AU K Ş Ka KA n K & A a. a DD el LA B Postası | _YAurd Bolu'da vilayet meclisi ve hilâliahmer çalışmaları C_cnrı müeçlis bu yri sessiz ve gürül- Vüsüz işini bitirerek bugün (31 matt :—“) dağıldı. Bu yel bitecek olan ça- Ha programının yenisini yaptı. Pro- Btam mucibince bu yıl üç büyük köp- TÜ yapılacaktır. Bunlardan birisi vilâ- Ytti ve ayni zamanda Mudurnu kaza- M Göynüke ulaştıran Göyüük - Mu- durnu Şosası Üzerinde 35 metre aç Küfeki tepesi köprüsü di, ti Gerede ve Zonguldağı Ankara- YE aştıran Gerede - Kızılcahamam Arasındaki 120 metre açıklığında A fatlar köprüsü, diğer üçüncüsü de ge- Sen yıl güzergâhı değişen Bolu - Düz- $€ arasındaki Bolu dağı köprüleridir. vit Bu mühim üç köprünün projeleri ya- Pilmiş ve tasdik edilmiştir. Havaların '“ğlid zamanı ve büdcenin tasdiki bek- r. Vali Salih Cemal Gülen ile Fırka Masında çok eyi bir el birliğiyle çalış Ma yöndemi tutulmuştur. Toplantısına nihayet veren genel :;Hı üyeleri şeredine fırkada 31 mart ü S günü akşamı bir ziyafet verildi. M ziyafette vali Salih Cemal Gülen, 'Olu saylavı Şükrü Güler belediye kanı ve Tırkanın vilâyet idare he- Yeti bulunmuşlardır. Ziyafette mahalli işler hakkında samimt hasbihaller ya- Prlmıştır. Vilâyetin dar büdeesinir mahalli Htiyaçlarıma kâfi gelmiyeceğinden aZ Pira ile çok iş görmek çareleri araştı- :"mıı vilâyetle fırka elele vererek gör “Htığında çok işlerin başarılacağına Vöz birliği edilmiştir. İntihab dairelerine dönecek olan Btnel meclis üyeleri vilâyet merkezin- e 40 gün içinde hasıl ettikleri eyi bir İntiba ile ayrıldıklarını ve vilâyet mer- kezinde görülen bu tesanüdden kıvanç Yuyduklarını ve yapacakları işlerde bu H_'hât güvenleri olacağını — söylediler. Ziyafeti müteakib fırka salonunda genel Meclis üyeleri şerefine — fırka taraim- dan 1230 kişilik davetli bir çaylı dans Verilmiş ve sabaha kadar nezahetle eğ- Virmis-ir. Genel meclisin son toplan- sonra ayrılık hatırası olmak itiren Bolu genel meclisi Üyt üzere hükümet önünde çıkarttıkları fotoğraftan bir tamısini gönderiyo- runa, Boluda içtimai hayatın günden gü- ne ilerlemekte olduğunu evelce de yazınıştım. Vali Salih Cemal Gülen başta olmak üzere vilâyet, fırka halke- müdür- vi, belediye başkanları daire leri ve vilâyetin münevverleri kazala- rın halkevleri tarafından vaki davetler üzerine münasib zamanlarda — kazaları dolaşarak vilâyetten bu surctle gelen misafirler şerefine kazalar fırka ve halkevleri ve hayır cemiyetleri tara- fından tertib edilen balo ve müsame- reler ve konferanslarla vilayetle kaza arasında samimi bir kaynaşma ve halkı balkının görüşme ve tanışma ve kaza hallerine vilâyetin ve müdüranın ya- olmalarını ve içtimal ha- kından vakıf yatı yaymak hususunda — vilâyet mer- kezinde çok verimli bir çalışma yer tutmuştur. Kurban bayramı tatilinden istifade ederek Mudürnu halkevinin açılması: nt kutlamaya giden bu heyet aynı za- manda (5 nisan 1935) bu cuma günlü Düzceye ııdeu'ıımuı. Ondan sonra sırasiyle diğer kazaları münasib gün- lerde gezeceklerdir. Bu - kaynaşmanın faydasını gören kazalar bitibirlerine rekabet edercesine içtima! sahada yük- selmekten gün kaybetmemeğe galışmak- ta ve buna koyulmuşlardır. Hıvnııı»ıı bir haftadır eyi gitmesinden vali Salih Cemal Gülen Abat mesiresinin yolunu açtırmak için lâzım gelen hazırlıklara başlanmasına emir vermiştir. Bu yıl içinde 13 yatı mektebinin köy büdee- lerinden yardım suretiyle yapılması- j ve bu işin ehemmiyetini an- nın temini muhtar top- latmak üzere vilâyette bir lantısı yapılacaktır. Hilâliahiner Bolu beyeti yesi yıllık toplantısını martın yirmi dokuzuncu cuma gecesi fırka salonun- da 120 azasınm huzüru ile yaptı. Yık lık rapor okundu. İdare beyetine te- şekkür edildi. Yeni idare heyeti seçil- di. Başkanlıkta Dr. Arif Yaman ipka edildi. Yeni idare heyetinin bir fotoğ- merkerzi- eleri bir arada 'Bolu Hilâllahmer Kurumu yeni Üyeleri ULU. Dünkü lik maçları K Ankara Gücü Genç- . we * * ler Birliğini 20 yendi Dün güc alansada Muhafız Gücü - Demir Spor, Gencler Birliği - Ankara Gücü arasında lik maçları yapıldı. Sa- ha çok kalabalıktı, Adliye Bakanı Bay Saracoğlu Şükzü, Gümrük Bakanı Ali Râtta 'Tarhan da seyirciler arasında idi- ler. Öğleden evel Ankaca Gücü - Genc- ler Birliği ikinci takımları karşılaştı- lar, Denilebilir ki bu maç, birinci ta- kımların maçlarından daha düzgün ve heyecanlı oldu. Bu maçı Ackara — Gü- üçükleri 1-2 kazandılar. Muhalrz Gücü - Demir Spor arasın- daki maç birinci devrede sayısız bitti. İlcinci devrede Muhafız Gücü ikisi pen altıdan olmak üzere üç gol yaptı. Bu- na karşılık Demir Spor da gene penal- tıdan bir gol yapacak 1-3 yenildi. Mu- hafız Gücü takımı bugün eksikti. Fa- kat buna rağmen hâkim oynadı. Gol sayışının azlığı Demir spor takımının gok atılgan ve fedakâr oynamalarından- dır. Günün mühim ve beklenen oyunu, Muhafız güclü Sedadın hakemliğiyle on altıda başladı. Ankara Gücü, kad- rosuna yeni giren oyunculardan Mu- zaffer ve Samim'i alarak en kuvvetli şekliyle çıkmıştı. Yalnız Ala hasta ol- duğundan yerine ihtiyatlardan birisi konulmuştu. Gencler Birliğinde yalnız — Selim yoktu. Forved hattında bu noksana gö- re ufak bir değişiklik vardı. Oyunun birinci devresi Gençler Bir- liğinin daha çok müdafaasiyle ve Anka - ra Cücü'nün zaman zaman hâkimiyeti altında sayı olmadan geçti. Gençler Bir- liğinin kuvvetini ve nefesini ikinci dev- reye sakladığı anlaşılıyordu. lakat Güc müdafaası serbest kalıyordu. Haf hattı da (bilhassa orta ve sağ taraf) iyi çalışı- yor ve akıncılarını besliyorlardı. Onun için Gençler Birliği müdafassı geri oy - natılan sağ ve sol içlerle beraber hiç dur- madan topu usaklaştırmak için enerj rafını gönderiyorum. Hilâllahmer ida- e heyeti kayıtlı azalarına bir gay si- yafeti vermiştir. Necdet Emir Dünkü maçtan bir enstantane sarfettiler. Buna kargılık akıncıları çok seyrek hücum fıraatı buldular, İkinci devrenin beşinci dakikasında Asım'ın eline çarpan top dölayısi,' * Gençlere penaltr oldu. Cevdet'in şütü direğe çarptı, geri geldi İkinci atış ya » pılınca hakem ofsayd verdi. Şimdi Genç- ler Birliği müdafaadan vaz geçmiş, mü- temadi akınlar yapıyor; oyun yirmi da- kika sadar mütevazin br seyzle devam etti. Fakat 21 inci dakikada Gençler Bir- liğine ikinci bir penaltı verildi ve top a lara takıldı. Ankara Gücü çok - açıldı. Gençler Birliği de mağlüb olmamak için azami gayretini sarfediyor. Bu arada bir kaç muhakkak gol fırsatı kaçırdılar. 28 inci dakikada Güclülerin soliçi Sa- m - serbest bir vaziyette kaleye kadar indi. bek ve haflar etrafını aldılar gol yapmasına mâni oldular. Fakat kale önünden çok uzaklaşmıyan top Muzaf « fer'in ayağına geldi ve gol oldu. Bun « dan sonza iki tarafın da çalışması neti » ceyi değiştirmedi ve Gençler B: Şi alandan 2 — 0 mağlüb olarak çıktı. Ane kara Gücü puvan itibariyle şampiyona üzerinde bir tesir yapamıyacağı cihetiş bu maçta hükmen mağlübiyeti — kabul ederek oynamıştır Gençler Birliği bugün son müsabakasını yaparak Ankara bi « rincisi olmuştur. Yalnız Çankaya'ya mıntakaca verilen boykot affedilir veya temyiz divanınca — kaldırılırsa — Gençler Birliği kendisinden bir puvan geride ka- dan bu kulüple son bir maç yapacaktır. Hilâliahmerin Ankara Merkeri Seyfiye medresesinde bası değişiklikler yapa- rak burayı şefkat yurdu yapmıştır. Retmimiz bu bayır kurumunun — açılışından dir görünüştür. Ankara bakkallar bitleşiti dün delediye salonunda yıllık toplantısını yapılş Ve bakkallarımıa kendilerini ilgiliyen soru mlar Üzerinde görüşmüşlerdir. Resmimiz bu toplantıdan bir görünüştür. ŞAPKACI - MODES Afife Telefon No.: 1550 Sayın Bayan, Mevsim için Avrupadan getirtti- ğim model şapkaları salonumda teşhire başladım. Teşrifinizi saygılarımla dilerim. —C Amem—————— ——0 San Michele'nin kitabı Yazan: Aksel MUNT İki Türkçeye çeviren: Nasuki BAYDAR Mne Sâât sonra, onun cesedi de koleralılar cı::r”glndaki müşterek çukura, başka )_'ü_l— başesiyle birlikte, atılmıştı. Kolunu niçin tnıb'_'”"'i”lî ve yüzüne ayna tutarken ne- Ayna aşını sallamış olduğunu anlamıştım. ada gördüğünü karısımın da görme- dip'iği ve her şey olup bittikten sonra gİ- Maber vermemi istemişti. vinin önünde idim. Pencerede solgun ğim"' ve âdeta çocuk denecek kadar genC Bözlelün gördüm. Kapıyı açtığım zaman, ’“lın"' korku ile dolu, sendeliyerek geri Çe- n z, bana sık sık bahsettiği ya siniz? Eve dönmedi. Bütün gece Üstü pencerenin önünde bekledirm. Ne- €K *Wak 'tıje,ı_ T ho'““’îannn bir atkı alarak kapıya doğ- nüy gtü “Beni gimdi onun yanına götürü « - Kendisini mutlaka görmeliyim... — le - adının önüne geçtim, ilk önce kendii Vıvı:';“'*mîm gerektiğini söyledim. Sepolte Daşgy, Anastırında hastalandığını, bütün ma- cepşilin bulaşık olduğunu, oraya gidemiye - “ni, dünyaya getirmek üzere olduğu ço- düşünmesini ilave ettim. wgı-'— "ğm yardım ediniz de igıeyim. Bana yardım ediniz de ineyim. Şimdi onun yanı- na gitmeliyim. Neye bana yardım etmiyor- sunuz?, diye ağlamaya başladı. Sonra birdenbire hı"îdlldı." ba: ibi iskemlenin üzerine yığıl gıbı—:.'k'le)oim değil bu! O ölmedi. Neye ko- mxşmuyonumu? Siz yalancının birisiniz ! Ben görmeden o ölemez.., Gene kapıya doğru atıldı. — “Onu ıörmeliyiı_n. Onu g Tekrar önüne geçtim. İ — “Onu göremcninîı, artık o orada de- yılacak örmeliyim!, il, $ p Yaralanmış bir hayvan gibi üzerime a * tıldı. Hiddetten çıldırmış gibi bağırdı: — "Ben onu görmeden kaldırtmak hf.k_- kınız değildi. O benim gözlerimin nuru idi. Siz onu yok ettiniz. Siz bir yalancı, bir ka- tilsiniz. Santaluçya onun gözlerinin nurunu almız, o benim gözümün nurunu nasıl al - dıysa...., İhtiyar bir kadın hızla odaya girerek, sanki yüzümü tırmalayacakmış gibi, iki elini bana doğru uzatıp bütün kuvvetiyle bağırdı: “Santaluçya onun gözlerini çıkartınız. Onu körluüvukrdın dörder dörder inerek kâ- çarken arkamdan bağırdı: - , Potess'essere ciecato! Potess'essere cie- cato! (1) Beni en çok ezebilecek olan bu en büyük te- Hin, bütün gece kulaklarımda öttü. Eve döne- miyordum, Karanlıktan korkuyordum.Geceyi kilisede geçirdim, hiç sabah olmıyacak san- dım, Sabahleyin sallana yuvarlana, San Gen- naro eczanesine, onun inanılmaz müstahzar- larından biri olan kordiyali içmek üzere dön- düğüm zaman, Padre Anselmonun manastı- ra uğramamı bildiren bir puslasını buldum. Bütün manastır katmakarışıktı; üç kole- ra vakası daha çıkmıştı. Padre Anselmo bana, ölen meslekdaşımın yerine geçmek için — başka işsiz hekim olmadığından — baş rahibe ile konuşup karar verdiklerii söyledi. Kendilerini sonsuz bir korkuya kap- tıran sörler koridorlarda gelişi güzel koşu - şuyorlar, bir takımları da, manastırın kilise- sinde dua edip ağniyeler okuyorlardı. Hasta üç sör, höcrelerinde, hasırlar üzerine uzan- mışlardı. Bunlardan birisi o akşam öldü. Sa- bahleyin, bana yardım etmiş olan ihtiyar sör de koleraya yakalandı. Manastıra ilk gidi - şimde gözüme çarpmış olan genc sörü onun yerine, yanıma verdiler. Onun gözüme çarp- mamış olması kabil değildi, çünkü pek genc “ye çok güzeldi. Bana hiç bir #öz söylemedi. Adını sorduğum zaman bile bevab vermedi. ——— »(1) Kör olursun inşallah. h Ancak, Padre Anselmo'dan onun Suora Ür: sula olduğunu öğrendim. Yaşlı baş rahibe bana soğuk, işleyici, sert, ve bir hâkimiu gözleri gibi araştırıcı gözleriyle baktı. Ona bütün manastırın bulaşık, sıbhat şartlar kötü, bahçedeki kuyu suyamun pis oldu, nu, yapının hemen boşaltılması gerektiğ yoksa hepsinin koleradan öleceğini söyle « dim. Bunun imkânsız olduğe, tarikat kural larına karşı bulunduğu, nyxutastıra şiren sör lerden hiç birinin sağ olarük oradarı çıkma dığı cevabını verdi. Hepsi tulundu! ları yer de kalmak zorunda ve Maderına ile San Cei naro'nun elinde idiler. Don Bartolo'nun o mwizeli kordiyalın den bolca almak üzere eczmreye cabucak gi- dip gelmem müstesna, bu ymutulmas korku günlerinde bir dahıa menastırdan çıkmadım. Padre Anselmo'ya şarab irtediğimi söyle- dim ve hemen şaraba kavüştum, ve belki zi« yadesiyle.... Uykum hemce hiç yoktu, ona pek de muhtaç görünmüyerdum. Uyumak fırsaztnı bulsaydım da uyuyabileceğimi san- mıyordüum; korku ve içtiğim sayısız kahve- ler bütün dimağ mekanismamnı, öyle tehyic etmişti ki her çeşid yozzunluğu duymaz ol- muştum. (C-ru var!