geri vermek için Avusturya hükümeti tarafından verilen kararı yazarak diyor ki: “Avusturya erkinliğinin biri Avus- turyayı ötekisi bütün Avrupayı ilgilen- diren iki anlamı vardır. Orta Avrupa- mm güvenliği için Avusturyanın özgür ve erkin memleket olarak kalması li- zımdır.,, Gazete, anşlusdan — kurtulmak üzere ekonomik kalkınması için büyük devletlere uluslar sosyetesi tarafından Avusturyaya yapılan finansal yardımı hatırlatmakta ve yazısımı yöyle bitir- mektedir: *Fransa ve küçük #nlaşma Habs- burglara kati surette karşıttırlar. Sar- sılmış olan Avrupada karışıklıklar çık- maması için bu dinastinin neler yaptığı göz önünde tutulmalıdır. Herhangi cid- diğ bir görmen için; Hababurgların mallarının geri verilmesi, bunlara di- nastilik propagandasınmı en çoğunu yapmaları için âmkân vermek ve bu su- retle Avusturyanım, komşu — memleket- lerin ve bütün Avrupa'nın barışını ve güvenliğini tehlikeye koyabilecek işle- re girişmelerine izin vermek demel- tit w ALMANYA'DA: Almanyada 250 bin- eski harbçı geçit alayı yaptı Emsel, 8 (ALA.) — Hücum kıtaları ve harb denizciliği ile hava sporları bir- liği kataları hazır bulundukları - halde Kifforen birliğinden 250,000 eski harbçı donatılmış sokaklarda bir geçit alayı yap. mışlardır. Birlik başkanı Albay Raynhard ulu- sal sosyalistliği kutlamış ve eğer gamah haç dost olmasaydı Almanya yok ola - caktı,, demiştir. Almanya hükümetinin Bavyera ko - miseri General Fon Epp demiştir ki: “Bu kongre, harbtan önce, ve beş harb yılında tamıdığımız Alman askerlerinin ve bir gün silâh taşıması gereken ve ta- şıyacak olan alman gençliğinin köngre- sidir..,, General Fon Epp asker toplama usu- lünü yeniden dirilten L6 mart tarihli ka- nunun ekenomik ve ahlakiğ iklerimi saymış ve komünist fikirlerini kötüle miştir. $ Yargıç komisyonu büyük güçlükler karşısında Şveningen, 8 ÇALA) — İlalyan — habeş yargıç komitesinin toplantıları sı rasında çıkan güçlüklerin ağır olduğu haber alınmıştır. Gelecek toplantılar- dan vazgeçilmesi umulabilir. Komisyon bu iş üzerinde bugün bir karar alacak- tır. Amerika Habeşistan işine karışmak istemiyor Paris, 8 ÇA.A.) — Amerikanın, Ha- beşistanın başvurmasına verdiği ceva- br yorulayan Tan gazetesi diyor ki: “ Amerikanın cevabı, Vaşingtonun, çok büyük bir saknı ile yürüyerek, ba- z1 ingiliz çevenlerinin sonuçlarını dü şünüyor gibi göründükleri bir serüve- ne atılmak istemediğini göstermekte - dir. Briyan — Kellog paktını imza eden lerin, habeş anlaşmazlığının kotarıl - ması için barışcıl tedbirlerden — başka hiç bir araca başvurmadığı hakkındaki kanaatini bildiren Amerika, ul yet lışmasını hoşmutlukla karşılamakta ve ânin meseleyi kotarmak toplanan yarğıç — komisyonunun het iki tarafı kandıracak bir anlaşma esası bulabileceği umudunu göstermektedir. Bu açıktan açığa Amerikanın habeş — italyan meselesine karışmak istemedi - gini göstermektedir. Bundan sonra uzlaşma girişimleri başarılamaz ve İtalya Habegistana sal- dırırsa ingilizler tarafından italyanla- ra karşı alımacak ekonomik — tedbirlere Amerikanın da girmesi için hiç bir u- mut beslenemez, Habeş meselesi ve ingiliz gazeteleri Londra, 8 (A.A) — Habeş durumun dan bahseden 'Taymis gazetesi, uluslar sosyetesinin bu işte etgin olup olamı - yacağı meseclesinin — ortaya çıktığını kaydederek diyor ki: “Bugün ingiliz sıyasasının temel noktaları uyanıklık, danışma, soknıdır. Eğer kımava geçmek gerekirse is - tenilen sonuca varmak, ancak, harbın önüne geçebilecek yeni bir elbirliği ile imkânlı olabilir. Deyli Telgraf da şöyle yazıyor- " İn- giliz hükümetinin uluslar sosyetesi and laşmasının esaslarına uymağa — devam etmesi ve İmkânlı oları dereceye kadar ötekilerini de bu — yoldan yürümeğe şevkleştirmesi lazımdır fikrindeyiz. Ö- teki uluslarla elbirliği yapmak esastır.,, Morning Post da şunu söylüyor: “ Uluslar sosyetesinin başa çıkamı- yacağı bir davada araya girmesini isti- yenler - bu kurumun kötü dostlarıdır. Esasen o, gücünün — üstünde buluman bir gok işlere girişmiş olmak yüzün - den çok çekmiştir... FRANSA'DA : Yeni kurulacak Paris sergisinin projesi ineeleniyor Paris, 8 (A.A.) — 1937 Paris sergisi komitesi bir fransız mimarının projesini incelemektedir. Bu projeye göre serginin çerçevesi içinde betonarme büyük bir kurağ kuru- lacaktır. Kurağın yüksekliği 160 re alacak ve 38 katı bulunacaktır. Nasıl ki vaktiyle Eyfel kulesi çelik tekniğin bir anıtı olmuş ige bu yeni kurağ da beton tekniğinin bir anıtı olacaktır. Kurağın te- meli 35 metre ve çatısı 25 metre murab- bar olacaktır. Hava bombardımanlarına karşı dayanacak bir şekilde yapılacak ve bodrumlarma dört bin kişiden çok in - gan sığınabilecektir. SOVYETLER BİKLİĞİ'NDE: Japon - sovyet sınır. hadiseleri hakkında Moğolistan cumur başkanının diyevi Moskova, 8 (AA) — Moğolistan cumurluğu başkanı Bay Çaybelan U - lanlatar gazetelere şu diyevde bırlur - muştur : “ — Gazetelerimizin önce bildirdiği gibi, geçen İkincikânın içinde japon- mançuri kuvvetleri topraklarımıza bir akın yaparak bazı yerleri almışlar ve sınır bekçilerimizin üzerine ateş açarak bir subayımızı ve bir askeri öldürmüş- lerdir. Hükümetimiz, bir çarpışmanın önünc geçmek için şınır süel işyarları- mızın ateş açmamalarını ve anlaşmaz - hığın konuşarak önüne geçilmesini em- retmiştir. Bunun üzerine 3 baziranda iki memleket salkurları arasında konuş maya başlanmış isc de mançuri tarafı- man bu işi barış yolu ile yapmak iste- ğginde olmadığı daha ilk günlerde an » laşılmıştır. Mançuri salkuru işi üç haf ta savsaklamış ve bu sırada iki atlı Kal kinzöl ırmağı yakınındaki sınır subay- larımıza ateş açmışlar bunün — üzerine gönderilen asker tarafından tutulmuş. lardır. Bunların ikisi de japon ordu. su erlerinden idi. Hükümetimiz gene bütün komşulariyle dost geçinmek is- teğinde olduğundan yalnız bunları pro testo etmekle kalmıştır. Bu iki atlı kendilerinin larımızda tutulduklarını ve iyi bakımı gördüklerini yazı ile bildirmişlerdir. 26 haziranda Bulurdira bölgesinde sınır kuvvetlerimiz - üzerine — mançuri sakeri tarafından iki defa ateş açılmışı tır. Artık hükümetimiz mançuri hü e kümetinin sınırı geçenleri cezalandır. masını beklerken mançuri hükümetinin de iyi dostluklar beslemediğini gör « müştür. Mançuri askerleri — tuttukları iki soceyet askerini geri vermek istememiş: ler, mançuri dış bakanlığı sryasal bü « *o şefi bunların hemen geri gönderil e mesini ve onursa verilmesini — istemiş ve 4 temmuzda şu İsteklerde — bulün « muştür: 1 — Moğol cumurluğu bükümetl hadisesinin bütün soravını Üzerine alma- bdır. 2 — Hükümct soruklara ne yapıldı. gını bildirmelidir. 3 — Mançuri hükümeti mogol top: rağında belli yerlere kendisiyle her za » man konuşmak üzere, oruntaklar gön « dermek hakkını ister. Bu oruntaklar is « tedikleri yerlere gidip gelebilmelidirler, Bu istekler yerine getirilmez ise, Mançuri hükümeti Tamsiksunun doğu sunda bulunan bütün kuvvetlerin bu nalğ taya gelmesini istiyecektir. Mançuri de Japon sücl kurulu başkanı ordusu adına isteklerini tekrarlıyarak buna ordunumş Mogolistana bir oruntak göndermek ve buna bağlantıyı kurmak için moğol top« raklarında bir telgraf hattr uzatmak hala kını istediğini de bildirmiştir. Bu diyev çok enteresandır. Çünkü bu istek Man « çuri ve japon hükümeti adına değil Mo« golistanın hiç ilgili Jomadığı güney Mana güride bulunan Kwantung adına yapıl « mıştır., Dağınık duyaklar İspanyada azıyanlara verilen cezalar t Ovyedo, 8 ÇALA.) — Sücl hakyerl birinci teşrin hareketinde jandarmaları öldürenlerin davasını bitirerek beş ** | hakkında ömrünce, bir kişi hakkında 14, bir kişi hakkmda 12 yıl hapis cerası ver« miştir. toprak « Yunanislanın deniz kuvvetleri İstanbul, 8 (Telefon) — Atinadan bildiriliyor: Yüksek komlsyon, Yuna- nistanın deniz kuvvetleri hakkında ka- rarını vermiş ve hükümet bu karary ye- ritmiştir. Bu kararda donanmaya (8) yılda 16 açık deniz torpidosu ve bir zırhlı ilâve edilmiştir