24 İLKKÂNUN 1434 PAZARTESİ —e Haftalık yaba ULUS Kapitalizm... Değişik uluslarda sermayenin, iş ba şındaki adamlarca nasıl karşılandığını anlatan bu yazıyı, 14 ükkânun tarihli LU gazetesinden alıyoruz Nevyork'ta B. Ruzveltle iyi geçiniyor. New Deal'a ökonomik güçlüklere karşı cezri çareler bulamaması kargısın- da, B. Ruzvelt'in etrafındakiler son haf- talar zarfında başka yoldan gitmeği ka. rarlaştırmış gibi görünüyorlar. 6 ikinci teşrin seçimlerinde demokrat ların elde ettikleri kazanc, B. Ruzvelt'e, sınamalarına dilediği gibi devam etmek öte yandan da onun imkânını veriyor, müzakere edeceği kimselerin müteham. mil mukavemet güçlerini azaltıyordu. Amerika bütçesinin büyük bir açık vermesi ve bazı tarşra bankalarının yı. kılması pahasına bile olsa, hükümet ta rafından yapılacak yardımların 1926 yı. lınndaki refahr geri getiremiyeceğini an lamış görünen B. Ruzvelt, şimdi husu- 1i sermaye sahiblerine müracaat ederek Amerika'nın içinde bulunduğu çıkmaz . dan kurtulması için onlarla açıkça iş bir Tiği yapmak istemiştir. Ucuz evler yap. niden büyük masraflar yapmağa kalkış. masından korkmaktadırlar Varm Sp . rings'in düşüncesine göre B. Ruzvelt bu hususun çok lehindedir. Başka bir takım sözlere göre de, hükümet husu- si şahıslara ev yaptıralı rudan doğruya ve büyük dımlar yapmak fikrindedir Hükümet sanayicilere rekabet yapmamalıdır. Ulusal sanayi konseyine bağlı bir kurum olan “fabrikacılar ulusal bi liği,, hükümetin hususi iş sahiblerine reka - bet yapmamasını kendisinden dilemeğe karar vermiştir. Bu katarda, hükümetin rekabet yapması tehlikesi mevcud ol « dukça sanaylin çekingenlik göstereceği de yazılıdır. Beyaz saraya yakından temas eden mahfellerde söylendiğine göre B. Ruz. velt Varm Springs'den döndükten son- Ta iş muhitlerini temsil eden kurumlar kendisine, şimdiki malt ve ökonomik Mescleler hakkındaki tavsiyelerini bildi rebileceklerdir. Acmrika ticaret odası ve fabrikacılar birliği bu hususta bazı ma- Tümat toplamakta ve bunu, cümhur relsi saylavlar meclisine göndereceği genel mektubu yazmağa başlamadan önce lmeleri için doğ yasta yar- ma projesini idareye memur B. Mottet'. in sözleri de bu yoldadır. B. Moffet, bu yapı kurumuna bankerlerin 15 milyar dolar kadar para yatırmalarını, bu para nın ipotek karşılığı ucuz faizlerle ödünç para verilmesini ileri sürmüştür. Bunun la yalnız işci evleri değil, değeri 16. bin doları bulan evler de yapılacaktır. Diğer taraftan, işsizliğin ııılu_ıma., bakımından olduğu kadar hazinenin çı- kardığı tahvillerin sürümünü temin ct- mek bakımımdarı da bankerlere karşı so ğuk durmanın iyi olmıyacağını ınl_ı- yan B. Ruzvelt, onlarla iyi geçinmek is. tediğini açıkça söylemiştir. Hattâ bun. dan birkaç zaman önce, bankacıların ho şuna giden bir hareket bile yapmış, di- şarıya çıkarılacak sermayeler üzerinde- ki kayıtları kaldrrarak, doların durluğu (istikrarı) işinin tamamen hallolundu. ğunu bu suretle anlatmak istemişti. Bun dan sonra amerikan bankacılar birliği- hin toplantısında verdiği candan, gü - ven verici bir söylevle B. Ruzvelt ban kacılarla iyiden iyiye uzlaşmış, bunun en muhafazakâr bankacrlar - olan B. Reinolds, mümessili tün matedil ve muhafaza. kâr unsuzların cümhurreisiyle işbirliği Yapacı'ı hakkııda B, Ruzvelte teminat Vermiş''. Üüzerine Sıkı bir iş birliği Nevyork bankacıları, ödünclerin ka. zandığı büyük muvaffakiyet karşısında, | bir merkez emisyon enstitüsü kurulması #trafında yapılan gürültülerin şimdilik Bakinleşeceğini ummaktadırlar. Hattâ bazıları hazinenin yaptığı işlerin iyi kar Blanmasının en fazla, hükümetle banka. lar arasında yapılacak s.kı bir iş birliği Propagandası sayesinde olduğunu söyli Yerek bankacılığın düşüncelrinin hü - Üzerine tesir yapacağını bil- san Maktadırlar. Bununla beraber bazı mahfeNer, h- Zinenin parası çoğaldığını görerek ye- kendizine vermeği ummaktadırlar, Berlin'de B. Hitlerle çarpışıyor Rayh'ın ulusal ökonomisini dilediği biçime sokup idare eden Doktor Şaht'ın hazırladığı — kararnameler çıkmıştır. Bunlar, bankalarla şirketleri sıkı bir disipline tâbi tutmakta ve nazism pren. sipleri mucibi — tahkik komisyonunun Taporu bususl teşebbüslerin iyilikleri Iehinde olmasma rağmen — bunları uluslaştırma ve soysallaştırma temayül- leri göstermektedirler. Bu kararname « lerden mâksad, Ülkenin malik olduğu kısa veya uzun - vadeli bütün paraları hükümetin kontrolu altma alarak bun- ların, umumi? menfaate uygun bir. şe . kilde, ucuz faizlerle hükümet tarafından kullanılmasıdır. Bundan böyle bankalar bir kontrol ofisine tâbi olacaklar, kredi kurumları ile bunların şubelerinin muameleleri onun tasdikinden geçecek, bankaların idaresindeki değişiklikler, sermayeleri- nin azaltılması veya artırılması, banka- ların kendi aralarında birleşmesi gibi şeyler herkese iylan edilecektir. Bankaların kendi paralariyle müş- terilerinden veya muhabirlerinden al- dıkları paralar arasında kanun! bir nis- bet tayin edilecektir. Yalnız umumi mahiyeti haiz mücsseseler, bilhassa ar- tırım sandıkları ve büyük kredi koope- ratifleri bundan haric tutulacaktır. Bü- yük krediler açmak işi tahdid edilecek- tir. Gerekli olan asgari bir miktar nakit para temini için, azar azar sermayenin yüzde onuna kadar varacak nakit bit ih- tiyat akçesi yapılmast mecburidir. Bun- dan başka ticarf senedlerle, titr'ler ü- zerine avanş verme İişine esas olabilecek senedlerden, ayrı bir ihtiyat akçesi da- ha yapılacaktır. Bu ihtiyat akçesinin bankanın teahhüdlerinin yüzde otuzu- nu bulması gerektir. Bankaların aksiyon, maden hissele ri, gayrimenkuller satrnalmaları ve di- Üer işlere iştirakleri tahdid edilecek. tir. Bütün kredi kurumları, bilançoları- nt Rayhsbank'a vermeğe mecbur tutuü- lacaktır. Yıllık bilançodan başka, ser- mayeleri bir milyon markı geçen ban- kalar aylık, diğerleri ise altı aylık bi- Tançolar neşredeceklerdir. Rayh mali komiseri bu kararname- leri tatbik ettirecek — ve bankalardaki mevduat hesablarını kontrola — salâhi- yetli olacaktır. Gene bu değtşikliklere göre, İşlere yatırılan sermayelerin getirdikleri nor- mal kârdan fazlası hükümete tevdi edi- lecektir, yani hükümet kârın — normal nisbet dışına çıkan kısmını mecburi ö- düne şeklinde alacaktır. Geçen yıl yüzde altıdan fazla kâr dağıtmış şirketler yüzde sekizden, di- Gerleri yüzde altıdan fazla kâr dağıta- raryacaklardır. Bundan artan kâr mik- tarı Gold Diskont Bank'a yatırılacak, banka bu paraları ancak dört yıl geç- tikten sonra geri verecektir. Bunları bildiren tebliğ, bu tedbirle- Fi nasyonal « sosyalizmin — ökonomik mefhumlarının tipik bir anlamı gibi göstermeğe çalışmakta, kâr fazlası dai- ma sahiblerinin emrine anık bir şekil- de kaldığına göre bu tedbirlerin mül- kiyet hakkına bir taarruz olmadığını lddla etmektedir. Yüzde altı ve yüzde sekiz niabetin- de kür dağıtıldıktan sonra artacak kâ: fazlasıntn 40 milyon markı bulacağı tahmin olunmaktadır. Bu para, işsizlik- le çarpışmak için yapılacak çalışmalar. da kullanılacaktır. İşlerin — düzelmesi sayesinde gınat ve ticari şirketler da- ha fazla kâr yaparlarsa, ileride bu kâr fazlalarının miktarı büyüyecektir. DOKTOR ŞAHT NE DİYOR? Doktor Şaht, Almanya'daki — kredi rejimini altüst ederek bütlin ker” — <, Berlir * Ünter den Dinden; Kedrizlerecke, dolayısiyle ulusa! ökonomiyi hüküme- te tâbi tutan, bu yüzden malf pazarları mütcessir eden yeni tedbirleri mazur Röstermek için geçenlerde radyoda bir Böylev vermiştir. Dış üÜlketerden ödüne para alınmıya- cağını, ilk maddeler ve döviz meselele- rinde şimdi görülen — güçlüklerin hep bundan doğduğunu söyliyen — doktor Şaht, “hükümetin parası, verimmiz iş- lere sarfolunarak israf edilmemekte, İş- sizlikle çarpışmak için kullanılmakta- dir, Alman ulusu çalışıyor. Ulusumuzun israf edecek parası yoksa da kendi ya- şayışına yetecek kadar parası vardır ve yavaş yavaş para biriktirmeğe başlıya- bilir. Çalışmamız, kendimize bir ser- maye bulmamızı — kolaylaştıracaktır. Böyle bir sermaye olmadıkça yüksek bir yaşayış ve medeniyet kertesi elde etmek imkânsızdır,.. “Biz ne dolandırrcı, ne de sihirba- zız, şimdiye kadar meydana koyduğu- muz bütün işleri, faydasız masrafları kaldırarak Ülkenin bütün malf kudret- lerini hükümetin bayındırlık yolunda- ki çalışmalarına tahsis etmek için gös terdiğimiz kuvvetli isteğe borcluyuz., demiştir. Bankaların kontrolü, borsatarın ye- niden kurumlandırılması ve kâr fazla- lTarmın hükümete yatırılması hakkında çıkan Üç kararname hakkında hüküme- tin verdiği Izahattan yalnız sonuncu kanuna aid olanı biraz alâka vericidir. Zira doktor Şaht, malt devrimleri kö- tü olan hissedarların, Gold Diskoat Bank'a yatırdıkları paradan avans ala- bileceklerini söylemiş ve "hükümetin yolsuz bir şekilde mülkiyet hakkına ka- rıştığından bahsedenler, — devrimizin zilniyetini anlamıyanlar, — olduğunu ilave etmiştir. Bu tedbirin bilhassa işçilere yalnız onlardan değil, sermaye sahiblerinden de fedakârlıklar istenildiğini göstere - rek işçi yığınları üzerinde tesir yap. mak ülküsünü güddüğü sanılıyor, SAYIFA ncı postası Roma'da Musolini tarafından bağlandı İtalyan resmi gazetesi, merkezleri İtalya ile onun müstemlekelerinde olan İtalya tâbiiyetindeki bankalarla şirket lerin ve bütün öteki kurumların dış memleketlerdeki alacaklarını, “dış ül- kelerle mübadele ulusal enstitüsüne,, yatırmağa, bu alacakların nakid olanla. rını günün rayici mucibi ödenecek bir bedel mukabilinde satmağa, nakid ol- mıyanlarını da sonradan tesbit edilecek şartlar altına bu enstitüye devretmeğe mecbur oldukları hakkındaki karacna- meleri neşretmektedir. Bu iş İtalya bankası vasıtasile on gün içinde yapılacaktır. Aynı kararname saydığımız kurum- ları, merkezleri dış ülkelerde olan bankalarla şirketler ve diğer kurum. lardan olan alacaklarının miktarını bil- dirmeğe mecbur tutmaktadır. Diğer taraftan bu kurumlar ellerin- de bulunan yabancı ülkeler titr'lerile dış Ülkelerde çıkarılan italyan titr'le - rini, dışardaki bankalara yatırmış olsa. lar bile , bildirmeğe mecburdurlar. Bu kararnameye karşı gelenler, ka- nunun tayin ettiği mutad cezalardan başka miktarları, — gizlenen titr'lerin değerine kadar varan para cezaları Bdi- yecekletdir. Ayrıca şahst hürriyeti bir * yıla kadar tahdid eden başka cezalar da vardır, Britanya Noye Zürhet Saytung gazetesinin Londra muhabiri 12 ilkkânan - tarihile yazdığı bir yazıda diyor ki: Kabinenin değişeceği hakkında ge- çen yazdanberi &ık sık dolaşan — şayla. lar son günlerde artık işitilmez oldu. Başbakanın uzun bir dinlenmeden geri gelmesi ve daha birçok hadiseler ve bunlar arasında bilhassa büyük bir çokluğa dayanmakta olan bir hüküme- tin kredisini kaybetmeğe başlaması ve dolayısile hükümet icraatındaki nok- sanlıklar genel düşüncede birçok dedi- kodulara yol açtı. Bu vaziyete bir de, seçimlerin yaklaşmakta olmasr dolayı- sile birçok derdlerin baş göstermiş ol. duğunu da katmak lazımdır. Hükümeti takviye eden fırkaların gösterdikleri bugün arkasından vaktile bugün- arzulara bakılırsa, gidilmekte olan gaye, kü hükümeti yaratmış olan enerjiyi ve- niden canlandırmaktadır. Bugünkü hükümeti tutan fırkalara hükim olan düşünce, hükümetin koltu. ğu altında bulundurabileceği uzağı gö- ren, ökonomik ve soysal « sıyasal bir programın hazırlanmasıdır. Bu dkşün. cenin arkasından, kendilerine yalmız seçim mücadelesinde kuvvet belgesi ol- makla kalmıyacak aynı zamanda, yakın bir atide işçi fırkası tarafından sıyasal işler içine sokulacak olan propaganda mevzularına karşı da vaktinde vaziyet almak gayesini güden muhafazakârlar gelmektedir. Şimdi yalnız parlamentoyu meşgul etmekte olan Hindistan ana yasasının reform meselesi ıylbaşından sonra da birçok haftalar koalisiyon'u kuran ek- sıyasası seriyet fırkalarını moşgul edecektir. Muhafazakâr fırkalarile yakından alâ. kaları olan kimseler daha birkaç ay ön- celere kadar bu mesele etrafında büyük tasa ve kaygular taşımakta idiler. Hi: distan sıyasasında tutulmuş - olan yol. dan en çok mesul olan hükümt üyele- ri,, bu mesele etrafında esen havadan her halde duyum almışlar ve hiç şüphe yok ki, gelecek hechangi bir akına kat- $i da silahlanmışlardır. XNitekim iİlk akınlardan birini savuş turmağa muvaffak oldukları gibi muha- lefetin takındığı da doğrudan doğruya değilse bile gene hükümete faydal toldu. Aralarında İngiliz faşistlerinin bu- lunduğu teform alcyhtarları, şimdi, Hindistan'ın feda edildiğinden, hind ulusunun vicdansız sıyasacrlarının eline birakıldığından, bahsediyorlar. Ancak, bu reform meselesi, “muhaliflerin de. dikleri gibi, ikinci Makdonald kabine- sile başlanmış bir iş değildir. Bu çığır, büyük savaş sonunda hindlilere tesmen verilmiş sözlerle açılmıştır ki bu bi- çim propagandalar işin özüne en ufak bir tesir bile yapamamaktadır. Bu ya- zın sonlarına doğru büyük bir ürkek- likle ilan edilmiş ve sonbahardaki mu. hafazakâr fırka kongresinde yeniden unutturulmuş gibi görünen bu düşün- ce değişikliği, o vakitten beri çok iler. lemiştir. Genel yaşayışta belli başlı yerler tutan bazı kimselerin uzun bir çekingenlik devresinden sonra uygun bir tavır takınmış- olmalarının ba dü- şünce ilerlemesine çok faydası dokun. tavır