GN AL rım_ı YIL, No:-4860 Gündelik SIYASAL ERGİNLİK | Devlet düzeninde en çok göz Snünde tutulması gerekli olan iş- 'erden biri de yurddaşların sıya- sal erginliğidir. Devlet kurumu- nun başlangıcında nasıl meydana geldiğini araştırmağa girişmeden diyebiliriz ki o bir kez realite ola- Tak kendini gösterdikten sonra bi- Zi oyalıyan başlıca sorak yıırddqı 'Arın bu kurum üzerindeki dü: teleridir. Bu düşünceler - içinde Yaşanmış ve yışnnılın çağların Ve ülkelerin özel inan ve durum- ima göre her ulusta değişir. Ulusları başka birçok bakımlar- 'âan biribirinden ayırabildiğimiz i devletçilik bakımından da aralarında bir ayrılık bulabiliriz. Devlet kurumu her — yaşayış Şağına göre yurddaşlardan yeni bir düşünüş, yeni bir çalışış biçi- Mi ister. Eğer bunlar gerçekten deyletin varlığını koruyacak ve Yükseltecek gücte iseler, yurddaş- ların sıyasal olgunluğunda kuşku Yoktur. Yurddaşın her günkü ya- #ayışında bile onun devlet inanı- ni anlatacak işler görebiliriz. Çün- doğrudan doğruya kendimiz için sandığımız - birçok işler var- dır ki dolayısile devlet düzenine dokunurlar. Bu bakımdan - yurd- dıq ile devlet arasında sonu gel- miyen karşılıklı ve sürekli bir alım verim vardır. Türkler ötedenberi acunun devletçilikle ün almış ulusların- den biridir. Böyle olunca onların sayasal erginliği de yüksek de- mektir. Bu erginlik ancak son =lııdı yurddaşların devlet iş. önden uzak tutulması yüzün- den biraz bozulmuş ve azalmıştı. Büyük türk devrimi ulustan alı- nan her şeyi nasıl ona yeniden ge- ri verdiyse sıyasal olgunluğumu- zu da türlü düzenler ve yasalarla yükseltmeğe başladı. Son saylav seçimi yeni yükselişin parlak bir örneği olmuştur. Kadın, erkek bü- tün yurddaşlar sandık başlarında hep bir düşünce, hep bir ülkü ile türk ulus ve devletinin yeni bir hız, yeni bir yükseliş çağına gir- n tek bir varlık gibi top- lanmışlar ve Atatürk'ün gösterdi- #i yolda durmadan yürüyecekle- Yini bir kez daha bütün acuna bil- dirmişlerdir. Bir ulusun en büyük gücü Yurddaşlar arasındaki birliktedir. Bemokrasi hiç bir vakit ulusun sıyasal ve soysal türlü bölüklere ayrılması demek değildir. Acu- Nun yeni durumuna göre bundan sonra sıyasal olgunluk parti kav« galarile değil, ulusal birlikle öl. Sölecektir. Parti kavgası demek “_İııı içinde ülkü ayrılığı demek- tr. Ülkü ayrılığı ulusal enerji- nin kaynağını kurtuur. Birçok ül. kelerde gördüğümüz karışıklık ve sıkıntının temel taşı bu ayrılıktır. Törk ulusu bu yıkıcı ayrılıktan rtulup da yaratıcı ve yapıtct birliğini elde - ettikten sonra acu- Bun sıyasal ve soysal bakımdan €n olgun ve üstün ulusları arası- ha lİrınııhr Sıyasa teoriden ziyade pratik işidir. On beş senedenberi ulusça Bösterdiğimiz birliğin verimlerini eyice anlıyacak durumda ı""“'“lyomz Türk ulusu yüzlerce hep gerilemişken cumurluğun ve demokrasinin üstün düzenleri taz vakitte çok yüksek işler Börmüştür. Ülkü gücü ile en yük- kertesine çıkarılan ulus gücü- yaratıcılığına son olmadığını üyük devrim çağı çocukları psk #vi anlamıştır. Zeki Mesud ALSAN Yeni saylav namzedlerimiz Erzuzum - nemzed B. Sükrü Koçak Ankara namzedi B. Mümtaz Ökmen İzmir namzedi B. Hasan Ali Yücel v Ankara nantzedi B. Ahmed Ulus ga 3 Paş Bursa namzedi B. Atf Manisa — namzedi B. Ko vem Nami Duru Antalya namzedi B. Nazif Arıcan Erzurum namzed'i B. Fuad eyhan namzedi Tokat namzedi B. B. Tevfik Gelib Pekel Malatya namzedi B. Emrullah Parkin Çorulh namzedi B. Febmi Fırkamızın bu devre için saylav namzedi gösterdiği yurddaşların Ankara'da bulunanlarından bazı- larının dün fotoğrafımız tarafın- dan alınan resimlerini aşağıya ko- yuyoruz: ı Ankara, 5 (AA.) — Bu sabah gaze- — | telerle ve öğle üzeri radyo ile neşredi - < | İen yeni saylav liştesinde üç yanlışlık Sılmııı, nndımıulır. irkiyede çevrilen bir filim Moskova, B (A.A.) — Sinema reji- sörü Lıh Şub ile operatör Markof, Türk'yeden dönmüşlerdir. Bunlar Tür« kiyede yeni Türkiye hakkında bir sesli filim cevirmekte idiler, Türt "lim müesseselerinden Haka — filim tarafından tertib edilecek olan bu filim bakkında Ester Şub demiştir kiz — Bu filimde yeni Türkiyenin kül- türel ve ökonomik şehirleri görülecek « tir: Ankara, İzmir ve İstanbul. Türkiyede bulunduğumuz sırada ge- rek Ankara gerek İzmir'de filmin üçte ikisini çevirdik, Bergama harabelerinde ve Ödemiş dağlarında da resim aldık ve zeybeklerin ulusul danslarını tesbit et « tik. Havaların hep fena gitmesi dolayı«s siyle İstanbulda işimize devam edeme « dik. Mayısta yeniden Türkiyeye döne« rek filmi tamamlıyacağız. Filim tem « muzda tamamen bitmiş olacaktır. Saylav listesindeki üç yanlış vardır, Çoruh vilâyetinde bir numara ile yan lış yazılan “Şefik eşki Rize saylavı,, nın doğrusu “Akif eski Rize saylavı, - dır. Kıı—r'ıı- dört numara ile yanlış ya- zılan “Ahmed Seyfeli Cümhuriyet Halk Fırkası başkanı,, nm doğrusu “Mehmed Seyfeli Cümhuriyet Halk Fırkası baş - kanıdır,, Maraş'ta dört numara ile yan- Tış yazılan “Hasan Reşid Tankut eski Maraş saylavı,, nın doğrusu “Hasan Re- şid Tankut eeki Muş saylavı,, dır. İran ve İrak Dışartişler bakanları Romaya Gidiyorlar Londra, 5 (AA.) — Irak Hariciye Nazırı Nuri Paşa, İran Hariciye Nazırı ve italyan raportörü ile beraber, İran— Irak hududunun - tesbiti görüşmelerine devam etmek üzere Londra'dan Roma- ya hareket etmişlerdir. Nuri Paşa, Roma'da yakmda bir uz - laşma hasıl olacağını umduracak pek esaslı sebebler bulunduğunu ve birkaç haftaya kadar Londra'ya dönebileceğini söylemiştir. Moskova metrosu açıldı Moskova, 5 (ALA.) — İnşaatı biten ilk metro hattında dün bir deneme treni bütün metroyu baştan başa geçmiştir. ——— Munlehıbı sanilere İntihabı Mebusan Teftiş | Heyeti Reisliğinden: Sekiz şubat 1935 cuma günü Ankara Mebusları se- çileceğinden bütün münte- hibi sanilerin — saat dokuzda Belediyeye gelmelerini dile- | rim, 6, ŞUBAT 1935 ÇARSAMBA Paris, 5 (A.A.) — Bakanlar heyeti bu sa- bah Reisicümhur B. Lebrun'un başkanlığın da toplanmıştıir. Meclis Londra'da elde edil miş olan sonutclardan dolayı B. Flanden ile B. Laval'i tebrik etmiştir. LO DRA A RINDAN Her yerde 5 kuruş NLAŞMALA- SONRA B, Flanden ve B, Sa ymenin söyledikleri -Avrupa bu anlaşmaları Londra konuşmalarını yapan — fransır Bakanı Paris, 5 (AA.) — B. Flanden, rad « yo ile tamim edilen bir nutkunda, de » miştir ki: — Barışın, gerektiği vakit koruyuçcu- su olacak olanlar arasında yapılan hava birleşimi, ilkönce kendilerine öyle bir üstünlük sağlamalıdır ki, bundan böyle hiç kimse kuvvetini kötülükte kullan « muya kalkışmak hevesini duyamasın. Hava savaşına karşı, barışsever ulus- ların birleşimi ile sed çekmek için, Fran- sa ile İngiltere'nin beraber olmaları, barış yolunda atılmış kati bir adımdır. Diyebilirim ki, savaşa karşı acele müda- hale şeklini tesbit etmek erdemini taşıe yan başka uzlaşmalar yapmağa da hazır- lanmış bulunuyoruz nasıl karşıladı ? Başbakanı Bay Flanden ve Dişartişler Bay Levsl Londra uzlaşmalarını anlatan B. Flan- den, Frarsa'nın barışın duruluğunu di « lediğini ve bunun çarvelerini araştırmak. ta olduğunu söylemiştir. Alman silahlanmasının pek çok art- masından da bahsederek barış için, Av- rupa uluşları arasında samimi bir e liği aranıp dururken, çatışmı menin sırası olmadığını ve şimdil dece hadişenin kaydedildiğini söyle » miştir Önce bahse konulmuş olan şey, uluz- lar derneği andlaşmasını - tamamlıyan andlaşmalar sisteminin kuvvetlendiri! - mesi idi. Bunlardan, Londra misakı, Ro- ma'da konuşulan, Tuna misakı projele- (Somu 2 inci sayıfada) İzvestiya ve Londra anlaşmaları Barış taksim götür mez; Batı için ayrı, Doğu için ayrı barış yoktur,..,, Moskova, 5 (AA.) — İzvestiya ga- zetesi ingiliz - (ransız anlaşması başlıklı yazısında diyor ki: “ Bay Flanden ve Laval'in Landra- ya giderlerken sıyasal amacları her hal de bir alman saldırımına karşı İngiltere min yardımınr temin etmekti. Fransz topraklarında bir alman saldırımına karşı İngiltere'nin Fransaya yardım etmeye hazır bulunması Fransa için çok mühim bir şeydir. Ancak, Almanya Fransa'nın müttefiklerinden veya dostlarından bi » rine karşı doğu ve cenub doğusu istika- metinde bir genişleme hareketinc piriş- tiği takdirde İngilterenin nasıl bir du » rum alacağı bolli değildir. Demek olu - yor ki İngiltere, Fransa topraklarımı ko- ruümaya hazır bulunuyor, yoksa Fransa- nın Avrupadaki mevzilerini değil Bu « nun içindir ki Fransa Avrupanın doğu- sunda ve cenub doğusunda bu mıntakar nın statükosunu korumakla alâkadar olan âmillerin yardımını aramak mecbu- riyetindedir.., İzvestiya gazetesi 5/12/1934 tarihli Laval » Litvinof protokolu ile Fransa - mın şark misakı hakkında girişmiş oldu- maya karşı aldığı teahhütlerini hatırlat- tıktan sonra divar kit