D ' ? ? Â3 MART 1938 CUMARTESİ Yurd Postası Filede Ziraat Bankası köylülerin yüzünü güldürüyor Türhal şeker fabrikası bu havalide Bahcar, Ziraat Bankası da buğday eki- Biİnİ değerlendirmiştir, Zirsat Bankasının köylüden aldığı 'Bday Zilede 9 milyon kiloya yakm- üt ve köylüye verdiği para üÜç yüz Kirayı bulmuştur. “:i.:lfm" hükümet hesabına yüklen- tığday işleri Zilede eyi ve bekle & bivz:i:ıılerle başarılımaktadır. On ye- inden fazla ahalisi ve yüz yirmi, :*u Otuz köyü olan bu şirin kazamızın 'Gylüleri Ziraat Bankasını artık kendi * Malt saymağa başlamışlardır. m:’î lç günlük yoldan bile buğda - mkaya satmak için gelen köylü Pek çoktur.. Şimdiye kadar bir senelik tün bir emeğinin mahsulünü pazarda Yök pahasına kaptıran köylünün gözü Ailmiış ve malmın değerini kavra- :'_':'"- Rub'a ve ölçek hesabından güy- 'a akıl erdiremiyen köylü, şimdi ki- YA eyiden eyiye alışmış ve artık her İ kilo ile görmeğe başlamıştır. Ma- 'i tatınca günü gününe parasını 2 - " Yüze yakın köylü, her akşam çu * Gön, U yakıp köyüne keyfli keyfli ©rek hu kıvançlarını — hükümete $İu olduklarını rahat rahat söyle - Mektedirler. Zilenin bu yöndeki gdeğerini gören banka; yaza doğru bir Ge silo yaptır- mayr gerekli bulmuş ve hazırlığa geç- miştir. Buğday işlerinde bemen hemen belli başlı bir kolu ol mak üzere gibidi Buralarda şimdiye kadar pancar & kimi pek az görülürken 'Turhal şeker fabrikasından sonra bütün köylü pan- çar ekimini ele almağa başlamıştır. Pan car ekimi geçen vene dört bin dönüm- lük toprak doldurmuştur. Bu sene ise altı bin dönüme Çıkmıştır. Geçen sene yalnız birkaç kişitin &- linde kalan pancar ekimiyle, bu kere sulak yüze yakın köyde ve bütün çift- çilerce uğraşılmaktadır. Geçen sene Zile zürrama pancar rast olarak fabrikanın dağıttığı dok - bu tutarın Zile; bankanın pa- san bin lita iken bu sene yı geçeceği tahmin €- yüz eli bin lira fabrikası dilmektedir. Turhal çeker yalnız şeker verimiyle kalmayıp bir ba kımdan da memleket ziraatini ve köy- lüyü fenni giftçiliğe doğru hızla gö - Bursada kayak birincilikleri < Kürben bayramınım ikinci ve üçün. SÜ günleri Uludağ'da Türkiyenin ilk Yak yarışları yapılmış, bu münate- betle Uludağ oteli fevkalâde bir kala- Balıkla dolmuş, hartâ her odada iki kar- Yolüda sekiz kişi — yatırlmıştır. Gelen kayakçılar arasında İstanbul dağ kulü. “de menşub olanlar, Ankaragücü ve diter ankaralı kayakçılarla birlikte ma- FUf bazı şansiyetler de bulunmuştur. Ankara kayakçıları dağcılık - fede- Tasyonu genel kâtibi İlyas'ın başkanlır Ü altında şehrimize gemişler ve vila- Yetle belediye ramına bir. heyet tarâr findan İnegölde Karşılanmşlardır. Ü. hiversite profesörlerinden Dr. Ulman dağda ültraviyole şuaları nisbetleri .Eı"i"dc ölçüler yapmıştır. udağda- “İ Ültraviyole suaatı kudretinin İsviç- türmekte ve toprak değerini günden güne artırmaktadır. Subhi Salman 68'tan çok re İkliminden ve hattâ Davi ücri ve yüksek olduğunu ve bu hu.suı- ta bir rapor hazırlıyacağını söylemiştir. Bayramın ilk günü çok şiddetli bir € fırtına çıktığından uzaklardan tipi vi a kalmışlar, bir gelen yarışçılar yoldi kısımı da Karabelen indad evine sığı- narak geceyi Karabelende geçirmişler- dir. Bu sebeble vaktinde harır buluna. miyan yarışçılar yüzünden müsabaka. lar bir gün sonraya bırakılmışlır. Bir kısım müsabakalar ise tamamen kaldı- rılmıştır. Muhtelif milletlere mensub sporcuların Uludağda toplandığını gö- ren Bursa dağ kulübü bundan istifade ederek — bir örnek mahiyetinde olmak üzere — herkesin girebileceği şekilde (6) kilometrelik bir mukavemet yarışı — aursa muhabirimizle müsabahı Bursa ekipinin birinciliğini kaza- nan mühendis Nihad otel önünde.. yaptı Bu yarışa genc, — yaşlı, türk ve ecnebi barçok sporcu iştirak et. miştir. Hususf mahiyette ve program harici olarak tertib edilen bu müsaba- kanın sonunda yapılan tasnif şu mneti- ceyi vermiştir: miştır. Ankara yüksek siraat custitüsünden Talat, İstanbul- dan Ekrem, Bursadan Nusret, ecacbi. lerden istanbullu Marsel birinci gelmiş- lerdir. Programa dahil olan esaslı yarış- lardan biri (iniş) müsabakası idi. Bay- rarın üçüncü günü öğleden evel bu müsabakaya, şeref direğine bayrağı. mız çekilerek istiklal marşile başlan- mıştır. Yüz elliden fazla kadın, erkek türk ve ccnebi kayakçılar bayrağımızı selamlamışlardır. İniş müsabakasının baş bakemliği- ni Ankara yüksek ziraat enstitüsü be- den terbiyesi muallimi Bay Ridil yap. mıştır. Bu yarışa muhtclif katagoriler den mürekkeb gruplar girmiş, zaman tutarına göce yapılan tasnif sonunda kulübler arasında: Bursa dağ kulübü ekibi birinci, İstanbul dağ kulübü eki- bi ikinci gelmiştir. Ankara ekibi numa- ralarını aldıkları halde nedense yarışa gizmemişlerdir. Talebe arasında, An. kara yüksck ziraat enstitüsünden Ci- had birinci olmuştur. Bu müsabakaya 28 kadar sporcu iş- tirak etmiş ve 2400 rükımlı Cennetkaya tepesinden otelin şimalindeki vadiye kadar olan 4 kilametrelik mesafe 3 da- kikada katedilmiştir. Müsabıklar üçer gdakika ara ile bareket ettirilmişlerdir. Programın ea mühim ve teknik ya. rışı olan slalam müsebakası yapılma- Talebe arasında: maştır. ... Bursa kulübünün Uludağda tertib ettiği bu müsabakaların yalnız kulüb. ler arasında yapılacağı Hlan edilmiş ve her tarafa bu şekilde bildirilmiş olma» sına rağmen kırk gündenberi Uludağ. da talebesine kayak — öğretimekte bulü. nan Ankara yüksek zirsat enstitüsünün beden terbiyesi muallimi Bay - Ridil, müsabakalara ccnebilerin ve talebenin de hususi olarak İştirak etmelerini te- min etmiştir. Bu teklifi samimiyetle kabul eden dağ kulüblerinin murahhas- lacı; müsabakaların birinde "şus,, mü. sabakasında bakemin verdiği büküm- lerde sporcular arasında ihtilaf çıktığı için bir kısım kayakçılar sahayı terk etmişler ve böylece müsabaka neticesiz SAVSAB Cenub Demiryolları Müdürlüğünden: Cenub Demiryollarında bu kere aşağıdaki tarifenin meriyete konulduğu muhterem ahaliye ilan olunur, 10 Numaralr Hususi Seyri seri Tarifesi Grup halinde seyahat edecek yolcuların nakli Meriyete gireceği tarih: 1 Şubat 1935 n Aşağıda gösterilen heyetlerin azası tarafından grup ha linde yapılacak yolculuklar için tenzilatlı müşterek bilet verilecektir: HEYETLERİN BEYANI a) — Lise ve kolejlerle resmi ve husust mekteblerin talebesi, yetimhane veya muavenet müesseselrindeki ço- cuklar, ahlâki ve bedeni terbiye maksadiyle teşekkül et. miş birliklere mensup çocuklar genc kızlar ve delikanlı- lar, muallim ve muallimlerle talebenin, yetimlerin, çocuk. ların, genc kız ve delikanlıların nezaretiyle mükellef kim« seler. b) — Fakülteler ve yüksek tedrisat müesseselerinin tedrisat programlarına mutabık olarak tertib edecekleri tetkik yolculuklarına iştirak eden talebe ve muallimleri. €) — Gerek Turing Kulüb gerekşe ecnebi memleket seyahat şirket ve acentaları tarafından tertib olunmuş te- nezzüh seyahatleri yapan seyyahlar. d) — Belediyeler, Halkevleri, umumi menfaatlere hâ« dim birlikler mesleki birlikler, resmi ve hususi mücssese. ler ve sair teşekküller tarafından tertib edilecek gruplar. TENZİLATIN MİKDARI İşbu tarifede münderic şerait dairesinde verilecek müşe terek biletlerin fiatı umumi tarifeler fiatına nisbeten yüz- de 50 tenzilatı şâmildir. İşbu tenzilat yalnız âdi biletlerin esmanına tatbik edilebilecek olup ne 7 yaşından aşağı ço- cukların istifade ettiği yüzde 50 tenzilat ile ne de aşağı« da gösterildiği veçhile bayram münasebetiyle yapılan is- tisnaf tenzilat ile içtima edemez. TATBİK ŞERAİTİ Derpiş edilen tenzilat ancak ekalli 25 kişiden müreke keb olan veya işbu mikdar üzerinden ücret tediye eden gruplar için yapılacaktır. Bundan başka mezkr tenzilatım yapılabilmesi için her yolculuk için ekalli on gün evel demiryol müdürlüğüne bir müracaat mektubu gönderilmeli ve buna grupun yu « karda beyan edilen zümrelerden birine dahil olduğunu mübeyyin vesaik terfik edilmelidir. Müracaat mektubun- da yolculuğun tarihiyle gerek azimet ve gerek avdetta binilecek katarların tarih ve numaraları gösterilmelidir, Bunun üzerine müdürlükten yarı ücret müsaadenamesi verilecek olup işbu müsaadename gerek azimette gerekse avdette mahreç istasyonlarınm gişelerine ibraz edilmeli dir. Yolcular mezkür müsaadenameyi ibraz etmedikçe tene Billi tarifenin tatbikine hakları olmaz. GRUPLARA REFAKAT EDECEK KILAVUZLAR Gruplara refakat edecek kılavuzlar atideki şerait daireı sinde meccanen nakledilecektir: 25 ilâ 50 yolcudan mürekkeb her bir grup için 1 kılavuz SO ilâ 100 » » » 100 kişiden fazla her bir grup için $. | Yolcu tabiri tam mevki ücreti veren yolcu manasında anlaşılmalıdır; yarım mevki ücreti veren iki çocuk yalnız bir yolcu itibar edilir, BA!GĞIĞ:ĞIN NAKLİ ife bagajların nakli bir güna tenzilat gıkmum;n hak verm)ıı. B Na YRAMLARDA İŞBU TARİFE! DAbEbı ŞB NİN TATBİKİNİN bi Herhıınlgi bir b;yrım münasebetiyle bilâ istisna bilü. um yolculara tatbik edilmek üzere yüzde 50 veya daha fazla bir mikdarda tarife tenzilatı yapıldığ: tarifenin tatbiki tatil edilir. eai ç Tarifelerin yukardaki ahkâm ile tadil edilmiyen bil « cümle ahkâm ve tatbik şeraiti meri kalacaktır. Un romanı San Mickele'nin kitabı Yazan; Aksel MUNT Türkçeye çeviren: Nasnhi BAYDAR ı..:h"âyın. çok güzel bir kadın olduğunu 'Yanlar var.., Ve İnanma dostum! Ay, | İe;rn“ geçmiş bir kızdır ki o Sağedi kee özü kurumuş uzaklardan, “Sini seyreder.,, | di ! “ay bir hayalettir,, dedi. : x—"??alct mi? Bunu sana kim söyledi?, m, ” yıllar var ki dedelerimden biri | &Ş ' ; Senbernar — geçidinde, — koca- Aydlar bir ayıdan, ayı da, , Börer Üzerinde hüküm süren Büyük Ayıdan Bök is olan Atta Troll'dan işitmişti. Evet, 'ınyf'“"ü" yüksekliklerinde, herkes â9- orkar, O mezarından sürüne sürüne Gği $tametli yüzünü karanlıkdarda göster- Vakit, köpeklerin yıldızı olan parlak Sir- -E:ık © sararıp sinerse biz, köpeklerin kor- &, mha_vhmımııdı şaşılacak ne Yahkııftığı vakit yeryüzünde uykusu kaç #iz olduğunuzu düşünür müsünüz? 'e depar müsabakasına girenler otel önünd! * hain gözleriyle, öldürücü sevdanın 'en hareket ederlerken | talmıştır. ü abani hayvan ormanlarda ve al“ılîldyı bütün sürünüp Iumıl_dayı_nlır'o: nun kötü hüzmelerinin korkusiyle inlerini brrakıp gi ler. Bu gece, parkta, gözleri - niz, herhalde birine bakmakla meşgul ola - çak, yoksa onun sizi göıhıpıı__ıl'_tını_lı bulun- duran bir hayalet olduğunu gor?rdıınlh; öy- le bir hayalet ki eski bir 'knmlııgun ıhlamur- ları altına kaymaktan, bir şatonun veya bir kilişenin yıkınnlırmda do_lıpuktın. kulla- nılmıyan bir mezarlıkta ıurtlfll_k_ten, “'3"“ - daki ölülerin adlarını okumak için kabirle - rin üzerine iğilip bakmaktan hoşlanır.. Bir kefen gibi toprağı örten karlar altındaki tarlaların yoksulluğunu seyretmeğe ve ya- hut korkunç bir kâbusla ödünü kfıparmık için, uyuyan adamın yatağına serilmek fi- zere açık pençereden içeri doğru süzülmeğe bayılır.,, — “Yeter artık Leo, ay üzerine konuş- mayalım, yoksa bütün gece gözlerimizi yıfm- mıyacağız. Sen söyledikçe benim tüyl:r'ı:fı ürperiyor, tünaydın. Beni öp dostum ve iki- miz de, haydi, yatıp uyuyalım.,, —“Ama pancurları kapayacaksın, değil mi?,, a — “Ay ışığı olunca mutlaka pancurları örterim.,, Ertesi sabah, kahvaltı ederken Leo'ya, hemen Paris'e dönmem gerektiğini, çünkü © akşam ayın on beşi, yaşımın yirmi altı, Kontes'in yaşının da yirmi beş — yoksa yirmi dokuz mu idi? — olduğunu söyledim. Bavulumu hazırladığımı Leo görmüş ve bunun ne demek olduğunu anlıyan her kö- pek gibi o da anlamıştı. Papasın yanına ine- rek klasik yalanı söyledim, — Ehemmiyet- Ji bir konsültasyon için çağırılmış olduğum- dan sabah treni ile şatodan ayrılmağa mec- burdum. Buna acındığını söyledi. O sıra - da, sabah gezintisi için ata binmek Üzere o- lan kont da acındığını aöyledi. Tabiidir ki sabahm bu saatinde Kontes'i rahatsız etme- min sebebi yoktu. Zaten yakında gene ge- lecektim. Durak, yolu üzerinde, vikont'u sabah yoklamasından dönen dostum köy hekimi - ne rastladım, Hasta kendini çok düşkün güö- Tüyor, bağıra bağıra yiyecek istiyordu, ama hekim hiç aldırmıyarak sudan başka bir şe- ye müsaade etmek yoliyle mesuliyete kat « î!anumyıcığmı sert bir dille ona bildiriyor- u. Mide üzerine sıcak bez ve başa da buz koymak, hastanın uykusunu gidermek değe- rine sabaha kadar sürmüştü. Teklif edece- ğim başka bir şey acaba var mı idi? Hayır! Hastanın pek iyi ellere bırakıl - Fazla malümat almak istiyenlerin Karkamış'ta Cenub' iryolları müdürlüğüne müracaat etmeleri riga olunur. Bence, hastanın ne kadar vakit yataktağ çıkmaması gerekti? Hiç olmazsa bir hafta, ay ışığı bitincde ye kadar. Gün uzun sürdü. Gene Vilye caddesii dönmüş olmaktan memnun oldum. — Gi hemen yattım. Kendimi iyi duymuyordı Ateşim olup olmadığını kendi kendime ruyordum ama hekimler ateşleri var yok mudür, bilmezler. Öyle yorgundum hemen uyudum. ; Ne vakitten beri uyuduğumu — bila mezken birdenbire, odada yalnız olmadığı mı sezdim. Gözlerimi açtım ve baktım lf ıçlgııfı bir yüz, beyaz ve boş gözlerini ğ dikmiş, duruyor. ş Paııcurl_ırı kapamayı unutmuştum. Ya vaşça, sessizce, sürüne sürüne odanın iÇİ kayarak, kocaman bir ahtapot'un a) y ea na benziyen, uzun beyaz kolunu, yatağa kadi dar uzattı, L _Kırmz dudaklı dişsiz ağız, kahkaha ataa — gibi sordu: “ ne dersin, ne olursa olsun H” toya ğönmek isteğini hâlâ duyuyorsun, dq ğil mi?,, (Somu var) '