e Başbekanınmız İsmet İnönü dün Kız Eustitüsündeki sergiyi gezmiş ve çok beğen miştir. Başbakanımız sergide kendisine verilen izahları dinlerken i)unku -ıpor hareketleri ( Başı 3 üncü sayıfada ) vada güzel oyunuyla kendisini sevdir- di. Bundan sonra bu seçkin takımın Ankara kulübleriyle karşılaştığını gör. mek bizim için her zaman istenilen bir arsu olacaktır. Geçen birinciteşrin ayı içinde Tür- kiye futbol birincilikleri — yapılırken Beşiktaş ile karşılaşan ve iyi bir sonuç — alan Çankaya dünkü oyunuyla da de- gerini Ankaralılara — göstermiş oldu, Beşiktaş gibi nefesli ve atılgan bir ta- kım karşısında yılmadan uğraştı; onun Ooyununu çok vakit bozdu ve hattâ bir gok akınlarla da kalesini sıkıştırdı. Ta- kımın hepsi birden iyi oynadı. On bir kişinin birden kaleyi korumağa uğraş- ması, sonra gene on futbolcunun bir « den ileri atılarak gol çıkarmağa çalış- ması beğenilecek bir şeydi. Çankaya - mın bu yenilişi tabiiğdir. Dün de söy - lediğimiz gibi, İstanbul takımları biz- den Üstün oynuyorlar. Fakat Çanka - yahlar birinci maçı yapan Ankara Gü. cü gibi, takımı yanlış kurmamak sure. tiyle sonun çok sayılı olmamasının ö- — münü aldılar. Beşi birinci gölü: Birinci vuruşu Çankaya yüparak a. kınlara başladı ve Beşiktaş kalesini üç dört dakikalık, — sonuç vermiyen bir — baskı altıma aldı. Bir ara Nuri topu — yzun bir vuruşla ileri attı. Hayati ile- ride, Çankaya beklerinin sınasında bek- — Tiyordu. Topu kaptı, sürdü — ve golü O yaptı. Çankayanın beraberlik golü: 17 inci dakikada idi. Çok İleri ka. — çan Beşiktaş beklerini atlatan küçük Ömner kaleye doğru akmağa başladı. Ka — leci kendisini karşıladı. O da boş ka - — leye topü attı. Bu kesin golü Nuri kur. tardı. — Fakat topu çok uzaklaştırama- — gi Bir iki kısa pastan sonra Çanka - yanın birinci ve sonuncu golü oldu. — Beşiktaşın ikinci golü: 26 ıncı dakikada Beşiktaş ortadan — ilerliyordu. Nazım topu kaleye doğru attı. -Abduş başiyle karşılamak istedi. 'Top kaleye doğru gitti. Kaleci de dı. — garıya çıkmıştı. Beşiktaş akıncıları ' getiştiler ve topu boş kaleye soktular. — Beşiktaşın üçüncü ve son golü: ikinci bölümün altıncı dakısasında — güzel bir paslaşmadan sonra Hakkı Şe- Hia bir pasından faydalanarak üçün- eli ve son gölü plâse ile attı. — Üki tarafın takımları: (Beşiktaş) — Mehmed Ali, Hüsnü, Nuri, Faruk, Lüt. Feyzi, Hayati, Hakkı, Nazım, Şe - — ref, Eşref. (Çankaya) Sıddik, — Abduş, Fuad, - Nih İskender, Hilmi, Mustafa, Ö - /— mer, Orhan, Ömer, Osman. Beşiktaşlılar bu akşamki trenle İs. bula gideceklerdir. — Ankarayı ve ilar Ankara futbolculariyle her va- böyle karşılaşmalar yapmaktan kı. ç duyucaklarını söylemektedirler. Atatürk koşusunu Tomru kazandı — Dün büyük bir. kalabalık önünde gapılan yarışlarla ilkbahar at koşuları — sonuna erdi, Başbakan, İç, Tüze, Eko- — Momi, Kültür, Gümrükler ve Sü Bakan- örr da koşu alanında idiler. Birinci koşu: 4 ve daha yukarı yaş- ta ve 935 yılında 250 liradan fazla ka zanmamış yerli yarıkan ve arıkan at ve kıstaklar içindi. Uzaklığı 2000 — met- re idi. Birinciliği az bir ara ile B. Ap tullahın Mesud'u, ikinciliği de B. Ta- latın Sarıkızı kazandı. İkinci koşu: 3 yaşındaki yarıkan in- giliz tayların koşusu idi, Uzaklığı 1600 metre idi. Koşuya yedi tay girdi. Ko- şunun başlangıcından bir az sonra öne geçen B. Salihin Alemdar'ı önürdeşle- rinin yanıma sokulmasına meydan ver- meden birinci, gene B. Salihin Semira- misi ikinci geldi. Üçüncü koşu: Atatürk koşusu; Yer- H arıkan ingiliz taylara 2400 metrelik koşu idi. B. Ahmed ve Fikret'in Tom- ru, Erol ve Doğan ismindeki 3 tayı sı- ra ile birinci, ikinci ve üçüncü geldi. ler. Sahibleri 4325 lira ikramiyeyi ka- zandılar. B. Şevketin İstirancası dör- düncü, B. Rüstemin Aşireti beşinci ol- dular. Dördüncü koşu: dört ve daha yuka rı yaştaki arıkan arab at ve kısraklar için ve uzaklığı 3500 metre idi. Koşu- ya altr at girdi. B. Cevdetin Alceyları gok güzel bir koşu ile birinciliği —ka- zandı. B. Burhanın Tufanı ikinci gel- di. Koşuyu kazanacağı umulan B. Rrd. vanın Hakanı üçüncü oldu. Beşinci koşu: Dört ve daha yukarı yaştaki yarıkan ingiliz at ve kısraklar için ve uzaklığı 3000 metre idi. Yarı- kanların koşusunu daima kazanan B. Ahmedin Yıldırımı koşuda ayağı acı- yarak umutları başa çıkardı. B. Rüs- temin Nonası birinci, Yıldırım ikinci oldu. Dünkü bisiklet yarışları Dün 150 kilometrelik büyük bir bi - Biklet yarışı yapıldı. Ankara yöresi - nin en bozuk yollacında yapılan bu ya- rışa bir kaç kulübten dokuz bisikletçi girdi. Yarış Çok zor şartlar altında yapıldığından, iki bisikletçi yarı yol- dan döndüler. - Ötekiler yarışı sona &r- dirdiler. Ankara Gücünden Eyüb ve Niyari 5 saat 58 dakikada birinci gel- diler. Çankayadan Osep ikinci ve Or- han üçüncü oldular. Dün Ankara Gü- cü alanında Beşiktaş — Çankaya ma . çının yarı bölümünde bu bisikletçiler tribünlerin önüne geldiler. — Bisiklet kurumu başkanı Bay Cavid Cav ken - dilerini büyüklere — ve halka tanıttı. yürek Ankarada bisiklet işlerinin het yürek gençlerin ellerini srkarak kendi. lerine armağanlarını verdi. Ankarada bisiklet işlerinin her gün yeni bir hızla ileri gittiğini görüyo - ruz. Bisikletçilerimiz kendilerine çok güveniyorlar. Hattâ İstanbullu bisik - letçilerle boy ölçüşmek bile istemişler. di. Bay Cavid Cavın dün bisikletçileri halka tanıtırken anlattığı gibi, neden- se istenilen bu yarığ yapılamadı. İstan- bula kadar giden bisikletçilerimiz geri döndüler. Şimdi onları Ankaraya ça- ğırarak bir yarış hazırlamak herhal . de çok iyi olur. Yalnız dünkü yarış bize bir şey ha- tırlattı. Spor kurumları — tüzüğünde yarışçıların birincilik için anlaşmala - rını yasak eden bir madde vardır. Hal. buki Ankara Gücünün birbirinden de- Berli iki kıymetli bisikletçisi son ya- rışları her zaman beraber bitirmekte . dirler. Bu da yaşışlarm — heyecanını azaltmaktadır. ULUS Memlekelin end trileşmesinde yeni adımlar (Başı ! inci seyifâda) Elektrik işleri etüd idaresinin ge- lecek için giriştiği geniş programın a na çizgilerini yukarda görüyoruz, şu- rada, burada birçoğu gelişi güzel ku- rülmuş elektrik santrallarımızın yeğri- tilmesi de yönetgenin başlıca işi olacak- tır. Yönetge; şarbaylıklar ve özel yö- netimlerce doğrudan doğruya veya bı rakığla yapılan elektrik işlerini Üze- rine alacak değildir. Ancak — bunların tekniğe uygun, halk için yararlı olma- sına çok özen verecektir. Elektriği yurd için bir süs olmaktan çıkarmak onun ilk kedefi olacaktır. Evde, işde — elektrik; ileri türk yaşayışının gerektirdiği şart lara uygun olarak ve memleketin asığ- ları her şeyden Üstün tutularak üre- tilecek ve dağıtılacaktır, Maden tetkik ve arama — enstitüsü Yukarda çıktığını söylediğimiz üç kanundan birisiyle de bu enstitü kurul- makta ve kendisine şu ödevler — veril- mektedir : İşletmeye elverişli maden ve taş o- cağı sahaları bulmak, Bunlardan işletilenlerin daha yarar İt olmaları tedbirlerini aramk, Maden arama işleri ve bunlara ge- reken jeolojik incelemeler, fenniğ de- neçler ve çözeler yapmak, işletme pro- je ve raporları hazırlamak, Maden Endüstrisinde çalışacak mü- hendis ve işçiler yetiştirmek, Devletçe başka ergeler için İstene- cek jeolojik etüdleri yapmak. Geçen yıllarda yurdda altın ve pet- rol aramak ve işletmek üzere iki yönet- ge kurulmuştu. Bunlar da enstitünün çalışma çerçevesi içine girmekte, Zon. güldakta devletçe kurülmuş — olan ma- den laboratuvarı da enstitüye verilmek- tedir. Enstitü şimdiye kadar — sayılan işleri devletçe kendine verilen program içinde başaracaktır. Halbuki bu fenniğ kurumun maden işleriyle uğraşan özel girişim sahiblerine de faydalı olması Tâzımdır. Rejimimiz madencilik alanm- da gerek arama yapacaklara, gerek işle- teceklere ayrı ayrı haklar — vermiş ve bunların ulusal ekonomiye faydalı ol- malarını gaye edinmiştir. Enstitü hem arama, hem de işletme sırasında — özel girişim sahiblerine bütün teknik kuv- vetiyle değerli bir yardımcı olacaktır. Şüphesiz bu yardım, arayıcı ve İşletici. lere karşılıklı bazı borelar yüklecektir- ki başlıcası ulusal asığlara zarar ver- memektir. Eti Bank Kamutay; üçüncü kanunla da, ön- ceki iki kanunun yaşyattığı kurumları ta- mamlayıcı Eti 3.34 kurmaktadır. E- lektrik etüd idaresiyle maden arama enstitüsü, ancak, rantabi, işletme pro- jeleri hazırlayacaklardır. Bunları başa- racak kurum, Eti Bank olacaktır. Sümer Bank gibi, adınt türklenin büyük medeniyet tarihi sayfalarından alan bu kurum da, yurda yararlı olmak- ta ötekinden geri kalmıyacaktır. 'Toprak altındaki bütün zenginlik- lerle her gün boşuboşuna akıp giden birçok kuvvetler; Eti Bank'ın başarı- cılığiyle, ileri bir Türkiyenin kurulu- Şuna yarayacaklardır. Bankanın göre- ceği işler başlıca şunlardır: A — Maden cevherleri, taş ocağı maddeleri ve maden malzemesi almak, satmak, C€ — Maden bırakığları, — taş ocağı İişletme izinleri almak 7eya önce alın- mışlarla ortak olmak. D — Ekektrik çıkarma ve dağıtma brrakığlarını almak, santrallar yapmak, elektrik yaraç ve malzemeleri tecimiyle uğadşmak ve bunları yapan fabrikaları kurmak. E — Yukardaki işleri başarmak için tecimel kurümlar yapmak veya kurul- muş olanlarla birleşmek, F — Bütün banka işlerini yapmak. Eti Bank'ın kapitali gimdilik 20 mil- yon lira olacaktır. Bu para; devlet büd- cesinden her sene ayrılacak mikdar Tarım bahisleri Falih Rıfkiya göre “Anadolünün davası demek, kanal, baraj ve orman demektir. Anadoluda orman bozmak demek, baraj yıkmak, kanal doldurmak demektir., Falih Rrfkı bu yazısı ile ormancı. lık davamızın en önünde gelen mesele- lerden bicine parmağını basıyor. wet orman davası bir su davasıdır. Su da. vası ise, hayat ve yaşama davasıdır. Memleketimizde su işini düzeltmek istediğimiz zaman, karşılnızâ İlk çıka- cak şey: ormancılık sıyasamızı düzenli ve plânlı şekle koymaktir, çünkü or- man ve su biribirlerine bağlı olan iki unsurdur, Ormanlar toprakta su büdcesinin tam bir denklikte bulunmasını temin eder ve suların dağılışları, akışları üzerinde de düzenleyici rolünü oymarlar, Ör- manların bu ödevleri Türkiyede daha açıktır. Çünkü ormanlar kesiliyot ve yok ediliyorsa, bir tarafta toprakla- tımızdaki su büdceleri denkliğini kay- bediyor ve susuzluk baş gösteriyor, di- ğer tarafta da suların dağılış ve akış. larındaki düzen bozuluyor ve felâket- ler meydana geliyor. ... Ormanların sular üzerine kileri iki bakımdandır : 1) Ormanlar toprak altındaki sula- ran toplanmasına ve bunların denkleş- mesine yararlar. 2) Sellerin ve bir takım deli nehir. kerin meydana gelmelerine engel olur- lar. Memleketimizde — ormanların sular üÜzerine olan 'bu etkisini göstertecek Umiğ — deneçler — yapılmadığı — için, gözlerimizi başka memleketlere çe virmek ve oralarda yapılan deneçlerin sonuçlarını almak yükümündeyiz. Bu hususta Fransada, Amerikada ve hele İsviçrede uzun seneleri içerisine sığdı- ran en ince deneçler yapılmıştır. İsviçreli profesör Eagler yazdığı kitapta (1) ormanların birinci etkisini şöyle anlatıyor: “Bir toprağın su büd. cesi toprağın yapısına, fazia mesamatlı slup olmamasına, toprağın gevşekliği- ne, dağılşına göre değişiyor. ABaçla. ren kökleri yüründen orman toprağın. da meydana gelen mihanikt parçalan- ıma ve gevşome toprak — tabakalarının olan et. (1) Engler- Üntersuchungen — über den Einfluss des Waldes auf den Standı der Gemüsser, Zürih. 1919 —— ——— — — larla, devletin maden ve elektrik işle- rindeki bütün haklarının ve bugünkü işletme paylarının bankaya verilmesin- den meydana gelecektir. Bti Bankla elektrik etüd idaresinin ve maden arama enstitüsünün kurulu- şunda; Sümer Bank için tutulan yola gidilmiştir. Kamutayın ekonomi, diva- n muhasebat ve büdee komisyonları Üyeleri, yılda bir birleşerek bu kurum- ların genel kurulunu yaparlar, bu kurul her birinin ayrı ayrı hesablarına bakar, büdeelerini inceler ve onaylar. Kurum- larm işlemesinde devlet özel kanunla- rı değil tecim kanunları esastır. Ancak bunların malları üzerinde suçlu olanlar, devlet mallarına karşı suç işlemiş sayı- hır, Eti Bank; Sümer Bank'la Tarım ve Emlâk Bankalarına veriler devamlı bırrakığlardan da faydalanacaktır. Eti Bank, —Finans Bakanlığının kefaletiyle tahviller çıkarabileceği gibi 15 seneye kadar vadeli iç ödünçler ya- pabilecektir. . Yurdun endüstrileşmesi alanını ge- nişleten bu tedbirlerin eyi sonuçlarını pek yakında görebileceğimize — inana- biliriz. , Bunu söylerken devletin giriştiği taşıt endüstrisiyle Sümer Bankın — iş gevresine giren devlet endüstrilerinde- ki başarıları göğüslerimiz — kabararak hatırlıyoruz. K. Ü. 17 HAZIRAN 1935 PAZARTESİ Orman ve su derece Ücreçe karışmasını meydana ge- tirir ve bu suretle toprak mesamatlı ve süyun geçmesine elverişli bir şekil a- der. Bu şekil ormacnı çatısı vasırtasile da ha ziyade kuvvetlenir. Englere göre ü- islü ve parçalanmış bir orman top- gevşekliği açık sahadaki top. ratların gevşekliğine — mazaran — 40-38 vam mectre derinliğe kadar, kendinden yana bir ayrım göste.'—; bu ayram üst tabakalarıdde daha cok fazlad Orman toprağınıs kendisine özgü o. Tan bu durumu her tarafta olduğu gibi memleketimizde de toprağa düşen yağı murların düzenli surette idaresini dü- zenlemektedir. Çünkü ormanlar bu su- retle yağan yağmurların toprağa gür- mesini ve toprağın su büdcesinin de. vamlılığını sağlarlar. Memleketimizde topraktaki su büd. cesinin çok büyük bir önemi vardır: bu önem bazı yıllarda meydana gelen ku- raklıktan ve tarım ürünlerinin yok ol- masından — ileri geliyor, Nitekim bu son günlerde yağmurun yağmaması he- pimizi büyük bir kaygu içerisine sok- tu. Nüfusumuzun yarıdan yukarısı çiftçi ve ulusal ekonomimizin de ka. rakteni tarım (ziraat) olması bakımın- dan bu kaygumuzda haklıyız. Çünkü tarım ürününün ziyana uğraması bü- tün ekonomik durumda büyük bir sar sıntı yapar, biz bu sarsıntıyı satuldığı Bgibi kolay kolay gideremeyir. ... Anadolu toprakları aslında yüksek bir bitim yetenekliğine sahiptir; fakat bu ancak toprak yaşlığının bulunduğu yerde görülebiliyor. Profesör Bermn. harda göre Anadoludaki kuraklık dev- ri, henüz ekinler olgunluk devresini bitirmeden 14 gün evel başlar ve bu on dört ganülük zamanda toprağın yaşlığı olmar ve hava yağışsız giderse, tarım ürünleri yanar, Bunun için biricik ça- Te toprağı 1slak tutmaktır. Toprak yaşlılığının yok olması ye- lişi güzel yok edilmiş olmalarile pek zlayde ilgilidir, çünkü ormanların kal- dırilması toprağın sertleşmesine ve su. ların toprak içerisine giremeyip yüzde akmalarına sebep olur; bu — suüretle su büdcesindeki denklik bozulur. Orman ların burada oynadıkları rol kuraklık devirlerile, yağış devirleri arasında e- kim Ürününün faydasına olarak bir dü- zenlik meydana getirmelernidir. Ormanların sular üzerine olan ikin. €i etkisine gelince; her ne kadar orta Avrupada hüküm süren kanağata göre alçak sahalardaki büyük nehir sistem- lerine ve meydana gelen büyük aehir taşmalarına, ormanların müspet v: luy. dalı şekilde pek az etkisi varsa da, A- nadoluda durum hiç de böyle değildir, çünkü memleketimizde seller daha çok yüksek yerlerden ve dağ yamaçların- dan meydana gelirler ve çoğun birden- bire düşen bir şağanağın sonucu lurlar. Bu bakımdan orta Avrupadaki fikirle. ri ülkemize getiremeyiz. Bizde seller ek- seriyetle ormanların yok zdilmesi yü. zünden toprak tabakasınım sertleşmesi ve yağmurun toprağa girönremesindea ileri gelirler, Şiddetli yağan bir yağ- muür sert bir tabaka üzerinde aşağıva doğru akıp gider. Bu topraklarımız su büdcelerine taydalı olmamakla kal- maz, aşağıdaki ekim ürünlerini yok e- der ve ulusun sıhhatini bozar Hiç şüphe yok ki, onuanın sellerin meydana gelmesine engel olması ve o. nun toprak su büdcesi için faydalı bu. lunmasında denizden olan yüksekliği- ni, toprağın fizikt vasıflarını ve orma- nın genişliğini, hava hâdiselerinin oluş tarzlarını da hesaba katmak lüzım ge. lir; fakat Anadolu gibi sıcaklık ile yaş. lıkların pek sık değişğiti ve kısa za- man devam eden sağnakların meydana geldiği ve bundan Başka da çok geniş çıplak toprakların bulunduğu bir meme lekette ormanların guların akışını dü- zenleyici bir karakterde olduğuna L nanmamak imkânsızdır. Biz yaşamak davasının temeli olam su sıyasasını ve su işlerini düzelimek için ,her şeyden evel ormancılık işleri. ni düzeltmek ve ormanlarımzı dü. ne koymak zorundayız. Dr Şeref *ti