Kılavuz için dersler —-23- Bu dersde başka bir deneme yapmak istiyoruz. Bilmediği- miz kelimeleri, cümleler içinde,, kullanacağız. Osmanlıcalar İrını en sonra yazacağız. Osmanlıcalarına bakmadan, bu ke- limelerin, bildiğiniz köklerine göre, ne anlamlara geleceğini siz tasımlayınız. Göreceksiniz ki kilavuzu ezberlemek ihtiyas cında değilsiniz. Kökler, bildiğiniz köklerdir. Yalnız türkçe. nin kelime yapış usullerini bilmek lâzımdır, “Hava tehlikesini bilenler,, kurumuna üye olmak, bütün yurddaşlar için savsanmaz bir düşerge olmuştur. ç Bu misaldeki “savsanmaz,, kelimesinin “ihmal edilmez, demek olduğunu daha önce yazmıştık. Acaba “düşerge,, ne demektir?. Bu “ge,, eki ne yapıyor? “Teklif,, karşılığı aldı ğımız “önerge,, “takrir,, karşılığı kullandığımız “dilerge,, hep böyle yapılmış kelimelerdir. “Düşerge,, demek “düşen şeyu osmanlıca ile, “terettüp eden şey,, yani “vecibe,, demektir. Romanım gazetenizde otuz b ölem /| kadar olacaktır. Halk arasıma ayır ga yV|sokarak, bugünkü birliği bozma- ğa kalkışanlar, politikacı değil, yurd karalarıdır. Anadolunun yüzölçe si ne tuttuğunu söyler mi« siniz? Cumuriyetin asıl güvenci, bir gençliktir. Bu gençliğin başlıca işlerine özvermektir. Biz seçkinler için başka, halk için başka bir dil kiden halk: “— cıgara kullanır mısınız?,, “— cıgara istimal buyurur musunuz?,, derlerdi. Biz seçkinliğin ayırmaç'ı kültür yüksekliği olduğu fikrindeyiz. Atatürk, devrim yürüyüşünde hedefe büksül yollar. dan dolaşarak değil, dosdoğru Vgitmeği sever, Deve rim prensiplerinde ör t ün konuşan Kamiâlist değildir. Daha dün Ankarada idim. Böyle bir şey konuşulduğu- nu duymadım. Onun için, bu haberin bel g i n' liğinde şüphe ediyorum. aydın ve uyanık kafalı ayırma ç' larından biri, yurd İşte kelime karşılıkları: Düşerge — Vecibe. Bölem, Ayırga nifak anlamına). Yüzölçe — Mesahai sathiye, Aydın — Münevver, Ayırmaç — Farika, Seçkin — Güzide, Rüksül — Muveç. Örkün Mübhem, Belgin — Mevsuk. efrika (Biri gazete tefrikası, ötekl LA Bu genç kızın t a y” mı dediğiniz kadar güzel bulmuyo Tum Taylan delikanlı, rak, uzaklaştı, gitti. Atatürk eşsiz, dir, Çantanızın eşini bulamadım, fakat benzerini bir mağazada gördüm. Bu iki kız, biri ötekinden güçlükle ayrılabilecek kadar, benze ş'dirler. İki esvap arasında bu kadar benzeşlik gitmez. Kamâlizm ile faşizm arasında sizin bahsettiğiniz b e n « zeşikliği ben bir türlü bulamıyorum. Sanatta benzeticilik değil, özgünlük aranır. Parabenzetliyenler, ağır ceza görür. Kahve, iyi bir uyatıç dır. İlk danışrt kurulu toplandığı zaman, Moskovada idim. Dost sırrımı dile vermek en büyük ayıplardandır, Bu gizli haberi kim açığa vurdu? Sıyasada gizaçmak, çoğun bilerek yapılır. Öyle zamanlar olur ki, küçük bir gizaçı, memleket için ağır bir sınat doğurur. Bütün ü m a y' larımın birer birer söndü; gördüm, “Alpay düşe geliyor: Osmanlı imparatorluğu bilmi« yerek, Büyük Britanya imparatorlağu gibi görerek ve he- saplıyarak....,, “Işıklar şavdı, nin sesini bekliyorum.,, Türkçe şuvağ, ğil midir? Kelimelerimizin karşılıkları şunlardır: Tay —— Endam. Taylan — Endam mevzun sahibi. Eş Nazir. Benzer — Şebih. Benzeş — Müşabih. Benzeşlik — Müşabehet. Benzet — Taklid. Beneztlemek — Taklid etmek, Uyatıç -— Münebbih. Danışıt —— Şüra. Dile vermek, Açığa vurmak — Faşetmek. Gizaçmak — İfşa etmek, ifşaatta bulunmak. Gizaçı — İfşa. Sınat — Musibet. Umay Emel, o Alpay — Cihangir. Şavmak — İnşia etmek. genç kızların gözü üstünde kala hoşuma kuşlar şakıdı. Ben senin bakışını, se- şua'adan daha arabça güzel de- Düşünüşler Devrim gençeliği Yeni parti programı, türk gençliği- nin, onu “temiz bir ahlâk, yüksek — bir yurd ve devrim aşkı içinde toplıyacak ulusal bir bağlanaca, veriyor. Harböncesinin, ulusçuluğu ve yurd- culuğu hor gören, d fikrini yaymaya çalışan ülküsiyle beslenmiş o- lanlardan, arada, en hayal düşkünlerini ak kadar korkunç ve kanlı hadiselerİn geçmiş ol- n hâlâ bu ideale bağlı ka- , gençliğin böyle yurd ve devrim sevgisiyle yetiştirilmesi düşün- bile uykularından uyandır masına rağnı lanlar va cesine omuz silkebilirler. Unutmamalı- yız ki memleket idare edenler, birkaç hayal hastasının keyfinden fazla büyük hakikatleri, dört duvar arasında tasar- lanan değil, İş başında uzun deneçlerle erişilen hakikatleri gör önünde tut. mak zorum ırlar, Kuvvetli bir ulusçuluk ve devrim- cilik ülküsiyle yetişecek bir gençlik, ufukları kara bulutlarla kaplı dünyanın herbangi bir tartafından — gelecek bir saldırıma karşı ulusal savgâ bakımın den ne çetin ve sarsılmaz bir cağı ortadadır. Ancak silah ola- gençliğe — böyle başka ve onun kadar önemli ayrı bir faydası bir eğitim verilmesinin, bundan olacaktır ki üzerinde biraz daha fazla durmak İstiyoruz Ülkü her şeyen önce bir hız, bir enerji kaynağıdır. Dinin, uğrunda seve seve can verilir kuvvette bir ideal ol- duğu devirlerde kısa zaman içinde is- lamlığın ne büyük İşler görmüş oldu- ğumu hepimiz biliriz. Bu ülkü ateşi so- ğumaya başladığı zaman, yı madıkları içindir k nisini koy islâm uluslar, ileri giden Avrupanın arkasın. dan seyirci kaldılar. Avrupa, eskim Jan din sancağını f taze bir nün peşinden koşturuyordu. Esüimiş olan silahı yenisiyle değiş tirmek gerekliğini — çok geç Doğu bu saysasıdım acısını anlayan çok çekti ve hâlâ da çekmektedir. Törk ulusu kurtuluş savaşı gibi b: tansığı, bu yeni silaha dört elle sarıldı , Ancak, harb ! iş bitmiş olmadığı için, aynr yurd ve ulus bütün ğı içindir ki tikten sonra her sevgisinin, yurddaşların kalbinde her şeyin üstün de yer almakta evam etmesi — Tazımdı. Bugün, o kutsal ateşin, içimizde, hâlâ © kahramanlık ve dastan hızt ile yanmakta olduğumu ha z günlerindeki İddia edebiliriz? Halbuki yurdunu ye ni baştan yapmak ve yaratmak duru- munda olan bir ulusuz. Gevşemek bizim için en büyük tehlikedir. enerjiyle dolu sinirleri ise, Gergin ve ancak bir ideale bütün varlığiyle bağlılığın miz- tisiemi ortaya çıkarabilir. Ulusçuluk ve devrimcihik bugünkü Türkiye için anlamları biribirine kay- naşan kelimelerdir. Türk ulusunua bü- yümesi ve ilerlemesi için yal tektir: Yeni baştan kuruculuk, yani devrimci - lik. Bunun büyük Türkiyeyi damarlarına, bu, isimde çift fakat ha içindir ki yazınki kuracak türk — genclerinin kikatte tek ülkünün seromunu — aşıla- mak en büyük ödevimizdi Bu aşı yayıldığı, gövdede, bacaklara ileri doğru atılmak — hızını, yapıcılık ve yaraticılk gücünü verecek kollara tir. Patti Genel Sekreterinin de dediği gibi istenilen “yat deyince yatan, kalk deyince kalkan,, kukla-genç - değildir. Ülküsüne dört elie sarılacak ve gençtir. Biz, içren inanacak kafası işliyen yurd için başarılması gereken bü işleri ancak böyle bir candan in hızından bekliyebiliriz. sevgisini yaymak için her şey yapılmıyor muydu? diye soranlara ha- . Her şey — yapılmamıştır, yapılacak daha çak iş vardır. Gerçi, kime yurdunu sevip sevmedi- ğini sorsak alacağmız cevab Mmüsbettir. Yalnız istenilen bu sevginin uğruna ra- hat ve hattâ can verilir bir aşk baline gelmesidir. Fiğ hsline gelimiyen “bir yurdeuluk kuru lâftan ibarettir. Yaşar Nabi NAYIR İÇDUYUKL Hava tehlikesini bilen üyeler Başı birinci sayıtada özverilik yolunu açan İsmet İnönü- nün coşturan hareketleri büyük bir ilgi ile karşılanmıştır. Şehri - mizde de türk hava kurumuna ha va tehlikesini bilenler üyesi yaz - mak için çalışmalar başlamıştır. General Kâzım Dirig'in başkan- lığı altında 3 haziranda C. H. Par- tisi başkanı ile bütün dayreler buyrumanları tecim ve sağlık oda- ları, baro ve işçiler birlikleri ku - rulları ilbaylık salonunda toplan- tıya çağrılmıştır. Şehrimizdeki hava kurumu şubesine giderek hava tehlikesini bilen üye yazılan yurddaşların sa- yısı her gün biraz daha artmakta- dır. hava e olanlar Yönetger Vehbi Demirel 100 li- ya, Güvenlik İşleri Genel direktö- rü Şükrü Sökmensüer 60, İspek - terler kurulu başkanı İ. Sabri Çı - tak 60, Lokal yönetgerler genel direktörü Naci Kıcıman 40, Türe danışmanı Ekrem Ergüven 40, Ba- sın Genel direkt Vedat Nedim 60, Sağış direktörü Edip Gürel 25, Seferberlik direktörü Fehmi Sü - herdem 25, Güvenlik işleri genel asdirektörü Feyyaz 25, İller yöne timi genel asdirektörü Halit Aka lm 25, Lokal yönetge genel asdi - rektörü Hüdai 25, Nüfus yönetgesi genel asdirektörü Hilmi Balcı 25 Türe asdanışmanı Cavit Ünver 25, İspekter Agâh 25, İspekter Muzaf- fer 25, İller yönetimi Ş. 2. direk - törü Abidin 20, Ş. $. direktörü Ah- met Fehmi 20, Ş. 2. direktörü Hil- mi 20, Ş. 2. direktörü Akif 20 e direktörü Sabri 20, Genel güvenlik başispekteri Naci Aklan 25, genel güvenlik Ş. 2. direktröü Faik Kök. sal 20, genel güvenlik $. 4. direk- törü Osman Sabri 20, genel güven- lik Ş. 5. direktörü Şükrü Yumak 20, Basın baş danışmanı Burhan Belge 40, Basım danışmanı Sadri Etem 30, Basım danışmanı Şekip 30, Basın danışmanı Emin 30, Ba- sın danışmanı Gayyur 30, Basın danışmanı Selmin 30, Basın da - nışmanı Nazlı 30. Bugünkü sayımızda ge- çen kılavuz kelimeleri Ardı! — Halef Aytaç — Hatib İç işler Bakanlığında tehlikesini bilen Bağıdlanmak © Akdedilmek Basınç — Tazyik Berkite « Müeyyide Çekilim — İstifa Deneç — Tecrübe Dolan — Havali Durluk — İstikrar Eğitim — Terbiye Sınat Kamoy — Efkârı umumiye Karşın — Ra Kutsal Ödek — Tazminat Öden — Mükâfat Ödev — Vazife Örgüt — Teşkilât Özgürlük * Serbes Müdaf Savsa — İhmal Savga Harik - İşnad s Fevkalâdı - İstihsal Şikâyet Yanı - Yeğrim — Yetki — Salâhiyet Yönetim — İdare Zarvret Salâh Zorağz AR .. .. , Dünkü at yarışiarı (Başı 1. ci sayıfada) Koşulara saat 14,30 da başlane dı. Birinci koşu: Üç ve daha yu « karı yaşta arıkan ingiliz at ve kıs« raklara özgü ve uzaklığı 2000 . B. Akifin Kazbadalya» sı hiç zorlamadan birinci B. Rüs « temin Conku ikinci geldi. İkinci koşu: 3 yaşındaki yarı - kan ingiliz taylar için ve uzaklığı 1400 metre idi. Burada başlan - gıç işyarının kötü işaret vermesi koşunun bütün güzelliğini kaçırdı. Bayrak düştüğü zaman atların bir sırada olması Işzım - gelirken öndeki tayla arkadaki tay arasın - da en aşağı 30 metre ara vardı. Koşudan sonra bu işyar cokeylerin işaretten önce kaçmağa çalıştıkla: rını söylüyordu. Eğer cokey yol“ suz hareket ederse cezalandırılır. Fakat yolsuzluğa yolsuzlukla kar“ şılık verilmez. Ata binenden fazı la koşudan fayda bekliyen at sı!ll: bidir. İşaret işyarının at sahibini cezalandırmağa hakkı — yoktur. Çok esaslı çalışan yarış ve ıslali komisyonumun koşularda bu gibi düşüklüklerin önüne geçeceği umarız. Koşuyu sekiz tay üçe ayrılmış bit halde koştular, Önde rahat giden B Salih'in Alemdar'ı birinci geldi. Semirla ğ ci Yüksel öçüncü oldu. Birgt en çok Makbul üzerine oynan * mıştı. Bu zavallı tay ancak dördüncül gelebildi. ' Üçüncü koşu: Dört ve daha yukaf?f yaştaki yarıkan ingiliz at ve kısraklart 2200 metrelik koşu idi. B. Ahe metin Yıklırımı taşıdığı 6$ kiloya rağ* men bi geldi. Kap 56 kilo ile koştu. Yıldırımın önüre deşleri dün en avantajir koşularını koşe tukları halde Yıldırımı geçemediler, Şizm diden sonra da geçebileceklerini ummu - ; özgü İkinciliği kazanam yoruz . Arıkan ingiliz a uzaklığı 240 B. Akilin Mark ed'in Grandezzası ve B. 'in Barçı koştu. Herkes koşudan öne ee ya Markiz, ya Grandeza diyordu. Ko« Bekâr öne geçti. Da. Grandeza ile berabet ikten sonra yaklaşat gu başlar başlamaz gitti. Bekâr kesil Markiz son virajda Grandeza'yı hir at boyu kadar geçmişti. Tribünlerin önün- de Grandeza bu arayı kendinden yana çevirerek koşuyu kazandı. Fakat koşus den sonra topallamağa başlıyan bu gü zel kısrağın bir daha aynır kwvvetle ko* şacağını ummuyorur. Beşinci koşu: Yerli, yarıkan ve arı * kan arap at ve kısraklar için handikap> tı. Uzaklığı 2600 metre idi. Koşu on âf argsında oldu. 48 kilo ile koşan B. Ta » lâVın Sarıkızı hiç ursulmıyan bir koşü ile birinci geldi. B. Duran'ın Tufan'ı bit kafa ara ile ikinci B. Ridvan'ın Hakan'ı üçüncü oldu. En çok kazanacağı umu * fan Hakan ve Alderviş idi. Pakat tağı * dikları ağır kilolar beklenen koşularını koşmalarına engel oldu Sarı Kız'a oynryanlar lira aldılar. Birge bahiste 1 liraya karşı $1,70 Denizlide sebze bolluğu Denizli, 31 (A.A.) — Bu yıl sebze boldur. Taze baklanın kilo- su bir, araka 4, bezelya 3, taze s0- ğan 3, taze sarımsak 15 kuruşa sa« tılmaktadır. j İspartada kuraklık İsparta, 31 (A.A.) — Isparta ! ve dolayında kuraklık devam et - mektedir. Her tü mün yağ « mura ihtiyacı çok büyüktür. yüzden yiyecek fiatları yüksel « mektedir. İki gündür sıcaklık göl- gede 30 u bulmaktadır. —— Romanımızın dugünkü parçasında eçen kelimelerin osmanlıca karşilık- >