Düşünüşler Türkiye köy ekono misinde teknik İsmail Husrev'in büyük emekler bBahasına ve metodik bir çalışma ile meydana getirmiş olduğu ve bütün türk aydınları tarafından — okunmasını faydalı gördüğüm “Türkiye Köy İktr. sadiyatı,, İsimli eserinin en önemli ba- hislerinden biri de “Türkiye'de köy İktisadiyatında teknik inkılâbı , başlı- ginı taşıyan kısımdır. Köy üretim #sullerinin ve yaraç. larının çok geri olduğu ve toprakları- nra büyük bir kısmında en ilke ekim şekillerinin yeritildiği bir memlekette, köy tekniğinin ilerlemesi çarelerini - ramıak ve buna karşı olan engelleri gözden geçirmek çok gerekli bir iş ol- duğu kanağatındayız. İsmail Husrev'in teknik devrime engel olarak gösterdiği sebebleri çöyle özetebiliriz: 1 — Memleketimizin doğu kısmın- “daki köylerin pazarla ilişiği olmaması ve kara sabanla ekilen topzakların — Üürünlerine bile alıcı bulamaması yü- zünden buradaki toprak ağaları ürünü g görmemektedirler. 2 — Sefalet derecesinde ucuz — kol kuvveti modorn teknik araçlarının en esasfı önürdeşidir. 3 — Ortakçılık usuliyle ekilen top- raklarda ne ortakçı ve ne de toprak sa- hibi ekim etkniğinin arttırılmasile il- gilenmemektedir. 4 — Cüce işletmelerde toprakların, — (makinadan hakikiğ verimini simaya — lerinin, gerekse — imhân bırakmıyacak kadar dar bölüntü. Tore ayrılmış olması. Biz, arkadaşımızın saydığı bu se- beblere iki tanesini daha katabilitiz: 5$ — Gerek büyük işletmeler sahib- köylülerin bilgi ve görgülerinin çok dar oluşu ve, bu yür- den, sonucunu önceden — tasarlayama. dıkları yenilikler için para harcamak- tan çekimmeleri. 6 — Köylülerimizin yeni teknik ya- E nçlınn gerektirdiği harcaları yapamı- — ; yacak kadar yoksun olmaları. )İmı" Hnusrev bu çok önemli mese- leyi gözden geçirirken teknik devri- — minden nmeyi kavdettiğini ve bizde bu devrimin hangi sınıra kadar — gitmesi doğru ve imkânlı olacağı üzerinde durmamış ve bu hususta fikitlerini söylememiş. Bununla beraber kendisi- nin, memleketimiz için, tarım — alanın- da teknik ilerlemelerin son — varağını gösteren traktör ve onun bütünleyi: cisi olan yaraçlardan, yani bit kelime ile makins kuvvetinden yana olduğu- nu Seziyoruz. İsmail Husrev, Türkiye'de kol kuv. vetinin iİhtiyaçtab çok fazla olduğunu — ve bu yüzden de işçi gündeliklerinin en aşağı dereceye düşmüş — olduğunu söylüyor. Şu halde Türkiyede el eme- #i enflasyonu vardır. Bununla beraber dışarıya olan çıkatların, son zamanlar. a ekonomik buhbran ve gümrük du- — varları sistemi dolayısiyle azalmasın. — dan, memleket içinde bir tarrm ürün- /— deri enflasyomu da meydana geldiğini görüyoruz. Elindeki bütün işçi hl!a!ırdıı — bakkiyle faydelanamadığı halde — ihti- | yaçtan fazla üretim yapan bir memle- — ket, eğer, birkaç kat eksik el emeğiyle birkaç kot fazla üretim yapacak maki- Balara başvurursa nasıl bir sönüç ala. — caktır? burası düşünülmeğe değer? e Salih Cemal, VARLIR'"ta bu mese- | de üzetinde fikirlerini söylerken maki- — manın Adana gibi büyük işletme yapan bir bölgemizde Bile denendikten sonra terkedilmiş olmasının sebeblerini şöy. “de izah ediyordu: 1 — Benzin pahalıdır; 2 — Makinist yoktur. 3 — Yedek yaraçlar yoktur. Bu engellere karşı tedbirler — bul- — «nak imkânlıdır: Yakaçak fiatlarını in- llııııl yollarını aramak, makinist ye- — tiştirmek için uzuğ okulları açmak, /| ber merkezde yedek yaraçları - bolca 'fhlııtr—k ve bozulanları onarmak /— dçin yaprevleri meydana getirmek. Şu — Balde bücün bunlar, bizi makinaya kar- $t koymaktan alıkoyacak kuvvette se- leNeı değildir. Fakat acaba bunlardan A =ı. daha önemli sebebler yok mu- t — Her şeyden önce, makinaların, ge. — tek satın alımması, gerek yedek patça- İ e yi larının devamlı sürette memlekele ge- tirilmesi ve gerekse bunları — işletecek benzinin alınması memlekeiten dışarı- ya yeniden pek fazla para çıkmasını gerektirecektir. Eğer buns karşılık ıla- cağımız fazla üretimlerin bepsini dışa- rı çıkarmak ve günün birinde malları- mızı yakmaak zorumla kelmamaya güve. nebilseydik, o zaman bu engel de bizi önünde durduracak kuvvette — sayıle- mazdı. Bu güvenliği ise bize ancek ar srulusal bir ekonomik anlaşma verebi- lir. Bagün böyle bir anlaşma olmadığı ve yakın biz gelecekte de olacak gibi görünmediği için çok ciddiğ bir engel karşısında bulunuyoruz demektir. Sonra işlemesi dışardan gelecek benzine bağlr olan makinaların bir harb zamanında bu madde memlekette bulunamazsa kötürüm — kalacakları da hatırdan çıkarılmamalıdır. Bundan başka ve onun kadar önem- Hi bir engel de yukarıda söylediğimiz gibi tarım işlerinde kol kuvvetinin ih- tiyaçtan fazla olmasıdır. Yeni başlayan endüstrileşme hareketimizin bu — fazls işçilerden bir kısmınr koynuna — çeke- rek işsiz Röylülerin miktarını bafifle- teceği ve yeni toprak kamınunun yeri- tilmesinden sonra da işsiz köy emek- çisi katmayacağı ve bu yüzden köyde el emeği fiatımın artacağı göz önünde tutularak yakın bir zamanda büyük iş- letmeler için makina işinin daha ucuza mel olscağı ve bu yüzden de kullanı!- maya başlanacağı söylenirse, bunda bir sakmes görmüyorur. Çünkü böyle bü- yük işletmeler memleket topraklarına nisbetle azdır ve toprak kanunundan sonra daha da azalacaktır, Şu halde, maki'nanın bu gibi büyük toptaklarda kullanılması üzerinde durulmaya — de- ğecek kadar önemli bir mesele olmaya- cakert, Bundan başka, pamuk gibi bir kısım tarıım ürünlerimiz için makina- MNın, daha rasyönel bir üretim usulü ol- mak bakımından, faydalı olacağını da unutmamalıyır. Fakat teksik devtimi deyince ba- tıra gelen yalmız büyük — makineler değildir. Kara sapan yerine pulluk gelişi güzel ve bozuk —düzen tohum yerine fenniğ ve toprağına uygun to- hüum, tabiiğ ve şimik gübre, ve he- le topraktan en #yi verimi almak için Jâzım gelen bilgilerin edinilmesi; bü- tün bunların köy ekonomimiz için bi- rinci derecede bir ihtiyaç olduğumu ka- bul etmiyecek aramızda kimse yoktur sanırım, Bütün bunjar, — dışarmmın yardımı —olmadan, memleket içinde kendi aramızda yapılabilecek işlerdir. Makine meselesi, bizce bugün ü - zerinde durulması bile Tüzumsuz bir meseledir. Çünkü, — köylülerimizin kalkınması için daha önce başarılması gereken yukarıda saydığımız gaye- leri elde etmeden geniş ölçüde kulla- muiması ve bütün memlekete yayılma- sı henüz bir hayal olmaktan ileri ge- çemiyecek traktör aytışmaları ile va- kit geçirmemiz doğru olmaz. Kara sabandan pulluğa geçiş; bu © kadar büyük ve 6 kadar zaman ve para istiyen bir devrinidir ki — şimli bütün dikkatimizi bi iş üzerinde dur- durmak bizi vaklt kaybotmekten kur. taracaktır. Bu teknik devriminin başarılması, memleketin üretim kapasitesini o ka- dar yükseltecektir ki Buhran yıllarının bittiğini ve dış pazarların mallarımı - za açıldığını farzetsek bile ürünlerimi: zin böylece #rtışı dış pazarlardan ge- decek bir istem artışını fazlasile kar - gılayabilecektir. — Toprak ürünlerinin Böyle ve daha rasyonel bir şekilde el - de edilmesi mal olma fiatlarımı indire- cek, malolma fiatlarında el emeğine düşen payı artıracak, böylece de köy işçilerinin gündelikleri yükselmiş ola- caktır. Toprak veriminin artışı — elindeki topraklardan kendini geçindirecek ka- dar ürün aslamıyan köylüleri, orman- lart kesip yakarak tarla ,ıpl z0 - nunu ve Tarım Bakanlığının ve banka- sırın çalışmaları ile bu yolda ilk a - dimlar atılmiştir. Yalnız varılması ge. zeken gayenin bİr kaç yı! gibi kraa bir B. Ruzveltin karşıldşdıgı güçlükler Lö Müaten,, Paris — 12. 6. 38 Son günlerde kendisini işgal eden ağır işler yüzünden fransız halkı belki de Amerikada olan ve kapsamı Ameri- ka sınırlarını aşan hadiseye lâzım gel- diği kadar ilgi göztermemiştir. Kümes hayvanları alışverişiyle uğ- raşan bir firmaya, Şehier Pavltri Kor- poreyşön'e karşı açılan bir “dürüst önürdeşme,, dilevinden dolayı —yüce hakyerinin dokuz üyesi, şimdiye kadar biç görülmemiş bir bal olarak, oybir - liğile, General Hüg Conson'un yazıp yerittiği 700 kadar kenunun ana kanu- na uygun olmadığma karar vermiş, ya- ni bir kalem çizgisiyle bu kanunları hükümden — düşürerek iki — yıldanberi Amerikanın ekonomik — kınavını kon- trol etmek için o kadar çalışmalarla kurulan makinayı yere yıkmış, —Rur- velt sisteminin başlıca parçasını bora- tak bu sistemi bundan sonra erksiz br rakmıştır. Birkaç aydanberi şüphe götürmi- yen beldekler, Nev Dil'in yakında so- nuna ereceğini gösteriyordu. Yüce hakyerinin, B. Ruzvelt'in güdemli ekonomi denecini bir gün için- de birdenbire durduran kararı, 1933 ten beri güdülen ve — hükümetin düş- manlarının söyledikleri gibi — bir yıl önce 11 milyon yurddaş yardım — gö- rTürken bugün 22 milyon yurddaşın yardım görmesi gibi bir s#onuç veren bu girişimin eyi sonuçlanmayışt karşı- sında Amerikan kamoyunun duyduğu bıkkınlığı göstermektedir. Bu karar yüzünden ortaya çıkan durumun ağırlığı hakkında aldanmanın imkânı yoktur. — Zaten cumur başkanı Ruzvelt'in kendisi, Amerikanın 1787 de bulunduğu duruma yeniden döndü- Künü; buğday 36, pamuk 5 sente dü- şerek, fiatların bir yıkılmasından kur- kulabileceğini söylemişti. Yarın za - rarlı ve yıkret “tarifeler harbı,, yeni- den başlıyabilir ve zaten ekonomük kı- navın birçok kategorilerinde de orta- ya çıkacak gibidir. Patronlar, çalış- ma saatlerinin buclanması için olan küralları, işçilerin asığlarını korumak üzere birge oruntamaya başvurmaları hbakkını, çoğukların — çalıştırılması ya- sağını, fazla üretimi, fiatların düşü- Tülmemesini, dürüst olmayan önürdeş- me hakkındaki bütün kuralları sayma- mak için yeniden özgür bulunmakta- dırlar. Bu tehlike karşısında, yakında bir çok sosyal anlaşmazlıklar ve çok bü- yük grevler olacağını gösteren — işçi ::ııplıklın uyanmağa — başlamakta- Hükümetin, kararlaştırılmış olan buclandırma — tedbirlerini saydırmak —— — —- ——0 —— — zaman içinde başarılabileceğini san - mak, fazla hayale kapılmak olur. Bugün, yorucu, yıpratrcı bir şe - kilde ve drşnomus! şartlar içinde çalış- tiğr balde yıl samında eline geçen pa- ra ile en ilke, en hayatiğ ihtiyaçları- nı bile karşrlamayan Türk köylüsünü bu kötü durumyamları kurtarmak, onun dnsanlık kurallarına uygun ve insan gibi bir çalışma mikdarile, insan gi- bi yaşamak imkânını bulması için bu- günkü tarım ve köy şartlarının ve şek- lTinin kökten değişmesine ihtiyaç var- dır. Köye ve köylüye her şeyden üstün bir önem veren ve bunu bir madde ile parti programında da saptamış olan deyrim rejiminin gerekli olan bu dev- rirei de or geç başaracağına — inanımrz bütündür. YAŞAR NABİ Üretim « İstihsall Yaraç — Alet İlke — İptidal. Yeritilmek — Tatbik edilmek. Özetmek — Hulâsa etmek Önürdeş — Rakib. Arıtmak «- İslâh etmek, — İlgilenmek — Alâkadar ol - mak, Harca — Masraf. Ürün —- Mah- sul. Çıkat — İhracat. Tarım — Zi- raat, Uzuğ <— İhtisis. Onarmak — Tamir etmek, Yapevi — İmalâthane. Endüstir — Sanayi. Sakımca' — Mah- sur, Yüküm — Mecburiyet için kullanabileceği hiç bir kanuniğ çare yoktar. Yüce hakyerinin kararınt dinlemiyecek durumda olmadığı için, hükütnet N. R. A. nın koydağu hüküm- lere uymayan kurumlara karşı hiç bir şey yapacak hatde değildir ve kanun- Tarın istiyerek sayılmasını, iş başında olanların eyi niyetlerinden boklemek- tedir. N, R. A. nn işyarları bundan sonra xz çok artalama bir uzlaşma bu- Juncaya kadar sadece birer danışman Bgibi — çalışacaklar ve statistik bir rol oynayacaklardır. Çünkü, Kongre'nin şiradiki ruhiğ hali içinde, ana kanu- nun ve kanuna uygun olmadıkları söy- lenen bütün metinlerin değiştirilmesi, böyle bir işin uzun ve nazik bir çalış- maya ihtiyacı olduktan başka, büyük güçlüklerle karşılaşmak ve rasgele so- nuçlarla bitmek tehlikesi altındadır. B. Ruzveltin zaten güç olan öde - vini büsbütün ağırlaştıran bu güçlükle- rin, tam hükümetin, N. R. ÂA. nın iki yıl için daha yenilenmesini istemeğe hazırlandığı ve cumur başkanının oto- ritesine karşı bir sıra hücümların ya- ptldığı sıraya ratlamasına da dikkat ©- Junmalıdır. Amerika sryazal hayatını dikkatle gözden geçirenlerin aşağı yu- karı oybirliğiyle söyledikleri gibi sa * ğında ve solunda bu son aylar - içinde büyük bir boşluk açıldığını gören B. Ruzvelt, kendisine karsı büyük ölçüde bir hücüm hazırlandığını anlamakta- dır. Zaten soldan gelecek hücüm, -çok daha tehlikelidir. Ayaklanma, aşağı yukarı genel bir hal almaktadır. Bu hareketin başında, son zamanlarda cumuriyetçilerin bü- yük kazançlar elde ettikleri Mişiganda Sena üyesi Artür H. Vandenberg; Vis- konsin'de, korkunç sena üyesi La Fo- let; Vircinya'da, yeni bankalar kanu- nuna karşı sert bir hücüm açmış olan sena üyesi Karl Glâs; Nüycersi'de il- bay Harold Hofman; Coreya' tüzel orunlara açıktan açığa meydan okuyan ilbay Talmac ; Kanzasta, Mildvest'in on hükümetindeki cumuriyetçi kuvvet- Jeri sıkt bir blok halinde gruplandır. mağa çalışan ilbay Alfred Landon; Kaliforniyada Mirton Sinkler; Min - nesota'da, işçi ve çiftçi ilbay Olson bulunmaktadır. Eski cumur başkanı B. Huver ve ceki hazne sekreteri B. Ögden Mile de çok çalışmaktadırlar. Nüyork'ta, radikal şarbay B. Fivrello La Guardla de, ayrışık olanları yürek- lendirmek için hiç bir fırsatr kaçırma- maktadır. Ortalığı demagoji ile karıştıran- lar papaz Şarl E. Koglin'le, Luizyan'ın saltek diktatörü olan ve etgerliği gü- neydeki birçok hükümetlere kadar ya- yılan sena üyesi Hucy Long'dur, ki bunlar çok büyük ünleri ve her gün biraz daha artan prestijleriyle, B. Ruz- velt'in en tehlikeli düşmanları olarak görünmektedirler. Papaz Koglin'in “sosyal tüze için ulusal birlik inin daha şimdiden aşa- ğr yukarı sekiz milyon Üyesi; senatör Long'un “zenginliğin paylaşılması ce- miyeti,nin de 3 milyondan fazla üye- Si vardır. B. Rüzvelt'in yeniden seçil mesinin ulusal bir felâket olacağını söyliyen bu iki kargaşacı, bundan altı hafta önce Ditroit'te yapılan bir top- lantıda bağlaşmışlar ve erkli Hörst ga- zetelerinin yardımını da sağlamışlar- dır. İki tarafın oy birliğiyle, Huey Long'un bu hareketin başına geçmesi kararlaştırılmıştır. B. Velter Lipman bu adamın, kongrenin açılışından beri en önemli çehre olduğunu söylemekte ve General Hüg Conson onu yalnız hükümet için değil, cumuriyetin gele- ceği için de bir tehlike olarak görmek- tedir. rikan ekonomisinin gelişimini laştıracak cinsten değildir. Bu karar. Ruzvelt deneçini kesin bir dönüm nok tası önünde bırakmaktadır. Alman ingiliz deniz anlaşması Fransa ile İtalyayı birbirlerine yaklaştırıyormuş Lö Jurnal, Paris — 17-6-935 Alman — İngiliz deniz konuşmala. rzınm hiç olmazsa iİyi bir sonucu ol du: Ttalya İlk Fransayı, aralarındaki dayanışmayı anlamaya sevk etti. İtal- yanlar Fransızlarla anlaşmak lüzumu- nu daha önce anladıkları için, bu s0- nucun etkisi önemlidir. Bu girişimin Öönemini anlamak i- gin, deniz eşitliği yüzünden Fransa ile İtalya arasında çıkan anlaşmazlık- Tarı hatırlatmak yeter, Eşitik, de- niz kuvvetlerinin doğru bir denkleş - mesinden başka bir şey olmadığı için bu kavga saçma idi. İki sebeb, bu anlaşmaztıkların de- vamına sebeb oldu. Birinci sebeb; si- yasal uzlaşmazlıkların kötü bir tarz- da uzayıp gitmesi idi; silâhlanma ö - nürdeşliği bunun sonucu idi. — İkinci sebeb, denkleşme besablarını keyfiğ nisbetler içine sığdırmak isterken alt- üst eden Vaşington andlaşmasının for- mülünden ileri gelmişti. Şimdi ise bu iki sebeb ortadan kalkıyor. İtalya ile Fransa, bizbirlerine hiç de karşıt olmayan asığlarının, iş bir- liği yapmalarını emrettiğini anlamış - lardır. Orta Avrupada Alman tehli- kesinin ortaya çıkması ilk “aydınlık,, oldu. — İtalyanların “yayılma,, ihtiyaç. ları da başka bir dayanışma sebebidir. Ttalya sömürgeler elde etmeğe çalışa- cağı zaman hizim yardımımızın değe- rini ve sömürgelerin genişlemesi için gerekli olan deniz ihtiyaçlarını anlı- yor. Öte taraftan, gelecek yılın sonün- da zaten ortadan kalkacak olan Va şington esaslarının şimdi bir tarafa bi- takılması, donanmaların daha rasyo- nel bir denkleşmesini araştırmağa el . werişli bir durum doğurmuştur. Bu da Almanların yaptığı konuşmanın ilgen tarafıdır: Bu konuşmalarda, Ööteki donanmaların nisbetlerinin İngiliz dos nanmasına göre kurulması fikrinin doğs duğu görülmektedir. İki şartla Roma ve Paris bu siş - teme pek iyi uyabilirler: Birisi; türe Ki memleketlere verilen nisbetlerde, bu memleketlerin — ihtiyaçlarının da göz önünde tutulmasıdır. Almanya - nın ihtiyaçları, İtalya ve Fransanmki- lerle bir değildir. İkincisi, nisbetin gemi cinslerinin dar bir emıflanma e- 8261 Üzerine kurulması ve her devlete ihtiyaçlarına uygun gemi cinsini seç- mek hakkının verilmesidir. İngilir — Al_—ı projesi, gemileri kategori ba - kımından ayırmak olduğuna göre, a- sıl savaş bu nokta Üüzerinde kopacak- tır. Pransa ve İtalyanın bu aytışma. ya beraber girmeleri kendileri için çok faydalı olacaktır. Halkevi Spor Komitesi Baş- kanlığndan : mında yazılı (Avcılık kolujğnun açılmasına karar verilmiştir. Bu kolda çalışmak istiyenlerin spor şüubesine kaydolmaları rica olu-