ORMANSIZ ÜLKELER YAŞIYAMAZLAR SMANSIZ. ULBELER. Sibi di A Dörtte biri ormanlık olan Almanya, Ormanlarını korumak ve yeni orman- ar yetiştirmek için bir yasa çıkardı Dünkü nüshamızda “Büyük ulusal işlerimiz,, başlığı bildir. 'Üerli bi Hü Raçn ğ ı ânçııılığın zararları. — Ormanları baltalanmış ağaçsız lar toprağı sü- biçim- i, orta. si alçaldığın- çek yerler $ür k sürekli olur, delta, Jar hasıl o Ağaçların faydaları. _ı":' lilkede bol orman olursa | Yavaş yavaş toprağa geçer, yer “Adâ sülar birikir, kaynaklar kaynar. Z içme güları çoğalır, irmaklar mun- 3M olarak nakliyata elverişli bir Bale ler, İklim değişir, ekilen toprak Te nürus çoğalır, medeniyet ilerler. "gı.""ı hükmetten önce Alman- & Orman sıyasası — Bütün bunların bilindiği Almanyada Bütarekeden sonra gelen bükümetler, takım liberal ökonomi sistemlerine Yarını bugüne Feda ederek fazla *NÇ teminini düşünmüşler ve orman İlletme * P kesilen orman parçalarından bu- nesiyle ucuz ucuz satın a> Sün geriye düz tarlılar bırakmışlardır. —Ğ a redsin İ almaması için de onlara böyle iklr karaciğer ve akciğer verme- .:.*lldlr. Yapılacak iş gayet basit ve ğ bir gayret gösterilmezse ne- Si Son derece vahim olmasına Tağ - buna ehemmiyet vermemek en bü Bit günah olur. Kurban bayramla Yi kurban keseceklerden dilediğimiz Tniz şunlar: 1 — Kestikleri koyunların ciğerleri :" Çıkarka bunların katiyen kedi zbkklcre yedirmemek. kein Böyle ciğerleri, kedi ve köpek- Tik Açıp çıkaramıyacakları bir derin- de, bir çukur kazarak ve üzerine ki- Yökerek gömmek, ç DS basit tedbir memleketin sıhhat h:fvni bakımından çok değerli bir Ş Her kurban kesenin bunlara dik- €tmesini bekleriz. Baytar Fakültesi Parazitoloji ha Şefi Dr. A. Nevrat Yazı “Dyesdner Nachrichten,, gazetesinden alınmıştı. Bunu | 'en parça, bir tertib yanlışı yüzünden çıkmamış olduğundan, | Yazının Ulus'a alınması sebebi anlaşılamamıştır. Bizim için de- 'ümler veren bu yazıyı bugün de kısaltarak koyuyoruaz: 4 Şimdiki orman sıyasası. Bunu gözönüne alan Alman ulusal hükümeti'yeni bir yasa yapmıştır. Bu yasaya göre artık kesim 40 dan 20 de bire kadar $0 yellrk ömrü olmıyan ormanlardan kesim ya- indirikmiş, kele sak edilmiştir. Bu yasanın ana çizgileri gunlardır ! Ekime eİvetişli olmuyan toprakları a « lmanyanın dörtte de yenidi 0 bün işsiz de iş bulmuş — olacak — ve dikilecektir. Bu iş beş yıl için 44 milyon- fidan için dazım olan pârayı “Alman Kredi Bankası,, , “Biriktirme sandıkları,, yaf- drmiyle bulacaktır. Bu sıyasanın vereceği sonuçlar. Çorak yerler — ağaçlandıktan sonra Almanya, ormanlarından, yılda, şimdi- kinden 6,5 milyon metre mikâbı fazla ke- reste alacaktır. Bunun manası, Al - manya başka yerlerden getirttiği ke - restenin nisbetini 96 9.2 ye indirecek, yani bundan böyle yalnız yurdda ye - tişmiyen cinslerden başka, yabancı kelerden kereste almıyacak, demek Başka yerlerde ormancılığa ve- rilen ehemmiyet. Amerika Birleşik Devletleri Başka- nı Ruzvelt, Kanada'dan Teksas'a ka - dar 1600 kilometrelik bir orman şeridi yapılmasını emretmiştir. Faşist İtalya, birçok muvaffakıyet- sizliklerden yımıyarak, çorak yerleri ağaclandırmak, mevcud ormanları da korumak üzere gereken bütün tedbirle-- ri almıştır. Ormanlar ve tarih. Tatih öğretiyor ki - yukardanberi anlattığımız sebeblerle - ormanların a- zaldığı yerlerde sefalet çoğalmış, or « manların bol olduğu yerlerde de mede- niyet ilerlemiştir. Biz ne yıpıınlıyızî Anadoluda ormanları korumak Vyn— mez, yeniden pek çok orman yetiştirme- ge de mecburuz. — .. e: ölüm Avukat Ekrem ve Emin Ergun'un dayısı Muhascbei hususiye memurlarından B. Nazmi vefat etmiş ve cena- zesi dün kaldırılarak defne- dilmiştir. 1—1029 Seyahat notları Zir'de bir gün Halkevleri köycülük komitesi, üze rine aldığı büyük işi başarmağa çalışı- yor, bu meyanda her hafta bir grup öle var köylere giderek, köylülerle yakın- #an temasa geçiyor, köylünün ve köyün Nahiyede dokunan halı ibtiyaçlarından mümkün olan kıstı rr karşılanmağa çalışılayor, — köylüye köylerinin ne şekilde düzelebileceği anlatılıyor, köy kanunu okunuüyor, an- tatılıyor ve köylünün aorluk çektiği her türlü köy işlerinde kendisine yar« dım ediliyör. Memleketin her köşesin- de ve köylerde atılan yeni ve faydalr adımlar köylüye vâz ve nasihat şeklin« de değil en canlı örneklerle anlatılma- ga çalışılıyor. Halkevlerimizin bu yönden daha yek simli düşünceleri vardır. Projeksiyon, sinema, gramofon gibi köylüyü aynı zamanda eğlendirecek vasıtalarla işin yürütülebilmesi gayesiyle köycülük ko mitesine bir de propaganda takımt ila- ve olunmuştur. t Halkevleri, Gazi Terbiye Enstitüsü arkasındaki Balkat köyünü, bir örnek köy haline koymağa kazar wermiştir. Köyeü arkadaşlardan üçü Bayan ol- mak üzere 12 kişilik bir grup bu cuma buraya 36 kilometre mesafede Ankara- nın batısında, eski İstanbul şosesinin bir buçuk kilometre içindeki Kir pa- | hiyesine gitmişlerdir. Eskiden sof, ko- zacılık ve cehriliği ile Ünlü bir kaza olan Zir (230) evli ve evleri temiz, halkı uyanık 1118 nüfuslu bir nahiye- dir. Nahiyeye merbut 16 köy vardır. Nahiyenin umum nüfusu (3321) dir. Çok eskiden yapılmış — bir camii, 4 dükkânı, 4 çeşmesi ve camide İtalyan seyyahların 250 lira verdikleri bir de seccade vardır. İçinden Ova çayı geçen Zir'in etrafını 200 den fazla bağ, 40 dan fazla bahçe garar. Nahiyede beş sınıtflı bir ilkmekteb vardır. Halkın hepsi halk dershanclerine devam etmiş A kursun- dan şahadetname almıştır. baş muallimi Bay Habib'in gösterdiği baş gayet gayretten halk çok memnundur, muallimin karısı Kaırşehirlidir, güzel halı dokuyor ve köyün Üç gene kızına balıcılık öğretiyor, Köyün asayişi çok yetindedir, halk: Burada hiç vukuât olmaz. Eşyanızı kapının önüne koyun, çalmazlar, diyor- lar. Zir'de Halk Partisi, sıtma mücadele memuru, çocuk koruma kurumu vardır, Bu tsurumun içinde Bayan Üüyeler de var. Zlz, hor sene Ankaraya 40-50 araba Kapıköyünde bir çoban köpeklerile beraber —| kadar patlıcan, bostan ve armud gön- gderir. Otomobille bir saat süren Zir'in yol ları gayet güzeldir, uzun mesafeli tat- İr meyillerle kayak sporuna çok müsald olması gerek. Nahiyenin yanı başında Evliya Çe- lebinin de seyahatnamesinde bahsettiği şayanı dikkat kayalıklar vardır. Bu ka- yaların içleri oyuktur ve göz göz oda- lardan müteşekkildir, mağaranın için- de iki beton kuyu var. Mağaranın sa- gındaki tek kayanın Üstünde kireçle örülmüş bir duvar vardır. Birkaç sene €evel burası araştırılmışsa da bir şey bu- Tunamamıştır. Halkın dediğine göre Mektebin SAYIFA 5 Yeni Adam Bu güzel fikir gazetesinin 62 inci sa« yısı çıktı. Bu sayısında birçok değerli yazılar var. İsmail Hakkının matbuat Müdürü haksız mı, hayatta muvaffak ol« manın sırları makelesi gazetecilik mek- tebi adlı hikâyesi, ressam Arif Bedii'nin Bayazıt meydanı başlıklı güzel reporta« jt, sıyasal acun üzerine Cami'nin yarısı gençlik ve dil anketine verilen cevablar, Boyoğlu kız sanat mektebindeki müzü- kereler, Amok Sedat Nuri'nin çok güzel karikattirleri vardır. Değeri 10 kuruş- tur. Esnaf Küçük esnafın mesleği ve umümi kül. türünü artırmmak gayesile ve onların ane Tayacağı dille neşredilen bu mecmuanın li 16 ci g çıkmıştır. Bu pizt Selman Pâk “Yerli mallarımım karşısında her birimize düşen vazifeler,;» "Esnaf saylavlarımız,,, “kahvehaneler asrileştirilecek,, , “İş adamı, fikir adamı,, “buhrana karşı nasıl korunabilir?,, “A- hşveriş hayatında cesaret,, başlıklı ya- zılarla birçok mesleki haberler, tuhaf vakalar, eğlenceli ve faydalr yarılar vara dır. “Esnaf.. kendisine çizdiği yolda mu« vaffakıyetle yürüyen ve eyi çalışan bir mecmuadır. Tavsiye ederia. Tanesi 10 kuruştur. vaktiyle bir derebeyi bu tek kayada ba. rınırmış ve bu yüksek kayalıklar arası. mna gerilen iplerde dünyanın dört blr yanından gelen canbazlar bünerlerini gösterirlermiş - ki Evliya Çelebinin #eyahatnamesinde de — böyle yarzar « muhtemeldir ki halk bunları bu kitabe tan öğrenmiştir. Zir, Ankaraya sayfiye vazifesini gö gebilecek şirin bir nahiyedir. Halke Çok misafirperverdir. Köyün mühtarı 60 yaşındaki tecrübeli ve hoş sohbet Hasan dayı bir «öz arasında: daba da anlıyacağız, demiştir. Köycülerden bir geup krsa bir 2A « man için Zir'e yakın bir mesafede bu » Junan Kayı köyüne de gitmişlerdir. Kayı'lılar çok çalışkan insanlardır. Mu allimleri olmadığı halde elbirliği iİle bir mekteb yapmağa çalışıyorlar, as « kerden dönen üç delikanlı bütün köylülk yü okutmuştur. Kayı olvarında 4 tane höyük vardır. Köylünün elinde bu ara- da bulunmuş eski paralar vardır. Kayı ve civarında 12 Oğus boyunun adını taşıyan eemt ve küyler mevcuttus, Orupa iştirak eden bir doktor 200 hastaya bakmış ve ilaç vermiğştir, köy- lüye bu ziyarette hiç ağırlık olunma « muş, yemekler beraberlerimizde götür. rülmüş ve köylüye portakal, şeker gb bi ufak armağanlar verilmiştir. Tefrika: 23 %__ u ."l Michele'nin kitabı Yazan: Aksel MUNT Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR ş_;i" Bu melün vahşiyi bir daha görmek Rik uyorum; şayet bu mutsuzluğa uğrıya * İ lursam monokl'unu onun boş beyninde 1Yacağım.,, .lı; “ Sakın böyle bir şeye kalkışmayın; ldürüverir. Çok iyi nişancı olduğu ya * | &ğüür. Yaptığı düelloların sayısını bi- j | İşi gücü herkesle kavga etmektir; bir dili vardır, onun... Sizden istedi- e) İey, otuz altı saat soğukkanlılığınızı iee Za ertmenizdir. Yarın akşam, müsaba- n Paris'e gidiyor ve sakın kimseye SÖy- * :3;—: benim de bütün dileğim onun bir B ü buradan kalkıp gitmesidir., H “Niçin?,, — Papas sesini çıkarmadı. , t_ ,“Mademki siz söylemiyorsunuz, ben buğyliyeyim: çünkü kontesi seviyor; SİZ ."'lz Un için ondan iğreniyor ve çekiniyor- Bi | ::ş;: 'ğ'ınrı bilir nasıl bunu böyle “:::2 “2; fakat öyliyeyim ki vi ti şunu söyliyeyim & v Ve kontesi almak İstemişti; o da bu- Z Mt * saraA'AİMİVÖĞ. —“ Hoşuna gitmiyor. ama korkuyor; - “arak daha kötüdÜr.m Ğ K ile onun samimi olması- Kont kırmzı. B li içindir ki lnız başına kalmasını is mütemadiyen gez - melere ve tiyatrolara gbtiin'iyordu... — “Yarın gideceğini biç ummam.,, — * Muhakkak gidecekıir; altın madal- yayı kazanmayı çok istiyor ve kazanacağı da çok mühtemeldir; doğrusu iyı NİŞANCI. 1 — “ Keşke ben de iyi nişancı olsaydım da kırlangıçların öcünü almak içift anu ge- bertebilseydim. Anası bgbııg hakkında bı_r bildiğiniz yok mu! Eminim ki bunlardan bi- rinin bir bozuk tarafı vardır.,, ğ :— “Anası gayct güzel bir alman kontesi idi; güzeııiğ'ıni de ona borgludur_. F?_“__' sa- nırım ki karı koca birbirleriyle bir türlü ge- çinemezlerdi. Babası korkunç bir sırh?şıu. Münasehetsiz ve acayip bir adam olduğunu herkes bilirdi. Son zamanlarına doğru üde- ta deli denecek gibi bir hale gzlı_nıştı. Hattâ bir çok kişiler intihar ettiğini söylerler., — “ Dilerim ki oğlu da babasının yolun « dan yürüsün, hem de bir an evel... Çılgınlığa gelince: buna da birkaç adımı kalmış za- HON y < — * Hakkınız var — Vikont'un acayip halleri vardır. Meselâ, hir aygır kadar sağ- lam gördüğünüz bu adam, hep sıhhati ile uğraşır ve hastalıkların türlüsüne yakalana- cağından korkar. Geçen sefer buraya geldi- ginde bahçuvanın oğlu tifo olmuştu. Vikont bunu öğrenir öğrenmez kalkıp gitti. İlâç al- madan duramaz ve belki sofrada da birşey- ler içtiğine dikkat etmişsinizdir.., — *“ Aklımdan ona bir azizlik yapmak dü- güncesi geçiyor. Kızmış bir adama karşı ya- pılacak en iyi şey ona gülmektir. Odaya gir- diğiniz vakit ne halde idim, biliyorsunuz. Şimdi keyfim gene yerine geldi. Bu gece gitmekten vazgeçtim. Haydi sigara salonu- na, ötekilerin yanıma gidelim. Gayet dostca hareket edeceğimi size vadederim..,, Vikont, yüzü gözü mosmor, aynanın kar- şısına geçmiş, durmadan pos bıyıklarını bü- küyordu. Pencerenin önüne oturmuş olan kont da Figaro gazetesini okuyordu. Münasebetsizliklerine ne kadar taham - mul göstereceğimi daha iyi anlayabilmek için monokl'unu gözüne yerleştiren vikont “İsveçli doktorum, sizi burada tekrar gör « mek ne beklenilmez bir zevk,, dedi “ sizi bu- raya getiren şey, ummam ki, yeni bir kolit vakası olsun!,, — “ Hayır! henüz öyle bir şey yok, ama bilinmez...,, —" Sizin kolit mütehassısı olduğunuzu işitiyorum. Yazık ki bu acayip hastalığın | olduğunu bilen yok! Tabii bütün bil| kendinize uz. Kolit'in nasıl hastalık olduğunu bana lütfen söyler mii niz? Bu 'ma da geçer mi?,, — “Herkesin bildiği manada, sâri değlik dir.,, n — “Tehlikeli midir?,, V — “ Hemen tedavi edilecek ve Iyi teden vi edilecek olursa tehlikesi yoktur.., İ — “Yani tarafınızdan tedavi edileceli — olursa, değil mi?,, K — “Burada ben hekim değilim. Kon ; bir misafir gibi çağırmak nezaketini gösteri — “Evet! ancak, siğ' burada iken Paris e teki hastalarmız ne olacaklar? — “İyileşeceklerini umarım.., — “O muhakkaki,, dedi ve bir kahkahtt Aattı. Gidip papazın yanma oturmağa ve kete dimi tutabilmek için elime bir gazete alığı — okumağa mecbur oldum. Vikont, şömine * nin Üzerinde duran saata baktı. — “Yukarıya Jülyet'i bulmağa çıkıyo rum, Gidip parkta biraz dolaşalım. Bu gü e zel ay ışığında evin içine tıkılıp kalmak biir — cinayettir.,, dedi. l Kont, gömülmüş olduğu koltuğun dibine den mırıldandı: “karım uyumağa gicti; biraz rahatsızdı...,, Sanu ver)