1 HAZIRAN 1935 CUMARTESİ DIŞARDAN Fransız kabinesi düştü Başı birinci sayıfada B. Eryonun düşünceleri Paris, 31 ÇALA) — Parlameritonun gece toplantısında bakanlardan B. Er- yo, finansal ha kontrollara işaret et - miştir. B. Eryo, ber şeyden önce spekü - Tasyona karşı savaşmanın bir zorağ ol- duğundan — bahsetmiş ve saylavlardan kamoyu yatıştırmak için projeyi kabul etmeleri ricatında bulunmuştur. * Gazeteler ne diyor? Paris, 31 (ALA) — Bu sabahki gaze- teler, Flanden kabinesizlin düşmesini, hiçbir'şaşkınlık ve bazıları en ufak bir &- sef bile göstermeksizin yazmaktadır - lar. Bazı gündelik gazeteler, B. Fian - denin görüşler sırasında kullanılması gereken en uygun ve doğru İisanı bu - Jamamış olduğunu yazmaktadırlar, Say lavlar, finans bakanının B. Flandanc karşı içtem bir surette hareket etmiş olmasına rağmen başbakanın kendisini feda etmiş olmasına çıkışmaktadırlar. B. Jermen Marten, çekilimini ayrt o - larak venmiş olduğunu söylemektedir. Pöti Jurnat, Flanden kabinesinin düşmesini bir başarı saymaktadır. Fianden ile B. Jermen Martenin frank kıymetinin indirilmesine karşı olma - arr anlaşılahilir bir iştlr. Parlamentoda fırtmalı gün nasıl geçti? Paris, 31 (A.A) — Parlamentonun geceki toplantısı çok ırtınalı olmuş - tur. Kolu bir sargı İiçinde olan ve ya- düşen bölgelere yetişmek çok kolay- dır. Yer silâhlarının tesirsizliğince kar- g, gene uçaklarla, uçuş alanlarını, uçak fabrikalarını bombalryarak düş - manın hava akınlarını durdurmak ve gerideki sivil halkı bombalryarak düş- mana pes dedirtmek işten bile değil - dir. Hava tehlikesini bilmek, büyük bir hava ordusu yapmak zorağını candan duymak ve bundan başkaca, evinde ve kasabada korunma düzenleri kurmak anlamına alınmalıdır. Yurddaş, ne ka- dar büyük bir tehlike karşısında bu - hunduğunu iyice öğrenmek sorundadır. Başbakan İszmet İnönü'nün, daha 1933 yılında Türkiye Havacılık Kuru- munun beşinci kurultayında haklı ola. rak dediği gibi: “Muvaffakiyetimiz buna bağlıdır.., ulusun tehlikeyi ol « duğu gibi anlamasına bağlıdır. e Şakir Harımı GÖRKMEN bulunan — başbakâan da bulunmakta idi, B. nda doktoru a hazır Jermen Mürten tarafından güdülen spe külasyon sıyasasına hücum eden aytaç- lardan sonra B. Flanden vöz almış, ge- rek dışarda ve gerek içerde franga kar- $ı yapılan hücumların esası olan şartlar hakkında uzun uzadıya izahlarda bulun muştür. Başbakan, finans işleri — bakanının üsnomal yetkiler kanunundan yana ile- ri sürmüş olduğu sebebleri saymıştır. Başbakan, spekülasyonculara karşı bulunduğunu belirttikten sonrü saylav- lar kurulunun bugün frank kıymetinin indirilmesinden yana veya Xarşı bir ka- rar vermesi lazım peleceğini ilave et- miştir, B. Flanden, hükümet tarafından is- tenilmekte olan üsnomal yetkilerin a - nasal kanuna aykırı olmadığını söy - lemiş, daha sonra finans işleri bakanı B. Jermen Martenin çekilimini vermiş ol- duğunu bildirmiştir. Halk ve orta «:nıf frank kıymetinin düşme etkisini gör » dükten sonra güçlüklke kazanmış olduğu parasının ve tutumunun fransız saylav. larının alçakçasına hareketleri yüzün - den bir kere daha kıymetten düşmesine katlanmıyacaktır. Başbakan, paranm — tam bir surette durluğunun imkânlı görülmekte oldu - ğu bir anda frank kıymetinin düşme- #ini amaç tutan son hareketin yapıl - mış olmasından dolayı yanıda bulün - müş ve demiştir ki: — Umarım ki Fransa finans ve pa- ra dayanıklığının kuvvetini isbat ede- cektir. Fransaya karşı yapılan hücum- ler — eğer bir kaç yıldanberi kendileri buhrandan zarar gören kimecler tara - fından frank kıymetinin düşürülmesin. den yana propaganda yapılmamış olsa idi — hiç şüphesir başlamıyacaktı. İş başına geçmek istiyen bir grup frank kıymetinin indirilmesinin önüne geçile miyeceği terini kabul ettinmeye çılış - maktadır. Komünler geçimi srrasında kamoy bu yönette işlenmiştir. Pran - sızlar fazla mikdarda paraları olduğun dan dolayı savaştan kaçmak istemedik- leri sürece, spekülatörlerin — franga ve onun altın karşılığına hiç bir zaman ihtiyaçları olmıyacaktır. — Her şeyden önce franga olan güveni kurmak ge - rektir. Bu yapılmazsa durum tehlikeli ve felaketli bir şekil alır. Para mesele- si, sıkı bir şekilde hazne — meselesine bağlıdır. Hükümet, finans bakanının spekülasyonun azaltılması ve milyon - larca frangın halkça geri alınmaz « hareketine karşı gelmek için almış olduğu tedbirlerden sonra şimdi öz - gürlüğü istemektedir. Kâğıd para kar- şılığının altın olarak ödenmesi prensi- pi hiçbir suretle bozulmıyacaktır. Fa - kat ulusal döviz üzerinde Kanunsuz bir GELEN ULUS başınç yapmak için bu prensipin sulis- timal edilmesine katlanılamaz. — Prank kıymetini hakkında şiddetli ceza tedbirleri alın- mâsı önünden kaçılamaz bir zorağdır. Eğer parlamento, frank ktymetinin in- dirilmesinden yana bir karar verecek olursa ben bu karara boyun eğmiyece - ğim.., Başbakan bundan sonra bütçenin yö- netiminde spekülasyon csasına dayanan bir sryasa güdülmüş olmakla kendisine çıkışmakta olan Sinans bakanının sav- gasma girişmiştir. B. Jermen Marten, üsnomal yetkiler projesini bozmamak için çekilimini — vermiştir. -Kendisine başbakan andıl olacaktır. B. Flanden, bir diktatörlük - rejimi kurmak tasarında bulunduğu şeklinde kendisine yapılan üsnedilere karşı ken disini savgamıştır. — Parlamentarizmin en azılı düşmanları, frangı kurtarmak için üsnomal yetkiler — istemekte olan hükümete bu yetkileri vermekten kaçı- nan kimselerdir. Başbakan demiştir ki: — Ben, kendi payıma, — tahattan başka bir şey istemiyorum. Bununda sebebi, yabancı memleketlerde hazır- danagelmekte olan şeyleri — bilmekli - gimdir. Eğer başkanlığım — altındaki bükümet, çalışmasına son verecek o- Tursa ona ardıl! olacak olan hükümnet, her türlü Üsnomal yetkilere karşım frank kıymetinin indirilmesini kabul etmek zorağı kargısında kalacaktır. Finans bakanı niçin çekildi? Paris, 31 (ALA.) — Finans Bakanı B. Jermen Marten'in çekilmesine, ken- disinin de söylediği gibi, görüşüler e- rasında kendisine karşı yapılan hülcum- lar sebep olmuştur. Başbakan ilkönce bu çekilimi kabul etmek istememiştir. Fakat bir çok guruplar bu çekilimin görüşüyü kolaylaştıracağını söyliye - rTek hücumlarını yenileştirmeleri üze- rine çekilimi kabul zorunda kalmıştır. B. Buyson kabineyi İ kuruyor Paris, 31 (A.A.) — B. Buyson yeni kabinenin kurulması ödevini kabul etmiştir. Gazetelere en geniş bir birlik kabinesi kurmak niyetinde olduğunu söylemiştir. Spekül l araştırılıyor Paris, 31 (A.A.) — Borsa a- çılmıştır. Tümen ve sosyetesi bankasında araştırma yapılmış - tır. Spekülâsyon yapanların ko- düşürmek için uğraşanlar N W ON DUYUKLAR DAĞINIK DUYUKLAR: Ulusal birlik hükümeti Paris, 31 (A.A.) — B. Buy- son, parlamento ve senanin (i - nans komisyonları başkanlarını kabul etmiştir. Demokrat birli - ği ile cumuriyet birliği bir ulusal birlik hükümetini tutmağa karar verdiklerini bildirmişlerdir. Borsada Paris, 31 (A.A.) — Borsa kuv- vetlidir. Dün mecliste parlamen- toda frankı değerlendirmeğe kar- şı yapılan diyevler dolayısile fransız rantları iki puvana kadar yükselen bir kazanç kaydetmiş - lerdir. CumurbaşkanıFrama banlası direktöfüyl görüştü Paris, $1 ÇA.A.) — Cumurbaş- kanı, Fransa bankası direktörü- nü kabul ederek kendisile görüş- müştür. Fransa bankası direk - törünün Cumur başkarnı tarafın - dan olması her tarafta büyük bir ilgi uyandırmıştır. An- cak direktör, Cumur başkanmımın yanından çıktıktan sonra bu çağ- rılmasının bugünkü durum ile hiç bir ilişiği olmadığını söylemiştir. B. Buyson kabineyi başaramazsa Paris, 31 (A.A.) — Flanden kabinesinin çekilmesi üzerine or- taya çıkan buhranlı durum henüz aydınlanmış değildir. B. Buyson'un kabineyi kurma- ği başarabileceğinden şüphe edi - liyor, B. Buyson da B. Flanden gibi geniş etki istediğinden kuv vetli bir dayanıkla karşılanmakta- dır. B. Buyson kabineyi kurmak - tan vaz, geçerse Cumur başkanı - mnın bu işi B. Laval'e vereceği söy- lenmektedir. Memel statüsü ve bir girgi Paris, 31 (A.A.) — Gazeteler, B. Laval ile İngiliz ve Leh elçi - leri arasındaki görüşülerin bir hava Lokarnosu yapılması ve me- mel statüsüne kefil olan devlet- rin Litvanyaya karşı bir nota gön- dermeleri hakkında yapılmış ol - duğunu yazmaktadırlar. Bu notada kefil devletler, me- mel statüsünün noktası noktasma gözetilmesini istiyeceklerdir. SAYIFA 5 İtalyan askerleri Afrika yolunda i Napoli, 31 (ALA.) — İtalya vapuru harb gereçleri ve 1100 top- çu ile dün akşam da doğu Afrika- sına gitmiştir. Bu topçular ve gereç Gavinana tümenini tamam- lıyacaklardır. Gidenler, işyarlar ve halk tarafından alkışlanmışlar- — dır. Ü Mareşal Pilsudskinin kalbi j Varşova, 31 (ALA.) — Dün saat 23 trenine bağlanan özel bir vagonla Mareşal Pilsodski'nin kalbi Vilno'ya getirilmiştir. İç işleri bakanı ile bir çok general. — Vilnoya gelmişlerdir. Belveder sarayında doktorlar- — dan ve türecilerden bir komisyon Mareşalm dul karısı ile yakın ay- lesi, Cumur başkanı, Başbakan, bir zok yüksek işyarlar ve gene- raller hazır olduğu halde Mare- şalin kalbini özel saklağa koy - muştur. Birinci kutu, Cumur baş- kanının mührü ile mühürlenmiş- tir. Bu kutu, gümüşten ikinci bir kutu içine konulduğu gibi bu tö- — renin belgesi imza edilerek gene gümüş kutu içine konulmuştur. Londrada özel bir plebisit Londra, 31 (A.A.) — Uluslar cemiyeti İngiliz birliği tarafın. dan tertib edilen “Barış pııuım.. ne Londra halkından bir milyon 500 bin kişi girmiştir. Özel si - — lâh teciminin yasak edilmesi için verilen oyların 487,636 sı bu ya- — saktan yana ve 37,364 ü de yasa- ğa karşı çıkmıştır. Diğer taraf- tan “saldırran bir ulusa karşı süel tedbırl:: alımmalı mı, alınmama- x mi?,, Şeklinde bir soruya 86,664 — kişi (hayır), ve 878,875 kişi de (evet) demiştir. Bundan başka 375,061 kişi yadsüel berkitelere taraftar olduklarını bildirmişler - dir. Lord Robert Cesil, bu plcblıit'_' sonucunun hükümete, parlamen - to üyelerine ve kamuya bildiri ceğini söylemiştir. ULUS'un romanı San Michele'nin kitabı Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Yazan: Aksel MUNT Yardımcılarımdan hiç biri ne okuma, ne yazma bilmediği gibi, hepsi birbirine ben- giyen köy evlerinden başka kurağlar yapı- sında da çalışmamışlardı. Fakat Mastro Nikola, sayısız nesillerdenberi — babası ve büyük babası gibi kemer yapmağı bili- yordu. Bu evin, şimdiye kadar görmüş olduklarından büsbütün başka olacağı ka- falarında belirmeğe başlamıştı. Bu işe her- kes ilgili idil Amma neye benziyeceğini hiç kimse kestiremiyordu. Bize bu işte kıla- vuzluk etmek üzere elimizde bulunan tek şey, bahçenin ak duvarı üzerine bir kömür parçası ile çizmiş olduğum ilke bir taslak- dı. Ben resim yapmasını beceremem; plâ- =dı bir çocuk eli ile çizilmiş sam- —"“İste bu benim evim,, ; onlara anlat- tım, “kubbeli odalar kalın direklere daya- nacak ve bütün pençerelerde de, tabiiğ, kü- Ççük gotik direkler bulunacak. Kuvvetli kemerleri ile, şu gördüğünüz taraçadır. O- nun kaç kemeri olacağını sonra kararlaşt- İkikü Tefrika: 86| racağız. Şu ise pa;olı'dır. Yüzün çok direği olacak ve altından geçilip küçük ki- liseye gidilecektir. Şimdi, bu pergolanın ortasından geçen caddeye aldırış etmeyi- niz. Onu oradan kaldıracağım. Şurada, Kas- tello Barbarosa'ya giden bir başka pergola bulunacaktır. Onun neye benziyeceğini şimdilik pek kestiremem amma alacağı biçimin, tam vaktinde, aklıma geleceğini umuyorum. Şu bir iç avludur ki her tarafı beyaz mermer- den olacak, ortasında, her yana serinlik veren bir çeşme ve duvarlara oyulacak de- likler içinde de Roma lmpıntorlırı başla- | rı bulunacaktır. Buraya, evin arkasına, bah- çe duvarını yıkarak, Romadaki Latran gibi, bir çekilge kuracağız. İşte büyük bir tara- ça ki, siz, bütün kızlâar, yaz akşamları ge- lip, burada tarantelle dansı Bahçenin üst yanma — tepeyi kazıp kaldı- rarak, güneşe ve yele açık, bir Yunan ti- yatrosu kuracağır. Buna gelince: Bu da gene küçük kiliseye doğru giden, iki yanı selvilerle gölgeli bir yol olacak; küçük ki- lisenin her halde çekilge odacıkları ve tür- ü boyalr camlarla bezenmiş pençereleri o- Tacaktır. Orasını kitap salonum haline ge- tireceğim. Şu gördüğünüz, küçük kilise- nin dört yanmı kuşadacak gotik sıra direk- lerdir ki önünde, Napoli körfezini bakışları ıkmdı hulımduraak olan, ve Tîbu"ııı ken- disinden bile eski ve kıp kırmızı granitten kocaman bir Sfenkes duracak. Onu nerede bulacağımı şimdilik bilmiyorum amma, istediğim azman bir yerden arayıp çıkara- cağıma inanıyorum. i sevinç içinde idiler ve evin hemen bitmesini istiyorlardı. Mastro Nikola, çeş- melere lüzumlu suyun nereden geleceğni soruyordu. Tabiiğdir ki adanın bütün suyunun gel- diği gök yüzünden... Arzum, bütün Barba- rosa dağını satın alarak orada yağmur su- larını toplıyacak — büyük bir sarnıç yapıp şimdi sıkıntı çekmekte bulunan köye de bol su vermekti. Bu da köylülerin bana gös- karşılığı olacaktı. Küçük çekilgenin plânı- tı, bastonumun ucu ile kumlara çizerken ev, bugünkü hali ve ince direkleri, ıdvilı küçük avlusu, ortasında dans eden zona'sı ile gözlerimin önüne geldi. Roma paraları ile dolu toprak kavanozu bulduğumuz zaman hepsi pek heyecanlan- dılar; bütün köylüler, iki bin yıldanberi, 'Timbaryo'nun haznesini arıyorlardı. Daha çok sonra, bu paraları yıkarken, aralarında ihtiyar imparatorun, o vakte ka- dar hiç görmemiş olduğum bir resmini taşı- | yan ve bugün buıhmı zıbı parıl parıl ya nan altın parayı buldum. Ondınbirızüuldı—bhhııun: de bulunan ve öteki, on yıl sonra, bir men tarafından çalınan — atlı bir hı tunçtan yapılma iki çarığını bulduk. Bütün bahçe, binlerce ve binlerce, ren renk, afrikano, pavanazetto, giallo a ko verde antiko, cifollino, — alab denilen mermer parçaları ile dolu idi. parçalar, bugün, büyük kapalı tar; küçük kilisenin ve taraçalarından bir k: nm tabanma konmustur. 4 Sonra, toprağı kazdıkça çok güzel b çimde, akikden oyulma bir kâse, bir saçI kırık, bir takımı sağlam bir çok Yunan v zoları, ilk çağdan kalma sayısız kabir çaları, onlarca Roma ve Yunan yazı ortaya çıkardık. Küçük kiliseye doğru da, içinde bir erkek iskeleti bulunan b lâhit bulduk. İskeletin ağzında bir Yun parası vardı. Bunun kemikleri şimdi dukları yerde ve başı da yazı masamın Ü rindedir. " (Sonu var) — celin