Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SAYIFA 2 ULUS 21 İLKKANUN 1934 CUMA | Savyet resim ve heykel sergisi Ankara Halkevinin himayesinde ve Halkevi Başkanı Bay Nafi Kansu'nun güzel bir söylevi ile açılan “On dört Savyet- sanatkârının resim ve heykel sergisi,, nden bugün de çok değerli birkaç eserin fot><rafilerini basıyoruz. Ankara Sergi evinin geniş salonunda pek güzel bir düzenle yerleştirilmiş olan bu eserleri gidip görmelerini bütün Ankaralılara candan tavsiye ederiz. Brodski'nin “Lenin çalışma odasında,, ç— — — aaniğen | Brodskı nim “v viv, Otul * t Gerasimov'un “Kolhoz gece bekçisi Devneka'nın “sivil tayyaracıilik | Sovyet resim ve heykel Efimov'un “Sabah - horoz., © sergisinin iç görünüşü Türk inkılabı dersieri (Başı I, inci sayıfada) — Bü tarzda olan devletçilik mef- humu, sınıf mücadelesi takip edilirken ahengi nasıl temin edeceksiniz? suali- ne de - diğerinin menfaatini bozan sı- nıflar arasında fiat, maliyet, alım sa- tım üzerinde devletin müdahalesini koy makla - cevabını verebiliriz. Bu itibarla rejimimiz halkçı olmak — noktasından sınıf mücadelesini selbediyor. Milliyet- çi olmasından yurd tanır ve kavga- yı yurd dışındakilerle yapar. Devletçi olmak sıfatiyle de memlekette alıcı, ve- rici ve yapıcılar arasında da soyuculu- ğa mani olur. Bu arada bizim vasfımız olduğu için ayrıca üzerinde duracağımız lâiklik bahsi vardır. Sınıf mücadelesinin dev- let şeklinde tesbit edilmiş tarzı, din ü- zerinde, vicdan üzerinde devlet mülda- halesini tanımaz. Devletin ulusal ha- yatlarının iycablarını tanzim, parlamen- toda faaliyetleri, günlük hâdiseler ve hayat iİçinde dine bir müdahale hakkrı vermez. Tek tek yurddaşlar inandıkları yolu- takip etmek için vicdanlarının kendile- rine gösterdiği yolu — kullanabilirler. Bu, devleti alâkadar etmez. Devlet hiç kimsehnin diğerinin İnanına karışmasını tecviz etmez. Karışan olursa bunu kuv- vet yoliyle meneder. Sınıf ihtilali karşısında bizim dev- letin anlayışlarını, rejimimizin kolladı- ğr noktaları kısaca söylemiş oluyorum, Ki bunları bugün Türkiye — devletinin mesul vaziyetini deruhte eden Cümhu- riyet Halk Fırkasının programiyle kar- yılağtırarak iİleride gözden — geçirmek İmkânını bulacağız. Bu dersimizin ba- şındanberi kovaladığımız genel inkıla- Br anlayışını, onun içinde, dünya in- Krlab mefhumlarının ana tipleri ve bu- günkü filt tatbikatta aksillameli neler olduğunu gözden geçirmiş — oluyoruz. Fakat ondan evel türk inkrlabının baş- ika bir takım vasıflarını — söyleyip bu Bahsl Kapamağı tercih — ederim: Türk İnkrlabının esas bakımından birkaç ana yasfr vardır ki Inkrlaba kıymet vermek için bunları herkesin anlaması lüzım- dır. Türk inkılâbı dünyanın bir köşesin- de kendi kendine olup bitiveren bir ha- dise değildir. Bu inkılâp ulusal, sıyasal, ökonomik bakımlardan bütün “dünya arayıcı ve okuyucularının üzerinde dur ması gereken bir inkılâptır. Türk inkı- Tâbınm tesirleri kendi vukubulduğu yer köşesli hsur kalacak bir hadi- se değildir O, evrenseldir. Bunu bir kaç Bnden bu sözüme İnandırıcı örneklerle anlatayımı Türk inkılâbı coğrafya bakımından evrenseldir. Bizim inkılâbımırz. bugün Türkiyenin bulunduğu coğrafya parça- sında değilde, Cenup Afrikasında, İs. kandinavya'da, İspanya'da olsaydı bu inkılâbın verdiği netiyceler dünya haya- te üzerinde bugün yaptığı ve yapmakta olduğu büyük tesiri yapamazdı. Yani bu inkılâbın gelip geçtiği yerin, coğraf- ya noktasından yer yüzünün şimdi bu- lunduğumuz parçasında oluşu bütün dünyaca buna yüksek ehemmiyet verdi- ren bir sebebtir. İkincisi; bu inkılâbı yapan ulusun, tarihin derinliklerinden akıb gelen yü. ce kıymeti gözden geçirilirse bu inkılâ: ba ayrı ve hususi bir değer vermek ge- rekir. Bu inkalâp coğrafya bakımımdan söylediğim hususi vaziyeti haiz bu nok- tada olsaydı da bunu yapan ulus bizim tarihimizdeki büyük değere malik olma- saydı, bu inkılab ve onun da ku- rulan yeni Türkiye devletinin dünya üzerindeki yerine göre müsbet veya menfi tesirleri, bugünkü gibi evrensel olamazdı. Türk inkılâbını evrensel ya - pan ve ona bu hakkı verdiren sebebl nan insan yığınlarının uyanışı bakı - mından da bir örnektir. Doğudaki insan lar türk inkılâbının bugünkü doğuşu- na bakarak iyiye, güzele, doğruya ve haklıya doğru yol alacaklar ve hayat - larının karanlık noktalarını bize baka- tTak aydınlatacaklardır. Türk inkâlbınım batıya bakan cep- hesi de doğudaki kadar evrenseldir. Türk inkrılâbr bu bakımlardan da ehem miyetle kendini duyuran bir hadise ol. muştuür. Soysal, ökonomik hattâ din te- lakkisi bakımından batı için üzerinde dikkat ve ibretle durulacak bir hadise- yi bu büyük in!&ılâp doğurmuştur. Bir defa, Türkiye ökonomik bakım- dan açık bir pazardı. Türkiye yalnız hammaddeyle toprak — ürünü yapar ve almteri dökerek, bütün yıl uğraşarak çıkardığı mahsulü bir çıra ışığı ve bir kuru ekmek karşılığında sanayi memle. ketlerine satardı. Sanayi memleketlerindeki işçi sınıfı dediğimiz şımarık, ne istediğini bilmez bir unsur olarak yaşıyan tabaka o za- man türk köylüsünün göremediği bir refaha malikti. Amerika'da, Almanya'- da, bütün sanayi memleketlerinde mil- yonlarla açlık selleri halinde sokakla - rı dolduranlar, yalnız Türkiye'den de- ğil, ona benzer memleketlerden hiç fi - atına aldıkları malı makine ile işledik- ten sonra pahalrya satarak yokluk gör- meden yaşarlar, yirmi dört saatte bir banyo yaparlardı, Bu Türkiye bugün ilk maddeyi sı- frra satan ve onu basit bir mekanizma- dan geçtikten sonra yüz misli fi-'la alan h ddeci bir m tan çıkmış, bütün ihtiyaclarını kendi yapan bir sanayi memleketi olmuştur. leket olinıke Bu gidiş, her şeyden Öönce İstismarcı insanların kazancına ket vuran bir man zaradır ve diğer taraftan da bunun ka- bll, yapılabilir bir şey olduğunu bizim doğumumuzdan olanlara gösteren bir örnektir. Arkadaşlar, Türkiye dünyanın batı ve doğu âlemleri arasında en kısa ka - ra yoludur. Osmanlı imparatorluğunun zavallı, âciz, ne olduğunu bilmez bir halde yaşaması bu topraklar için batı âlemini her gün bin bir emel ve arzu ile bu taraflara çekmişti. Halbuki diril- miş, şerefini, krymetini, kuvvetini an - latmış bir Türkiyenin bu topraklarda doğuşu, onları bir hayal sukutuna uğ- ratmış, müteessir etmiştir. Kendi inandığı ışıklara yönelen in - sanların gittiği yoldan en ileriye, en aydınlığa doğru gidiyoruz. Size, inan- mış ve gürür düyan bir adam sıfatiyle söylüyorum ki sryasal, ökonomik ve soysal mefhumları bakımından türk in- kılâbı dünyanın en üstün inkılâbıdır. Bizden evelkilerin olduğu kadar, gele- ceklerin de en üstünüdür. Çocuk bakımı hakkında öğütler Çocuk Esirgeme Kurumu (Hi- mayei Etfal) annelere çocukları- nım bakılması usullerini gösteren öğütler hazırlamıştır. Bu öğütler süt çağındaki bebeklere birinci aydan başlayıp 12 inci aya kadar ne şekilde bakılacağını bildirir. İstiyenlere her ay için bir öğüt parasız olarak gönderilir. Ankara da Çocuk Esirgeme Kurumu Baş- kanlığına bir mektupla adres bil- dirmek kâfidir. den bir üçüncüsü de bu inkılâbın doğuş, kurtuluş, yaşayış zamanının dünyanın müstesna vaziyetine rastlayışıdır. Türk inkdâbı, seksen, yüz sene evel olsaydı, tesiri bu kadar büyük olamazdı. Coğrafya vaziyeti, kan vaziyeti, wiha - yet harp sonu hali, bütün bunları biri- birine ekliyerek böyle bir tarih devre - sinde böyle bir dünya parçasında, böyle bir ulusun böyle düşük vaziyetten böyle üstün bir mevkie çıkması yalnız edebi - yat noktai nazarından gözden geçirile- mez'. Bunun tesirleri maddi ve hayati ola râk her yerde duyuldu ve duyulacaktır. Bu hareket bizden daha doğuda bulu - Ankara Asliye birinci hukuk mahkemesinden: Ankaranın Gecik mahallesinin mes- cit sokağında 2 numaralr evde mukim Sait ağaya: Karınız Baise tarafından aleyhinite açılan tescili talak davasına tahkikat günü olarak 30-12-934 pazar saat 10 tâar yin edilmiş olduğundan bugün mahke- meye gelmeniz veya musaddak bir ve- kil göndermeniz lüzumu ve aksi takdir- de tahkikatın tsulün 401 inci mıdded_' ne tevfikan gıyahmızda yapılacağı teb- liğ makamına Hzim olmak üzere ilal olunur.