Havucılık bahisleri Hava Yolunda Silâh başına!,, Tückiye hava kurumu, en onurlu, en başarımlı bir- kurultay toplantısı yaptı. Bu toplantı büyük şef İnönü"- nün ulusu işe çağıran, ulusa güven ve- ren söyleviyle unutulmaz tarihiğ bir değer kazanmıştır, n çetin tehlikeleri karşılarken hiç bir zaman yılmamış olan türk ulusuna büyük Başbakan İnönü, bu söyleviyle yaşamanı: lu doğru çalışma yolunu göstermiştir diği zaman kör halka anlatıp korun- yeni sırlarını öğretmiş ve u türk ulusu sal) korum bakımından Bir tehlike, bil. kunçtur. Tehlike ma düzenlerini ö ek geleceğin eyi olacağını görmek en kuvvetli bir güven kaynağıdır. Tehlikeye korku duymadan, sarsıl- madan nasıl el atıdlabileceğini, en kor- kunç bir tehlikenin nasıl karşılanaca- Çını bir defa daha gösteren büyük şe- fimize ulusal — varlığımız, çok şeyler borçlanmış bulunuyor. Ne olduğu bilinen, karşılanması ça- resi gösterilen hava tehlikesinden ar- tık korkumuz kalmamıştır; Korunmak için düzen almak dileğimizin, mutlu bir başarım için, yetecek kadar büylk bir kuvvet olduğuna inanıyoruz. İsti - yoruz, muvaffak olacağız. Türkiye'de her şeyin üstünde yer tutacak büyük havacılık ülküsüne gö- nül vermişlere, başbakanımızım bu di- yevi, genişlik, trlsımlır bir iç rahatı İka- zandırmış ve büyük türk havacılığı ül- küsü kafaları kemiren bir hayal ol * maktan kurtulmuştur. Hava çağına yaraşan bir türk tay - yareciliğini göreceğimiz güne yaklaşı - yoruz. Batı yöneyinde, Lozan'da, de- miryolunda, endüstri alanında, türlü bayındırlık işlerinde sözünü yerine ge- tiren başbakanın eline aldığı bu hava- crlık işini de Üstün bir kertede yapaca- Bına kim şüphe edebilir. Sayılır ve imkânlarla dört tarafı sarılı devlet haznesi yerine, yurd için varını yoğu- nu vermekten çekinmiyen cömerd türk ulusunun zengin yurdseverlik duygu- suna dayanan türk havacılığının, düşü. nüldüğünden de daha çok kısa bir za- manda, 500 değil, 1000 uçaklı ve 10.000 uçmanlı bir varlığa kavuşacağında hiç şüphemiz olmasın. Üstün bir tayyarecilik uğrunda da- ha bugünden göğüs kabartıcı bir yurd- severlik önürdeşmesi başladı... - Yaşla- rını bu Ülkü peşinde harcamış olanlar için, bu durum en büyük bir erkidir. istediğimizi tayyare- Ne yapacagımızı, ne bilerek ileri atılırken, ulusa, havadan gelen tehlikeyi temeli nin değerini, anlatmak işinin başarımımızın olacağını bilmek gerekiyor. Başbakanın istediği 500 uçak yerine, bin uçak yapmamızda- ki doğruluğu sezinerek çalışmak, bu dölenle yardımlarımızı arttırmak ulu - Ulusal korum hava en az olarak sal borcumuzdur. ordusuna dayanıyor; — hava ordusu ol- mayan, havada kuvvetli olmuyan ulus - ların ileriye güvenle bakamıyacakları- ni söylemekte hiç bir yanlışlık yoktur. Bizden 500 uçak istiyen büyük baş- bakana en kısa zamanda bin uçak ha- zırlamak ve böylelikle bütün dünyaya türkün yurdseverliğini göstermek ulu- sal varlığımızın kuvvet kaynağını bir daha tanıtmağa yarayacaktır. Bu par- lak örnekler doğuran yurdseverlik ha reketinin barışa temel olacağında kim şüphe edebilir? Bin uçak Ülküsüne kavuşuncıya kadar, hava yoluna bağlanan ulusul Ödev ateşine kül bağlatmıyacağız. Kalitesi yüksek bin uçak, bin türk uçmanı on binlerie söylenen sayı yığın- larına her zaman üstün olacaktır. Bu görüş ve inanla çalışmağa — koyuluyo- tuz: Silah başına! Şakir Hazım GÖKMEN ——— Seçime çağırış Köycüler komitesinde açılan ü- yelik için (4) Haziran 1935 salı günü saat 18 de seçim yapılaca ğından bütün köycüler üyelerinin Halkevine gelmeleri rica olunur. Birinci basın kurltayı dün kapandı , şamasrnı arzu ve temezini ederir, Dün kurultayda konuşan ertik komisyo- nu başkanı B. Ziya Gevher Etili ve üyelerden B. Aka Gündür (Başı 1 inci sayıfada sr gerektiği üzerinde komisyonu - muz fazla uğraşmamıştır. Biz derd- leri konuştuk. Gazetelerle devlet kurumları arasında zaman zaman sızlanmalara sebeb olan güçlükle ri gözden geçirdik ve böyle bir örgütü lüzumlu gördük. Bunun ça- lışma programı ve ödevlerinin doğrudan doğruya kurultayımız- dan ayrılacak bir komisyon tara - fından bazırlanabileceğini dü: dük. Öteki komisyonların da bö: le bir örgütü gerekli gördükleri sonuca vardıklarını öğrendik. Komisyonların raporlarının okun masından sonra mesele aydınla - nacaktır. Bu kurumda yalnız dev let işyarları mı, yoksa basınla ilgi li olanlar mı bulunacağı hakkın - daki bir soruya karşı da komis - yon raportörü, merkezi Ankara olacak bu örgütün gazeteciler ve basınla ilgisi olanlar tarafından yapılacağını söylemiştir. Rapor tekrar okunarak Kurul- tayın oyuna sunulmadan önce Necbi Ali Küçüka örgüt işile dev- letin ilgisi bakımından bazı izah larda bulunacağını söyliyerek söz almış ve demiştir ki: * — Arkadaşlar, dün komisyonlarda ben de Bulundum. Ve galışmalarına iş - tirak ettim. Komisyonların bazıları sa. bahtan akçama kadar mauntazaman Çü lesti. Arkadaşların bir çoklarının neş- riyat meselesi etrafındaki noktel na - garlarını uzün boylu ginledik. Arka - daşların dertleri © kadar çok idi ki ve arkadaşlar o kadar ehemmiyetli mesele Jere temas ettiler ki - böyle bir basın kurultayının hakikaten ne kadar Tüzüm- lu ve faydalı olduğunu ben orada bir kere daha anladım. Bu itibarla mât- müdürlüğüne arzı teşekkür buat umum ederim. Bizim daha doğrusu iünkılabın mat- buattan ve basından istediği şey nedir? Arkadaşlar, biz büyük devrim atia- yısları geçirmekte olan bir milletiz. ve kendi amacrmız içinde ilerlemekteyiz, Bir bu amacımız — içinde — ilerlerken matbuatra da bizimle beraber bir hava - da ve bizimle beraber elelele aynı heye- Can ve imanı kalplerinde taşıyarak ve çarparak yürümesi — lazımadır. Denile- bilir ki matbuat bu vazifesini şimdiye kadar yapmıyor muydur Hiç şüpbe yok ki büyük türk devriminde türk matbu- atının büyük faydası ve gok büyük te- çiri olmuştur. Amma biz bütün inkı- lab havası içinde matbuatın teşriki me- al etmesine kıyımet Ve ebemmiyet ve- oruz. Meselâ inkılab fırkası aile ına ebemmiyet verir ve hürmet Binsenaleyh matbustımızda da ava esmesi İszımdır.. esısları eder. ona nazaran bir bi İnkılab tırkası daima realiteye ehem * miyet verir, Binacnaleyh bir çok hi - kâyelerin, hakikatlerle Aalakası olmr - yan tarihi hikâyelerin bizim gihniyeti- mizle, inkelab zihaiyetiyle alakası yök- tur. Yani bu itibarla ve bu noktai na- zardandır ki bütün matbustın da bizim yaşadığımız inkılab havası içinde ya - Arkeadaşlar, matbuat bilhassa son sa- matılarda çok büyük ehemmiyet ve kıy- met iktisab etmiştir. Bir asırdanberi ehemmiyeti fevkalade — arcmakta olan matbuat sayesindedir idl geçen asır, bu zamanın halk hükümetlerini doğurmuş- tur. Eğer matbuat olmamış olsaydı halk hükümetinin ve devletinin, büyük halk- gçılık prensipinin doğabilmesine ve ya- şayabilmesine imkân yoktu. Bu, matbır- at xayesinde hakiket olmuştur. Matbuatta bu büyük telfik kuvveti varken devlet matbuat karşısında elbet- te lâkayıt kalamaz. Onun için 19 uncu asırdan itibaren amme bizmetleri üze- rinde vazifeleri günden güne çoğalan devlet, matbuata kendisine göre bir is- tikamet vermek ve ons kendi esasları üzerinden bir yöndem vermek mecbu riyet ve zaruretini duymuştur. 19 uncu asrın en liberal havası için de bile matbust kanmunları yapılmak su- retiyle matbustın sahsi faaliyetine bir çizgi çizilmiş ve ona bir istikamet ve- rilmiştir. Binaenaleyh batbuatın bu ar- tan ehemmiyeti ile elbette devletin a - lakası vardır ve ona karşı bir istika - met alınacaktır. Her memleket kendi matbuatına bir istikamet — ve yöndem vermiştir. Bizim matbuatımızın isti - kameti nedir? Ne olacaktır? Arkadaşlar ; Büyük Önderimiz yedi sene evel irad ettiği bir. nutukla bu İstikameti vermiştir. Bundan hirkaç parçayı okumak iste- rim: İnsanların vicdaniyatı matbuat hür- riyeti ve hürriyeti siyasiyenin tecelliyar ti gibi nefselemirde aziz olan avamılin heyeti içtimaiyeyi ıstitsp ve tereddiye sevkedecek galat surette istimal olun- masrna bizzat vücudu içtimainin hikme- ti hayatı manidir. Muhakkaktır ki cumuriyet devrinin kendi zihniyet ve ahlâkiyatı ile müte- halli matbuatımı gene ancak cumuriye- tin kendisi yetiştirir. Bir taraftan geç- miş devirler matbuatımın — ve müntesiplerinin gayri kabili rslah olan- darı nazarr millette teayyün ederken di- ger taraftan cumuriyet marbuatının ve- amniz ve feyizli sahası — ittisa ve İtilâ et- mektedit. Büyük ve necip milletimizin yeni hayatı mesai ve medeniyetini tesis ve teçhiz edecek ancak bu yeni zihniyet- teki matbuat olacaktır. (Alkışlar.) Arkadaşlar, bu esas içinde matbuatı- mıza bir istikamet verilmiştir. Matbuat kanunu ve müdürlüğünün teşkiline mü- teallik olan kanun işte bu esastan kuv- vet ve bu esastan ruh almıştır. Arkadaşlar, bütün bu vaziyet içinde matbuat denilen şey ne olacaktır dene- bilir. Arkadaşlar, hiç şüphe yoktur ki ka- mülist rejimi bürriyeti matbuata ve viodan hürriyetine kıymet ve ehemmiyet evrakı yerir. Kamilist rejiminde hürriyeti matbuata nasıl kıymet vezildiği ve bu- nun hudutlarının nasıl çİZİ. gene İ- nönünün matbuat hakkında söylediği gibi bir söylevle ifade etmek isterim. Zannederim ki matbuat kanununua müzakeresi esnasında İnönü diyor ki; «Bitinci mesele şudur: matbuat hürti. yeti bu asrın en iyi ve en müeşsir vası- dan biridir. Matbuat olmaksızın | taresinin bulunduğunu farzetmek ihtimeli yoktur, İkinci mesele şudur: Metbuat, hürriyeti — iyi kullanılmıyan yerde a memleketin felsketine sebeb o- İur ve o memileketin batırılmasını tacil eder. Bunların ikisini de bir memleke- imesi için, telif etmek mec- ti halk tin yaşayabil buridir. » Hiç şüphe yoktur ki bu serbestil hürriyet, 19 uncu asırda — ve bilhassa fransız inkılaborlığında yer almış olan ve ondan sonra bir mevcudiyet manası yerilen mutlak bir hürriyet yoktur, Hürziyet elle tutulan bir şey değildir. Bu, içtimat heyetin gene amme menlâ- atleri muvacebesinde çizmiş olduğu sa- iehiyetlerden ibarettir. Binaenaleyh bi- zim hürriyetimiz. amme menfzatlerine uygun bir şekilde çizilmiş ve çizilecek- tir. Bu hele nazaran metbuat kanunu - muz ve ondan s$onra inkılab hüvası için- de, başın hayatına vermek östeğiğimiz yeni şekil, hürriyeti ..mı(ed'ıhıı bir takyidi şeklinde asla tolukki cdl_emeı. Ve edilmemek icabeder, Bu projenin va mazbatanın istinad ettiği eses buna Üyeler, kurultay kapandıktan sonra İç Bakanlık kutağı önünde başkan Bay Şükrü Kaya ile birlikte müstenittir. Ve sözümü bunu söylemek- le bitiriyonum arkadaşlar, ( Alkışlar). Necib Ali Küçükanın bu sözlerin - den sonra işbirliği komisyonunun ra - poru oya konmuş ve kabul edilmiş ve ertik komisyonunun — raporuna geçil - miştir. Raporu izah eden komisyon başkanı Ziya Gevher Etili komisyonun kendi- sine verilmiş 'olan iş üzerindeki görüş- mesinde ilk safta hüküm süren fikrin basın aylesinin özel ve şahsiğ işlerini gözden geçirmek değil, bası aylesinin bu devrim içinde nasr) faydalı bir un- sur olabileceğinin incelenmesi fikri ol- duğuna işaret ederek demiştir ki: * — Zannederim ki komisyonun re- poru bu bakımdan kurultayın fikeini anlatmaktadır. Biz böyle bir kütleyiz ki kafamızda ve gönlümüzde yalnız bu devrime çalışmaktan baska hiç bir ar- zumuz yoktur.,, Ertik komizyonu başkanı — bundan sonra komisyonun kurulması esasları - nı incelemiş basın kurumunun kimler - den ibaret olması gerekeceğini izah etmiş ve basın aylesi içinde en küçük hizmet almış olan insanların bile bu ay- le dışında tutulmadığına işaret etmiş ve gazeteciliği kendisine ertik edinmiş ve bundan ne pahaama olursa olsun ayrıl- mamak karariyle çalışmakta bulunmuş olan yazmanlar basın kurumunun bel- kemiği olduğunu basın evi sahibleri, ki- tapçı, dizmen, daktilo, isteno ve öteki unsurların da ayrı ayrı kollar halinde bu kurumda bulunacaklarını, herkesin bu kuruma girmek zorunda tutulacağı- nı söylemiş ve komisyonun bu kolları ne suretle benimsiyeceğini söylemiye - bu işi kurultayın seçeceği kurula bırak- tığını söylemiştir. Ziya Gevher Etili komisyonun ga - zetecilerin ertiksel gelişmeleri Işi üze - Basın kurultayının kapanması do « Tayısiyle dün akşam İç İşler Bakanı B. Şükrü Kaya tarafından verilen şölende güzel bir rastlama eseri olarak dün Am- karaya gelmiş olan altı güney Ameri - kas; gazetecisi de huzar buluannışlar - dir. Bunlar arasında Sendominik dış işleti bakanlığına Türkiyeye ayak bas- tığı gün atandığını haber alan B. El - las Brache Hijo şölen sırasında verilen söylevlerin heyecanına. kapılarak &n ; cak ana dili ile konuşursa duygularımı anlatabileceğini söylemiş ve verdiği çok canlı söylevde şöyle demiştir: rinde de ısrarla durmuş olduğunu kayı dederek bütün gazetecilerin devam xo- runda tutulacakları bir gazetecilik aka- demisinin kurulmasında faydalar göt * düklerini söylemiş ve demiştir ki: *— Kurultayın urun müddet çahş- masına imkân bulunmadığı gibi uzun zamana tevakkuf eden kanunlârı okü » mak, bir çok memleketlerde cari usulle- ri tetkik ederek bir - iş yapmak imkânı da yöktür, Bunun için kendisine kurul- tay salâhiyetlerini vereceğimiz bir heye tin teşkilini ve bu heyoete hükümet ve Parti tarafından aza gönderilmesini is - tedik.,, Haydar Rüştü (Denizli) böyleikle kurulacak komisyonda öy sayısının ne olacağını sormuş, Ziya Gevher de bu mâ selenin düşünülmediği ve buna — lüzun görülmediği ve kurultayın buna belit - mede serbest olduğu cevabını vermiştir. Oyların belitilmesi ve gazeteler ile dergiler arasında ayrım şekli Üzerinde geçen kısa bir görüşme olmuş ve bua- rada bir üyenin kurultay komisyonla « nn seçim tarzı etrafındaki düşüncesi « ne karşılık olarak Ercüment Ekrem Ta- lu; “Ben bir arkadaşımın takririyle inti- hap edildim..; demiş, Aka - Cündüz det “Biz yeni Türkiye içerisinde kendi kene dimize harekette başı boş adamlar deği« liz. Bir disiplin ve gönül birliğiyle, söz ve öz birliğiyle bağlanmış insanlarıs,, demiş ve ilâve etmiştir: *— Burada biribirimizi ilk görüye - ruz, Kısa bir zamanda anlaşmağa ve ta- nışmağa imkân yoktur. Bundan dolayı- dır ki her kurultayda olduğu gibi bir ar- kadaş teklifte bulunur ve kabul veya reddedilir, bu hepimizin hakkıdır.,. Görüşmenin yeterliği kabul edilerek ertik komisyonu raporu Oya konmuş ve kabul edilmiş ve gelecek kurultaya ka « (Sayıfayı çeviriniz) ——— L “üney Amerikasından gelen gazeteciler şehrimizde « — Harbsonu dünyasında yapilmış olan bir çok devrimler gördük. Memm deketinizden aldığım izlere (intiba) da- yanarak açıkça iddia edebilirim ki türk devrimi diğer biç bir ulusun devrim'e- riyle kıyaslanamıyacak - kadat eşsiz ve tektir. Ulusunuzun — doğusal kapasite- Fakat, hiç bir siyle övünebilirsiniz. böyle bir ulusun doğusal kapasitesi devrimi başarmak için yetemez. OÖnu 1a mamlıyan başka bir etkeye de (âmi') ihtiyaç vardır. Bu etke ulusun başına geçen önderlerin gdekasıdır. Türk uhrsa öke (Dâhi) önderlere milik o'mak mutluluğuna erişmiş bir ulustur...