SAYIFA 4 ln;dra konuşmaları karşısında türlü ulus ların düşünceleri İ şubat tarihli Deyli Hera!d'tan: Fransa ne diyor? Fransa Almanyadan iste. zektedir: şunları a) Almanyanın uluslar dönmesi, b) Doğu andlaşmasına sıkı sıkı bağ- Janması. €) Ton andlaşmasına sıkı sıkt bağ- Janması. Bu suretle iki andlaşma biribirile birleşince genel bir Avrupa an İvilcüde gelmiş olacaktır. derneğine Almanya ne istiyor? Almanya — silahlanma meselesinde Wendisine tam bir müsavilik verilmesi- ni İstemekte, bu olmadıkça herhangi bir konuşmaya, anlaşmıya yanaşmamak- | tadır, Her halde Almmanyanın, Fransa Wle istediği müsavilik riyazi bir müsa- vilik değildir. Bunda bazı tahdidler o1- Koas; tabildir. Miıntakaya mahsus olmak üzere Al- manya bir doğu andlaşması için kon Muya girişebilir. Fakat o, bundan ziya- de Lehistan ve Sovyetler birliği ile yaptığı gibi tecavüz etmemek andlaş- maları yapmayı tercih etmektedir. , Tuna andlaşması esas itibarile üze- vinde konuşulabilir bir mevzudur. Uluslar derneğine dönmek, tama- mile ihtiyara kalmış bir meseledir, Mü- gavilik hakkını tanrmak İçin bu, bir şart Giye ileri sürülemez. Silahlarıma mese- Tesinde bir anlaşma olunca uluslar der. meğine dönüş, kendiliğinden olacaktır. Eğer bu anlaşma yapılamazca o za- man Almanya kendisini Versay muahe- Mesinin üzerine yüklediği kayıdlardan Kurtulmuş sayacaktır. Eğer müsavilik hakkı Almanya'ya werilmiyecek olursa, Almanya o hakkı Bendisi alacaktır. Sovyetlerin düşündükleri: Sovyetler birliğinin fikrince bir do- Şu andlaşmasının yapılması, herhangi bir silahlanma andlaşmasının esaslı şar- t olacaktır. Böyle bir andlaşma yapılacak ©- kırsa Sovyetler birliği almanların mü- #evilik dileklerine yardım edeceklerdir. İtalyan noktai nazarı; İtalyanların silahlanma mesclesinde #n muvafık buldukları yekil, değişik Mlusların bugünkü silah kuvvetlerini bir devre için bugünkü seviyesinde tutmaktır. Emniyet meselesine gelince Alman- ya Tuna andlaşmasına girmeli ve bu su- vetle silahlanmasını meşru — tanıtmalı- dır. ——— — keşkil eden bu çok lüzumlu ve değerli mecmuanın birinci kânun tarihli 12 in- &İ sayısı da çıkmıştır. Ayım tarihi'nin bu sayısında her zamanki gibi büyük Bir intizam, plânlı bir tasnif, değerli bir seçme gözükmektedir. Bir ayın ha- diselerini ve en göze çarpması İazıra gelen yazılarını böyle toplu bir cild İçinde kitabhanesinde bulundurmak ber münevver için büyük bir ihtiyactır. “Ayın tarihi,nin neşriyat hayatımızda me mühim bir boşluğu doldurduğu münderecatına kısaca bir göz gezdir- mekle anlaşılabilir. Matbuat umum mü- dürlüğü bu çok faydalı başarımından Golayı tebrike layıktır. La Türki Kemalist Matbuat tmum müdürlüğü tarafın- dan hatiçte devrim Türkiyesini tanıt- mak gayesile fransızca, ingilizce ve almanca kısımlarla çıkarılan La Türki Kemalist mecmuasının sonteşrin tarih- H 4 Üncü sayısı çıkmıştır. Güzel ve eş- ki bir türk çinisinin büyük bir muvaf- fakiyetle basılmış bir resmile bBaşlıyan ,bu sayıda “Türk kadınının seçim hak- konı alması", (Alişar höyüğündeki haf. riyat), (Çocukları koruma — yurdu), (Yalova kaplıcaları), (Ankarada sanayi #ergisi), (Ankaranım imar faaliyeti) Hüzerinde bol resimlerle süslü çok de- Yerli yazılar vardır. Bu mecmua bilhas- 'a basılışı bakımından hakiki bir sanat “eseri sayılabilecek bir mükemmeliyet- Londra konuşmaları ve Deyli Meyl 1 şubat 1935 tarihli Deyli Meyl ga- zetesi, “Flanden'in ziyareti,, başlığı ale tında şu baş yazıyı yazmaktadır: * Bugün Londrada başlıyacak olan Fransız — İngiliz konuşmaları bütün Avrupanın emniyetile alâkadar olacak. tır. Bu konuşmalarda İagiltere hükü- metinin galebe çalmak mecburiyetinde bulunduğu birçok müşküller vardır, Her ne kadar bu memlekette her« kesin fransız ulusuna karşı büyük ve hararetli bir sevgisi varsa da Bay Pl: den ile Bay Laval Pr an hakikt gö- rüşünü ifade etmeğe muktedir değillere dir. Onlar, küçük anlaşmanın görüşü. nü ifade etmek mecburiyetindedirler, İngiliz halkı, bü küçük devle yapmış olduğu kombinezonla alâkadar Her halde ingilizler, dışarı Belgrad ve Bükreş. niş olmasına razı değil Fransanın dışarı sıyasasında ise bo- rTusu öten sadece küçük anlaşmadır. Ötedenberi Deyli Meyl'in söyledi- memesi hususunda ayak diriyen küçük anlaşma devletleri er geç orta Avrupa- da bir kargaşalığa sebeb olacaklardır. Şu halde bu küçük devletlerin ken- disini bir savaşa sürükliyebileceği ve netice itibariyle bizi de işe karıştrracak olan Fransa ile bir ingiliz hükümeti nasıl olur da girişebilir? Deyli Herald da aleyhde Deyli Herald gazetesinin 1 şubat anlaşma konuşmasına 1935 tarihli sayısında “Bugünün konuş- maları,, başiığı altında şu baş yazı çık- maktadır: “Her ne kadar tuhaf görünürse de bugün başlıyan konuşmalar için arzu edilecek şey bunun bir anlaşmıya var- mamasıdır. Her halde iki gün konuştuktan son« ra fransız ve ingiliz hükümetleri ken- dilerini yeni bir adım atmağa mukte- dir bir hale gelmiş göreceklerdir. Fa- kat bu, başka bir meseledir. Bu konuşmaların, “emniyet ve si- ftahlanma,, dediğimiz ikinci meseleyi hemen şöyle üstün körü halledecek bir anlaşmaya varması istenildiği hakkın- da bir telakki vardır. Her halde iki hükümet Almanyaya Şöyle veya böyle şartlar altında şöyle veya böyle teklifler yapılabileceği ve bunun Üzerine gu yolda hareket edile- ceği hakkında bir anlaşma yapmak is- tiyeceklerdir. Mahiyeti iki devlet tarafından kararlaştırılıp Al- ne olursa olsun, yalnız manyaya bildirilmesi bu teklifin :ed edilmesi ihtimalini daha ziyade kuv- vetlendirmiyecek midir? Teferrüatta değil de ana çizgiler- de bir anlaşma yapılacak olursa bu e- sasların kendisine haklar verilerek Almanya ile de müza- tamamile — müsavi kere edilmesi doğru olur. Bu mesele, üç devlet, dört devlet mestlesi değil Lehistan'ın dilekleri, küçük andlaşma- Rusyanın arzuları, nan istedikleri, hepsi böyle bir anlaş- mada aynı deretede nazacı itibara alın- malıdır, Başlangıçta belki de çok eyi niyet- letle başlamış olan bu kon nunda bir tehlikeye uğrıyabi »Her halde iki verdikleri esasları öteki devletlere dik- hükümetin karar te ettirmek esaslarından kaçınmak ge- Tektir..ye Fransız ve ingiliz Bakanları bir arada ——— Lord Rotermirin beyannamesi İngiliz ulusunu bir ulusal havacılar birliği .. kurmaya çağırıyor 30 sonkânun tatihli Deyli Meyl ga- zetesinde, Lozd Rotermir bütün ingiliz ulusuna hitaben bir mektub neşretmek- tedir. Bu mektubta deniliyor ki: “Deyli Meyl gazetesi baş yazıcılı- ğına — Bugün Bay Hitlerin iktidarı eline geçirmesinin ikinci yıldönümü- dür, İki yıl içerisinde Almanya acunun en güclü bir hava kuvveti olmuştur. Bunun şebebini arayıp bulmak müşkül | değlidir. Bugün Almanyayı idare eden dört kişiden — Hitler, Göring, Göbels ve Hes — ikisi — Göring ve Hes — iki eski tayyareciler ve Göring, genel sa- vaşta büyük bir şöhret kazanmıştır. Bizim yurdumuzda vaziyet nedir? her halde bütün Britanya ulusu bugün, bundan yirmi yıl üncesinden havayı düşünüyor. Genel savaşta o ka- dar becerikli ve kahraman tayyareciler yetiştirmiştik ki bunların işler, acunun en uzak köşelerinde alkışlanmıştı. — Bunl: kâfat gördüler? Bugün ise tayyarecilik mütehassı- &e yüzbaşı Norman Makniellas'a göre hava bakanlığında bugü! ihtiyacla- rına göre yetişmiş bir tek havacı bulun- mamaktadır. Buna nasıl çare bulunabi- lir? Ben, bir tek'çare £ m. Bu da bava vazi: gafını İngilterenin her bet, münakaşa ve alâka m daha az başardıkları anılmış, ne mü- de bir soh- haline getirebilmektir. Bunun için de yurdun her tarafında olacak hava hareketlerile alâkadar olacak bir hava birliği kur- maktır, zuu Onun için bir “Havacılar - birl kurmak dileğindeyim ve Deyli Meyl ve onunla alâkadar olan gazeteleri o- kuyanları bu işte kendime — yardım et- meğe çağırıyorum Böylebir birliğin rafından idare edilmesini yorum, Bur çirecek ve değerleri bulunmıyan kim- selerin yerleri olmamalıdır. Sözün kısa- & projem şudür : Bu birliğin tayyareciler gerek b da çene çalmakla vakit ge- esas Üyeleri yaşları kırkı geçmemiş olan ve yahut — savaşta uçuş muvaffakiyeti gösteren pilotlar olmalıdır. Yalnız bu birliğe Üye olabil- mek için bir tayyarecinin savaşta terfi iğini ve bir takım nışanlar aldığını göstermesi kâfi değildir. Kendisinin uçuş beceriğini yapılan bütün araştır- ma ve soruşturmalar — karşısında İsbat etmesi gerektir. Filen tayyarecilik e- denlerden taahhüldat da istenmiyecek- tir. Bu birliğin salahiyet ve kudret sa- hibi hatibleri çalışmıya başlıyacak ve bu kalabalık Londranın bütün mücsse- selerile hava tehlikesine nasıl maruz kaldığını ulusa anlatacaktır. Bu hatibler, halkı sadece havacılık ve hava tehlikeleri hakkında tenvir et- mekle kalmryacaklar, devletin resmi 0 larak İngiltere tayyare kuvveti ve in- kişafları hakkında verdiği Izahlardaki yanlışları da düzelteceklerdir. Bundan başka bütün yurddaşlar bu birliğe yardımcı üye olabilirler. Benim Gim de bu yolda olacaktır. Bu kurum, tabif bir propaganda ku- rumu dâ olacaktır. Bu propagandalar, havada hazırlanmıyanların ne gibi teh- likelere uğrıyacağı ve hava savaşının değeri mevzuları üzerinde olacaktır. Bu bitlik, aynı zamanda sanayici lerimizi de tayyarecilik mevzuu ile a- lâkalandırmak için elinden geleni ya- üye pacak, hava iyetini korumağa uğra- şacaktır. Ticar$ tayyarecilik de bu ülkenin pek yakından alakalanması gereken bir mevzudur. Bir ticaret tayyaresi, her istenildiği vakit bir savaş vazrtası haline gelebilir. Bundan dolayı İngil. terede ticaret hava filosu bakımından da n acunun başında gelmelidir. Almanyadaki havacılar birliğinin 3 milyondan fazla üyesi vardır. İtalya- nın hava birliğine yazılı Üyeler de 2 milyonu geçer. Bizim ilk elden taahhüdlerini mun- tazaman ödiyecek 100.000 üye temin e- debilmemiz, bu'işi yürütmek için kifa- Rotermir YoK TBLEkRLe — < Uluslararası diplomatik akademi toplandı Uluslararası mühim mescleleri göz- den geçiren ve bu arada bar ması, hukuku düvel işleri ve saire gibi koru işler hakkında özel (hususi) mabiyette araştırmalar yapan uluslararası di matik akademinin genel beyeti, Lahey adalet divanr ikinci başkanı B. Guerre- ro'nun başkanlığ taltında toplanmıştır Meksika'nın Vaşington elçiliğine tayin edilen üyelerden B. C. Najera'yı selamladıktan sonra akademi, müessit- Jerinden biri olan B. Frangulis'in met. hini yapmış ve bu zatın ilmi ve sıya- sal alanlarda yaptığı çalışmaları anlat. Akademi Strasburg üniversitesinde « ih profesörü olan B. Rede- Tob'un mantakavi barış hakkmdaki bir söylevini dinlemiştir. Diplomatik akedeminin ana pren- siplerini kanıt tıracak olan komis- yen da toplanmış ve fyelerden birinin verdiği raporu gözden geçirmiştir. Se- çilen bir komite, akademinin devletler ve uluslararası mahkemelerce tanınmış hukuku düvel prensipleri üzerine bir rapor hazırlıyacaktır, | dayanarak aldığı tedbirlerle 8 ŞUBAT 1935 CUMA | i Bü ef ğ Nasyonal sosyaliz- .: a. min iki yılı 30 sonkânun tatihli Taymis gazete s7, “Nasyonal sosyalizmin iki yılı,, başı drğı altında yazdığı bir Daş makalede diyor ki: “Bay Hitler, iktidar mevkiine geç mesinin ikinci yıldönümünü bundan önceki yıllarda olduğu gibi nutuklarla ve merasimle kutlamamağa di, Yalnız bu vesile kilatlı tezahlirlerine yer verilmiştir. Her halde bu tedbirle Bay Hitler, böyle bir zamanda Almanyanın dışart sıyasası hakkında bir söylev töylemek- ten çekinmiştir. Bu tedbir ve telakkide Avrupanın ve Almanyanın mın nereden geldiği anlaşıldığ teriyor. Şurası muhakkaktır panın bütün ölkelerİndeki işi alanında yahut Ta, terede olduğu gibi onlar. karar verse lerin teş- verebilse, bilse, kıtanım başı dinc ola bir şüphe bile yoktur. Bay Hitler, mahdud kayna işsizlerin sayısını azaltmağa muvaffak olmuştur. Almanyanın bugünkü durümü 1938 sonkânununda olduği dan daha eyi midir, daha fena orasını bir tarafa bırakalım. Şurası mu- bakkaktır ki Almanyaya iç ticareti teş- vik görmüş ve iş hayatı yayılmıştır. Bundan başka işsizlerin manevi kuvvet lerini korumak için de tesirli tedbirler alınmıştır. Almanyadaki çalışma kampları da bu devre içinde genişletilmiş ve büyü- müştür. Bumlar, her türlü insanı bir kampta topladığı için aradaki sınıf farklarını da kaldırmış, sonra bugünki Almanyada her kurumun olduğu gibi birer yürdseverlik mektebi — olmuşlare dir. Esasen Bay Hitler'in programında ki ulusal taraftır ki drşarda bulunanla: rı da cezbetmektedir. Bu sıyasanın en bariz tarafı, Versay muahedesindeki müsavatsızlık kaydını kaldırmak öle muş, ve alman önderi, iki yıl içinde kendi Ulkesinin silahlanmaktaki müsae vatsızlığını, yeniden silahlanmağa de- vam suüretile az çok bertaraf etmeğe uğraşmıştır. 1932 yılında müsavi haklar verik mesini vüdeden anlaşmanın gerçekleye mesi Üzerinc Bay Hitler, uluslar der« neğinden çekildi. Şimdi de bu müsavi- lik vâdi, ameli bir alanda gerçekleşti. rilmedikçe oraya dönmeği reddetmek« tedir. ökenomik mıdır, Fransızların fikri isc, emniyetin s& lJahlanmada müsavilikten daha önce göt önüne alınması ve bunun için de Ale manyanın, uluslar derneğindeki yerine dönmesi lüzumundadır. Fransızların but fikri doğru ve mantıki olmakla bera« ber, Almanyada uluslar kurumu aley« hinde müthiş hissiyat vardır. Bu aleyh:ı teki hissiyat, sadece bu derneğin öteki ulusların silahlarını eksilimeğe muvaf- fak olamayışmdan değil, aynı zamanda bu derneğin o uğursuz Versay andlaşı masile de müşterek olmasından ilerl gelmektedir. Onun için de Sinyor Musolini'nin de ileriye sürmüş olduğu gibi uluslar derneğini Versay muahedesinden ayıra mak faydalı ve amelt bir hareket ola« bilir. Bey Hitler, kendisinin iki katlı vazifesi old mu, bunlardan birisi içes ride memleketi çalıştırmak, işletmek$ birisi de dışarda öteki uluslarla müsavf bir durum vücude getirmek — bulundue ğunu söylemektedir. Muhakkak ki öne der, kendi ulusuna yeniden kendilerine güven duygusu vermiş, disiplin ve istie kamet tesis etmiştir. Bu isleri yapare ken yabancıları Ürkütmekten ve rahate larını kaçırmaktan h&li kalmadı. Bus, nunla beraber, alman kafası nefse güvce nin, disiplinin ve vücud sağlığının ane cak askerleşmek sayesinde yapılabile« ceğine inanmış bulunmaktadır. Bay Hitler ve arkadaşları mevsim4 li, mevsimsiz birçok defalar - tekrar et- mişlerdir ki Almanya barış İstemekte, dir. Önder, geçen gün yeniden almane söyledi. Bütün alman ırkının bir birlikk içinde yaşaması nasyonal sosyalizmin ülkülerinden birisidir. Bu ise komşu memleketlerin midesini bulandırmağa, bir sebeb teşkil etmektedir. Bununla beraber, bu ülkü bütüm