27 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

27 Nisan 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

: SAYIRPA 4 Tıxınisin yazısı Gene boğaz!lar 20 misan 183$ tarihli Tayınis , —..c1e - «i “Gene boğazlar,, başlığı altında yaz - muş olduğu bir yazıda diyor ki: 'Türkiye dış bakanı B. Tevfik Rüştü Aras, Cenevrede gene boğazlar ve bo - gazların tahkimi sorumunu ortaya attı. sonra bir gırasını getirerek bu bahse girmiş ve konseydeki arkadaşlarına Lo- zan andlaşmasının iki sınır mıntaka- gını yadsüel bir hale koymak ve boğaz- ların tahkimini menetmek — suretiyle mu söylemiştir. Bundan sonra türk dış bakanı, Al - manyanın eski müttefiklerinin bütün mekeri kösteklerden sıyrıldıkları bir mırada Türkiye'nin Karadenir ve Çanak- kale boğazlarını tahkim etmek hakkını istiyeceğini açıkça ortaya atmıştır. Bay Tevfik Rüştü'nün bütün bu as- Konseyde ve uluslar sosyetesinde kendilerini ilgilendiren işleri olduğu için oraya gelmiş olan fransız, ve ingi- liz murahhasları her halde ortaya yeni gıkan bu teklifi iyi karşılamamışlardır. Bu sorum, Bay Con Saymen'in de #öylediği gibi hemen görüşülecek bir evedide olmadığı gibi ilgililer, bumun Açin kendi özel düşüncelerini — sakla - maktadırlar. Hiç şüphe yok ki, Türkiye hükümeti bu dileğini ergeç ortaya atacaktı. Avus- turya'ya, Macaristan'a, hele çimalde Türkiyenin komşusu olan Bulgaristana mekeri haklarda eşitlik verilmesi konu- gulması ortaya konduğu şu “sıralarda türkler, bunu bu dileklerini ileriye sür- me kiçin bir behane yapmışlardır. Fa « kat bu, bir behaneden fazla bir şey de- gildir. Fakat bu iki hadise arasında mantı- ki bir ilgi bulmak imkâasızdır. Alman- yanın — ve Türkiyenin — eski mütte « fiklerinin kendilerine St. jermen, Tri. yanon ve Nöyi andlaşmalarının yük » Yemiş olduğu askeri kayıdlardan kurtar» —ı için uğraşacakları tabildir. Onla « rın komşulariyle — askerlikçe eşitlik istemelerinin yeri belki vardır; fakat bununla Türkiyenin sırasını getirib ken- di andlaşmasının bir maddesini değiş- tirmek istemesi arasında bir benzerlik yoktur. Türkler, avusturyalılar, macar- lar ve bulgarlar gibi kenilerine dikte ettirilen bir barış andlaşması imzalama- mışlardır. Onlar, tamamiyle cşit hak- larla ve eşit şartlar içinde uzun uzun konuşmalar ve pazarlıklardan sonra Lozan muahedesini imzalamışlardı. Bu konuşmalarda bulunan bir kimse, müt- tefiklerin mi, yoksa biribirinden ayrı düşünmeğe başlryan muhatablarına do- Buda yeniden düşmanlığın başlaması Bgözdağını vererek türklerin mi madde- leri dikte ettirdiklerini pekâlâ söyliye- bilir. Avusturya ve Macaristanın askert geleceği ile hemen hiç bir ilgisi olmr - yan Türkiye, Nöyi andlaşmasındaki as. keri maddeler yeniden gözden geçirile- cek iye boğazları tahkime kalkışmakta kendisini neden haklı görüyor? “Türfkiye ile Bulgaristan uluslar sos- yetesinde üyedirler ve ikisi de onun anayasasına bağlıdır'ar, Bu iki devlet biytaraflık ve yarğıç- Yik andlaşmaları — imzalamışlardır. ve ber ikisiin de ulusal azığlarınm ger - gekten biribirine karşı olduğu umul - maz Eğer bu düşünler, bugünkü Türkiye- de son sözü söylemek mevkiinde — olan asker realistlere fazla akademik görü - nüvse diyelim ki, Türkiye'nin mütusuü d8 ordusu da Bulgaristandan fa: «dr. Bu suretle Türkiye, Trakya'nın gayri askeri mıntakasında kuvvetli asker kı- taları bulundurabilecektir; aitekim bu- lundurmaktadır da. Aynı zamanda Türkiye Balkan an - laşmasında bir üyedir ve balkanlarda- ki öteki devletlerle olan münasebetleri fazlasiyle dostçadır. Bundan dolayı Bulgaristanın yeni - den silâhlanması imkânı, Türkiye'nin boğazlar sorumunu yeniden ortaya çı - karması için bir sebeb diye onanamaz. Bundan türklerin bugünkü günde Lozanda daha fazla şeyler koparmış ol- maları gerektiğini düşünmekte ve o za- man İtalya, Fransa ve İngiltere'nin muvaffakiyetle karşı durduklarş imti- yazları şimdi ele geçirmeğe çalıştıkları anlamı çıkarılabilir. Bu durum bir başka türlü de anla - tılabilir. Cenevrede genel durum hak - kında söylediği bir diyevde Bay Litvi- nof, kıyıları türk baruları ile korun - lJaşma imkânı bulunacağı ümidini orta- ya atmıştır. Rusya zaten bugünkü boğaz. Tar idaresi gekline karşı önce protesto da bulunmuştu. Bundan dolayı Türki- yenin mutlaka Rusyaya askeri ve bahri gizli bir andlaşma ile bağlı olduğu so- nucunu çıkarmak lâzımgelmez, Böyle bir şeyin mevcudiyeti res- miğ olarak tekzib edilmiştir. Sonra Rusya Sü bakanlığı pekâlâ bilir ki türk- ler jher iki boğazı da 1915 de müttefik- lerin yaptıkları saldırışa karşı yapıldı- gondan daha kıta bir zamanda, kırk se- kiz sazt içerisinde kapayabilirler. Fakat işi bir kat daha emniyet altı « ma almak için olacak ki İngilterenin pek esaslı telâkki ettiği Lozan andlaşması- mın askeri bir maddesinin yeniden göz - den geçirilmesi bahsinde Bay Litvinof, türk teklifine yardımcı görünmüştür. PFransa, İtalya ve İngilterenin bugün- kü boğazlar durumunun değiştirilmesi. ni âyi karşılamaları için ortada hiç bir sebeb yoktur. - Bu şekil, arsıulusal bir sorumun bel- ki de bir zaman için yapılmış bir ko - tarma şeklidir ki böyle durumlar ba - zan şaşılacak kadar uzun sürerler. 'Trova savaşlarından bugüne kadar Çanakkale boğazınm kapanması, yahud açılması için binlerce insanın kanı, Ge- libolu yarımadası topraklarına akmıştır; orada birçok fransız ve ingiliz askerleri de ölmüşlerdir. Tabii, türklerin yolun- ca İleriye sürdükleri dileğin Cenevre - de dinlenmeğe ve konuşulmağa değeri wardır, Faket türklerin diledikleri deği- şikliği elde edebilecekleri pek varid gö- rülemez; zira buna kargı birçok kuv- vetli belgeler vardır. Bu sorum, Rusyadan, Türkiyeden ve bütün Akdeniz uluslarından başkalarır mr da ilgilendirir. Almanyadan — Bul - garistan'a kadar Karadeniz ve boğaz yo- lundan istifade eden bütün devletlerin bu sorum konuşulduğu zaman reyleri - ni almak gerekliği vardır. Alman silâhlanması yüzünden telâş ve heyecana düşen batı devletlerinin bir gün hayflanacakları bir değişmeyi onamaları için sebeb yoktur. Dergiler HAVACILIK VE SPOR. (Havacılık ve Spor) un “141,, inci sayısı her okuyanda ilgi u- yandıracak konularla dolu olarak çıkmıştır. Bu sayıdaki; “Günün en güvenli taşıma vasıtası,, “Hava hukuku,, , “Havada olup bitenler,, “Nüzhet Haşim'in “Yediden yet- mişe kadar,, yazısı, “Yelken uçu- şu,, “Motörsüz tayyare haberleri,, “Sporda yaş,, “Bir ingiliz tayya- recisinin anlattıkları,, “Server Zi- ya Gürevin'in bir şiirile bir hikâ- yesi, Ankara kayakçılarının Ulu- dağ gezintisi,, gibi çeşitli yazılar- dan başka okurlara parasız bir “tayyare modeli,, verilmektedir. Yirmi beş resimle süslenmiş olan bu sayıyı herhalde bir kere görü- nüz. Yunanistanda rejim sorumu Hükümet taraftarı “Proja,, gazetesi geçenlerde dikkate değer bir Londra telgrafı neşretmişti. Bu telgrafta (deyli Telgraf) gaze - tesinde Yunanistan durumunu çok iyi bilen bir zata atfen çıkan bir mektup - tan bahsedilmekte ve mektubun içinde- kiler hakkında şu izahat verilemekte idi: Buna göre bu zat 1 mart hadiscsi etrafında yabancı gazeteler tarafından ilerj sürülen düsünceleri anlattıktan sonra şu sonuca varmaktadır: “Yuna - nistanda cumuriyetin kutulmasından beri $ azı ve birçok karışıklıklar olmuş bulunması, cumuriyet rejiminin muvaf- fak olmadığını göstermektedir. Bu memlekette tabif şartların geni gelmesi için biriçik çare, biran önce karallığın iadesidir.,, Öte taraftan “Britich Reviev,, da gene bu sorum hakkında aynı sonuca varan bir baş maköle yazmaktadır. (Proia) gazetesinin “ingilizler, mem- lekette sağlam bir rejim kurulması için biricik çarenin karallığın yeniden kurul. ması olduğunu telkin ediyorlar.,, başlığı altında çıkardığı bu telgrafın tahliline basrettiği baş yazışında (Hestia) önce Deyti 'Telgraf'da çıkan mektup sahibi - min hüviyetini araştırarak şu sonuca varmaktadır. “Bu zat, galiba Elen donanmasını ıslah için gelen bir ingiliz deniz heye- tinin başkanı olan Amiral Carr'dır. A- miral Carr, ölen kıral Kostantin'in ve bugünkü kıral Dinastis'in üyelerinin şahet dostu bulunmakta, bununla bera - ber İngilterede kendisine o kadar fazla önem verilmemektedir. Bundan ötürü, İngilterenin en ciddi gazetelerinden bi- risinde çıkmış olmasına rağmca bu mek tuba büyük bir önem verilemez, Değil ki, Proja'nın söylediği gibi, bir ingiliz telkini telakki olunabilsin. “British Reviev” ya gelince, bu der- gide İngilterenin resmi veya yarı tesmi düşüncelerini aksettiren — ehemmiyetli bir dergi değildir. * Onun için bu fikirleri ingiliz sryasal çevenlerine yormak doğru olmaz. Fa - kat böyle dahi olsa, bu sorumların hep- si Yunanistanın iç sryasasına sit oldu- gundan her hangisi olursa olsun hiç bir yabancı düşüncenin bu işte en ufak kıy- meti bulunamaz. *“Heştia, bundan sonra B, Çaldaris ve B. Kondilis tarafından söylenen söz. leri ele alarak bunlardan kırallığın ye- miden kurulması gibi bir anlam çıkma « dığını ve bugün de böyle bir. sorumun mevzuu bahsolamıyaacğını - söylemekte ve şu sonucu çıkarmaktadır ki: “Öte taraftan Elen ordasu da böyle bir sıyasayt onayacak gibi görünmemek- tedir. Birinci Kolordu kumandanlığını General Panayotakos'a devreylerken Ge- neral Petridis çıkardığı bir yevmi emir- de ordunun cumuriyet rejimine olan bağlılığını biç bir şüphe götürmiyen cümlelerle belirtmiştir. Bu durumda devletin gelecekteki sı- yasası bakımından, mesul hükümet ile ordunun istekleri hakkrıda açık teza - hurata malik bu'unuyoruz. Bu tezahu « tat, yeni bir sorumun mevzuu bahsedil. ;Mesi korkusunu büsbütün ortadan kal- dıracak mahiyettedir. Bu sorumun orta- ya atacağı birçok iktilattan başka böyle bir iş, Venizelos ile beraberce azı hare- ketini hazırlıyan diğerlerine, vaka geç- tikten sonra hak verebilecek ve içerde yeni yeni ayrılıklar doğuracaktır. Balkan paktı ve Yunanistan Biytaraf Aneksarlıtos gazetesi, yaz- dığı bir yazıda diyor ki: “Yunanistan. daki son devrim hareketi ile ilğilenen dünya gazetelerinde Balkan paktı hak - kında sık sık yazılar görmekteyiz. Öy- le sanıyoruz ki evaret hadisesinin he - müz gizli olan evre ve şartlarını irdele- mek ve aytışmak sırası gelmiştir. Elen halkından şu hakikati saklamak için hiç bir sebeb yoktur. Balkan paktı, yal. nız Yunanistan'daki tehlikeyi değil, yu- mnan kargaşısının Avrupada doğurabile- ceği bütün tehlikeleri de önlemiştir. 1 mart hareketi, Balkan paktının Çaldaris bükümetinin memleketimize olan bü - yük hizmetlerini ölçmeğe yarıyan ilk hakikiğ fırsat olmuştur., Bir remen gazetesinin revizyonizm hakkın- daki düşüncesi Cenevcede toplanan Balkan paktı ve Küçük Attant konseyinden — bahseden “Üniversul,, gazetesi diyor ki: (Balkan antamtı ve Küçük antant konseyinin cenevredeki üsmomal toplan. tısr çok önemlidir. Çünkü gerek küçük antant gerek Balkan antantı, andlaşma- ları değiştirmek isteyen açık bir talep karşısında bulunmaktadırlar. Halbuki gerek hukukan gerek filen andlaşmalar ayrılmaz bir bütündür. Öte taraftan andlaşmalara bu sücl ve tahdidi kayıtlar konurken esasen bun ların o devletler üzerinde doğuracağı hoşnutsuzluklar gözönünde tutulmuştu. Ortaya çıkmakta gecikmeyen bu hoş - nutsuzlukların temeli, saldıcış fikirleri- ne dayanmaktadır. Fakat bu hoşmutsuz- lukları körükliyenler biliyorlar ki yıl « larca haksız olarak ellerinde tuttukları topraklardan bir parçası bile kendile - rine geri verilmiyecektir. Onun için an- laşmalara süc| tahdit kayıtları koyarak bunun önüne geçmek pek tabil idi, Çün- kü, bu devletler silahlandıkları zaman, silahlarına güvenerek bunları geri İs - tiyebilirlerdi. Bugün durum hiç değişmemiştir. Ve revizyoncu hareket, kendisine müsait bir hava yaratabilmek için boyuna uğ- Taşmaktadır. Bu sebepten dolayı, bu gi- bi saldırış istekleri besliyen devletle - Tin fikirlerini MMiyata koyabilmelerine karşı durmak için her zamandan çok dikkatli davranmak gerektir. Bu devlet- lerin durumlarında hiç bir şey değiş - memiştir. Ne revizyonculuktan vazgeç- tiklerini bildirmişler, ne de bir güven- lik garantisi göstermişlerdir. Kendi tabii sorumtarı içinde barışı bir şekilde yaşryanlar ile bir kuvvet hareketi yap - mak için fırsat bekliyenler arasında hak eşitliği mevzuu bahsolamaz. Bir takımlarının saldırış isteklerine — karşı bir takım devletlerin korum hakları bulunması mecburidir. Halbu ki öteki - lerin sitâhlanmağa kalkmaları, istekle - rini filiyata çıkarmağı düşündüklerine bir kanıttır. Ba sebebten dolayı, Küçük Antatn ve Balkan antantının Cenevre Hsnomal toplantısı ve orada ııdlu.b Tar çok önemlidir. (Anadolu Ajansınra Balkan servisinden) Petrol kavgası Alman baber alma bürosuna 19 nisan tarikiyle Vaşington'dan bildiriliyor: hükümeti tarafından kon - muş olan petrol Monopol yasası dola - yrsiyle ortaya çıkan çatışmalar gün geç- tikçe çetinleşmektedir. Japonya, geçen- lerde Büyük Britanya ve Birleşik A - merika hükümetlerine vermiş olduğu bir notada, Mançuri devletini tanıma « mış olmaları dolayısiyle, her iki dev- Tetin de, bu sorumda hesaba katılmala- rını jstemek hakları olmadığını bildir - miştir. Bundan başka, Mançuri, Ameri- kanın kendisine doğrudan doğruya müracaat edebileceği müstakil bir dev- let olduğunu da notasında hatırlatmıştır Amerika bu notaya bugün — karşılığını vermiş ve bunda, eski düşüncesinden ayrılmamıştır. Vaşlagğton bu karşılığın. da, Mançuri devletinin meydana gel - mesinden Japonyanın mesul olduğunu ve bu hareketinin devletler misakına ve açık kapı sıyasasına aykırı olduğu - nu söylemektedir. Bundan dolayı, ame- tikan petrollerinin müsavatsız bir mu- amele görmesi durumunu Japonya mey- dana getirmiş olduğundan bu durumu ortadan kaldırma ödevi de Japonyaya ; Amerika hükümetini pet- rolden daha çök temelli bir torum olan e 27 NİSAN 1835 CUMAKSEL | Alman protestosli 21 nixan 1935 tarihli Berlinez Tagblik güzetesi, Almanyarın vermiş olduğt Pprotesto notası münasebetiyle yazdığt bir yazıda diyor ki: 4 Uluslar sosyetesi konseyinin 17 ni * san tarihli - rına karşı, konsey Üyel rinin her birine ayrı ayrı ve dolayısil8 hepsine birden gereken karşılığı ve! Almanye'ya bir sürü suçlar — yükliş bu karar kesin şekilde reddedilmiştif İngiliz gazetelerinin bu karardafi Bonra sorumu tevile kalkışmaları, yi kın ilgileri olan ingiliz hükümetiniti | bu kararı ciddi telakki etmediği veyi ciddi telâkki edülmiş olduğunu anlamak | bile istemiyorlarmış tesirini uyandıra 4 bilir. Biz bu kadar saygısız değiliz. Ah manya bu kararı ciddi buluyor ve eati gerekli bir muamele yapıyor. Raylıs Yüt | kümeti, deha 16 mart tarihli bildiriği | İle, büyük bir ulusa ve devlete durran * dan müsavatsız bir muamele yapmenimi tehlikelerini göstermişti. Hükümet bü bildiriğinde, almanların tahrib — veyi tezlim etmiş olduğu karb malzemesinli | dev gibi rakamlarını barzı devletlerit. hakikiğ bir barışın meydana gelmesi © | rafındaki uğraşmalarının bu rakamları dan daha küçük olmıyan muvaffakiyete sizliğini hatırlatmıştır. Almanya, bu defaki karar Üzerine konseyde toplanmış olan devletlerer kendisine karşı birer hakim tavrı takiff mağa hakları olmadığını anlatacak bir — çimde kesin bir karşılık vermiştir. Ge“ | ri kalan sorumlar Üzecinde arlık Al « mapya ile görüşmek için urmud kalma * mış olduğunu söylemeğe bile lüzum 'Öı tür . Yabancı talebeleri . . istemiyorlar Frankfurter Saytung gazetesine Pa risten bildiriliyor: Hükümet, bütün isteklerini yerine getirmiş olmakla beraber fransız Ünis versitelerinde bulunan yabancı talebes lere karşı gösterişler gittikçe çoğalı maktadır. Olan biten şeylerin çoğu haks hr olarak Aasığlarının korunmasından çok, iskandali andırmaktadır. Hekimlile öğrenen talebelerin, âtideki mesleklerie nin yabanerlarla dolmuş taşmış olması« Ma karşı mücadeleye gitişmeleri akla yakın gelmekte ise de, franstz Üniver « sitelerinde okuyan yabancı talebelerin çoğu yalnız tahsilleri müddetince Fran« sada kalmağı düşünen kimstlerdir. Bu bakımdan da, yabancı talebeler zaten; — Fransanım istediği gibi, düşün alanın « da Fransada görülecok ve öğrenilecek ne varsa hepsiyle verim vermek yolun « dan başka bir yol güdmüyorlar. Bu ya- | baneı talebeler, temiz niyet taşıyan ve fransız şehirlerinin, hele Paris'in onları bol bol tatmin etmesine karşı minnet duymaktadırlar. Bunların arasında, vaktiyle Parıs'i bir cennet göziyle görenler var ki, fran- #1z arkadaşlarının bu gösterişlerinden çok acı duymüşlardır. Parisli talebeler yabancı arkadaşlarına — karşı pek kaba | davranmaktadırlar, Son talebe grevin- de kıyameti kopararak Kartiye Letendü dolaşan talebeler ellerinde, yabancılara karşır küfürler daı levhalar - taşmmırş « lardır. Öz dilleriyle konuşmuş olan ya- bancı talebeler ville tokat yağmuruna tutulmuşlar, birçok yerlerde de genç ta- lebe kızlara — sataşılmış saldırılmıştır. Üniversite mahalletinde her ulusa ây « rılmış çevreler dışında kalan her han « — gi bir yabancı talebe kendisinin teh « —| did altında olduğunu hissetmektedir. — Hiç te iyi bir hareket olmayan bu işle - tin önüne geçilmesi için birçok M: (tecrübeler) yapıldı. Nitekim, ameri - kalı, romanyalı ve lehistanlı talebeler, | tıp fakültesi talebelerinin önayak ol « malariyle başlamış olan bu çirkinlikler rin arkası gelmiyecek olursa Fransayı —| bırakıp gidecekterini bildiren protesto- — | larda bulunduler. Ancak bu protestola« ti da hemen hemen hiç okunmryan Vik» —| tuar gazetesinden başka hiç bir Parle ş gazetesi neşretmedi. » 4| Çinde bir japon manopolunün kurulm& — &1 işi ilgilendirmektedir. Bundan böyle Ş bu işler etrafındaki bütün haklarınk muhafaza etmekte olduğunu ve Çindee — ki japon monopol durumunu tanımadır — Şanı bildirmiştir. ş

Bu sayıdan diğer sayfalar: