Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
-re değişmektedir. - den bir kısım pancar celbeden fabrika- SAYIFA 6 d, Anketlerimiz bir diyardır. Ankara ise yeni şehirci- lik prensiplerine göre kurulmuş, mo- .ANKARA OTELCİLİĞİ Ankarada kaç sınıf otel vardır?— İstanbul ve An- kara otelciliği - Otelcilerin dilekleri... (Başı 1 inci sayıfada) liyen asil yüzünü görmiye gelen Ana- dolu yavrusunun kesesine ve kafasına uygun olanlara varıncıya kadar oteller Ankaranın demirbaşı gibidir. Müşteri- si arasında bu kadar göze çarpan bir telakki, seviye, refah ve yaşayış farkı olan oteller bugün acaba kendilerinden bekleneni verebiliyorlar mı? yoksa dü- zene konması gerekli tarafları var mı- dır? bunlar öyle sorgulardır ki karşı- dıklarında trenin, tayyarenin, otomobi- lin, her çeşid getirme vasıtalarının yurdun içinden ve dışınmdan getirdiği binlerce insanın rahatı, menfaati ile he- raber yeni Ankara'nın modernlik bakı- mından değeti saklıdır: Ankara'da otelcilik.. Lokantaları olduğu gibi belediye Ankara otellerini de 3 sınıfa ayırmış- tır, Bir de “lüks,, ismi altında hususi bir sınıf teşkil eden üç, dört otel var- dır. Birinci sınıf otllerin sayısı beştir. Geride kalanlar ikinci ve üçüncü sınıf olanlardır. Ankaranın ikinci ve üçüncü sınıf otelleri Anadolunun her şehrinde ve her yerde gördüğümüz, çoğu büyük ev- lerde ufak tefek değişiklikler yapıla- rak otel şekline sokulmuş binalardır. Oda sayıları çok azdır. Mobilyeleri ba- sittir. Ankara'nın hususiyetini taşıyan oteller bunlardan ziyade lüks oteller olduğundan tetkiklerimize — en'ardan başlıyacağır. Lüks otellere gelince.. Ankarada mevcudlara göre tam ma- nasile konforlu denilebilecek iki otel vardır: Ankarapalas ve Belvüpalas.. Bunlardan sonra sıra ile İstanbulpalas, Lozanpalas, Yeni otel, ve Taşhanpalas gelir. Ankarapalas 74, Belvüpalas 65, İstanbulpalas 20, Lozanpalas 50, Yeni etel 18, yıkılan Taşhan 40 odalıdır. İkinci ve üçüncü sınıf otellerin sayısı 20 yi bulur.r. Bunların içinde 22 odalı- dan tutunuz da, beş odalıya varıncıya kadar otel vardır. Oteller daha fazla Anafartalar caddesileona muüvazi so- kaklara sıralanmıştır. Lüks otellerde banyo, lokanta, rad- yolu istirahat salonları, dahili telefon tosisatı, çamaşır ve kola kısmı, vardır. Fiatlar vasati olarak Ankarapalasta banyosuz odalar 7, Belvüpalasta 4, İs- tanbulpalasta 3-4 liradır. Tek yataklı banyolu odalar, Ankarapalasta 10, Bel- vopalasta 7-8, İstanbulpalasta 6-7 lira arasında inip çıkar. Lokanta ve çamaşır, kola kısmı yal- nız Ankarapalasla Belvupalasta vardır. Ankarapalasın ayrıca bir müziği, ve kuvaförü bulunmaktadır. İstanbul ve Ankara lüks otelleri arasındaki farklar.. Ankaranın lüks otellerinden birini idare eden ve bu alanda Avrupada uzun boylu tetkikat yapmış bir yurddaşla gö- rüştük. Ankara ve İstanbulun lüks o- telleri arasındaki farklar için dedi ki: “— Herkeste böyle bir zihniyet vardır: Ankarada İstanbuldakiler de- recesinde otel yokmuş.. Her yerin ken- dine mahsus orijinal bir güzelliği, bir hususiyeti olur. İstanbüul'la Ankaranın biribirinden çok farklı olan tabif man- zaraları, şehir vaziyeti ve sairesinin brraktığı intıba ve farkları otelde otu- ran D'x yabancı şehrin diğer taraflarını uzun boylu bilmediği için bütün inti- bar yalnız otel odalarının dar muhitine inhisar eder. Ve verdiği hükümler de dolayısile otellere ait olur. Halbuki o« teller bulundukları muhitin hususiyet- lerini taşırlar. Meselâ İstanbula yeni gelen bir seyyah sakin, güzel bir deniz, her semti ayrı bir hususiyet taşryan ta« rihi bir şehirle karşı karşıyadır. Anka« raya ilk gelen bir yabancının duyacağı da bir müzekarşısında hissedilen uyu« şuk ve hareketsiz duygu değil; insan« daki bütün enerjiyi harekete getiren sert bir yayla iklimi, ve eşsiz güzellik- leri içinde ufukları kaplryan bir bozkır ihtişamıdır. Bir şehre ilk defa gelip otelde yatan bir insan ise hükümlerini verirken otelin karyolasının temizli- ğinden, banyosunun intizamından, ser- visinin mükemmelliğinden ziyade bu oteli doğrudan doğruya alâkadar etmi- ye ngenel hadiselere bağlı kalır. İstan- bul yabancılar için modern bir şehir olmaktan ziyade geçmiş yüzyıllardan kalma yapıları, camileri ve hâlâ esrar- lr bir âlem gibi telakki edilen boğazı; sessiz sakin köşelerile tarihe mal olmuş Ankara Palas eksiksiz bir kuatför salonu olan biricik otelimizdir. dır. Mahsul, ucuz ve kolay olarak nakl - edilebilmektedir.;, Sayıfa 94 te: *,. Pancar reyonlarımın - fabrikaya nisbetle hududu, Almanyada 50 kilo- metre, İngilterede 1924 te (75) kilomet- re değiştirmektedir. 200:350 kilometre- « Bohemyada 20, Avustüryada -60 - kilo- . Metredir. ' e Bizde ise, muhtelif fabrikâlara gö- 200:300 - kilometre- larımız vardır.,, Sayıfa 118 de: “hw Fabrika kapasitelerinin büyük- lük ve küçüklüğü de, fabrika tipinde olduğu gibi esaslı ve uzün zamanlı ve«- aksiyonlara maliktir.,, Sayıfa 119 da: “vee Eğer Türkiye şeker sanayii, — memleket ziraatine ve hayvancılığına * yapacağı tesirler gözetilmiyerek, ve diğer millt sebeblere ehemmiyet veril- miyerek, sırf ticaret maksadile kurül- muş olsaydı, elbette maliyet fiatı şim- dikinden biraz daha aşağı olabilecekti. Evet! ucuz' olabilecekti, fakat, orta Anadoluda belirmeğe başlıyan zirat in- kılâb, en yardımcı bir unsurundan mahrum kalacaktı.,, ylaı Sayın yazıcının kitabından aldığı- mız bu pârçalar, ulusal bakımdari - şe- ker sıyasasının yolunu aydınlatabile- cek Kadar açıktır. “Bu işin halkçı ve organik yani “uzvi kurum şeklini de evelce biz göstermeğe çalışmıştık. O zaman biz, inkılabımızın “menfaatler- de biribirini nakzetmiyecek bir âhenk,, istiyen halkçı düsturunu gerçek kıla- bilecek şekiller bulmak kaygusunu reh- ber edinmiş idik. Yıllar geçti, fakat, sekizden yedi çıkınca nasıl on beş ka- labileceği, artık bu geniş ve üstün de- ğerli ulusal sorumda (meselde) görül- mekte ve anlaşılmaktadır. Biraz geç olsa da gene büyük kazanc! : Said Aydosl .1, dern bir şehirdir. İstanbulda bir yaban- cıya tam manasile rahat geceler geçir- tecek bir otelin bulunmamasr müsa- maha ile karşılanıyor da, Ankarada u- fak bir eksik soş görülmüyor. İşte An- kara ve İstanbul otelleri hakkında hü- kümler verilirken bu düşünceler ve vaziyet kanaat üzerine müessir olmak- tadır. Halbuki hakikat hiç de böyle de- ğildir. Ne fiat, ne de konfor itibarile bizim Ankarapalas ve Belvupalas ne Tokatliyan, ne Park otel, ne Perapa- lastan geri değildir. Nihayet olsa olsa onlarda eskiden kalma ve İstanbuldan ayrılmasını istemiyen garsonlar ve ya- pılirken doğrüdan doğruya otel olarak yapılmış binalar dolayısile biraz kon- for ve servis farkı vardır. U.cuz İstanbul ve pahalı Ankara. İstanbul'la aramızda hiç bir fiat farkı yoktur demiştim. Müşteriden al- dığımız para aynı olmasına rağmen masraflarımız arasında büyük farklar vardır. Evvel Tokatliyan ve Perapala- Ankara'nın, önünde otomobiller bekli- yen otelleri olduğu gibi arabaların da yolcu taşıdığı ufak otelleri vardır. otelleri işletenlerin malıdır. İcar ver- mezler. Bu masraftân mühim, çok mü- him bir kısmının kısılması demektir. Ankara ile İstanbul arasındaki bina icarları farkı da göz önünde bulundu- rulursa bu farkın ne kadar arttığı der- hal göze çarpar. Düşünmelidir ki Bel- vopalas günde 50 lira icar vermektedir. Bunun oda kiralarına ne miktar zam yapabilecek bir kemiyet olduğu ilk ba- kışta anlaşılır. Bütün fark bu icar meselesinde ol- sa buna karşı tedbir alınabilir, fakat İstanbul'la nAkara otelciliğinin biribi- rini tutmıyah ve hepsi İstanbul lehi- ne olan farkları vardır. ki bunları te- iker teker hesab edersek Ankarada otel fiatlarının İstanbuldan nasıl olurda bir misli fazla olmadığına hayret etme- mek mümkün olmaz... Üç misal daha: su.'eleklrik, kömür - Bu birçok farklardan belli başlıla- rını size sayayım: Su, elektrik, kömür otellerin en fazla kullandıkları madde- lerdir ve âdetâ onlar için demirbaş gi- bidir. Belvüpalas üç ayda 260 lira su parası ve 'ayda en aşağı 400 lira - elek- trik parası verir. Ankara'nın soğuğu ve sert iklimi bizi İstanbul'daki oteller- den daha çok fazla - kömür ” yakmağa mecbur eder. Böyle olmakla beraber Ankara'da su, kömür ve elektrik İstan- buldan çok pahalıdır. Aradaki bütün bu farklar dolayısile müşteriden çık- maktadır. iFatlarımız İstanbul'la mü- savi olunca, fazla masraflarımız- dola- yısile ancak ziyandan kurtulabilmekte ve otellerimizi daha konforlu ve daha lüks bir vaziyete koyacak masrafları yapmıya imkân bulmamaktayız. Ankara oteleiliğinin verimsiz ayları.. İstanbuldan farklı olan: bir tarafı- mız daha vardır. Biz dört ay, mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarında hemen hemen boş durur, hiç bir iş ya- pamayız. Çünkü bu aylarda kurultay | kapalıdır. Dışardan gelen müşteri aza- lır, Herkes İstanbula, İzmire ve Mer- sine akın eder. O zaman biz, dört uzun Aay masraflarımız hiç eksilmeden bek- lemek mecburiyetindeyiz. İşlemediği- miz bu ayların zarurif masraflarını yı- lınm sekiz ayına yükleyince flatlarımız İstanbul derecesini buluyor. Bundan da anlaşılır ki bizim dileklerimiz yeri- ne getirilirse fiatlarrı yüzde yirmi beşe 'kada rucuzlatmak mümkün olacaktır. 'Devletten ve belediyeden dilekler... Derdlerimizi sayalım: Evvelâ icar- ların ucuzlatılmasını istiyoruz. Anka- ranın güzel, temiz, konforlu otellere sahib olması bence şehir namına çok gerekli bir iştir. Ankaraya gelen her yabancının takdir ve hayretle karşıla- dığı imar ve yeni bir şehir yaratma sa- vaşında otellerimize bu davaya muvazi gidebilecek bir değer vermek bence ulusal bir iştir. Bu bakımdan meşru görülecek dileklerimizin yerine geti- rilmesi yolunda belediyenin tevassutu- nu istemeği bir yurddaş hakkr olarak telakki ederim. İcarlardan sonra ikinci bir dileği- miz de elektrik şirketile bir anlaşma zemini bularak otellerin verdiği ve ay- da en aşağı üç yüz lirayı geçen elek- trik fiatlarının da hiç olmazsa yarıya- rıya indirilmesidir. Bu takdirde İstan- bul vaziyetine gelmiş oluruz. Su fiat- larında da bir tenzilat temin edilebil- se o zaman görülecektir ki diğer ufak, tefek farklara rağmen Ankara otelci- leri ne kadar kanaatkâr olduklarmı is- bat edecekler ve fiatlarını derhal indi- receklerdir. Otel olarak yapılmış binalar lâzım.. Ankarada yapılırken otel olarak ya- pılmış hiç bir bina yoktur. Halbuki bu- gün bir mekteb, bir resmi daire, yani muayyen bir iş için yapılan binanın nasıl kendisine göre hüususiyetler gös- termesi muühakkak lazımsa otel olarak küllanılan bir binanın da yapılırken modern bir otelin bütün ihtiyaclarının göz önünde bülundurularak yapılmış olması bir zarürettir. Mesela Belvüpa- lasın otel haline gelebilmesi için 20 bin lira sarfedilmiştir. Bu 20 bin lira, icar müddeti üzerine göre yatak fiatlarına zammedilmiştir. Binasızlık bu gibi şe- killerde vaziyeti idareye mecbur etmektedir. otelcileri Otel.olarak yapılan bir binada kon- for şüphesiz ki'daha kolay temin edi- lir. Ve bu nisbeten masrafsız olur. Es- tetik bakımdan bunun değeri büyük- tür. Şehrin en eyi manzaralı, havası güzel bir yerinde, müşteriye can sık- tırmıyacak biçimde yapılmış bir otel odasının yarr konforu zaten temin e- dilmiş demektir. Onu döşemek ve süs- lemek ikinci derecede ve birinciye gö- re basit bir iştir.. Ankarada bu tipte hiç ol iki otel bi ihtiyaç vardır ve bunlar yapıldığı za- man şehrin belli başlı bir eksiği kapan mış olacaktır. h . muhakkahl Gece hayatı ve oteller Ankarada gece hayatı yoktur. Iki sinema ve iki bar bunu yaratamıyorlar. Zaten bu durumda vanlı, hareketli ve dışardan gelenlere hoş vakitler geçirte- cek bir gece hayatı yaratmaya imkân yoktur. Bu yüzden Ankarada işi olan bir yabancı işinin neticesine İstanbul- da intizar ediyor, mecbur kalırsa ge- liyor. Bir iki gün kalıp gidiyor ve İs- tanbulda bekliyor. Ankarayı görmeye, gezmeye ve uzun zaman kalmaya gelen seyyah da gece hayatı olmamasından Belvü Palas'ın dış görünüşü bir Avrupa otelinden farksızdır. dolayı geğesini otelde egçiriyor ve bEt an evel Ankaradan, görülecek, gezile” cek, yaradılış bünyesi yakından tetkili edilecek bir çok değerli taraflar bulur nan Ankaramızdan ayrtılıp gidiyofı Gelen yabancıya hoş vakit geçirtebiler cek eğlence yerleri, güzel bir gece hâ' yatı yaratacak kurumlarımız olsa Ans kara bir seyyah şehri olacak, bilhassâ yokluktan varlığın nasıl yaratılabileces ğini görmek arzusunu duyan ileri, müs nevver, bir seyyah kalabalrğiyle hef gün dolup boşalacaktır. Ankara otelleri ihtiyacı karşılıyor mu? Ankara otelleri normal zamanlardâ ihtiyaca kâfi gelebilir. Fakat cümhuri« yet bayramları gibi fevkalade günlerdö ihtiyacı karşılayamıyorlar. Cümh el bayramında — yer bülamıyan bir 54* müşterilerimiz, otomobillerde yatmışr lardır. ğını, servisinin ve konforunun — im« kân nisbetinde ve fiatlara göre — iyl bir şekilde olmasını temin etmelidir. O telcilere elektrik, su, icar ve dîm lerde hususi bir tenzilat temin fiatların ucuzlaması ve aradaki da otellerin konforu için sarfedi mümkün olur. Otelcilerin de böyle bif işe seve seve rıza göstereceklerini Güz nırım, Küçük otellere gelince Küçük oteller, Ankaradaki otel sa« yısının dörtte üçü demektir. Buraların bir çoğu pansiyona benzer, İçlerinde aylıkla oda icara veren pek çoktur. Bir küçük otel sahibini müşterilerile berâ. ber otelin ufak salonunda soba başın- da otururken gördük: “ — Büyük başın derdi büyük oluf derler.. hakikaten öyledir. Büyük otel« lerde müşteri ağırlamak, banyo hazır« lamak, kalorifer yaktırmak bir derttirı Benim otelimin beş odası var.. Üçünde iki aya yakın zamandanberi Ankarada işi olan iki memurla bir tüccar oturu. yor, En alt odada da iki lise okuru var. Piyasa için bir tek odam kalıyor. O da tanrıya şükür boş kaldığı yok.. Şu gör-« düğünüz soba hem bizi ısıtır, hem de yemeklerimizi pişirir. Burada emece Bence Ankarada otel sayısını tahdid j etmeli, binaların sıhht otel olabileceli şekilde olmasını, oda adedinin fazlalıı yoliyle her gün tencere kaynar. Aylar- F ca işi için Ankarada kalana lokanta pa- rası yetişir mi ? Burada 250 gram et, bir kilo fasulya ile beş kişi karın do« yururuz. Bizim işimiz kendimize göre oldu- -ğundan ne vergiden, ne belediyeden, ne elektrikten şikâyetimiz yoktur. Bizim oötellerimiz için belki kirli ve bakımsız diyenler olur. Bakımsız belki ama kir- li değildir. Belediye memurlarının göz açtırdığı yok ki kirli olsun.. Yılda beş defa kazanç verdik mi bizim kazanç da gider. * - : AT Bizim otel, — hemen hemen hiç boş kalmaz. Bazan aylarca oturanlar olur. . Bunların içinde pek sevîşiiklcrimiz o- lur ki memleketlerine döndükten sonra bile ahbablığı kesmeyiz. Biz otelci ef dairelerde iş takib eden yarı bir muaka kib gibiyiz. Allah eksik etmesin, U- zaktaki eş dosg durmadan iş havale e- derler. Onların da bize iyiliği doku * nur. Memleketlerinde ucuz- olan yi- yeceklerden, giyeceklerden gönderirleri gelen hemşerilerin bizim otli sağlık ve- rirler. Ve böylelikle uzun boylu der? içine girmeden geçinir, gideriz..,