29 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULU. SAYIFA B Uludağ'da kayak sporu İstanbul' daki Alman mektepleri muallim ve talebelerinden mürekkep 29 kişilik iki kafile kayaklariyle şehri- mize gelerek uludağa çıkmışlardır. ka- yakcılar ikinci kânunun ikisine kadar Kiracı bunu kabul etmiştir. Bu yıl o- telde bir yatak (karyolalı) 100 kuruş- tur. İki kişi bir karyolada yatarsa (150) kurüş alınacaktır. Yer yatakları (50) kuruştur. Et yemekleri (20), sebze, çor- Uludağ'da kayak sporları yapan kadın ve kızlarımız orada spor yapacaklardır. Ayrıca İş. tanbul vâlisi Muhiddin üstündağ'dan Belediye Başkanımıza gelen bir tel «e. zısında; yıl başında ve ondan sonraki şeker bayramında — İstanbul dağcılık kulübünden bir çok kayakcı gelecegi bildirilmiştir. Bunun üÜzerine otelde yer hazırlanmaya başlanmıştır. m N ba ve pilavlar (15), çay, kahve (5) ku. ruşa indirilmiştir. Yüzde yirmi tenzi- lat bütün bu fiatlar üzerinden yapıla- caktır, Şimdi Uludağ'daki kar vaziyeti şu- dur: Dorukta (zirve) 5-6 metre, Otel etrafında 1.1,5 metre. Daha aşağıda ve 1400 metre yüksek- Samstın sporcuları son bir türede fih geçen seneki gibi kalabalığın otele sığmıyacağını düşünen Bursa dağ ku- lübü Otele (3:5) kilometre uzaktaki (otel gözü) sığnağını da bir yatak evi haline sokmuştur. 7 Bunlardan başka C. H- F vilayet i- dare heyeti başkanı Dr. Şadı Kontk'un teşebbüsü ile belediyemiz, otel kiracı- sına bildirimde bulunmş Ankın, İs. tanbul ve Bursa Dağ Kulubleı'fmn kar- nelerini taşıyan sporculam.fl.atlalrdan 0420 tenzilat yapılmasıni bildirmiştir. likteki tepelerde 30-40 santim. Kar yağ- maktadır. Bursa valisi Bay Fazlr Gü- leç'ten öğrendiğimize göre önümüzde. ki yıl içinde Uludağın — 1000 rakımlı (Dolubaba) denilen yerine husust mu- hasebe idaresince büyük ve kaloriferli bir otel yaptırılacaktır. Husust muha- sebenin ikinci oteli olacak olan bu otel de kış yaz açık bulunacaktır. Esasen Oraya kadar kışın karda dahi otomobil- ler işliyebildiğinden, sporcu olsun ol- Masın herkes buraya çıkabilecek ve da. Ulus'un Romanı: 4 —E;hhn G ğın temiz havasından sağlık kazanabi- lecektir. Ankara'dan Yüksek Ziraat Enstitü- leri beden terbiyesi muallimi Bay Ridil- den Bursa kulübüne gelen bir mektub- ta da: Yılba bir kay nd la ve bayramda Ankaradan ı grupunün Uludağa çıkaca- ği bildirilme'stedir. MUSA ATAŞ Samsunda spor işleri Samsun, (Özel bildiricimizden) — Karadeniz kıyılarındaki spor kurumla- rının içinde ileri geleni, Samsun spor- cularıdır. Sayısı birkaç yüze çıkan sporcularımız, yakın bir çağa kadar, halkevinin bir iki odasında sığıntı gi. bi otururlar ve bu darlıktan büyük bir üÜzüntü duyarlardı. Şimdi kapısının üs- tünde “Halkevi spor şubesi,, yazılı olan büyük bir evde (eski Samsun palas o- teli) taşınalrdanberi sporcularımız da- ha asığlı olmağa, daha çok çalışmağa başlamışlardır. Samsundaki altı kulü- bün geniş, geniş çalıştıkları bu ev, fır- kanım, halkevinin yardımlariyle yıllığı 600 liraya tutulmuş, bir o kadar para daha verilerek evin salonları ve bütün odaları döşenmiş ve süslenmiştir. Yeni spor evinin radyo, telefon, bilardo ve tenis kortu gibi gerekli ve köklü istek- lerini yerine getirmek için anıklanan piyango şubat başlarında çekilecektir. Samsun,spor bakımından bir' çevre özeği olduğu gibi İdman İttifakı kuru- munun bir yasamı ile de Karadeniz grup özeği olmuş, Trabzon, Giresun, çevreleri bu grupa bağlanmıştır. Sam- sun mıntakasına bağlı kulüpler de şun- lardır: Samsun'da: İdman Yurdu, Halk Spor, Samsun Spor, Haradeniz Gücü, Yapraktütün Sgor, Demirspor.. Bafrada: Gencler birliği, Bafra Spor. Amasyada Turan. Bu kulüpler arasında sık sık görüş- meler ve birleşmeler olmakta ve dediko- dulara yol vermiyen tükel bir uygun- luk sürmektedir. 1934 grup birincilik maçlarında Gi- resun, Trabzon birincilerile karşılaşan Samsun birincisi İdman Yurdu, Kara- deniz şampiyonluğunu kazanmış ve Bursada yapılan Türkiye birincilik maçlarında Beşiktaşla oynıyarak yenil- miştir. Bu yıl içinde &porcularımız ordulu- larla karşılaştıkları gibi Amasya ve baf- ralrlarla da maçlar yapmış ve sonba- Memleket Postası Taşköprü fırka kongresi- Yol işleri ve elektrik Cümhuriyet Halk Fırkası kazamız kongrası, ilk kânunun 14 üncü günü fırka merkez nahiyesi ve Germeç, Gökce agac, Köçekli nahiyeleri toplan- tısını yaptı ilk önce fırka türesine göre kongaranın başkan ve yazganları BeçÇİ- ldi kongra görüşmesine başlamazdan önce alkışlar içinde yaşa ata Türk diye bagırarak başta Ulu Önder ve yü- ce başbakanımız olmak üzere büyükle. rimize tel yazısıyle saygılarını sundu ve — görüşme ve konuşmasına başladı idarehey'etinin bir yıllık çalışma sonuçları yazılı iş ra- poru ve bütçe okundu rapor ve bütce kamuca iyi görülerek onandı merkez nahiyesisile diger nahiyelerin dilek- leride okunarak yerinde görüldü, derin ve sonsuz Bu arada memleketimizi bir yıgın küle çeviren büyük yangından — sonra kasabamızın sarsılan ökonomik düuru- mundan dolayı halkın dilegile kaldırı- lan ticaret ve senayi odası işlerinin bozukluğu Üüzerinde çok alâkalı gö- rüşmeler başladı söz alan yalabaclar yangından sonra yedi sekiz yıl içinde kazanın son kertede ilerlemiş, ökono- mik durumunun vilayet kadar daha dogrusu vilayetten çok genişlemiş ol. duğunu söyleyerek oda işlerinin yas labaçlıkla dönmesi ve çevrilmesi imkâ« nı olmadıgından kasabamızda yeniden ticaetret ve senayi odası kurulması dileğinin yerine getirilmesini istedi- ler bu genel istek ve dilek (Çok dogru) seslerile onandı. Güzel ve sevimli ilimize girilen köprüden başlayarak törü konagma giden, karşılıklı yönleri akasya agaç- larile donatılmış (Gazi Paşa caddesine) (Ata Türk yolu) adıverilmesi teklif edildi bu teklif de onandı. İdare hey« eti üyelerile vilayet kongurası yalaba- clarıda seçilerek kongura bitirildi fır- kada akşam 80 kişilik bir yemek veril- di kongurada ve yemekte birbirlerile kaynaşan fırka üyeleri bütün arkadaş. lar derin sevgi ve bağlılık duygusuyle ve kıvoncla ayrıldı. Gök ırmaktan alınan bin beygirlik su ile yapılmasr kararlaşan (Elektirik) işine başlanıldı. Bayındırlık bakanlı- gınca onanan projeye göre eksiltmeğe konuldu. İkinci kânun ayının 20 inci günü üstünde bırakılma yapılacaktır. Taşköprü böylelikle ışığa ve aydınlığa kavuşmuş oluyor. har şild maçını Samsun idman yurdu kazanmıştır. İdman ittifakının ve atletizm fede- rasyonunun Samsuna gönderdiği Her Abraham, burada kaldığı günler içinde genclerimizi çalıştırmış ve teknik bil- gilerini artırmıştır. Şimdi bütün sporcularımızın gözle- ri, yakında başlıyacak olan fener ala- nımna dikilidir. Yağmurlu havalarda top oynamak şöyle dursun, içinde yürümek bile kolay olmıyan Fener alanı, düzgün bir plânla yakında modern bir stadyo- ma çevrilecektir. Buna gerekli olan pa- ranın büyük bir parçası anıklanmıştır. Stadyomdan sonra genclerin tek bir İstekleri kalryor ki o da antrenördür. Teknik bir metodla oynamak ve bilgi- lerini artırmak için sporcularımızın is- tedikleri antrenörü büyüklerimizin e- sirgemiyeceğinden umudluyuz. F. Kaynar. Soyadları - Karacabey harası memurlarının aldıkları soy adları Hara müğür muavini Celâl (Özülkü) Sığır şubesi mütehassısı Enver (Kınay), At şubesi mütehassısı Behcet (Kutlay) Kaoyun şubesi baytarı Cemal Hüseyin (Yağız), Koyun şubesi baytar sitajiye - ri Bahattin (Öndeş), sığır şubesi bayta. rı Sıdkı Halim (Alispa), sığır şubesi baytar sitajiyeri Fikri (Yılmaz), at şu. besi baytarı M. Ali (Özdemir), sitajiye. ri M. Avni (Bingöl), ziraat memuru Arif (Uygur), Osman (Oranus), mer « kez kâtibi Mahmud Nedim (Öktem), Muhasebe refiki Hayrettin (Öner), vez. nedar Abbas (Sözer), muallim Şevket (Elidar), ayniyat memuru Hamdi (Ta- lay), refiki mustafa (Öney), kâtibi Na. fiz (Akduman), İhsan (Erden), kâtib Ali (Cankurd), Yusuf (Taşkın), sıhhi . ye memuru Fehim (Ünal), Adapazarında Kubilay için yapılmış olan büyük ihtifali telgraf duyumlarımız arasında bildirmiştik. Resimlerimiz bu toplantıdan iki görünüştür 'Tefrika: 43 unahım (MEA CULPA) Yazan: ANNIE VIVANTI Çocuk büyük kara gözlerini ak tekrarladı: ; aça_î Milady, al çocuğu, çekil ora- dan! Hafifce dalgalanan esmer da_l- lardan birini parmağı ile gösterdi: — Görmüyor musun? 2 Astrid, o uzanmış parmağın Işaretini takib ederek gözlerini kaldırdı: — Görmüyor musun?., O dal değil; iyi bak Milady. Astrid sarsıldı. Hayır, dal değildi; bir uzun yılandı. Kuyruğu ile kalın dala sarılmış, küçük üç köşeli ve hile- kâr başını hafif hafif tallryarak aşağıya doğru sarkmış- bı. Üatit Kd ör e t dla — tt i Italyanca aslmdan türkçeye çeviren NÜSHET HAŞİM SINANOĞLU' dırdı ve koşarak eve götürdü. Pan curları indirilmiş serin odada ya - tacağına yatırdı ve cibinliğini ka- padı. Ahbu dehşetli mısır! narin yavrusu için ne kadar tuzak! Norman, çoktan vatana dön - mesi için müracaat etmişti; fakat tayin uzayordu. ÂAstrid'e de öyle geliyordu ki, sanki, Avrupa'ya sağ salim dönmüş bulunacakları dakikaya kadar nefesini tutmaya mecburdu. Norman, vazife zaruretleri ile yukarı Mısır'a gittiğinde, Astrid, uzun zamanlar, Nil kıyısındaki beyaz villada zenci hizmetcilerle, İsmail, Fatma ve yerli dadı ile yalnız kalıyordu. Vakta Miss O' Neill de vard: a'ina Miss O'Neill büyük bir teselli değildi. Russel Sguare ile Brightom'a acrmaktan başka bir şey yapmıyordu. Ve her dakika, korkudan bastığı çığ- Irklarla Astrid'in kanını donduru- yordu. Her şeyden korkuyor, her şeyden dehşete geliyordu: onun için her kurbağa bir akreb, her kurdcağız bir yılan, her yerli bir zararlı şeytandı. Astrid bağırıryordu: — Ama rica ederim, Miss O' Neill, böyle çığlık koparmayınız, çocuğu korkutuyorsunuz! Fakat Darling hiç bir şeyden kormıyordu. O parlak âlemde her şey onun hoşuna gidiyordu: büyük güneş, büyük kumluk, her yaşayan, her hareket eden, her koşan, her uçan şey. Ve o sıcak ıklimde, tropikle - rin bir çiçeği gibi çabuk büyüyor- du; bin türlü kaprisi, bin türlü fantazisi ile vahşi, acayip büyü - yordu. Uzâklığı ve yalnızlığı isti- yordu; her şeyi bilmek istiyor, hiç bir şey öğrenmek istemiyor - du; arab çocuklarla birlikte oy- namak, onlarla bağrışarak kum - lukta yalın ayâak koşmak istiyor: du. Bunu yapamazsa, — tarasada dilsiz ve sessiz oturmak, Nil ka - yıkcılarının şikâyetli türkülerini, ve gözleri bağlı bir ihtiyar kır beygirin sürüklediği o durmadan dönen sakkyeh'nin, eski kuyunun tekerleğinin monoton gıcırtısını dinlemek isterdi. Okşamadan kaçınır ve ölfkele- nirdi. Bazı kere Astrid'e, kendi çocuğu değilmiş, insan çocuğu değilmiş gibi görünürdü. Sanki, tekrar uçmadan önce, kanad çır - parak biran eşiğe konan bir yaba- ni, havalara aid bir yaradılış, bir ruhçağızdı. XXXIV Kahire ingiliz - mısırİr divanı harbı, Serdar'ı öldürdüklerini iti- raf etmiş olan iki talebeyi ölüm cezasına mahküm etmişti. Cina- yete teşvik etmekle maznun genc nasyonalist fırkanım liderleri de, Sudan'da bir toplanma kampına kapatılmışlar, yedi yıl hapiste tu- tulmuşlardı . Villa'nın sahibinin hızlı ve ka- rarlı adımları volların çakılları üzerinde tekrar aksedinciye, şa - hin gözleri, mermer merdivenle- rin üstünden, çölün uzak düzlüğü-' nü tâ en uzaktaki ufka kadar öl- çerek. mesafeleri, yeniden serbest ve yatıştırılmamış, dolaşıncıya kadar, Zomor kanalının ötesinde- ki büyük bahcenin gülleri yedi de- fa acılmış, yedi defa solmuştu. Sadık uşaklar onu bekliyor - lardı; eteklerini öpmek ve dua et- mek için diz çöktüler. Daha kır, daha fantomatik bir hal alan İbra- him, onun uzun mahpusluğu sıra” sında olup bitenleri anlattı; ve daha ziyade yüreğini alâkadar eden havadisler söyledi. i Efendi onu sessiz dinledi. Sonra, muhalif kaderin parça- lamış olduğu kumaşı karanlıkta tekrar dokumak — için dağılmış inan arkadaşlarını arayıp top_la - madan önce, bir parlak bîrrın_cî teşrin fecrinde Nil kıyısına indi. İskelede, beyaz dahalyeh, par- lak sular üstünde sallanarak, onu bekliyordu. (Sonu var) AÇAM

Bu sayıdan diğer sayfalar: