7 Şubat 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

7 Şubat 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 ŞUBAT 1935 PERŞEMBE Garbta fikir hareket eri ÖKONOMİK KALKINMANIN ÇARESİ NEDİR? Paris'te çıkan “Revue des Deix dandes,, dergisi, Fransa Başbakanı B. llrrin “Devlet, istihsal hürriyetini temin ve müdafaa etmelidir,, yolunda- ki sözleri miinasebetile buhrandan kur- fulmak veya onu hafifletmek —meksa- dile her tazafta tecrtibe edilen mubtelif Tedbir ve çareleri gözden geçiriyor ve Şimdiye kadar elde edilen sonucların, Tiberalizme avdet lüzrumunu teyid ettik- Teri bükmüne varıyor. Bu hüküm mü- Rukaşa götürür olmakla beraber büyük fransız dergisinin bu yazısını, objektif Bir tahtile değer mülahazasile tercüme ettik; Büyük savaştan sonra uluslar “ken- Gi kabukları içine,, nasıl çekildiler. — Büyük savaştan sonra müttefik ulutlar- arasındaki ökenomüik ve mali tesanüd kalkmış ve her memleket kendi “mu- kaddes hodbinliğine,, avdet etmişti. Sa- Vaş devam ettiği müddetçe kaldırılan büzriyetlerin de iadesine teşebbüs ©- Tundu, 1914 den evelki şartların birdenbire iadesi imkânsız bulunmakla beraber ti- €aret alanında serbesti Laş vurulacak tek çare olarak göze çarptı. Hattâ 1927 de Cenevre'de toplanan ökonomik kon” ferans bu görüş noktasını müdafaa ey- kemişti. Fakat, uluslararası — ticaretini felce uğratan tahdidatın — kaldırılması undaki anlaşma bu konferansta İm- Talandığı halde birçok memleketler bu- Nu tasdik etmedi ve yahut pek çok son- Ya etti. Üç sene sonra da, gümrük mü- tarekesi akdolundu. Ancak bu mütare- ——— - ——— —— —— meği ötedenberi kendisine bir amac #edinmiş balunmaktadır. — Bazılarının zannettikleri gibi Japonya Pekin'e ya> but Tiyençin'e gitmek dileğinde değil- dir. Bua iki yerin bütün dünyanın gözü Öönünde bulunması sonra müthiş bir in- filaka sebeb olabilir ki japonların bunu karşılıyabilmeteri o kadar kolay değil- gdir ve değmez. Bununla beraber Mançuko'da bulu- mnan Çin impacator hanedanının tekrar Çin'i elde etmek ve imparator Kangte'- yi tekrar tahta geçirmek hususunda küvvetli dilekleri japonları eyice sıkı- Şık vaziyetlere sokmaktadır. Halbuki Şansi ve Şensi herkesin gözünden u- Zaktır. Orayı istila etmek hem kolay- dır, hem de kimseyi kızdırmaz. Daha Sonra japonların aradıkları ve istedik- leri de birçok kazanc ve menlaatler de #rada bulunmaktadır. İşin ahlaki ve manevi taraflarını bir tarafa bırakalım. Ortada 65 mil- Yonluk bir ulus vardır ki her yıl hiç Olmazsa, 750.000 kişi artmaktadır. ve 'a yer ve toprak lazımdır. Bütün Bu hareket ve teşebbüslerin sebeblerini la aramak ve bulmak mümkündür. Başka birçok memleketler kapıla- keden evel gümrük tarifeleri yüksele- kadar yükselmiş, kaldırılması ka- bul edilen tahdidat iade edilmiş bulu- nuyordu. Bundan başka da bütün dün- yanın şimdi kurtulmağa çabaladığı buh- ran da başgöstermişti. Avrupa'da libe- ralizm hususunda beslenen ümidlerin hensi boşa çıktı. İşte bunun üzerinedir ki bütün mem- kabuğuna çekilmek,, Tüzumunu gördüler ve her memleket kendi vasıtaları ile geçinmek — yolunu tuttu. Hoş bir tesadüf neticesi olarak, gümrük mütarekesi imza edildiği yıl içindedir ki devletler arasında dış tica. reti tahdid hususunda âdeta bir yarış başladı ve Jiberalizmi anane baline ge- tiren devletler bile bu yarışa var kuv- vetlerile iştirak ettiler. Rekabet korku- su gümrük tarifelerinin yükseltilmesi- me sebeb oldu; damping korkusu kon- tenjan usulünü ihdas ettirdi para va- ziyetinde başgösteren bozukluklar kam- biyo munzam resimlerini ve sermayenin serbestçe tedavülünü tahdid Küzumunu doğurdu. Ticaret muahedeleri fethedil. di yahut tatbikatta tahdid olundu. Sevk ve idareye tâbi ökonomi, — Sovyetler Birliği istisna edilmek Üzere biç bir devlet dış ticareti inhisar altı- na almamış ise de diğer devletlerin birçoğu onu o kadar tabii bir mizam altına almış ve tahdidata tâbi tutmuş. lardır ki müsaade almaksızın mal ihra- cı imkânsız olmuştur. Kredinin ulus- laştırılması, ve daha açıkça söylemek lâzımsa bankacılığın devlete tâbi tutul- ceği leketler “kendi rını japonlara kapamışlar ve japon ti- caretine kargı yüksek tarife duvarları kurmuşlardır. Japonlar, garba karşı hiç bir şey borçlu olmadıklarını söylüyorlar. Garb- tan ne öğrenmişlerse onu ödemişlerdir ve kendi telakkilerine göre Cenevrede japonlar büyük bir tahkire maruz kal- mışlardır. Halbuki guruür ve izzeti ne- fis Japonyada çok kuvvetli ve şiddetli- dir. Bundan başka Japonyada gün geçtik- çe birarz daha kuvvetlenen bir pren- sip vardır ki bu da:; “Asya asyalrların- dıri,, vecizesidir. Japonlar, Çin'de ken. dilerine karşı uyanmış, yahut uyana- cak kerhangi bir reaksiyondan da kork» muyorlar. Evvelâ Çindeki boeykot hareketi sönmüş ve tesirini kaybetmiştir. Ve tecrübe göstermiştir ki böyle bir hare- ketin orada daha birçok yıllar uyanma- sı imkânı yoktur. Çin'in uluslar derneğinden ayrıl- ması da japonların durumunu kuvvet- tendirmiştir. Şimdi Japonya Çin'in ya- nrbaşındadır; kuvvetlidir, Çin tek ba- şınadır ve kuvvetsizdir. Onun için Ja- ponya Çin'e saldırmaktadır : Asya asyalılarındır! ULUS masr bazı büyük memleketlerde bir “emrivaki,, dir, Mesela Almanya'da ya- hut Birleşik Devletlerde bankalar faa. iiyetinin müstakil olduğu iddla edile- mez. Büçok memleketlerde çoktanberi nakil vasıtalacı, muharrik kuvvetlerin istihsali, deniz ticardti gibi işler tama- men devlet tarafından (dare edilmekte olup artık bunlarda serbesti veya re- kabet meseleleri bahse mevzu olamaz. Bundan başka devlet istihsal piyasası- na müdahale etmekte, Fiatları tesbite çalışmaktadır. Ökonomik plânlar yapan kimseler, ökonomik hayatın artık kendiliğinden işlemesine terkedilemiyeceği ve herke- sin vazile ve kazancını nizam altına al- mak lâzımgeldiği, menabii ihtiyaclara intibak ettirmek sarurf olduğu, istih- sali istihlake uydurmak mecburf bulun- duğu ve hiç bir işi tesadüle bırakma- mak iktiza eylediği hususunda mütte- fik bulunuyorlar, “Teşkilatlandırılmış hürriyet. — An- anevi esasları terkeden uluslar elde ey- ledikleri sonuclardan memnun mudur- lar? Rusya'dan on beş yıldanberi, İtal- ya'da ön yıldan, Birleşik Devletlerde beş yıldan ve Almanya'da iki yıldanbe- Ti devam eden ökonomik rejimlerin bi- Jançosu tetkik edilen esaslı faydalar elde edilmediği anlaşılır. Fakat bu bilânço tetkik edememek imkânsızlığına mukabil, ökonomik alan- da “tahakküm,, sıyasası aleyhinde eli- mizde diğer bir delil vardır ki o da Rusya'da ticarete biraz hürriyet iade edilmesi, Tİtalya'nın devletleştirilmiş loncalar nizamnamesin! hâlâ tatbik ede- memesi, Birleşik devletler reisinin iş ve kazanc hürriyetini tahdid etmek e- melinde olmadığını üstüste ilan eyle- mesi gibi vakıalardır. Serbest ökonomi ye sadık kalan ve fakat “müdahale,, sı- yasası tecrübe edilen memleketlerde de adım adım hürriyete avdet olunmakta- dır. Ökonomik hayatın yegâne “muhar- tik kuvveti, olan bu hürriyet acaba di- siplin alınamaz mı, sujistimallerine ni- hayet verilemez mi, soysal adalet ihti- yaclarımıza intibak ettirilemez mi? Li- beralizm ve ferdiyetçilikten mürekkeb olan kapitalizm, amme menfaatleri na- muana ihtiyac görülen ıslahatın hepsini kendine maledebileceği gibi istihsal ve ihtiyacın temevvüclerine mani olmak için de bütün menabiden İstifade ede- bilir. 'Yani hürriyet teşkilattandırılabilir. Sınal anlaşmalar, gümrük anlaşmaları, uluslararası İş muahedeleri, sıyasal em- niyet andlaşmaları bu disiplinli hürri- yetin aletleri olduğu gibi tezahürleri- dit de. Yirmi senedenberi devam eden ve tarihte eşi olmıyan karışıklıktan sonra dünya, hakik? menfaatlerini seçebilecek bir hale gelecek midir? Devletleri biri- birinden uzaklaştıran usullerde — ısrar ederse ökonomik Inkişafın en faal un- suru olan hürriyeti feda etmiş olur. Tefrika: 12 SAYIFA 8 Beledivecilik bilgileri ve şehirlerin temizliği Belediyecilik bilgileri için üniver- sitelerde okutulması düşünülen dersler şöylece hulâsa edilebilir: 1 — Üniversiteler, yüksek mekteb- Ter, mahall? idare ilmi hakkında kon- feranslar verirler mi? kurs açarlar mı? ? — Bu sahada belli başlı hangi me- seleleri mevzubahs ederler, 3 — Talebe graplarına tahsis edil- miş kurslar var midır, varsa kim tara- fından? * — Konferanslar nerede, ne zaman kimler için ve kim tarafından verilir? S — Gerek tedrisler gerek konferana ve kurslar kimleri istihdaf eder? (Ta- lebe, memur, müstahdem, sryasal adam- ları, hâkimler, iktısadçılar gibi) 6 — Mahalli idare memurları ve müs- tahdemleri için husust konferans veya kurslar var mıdır? 7 — Sıyasal adamlar, devlet memur- ları, hâkimler, iktısadçılar, maliyeciler, mühendisler, doktorlar mahalli idare ilmi hakkında ders görürler mi? Neye Mmüteallik? 8 — Kurslardan sonra şehadetname- ve diğer vesikalar verirler mi? $ — Bu şehadetsamelerle girilebi- lecek memurluklar var mıdir? 10 — Mabhalli idarclerde, böyle bir şehadetname İle elde edilebilecek me- mutluklar hangileridir. vt Ve nihayet; Ünlversite veya 4li mekteb profesör- leri arasından beynelmilel bir profesör- ler heyetine iştirak edecek olanlar var- mıdır? Varsa hangi lisanda ders vere- bilirler? Serbest profesörlerden bu ev- safta kimseler var mıdır? Varsa kure- lara aid derslerini kaç saatte verebilir. ler, isimleri? * OKUTULACAK BAHİSLER l—-1 A — Mahaliş idareler hakkında bey- | nelmilel mukayeseli ve kanuni mevzuat, B — Belediye içtimalyatı C — Memurların vaziyetleri, D — İstatistik, dosya E — Malf işler, tasarruf sandıkları, bankalar. 2—ı A — Şehircilik, kanunları; nizamna- me, talimatları, B — Şehir plânları, mıntaka gehir- çiliği, C — Şehir ve kasabaları ve bunla- rım banliyoları ile civarlarını ağaçlama, gezinti yerleri tesisi parklar yapılması, stadyomlar ve bunları tesis ve inşa ka- ideleri, $—ı1 A — İskâün işleri, gayri sıhht evle- rin ızlahı çareleri, B — Ucuz evler mahallesi, bahçeler içinde evlerden mürekkeb kasabalar in- şaatı 4 — Yol ve seyrisefer işleri; yol ve caddelerle meydanlar inşaatı, döşeme üsülleri, aydınlatma ve yol işaretleri, S$S—Ümumi nakil vasıtaları işit Tramvaylar, otobüsler, metropolite bes lediye limanları ve hava istasyonları © — Şehir ve kasaba sıhhat işleri: A — Gıda maddeleri, pazarlar, mez« bahalar tesis, pazarların kontrolü, B — Hastahaneler, dispanserler, sax natoryomlar, açık hava mektebleri de- niz ve nehir banyoları, sunf banyolar, hava temizliği, € — Gürültü ile mücadele usulleri muhtelif hastalıklarla mücadele, D— Mezarlıklar tesis ve idaresl. 7 — Şehir suları işi: İçme suları, akıtmak, dağıtmak, süze mek, temizlemek, $8 — Lağımlar ve kanalizasyon: A — Kallanılmış suların temizlene mesi 4 B — Lağım süprüntülerinin nakli € — Yol ve meydanların temizlene Mmesi süprüntülerin toplanması, taşına Mması, 9 — Şehir ve kasabaların aydınlığı ve teshin işleri; A — Gaz, gazli fabrikalar taksimi, tenvirat işi fabrikaları; B — Elektcik anerkezi taksim hat ları, tenvirat sistemi kır ve banliyo tens viratı, şehir sanaylinde elektrik tarifee kerinin tesbit ve tasdiki € — Teshin: gaz veya elektrik ile asınma şekilleri 10 — Yangından korunma tedbirleri yangın söndürme vasıtaları 11 — Zabıta hizmeti 12 — Fikri ve ilmi bizmetler A — Tedriş, mektebler, Ktitüphaney Jer, evrak mahzenleri B — Müzeler, radyo neşriyatı, € — Bayram ve bayram yerleri, D — Turizm, eğlence yerleri E — Ticari pazarlar 13 — İçtimal mücsseseler: A — Kimsesizler sığınma yerleriş ana yurzdları, B — İşsizliklesmücadele C — İçtimaf yardımlar 44 — İktısadi teşebbüsleri A — Reji usulile idare B — İmtiyar şekliyle umum? hrzihew lerin idaresi € — Hususi şahas ve şirketlerin ser, mayesile belediye we mahalli idare sera mayesi müştereken ve muhteliten umus, mi hizmetlerin idaresi şekilleri (Gaz, elektrik, su, tramvay gibi) 15 — Mahaki idarelerde maliye ven — Bi sistemleri, nevileri, nisbetleri, beles diye resimleri hizmet mukabili takatlar, 16 — Umumi mesai: : Umumi mendaatlar için istimlak işp- leri, vv Lyon toplantısının ikinci müzakere mevzuu olarak şebir ve kasabaların u- * ük hikâye Ö DN Bu da bir hikâyedir Yazatı; Yaşar Nabi NAYIR Halbuki diye kendi kendine düşünüyor, bu #evgili çocuğu mesud etmek benim elimdey- di ve ben ne hotbin bir adamım. Fakat ge- ne bir düşünceyle kendini teselli edi- Yor: Bu hüzün, diyor, onun kalbine çöle dü- ten bir damla su gibi düşecek ve kaybola- caktır. Büyük ıstırablar için yaratılmış bir kız değil, Fakat ne olursa olsun onun şu an- —.hhmudeiçindı Aysun'a karşı derin bir şefkat taşmasına sebeb oluyor. — Niçin böyle söyliyorsun, bebek diyor. Neden kendini daima bu kadar küçük görü- bdi Doğru, evlenmemiz bir hata olurdu, senin için, hem de benim için. Fakat bunun —nğğrıı'ıdın çok daha başka ve daha esazlı sebebleri var. Evvela biliyorsun ki ya- Ş3ış tarzlarımız bambaşkadır. Sen şen, eğ- ©*nceye ve kalabalığa düşkün bir kızsın. Ben Bek az gülen, hayat arkadaşını pek az gül- “ürebilecek, hayatımı mesleğine vermiş bir adamım. Biliyor musun ki karım olsaydın guyacaktın. Halbuki ben mesleğimi her şey- den çok severim, hattâ dünyada en fazla sevdiğim senden bile. Hem kim bilir, kcı_ıdı— me bu kadar güvenmekle belki hata ediyo- rum, belki de düşündüklerimin tamamen ak- si olurdu, belki de sen, her şeyi unutturacak kadar beni tahakkümün altına ılıb'lin!in, o zaman büyük hayallerimi ve ümidlerimi _yılf- ııqolmıklıbonmiithımedeukveıhu- ııılıı"ııııhılnıhdıbuyinıknıznıknmhd edecektim. Bu kadar güzel bir aşka böyle hazin bir son vermeye gönlün razı olur muy- Ju?Sııînyılmıhınııidolmın,lııhwm'. içhnmlir-ıdetohırdu.f-'ıhtilnı- sini düşünüyorum, serab ne kadar güzel olur- sa olsun beni aldatamıyor, bekliyen inkisarı önceden görüyor ve üzerine gitmek - istemi- yorum. Doğru söyliyor, fakat bütün hakiki se- bebleri söylemiş değildir. Ona diyemiyor ki: “Ben karım diyeceğim kadının yalnız benim değil bütün muhitimin takdir ve hıynnl.ığı- nı kazanacak kadar yüksek olmasını istiyo- rum, istiyorum ki o benim adımı taşımaya lâyık olsun, fakat zaten bunları söylemeye me lüzum var, sen pekâlâ hissetmiyor mu- runu açtığın gün seni anlamasını ve sana hak | Aysun'a karşı minnet ve şefkat duyuyor. — vermesini bileceğim. Tabiat elbette günün bi- —Düıünnib-—miunlâıik:_': rinde seni kadınlık vazifeni görmeye muhitin de seni bu düşüncelerinden dö: : racaktır. O zaman ben, yolundan bir gölge | ye mecbur edeceklerdir. gibi silineceğim edeceğim. Fakat emin ol ki bana bağlı kal- dıkça benim ne ihanetimi, ne de bir sadakat- sizliğimi katiyen görecek değilsin. Aysun'un saf ve hassas kalbine bu sözler bir teselli gibi akıyor. Gözlerine çıkmış olan bir damla yaşı göstermemeye çalışırken için- de aylardanberi yaşatmış ve büyütmüş oldu- ğu en büyük ümidini bir anda yıkıvermiş ©- lan sevgili adama karşı gene derin bir sevgi hissiyle bağlı kaldığını hissediyor. Kalbinden taşmak istiyen hisleri ona ço- cukça hayaller kurduruyor: — Hayır, diyor, seni bir başkası için, hat- tâ bir yuva kurmak için de olsa, günün birin- de terkedeceğimi sanmakla aldanıyorsun. Sanki bu kadar değer verdiğimiz ve şiirleş- tirdiğimiz bu yuva bize daima saadet temin edebiliyor mu? Ve hattâ ekseriya bir felaket kaynağı olmuyor mu? Zaman sana sevgimin büyüklüğünü ispat edecektir. Sadece bir âde- te uyarak, evlenmiş olmak için evlenmiyece- Iııgı. Ve sevginin en mukaddes şey olduğuna daima inanacağım. urgud bu çocukça sözlere içinden te- bessüm etmekten kendini alamıyor fakat on- ları biran aklından geçirmiş olduğu için da muhitim de umurumda değildir. Beni K fazla tazyik ederlerse günün birinde lıepuııl;' 4 terkederim ve hürriyetimi elde etmek — içim — tek başıma yaşarım, Senden yegâne istiyeceğim, kanaatlerin ğiştiği gün benden yeni fikirlerini gizle mendir. Beni her zaman ne kadar ni ıöıılün_ıcıındındıohdırı_nimi_yd

Bu sayıdan diğer sayfalar: