7 Şubat 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

7 Şubat 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——SEE AŞ TER TTT DAT RRİ SAYIFA 4 Yunanistanda Ana yasa ıslahat projeleri 31 sonkânun tarihli Lö Mesaje Da- ten gazetesinden: İcra kuvvetini pekleştirecek bir ana- yasa (teşkilatı esasiye) ıslahatı soru- mu (meselesi) yalnız gazete münakaşa- Jarma münhasır kalmıyacak gibi görü- nüyor. Başbakan bu hususta fikirlerini bildirmekte gecikmiyeceğini lere söyledi. Şimdi kendisi anayasa so- rumlarında mütehaseıs kimselerle bera- ber çalışarak esaslar hazırlamaktadır; ve muhtelif sıyasal muhitlerin de, soru- mu, icab ettirdiği bütün dikkatle tet- kik etmelerinden memnuniyetini bildir- di. Bilindiği gibi, politika — adamları içinde şimdiki anayasanın gerçek bhiç bit kudret vermediği, devlet şefinin ik- tidarını artırmaya taraftarlığını ilk ilan #den Bay Venizelor — olmuştur. 1927. Cümhuriyet anayasası meşrut! kıralın malik olduğu bakları cümhur reisine vermedi. Kıral meclisi dağıtabilir, ve teşril sorumlarda veto hakkından isti. Yade edebilirdi. Cümhuriyet anayasası yeto kabul etmez ve meclisin feshi için Haha evel #yanm reyinin sorulmasını #cab ettirir. Bu sebebledir ki, dün halk farkasından bir gazetenin de söylediği Bibi, liberallerin şefi, lera kuvvetini her türlü ihtimallere karşı koyabilmek için anayasanın kâfi derecede techiz etmiş olduğunu düşünerek devlet şefine elin- Gen alınmış olan kuvvetleri jade etmek fstiyor: Ayanın fikri sorulmadan meeli- gi feshetmek bakkrı ve tahfif edilmiş bir weto hakkı. Bay Venizelosun saltanatla mücade. Jesinde İleri sürdüğü ve cümhuriyet a. mayasasının yazılışında müessir olan gezle bu düşünceler arasında büyük bir fark olduğu görülüyor. Diğer taraftan, 932 seçimlerinde, liberallerin şefi ilk “Gdefa olarak Cümhur Reisinin iktidarı- mr artırmak lüzumundan bahsettiği za- Mman, Vaymar anayasasının 48 inci mad- desine telmih etti. Bu madde umumi msayiş ve nizam tehlikeye düştüğü za- manlarda Cümhur Reisine asayişi fade gtmek için icab eden tedbirlere müra- Baat etmek salâhiyetini veriyordu, bu gedbirler gunlardı: Askeri kuvvete mü- Tacaat; yurddaşların en esaslı haklarını muvakkat bir zaman için kısmen ve ta- Büamen ilga etmek, şu şartla ki cümhur reisi aldığı bu tedbirleri derhal Rayş- tag'a bildirmek ve Rayştag istediği tak- dirde bunları kaldırmak mecburiyetin- de idi. Esasen Bay Venizelos 48 inci maddenin Yunanistan'da aynen tatbik edilemiyeceğini ihsas ediyordu. gazeteci. Bu muhtelif sebeblerden dolayı ak- şam gazeteleri, sabahleyin neşredilen haberi tamamile tekzib etmedilerse de bu haberin liberaller önderinin tam fi- kirlerini anlatmadığını, Bay Venizelos- uan devlet şefinin iktidarını çoğaltmak hususundaki düşüncelerini bilabare bil- direceğini yazdılar. Öte yandan, iki bü- Yyük fırkanın önderleri BB. Çaldaris ve Venizelos, şimdilik izabat vermekten gekinmelerine mukabil, öteki sryasal önderler daha serbestçe fikirlerini söy- kediler. Bay Papanastasyu cümhuriyet ana- yasasını kaleme alan komisyonun rei- siydi. Demek ki bu anayasanın büyük bir kısmı onun eseridir, fakat kendisi bu yasaya el sürülmez nazarile bakma- maktadır. Nisbi temsil taraftarı olan Ziraat işçi fırkasının önderine göre Yu- nanistanın muztarib olduğu olarak pi ve yanlış rlamenter rejime atfedilen il. let, ekseriyeti elde eden fırkanın sahib olduğu ük kudrettir, Fırkacı idare- nin, şiddetin, sıyasal rekabetlerin sebe- bi fırka kabinesidir. Bu sistemle teşi ve icral kuvvetlerin ayrılmasında hik- met kalmamış oluyor. Bay Papanastasyu'ya göre buna ça- rve, hükümete bütün büyük fırkaların —————————— —— zım. Buysa ancak bir devlet tiyatrosu « nun kurulmasiyle mümkün olacak. Ba- z iddiaların aksine olarak, ben, türk - ulusunda sahne kabiliyetinin pek bü « yük olduğuna inanıyorum, Yabancı gazetelerde ok;ıdıiklğı_mız ! İngiltere ve acun barışt 26 sonkânun tarihli furnal dö Mos- ku'da A, Boretf zıdır: zasile çıkan baş ya İngiliz hükümetinim, Efransız dev. let adamlarını kabule hazırlandığı şu sıralarda, herkes şu suali sormaktadır: Londra görüşmelerinin devamınca in- giliz politikası, şimdi Avrupada genel güvenliği kurmak için takib edilmekte olan sıyasal faaliyet Üüzerinde ne gibi bir tesir icra etmeğe çalışacaktır İngiliz imparatorluğunun acun sı- yasasında oynadığı rolün ehemmiyeti isbata muhtac değildir. İmparatorluğun coğrafi şartlarile, acun ticaretinde oy- nadığı rolle, mali kudretile İngiltere- nin acun politikasının bütün sorumla- tında alâkası vardır, çünkü herhangi bir noktada olursa olsun, kuvvet nit betleri arasında vukua gelecek her de- Gişiklik önüne ingiliz menfaatleri üzerinde rol oynar. geçilemez bir surette İngiliz sıyasası dalma bir acun sı- yasası olmuştur. Aynı zamanda bu da- ima bir balance of Pover sıyasası ol- muştur ve olmakta devam ediyor. İn- giltere acun sıyasasında mühim rol oy- namak iddiasında olan çalışmalarını her zaman dikkatle takib etmiştir. On dokuzuncu asrın sonunda, Fransa müs- temlekelerini Sudan ve Miısır'a doğru genişletmek teşebbüsüne giriştiği za- man, İngiltere her vasıtaya baş vurarak buna mani olacağını gayet açık şekilde anlattı. Meşhur Faşoda hadisesinden sonra iki memleket arasında, yalnız nü- fuz mıntakalarını bölmeyi değil, fal bilhassa acun politika sahnesinde bü- yük kudretli devlet rolüne talib yeni birinin, ikinci Vilhelm Almanyasının gçıkması üzerine müstenid bir uyuşma tecssüs etti, Büyük savaştan sonra ilkönce Fran- sır — İngilir rekabetinin yenilenmesi- ne şahid olduk. İngiliz politikasını ida- re edenler Fransa'nın galib vaziyetin imtiyazlarından istifade ederek Avrupa kıtasında bir fransız hegemonyası kur- masından korkuyorlardı. Daha Paris konferanar arrasında meydana olan bu rekabet, ondan sonra İngiltere- nin Versay muahedesile konulmuş ©- lan sistemi bozmak için Almanya'nın yaptığı gayretlere muzaharet etmesile çıkmış devam etti. “Hukuk müsavatı,, hakkın- daki almatt tezi o devirde Fransaya da- ha küvvetli bir Almanya çıkarmayı faydalr bulan ingiliz hükümet adamla- ti tarafından teveccühle karşılanıyor- du. Pasifik meselesinde bir yandan Ta- giltere'nin Birleşik Devletlerle ve öte yandan Japonya ile münasebetlerinde de buna benzer bir edilebilir. Filhakika Vaşington konfe- Hetifak ki bu si Bıyasa müşahede ransında İngiltere Japonya ile ananevi asasından - asa Amerikanın uzak şarkta nüfuz genişle. mesinin geçmek arzusundan mülhemdi — vaz geçmeğe mecbur kal- mıişti. Fakat İngiliz — Japon ittifakı: nn resmen bozulmasına rağmen İngil- tere senelerce müddet uzak şarkta Ja- ponyanın müttefiki gibi har yor, ve Japonya nüfuz genişlemesi sı- yasasında İngiltereyi en sağlam müza- hir addetmekte devam ediyordu. Bununla beraber, bir zamandanbe ridir İngilterede yeni bir temayülür alâmetleri göze çarpıyor. Şimdi sık sık, ingiliz iİmparatorluğunun acunsal za- tlerini tehdid eden tehlikelerin statükoyu sağlamlaştırmak istiyen A- merika veya Fransa tarafında olmadı- ğını, bilakit pugünkü hali her çareye baş vurarak değiştirmeğe çalışan dev- letler tarafında olduğunu söyliyenlere rastgeliniyor. Bunlar boş ispekülasyonlar değil- dir. Japonya'nın ökonomik - tecavüizile menfaatleri derin surette zara- , ve kolayca anlaşılabile- i bu vaziyet geniş bir sıyasal tecavüzle neticelenebilir. Ja- pon menşeli Mmensucat Ürünlerine ve sair mamulata ç olan ingiliz mü: temlekeleri, Japony giliz Üssü- bahrisi Singapur'a pek yakın olan Si- yama nüfuz etmesi, bütün bunlar ingi- liz hükümet adamlarında eski müttefi- ke kargı şüpheler uyandırmağa kâfi idi. Fakat butıdan da fazlası var, ingiliz sa- nayilnin asırlık mahreçleri clan Hin- distan gibi, Avusturalya, cenubt Afrika birliği, Mısır gibi yerler japon rekabe- tinin tesirini hissediyorlar, Bütün bun- lara Japonyanın Londrada formüle et- tiği deniz müsav steği de ilave edi- lirse japonların acun politikasında bü- Iştirakini mecburi kılarak fırka kabine- sini ortadan kaldırmaktır. Kuvvetler'a ayrılmasını temin etmek, fırka müca- Gelelerini azaltmak, memleketin iç ve diş sıyasasını daha sabit bir hale koy- mak, demagojiyi azaltmak için yegâne gare budur. Bay hükü- metten ve hattâ meclisten ancak kuvve. Papanastasyu te müracaat etmek ve herhangi şekliyle olursa olsun diktatörlük flan etmek is. tiyen fırkaları baric bırakmaktadır. Kendisi sisteminin tatbikatta bazı glç. lüklerle karşılaşacağrtı kabul etmek dir. Fakat ikinci derecede sorumlarda ihtilaflar kabine içtimalarile halledile- bilecektir. Çok vahim sorumlardaki an- laşamamazlıklar için meclise müracaat edilecektir. Saylav sayısı itibariyle ka- bineye iştirak etmek vaziyetinde bulu- nupta bundan istinkâf etmek istiyecek fırka bunu yapmakta serbest olacaktır. Bu takdirde bu fırkanın saylavları mec- Jis müzakerelerine iştirak edebilecek. ler fakat rey vermek hakkına malik ol mıyacaklardır. Terakkiseverler önderi olan Bay Ka- fandaris de bu anay tadilatına karşı değildir. Diğer memleketlerde olan hâ« diselere bakarak, parlamenter rejimde, kaldıra- cak veya azaltacak ve onu yeni hayat bazı aşikâr züflarını ortadan şartlarına uygun hale koyacak ıslahat yapmak taraftarıdır. Bay Kafandaris'e göre, demokratik ve parlamenter teşek- külleri yenilemek ve ıslah etmek için çarelerden biri idare serbestliğinin ge- nişlemesi ve ademi merkezileşmesidir. Diğer taraftan ikinci derecede sorum- lar üzerinde müzakere ve karar ittihaz etmek eyi teşkilatlanmış meclia komis- yonlarına bırakılmalıdır. Meclisler an- cak bütçe, vergilerin tayini, hizmetle- rin tanzimi ile ve meclis kontroluyla meşgul olacaktır. Bay Kafandaris de Bay Papanastasyu gibi âyanın tamami- de mesleki mahfillerin mümessillerin- den teşekklll etmesi taraftarıdır. Muhalefetin fikirleri bunlardır. Halk fırkasiyle beraber hükümetle işbirliği yapan küçük fırkalacın fikirlerine ge- Jince bunlar ma ve. Ulusal radikal. ler önderi ve harbiye bakanı Bay Kön- dilis, meclisin en basit şekline konma:- gına taraftardır: Bunun için meclisin her altı ayda bir bütçeyi kabul ve hü- kümetin hareketlerini tasvib etmek için birkaç günlük bir toplantı yapması kâü- fidir. Şimdiye kadar Bay Çaldaris'e taraf- tarlık etmiş olan fakat şimdi Başbaka- nın parlamenter rejime karşı müfrit saygısından şikâyet eden Bay Metak- “üs kayıdsız şartı bu rejimin kaldı- rılması lehindedir. Kendisi diktatörlü. ü nasıl anladığını, programını bildireceğini söyliyerek, iz miştir. ulusa çekin- Bununla beraber, parlamento - siste- mi, hedef olduğu hücumlara — rağmen, yunan sıyasal âlemince mahküm edil- miş olmaktan henüz çok uzaktır. Par- Jamento sistemini ıelah etmek evet, büs- bütün kaldırmak hayır. Sıyasa adamla- rının ekseriyeti büyle düşünüyorlar, yük rol oynamağa hazırlandıkları Ko«. layca anlaşılır. Almanya tarafında da vaziyet his edilir derecede bunun aynıdır. İngilte- re, İskandinavya, Baltık devletleri, Ar- jantin gibi “Sterling Bloc, memleket- lerinde ağır bir alman rekabetine ma- ruzdur. Eksgeriya bir sıyasa gahasını aşan alman si taarruzu — ingilizle- h gözlerinde ikinci Vilhelm Alman- yasını canlandırıyor, ve Hitler Alman- yasında bu eski başlıyorlar. Almanyayı görmeğe Bütün bu söylediklerimizin doğ rudan doğruya veya bilvasıta ingiliz sı yasasını kontrol edenlerin hepsinin u- mumi fikirlerine tercüman olduğunu zannetmek tamamen hatalı olur. Bunun için Lord Loyd ve meşhur — gazeti Strütator'un düşüncelerini bilmek ye- ter. Bu adamlara göre ingiliz menfaat» letine.en uygun sıyasa bazı memleket- lerin istilacı temayüllerini ingiliz men- faatleri dışında olan mıntakalara tev- cih etmektir. Bununla beraber İngilterede böyle bir politikanın tehlikelerinin gitgide farkına varılmaktadır. Nerede oluraa olsun çıkacak bir münazaayı çıktığı mıntakaya münhasır brrakmanın çok güç olacağı aşikârdır. Ve ingiliz impa- tarafında men- muhakkak su. karışmağa mecbur ola- ratorluğu acunun her faat sahibi olduğu için rette kavgay caktır. Maamafih kuvvete müracaat et. mek istiyenler Lord Loyd gibi adamla» rın nutuklarından cesaret almaktadır- lar ve savaş halinde İngilterenin doğ- rudan doğruya veya bilvasıta muzaha- retine güveniyorlar. Bu ümid hesabla- rında o kadar büyük yer tutuyor ki ön- ceden İngilterenin City istikrazı veya faydalı bitaraflığını temin etmeden bir ta- ham mad bir arruz işine girişemiyeceklerdir. İngil- ihracatı şeklinde terenin bitaraflığı büyük bir askori te- şebbüsün esas şartıdır, Böylece meşhur. “Balance of Po- wer" formülünün iki muhtelif tefsirin- ingiliz karşısında bulunuyoruz: bunla- den başka bir şey olmıyan iki rın biri barışçıdır, öteki savaşa götü- rür. Acun barışının istikbali bu iki gö. rüş arasındaki mücadelenin neticesine bağlıdır, Bu kültür mecmuasımın şu- bat 1935 - 24 üncü sayısı çık- ) mıştır. İÇİNDEKİLER Ulusal güven, Nafi Kansu, İnanç ve Us, Ahmet Nesimi Çekoslovak Tefekkürüne bir bakış, Hilmi Ziya, Köy mek- tebi ve köy muallimi, H. Re- şid Öymen, Eti âbideleri ve sanat eserleri, M. Saffet En- gin, Kimerler, Avni Candar, Ökonomik devridaim, S. Ay- doslu, Bir toprak ve su etüdü, K. Ömer Çağlar, Sovyet sa- natkârları resim sergisi, İsma- il Hakkı Tonguç, Türklerde Boks, Talât Onay, Dağın ve Kışın sporu, Vildan Âşir, Mu- sikinin tarih ve edebiyatı, A- ziz Çorlu, Folklor, Neşri, A- yın Politikası, K, Ü,, Ama- zon: Hikâye, E. Behnan Şa- polyo, Bibliyografya, Halke- vi haberleri, Halkevi mecmu- aları, ÜLKÜ'nün bir yıllık endeksi yazılarıdır. Bu sayıda Sovyet Resim Sergisine aid resimler de ayrıca verilmiş- tir. Değeri 25 kuruştur. KİRLXL LKT LRLRIRLKLAKLATAKLEZLAZİR, 7 ŞURAT 1935 PERŞEMİ ı_[zıponya Çine niçin gene saldırmağa başladı? O. M. Griv, 26 sonkânun tarihli Depi H Herald gazetesine yazdığı bir makas lede diyor ki: Japon lerinin yanın tam Çin ile münasebetı elmeğe yüz tuttuğu bir ı rada yeniden Çin topraklarına tecavik ze kalkıması hayrct etmeğe değecek bir hadisedir. Japonların hareketleri günler ve haltalarla ölçülemez. Yıllarla ve hattf on yıllarla ölçülebilir. Esas riyetinin ne olduğu bilinme- mekle beraber, Çahar hadisesinden an- laşrlan mana, japomların ötede uyandıracakları hoşnudsuzluklara ku- lak asmamak dileğinde olduğudur, Sade haritadan vaziyet takib oluna- cak olursa o zaman Cehol hududunu düzeltmek şeklinde nazikçe ifade olu- nan davanın pek beklı bir şey olmadığı meydana çıkar... »—» Mesele basit değildir, Evvelâi or- tada hakiki sınır yoktur. Cehol de, Ça« har da dağlık arazi üzerindedir; bura- larda şehir filan olmadığı için bunlacın esaslı bir svrette bicibirinden edilmesine imkân yoktur. meşhur hitistiyan generalı Feng yu Hsiang orada durmakta ve japonlara haddini bildirmek üzere hücüm edece. ğini açıktan açığa söylemekte idi. Fas kat bu adam, kendisine dımcı bulamamıştır. Eski Mançuri ordusunun artakalan bazı kuvvetleri de orada bozuk — düzen bir halde yerleşmişler, bazan çinlilere, bazan japonlara hücüm etmekte bulun. muşlardır. beride ayırd Çinlilerin kuvvetli yate Ayrıca çinlilerin kıtalarını daha ziyade garba doğru hareket ettirmeli istedikleri de bildiriliyordu. Buna kare şı japonlar ses çıkarmadıklarından ore tada barışı bozacak bir sebeb yok gibi idi. Japonların bakımından da yeni bl ihtilaf çıkarılması faydalı ve Tüzumlu görülmüyordu. Çünkü bütün bu çetim ve sarp arazi harekâta müsaid değildii Buralarda fazla soğuklar yüzünden ba« rınmak imkânı da yoktu. Bazan burad& müthiş soğuklarla birlikte şiddetli rüze gürlar da çıktığı için birkaç kat elbise bile buna karşı beş para etmez. Japons ların ise soğuktan ne kadar ürktüğü malümdür. Fakat son üç yıl içinde jax ponlar bu kadar çetin bir toprakta bile ne yolda hareket edilebileceğini öğremi mişlerdir. Japonların son hareketlerine Üç sex beb bulunabilir. Bunların birincisi jae ponların iç Mongolistanda uyanan ise tiklal hareketini körüklemek - istemeles ridir. Son on xene içinde rus nüfuzu dışar ti Mongolistana o kadar — işlemiştir kâ burasının Çin ile olan eski bağların? tarmamen çözmüştür. Mongol prensleri zaten - uzun bit müdddetten beri Çin'den memnun bus Tunmuyorlar ve birçok dileklerinin yee rine getirilmemesinden dolayı sırlanıp duruyorlardı Sonra mongollar, eskiden beri Mam gu hanedanı ile eyi münasebatta bulunu duklarından Çin cümhuriyetile hiç bi alâkaaltı bulunmadığımı ileri sürmek: idiler, Şu halde Mongolistan'ın şimdi Mançuko ile birleşmesine büyük bir ihtimal verilebilir. Bu alâka, japonlas rın her halde pek hoşuna gitmektedin İç Mongolistan bu surcile elde - odiles cek olursa, bu dış Mongolistana karşt elde bir silah ve bit vasıta olacaktır. Zi ra japonlar komünizm propagandasını dan pek ziyade çekinirler, Şimdi Çahar'a bir hücüm yapılacağ olursa mongolların daha kuvvetli tarae fa katılmaları ihtimali ve imkânt artae cak ve kolaylaşacaktır. Birincisi ile alâkas; bulunan ikinc$ sebeb ise japon dışarrişler bakanı Hiş rota'nın japon parlamentosunda geçer hafta söyledi bi Sinkiang'ın sow yetleştirilmesi kaygusudur. Het ne kadar sinkiang yabut Çizi Türkistan'ı Mançukodan bir hayli uzali ta ise de Japonya Çin'in göbeğinde bit yerin rus nüluzu altıma girmesini hig bir surette istemez,. Şimdi üçüncü sgebebe gelelim: Bira gok müşahedecilerin gördükleri ve ane ladıkları gibi Japonya Çin'in şimali garbında Şenci ve Şansi'deki zengim demir ve kömür kaynaklarını ele geçi eeei A a Nüi ği l e lli v a el

Bu sayıdan diğer sayfalar: