29 Ocak 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' dan doğn:yı bir hat olmasına rağmen SAYIFA 4 -ULUS 29 SONKÂNUN 1935 SAS So?yeiıerii; dış sıyasası 23 sonkânun tarihli Noye Fraye Pren yukarıdaki başlıklı bir yazısında son roma anlaşmalarını ve dolayısile sovyetlerin dış sıyasasını araştırmakta ve demektedir ki: Prese yukardaki başlıklı bir yazısında Bir zamanlar — Rapollo ile Ber- lin andlaşması arasındaki — anlaşma- lar Alman — Sovyet münasebetine na- sıl bir biçim verdise, bu defa Fransa ticaret bakanı Marşando'nun Mosko- va seyahatinden sonra imzalanan pro- tokollardan da böyle bir âlet meydana geldi. Önümüzdeki günler içinde tica- ret görüşmelerine başlanması hakkın- daki protokol, aynı zamanda sıyasal münasebetleri de aksatan ökonomi te- mellerini kuracaktır. Hiç şüphe yok- tur ki, Key Dorsey bu iki protokolla Vilhelm Ştrase'nin mirasına konacak- tır. Gerek Fransanın gerekse Sovyet Rusya'nın güttüğü gaye askerf bir itti- fak yapmak değildir. Ancak, bu böyle olmakla beraber, Laval'in Roma seya« hatine kadar geçen günler içinde her iki devletin sıyasal münasehetleri o de- rece biribirlerine sımsıkı bağlı bulu- nuyordu ki, şark misakının ister Al- man.ya isterse Lehistan tarafından red edilmesi takdirinde askeri ittifak ken- diliğinden meydana gelmiş olacaktı, Fransaya karşı güdülen sıyasanın gün geçtikçe samimi bir biçime girmesine rağmen, suvyet matbuatında, dış sıyasa hakkında bambaşka bir hava esmekte-« dir. İtalya, Sovyet Rusya ile ilkönce münasebete girişen Avrupa büyük dev- lJetleri içinde Sovyet Rusyayı ilkönce tanıyan ve son on yıl içinde Sovyet Rusya ile en ufak bir anlaşamamazlığa biledüşmemiş olan bir devlettir. Sov- yet matbuatı İtalya aleyhine en ufak bir tenkid yapmamak için kendi arala- rında âdet âanlaşmış gibi idiler. Ancak son zamanlarda Roma'ya karşı yapılan hücumlar âdeta bir yığın halini almağa başlamıştır. Bu vaziyetlealkadar olmak tizere sovyet matbuatı Laval'in Roma seyahatine karşı dikkate değer bir ka- yıtsızlık takınmışlardır. Bütün bu te- zahürlerden anlaşılryor ki, sovyet dip- lomasisi Roma görüşmelerini pek de dostça karşılamamıştır. Fransa ile İtal- ya arasındaki müstemleke anlaşması Moskova'yı pek de ıllhdar etmediği bedihidir. Avusturyaya gelince, Kre- mel ona karşı da ötedenberi fevkalâde bir çekingenlikle hareket etmektedir. Moskova'nın barış sryasası samimi- dir; ancak, Avrupada herhangi bir pa- tırdının çıkmasını istemediği ve önüne geçmeğe çalıştığı kadar da, Avrupada birleşmelerin meydana gelmesine kar- t itimatsızlık beslemektedir. Sovyetle- rin telakkisine göre, bu gibi birleşme- lerden ne de olsa, sovyetler aleyhine olmak üzere birleşik cepheler doğ- Mmaktadır. Sovyet matbuatt Roma misakile yapılan şeyler arasında neleri beğen- Mediğini açıkça — söyledi. Roma'ya karşı neden böyle birdenbire soğuk bir ftavır takındığı bundan da belli olmak- tadır. Roma misakı sonucunda dörtler misakının yeniden canlanması bahse mevzu oluyor. Vaktile dörtler misakı belirmeğe başladığı zamanlar, sovyet matbuatı böyle bir plâna karşı kıyame- # koparmış “ ve bunun sovyetlere karşı kullanılmak üzere yapıldığını söylemişlerdi. Şimdi de Roma misakı İle, artık öldü denilen dörtler misakı- Ha yeniden can verilmesinden korku- luyor. Sovyetlerin bu korkularına hak verdirecek bir tezahür olacak olursa, takındıkları reddedici tavır sonucunda önümüzdeki günler içine sıyasa cephe- lerinde bir değişiklik olması beklene- bilir. Bu cephe değişikliği Paris'e kar- şı doğrudan doğruya olmiyacaktır; fa- kat iki devlet merkezi arasında doğru- bu hattın yeniden Varşova üzerinden geçirilmesi ihtimali vardır, SA GA SYRET O ZACE SRMEREERK TETRKTYTRARDLIZ. S NETETE AAA T SAA Mi Yabancı gazetele OZLEZ rde okuduklarm_ı_ı_ğ/ Hahsburglar Avusturya tahtına çıkacaklar mı? La Repüblik, Paris — 23. 1. 35 Avusturya başbakan muavini ve Haymver'lerin başkanı olan prens Şta- remberg şu sözleri söylemiştir: “Avus- turyanın istiklali ancak Habsburgların yeniden tahta çıkmasile korunabilir.,, Haymverlerin ekserisi kırallık tarafta- rı olan 2000 itimade değer delgesi ö- nünde söylenen bu sözler, açık ve sa- mimidir; bunlar tekzib ciunabilirdi, fakat şimdiye kadar tekzib olunmadı. Öteyandan, başbakan B. Şuşnig'in de kırallık taraftarı olduğuna ve Arşi- ik Albreht'in yakında amiral Horti'- “ Prens Otto nin muavin! olacağına dikkat edilme ..- dir. Buna göre Habsburglar yavaş ya- vaş Avusturya ile Macaristanın tahtla- rına yaklaşmaktadırlar, Vatikan, Hitler'le çarpışmanın ka- toliklere neye mal olduğunu biliyor; ses çıkarmıyor ama, bu manevranın mu- vaffak olmasını da diliyor. Küçük an- laşma, Habsburgların tahta çıkmaları- nın barış andlaşması mucibince yasak edildiğini söylemekle iktifa etmekte- dir. Avusturyada kırallığın yeniden kurulmasını kabul etmek, reviziyon'un başlangıcı demek değil midir? Buna, şöyle cevab verilebilir; Andlaşma, si- lahlanmağı da yasak ediyordu, ama Avusturya da, Macaristan da, Alman- ya da silahlandılar, Bundan başka, me- selenin B. Musolini'yede sorulduğu ve Habsburgların gelmesine onun da razı olduğu söylenmektedir.... Bu hususta başka söz söylemiye- lim! Çekoslovakya Habsburgların geri gelişlerini daima bir tehdid olarak te- lakki etmiştir. Halbuki şimdi Çekoslo- vakyayı tehdid eden daha vahim bir tehlike vardır; Hitler bu sıralarda Bo- hemyadaki almanlar arasında çok ça- lışmaktadır ve bu almanların sayısı üç milyondur. Öteyandan, Lehistan da Çekoslovakyaya düşmandır; belki de Çekoslovakya Avusturyayı şimdifti al- man idare adamlarının tahayyül ettik- leri büyük Almanyanın bir esiri yapa- cak olan Anşlus'a, Hitler'in tabit düş- manlar iolan Habsburgların tahta çıkı- şını tercih eder. Zaten hepimiz biliriz ki Habsburg- ların geri gelişleri vaziyeti düzeltmi- yecektir ve Avusturyaya başka şeyler de lazımdır. Bunlar da evvela, İngilte- re, Fransa ve İtalya'nın, yalnız vâdedi- lecek değil, yaprlacak hakiki yardımla- rı, sonra da — Macaristan buna gir- sin girmesin — küçük anlaşmanın üç hükümetile sıkı bir surette uzlaşmak. Roma'da bu nokta üzerinde anlaşılma- dı mı? Cenevrede B. Litvinof bu sıya- sayı bütün kuvvetile tasvib etmedi mi? Mesclelerin_seri halinde ayrılmala- rının ve tehlikelerin vaha“xg'e_twsıraıile " kedonyalı ve hırvat tethişçileri Fran- Fransa bir temerküz Paris'te çıkan “1935,, mecmuasının 23. 1. 35 tarihli sayısından: Sar, Almanyaya geçiyor. Böylece de biz on beş yıllrk menfaatimizin ve sarlıları anlıyamayışımızın cezasını çe- kiyoruz. On beş yıllık fransız işgalin- den, madenlerin fransızlar tarafından idare olunmasına, orada açtığımız Fran- sa okullarına ve plebisitin prensip iti- barile samimi, serbest ve gizli yapılma- sını temin eden uluslararası kuvvetler- le uluslararası komisyona rağmen, Sar Almanyaya geçmek için rey verdi. Bu yüzden de Sar'da sosyalist ve komünist muhalif partilerin yıkılışr, Almanya'- daki yıkılışlarından daha büyük ve şü- mullü oldu. Bu muhaliflerin hali ne o- lacak? Bunlar plebisitin ertesinde fran- sız konsolosluğuna hücüm ederek, Fran- saya geçmek için vize istediler. Her gün birkaç yüz Sar göçmeni Loren'e giriyor. Bu, ne kadar sürecek? daha ne kadar zaman Fransa, Avrupadaki bütün devrimlerin kaçaklarına, yenilen bütün partilerin göçmenlerine, karga- şalık yapmak isteyip de muvaffak Ola- mayınca Fransaya sığınanlara, tethiş- çilere, sıyasal katillere kaprlarını aç- mağa kendisini mecbur görecek? Musolini'nin İtalyada iş başına ge- çişinden sonra bizim için çok tehlikeli birer misafir olan binlerce antifaşist'e kapılarımızı açtık. Nazilerin Almanya- daki zaferinden sonra, binlerce komü- nist Fransaya sığındı; Viyanadaki sos- yal-demokrat ihtilal muvaffak olama- yınca, başbakan Dolfus'un vereceği ce- zalardan kaçan binlerce kişiyi barındır- dık; Astüri'deki çok acıklı ayaklanma- dan sonra Oviedo katillerini ve sui- kasd mütehassısı olan ispanyol sendi- kalist - anarşistlerini — içimize aldık. Bundan önce de Troçki'nin müfrit bol- şevizme taraftar adamları; sonra ma- sa'ya soktuk. Bu tethişçiler belki sa- yıca çok değildiler, fakat 9 ilk teşrin cinayetile mevcudiyetlerini belli etti- ler, Fransa, Avrupa'nın temerküz kam- pı oldu. Geçen yüzyılda ülkelerinden uzaklaştırılmış küçük “sürgün,, grup- ları bize sığınıyor ve onların bu hak- kına itiraz kimsenin hatırından geç- miyordu. Fakat şimdi on binlerce adam birden sürülüyor. Bütün bu adamlar- dan her birinin birer kahraman olma- dıklarını, hattâ bunların içinde kahra- man olanlar komünist iseler, bunların tehlikeli olduklarını söylemeğe hacet var mi? Şimdi de sürülen sarlıları kabul tasnif edilmelerinin gerektiği bir za- manda yaşıyoruz. Bundan ötesi için, hangisi olursa olsun, bütün eyi niyet- lerden istifade etmemiz gerektir. Şu halde, başka çare bulunamazsa, biribi- rine uygun olmryan şeyleri bile birleş- tirmeliyiz hattâ birleştirmeğe bile baş- ladık; asıl gerekli olan, vakit kazan- maktır. Almanlar Memel ve Danzig'de plebisit yapmaktan bahsediyorlar. Şu halde Rusya'nım, Çekoslovakya'nın A- vusturya'nın, B. Musolini'nin ve bizim, her birimiz ötekinden fazla olmak üze- re endişeye düşmemizin sebebi anlaşı- lır, ç Ne kadar da endişeye düşsek yeri- dir, çünkü Hitler'in gazetesi olan Föl- kişer Beobahter, 9 sonkânunda alman- ların 100 milyonluk bir kütle oldukla- rını, bunlardan 1.634.000 inin - Alsas- Loren'de, 235.000 inin de Tirol'un ce- nub taraflarında olduğunu söylüyordu. Bü, bize de, B. Musolini'ye de bir ih- tar demektir. Roma anlaşması yapıldığı için bir kere daha sevinelim ve bir an önce do- ğu andlaşmasını imzalıyalım, iki, üç veya beş hükümetle olsun, imzalıya- lım. Almanya istemezse, Lehistan da onu takib ederse, bu ikisini haric bıra- kalım, fakat imzalryalım, biribirimize sokulalım, birleşelim ve biribirimizi ko- ruyalım. Bu büyük proje uğrunda da öteki ufak tefek teferrüata aldırış et- miyflim. , ” karmpı değildir etmemiz isteniliyor. Rube veya Tuluz gibi belediyeleri sosyalist olan yerler, bunlardan binlercesini kabul etmeğe hazırlanıyorlar. Fransada resmen ka- yıtlı 435.000 işsiz ve bir milyon yaban- cı bulunduğu böyle bir sırada, fransız işçilerinin vakın bir zaman içinde bir- kaç bin yeni misafirin rekabetine ma- ruz kalmalarına müsamaha edilemez. Statüko için rey verenlerin en ço- ğu sosyalist veya komünist fınkaları- nın üyeleridir. Bunlar, ihtilalci fırka- ların savaşçıları, birer kargaşalık ve bozgunluk unsurudur ve Fransa'daki komünist fırkasının ve fransız mütte- hid cephesinin tabit müttefikleri, şüp- he götürmez takviyecileridir. Sar ple- bisitine kadar, Almanya ile çarpıştılar, buraya geldikten sonra da Fransa ile çarpışacaklardır. Zaten komünistlerin hakik? yurdu Fransa değildir. Bunlar sınırlarda al- danıyorlar. Nasıl oluyor da içinde ya- şamak için Rusyayı değil, Fransayı se- çiyorlar? Eğer insanlık öldürülmeleri muhtemel olan bu adamları kurtarmağı emrediyorsa, bırakalim, bunlar sınırla- rımızdan geçsinler, fakat hemen en ya- kın limana yollanılıp Sovyet Rusyaya gönderilmek üzere, Mesuliyetini müd- rik bir fransız hükümetinin Sar komü- nistleri için yapabileceği şey bundan ibarettir, Zaten öyle sanıyoruz ki bu sureti halden ne göçmenler, ne de Sov- yet hükümeti memnun kalacaklardır. Fransız topraklarında yahut da — daha fenası — fransız müstemleke- lerinde en tehlikeli propagandayı yapa- cak olan böyle ihtilalci adamları kay- bettikleri savaş alanı yerine onlara yeni bir alan vermek istermiş gibi içi- mize almağa hazırlanıyoruz. Sonra da radikaller ve sosyalistler bunları biz, Fransa'nın talisiz dostları, fransız menfaatlerini müdafaa ettikle- ri için Fransa'nın yüz üstü brrakamıya- cağı kimseler gibi göstermek istiyor- lar, Bugün Sar'dan sürülenler, vaktile bizim yüzümüzden ve batr medeniyeti yüzünden mevkilerini tehlikeye koyan renlilere benzemezler. İşin doğrusu, bugün sosyalizm ve komünizmin menfa- atleri, fransız bayrağile örtülmek İste- niliyor. Fransızları müteessir etmek için, Fransa'nın menfaatlerile sryasal temayüller biribirine karıştırılmak is- teniliyor. Fransızlar bu manevraya al- danmamalıdır. Fransız sınırında top- . lanan bu adamlar, Fransa uğrunda çar- pışıp da muvaffak olamıyan kimseler değil, alman sosyalizmi, alman demok- rasisi ve alman komünizmi için sava- şıp da kazanamıyan kimselerdir. “Sar,, değil, ”alman,, sosyalizmi, demokrasisi ve komünizmi diyoruz, Fransaya sığınmak istiyen binlerce ki- şi arasında hakiki sarlılardan başka iki yıldanberi Sar'a sığınan ve Sar'da bu- lundukları zaten göç olan kimseler vardır. Daha yakın zamanda sarlı olan ve plebisite giremiyen bu silezyalı, sakslı veya pomeranyalı “gar- lrlar,, da mı Fransanın dostu telakki edilecekler? seu Sınırı geçenlerden bazıları batı cenubuna gönderilerek orada sosyalist belediyelerce kabul edileceklerdir. Bun- lar zaten tehlikelidir. Fakat asıl tehli- keli olanlar, sınırr geçtikten Alsas veya Loren'de yerleşecek olanlardır. Bunlar, doğu tarafındaki ihtilalci fır- kaları çok kuvvetlendireceklerdir. Bazı fransızların taşradaki nasyo- nalizm veya katolisizmden rahatsız ol- dukları için, oralarda müfrit sol cenah partilerinin kuvvetlenmelerini hoş gör- düklerini biliyoruz. Sol cenaha men- sub bazı kimselerin, Fransaya katolik- lerin de girmesi ihtimalinden çekin- meleri yüzünden Sar işine aldırış et- mediklerini de biliyoruz. Katolik olan doğu tarafına; ihtilalcilere yardımcı o- larak alman komünist ve sosyalistleri- nin gönderilmesi doğru değildir. Alsas ve Loren'e ihtilalci unsurlar doldurmakla, esasen birçok gaflarla gü- cendirdiğimiz oralar halkını haklı ola- rak tehlikeli bir hoşnutsuzluğa düşür- mek tehlikesi vardır. Doğu vilayetleri- mizde nazilikten yana bir propaganda yapmak isteseydik, bundan daha eyi bir çare bulamazdık. — $: X -_..4,—,.#* E ei İtalya kömür d peşinde 44 sonkânun tarihli Noyes Vi Jurnal gazetesi italyanların Tuna mt takasında kömür madenleri satın mağa uğraştıklarını yazarak diyor İtalyanın maden kömürü yoktull Bundan dolayı da ülke dışından ge z cek kömüre bağlıdır. İtalyanın ökonüd — mi sıyasası ister istemez sık sık bu bali — kikatın ilcaatına uymak mecburiyeti dedir. İtalyanların ökonomi bakımımı | dan daha rahat bir nefes alabilmek içirş yabancı ülkelerdeki kömür ocaklarını! satın almağa kalkmaları da bundan ilee — | ri gelmektedir. Meselenin özü bu zad viyeden araştırrlacak olursa italyanlaj rın Tuna mıntakasını ökonomik olarak — kurumlandırmağa kalkışmaları — daha geniş mana ve ehemmiyet kazanmaks — tadır. F Tuna mıntakasında istifade edile | bilecek maden kömürleri vardır. Nit6 — kim, bir italyan grupiyle yapılan ge- »ı | rüşmelerde güdülmekte olan gaye de sır£ bu madenlerin işletilmesini istihe daf etmektedir Bu madenlerden ilköne — ce bahse mevzu olanları Tuna seyri i sefain şirketine ait ve Macaristanda | Fünfkirşen yakmlarında olan üç ocak- B tır. Bu ocaklardan 1932 yılında 700 —— bin ton taş kömürü çıkarılmıştır. £ > © cak bu kömürleri Fiyume limanına wi« dirmek için Yugoslavya topraklarındam — | geçirmek zarureti vardır. Görülüyot —— ki, Yugoslavya ile anlaşmağa matuf göt rüşmelerin arkasında sıyasal zorluki lardan bambaşka zorluklar da saklıdış İtalya kırallık idaresi ökonomik hâkli miyetinin, İtalya yarımadasına kömüf — temin edilmesine bağlr olduğunu itali — yanlar pekâlâ biliyorlar. MacaristandW ki kömür ocaklarının satın almacaği duyumlarının teeyyüd etmekte olmat sından da anlaşılıyor ki, bu meseledi — yalnız hususi sermayenin çalışabilmeş — si gayesi güdülmemekte, devlet sryaıj ğ sının doğurduğu zaruretlere göre h İ reket edilmektedir. ; Eğer İtalya bu ocakları eline geçli recek olursa, italyanların kömür ticarı ti bilânçosunda epeyce değişiklik ol caktır. İtalyanlar, alman ve ingiliz .ki mürlerinin müşterisi idiler. Macari tandaki kömür ocaklarından istifaı etmeleri dolayısile kömür alış veri yaptıkları öteki ülkelere çok büyük bi tesir yapacak değildir. Ve zaten Macağ ristandaki ocaklardan temin edecekle kömürle pek büyük olan ihtiyacları hepsini kapamalarına da imkân yokt Önceleri olduğu gibi şimdi de M tandaki ocaklardan gelecek olan = mürlerden maada öteki üilkelerin mürlerine bağlı kalacaklardır. pEr Açık teşekkür | İtimadı Millt Türk Sigorta Şire keti nezdinde sigortalı olup Ans kara'da Kayabaşında Saraç Sinani — mahallesinde kâin ve bir yangım neticesinde yanan evimin hasal bedelini ödeme ve icabeden mua« melenin bitirilmesi hususunda göstermiş olduğu kolaylık ve ça bukluktan dolayı mezkür şirkete — ve şirketin Ankara'da acentesi bul — lunan Çocuk Sarayı caddesinde —— Gencağa apartımanında Bay Kâ4 — zım Rüşdüye açık teşekkürlerimi — sunmağı manevi bir borç sayarımı Ankara'da İnşaat müteahhidi —— HALİD ) Almanya Büyük ei Ş çiliğinden: , $ Evlenme ilânı Bir Evlenme şehadetname- Bmukim Alman tebeasından$ gBayan Magdelene — Sophie GWeide nin yine Ankara'dağ oturan türk tebaasından Bayi GAnkara, 28. İkinci kânun 19359 ( — Almanya Büyükelçisi Na. Von Heynitz

Bu sayıdan diğer sayfalar: