SAYIFA 4 Jan gedikten içeri girecek şey züğürt- — Hik ve sefilliktir. y KK Para değevi düşürülmesinin iç öko- — gomilde yapacağı sarsıntı, denksizlik ve — paygunsuzluğu pek çok ökonemiciler su- =n geçerler. Sanılır ki, ulusal ökonomi tünlüğünün değer yekânu değişmez, Opalrız ökonomik değerler el değiştir - gmiş olurlar, Bu düşünüşün — ne kerte yanlış olduğunu, yaşanmış ve denenmiş Oluşlar göstermiştir. Evet! değerlerin bir elderi kaşka bir Blc kayması. değil mi? Ama, kışkırtı- lan kazların ayağı hiç de öyle çıkıver. amemiştir. Bir misal ile düşündüğümü- zü anlatmağa çalışacağız: Bir ulusal ökonomi içindeki ökono- mik değerlerin yekünunu, bir santrifüj İçine konan süde benzetebiliriz. Santri - Hüjü çalkalarsanız; süd ve onun müerk- kebleri yekân olarak gene aynı — Ama, bir yanda azacık yağ ve yağlı p — Çaya karşı, öte yanda en büyük — kütlesi yağsız, dupduru bir sözde süd — ölüvermiştir , Bu denksizliğin ondan sonra ulusal — Bkonomideki tesirlerini, apaçık görüyo- ruz: Bir tarafa biriken fazla sermaye ile kuzını ve gücünü büsbütün atımrış bir /— yyetirim Çistihsal) mekanizmasının orta. oya attığı ürünler şöyle dursun, cski ker- “tesindeki mikdarını da satın alacak, yok — gedecek (istihlak) kütle artık süğürtle. — miştir. Bu duruma gelmiş denksiz bir — mlusal ökonomi için, bir zamanlar ame- yikan dehasının yeni bir buluşu diye bütün eski acunda de hemen dört eile Sarılınmış olan vasıtanın; taksit İle ta- tışıt, daha doğrusu yok edicilere açıl » — mış bir yök edimi kolaylaştırma kredisi. nin fayda yerine zararlar getirdiğini de — Bğrenmiş bulunuyoruz. Çünkü iç borçe — Sarım ve onların artım payının — (faiz) — yukarda anlattığımız — acıklı durumu, — kötüden betere götüreceği gün gibi ışık. “Maır. Ve yapılan hesablar da bunu bel- gelemiştir. . xxx Para değeri düşürülmesinin dış öko- — Nomi işlerine kararsızlık ve emniyetsiz- Hik vererek zarar getireceği zaten her- kesin bildiği bir şeydir. Ş Bit kere denk durumu bozulan bir para değerinin pek de — öyle istenildiği /— zaman ve çabucak denk duruma kona- — Muyacağını en güclü bir ulusal ökono- mide de görüyoruz: Büyük Britanya, paar değerini düşü- — zeli dört yıl oldu, İngiliz lirasının hâlâ — Genkli ve kararlı bir duruma gelememiş — olduğunu, — -k altın ve gerekse farn. fz frangı srek nasıl gittikçe düş. — gmekte bul snu şu Takamlar anlat. maktadır: —İlkteşrin 931 de bir öns altın 114,9 — İng. L.; ve bir İng. L. 104,75 franktır İlkteşrin 932 de bir ons altın 125,8 — İng. Li; ve bir İng. L. 88,23 1-3 oldu İlkteşrin 933'de bir ons altın 134,8 İng. L.; ve bir İng. L. 82,32 1-2 oldu İlkteştin 934 de bir ons altın 143,3 “İng. L.; ve bir İng. L. 74,5 1-2 oldu Bu düşmeler hiç de ihtiyari değildi! xxx Dlirt kısa yazıda, değeri düşürülmüş poraların götürdükleri sonuçları teori ıhnını girmeden anlatmağa çalıştık. — Bizim bu yazılarda altın taraftarlığı et- 'tiğimiz sanılmamalıdır. Başka fırsat - Terda da söyledik, ki paranın oluş ve te — kâmül yolu bizi, her çeşit el tutar mad- d karşılığa muhtaç olmıyan bir kâğıd gparaya gölürmektedir. Arma bu, bütün /—gcünun böyle bir anlayış ve görüşte bir- u,ulı olduğunu ve bundan sonra da pa- ozanın öyle her usa gelen düşünce ile soynanmaz bir ölçü olduğu onanıp da bunun bir sağlam düzene konduğunu /— göremediğimiz müddetçe; teorik düşün | celeri bir tarafa bırakarak, “pratik bir /— mejalizm,, e saılmaktan daha doğru bir — gey bülamıyoruz! İ xxx So nsöz olarak; — *" Anlayışımız ve sıyasamız olarak u- / dusal paranım değerini mutlak koruya- / tağızt,, Sözlerindeki keskin ve uzak gö- Tüşten dolayı, güven, kıvanç ve minnet tarlık duyduğumuzu da söylemeyi bir Ödev biliriz? 5 SAİD AYDOSLU I MART 1935 v Yabancı gazetelerde okuduklarımız Sir Con Saymenin yolculuğu ıflra[ında Hitler'in sesinin kısılması diplomatik bir hastalık değilse, Sir Com Saymenin birkaç gün içinde Berline gitmesi ge rektir. İngiliz parlamentarizminin büyük Hi deri olan ve bütün meslek hayatı teen ni, entellektüalizm ve demokratik me - deniyeti temsil eden bu liberalin, şn-nıh yt kadar bu gibi faziletlerle temayüz etmemiş olan üçüncü Rayhın mümes « silleri tarafından alkışlanmasını görmek tuhaf değilse bile beklenilmiyen bir şey olacaktır. Fakat, nâstıl ki dördüncü Han n Paris şehri katolik olmağa değiyor idiy- &c Sir Con Saymen için de barış Ber- line bir yolculuk yapmağa değer olsa gerektir. “Paris,; ra, Roma tavsif ettiği şeyin İngiltere gönderilen mümessilinin B. Hi defa olazak temas etmesinden ar Kardeş öldürücü kavgalarla parçalan miş ÂAvrupay edecek olan her şey, bizden de tasvib görecektir. Onun için ingiliz dışarı iş - ler bakanı Berline gidince, sıra: birleştirmeğe yardım â gö- ereden nlarının mekten geri durmaya - re kendilerini Fransa veya İn, Çra kafşı göst cakları sevinç tezahürleri karşısında u- lusuna mahsus olan soğuk kanlılık ve en ayrılmıyacağına iyice gü veniyorur. Sir Con Saymen, Almanyanın bize jyaptığı başbaşa kalma — davetlerini, bu işle alakası olmıyan Rayh iç sıyasasına bağlı sebeblerden dolayı değil, bu da « n bize bazı şartlar içinde yapıl « miş olmasının, İngiltere ve küçük an « laşmaya karşı olan sadakat vazilemizec uymaması dolayısiyle — reddettiğimizi hatırlıyacaktır. Barış sever bakan barışın taksim ©- dilemiyeceğini; Londra, Roma, Paris we Berlin arasında yapılacak olan anlaş malara Varşova, Moskova ve Pragin da girmelerinin çok gerekli olduğunu mu- hatabına hatırlatmanın yolunu bulacak tr. Fakat bu gibi kayıdlar dahilinde, daha döğrusu bu gibi sarahatler yapı - Imca, bu gibi temaslar ancak yerinde olabhilir. Esasen bu temaslar, kimsenin Ray - hin etrafını kuşatmayı düşünmediğine ; âlicenabane bir şekilde tamirat işinden vazgeçen, uzun aylardanberi hukuk be raberliği prensibini kabul edea Alman- yanın eski düşmanlarının en teklerinin, onun Uluslar Derneğine ge- ri dönmesi olduğuna alman efkârı umu miyesini inandırmağa yaramıyacak mr dır? B. Hitlerin, ülkesini yeniden inşa için öteki ülkelerden fazla muhtaç olduğu barışı Fransa istemekte ve bunu zaman zaman verilmiş söylevlerle değil, yaptı Almanya ve beyaz kitab Berlinden Mançester Gardiyen ga - #etesine bildiriliyor: İngilterenin keadi müdafaa silahları- ni artırmasını izah maksadiyle çıkardı- ğt beyaz kitab, Almanyada hoşa gitmi- yen bir takım tefsirlere yol açmıştır. Berliner Tageblat başyazıcısı B. Şci fer, yazdığı bir yazıda bu kitabta ingi- liz politikasiyle daima birleşik bulunan vuzuhtan da, dürüstlükten de eser bu- Tunmadığını söylüyor. Bu yazıcı, bu ki tabı yazanın olsa olsa Fransa ile askeri bir bitleşmeye meraklı bir harbiye ba- kanlığı memuru olabileceğini — sanıyor. Doyçe Algemayne Çaytung, gazetesi- nin baş yazıcısı Dr. Sileks de, böyle bir zamanda bu kitabım neşredilmesinin in gilizlerce sık sık almanlara isnad edilen psikoloji bilmemek suçunun ta kendisi olduğunu ve içinde hiç de dostluktan bir eser bulunmadığını yazmaktadır. Bu yazıcı, neden ingiliz — silahlanma konuşmalarının — geciktirilmediğini ve Bt işlerle göstermektedir. Pransa barış istikametinde, Avrupanın bi parça larmın genel bir güvenlik sistemiyle biğlanıp birleşmelerinde aramaktadır; Fransayı bu amaçtan ne tehdidler, ne de ayırma ve parçalama teşebbüsleri çe virecektir. İngiltere ile İtalya da Fransanın ya- nt başındadırlar. Eğer Sir Con Saymen muhatabına bü klerden bir kaçını duyurabilir. ne yapacağı yolculuktan biz de memnun kalabiliriz. Fakat acaba Berlin bu yolculuğun ya sına bâlâ istiyor mu? La Repüblik, Paris - 6. 3. 35. pilmas mart tarihli L Tan gazetesi, Sir Con Saymenin yolculuüğuna — Hascettiği ingiliz kabinesinin çıkardığı z kitabın Almanyada uyandırdığı slerden ve bunlar karşısında Londra duyuları hayretten bahsettikten son ra bunların ingiliz hükümetine soğuk kanlılığını kaybettirn miş; İngiltere nin, Berlin elçisi vasrtasiyle alman hü kümetinden Sir Con Saymenin yolculü nesi, yoksa hiç yapıl- matnası mı gerektiğini sorduran bir ta- taftan da Varşova ve Moskova hül metlerine yakmda bir ingiliz bakanının ilerini ziyaret edeceğini tebliğ et- mun tehir mi edi tirdiğini anlatarak yazısına şöyle de « yam ediyor: Berline yapılacak olan bu yolculu: tan maksad ne idi ve Hitlerin boğazi; keyfi bunun yapılmasını mümkün kı » Tarsa, maksad ne olacaktır? Başlıca maksad, Versay andlaşması- nn askeri şartlarının tadili mukabilin- de batışın müşterek bir şekilde kurum- landırılması işinde yer alıp almıyacağı ya. sormaklı. Bilindiği gibi k tarzda kurumlandırı! Mması bir 'ı—ırııx teşebbüsüdür, fakat kü nlaşma uluslarından sonra İngil ve İtalya da bu sistem kimseyi ayrı bırakacak mahi- yette değildir. na katılmışlardır. ve Belki de Almanyanın yeniden &i - lahlanışı karşısında başka bir styasa da düşünülebilir ve Ülkemiz bunda, Avru- pada savaştan önce yaptığı Üzere, bir sıra tedafüt ittifaklara temayül — edebi- lirdi. Fakat Versay andlaşmasından be- ri kendine çizdiği yola sadık kalan ve ingilir efkârı umumiyesinin herhangi bir gvrette alınmasına meydan verme - mek istiyen fransız diplomasisi, birkaç taraflı paktlar yapmak sıyasasından ay- rılmamıştır. Bu ise karışık, görünüşte biraz za- yıf ve eğlenilmesi kolay olan bir sıya- sadır. Fakat bunun değeri yalnız na- zari olsaydı, İngiltere bunu tasvib et - meden önce uzun uzadıya düşünür müy dü? Sonra, ne içşin Almanya buna ka- tılmaktan o kada; çekiniyor? Fransanın doğu andlaşması hakkında Almanyaya verdiği son nota, 15 ikincikânun tarih- lidir ve elan bunun tevabı beklenmek tedir. ROMAKISRI Berlinde vaziyet, daha ziyade aydınlan dıktan sonra yapılmadığını anlamadığı nı söylüyor. Dr. Sileke, beyaz kitabr şu suretle tas vir etmetkedir Öyle tek tarafir bir eser ki mukabil tarafa rarar verecek her şeyden çekin- mekte, fakat Almanya aleyhine çıkabi- lecek her şeyi yazmaktadır. »« Beyaz kitab, aynı zamanda ingi- lizlerin kollektif sisteme olan inanları- nin sarsıldığını göstermektedir. Lokarno muahedelerinin artık itibar dan düştüğü kanaati bu beyaz kitabtan pek âlâ belli olmaktadır. Almanyanın da ithal edileceği bir em niyet sisteminin başlıca kefili, ş$imdi ken disi güvensizlik gösteriyor. Lokarno andlaşmasını itibardan dü şürenler, o andlaşmada mevcud olan si Jahsızlanma esaslarına riayet etmemiş olanlardır. Eehemmiyetli olan bir nokta beyaz ki tabta büsbütün silahsızlanma konuşma- larının geçen yıl B. Bartunun reddet « CA Yzedal 4t Almanyanın — bu kadar çekingenlik göstermesi ve son ingiliz — fransız ko nuşmalarında tarif olunan taksim edil- mez bütünlüğü açıktan açığa parçala - mağa uğraşması, Avusturyada veya baş ka bir yerde kötü bir iş yapmaktan vaz- , yahut da bunu yapmak n kaldırmak istediğine delalet etmez mi? Küçük anlaşma adeyletlerini Balkan Ülkelerinin heyeti mecmuasiyle birleş « titen ve Sovyet Rusyayı, böylece te » şekkül eden grupa sıkı bir surette yak Jaştıran hareket son zamanların ulus - Jaratası 1" diselerinin en mühimlerinden bir A Londra ımrımnu—ı.ı (Mütecavizin tarifi) için le doğu ve cenub doğusu Avru devletler arasında protokol - andığı sırada belirmeğe başla miştir. Sovyetlerle romenler arasındaki an- laşmazlığın halli; Balkan andlaşmasının teşekkülü; küçük kı bir hale girmesi; bir çok devletlerle Moskova arasında sıyasal münasebet- Sovyet Rus- yanın Uluslar Derneğine girerek Maca- na karşı küçlik anlaşmanın dilek etmesi, bu İlerleyişin merhalelerinden biridir. Böylelikle Rus- ya, doğu Avrupasındaki devletlerin ya- nlaşmanın daha si- lcrin yeniden kurulması; müdafaa şayışında oynamış olduğu ananevi rölü yeniden alacak gibi görünüyor. Bu ilerleyişin, fransız sıyasasının de ğişmesi korkusu yüzünden biraz daha süratlenmiş olması müm! r. Fakat bu süratleniş bühassa Almanyânın ye « adan doğan endiğeden ileri gelmiştir. Bu bakımdan söyledi- gimi,; iş İngiltereyi Avrupa işle- rine dah a alakadar olmağa sev - keden ile; & bir benzerlik atzetmek- tedir. Şu halde, bu benzerlik Almanyayı, Berlin seyahatinin gerekliğine inandır- geri katahilir? Ve gene bü niden silahla: ilerl. maktan na: benzeri Moskovaya yapılacak bir seyahatin Ber Hn yolculuğu kadar gerekli olduğunu göstermemesi kabil midir? (Tabii Var- şovaya da bir yolculuk yapmak gerek- tir. Ünkü Avrupa barışı “mevzuubahs olduğu zaman Lehistanı ihmal eder gi- bi görünmek doğru olmaz.) Almanyanın hatası yüzünden Avru pa yeniden birbirlerine rakib ve düşman bloklara ayrılmak tehlikesi karşısında - der. Menfaatlerin ve ihtirasların şimdi- ki giriftliği içinde hiç kimse bunların çarpışmasından uzak — kalacağını iddia edemez. FPransız diplomasisi — bunların tamiti imkânsız bir şekilde tebellür et- mazlerinin önüne geçmek ve hepsini ba- rışçı bir birlik içinde toplamak için yo » rulmadan uğraşmaktadır. Almanya bu gibi çalışmalara yardım etmelidir. O ne kadat uğraşsa yalnız olduğu halde her- kesle başa çıkamaz. İngiliz efkârr umu miyesine gelince, o da şimdiye kadar barışa bağlı kalmış olan ulusal hüküme te tamamen destek olmalıdır. ingiliz efkârı umumiyesine mesine kadar ilerlediği safhalardan hiç bahsedilmemiş olmasıdır. ' Bay Makdonald, o sıralarda İngiltere, Fransa ve Almanyanım bu meselede ay nt fikirde bulunmuş olduklarını unut « makta mıdırt * . Alman genclerinin askerleştiril - mesi hakkındaki iddiaya gelince, bu genç liğimize izzetinefis, gürur, vekar ve yurd sevgisi vermek gayretinden iba- rettir. Bugün İtalyada çocuklar sslahla ta lim görmekte, İngilterede lise talebesi makinelitüfek kullanmasını öğrenmekte, Oksford ve Kembriç talebesi bomba at- masını bile becermektedirler.,, Toplanma Hukukçular cemiyeti Başkan- lığından: Cemiyetimizin yıllık kurultayı $ nisan 935 cuma günü saat on beşte An. kara halkevinde taplanacağından üye- lerimizin toplantıya gelmeleri rica ©- Junur. KURBAN BAYRAMLARINDA Evlerde kesilen kurban- ların ciyerlerini ne yapmalı? Kurban' bayramlarında evlerde Kuf ban olarak kesilen ve "mezbaha müuaye nesine tâbi tutulmayan koyunlar yüzün den, hem kendi sıhhatimizi ve hem d€ bayvanlarımızın sıhhatini tehlikeye kor — yabilecek bazı hastalıkların — yayılmas mümkün olabilir. Ulak bir ihmal fisi çok güç neticeler doğurabili Koyunların karaciğer ve akı rinde, içleri su dolu sert keselere tesâs düf edilince bunlar çok dela kedi ve Vü peklerin önüne atılıyor. Bunu bilka çobanlar yaparlar; meralarda hasta kor Su keselerini yiyen köpeklerde hasıl olan şeritler yunları ölüm balinde iken keserler ve eğer bunların ciğerleri bozuk — çıkarsâ derhal köpeklerinin önüne atarlar, Ayni hâli bir çok yerlerde kurban bayramla « rında da görüyoruz. Kurbanların bozuk ciyerleini kendimiz yemiyoruz fakat kes di ve köpeklerimize veriyoruz. Karaciğer ve akciğerlerde görülen bu kestler, küçük, 3- ğundaki bir şeritin, tenyanın yavru şek- lidir. Bu keseler, babusus köpeklerin ine ce bağırsaklarında sayısız bir halde, söye lediğimiz o ufak şeritleri hasıl ederler. Çünkü bu keselerin içinde pek çok baş çıklar vardır. Bunlatın her birinden küs çük bir şerit teşekkül eder. Bu şeritle « rin içindeki yurmurtalar da köpeğin pis- liği ile birlikte her tarafa yayılır. Ev kö- Pekleri evin het tarafına bu yumurta « darı saçarlar. Serbest dolaşan köpekler bahçelere (meyva ve sebze), meralara binlerle yumurta dökerler, Köpekler ken dilerini temizlerlerken dillerine binlerce yumurta sürülür. Ondan sonra sahiple - tinin ellerini yalarken bu yumurtalar in- sanların ellerine göçer, Yemek kapları na da binlerce yumurta sürülebilir. İşte insanlar ve hayvanlar, sular, pişmeden yenilen salata, salatalık, marul, turp, dereotu ve saire ile meyvalar ve köpek: lerin yaladığı ciler ve yemek kablarile. ve hayvanlar otlarken bu yumurtaları yutarlar. Yutulan yumurtaların içinde « ki rüşeym bağırsaktan geçer ve vücu « dun her taralına - hattâ dimağın içine kadar gidebilir. Fakat birinci derece « de karaciğer ve ikinci derecede akci « ğerlerde yerleşir. Burada bazan bir pors takaldan da büyük, hattâ bir küçük ço- cuk başı büyüklüğünde keseler yapar. Ve bu hastalık çok vahimdir ve tedavisi yoktur. Görülüyor ki köpeklerden ge çen bu bastalık hem insanları ve hem de hayvanları bulaştırıyor. — Maalesel meleketimizin kasaplık bayvanlarında bu hastalık pek çoktur ve bu yüzden iktısaden pek büyük zerarlara giriyo- ruz. Çünkü ve bittabii. mezbahalarda baytarlar bu ciğerleri tevkif ederek imha ediyorlar. Her sene bu yüzden im> ha edilmiş ciğerlerin yekünu binlerte- dir. Köpek besleme zevki, Avrupa ve Amerikada olduğu gibi, bizde de pek taammüme haşladı. Köpek bevlenilmes sih demiyoruz; fakat sıhhatlerine bak- imamız lazımdır, Çünkü bu şeridi olam bir tane köpek bulunduğu yerdeki bük tün hayvanları ve insanları tehlikeye koyabilir. O balde bu ha ik da sih-e hat ve servetimiz köpel milimtrce - uzunlu-