ma a S- raxrxuz Her. değil tersine çlarak, ndlaşmasının — İm: a,.,,, Çünkü bunu imsalıyan devlet. Yyasa ve toprak bütünlüklerin anmasını e! bir tecavüzün ber türlü te * Ö € karşı garanti altına alınma - Çi Bya yor ki T ) F '? doğuda bozulmak tehlikesine uğ- 't tan , tida hiç bir zaman temin olu- "'"Yi_-kn. Paktının gerçekleşmesi ve im aaları ee kten * Almanyayı düşündü arında az çok saklı bir esi besliyorsa onu gerilet- mıyacaktır. Görülü - inda barışı koru- dlaşması işte bu bakımdan Avrupasında da garanti &l ÖA almaktadır "'* bumun için B. Lavali, Avrupa- * biraz şahatlığa ve güvenlik içinde Gğa kavuşturacak olan böyle bir Tardar l Tdan dolayı kutlamalıdır. “İngiltere şimdi anladı mı Jurnal de Debat, Berlin bildiri *iki devletin sıyasalarının aynı a - ::ı"'; Küttüğü yolundaki kaydı hay- arşılıyor ve Almanyanın müp - tavırlarından — bahsettikten, Fü - '::: Son defa gösterdiği sarahate Şaş- © tonra diyor ki: Ai olürülü b a tarafından sıyasal lân tavır da epey açıktır. Alman- ')'Mî:md olmıyan bir rus saldırışı "hdıı öne sürerek doğu Avrupa- Serbest kalmak istiyor. Onun a- V istediği, bu yönde “tecavüzi,, bir şe- n serbest kal * ::"'ı’(' Daima güdülen, “Mein Kampi» Tin ünlü kitabı) sıyasasıdır. Bu MYasa ise Hitlerin açıkça yazdığı gİ - Önte batının ezilmesi anlamına ge - İh 'e hareket etmek ::».Bu yönden — hiç aldanılmamalıdır. Sanyanın — doğu yapacağı ? tecavüz bütün Avrupayı ateşe Ko - Yatağından Avrupa barışt yalnız bö » 'NMez değildir, bir gerçeklik olduğu Si şuna manmak gerektir ki Rayhş Önte bat; Bamadan doğu tarafiada sergilzeştlere Slmıyacaktır. Bugün her $e7 “Bimizi iddia etmeden iİlave edi Üile el koymak isteği - devletlerini yok etmeyi sı - üü Avusturyaya T uıııımeı.ı,.ıı İf Saymen Berlinden, her şeyi Öğ> “niş olarak mr geliyor? Buna inan. ”“' istiyoruz, çünkü bunun tertini Sinmak kendi etmek olur. sini tabkir öldürücü umudlara — bağlanıp bişka ingilizlerin, yapılan yeni Nhamadan sonuçlar çıkarıp bunları ka- H © ttirmek istiyeceklerini ummak K"t tir Vârş_ova görüşmeleri (Başı 3 üncü sayıfada) B. Edensöylevini Polonya Cu- mur Başkanının, Polonya ulusu- nun, Bay ve Bayan Bek ıçın ka- dehini kaldırmakla bitirmiştir. Polonya sıyasası karşı- sında fransız gazeteleri Paris, 3 (A.A.) — B. Flanden- rlamentodaki bü- in sözleri ve pa zeteleri yük çoğunluk bütün gazele'e? kıvuıdmnıkmdı Bir vakittir Başbakana karşı ihtiyatlı bir yol tutan sağ ıııclıler de kıvanmış gomnuyorlu Hepsi, önem g.o- rüşmeler önlemecinde (arifesin- de) hükümet otoritesinin artmış olduğuna kanığdırlar. Lö Pöti Pariziy l;nl u “Ülkenin soğuk kanlılığını kay- betmemesi ve geleceği h“m_“f'fh yenilmez bir inan beslemesi için sessiz ancak devamlı olan bu iş ıyasası oldukça tatmin e- B. Laval'i Varşova'ya ça- yanın bu hırek:lının oldukça iş- Çünkü gaze- diyor ki: görme $ dicidir. gıran Polon sebebleri gazeteleri kilde bırakmaktadır. g teler Polonya sıyasasının değişme- sini laurlnmıkudn Bununla be- raber, Lö Pöti Pariziyen'in yazdı ip gibi, her nereden gelirse gelsin, Polonyanın bu hareketi içten g:l- meye benzemese bile berhangi yakınlaşma hareketi kıvancla kar- şılanmalıdır. Polonyanın bu gö- nül yapışı geç kalmıştır ve Var- şova g şmelerinin — verı il intibalar pek yürek verici dir. B. Bek'in Polonyası barışse- ver uluslardan ayrı kalmakta de- vam ediyor.,, Eko dö Pari Varşova görüşme- lerinin “orta ve doğu Avrupası dostlaranızdan beklenen kararla- rı geciktirmek için bir vesile ise, eyilikten çok kö lük yapacağını sanmaktadırlar. Övr polonyalılar tarafından ka- bul edilen andlaşmalar formülü- nün karşılıklı yardım andlaşması yerine saldırışmamak, lu_nflıklı danışma ve saldırganın tarifi and- laşmalarını ımıalı)ınlırdın hiç bir yardım gormweccgı garantisi olduğunu söylüyor. Bu formül B. Hitler'in Sir Saymen'den Stresa konf:ranundı müdafaa edilmesi- formüldür, Sovyetler miştir ve F. başka türlü ni ü birliğini tatmin etme: ransa bu andlaşmayı düşünmektedir. Duruma genel bir bakış 3 (ALA.) — Royter ajan. Varşova, 3 ga sından: Görünüşe bakılırsa, Bay Bek'in hakkında bulduğ! - doğu andlaşması | kerini Mareşal Pilsu- lü uzlaşma önerge dski toptan abamıştır. 4 fngiliz konuşmanlarını, Stresa kon- sında en çok ilgilendirecek iş, İn. üzendir- Jeranı ilterenin Avrupa'da güveni mek için ne de teahhüdler « Eden'in yanında bulunan uz. a barışın sürüp gi in bir mesuliyet payı almasından yana oldukları görülmekte- dir. Bugün Bay Edenin B. Bek'le yaptı- ğ: son görüşme ile Prag'da Çek devlet adamlariyle yapacağı görüşmeler İngil- terenin Avrupadaki politikasını kati o- larak tesbite yarryacaktır. Çıkarrlan bildiriğde ne deniliyor? Vargova, 3 (A.A.) — B. Eden, B. biraz Bek ile görüşmelerini öğleden Z2 tae bildiriği “le bütün Avru. r — Fransız ortaya çıkan sorumlarla umu hakkında Po- görüşünü bildirmiş- panın arsıulusal dur lonya hükümetini tir. mahiyetinde olan bu gör macın elde edilmiş oldu. Araştırır rüşmelerdeki gu söylenmektedir. Aym zamanda Avrupa dürümünün sıkı bir. temas n istenilmeğe de- gelccekteki inkişafile muhafazası gerektiği ger ol kaydedil Moskova görüşmeleri ve ingiliz parlamentosu Londra, 3 (A.A.) — Parlâmento ka- musaldüşünü Moskova görüşmeleri 10- mucdlarını eyi karşılamıştır. - Belirmeye başlayan ingiliz - sovyet — yakımlaşma- sının sağ yan muhafazakârlarınca bü yük güçlüklere uğratılmıyacağı — sanıl maktadır. Parlâmento — tarafından gö- rüşmeler üzerinde duyuk İstemek için gösterilen yavaşlık, çokluğun bu görür meleri iyi zözle gördüklerine kanıttır. Konuşmalar dostça geçn Varşova, 3 (AA.) — İagilizlerle Lehler arasında yapılan görüşmelerden sonra neşrolunan bir bildirggide leh dı- şarı işler bakanı B. Bek'e Berlin ve Moskova görüşmeleri hakkında mat verildiği bildirilmektedir. B. Bek, Lehistanın 3 şubat tarihli ingiliz - fran- sız bildiriği hakkındaki gör ctmiştir. Bütün bu görüşmeler, sami miyet ve dostluk havası içinde geçmiş- tir. B. Eden i verme kabil! malü- soktal nazar te- ihtiyaçlarımı den olan ü iki tarafr karşılamış olduğu hususunda mutabik kalmışlardır. Her iki devlet adamı, Av- fnkişafı İle münasc- rupa vaziyetinin bettar olacak şekilde sıkı - temasların tam zamanı olduğu —hususunda anlaş- muşlardır. Resmi bildiriğ Varşova, (AA.) — B. Edenir Kırşehir'de bayındırlık başladı Ankaranın yanı başında bulunan Kır- şehir cumuriyetin Türkiyeye açtığı ba- yındırlık yolunda İlerlemekte geç kal- ştı. Geçen yılın gubatmda “Atatürk. dı. Geçen perşembe günü temel atma töresi yapıldı. Kentimiz bu uğurlu gü- nü pek candan kutluladı. Yürekler ye- ni bir atılısın çarpıntılariyle dolu idi. Yeni belediye dükkânlarının temel atma merasiminden bir görünüş buraya geldiği aaman yolları bozuk kenti pek ören bulmuş eldeğmemiş gü- zellikle dolu olan bu yerin yapılmasını buyurmuştur. Öteden beri gittiği yerde yapıcılığı ünlenen Bay Mithat Saylam vali ola- rak gel gündenberi Atatürkün bu ışıklı isteğini yerine getirmek için bü- tün varlığı ile çalıştı. Halkı birkaç kez fırka evine toplayarak onların bu yol- daki düşüncelerini sordu. Yurdun kur- tuluşu yolunda bütün varını yok et- mekten çekinmiyen halkımız bu yumu- şu da canla başla benimsedi. Birkaç yedigündenberi berkes — mühendislikçe yapılan plâna göre dükkânlarını yıkı- yor. Belediye de halka örnek olmak için kendi dükkânlarını yaptırmaya başla- Varşovayı ziyareti münasebetiyle: aşa: ğrdaki resmi bildirik neşredilmiş; “İngiliz mührühas lordu B. Varşovada d cümhür İle mareşal Pilsudaki tarafın- dan kabul edilmiştir. Bundan başka B. Eden, Dış işleri Bakanı B. Bek ile de müteaddit görüş- melerde bulunmuştur. B. Eden, B. Beke Berlin ve Mosko- tarihli bbulundu vada 3 şubat ingiliz » fransız bildiğinin direktifleri esas tutulmak su- retiyle yapınış olduğu görüşmeler hak- kında malümat vermiştir. B. Beck de bildirgide hakkındaki Leh düşüncelerini izah ct- yazılı soru miş ve ayni zamanda Avrupânın genel duürümü hakkındaki görüşlerini anlat- mıştır. Her iki devlet adamı, malâmat llıp —— Her yön bayraklarla süslendi. Temel atma işine yüzlerce halkım önüned, şe- bir bandosunun istiklâl marşını çalma- tiyle başlardı. Vali Mithat Saylam bir- çok yerlerinde alkışlarla kesilen güzel bir söylev söyledi ve “Kırşhirliler şim- diye kadar mlusal savaşın, ulusal deve rimlerin yükünü en başta taşıyanlar ol- duğu için yurtlarına bakamadılar. Bu- günden sonra artık bayındırlık başlar miıştir. Kentimiz bir çamur yığını dex ğil, bütün bir anıt olacaktır., dedi buna Esat Ural karşılık verdit “Yeşil yurdu şgenlendireceksiniz. Buna bütün İmanıs mızla bağlıyız.,, dedi. Bundan — sonra kürdelâlar — kesildi, Saylav Seyteli, vali Saylam ve beledi. ye başkanı temele taş ve harç küydü. lar, 'l"vphıuyı Böylece san verildi. verme kabilinden olan moktai nazar te« atilerinin amaçlarma tevafuk — etmekte olduğu hususunda — mutabık kalmışlar ve Avrupanın uyasal durumunun müls. takbel inkişafı ile münasebettar olmaki Üzere sıkı bir temas mubafaza edilme. sinin Tüzumunu ehemmiyetle kaydete mişlerdir. B. Eden Prag'a gitti Vargova, 3 ÇAA.) — İngiliz vefirt B. Eden'in adma bir öğle yemeği ver. miş ve B. Eden, eaat 17.10 da Prügt müteveccihen hareket etmiştir. Varşova konuşmalarının ehemmiyeti Vargova, 3 ÇALA.y — Royter ağanı sının eyi malümat alan Varşova mah- Pa iği 'e N romanı 1:2*_-— San Michele'nin kitabı Aksel MUNT Yezan: Nasuhi BAYDAR çeye çeviren: ln—xâ'g Anders ile Krestin nine, kuşkulu Ulu biribirine baktılar ve seslerini ç- a ı). ;egclrı diledikten i odama Çık- iz ve lx:lf:lnhk penceremin anın üstündeki iç- ndım, yakıp koyun postuna uzâ İ ku- uk gününden sonra v kapanıyordu. Uyürken geviş leri bıı.ıı dinledim. Ormanda, ünü işitir g- P'.—“- ın üzer ınrlc yavaş yavaş .h" olan yağ mumuna baktım; Ona ak gözlerime eyi geliyordu. Babamın *vinde geçirdiğim çocukluk günlerim- umu görmemiştim. Bir kış sırtında kitab çantası ve elinde tIp- gibi bir yağ mumu, karlar içinde ca mektebe giden küçük bir erkek vi rıkapalr göz k:ıpaklıınmm arasın- förüyorum, sandım. Çünkü her çocuk r: sıranm üzerinde yakmak üzere, sie a --1. merakti. Kimi ço- cuk kalın, kimisi de, di karşımda yanan gibi ipince munular Lcumdı Ben zengin ço- a idim; masamda hep kalın mumlar ya- nardı. Yanımdaki sırada mumların en ince- si yanardı. Çünkü komşum olan çocuğun anası çök yol suldu. Ancak, hfn Nöel imti- hanında dönd oksul çocuğu ise hepimi zin ilerisinde inkü onun ışık kafasın- ş olacaktım Bu böyle ise de, kurup oturmuş e gördüm; kös- başınt dım. Epi bir zaman uyumu: kü mum bitmek üzere idi. erine bağda gene masanın üz içi kadar bir adamı ©) mi çekiştirerek kırsaçlı ılııi;,-ar iğip saatimin tiktaklarını dinlemeğe u'vıra şiyordy. Bu i öyle derin bir ilginlik güs riyordu ki ya tağımın üzerinde oturup ken- disine bakmakta olduğumu sezemedi. denbire beni gördü, kösteği bıraktı ve bir denizci gibi masanım ayağına sarılıp indik- ten sonra küçücük bacakları ne kadar açıla- biliyorsa o kadar hızla kapıya doğru koşma- ığ.ı haşladı. : “Kaorkma ku(uı( gnom, benim,, dedim, “kaçma, gel sana bu altın kutuda ne varsa göstereyim. O, pazar günleri çalan kilisenin ç.ını gibi çalar. Birdenbire durd züme bakmağa başladı. *Hiç bir'şey anlayamıyorum,,, de- u ve tatlı bakışlariyle yü- di, “burada bir çocuk bulunduğunu sanmış- tım, yoksa içeri girer miydim? Halbuki siz büyük bir adama benziyorsunuz; değil mi?,, Sonra, yatağın yanındaki iskemleye ken- dini çekerek: “Böyle bir umuda hiç düşme- miştim; seni bu bucakta bulacağımı hiç um- mamıştım. Sen, son olarak, eski evinizin süt nine odasında rastladığım o çocuksun ve hiç değişmemişsin; yoksa beni bu akşam masanın üzerinde bağdaş kurmuş göremez- din. Beni tanımadın mı? Bütün ev uyurken her gece odana gelir, çamaşırlarını düzeltir ve günün sende bıraktığı acıları azaltırdım. Bayram pastandan her vakit bana parça a- noel ağacından ceviz, üzüm, şeker ge- tirir ve bulgur kâsemi hiç unutmazdın. Bü- k ormanlar arasındaki eski baba evini ne- e suratın hep asık? artık hiç rahat kal- durup — oturamıyorum, amıyorum.,, g E .(ıhuıı da böyle idi. Omın geceleri, sında, dolaşıp durduğunu kaç kere gör- — Bana babamı biraz anlat, onu o kadar hatırlıyorum ki...,, — “Baban şaşılacak bir adamdı, sessiz ve somurtkandı. Yoksullara ve bütün hay- vanlara karşı eyi idi, ancak yanmdakilere sert görünürdü. Seni çok döğerdi; sen de ele avuca ıığ:r bir çocuk değildina, Klmıeyq boyun eğmezdin. Ne babana, ne anana, nd4 kız kardeşine, ne erkek kardeşine ve ne dd kimseye bağlı görünmezdin. Yok, yok; Bas narım ki süt nineni severdin; hatırlryor müse sun Lena'yı? Senden başka kimse onu seve mez, herkes ondan çekinirdi. Başka yapılar cak bir şey olmadığı için onu sana vermişe lerdi; çünkü anan seni emziremiyordu. O nun nereden geldiğini bilen yoktu. Delilî dün seni buraya getirmiş olan küçük lapos nunki gibi kara idi. Ancak, çok yüksek boye hu idi. Sana meme verirken, bilinmiyen bit dil ile türküler çağırırdı. Hiç kimse, anani bile ona yaklaşamazdı: seni onun kucağır dan almağa kalkışacak olurlarsa kızmış dişi kurt gibi homurdanırdı.. En sor onu kapıdışarı ettiler, ancak gece seni çalmağa savaştı. Anan o kada ;ci onu yeniden eve akdlı, Senin oyn: her çeşid hayvan getirirdi; baykı; hîllk.l) farc n, kar; g “Y'”"" .ıl keserek kanını !î?luıılî akı; AA ai ğ K ulus uya gördüm. Bir gün, sen kadar varken, iki jandarma i' polis komiseri onu kelepçev” Denildiğine bakılırsa — çocu böyle yapmışlardı. Bınişn ev n'l'"" iyersi etti; yalnız sen birkaç gün ateşle. Jhonnt. ü yandın. Bütün tasan Rayvanlarından yordu. (Sonu var) Bozutmak — YA AM BZ KAT aa E NL AAA NARE T LA AA A R aai TTT PŞ STTERRSERR aA KAT AA aa ae TaRL L a