Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Te VYEL US 9 NİSAN 1935 Ffehsızca haftâ]h&v : Sayımız V Ankara nın bir yıllık çalışması “Ulus,, un fransızca sayısı "Anka - ra, gazetesi geçenlerde ilk yılını bitir- gi. Yurdumuzu yabancı il ve uluslara tanıtmak gibi yüksek bir vazife almış olan “Ankara,, nın bu bakımdan yap « tıklarını ve elde ettiği sonuçları göz » den geçirmek faydasız olmıyacaktır. Her cumartesi günü çıkan “Anka- ra,, , bir taraftan ülkemizin her alan » daki faaliyetine dair doküman mahiye- tinde özlü, etraflı yazılar neşrederken öbür taraftan haftanın hayat ve hâdi- selerini takib ve kıydeyhmakte, W K makaleler ve işlenilen bu mevzuların yabancı ülkelerde ne derin bir alâka uyandırdığı, “Ankara,, gazetesine ge - len mektublardan anlaşılmaktadır. Edebiyat sayıfası ise dört kısma bö- lünmüştür: Bugünkü yazarlar, eski edebiyatımız, bugünkü şairler, folklor, Herhafta neşredilen bu sayıfada bu »« günkü nesir muharrirlerimizle şairle « rimizin en güzel eserlerinden parçalar Mezcümle B. Falih Rıfkı Atay'ın, B. Yakub Kadri, B. Ruşen Eşref, B. Aka- / Gündüz, B, Yaşar Nabi Nayır, B, Ah - e "»N()S TABACS | esaüüellemenı !uvque KA d bi e a saRey bt G pi ee yarkkkile 'a ceprlere b ame e eZT “Ankara,, nin sön sayısı kelikle aktüaliteye daima pek yakından bağlı kalan canlı bir gazete vazifesini de görmektedir. Sıyasal alanda gerek — ulusal, gerek arsıulusal meseleler başyazar« larımızın makalelerine mevzu teşkil et mektedirler. Bundan başka inkılab ve yurd davaları her fırsatta bu pek salahiyetli kalemler tarâfindan güdül- mektedir. “Ankara,, , yazı bölümlerini, yurdun bütün faaliyet alanlarına do - kunabilmek üzere tertib etmiş ve öko- nomik ve edebi bahislere birer sayıfa ayırdığı gibi ulusal kültür hayatı, ta « rih, dil, arkeoloji, mimari, turizm, soysal işler gibi mevzulara da sütunlar tahsis etmiştir. Bu muhtelif bahislere tair bir sene içinde neşredilen yazılar, — her bir bölüm için bir iki cild tutacak kedar bol, esaslı eserler teşkil edecek |— kadar da özlüdür diyebiliriz. Ökonomi sayıfası — her hafta dört beş makale ve bundan başka bir ökono- mik duyumlar verir. Bu yazı ve du- yümlar yalnız yuürd işlerine, iç ve dış ticaret ve pazarlarımıza, sanayileşme hareketimize, nafıra işlerimize dokunur, ; -— Meselâ “Ankara,, nın bir sene içinde çı- kardığı ökonomik yazılar arasında baş- İcaları, beş senelik sanayileşme prog- vamımız, demiryolu inşaatımız, demir- yollarımızın işletme ve hasılatı, büd - cemiz, devlet varidat ve masrafları, sa- *ayi ve istihsal şubelerimizin her biri, — bılüsal bankalarımız, ihracat ve idhala- tımız, pazarlarımıza dair tetkikler, is- tatistikler, banka raporlarının metinle- ri ve sâiredir. Yurdumuzda bir yeni- lik sayrlacak kadar az yazılmış olan bu med Muhib, ilâh... dan parçalar), eski edebiyatımızım en güzel — örnekleri (Bunlar arasında divan edebiyatı üs « tadları, Naima, Kâtib Çelebi ve saire vardır), ve bilhassa folklor örnekleriy- le halk edebiyatının en yüksek mümes- sillerinin yazıları çıkmıştır. Tarih de ihmal edilmiyerek Türk 'Tarihi Araştırma Kurumunun muaz « zam “Tarih,, inden bir çok fasıllar ter- cüme edilmiş, üçüncü Ahmed zamanın- da Parise memuriyetle giden Yirmi Se- kiz Çelebi Mehmed Efendinin “Seya- hatname,, sinin en mühim parçaları, es- ki tarihçilerimiz ve edebiyat tarihleri- mizden esaslı sayıfalar neşredilmiştir, Bundan başka yurdumuzda kültür ha- reketleri muntazaman takib edilerek ayrı ayrı makalelere mevzu olmuştur. Diğer taraftan kültür hareketimizin en mühim hâdisesi olan dil inkılabına dair B. Falih Rıfkı Atay ve B. Necmi Dilmenin etraflı yazıları da neşredil - diği gibi dilimizin tarihi hakkında da bir çok salahiyetli imzalar taşıyan ma- kaleler çıkmıştır, Mimarimiz ve mimarimizin üstad « larına dair neşredilen yazılar ve resim- lerin de yabancı okurlar tarafından dik- katle takib edildiği görülmüştür. He « le arkeoloji alanında son haftalar için- de neşredilen dört beş makale ve ez- cümle arkeoloğ B. Remzi Oğuz Arı - ğın Göllüdağ hafrıyatı hakkında ve B. Avni Ali Candarın İzmir hafriyatına dair yazdıkları makalelerin her taraf- ta derin bir alaka uyandırdığı alınan mektublardan anlaşılmıştır, “Ankara,, memleketimizin coğraf - yasına ve tabii ıervetlfrine de bir çok —. SO Ç GA DS L [Yabancı gazetelerde okuduklarımı Küçük anlaşmanın Mos- kova'ya yaklaşması 1 nisan 1935 tarihli Noye Zürher Saytung gazetesi 31 mart tarihiyle Vi- yana muhabirinden aldığı — bir yazıyı yukardaki başlık altında neşretmekte ve bunda denilmektedir ki: Hitler — Saymen görüşmesinin ver- diği menfi sonuçtan sonra doğu Av- rupasındaki bir çok devlet gruplarının birbirlerine yaklaşma ve bir araya gel- me temayülleri belirmeğe başlamıştır, Küçük anlşamanın Petersburg'daki te- zahürleri, Titüleskonun Pariste bulu- nuşu, Edenin Moskovaya gelmesi ve Britanya diplomatlarının önümüzdeki günler içinde Varşova ve Pragı ziya « retleri, muhtelif doğu ülkeleri arasın- da yapılacak olan diplomasi görüşme « leri ile tamamlanacak olan fevkalade mahiyette istinad noktalarıdır. Stresa konferansının sonuçları alınır alınmaz Titüleskonun, küçük anlaşma konseyi- nin daimi üyesi sıfatiyle ve Benes ile makaleler tahsis etmiş olup bunların başlıcaları “Türkiye gölleri,, ve ”Tür- kiye buğdayı,, » “Ankara Floru,, isim. li yazılardır. Soysal alandaki neşriyat da ehem « miyetli olmuştur. Soysal yardım teşki« latımız, hastanelerimiz, yurdumuzdaki hastalrklarla mücadele, çocuklara, fa » kirlere ve hastalara yardım hususun » daki faaliyete dair esaslı yazılar çık « mıştır. 'Terbiye ve mekteb işleri de pek ya- kından takib edilmiş, büyük terbiye kurumlarımıza, maarif — teşkilatımıza, tedrisat vaziyetine etraflı makaleler ve tetkikler tahsis olunmuştur. Hele bütün yabancı memleketler için bir öre nek olabilecek “Yurd,, gazetesi için neşredilen bir yazı büyük bir alaka u- yandırmıştır. Güzel sanatlarla turizm bahisleri de ihmal edilmemiş, her iki mevzu hakkın da bir çok yazı çıkmıştır. “Ankara,, nın hususiyetlerinden bi - ,ti de resim kısmıdır. Resimlerin gaze- tecilikte ve gazetecilik enformasyon şubesinde her gün daha mühim bir yer tuttuğunu gözden kaçırmıyan “Anka - ra, resim alanında aktüaliteye da- ima ehemmiyet verdiği gibi yurdumu « zun tabil güzelliklerini, şehirlerini, manzaralarını, soysal ve artistik husu- Biyetlerini tanıtmak hususunda bu va- sıtadan pek güzel bir tarzda istifade edebilmiş ve muvaffak olmuştur. “Ankara,, çıkmağa başlarken tek bir maksad güdüyordu: Yurdumuzu ta - nıtmak ve sevdirmek, Bir senelik ça « Jhışmalariyle elde ettiği sonuçlar, bu maksadına erişmekte olduğunu göste- riyor. Yukarda bir iki fırsatla “alman mektublar,, dan bahsettik. Filhakika “Ankara,, ya 'dünyanın her tarafından mektublar gelmekte ve bunlarda, görü- len işin güzel ve iyi sonuçlar verdiği anlaşılmaktadır. Mektub sahiblerinin kimi çıkan yazıların uyandırdığı ala - kayı yazmakta, kimi falan ve falan sa- yıları istemekte, kimi gazetenin tam kolleksiyonunu istemekte, kimi resim istemekte, kimi de sadece hoşnudluk beyan eylemektedir. Hele yurdumuzla kan veya gönül bağları bulunan ülke - lerden gelen mektubların bazıları, göz- leri yaşartacak kadar güzeldir. Fakat bizi objektif bir tarzda muhakeme et- mekten başka kendilerinden bir şey beklemediğimiz ülkelerden alınan mek- tubların da aynı takdir hislerini taşı - maları bizi ayrıca sevindirmektedir, Diğer taraftan yebancı ülkeler ga- zeteleri de “Ankara,, dan her zaman yazı almakta oldukları görülmüştür, Acunun her tarafına, yalnız- Avru- pa değil, Amerikaya, Afrikaya ve As- yaya giden ve bu kıta ve ülkelerin her yerinde aboneleri olan “Ankara,, hafta- da bir kere vatanın sesini, ruhunu, gü- zelliğini, büyüklüğünü, — çalışmasını, muvaffakiyetlerini her tarafa işittir » mek ve bildirmekle yalnız — ulusal bir vazife yapmıyor, o vazifeyi bütün sev- gi ve gönülleri ile yapanların yıh'ek » lerini derin bir ulusal heyecan ve fa- hırla kabartıyor... T TUYEE aa Yevtiçin de muvafakatiyle, bu devlet- ler grupunu Sovyetler Birliğine daha- ziyade yaklaştırma yollarını düzeltmek gayesiyle, keza Moskovaya gideceği Romanyadan gelen haberlerden anlaşı- Iryor. Belgraddan gelen haberler de, İtal ya ile Yugoslavya arasındaki anlaşa - mamazlıkların bir yana bırakıldığı ve müstesna bir hal olmak üzere İtalya ile küçük anlaşma arasındaki gerginliğin hafiflemiş devresinin uzun süreceğini gösteren alametlerle aynı yolu tutmak- tadırlar”Bu görüşmelerde, diplomasi, muhtelif ülkelerin genelkurumaylarına daha şimdiden mühim bir yer ayırmak- tadır. Atiyi, diplomatlar gibi bedbin bir gözle görmiyen süel uzmanların düşüncelerine göre, Almanya, yeni sü- €l yükümlerine dayanarak tam tek - nikli bir savaş kabiliyeti kazanıncaya kadar dört yılın geçmesine lüzum var- dır. Moskovadan sonra “Mir,, Sofya, 1 nisan 1935 Lord Eden Moskovadan ayrıldı. Prag ve Varşova ziyaretleri müsbet bir netice vermiyecektir. Dünkü Varşo- vanın şark misakr aleyhinde olduğu malümdur, Lord Eden Pragda da kü- çük itilafın Almanyaya karşı olan du- rumunu öğrenecektir. Lord Edene Moskovada büyük bir alaka gösterilmiştir. Fakat ingiliz dip- lomatları için gösterişli karşılamalar bir kıymet ifade etmez. İngiliz sryasa- sı tesadüfi ehemmiyetlere karşı her za- man bigânedir. Bu gibi konuşmalarda büyük bir ke tumiyet muhafaza edilmesine rağmen Havas ajansı, Moskova konuşmaların - dan sonra İngilterenin, Almanyasız da şark misakının akdine taraftar oldu- ğunu ilan etti. İngiliz matbuatı ise İn gilterenin, Sovyet Rusyaya karşı Al - manyanın ellerini — bağlıyamıyacağını kaydediyor. Öyle görünüyor ki, Avrupa bugün her zamandan daha ziyade parçalar « mış bir vaziyettedir. Doğu andlaşması 1 nisan tarihli Nevs Kronikl gaze- esi “Doğu andlaşması,, başlığı altın- da yazdığı bir başyazıda diyor ki: Moskovada Bay Edenle rus devlet adamları arasında İngiltere ve Rusya- nın barışı korumak amaciyle dostça el ele vermesine karar verilmiş olduğu haberi her iki ülkede de çok iyi karşı- lanmıştır. Bu, B. Edenin yaptığı yolculuğun kıvanç verici bir sonucu olmuş ve iki ulusun arasında canlanan dostluk ha - vasını bir kat daha pekiştirmiştir, Öğrendiğimize göre bu konuşmayı yapanlar, bugünkü Avrupada kollektif bir barış ve güven sistemi kurmayı her zamankinden daha gerekli bulmuşlar, doğu Avrupasında barışt koruyacak bir andlaşmaya Almanya — ve Lehistanın yardımını çok iyi karşılıyacaklarını, bunun engüzel bir hal çaresi olduğunu söylemişlerdir . Yalnız işin güç tarafı şuradadır ki Almanya, bu doğu andlaşmasına yanaş- mıyacağını açıktan açığa söylemiş!'r. Öte taraftan Lehistanın da bu işe gi- receği şüpheli görülüyor. | Onun için Stresa konferansında ba- şarılması gereken önemli ödevlerden birisi, Almanyanın — katışmıyacağı bir doğu andlaşmasını, Almanyaya bir çember içine alma ve yahut üstü örtü- li bir rus — fransız birleşmesi kuş - kusu vermeden meydana getirmek ©- lacaktır. Moskova bildirisinde barışı başa « t_ıcak bütün andlaşmaların Uluslar Der neği çevresi içinde yapılması gerek gösteriyor. Stresa konferansı, herhal- de, bu temel ve ana yasa üzerinde ça- İlşacaktır, " ricik barış umudu olduğunu durm Londranın müdahalesi 31 mart tarihli Prager Pres gazı yukardaki başlık altında Lo“JrUd gönderilen bir yazıda diyor ki: ) İngilterede; başında lord Lotiyali im bulunduğü okula vardır ki, bugül durum içinde yapılacak olan bir ingi liz — fransız birleşmesi, bunu tas edenlerin umud ettiklerinden bamb ka bir tesir yapacağı iddiasındadır _* Daha doğrusu böyle bir birleşme dun savaşının tekrarlanması şartlarını elden doğurmuş olacaktır. Bu istikâ * | met, neye mal olursa olsun Almanyât nın gönlü alınmak lazımdır, noktai nd' zarından çıkmaktadır, Dışarı işler bakanlığı, bir franuz' y Britanya birleşmesinin Avrupa ıçul —.. söylemektedir. Ancak, halk arasındt kati bir bağlanmayı ve yahut da d rı sıyasada kati bir istikameti beııilll semek istemiyen bazı cereyanlar var* dır. Büyük Britanyada, gerek ve gerekse Uluslar Derneğinde vata dayanacak olan makul bir Av! Almanya il€ görüşülmesi için en mükemmel istek * ler beslenmektedir; Ancak Almanya İ herhangi bir şey hakkında görü ti de alduldîf, güven sistemi üzerinde imi olduğu k. ne yer kazanmaktadır. Alman mantalitesi hakikaten Av * | etmektedir. Şimdi artık, Almanya Av* | rupanın halledilmez bir meselesini teğt | kil ettiği iddiasında bulunanların de * | lilleri şimdi artık pek iyi anlaşılmaktat | dır. Bunun sebebi gayet sadedir. Çümt kü Almanyanın sıyasat düşünüşü bü * tün öteki ülkelerin —düşüncelerindefi farklıdır. Almanyaya silahlanma müt savatı teklif edilince, Fransanın silalt lanmasına göre yüzde elli bir ustdnhî* istiyor; alakadar olan hiç bir ülkenil) — kabul edemiyeceği hudud — tashihleri yapmak arzusundadır ; bundan başka nt — İngiltere ve ne de Birleşik Amenllî hükümetleri, Fransa veya İtalya hati * tâ Japonyanın kabul edemiyeceğini:j’.' | diği bir donanma istiyor. Genel olaral bütün görüşmeleri bozuyor. Görüşme: — ler imkânsız olunca ,hangi yol tutul * malıdır? Son iki hafta içinde dünylîh;lı sinirlendiren mesele işte budur. ş f Mali ve ökonomik düruma gelince: — J( her ne kadar gün geçtikçe çoğalan bif düzeliş görülüyorsa da Almanyanıfi takındığı tavır dolayısiyle malt iti — günden güne sarsılıyor. Londra bor * sası her gün şirketlerin gelir ve te * — mettülerinin yükselmekte — olduğunu — haber veriyor; ancak alman diplomıly" | si genel itimadı kökünden ıanmı.k'l olması yüzünden fiatlar düşüyor , İngilizlerin almanlara karşı bes ledikleri duygu son iki hafta îçîn“’#' soğudukça soğudu. Bunun da sebebii 'F almanların ferdi hürriyetten zevk al * — madıkları tesirini uyandırdıkları içinş — dir. Büyük Britanyada bir tek kişi bit — lunmıyacaktır ki, alman hükamednid yapmak üzere olduğu tarihi yanlışı bât ğışlamış olsun. Doğu andlaşması yerine Bir fransız - çek - sovyet ittifakı mı? | Deyli Herald gazetesinin sıyasal Hİ $ ? dirmeni 2 nisan tarihile Vuşovadl' | bildiriyor. Doğu andlaşması ya kunınlac& yahut da bunu hazırlamış olan Rusyâ ve Fransanın düşündükleri şekilde bif — fransız — çek — sovyet ittifakr halfâ ne bürünecektir. iş Bu sabah fransız dışarı işler bakafif — Bay Lavalin Varsovayı ziyaret etmesi kararlaşmıştır ve bunun kati bir har€” ket olduğu da anlasılmattadır.