SAYIFA 4 Alman manevrası 14 Nisan tarihli La Repüblik'ten Üçüncü rayh, bir zamandanberi, po. Htikasına karşı yapılan muhtelif reak - #iyonlardan oldukça mütcessir görün gektedir. Daha önce de, Ak Kitab'n gakınazı, İngiltere, ne kadar barışçı gö- e sanılsa da, hiç de kendini büs - bırakmaya yanaştaryacağını ona anlatmıştı. İtatyada bir sınıfın birden bire askere çağırılması, Fransa tarafın- dan alınan bir takım korumsal tedbirle, BSovyetler Bir Mihlarının duyulür derecede arttırıl - ğinin kesin duruşu ve si- ması, B. Musolini'nin Paris'e bir birleş- me önergelemesi, B. Potemkin'in B. La- val'den misan sonunda bir fransız - sövyet anlaşması imzalamak vadi ka - parmak için ısrarları ve B, Laval'in bu vadi vermiş olması, bütün bunlar Al - manya'ya Ren, Avusturya, Doğuda ol sun, hangi yöneyde olursa olsun"dev - letlerin kendilerini korumaya harzır ol- dük' cını gösteriyordu. BB. Laval ve Musolini'nin Stresa' - daki müdahaleleri gerisini tamamladı. Tuna paktına gizecek bütün devletle - rin konferanaı 20 mayısta Roma'da top- lanmaya çağırılacaktır. Bu — konferans sarih bir salıdırışmamak paktiyle sonuc- lanacaktı. Öte yandan, İtalya doğu pak- tını imzalamayı kabul edecek gibi görü- nüyor, ve Sovyet — Eransız anlaşması Tuna Avrupasının bugünkü durumunu da muhafaza etmeye yarıyacaktır. Bu şartlar içinde, Almanya'nın güney ta - rafında bir şey yapabilmesi hiç olmarsa şimdilik çok güç olacaktır. Ve Doğu tarafımnda bir bareket de — belki Me - mel noktası müstesna — Çok deha teh- Kikeli olacaktır. Şüphbesiz, bu Avusturya nazi parti- sinin teşkilâtlanmasına engel olmuıyor, ve ÂAvusturya — propagandasının yeni merkezi Dresd de yerleşmiş olduğu ve vski veya emniyet memurları tarafım- dan idare edildiği söyleniyor. Bavyera Daşo kampında toplanmış olan Avus - turya alayının da her olasıya karşı ha- Baır tutulduğu bile sanılıyor, Gerçekten, sınırın genişliği ve dilbirliği dolayısi. le Almanya'nın Avusturya'da bir azı gakarması ve bunu, resmen üzerine alın- mıyarak, yarı resmi bir şekilde koruma- Bi hec zaman imkânlıdır. Her halde Al. manyayı tekrar idare edenler, şimdilik Avusturyada Danzig hareketini tekrar- lamak ve Viyana'da bir nazi hükümeti yerleştirmekle kalacaklardır. Almanya, bundan sonza, avusturyalıların kendile- rine istedikleri idareyi vermekte hür olduklarımı | eri süreceklerdir. Alman, ya, başkalarının da karışmaması şarti- le Avasturya işlerine karışmamayı te- ahhüd edecektir, Bu şartlar içinde Küçük anlaşma ve İtalya işe karışacaklar mıdır? Burası şüphelidir. Avusturya 18 yıllık bir hayata sa - hibtir, benzediği İsviçre gibi, Çekos - lovakya gibi, Macaristan gibi yaşa - maktadır. Derin araştırılırsa Viyana'- da yaşıyanlar berlindekilerden daha mı muhalbetsizdirler? - Bu pek kesin de- Bildir. Avusturya daha on yıl hür ala- rak yaşasın, ve on yıl İçinde Tuna kom- gularına yakınlaşarak bir ekonomik düzen kursun, Almanya'ya — katılmak #ikri suya düşmüş olur. Berlin'de de —— lar. Ve rayhı, alman ulusunun — geçim, genlik ve güvenliği için bir siper yap- tılar. Bu ulusallaşmanın üçüncü rayhda - ki ilk sonucu, işsizliğin 6.000,000 dan 2.500,000 e inmesi, ve alman toprağı - mm 1934 yılında alman — ulusuna bir yıllık ekmeğini 2,000,000 ton yedek faz hasiyle (ihtiyaç 8-9 milyon tondur) ve- rebilmesidir. 1935 yılında bu yodeğe 1,000,000 ton daha eklenecektir. Neşet Halil ATAY Ve belki Aiman- asıl bundan korkulmaktadır. Vatikan'da da umulan budur. ya'da katelikler HS14 baskı altındadır - lar, hatbuki illebahar geçit töreni sıra - ümeti hırittiyan kal- hşvart,, da çok garip bir yazı okuduk; bu yazıda deniliyor ki: * İtalya neden Alımanya'nın rakibi. dir? Çünkü Musolini cermanizmi düşp- ene e etine, İtalya'nın tek. imparatorluğunu — kurması gı bir hasım görüy da Tuna konferansı rar Roma fikri: Vatikan'da Kolis arkasından kendi to- aynıyacaktır Ludendorf gene hıristi- yanlığa atıp tutuyor Ajans haberi olarak General Lüden- dorf'un yeniden alman ordusunda ödev aldığı ve doğumunun yetmişinci yıldö- nümü kutlandığı yazılmıştı. Son pos- te ile aldığımız Mançester Gardiyen'in Berlin bildirmeni bu haberle ilgili ola- tak gazetesine gönderdiği bir telyazı- sında inadcı bir adam olan Ceneral'in Mareşallık asaşını onamadığını yazı - yor. Okuyucularımızın aklında olsa ge- rektir ki bu yaşlı alman generali epi zamandanbe ristiyanlığa karşı puta taparlıktan yana düşünceleri var- dır. Bir ingiliz gazetecisi, hi son olup biten işler, hem de bu hıristiyan - Hik ve puta taparlık sorumu hakkmda yaşlı generalle konuşmuştur. Lüudendorf demiştir ki: — Ben, silahlanmağa kayıd koy- manın ahlâksızca bir iş olduğu kanaa - tındayım. Bir ulusun silâhlanmasına köstek vurmak onun en kutlu ve tanrı- sal haklarından birisini baltalamak de - mektir. Ben, hıristiyanlığın — düşmanı değilim; fakat ona karşıyım ve bunun- la öğünürüm. Ben Jaristiyanlığa “hoşça kali, di- yeli çok zaman oldu. Yobanna incilinin içinde bir ferdin sosyeteden, kendi ulusundan, kendi bu- dunundan ayrılması buyurulur ve yal - nız bir uçmağ vadi verilir. Onun için bir hıristiyan topluluğu içinde bir ulu- san kendine gelmesi, kalkınması im - kânsızdır. Hıristiyanlığın bir tek amacı vardır: o da yahudileri işbaşına getir - mek, eğemen kılmaktır. Karım, yazdığı yazılarda herkesla kendine göre bir Tantı anlayışı oldu- Kunu, halbuki hıristiyanlığın şimal u - lusların kafasına sığmıyacak şekilde bir Tanrı ileriye sürdüğünü kesin ola- rak anlatmıştır. Söylediğim şimal ulus- ları arasında ingilizler de vardır. Onun için hıristiyanlık, koyduğu — temeller, öğrettiği esaslar dolayısiyle bizim so - yumuzun dededen kalma değerlerini yöketmektedir. ve İngilizler, gene ingilizler isterlerse kalabilirler. Fakat bu ayak direme, oa ları erişmiş oldukları yüksek yerden aşağıya indirecektir. Bu ulua, ancak kendi - soylarının. koymuş olduğu premsiplere yaslanınak ve dayanmak suretiyle tutunabilirler, Bugünkü gönde almanlar, hıristi - yanlıktan elden geldiği kadar kendile - rini kurtarmış bulunuyorlar. Bununla beraber almanlar, ancak kendileini bütün bütün bu boyunduruk- tan kurtarmak, bıristiyanlığı tamamile yakadan silkip atmak suretiyledir. ki kendileri için gereken ulusal birliğe ulaşmış kavuşmuş olacaktır., —— —— | Acıklı bir ölüm Ankara Nümune hastanesi eczacı - larından Bay Bedrinin refikası ve İs - parta saylavı Bay Kamâl Ünalın akra- basından Bayan Halidenin ölümünü te essürle haber aldık, arkadaşlarımızın | Y;;naqçı gazetı;jğrd 6 ı Kamau için eşitlik 13 nisen 935 t ü Hersld “Kamu için eşitlik,, başlığı si, Deyli ga tınla y yor ki; Siresa konlera viş olduğu bir baş yazıda di - ç olmazsa, Avru- pa barışı için önemli bir karar verdi. Sağlam bir güvenlik sistemi kuru - lurktan in hakla, rina 1881 olarak konuşmağa çağırıla « caktır, Bu kararın verilmesinde İngiltere - Onun Almanya, eşit ve büt: vardır. için biz, o Birçok & bi Avrupa'da ku: Küvenlik sistem lacak bir — kollektif ilk gerekli adımı almanların hakta eşitliğini tanımak öl- malıdır. Fakat bu yalnız ilk adımdır. Bun - dan sonra uluslar sösyetesinin esasları- ni pekiştirmek ve saldırımı akla gelmez bir hale getirmek gerekliği gelmelidir. Eğer Almanya, bir kollektif güven- lik sistemi içinde yeralmayı abarsa o zaman ne olacaktır? Eğer o biribirine eşit olan ulusla- rm sösyetesi dışti tercih ederse ne olacaktır? O zaman bir tek çıkâr yol vardır; o da Almanyayı dışarda birakarak gis rişilen yolda yürümeğe dölenmek, ba - nu böyle yapmamak, bütün güvenlik ted- birleri karşısında —Almanya'ya — veto hakkı tanımak, yahud her devleti ken- di kendini korumak için, tekbafına br- rakmak demek olacaktır. Böyle olursa, eşitlik dediğimiz çık gınca bir şey olur. Çünkü © zaman Al- manyayı dilediğini yapmakta serbest brrakıp Avrupanın öteki devletlerinin ayaklarına türlü türki köstekler vura- cağız. Almanya, kendisine kapı açık oldu- Yu halde uluslar sosyetesine gizmedik - €€ o sosyetenin yaptığı bütün — işlerin almanlara karşı olacağını söyliyen vo8- yete dümşanları vardır. İngilterede Almanyaya karşı ted. bir almağı düşünen hiç bir mesul adam bulunamaz. ” Fakât bizim Versay'da Almanya'ya karşı bütün düşmanlıklarını göstermiş olanlardan almanlara karşı nasıl dav, canmamız gerekeceği hakkında da dera almak istemiyoruz. Arsrulusal iyi dilekler ve tüze Al . manya'yı bir defa çağırmağı gerektirir. Fakat Almanya araya karışmıyor diye bütün güvenlik tedbirlerine boykot yap- mak lâzım değildir. kalmayı Fransız sıyasası 12 nisa ntarihli Mançester Gardiyen gazetesinin Paris bildirmeni bildiriyor: Stresa konferansı ve FPransanım Av- rupada kurmak iştediği güvenlik siste- minin temelleri hakkında güvenilir kay- naklardan toplamış olduğumuz baber - leri şöylece özetleyebiliriz: Gazetelerde yazı yazan yahut gaze- tecilere söz söyliyen devlet adamlarının anlatmak istedikleri nokta, B. Laval in Moskovaya gidişinde imzalıyacağı gerçek olan rus — fransız anlaşması, uluslar sosyetesinin çevre ve çerçevesi içinde olacağı için savaştan önceki bi- çimde bir korunma ittifakı yapılmıya- cağını, bunun almanlara karşı da olmu. yacağını, çünkü bu anlaşmaya girmek için Almanyaya da her zaman kapının açık bulundurulduğudur. Bu diyevler arasında Küçük anlaş- ma ile Balkan anlaşmasının da Rusyanın içinde bulunduğu bu grupa girmek di- leğinde bulunmaları, bunun son yıllar- daki sıyasal evrimlerden birisi oldu - ğu, bundan dolayı bunun sadece bir korunma ittifakı olmadığı da ileri sürül. mektedir. Her ne kadar Almanya ile Lehista- nın doğu andlaşmasına girmekten geri durmaları, tasarlanan işleri azçok alt - Üüst etmekte ise de fransızlar, yalnız Tuna andlaşmasını değil ötedenberi düşündükleri Akdeniz anlaşmasını da kuduklarımız/_ gerçekleştirmek şuretiyle bu - eksikliği tamnamlıyacaklarını umuyor --. Bu suretle kurulmak istenilen gü - k sistemi bir taraftan uluslar sos- yetesi anlaşmasının on beş ve on altın- c maddelerine göre olacak,saldıranın ta rifi için B. Litvinof'un söyledikleri ona- narak, öte taraftan da 1924 protokolu diriltilp bir karşılıklı yardım wistemi vücüde getirilecektir. Büyük Britanyanın böyle bir siş - tome tamamiyle katılıp katılauyacağı azçok şüpheli görülmektedir, La Re - Püblik gazetesinde bugün Almanyanın her hangi bir saldırırama karşı koya - cak bir güç meydana - getirilemedikçe durumün umud veriti olacağından şilp- he eden bir yazı çıkmıştır. Bu yazıda Çekoslovakya ile İtalya- ya da bir taldırış esnasında pek güve - nilemiyeceği, çünkü bunların zaten dost olan bir devletle değil de yanıbaş- larındaki düşmanlarla anlaşmayı ter - cih edecekleri söylenmektedir. Bundan başka bir takım münekkidler daha vardır ki bunlar durumu dahâ ax karımsamaktadırlar. Paris'te yazılan yarzılara İngiltere- nin her zamandan daha ziyade uluslar sosyetesini sağlamlaştıracak bir eryasa gütmek dileğinde olduğu, on beşinci ve on altımer maddelerin kuvvetlendi- rilmesine taraftar bulunduğu, Lokar - no andlaşmasına bağlı kaldığı söylen - mektedir. Bugünkü Tan gazetesi, bu — şartlar içinde İngiltere bu sisteme taraftar bu- Tunduğuna göre ortada ingiliz asığları- nı ilgilendirmeyen taraflar Üzerine ga- ranti vermesine bir yüküm olmadığını yazmaktadır, Bugünkü Çekoslovakya $ Nisan tarihli Mançester Gardiyen gazetesi “Varşova'dan Prag'a,, — başlığı altında yazdığı bir başyazıda diyor ki: Çekoslovakya ötedenberi başta ge - len devletlerden sayılmadığı için Bay Eden'in Prag'a yapmış olduğu siyare- tin önemi azımsanmak isteniyor, Hal » buki Gavaş ve devrim İçersinde kurul - muş ve içerde bir takım ayrılıklarla bo- ğuşmuş olan cumuriyet bugün İsveç ve İsviçre gibi durulmuş demokrat bir dev- Tet olmuştur. Çekoslovak ulusu da uya - nık ilerlemiş bir ulus olduğu İçin bu - gun önemini bilmezlikten gelmek doğ- ru değildir. Uzun yıllar yabancı egemenliği elin- de bulunmuş olan bu budun'un sıyasal ilerlemeti durmamış, olgunluğu art - mıştır. Dışarısında küvvetli bir komü- nizm salğını bulunduğu halde içerisin de bu salgın bertaraf edilmiş bulun - maktadır. Nari diktatörlüğü kurulduktan von- ra faşizm komünizmden daha çok deh- getli bir hal almıştır. Şimdiden hüküm vermek belki de vakitsiz sayılırsa da Bohemya'da alman azlığının oturduğu yerlerdeki nazi dep- Tenişi, henüz bir korku olmaktan hayli uzakta bulunmaktadır. Aynı zamanda Çek demokrasisi de büyük bir tehlikeye maruz bulunma « yor. Her demokrasinin kendi varlığı - ni koruyabilmek için dişleri ve pençe- leri bulunmalıdır. Böyle olmadığı için alman demokrasisi düşmanlarına kur - ban gitmiştir. Çek demokrasisi — aynı akıbeti tekrarlamak isteyor ve bu Te « jimin 1933 yılında yapmış olduğu re - formlar, icra alanrnda güçlü olduğunu da göstermiştir. O zaman bu reformların faşistvari olduğu söylenmiş, kritikler yapılmıştı. Fakat iş, büsbütün aksine idi. Bu dene- me diş ve tırnak göstermke içindi. Almanyanın yeniden — silâhlanmınması hiç bir Ülkeye, Çekoslovakya'ya oldu - ğu kadar dokunaklı olabilir. Bu Glke için kuvvetli komşunun istediği “mü- savilik,, isteği bir “müsavatsızlık,, is - teğidir. Almanya - silâhsızlandığı — zaman, Fransadan başka bütün komşularına bu alanda gene müsavi olmaktan ilerde idi. Şimdi silâhlanmağa koyulduğu için bep- sinden Üstün bir hale gelmektedir. O « venli 20 NİSAN 1936 CUMARTESİ — , nun için bunlarsa kollektil güven 30 ramu Fransa ve İngiltere için oldu gundan daha ziyade önemlidir, Lehistanın Rusya ve Almanya #2â$ sında bulunması dolayısiyle özel bi durumüu vardır. Çekoslovakya ise taffi miyle pan cermanizm ihtiraslarının rümek, ilerlemek istediği yol üzerinde | dir. Bu çumuriyet, Avusturya ile Al manya arasında bulunduğu gibi Matif ristan'a karşı durum dostça — değildik Bundan başka sımırları içinde bir mikt dar alman macar azlığı da — bullt maktadır. »« Ortsavrupada bugünkü günde | yaşıyan bir mantaka andlaşması vardılı Bunun sürekli ve sağlam bir hale gir * mesi, Çekoslovakyanın başlıca ihtiyaç” tarından birisidir. Avusturya, ökonomi bakıcımndan iyİ bir durumda değildir. Fakat bu durum düzelecek olursa o zaman alman — A * | vusturya birleşmesi, bütün ekonomik değerini kaybedecek ve bu, düpedüf Almauyanın Avusturyayı fethetmesi 40 lamına gelecektir. *v*» Çekoslovakyanın doğu ile ba- tı, şimal ile cenüp arasında merkeri bİf duruşu vardır. Avrupa ikiye bölünecek olursa o d& ikiye bölünecek, o İkiye bölünecek olur” sa Avrupa da ikiye bölünecektir. On « dan dolayı Çekoslovakya, başka — her * hangi bir devlettenziyade Avrupada bir kollektif sistem kurulması sorumu — ilt alâkalıdır. Bütün Japonya bir köpe- ğin yasını tuttu Takyo'dan Morning Post gazetesint bildiriliyor; Burada on altı papas tarafından bir köpek mezara gömülmüş ve Budizm die Bİ yolunca bütün bir ulus, bu ölü köpe- Gin yasını tutmuştur. Dr. Hidesaburd Ueno'ya ait olan ve Haçiko adını tağı « yan bu köpek sabahları efendisinin çaee lıştığı Şibuya'ya kadar onunla berebet gider ve akşamları da onu karşılardıu Dr. Ueno, on bir yıl önce ölmüş ve Aos yama mezarlığına gömülmüştü. On bit yıdInaberi her gün bu köpek her akşam muntazam bir surette istasyona gitmi$ bir daha geri dönmiyecek olan efendisle ni beklemiştir. Bu köpek, ogün bugündür, bütün J& ponya'da sadakatin bir örneği olmali üzere tanınmıştar. Okula — kitablarındt acı geçer, alnemada resmi gösterilirdik Geçen yıl yıllardanberi devam — ettiği İstaeyona bir tunç heykeli dikilmiştim Bir gün Haşiko'nun haştalandığı v& yattığı görüldü. Beş baytar bunu kur « tarmak için ellerinden geleni yapmış « — lar, fakat kurtarılması irakân altına alai namıryan köpek, yüreği pek zayıfladığj için ölmüştür. Köpeğin cenaze alayı pek kalaballğ olmuş, doktorun dal karısı da bu aradd bulunmaş, mezarına 25 büyük çeleniğ 200 küçük çiçek demeti konulmuştur. Bu ölümden dolayı birçok telyazıldı rı ve birçok baş sağlığı mektubları gele. miştir, Haçiko, efendisinin yanı başında bis eti n , TÜRK ÇOCUKLARI TÜRK KUŞU'na uçucu üye yazılınız İngilizce ders almak istiyenlere .. Müjde Yüksek tahsilli, tecrübeli bir ingiliz kadın. 5$ Necati Bey caddesi, Yenişehir 1—1500 çöer | 4 1