Adımış. andımızdır. ?, ŞUBAT 1935 PERŞEMBE Perlin, 6 (A.4.) — “Deyli Meyl,, muhabis rinin sandığına göre, B. Göring'in, va bakanı sıfatile ve hava andlaşması proji ni müzakere etmek üzere yakında Londı ya gitmesi mulasavverdir. /" Her yerde 5 !uruq Gündelik TÜRKÇE YAZMANIN GİZİ Okurken seziyorum ki kimi ar- kadaşlar türkçe yazıda güçlük çe- kiyorlar; bu güçlüğe karşı gelmek için önce yazılarını alıştıkları 08- manlıca ile yazıyorlar; sonra da u sözü sözüne türkçeye çeviri- yorlar, Bunun en büyük kötülüğü şura- dadır ki tek tek biribirine uyar, ri ötekini karşrlar gibi görü sözler bi araya gelince, söz ku- ra' çu esinanlıca olan bir türkçe sönler kalabalığı ortaya çıkıyor. , Bir dilden başka dile söz çevi- Türkon bile, hangi dille yazıyor- sak onun söz kuruluşuna uymamız Berektir. Bir dilin özlüğü en çok söz kuruluş yolunun başka diller- den ayırdımiyle belli olur. En küçük bir örnek olarak fran- sızca "Ou'est-cegue c'est gue Ça,, YI eolduğu gibi dilimize çevirirsek çı- kacak söz şudur: “Nedir ki bu, bu- dar ki bu!,, « Bir türk bu sözden ne anlar? *“Çu'est ce gue c'est gue ça,, nn türkçesi ise “Bu nedir?,, den baş- ka bir şey değildir. Son aylarda gözleri korkutan dil kargaşası da işte böyle osman- hacdan öz türkçeye sözü sözüne * sözüm ona - çevirmeler yapılma- sından ileri gelmiştir. Bu çevirme- lerin en kötüleri gazete yazıların- da değil, küçük yazıcınım elinde olan bürolarda kendini göstermiş- tir. Ötedenberi kalıb üzerine yazı yazmağa alışmış olan küçük yazı- cı, alıştığı kalıbın üzerine öz türk- çe karşılıkları gelişi güzel - daha doğrusu gelişi çirkin - #rtaya kendisinin bile ertesi gün malıyarsıvacağı gülüne yazılar çı- karmıştır Bir örnek olarak, aşağıya bir yerde yördüsüm şu sözleri yaza- yıma: “23/İkinci teşrin/1934 cumar- tesi günü öğle sonu ikinci ürde Tokatlıyanın geniş odalarında ya- pılacak olan sözverim ayınoyun- tarında yüksek önünüz kwanç ve- rici olacağından onurlamağa el- sunmaları dileğiyle saygılarımızı pehistirmeğe atılırız.,, Bunun osmanlıcadan çevrilme bir uydurma yazı olduğu ne bes- belli, değil mi? “Badezzuhur,, ye- rine le sonu”, “salon” yerine “geniş oda”, “namzedlik” yerine “gözverim”, “merasim” — yerine “ayınoyun”, “huzur” yerine "ön,, , “baisi fahir” yerine “kıvanc veri- “teşrif” yerine “onurlama”, “rağbet” yerine “elsunma"... de- mekle yazı türkçeleştirilmek şöy- Yeni saylav namzedlerimiz Fırkamızın bu devre için saylav namzedi gösterdiği yurddaşlar- dan bazılarının resimlerini aşağı- ya koyuyoruz. İstanbul namzedi — Kastamonu nam ö General Şükrü zedi B. Şerif Naili Urfa namzedi General Ahmed Burdur. bHamredi B, İbrahim Necmi Dilmen , | Çahakkale namze « di B. Hilmi Hüsrev Gerede le dursun, gülüncleştirilmi: oluyor. | Alısılmış osmanlıcaya — bir tüt sak gibi bağlanıp kalacağımıza şu 3yle yazamaz mıydık? eymoürtesi günü n sonra saat ikide Tokatlı- yanda yapılacak nişanlanmada bulunarak bizi sevindirmenizi say- gılarla dileriz.,, Bu örnekleri vermekle açıkça ortaya koymak istediğim görüş şudur: “Türkçe yazmak için kendimizi türkçe düşünmeğe alıştırmalıyız!., , Yanlışsız öz türkçe yazmanım gizi işte buradadır. Üstümüze çök- » Müş olan osmanlıca kalıplarından kendimizi sıyırmalıyız. Kafamı- zan içindeki düşünceleri, anamız- 'an emdiğimiz süt gibi, öz türkçe- leştirmek için, daha düşünürken yabancı sözden uzak düşmek, düz- be düşüncemizi anlatacak türkçe , kendi öz dilimizin yüreği- mi zde gizli duran kaynaklardan t#üzüp çıkarmak gerektir. Osmanlıca yazmaya en alışmış olanlar bile, okuma yazma bilmez kimselere düşüncelerini söylemek | Muş namzedi B. Şükrü Mardin namzedi B. Edib Ergin Sıvas namzedi B. MACARİSTANIN iÇ DURUMU Bay Gömböş konuşmalarda nasıl bir yol tutulacağını Budapeşte, 6 (A.A.) — Başba- kan Bay Gömböş bundan üç gün önce orta Avrupa devletlerinin a- demi m” 'ahale andlaşmasına iş- tirakleri için yapılacak konuşma- larda Macaristanın nasıl bir yol tutması gereklendiği hususunda hükümetin görüşünü bildirmişti. Bay Gömböş, Trianon muahede- sinin topraklara aid hükümlerinin değiştirilmesini istemek arzusun- dadır. Bu görüş ulusal birlik fırka- sının diğer nüfuzlu üyesi olan kont Bethlen'in görüşüne tamamiyle zıddır. Muhalefet üyesinden ve küçük ziraatçılar fırkasının başkanı Bay Ekhart Macarşağ gazetesinde bu- gün çıkardığı bildirisinde Bay Gömböş'e kuvvetle müzaharet göstermektedir. Bay Ekhard'ın mütaleasına göre, Trianon muahe- desinin tatbiki meselesini ileri sür- mek biricik realist sıyasadır. Esa- sen muahedelerin değiştirilmesi italyan sıyasasının esaslı bir nok- tasıdır. Sonra Almanya'nın duru- mundan şüphe etmeye lüzum yok- tur ve Lehistanm en büyük arzu- su Macaristanla sınır komşusu ol- maktır. Buna mukabil kraliyet taraftarı Kont Apponyi Uyşa gazetesinde ALMANYANIN * EMNİYETİ Alman gazeteleri ne diyor? Berlin, 6 C(A-A.) — Alman istihbarat bürosundan: Emniyet ve hukuk birliği mevzularına temas eden Fölkişer Beo - bahter gazetesi, Londrada, ömniyet fik- rinin bir sürü teklif ve andlaşmalara bağlandığını ve derhal bu girmek istiyen uluslara “fena niyetli,, uluslar ismi takıldığını yazmaktadır. Hecr uluş için ayrı şekilde emniyet telâk kisi yoktur, Emniyet vaziyeti her dev. letin özel vaziyetine bağlıdır. Her ulu « sun kendine mahsus emniyet - telâkkisi yardır. Bu itibarla, görüşler başka olduğuna göre, muhtelif devletlerin andlaşma tek- liflerinin başka olması mantıki olur, Dip homatik hukuk birliği ve bilhassa başka uluslara, kendi telâkkisine göre emniyet teklifi yapma bakkı verilmesi gerektir. Karşılıklı güven ile iki ulus arasında bir hal çaresi daima mevcuddur. Birkaç ta- raflı andlaşmalar üzerinde müzakereler çok güctür. * Korrespondans diplomatik,, gazete- si de Almanya'nın kendi emniyet şart « ları isteğinin öteki devletlerinkine mü- vi olmasını tekrar ettiğini yazmakt Bu isteklere silâhları bırakma kanferan- sında yapılan muamele Almanya'da unu tulmıyacak bir tesir bırakmıştır. Bu gazeto yazısını şöyle bitiriyor: — Mestlenin Londra'da halledilmiş şekli, eskisinden daha fazla ölarak gü « I ven ve tesanüf hislerini uyandıracak şekildedir. isteyince, dillerini ne kadar düz- | cunda, yüreğimizin — içinde bulu- günleştirirler! O gibilere söyler. ken kullandığımız öz türkçe söz- leri nereden öğrendik? Daha ana- mız * n emdiğimiz sütle birlikte öğrendiğimiz bu sözleri, yalnız yazı yazarken mi unutuyoruz? Bizce öz türkçe yazmanın en büyük gizi - dediğimiz gibi - öz türkçe düşünmektedir. Oyuna çı- karken oyuncuların taktıkları yap- ma sakal, bıyık gibi, yazı yazar- ken takınmaya alıştığımız osman- hcadan kendimizi kurtarırsak, öz ana dilimiz olan türkçenin bütün sevimli varlıklarını dilimizin u- ruz. Bunların - dışında kalabilecek iki türlü söz düşünülebilir: (1) Henüz türkçeleşmemiş olan bilgi terimleri, (2) Yalnız bilginler arasında kullanılan yarı terimler, Bunların türkçe karşılıkları da T.D. T. C. çalışmalariyle belirtil. mektedir. Ancak, bunu bekleme- den bile , indelik duyukları kolay- ca, üzülmeden türkçe yazabiliriz. Bunun için alışkanlıktan kurtul- mak ve türkçe düşünüp söyleme- ye alışmak yeter! ü L. Necmi DİLMEN anlatıyor.. macar tahtr meselesinden dolayı Kont Bethlen'e müzaharet etmek- tedir. Apponyi bunu bir içeri sıya- sa işi olarak telakki etmektedir. Macar parlamentosunda dışarı sıyasa sahasındaki yeni kombine- zon şimdi anlaşılmaktadır. Demek ki, ulusal birlik fırkası ikiye ayrıl: mış bulunuyor. Birisinin başında general Gömböş ki, buna küçük ziraatçılar iltihak etmişlerdir. Di- gerinin başında da kraliyet taraf- tarlarının müzaharet ettiği Kont Bethlen bulunmaktadır. B. SAYMENİN Almanya yolculuğu Londra, 6 (AA.) — İngiliz - fransız bildirisi hakkında konuşmak üzere dışa. rı işler bakanı Bay Saymen'in Berlin'e gidip gitmiyeceği hakkında bir karar verilmek için Almanya'nın ve alâkadar diğer devletlerin verecekleri cevabların gelmesi beklenmektedir. Bay Saymen'in Berline seyabati pro jesi Almanyanın teklifi üzerine ortaya çıkmıştır. Almanya, Bay Saymen, Bay Hitlerle görüştükten sonra bir hava an- Taşması akdinin ve umumiyetle Avrupa meselelerinin hallinin kolaylaşacağını in giliz hükümetine bildirmiştir. Burada sanıldığına gört Almanyanın kati ceva- bının gelmesi için daha ön gün kadar geçecektir. * nulmuştur, muştur: rey vermelerini iltizam eder, Profesör Dr. Neşet Ömer İrdelp; C. H. Fırkasının İstanbul saylav namzedi olarak tesbit edilmiştir. İlan edilmiş olan İs- tanbul namzed listesindeki Yusuf Akçura Kars vilâyeti Fırka namzed listesine naklounmuştur. Kars listesindeki eski saylav namzed listesinde açık bırakılan yere fırka namzedi olarak ko- - | Seçim üzerine yeni tebliğler l | | Faik Ermek, — Tokad vilayeti l .. C. H. F. Genel Kâtibli ğinden tebliğ olun- Mütekaid General Refetin fırkamızın İstanbul'da boş bırak- tığı müstakil saylavlık için namzedliğini koyduğunu öğrendik. Fırkamızdan ayrılık fikirleri tarihimizde belgeli olan bu za- tın Mecliste aradığımız serbest münakaşa için bir süje olacağı- ni umarız. Bu maksadla C. H. F. Umumi Reislik Divanı; fırka-- nın İstanbul ikinci müntehiblerinin mütekaid. General Refet'e Londra anlaşmaları Acun devletlerince nasıl karşılandı? Vaşington, 6 (AA.) — İngiliz. — fransız teklifinde mevzuubahs edilen ve Almanya ile Amerika arasında akdedil- miş sulh muahodesinde dahil bulunan Versay andlaşmasının beşinci maddesi- min tâdili tasavvuruna karşı Amerika hü kümetinin durumu ne olacağı hakkın- da İngiltere hükümetinin sorusuna kar- çiliğinden henüz resmen hiç bir duyuk gelmediği dışarı işler ba- kanlığınca söylenmektedir. Silâhların azaltılmasına yardım ede cek bir uzlaşma yapılmasını kolaylaştır- mak mevzuu bahsolduğu cihetle Ame - rika hükümetinin güçlük çıkarmıyaca- gı tahmin edilmekle beraber, Berlin'in cevabı malüm olmadıkça mesele, mev - simsiz sayılır. İngiliz parlamentosu hükümetin diş sıyasasını tasvib ediyor Londra, 6 (A-A.) — Fransız - liz görüşmelerinin sonucları ile, pazar- ingi- tesi akşamı Sir Con Saymen tarafından yapılan beyanatın tefsir edilmekte oldu- Bu bir sırada, ileri gelen liberal şahsi - yetlerden İzak Fut, mecliş koridorun- da demiştir ki: — Londra'da yapılan anlaşıma, ge - nel güvenlik (emniyet) davası için çok mühim bir yardım sayılır. Biz bunu #0 « vinçle karşılar, ve bu meselede hüküme- te samimi müzaheretimizi vadederiz, Bu meselenin heyeti umumiyesi hak- kında açılacak olan müzakerenin hemen genel bir tasvib ile sonuclanalağı sanı- hyor, Gençliği ile beraber haizi ehemmiyet bir sima olan B. Booth By de' “Bu çok mühim bir anlaşmmadır ve biz son derece memnunuz,, demiştir, İşçi saylavların intibaları umumiyet- le memnuniyet vericidir. Bununla be « raber, bu fırka mensublarından bir kıs « — mu oldukça muhterizdir. Ve müfrit üye- lerden Morgan Cones bazı - endişelere tercüman olmuştur. Ezcümle bu zat, müuhtemel saldırgana karşı fazla teha « lük gösterilmemek ve ilkönce parlamen- toya danışmak lâzungeldiğini ifade et « miştir. Tamamiyle anayasaya dair olan bu itirazların Avam Kamarasında pek ha » fif akisler yapması ihtimali vardır. Ulu- sal hükümetin, dış sıyasa işlerinde, pars lamentonun bu derece tasvibine mazhar olduğu enderdir. 'Teklif Almanya'da nasıl karşılandı Berlin, 6 (AA.) — Havas ajansı * muhabirinin öğrendiğine göre, Londra bildiriminin metni, Hitler'in başkanlığı altında toplanan kabine üyelerinden bas (Sonu 2 inci sayıfada) —N Müntehibi sanilere İntihabı Mebusan Heyeti Reisliğinden: Sekiz şubat 1935 ı Bü ıî çileceğinden bütün münte- hibi sanilerin -saat dokuzda Belediyeye gelmelerini dile- rim, b