0 MAYIS 1935 CUMA ULUS îğüyük Kurultay Z çıldı. (Başı 1 inci sayıfada) Arkadaşlar; Geçen dört yıl içinde bir önemli hadise de Balkan Paktıdır. Dört devlet, kendi güvenleri için ve Balkanların, karışma ve karıştırma ko- nusu olmaktan çıkması için içten bir kanağatla biribirlerine bağlanmışlardır. Balkanlı bağla- şıklarımızla gittikçe artan bir beraberlik ve da- Yanışma sıyasası güdüyoruz. Yükenlerimizin gereklerini, kesin bir bayrılıkla gözetiyoruz. Asıl dikkate değen Balkan Paktınım, daha bir nde, arsrulusal barış için büyük bir etke olduğunun anlaşılmasıdır. Balkan Paktı, gittik- çe, Avrupa barışmım başlıca temel taşlarından biri olmak yerindedir. Geçen dört yılm şerefli hadiselerinden biri olmak üzere, İran Şahinşahmım, sayın konuğu- mMmuz olduğunu kıvançla hatırlatırım. Bu şahsiğ tanışmadan iki memleketin kazandığı faydalar pek geniş olmustur. İki kardeş ulusun arasını açacak hiç bir mesele kalmadığı ilân edilmiş ve biribirinin bahtıyarlığından, kuvetli olmaların- dan başka dilekleri bulunmadığı anlaşılmıştır. Afgan devletinin uluslar sosyetesine girişini selâmlamakla bahtıyar olduk. Bu kardeş ulus İle dostlak bağlarımız mutlu bir surette - ilerle- mektedir. Yakm komşsularımızla ve uzak devletlerle o- lan ilgilerimiz, genel olarak, nomal ve dostça- dır. Arsrulusal ilgilerin gerektirdiği bütün de- Betleri ve konuşmaları kıvançla kolaylaştırryo- ruz. Türkiye cumuriyeti arsmulusal ailenin, ancak faydalı, çalışkan ve'i_vl geçimli bir unsuru olmak , Uluslar sosyetesinde ciddiğ barış steğile çalışıyoruz. Uluslar sosyetesinin, arsıulusal güveni arttı- racak, geçmişten kalma hastalıkları iyileştire- cek insaniğ sonuçlara varabilmesi başlıca di- leklerimizdendir. Arkadaşlar; Arsmmlusal düurüum nazik bir buhran geçir- mektedir. Eski ve büyük anlaşmazlık, son ça- tışmalarla heyecanlı bir noktaya gelmiştir. Bu- günkü yüksek insanlığım, ulusları biribirine yaklaştırma çaresini bularak, genel güvensiz- liği ortadan kaldırmasmı ummak İsteriz, Bununla beraber bütün dünya gidişini göz önünde tutarak, dikkatli, hazırlıklı, uyanık bu- lunmak lüzumuna kanığız. Gene bu kanağatla- dır ki, dostluklarımıza bağlı ve bütün ilgileri- | bir sıyasa ile elimizden geldiği ka- mizde e) arısı korumak İstiyoruz. dar genel Bayanlar, Baylar; Size biraz da parti n son yıllardaki öz ha- yat ve kmavından bahserleyim. Geçen kurulta- ym parti örgütlerine vermiş olduğu çalışma yöneti çok faydalı ve verimli olmuştur. Parti aymakta i. prensiplerimizi anlatmakta, güvenlerini ün yurddaşların sevgilerini, kazanmakta, kendilerinden beklendiği gibi ha- reket etmişlerdir. Parti -seçimlerinin canlı ve özenli bir tarzda oluşu hayatımızda önemli bir ilerleyiştir. Partimizin, halkevleriyle bütün yurddaşlara kucağını açması vatanda sosyal ve kültürel bir sıyasal devrim yaptı. Sevgili arkadaşlar; Cumuriyet Halk Partisinin esas düşünce ve dileği, vatandaşları her türlü ayrılıktan koru- mak, onları, kendileri ve büyük türk ulusu için faydalr kılmaktır. Programımızda iş bölümlerinin her birinde bulunan, yurddaşlarm özel ve genel asığları ve genlikleri, ayrasız, göz önünde tutulmuştur. Bu hakikatın bütün yurddaslarca, yalın olarak, bi- linmesi çok önemlidir. Bunu yurddaşlara an- latmak ve bu suretle onların sevg'lerini ve gü- venlerini kazanmak, parti üyelerinin kutsal ö- devidir. Türk ulusu kendisine hizmet edenleri, sürel bir surette, değerlemiş ve onlara önvermiştir. Son saylav seçiminde partimizin ulusun gü- venini kazanması bize, çalışmamızda yeniden büyük şevk ve kuvet vermiştir. Ulusa hizmet yolunda bütün varlığımızla çalışmak, parti üyelerinin bozulmaz andıdır. Hamid Ataç, Gümüşane Kurultay nasıl açıldı? Dün.sabah, daha taddelerde — ve sokaklarda günkünden başka bir canlılık, ka- labalık görülüyordu. Bütün dük - kânlar ve evler türk ve meydan- lar parti bayraklariyle baştanba- şa donanmış, başlıca caddelere devrim hızını ve ulusal ülküleri anlatan dövizler gerilmişti. Caddeleri kaplayan kalabalık, öğleden sonra büsbütün sıklaştı. Hakimiyeti Milliye meydanına doğru büyük bir akın başladı. Sa- at ikiden sonra bu meydan, Parti ve Kamutayın önü bir insan du- variyle kaplanmıştı. Halk, cad - deden geçecek görmeye can atıyordu. Atatürk, halkın alkışları ara - sında Kamutaya geldi, büyük sa - erkenden her olan Atatürk'ü londa arka sıralarda üyelerin ara- sında bir yere oturdu. Kamutay salonu, locaları ve dinleyiciler ye- ri, kaprlarına kadar hımncahıme bir kalabalıkla dolmuştu. Saylavların bir kısmı ayakta kalmışlardı. Her- kes, heyecanla — ve sabırsızlıkla, büyük söylevi bekliyordu. Tam on beşte Kurultayı Baş bakan İsmet İnönü açtıktan sor”a yerini Atatürk'e — bıraktı. Büyük Önder, salonu dolduran ve sayısı bini geçen kalabalığın gök gürül- i andıran alkışları arasında kürsüye geldi. “Kurultayın sayın Üyelerir, diye söze başladı. Söz - ler çıt çıkmıyan — salonda, sanki Ömderin ağzından doğrudan doğ: Tuya dinliyenlerin kalbine bir ha- Yat kaynağı gibi akıyordu. tüsü, a O ŞER) C, H, Partisi Kurultay Bildiriği C. H. P. Büyük Kurultayını dün saat 15 de Genel Başkan vekili İsmet İnönü açtı ve tüzüke göre iki asbaşkan ile dört sekreter se- çimini diledi. Bunun üzerine Bü- yük Kurultay — asbaşkanlıklarına Abdülhalik Renda ve Saffet A. rıkan, sekreterliklere de Etem Kadri (Aydın), İbrahim Akıncı (Edirne), Fakihe Öymen (İstan- bul), Naşid Uluğ (Kütahya) se- çildiler. Bundan sönra üyeler a- ryasında oturmakta olan Parti Ge- nel Başkanı Atatürk sürekli al - kış ve yaşa sesleri arasında kür- süye gelerek söylevlerini yaptılar. Beş dakika aramdan sonra Ab - dülhalik Rendanın başkanlığı al- tında ikinci toplantıda nizamna - me, program, hesab, dilek encü - menleri seçimleri yapıldı. Genel Kitibliğin — Kurultaya sunulan işleri encümenlere hava- lesini istediği bitikler ve yurdun her tarafından - gelen kutlama telgrafları okundu. Kumlu?' baş kanlığınca karşılık verilı?oıı ka - rariyle 12.5.935 pazar günü saat 15 de toplanmak üzere çalışma - m verildi. Bi :2.5.935 cuma günü (bugün) saat 10 da bütün encümen.ler top- lanarak seçimlerini yapıp işe baş- lıyacaklardır. “ee Komisyonlara adları aşağı ya- zılı olan üyeler seçilmiştir: ogram komisyonu Pl;r.gGılib Üstün, Sinob. Neşet, Aydın Ferid Celal, İçel Bayan Onaran, M_ıu, Ferid Doğu, Bilecik Şemseddin Günaltay, Sıvas Dr. Muhtar Berker, İçel Muhiddin Dinçsoy, Urfa Durak Sakarya, Gümüşana Kâmil Başhan, Burdur Vasıf Çınay, Malatya Şevki Ergün, Konya Dr. Asım Sirel Samsun Hacim Kezer, Balıkesin Hesab komisyonu Ekrem Pekel, Yozgad Damar Arıkoğlu, Seyhan Şükrü Gökberk, İstanbul Rıfkı Gürman, Bursa Tahir Taner, Kırklareli Haşim Kulalı, Manisa Dr. Mitat Altıok, Zongulaak Dr. Yusuf Hikmet, Ankara Hakkı Ongan, Van Cevad Köstekçi, Çorum Rifat Börekçi, Ankara Tahsin Ünel, Seyhan Safder Taşpınar, Afyon Cemal Tekin, Konya Ziya Basa, Çoruh. Dilek komisyonu Ali Fuad Unal, Konya Dr. Mustafa Cantekin, Çorum Salim Altuğ, Kars Şakir Öztürk, Yozgad Mümtaz Ökmen, Ankara Şevket Eren, Çorum Hayrullah Erğin, İstanbu' Veli Gürleyük, Sıvas Hakkı Tarık Us, Giresun Şükrü Nayman, Kayseri Mazlume Savaş, Sinob Mustafa Bayram, Çankırı Meliha Ulaş, Samsun Osman Taner, Malatya Lütfi Gören, Bolu Ziya Sıdal, Ankara Hüsameddin Aybek, Tokad Hüseyin Tirvakioğlu, Afyon Sedat Pek, Kocaeli Süreyya, Kırklareli Mehmed Tevfik İnönü, Malatya Lütfi Müfid Özdes, Kırşehir Galib Demirel, Afyon Akastindüz, Ankara AH Yetkin, Gazi Anteb. Notlar SAYIYA 3 —— Nacar toprağı, Macar hayvanı İm : v Bir macar köyünde Bu yazıdaki kılavuz kelimeleri: Na- tür — tabist, kuzey — şimal, güney cetub, uçak — tayyare, kudsal — si, çıkat — jkracat, ak — daha eyi- tirmek, nomal i, tecim — ticaret, meağden — — hububat, kotarılmak — tormal, endüstri maden, tah halledilmek. Tuna ve Tiza'nın nemlendirip beseldiği geniş ova, macar n yüreğine en üstün sevg | Tp macar at çobanı (Çikoş) &- #gisini, natür sevgi- r. Asyadan çiftçi- liği öğrenmiş olarak Orta Avrupa- ya gelen macarlar, hayvancılık - tan hiç ayrılmamışlar, hayvanı a- ilenin bir cüzü tanımışlar, büyük hayvan varlıklarını geniş otlak - lara, haralara yaymışlardır. Tuna, batı kuzeyinden ü”:e ye girer, ovayı ortasından yarar geçer. Tiza da kuzeyden girer, doğuya doğru akar, Tuna gibi güneyden çıkar. Bu can damarlarının besledi ği geniş ovayı uçakla geçenler, her yanı bir başka renkte işlenmiş bir iskoç kumaşının üzerinden kay dıklarını sanırlar. Macaristan - da sapan değmemiş — işlenebilir toprak macar "ntsallaşmıştır. macar ve sözleri hep bunu anlatır. Bu iskoç ku: maşmın Üüstün « de yeşil ve göl- geli bir — şerid halinde iki sı - ralı top akas - yanın birbirine bağladığı köy - ler, sıktır, top « ludur ve kala » balıktır. El değme « miş toprak par- çaları tâ uzak- tan seçilir, bu- rası — herhal - ulusal dans.. de geniş bir otlaktır, yaklaştıkça uçağın gürültüsünden Ür'. » £ ve sığır sürülerinin tozu dumana katarak kaçıştığı görülür. Hayvan, macar çıkatının en ö nemli kısmıdır. Macarlar yıllarca uğraşarak hayvanlarının nesilleri ni arıtmışlar ve bu işi enikoacu Orta Avrupada kendilerine has - re'mişlerdi. Hayvan, macar çıkasının üç - te biridir. Nomal yıllarda Maca- ristan, 860.000 baş at, 1.784.000 sığır, 2.361.000 domuz, — 22.000 keçi, 4.300 eşek, 1.250 katır ve 1.463.000 tavuk, hindi, — kaz ve ördek çıkarıyordu. #a Çikoş (at çobanı) macar ova- sının efesidir. Kaz tüyleri ile süs- lü geniş siyalı şapkasını — başına reçirmiş, uzun etekli siyah elbi. Macaristanda bir köy evinde süslü bir oda | sesinin üzerine beyaz ve jslemeli abasını atmış, kocaman J psunu tüttüren, sert bakışlı, elmacık ke- mikleri çıkık çikoş Attila ordula. rından bir sınır gözcüsüne ben - Zzerv. Beş yüzlük bir sürüyü, ço - man bir tek çikoş, uzun deri ka- Bir macar köylüsü ulusal kıyafeti ile