SAYIFA 4 Yabancı postası Naziler sa ğgamı gidiyorlar Berlin'den 6 ilkkânun tarihiyle Man- gester Gardiyen gazetesine bildiriliyor: Bugün Nazi fırkasının sağa doğru yöneldiğini ve fırkada bu bakımdan bir süzmece yapıldığını gösteren bir hare ket vukubulmuştur. Nari partisinin $08 yalistlik ümdelerini kuran, bu yolda bir takım eserler yazan ve fırkanım ileri ge lenlerinden sayılan Her Gotfrid Feder, uluşal vazifelerinden alınmış ve kendi- sine bir tekaüd maaşı bağlanmıştır. Bu hareketin neden dolayı yapıldığı söy lenmemistir.. Silezya valisi iken vazıfe sinden çıkarılmış olan Helmut Brükner de Her Feder gibi partinin sosyalistlik tarafın: muş olanlardandı. Her Feder, savaştay sonraki günlerden beri Hitler in Münih'te çaılışma arkadaşı ve dostu bulunuyordu. Bu adam, “faizlerin bağla Tni kırıp parçalamak,, düsturunu — (lk defa söylemiş, B. Hitler onun fikirleri - nin ziyadesiyle tesiri altında kalmış, ken disiyle çalışma ve düşünme arkadaşı ol- müştu, Feder, 1920 yılı şubat ayında çıkarıl- mış olan Nazi'lerin 25 maddelik değiş - mer programımır kaleme almış ve bura - da “aşkın faizlerin kaldırılması, savaş kazançlarının müsaderesi, bazı ticaret - krin ulusallaştırılması, uluşun gerekli göreceği toprakların alınması gibi mad- deler koymuştu. Bununla beraber B. Feder, Naziler iktıdar mevkiine geçtikten sonra parti- nin devrim ve ökonomi danışmanı olmak tan çekilmiş ökonomi bakanlığında bir vazife almıştı Fakat bu bakanlıkta kapi- talizm, soxyalizme baskın çıkmınca büyük 1$ adamlarından B. Şmit Feder'i yerin - den oynatmıştı. Bundan sonra da o ba- kanlığa Almanya'nın dışarı — borçlarına karşı cephe alan Dr. Şaht gelmişti. Şimdi Her Feder'in büsbütün işten çıkarılması Dr. Şaht'ın ne dereceye ka dar Hitlet üzerinde tesir yaptığını gös- terir. Feder, son zamanlarda — topraklarır plânlaştırılması ve ufak — yerleştirmeler işleri komiseri yapılmıştı. Şimdi komi - serin çekilmesi ile işin bozulmadığı gö- rülmektedir. Bu adam, bir müddettenberi Nazi fırkasının gidişini beğenmiyor ve çıkar- diği haltalık gazete bir nevi muhalefet gazetesi sayılıyordu ki bunu son zaman larda B. Göbels, bir kulpunu bularak kapatmıştır. İyi haber alınan kaynaklardan öğte- nildiğine göre bugünlerde Almanya'da patronlarla iş cephesi arasında bir kav- ga yapılmaktadır. Bununla beraber Dr. Ley de bir ta- raftan işçiler için Lüyük mücadelelere girişildiğini ve Almanya'da iş vaziyeti - nin çok iyi bir şekle girdiğini söylediği nutuklarda tekrarlamaktadır. Hakikat ne tarafta olursa olsun, Na- zilerin arasında hâlâ soysal çekişmeler yapıldığı ve hükürnetin bu mücadeleler- den memnun olduğu bir çokları tarafın- dan zannedilmektedir. Bugünkü günde resmf nazilerle ulu- saltı, sosyalist ve samimf inanmış olan - Tar âarasında bir çatışma oluyor . Alman hükümeti, zahirde komünizm tehlikesi ile mücadele ettiğini söylemek- te ise de bu münasebetle yaptığı süzme ce daha ziyade parti içinde — vücudları istenilmiyen unsurları ayıklamak için - dir. Bir Fransz —- Alman anlaşması mı? Fransa'nın 'Rusya'yı bırakıp Almanya ile birleşeceğine dalir şayialar 14 ilkkânun tarihli Mançester Gar - is>> gazetesinin Paris muhabiri bildi. riyor: Cenevre'de fransız dış işleri bakanı Bay Laval ile Sovyetler Birliği dış işle ri bakanı Bay Litvinof arasında doğu andlaşmasının katf hir şekil almasına kadar Fransa'nın ve Rusya'nın - birtbir- krine danışmaksızın her hangi bir gru- pa girmemeleri üzerinde yaptıkları an- laşma Paris'te iyi bir tesir yapmıştır La- val'in her hangi bir muvaffakiyetsizliği neticesinde fransız - sovyet münasebet- lerinin gevşiyeceğini ve Rusya'nın hiç kimseye danışmadan Almanya'ya karşı bir yakınlık sıyasası güdeceğini uman ve bundan körkanlar, bu anlaşma Üze rine rahat bir nefes almışlardır . İnciltere'den, silâhlanma meselesini görüsme yolunda yani bir teklif gelme- & brt'enmekte ve Sar'a kıtalar günde - ren büyük Britanya'nın uluslararası sıya sada hüküm ve nüfuz sahibi ve alâkalı olduğu görünmektedir. Fransa'da İngiltereden gelecek yeni teklifte Almanya'nın silahlanması me- selesine gereği gibi temas edileceği ve vluslararası hava kuvvetlerinin kontro- hu için bir formül bulunacağı umut edil- mektedir Bay Laval, her ne kadar Fransa'nın silahlanması meselesine yanaşmamakta ise de bu nokta uluslararası garanti al- tına alınır Almanya doğu andlaşmasına girer, ve bir silâhsızlarıma konferansın. da bu mesele üzerinde bir karar verilir se o zaman bunu kabul edeceği umula. bilir. Fransız bakanı, Almanya'yı bir sınır içine almanın en son ve en faydasız bir tedbir olacağı, Almanya'yı dışarda bıra kan bir barış sisteminin de büyük bir kıymeti ve devamı - olmıyacağı kanan - tindedir, Bay Laval'in bütün öteki ted. birleşmeyi tercih edip etmiyeceğini za. man gösterecektir. Her ne kadar fransız gencl oyu (et kârı umumiyesi) bu çeşit propagandaya pek güvensiz bir gözle bakmakta ise de- Fransa'da Almanya ile anlaşmak tarzi- tarı olanlar son günlerde büyük gürü! tüler yapmışlardır . B. Laval'in Rusya'dan ziyade Alman ya ile bir anlaşma yapacağı hakkında Şaylalar dolaşmaktadır. Fakat bu şayi alar, daha ziyade dıs — işleri bakanımnın sön zamaslarda aknan murahhaslariy le pek dostane konuşmasından doğan tefsirlerden ileri gelmektedir ki bu dost- ça konuşmaların da Sar meselesini iyi bir şekilde halledebilmek maksadı ile yapıldığı görülmektedir. Her halde Leningrad'ta Kirof'un öl- dürülmesi üzerine altmış altı kişinin ölüm cezasına çarptırılması Fransa'da çok fena bir tesir yapmıştır. Rusya'yı Avrupa ailesine dahil ta - tımak temayülünde olan B. Blum ve başka solların bu maksatla Cenevre. de yapacakları toplantı da sarsılmış gi- bidir. ÜLÜM Tstanbul belediyesi — şirketler sabık kontrolörü B. Saim Önat'ın zevcesi ve sabık Kocaeli valisi B. Eşref'le İstanbul paket gümrüğü muayene kalemi şefi B. Nasuhi'nin kayın validesi ve Ökonomi Bakanlığı maden — mühendisi B. Sadi Önat ile İş Bankası Genel Muhasebe mü- dür muavini ve Ulus idare komitesi aza. sından Bay Suat Önat'ın validesi Bayan Ihsan'ın evelki akşam İstanbulda öldü. ğgünü duyduk, arkadaşlarımızın acılarını paylaşırız. »at 'Turhal Şeker Fabrikası memurların. den; ceki İsparta Belediye Relei . Hek, kı'nın ağlu Bay Mehmed Alaybey dün Ankarada ölmüştür. tan tam ve olgun bir gazctecidir, (Ulus) «.. Kitabı okurken insan bu memle. ketleri geziyormuş gibi his duyu. yor. Ç(Akşam) : vetak E Kitabr. akadağımuz dakikalarda E kendiniz seyahat etmişsiniz zehabı: Ü n lapileciküinü Kyük'üüirtünde! (6 tifade edeceksiniz. ULUS Bay Litvinof'un hatıralarından Savyetler dışarı işler ba- kanı B. Litvinof'un hatırala - re bugünlerde — basılmıştır. Çok alâka uyandırıcı bir ma- hiyeti olan bu eserden aşa - ğıdaki parçayı alıyoruz. 1906 son kânununda Petresburg'daki işçi ve sü kurultayı dağıtıldı, Mosko - vadaki isyan bastırıldı, soysal demok- rat gazeteleri kapatıldı. Menşevikler ihtilâlin muvaffak olamadığını gördük ten sonra, fırkalarını dağıtmak kara - rınr verdiler; ancak Lenin mücadeleyi sürdürmek — İstiyordu. Kafkasya'daki işçiler silâhlı bir ayaklanma hazırla - makta olduklarından kendilerine — silâh verilmesini istiyorlardı. Bu sıralarda sahte bir pasaportla ve Ludvig Nipa adiyle Petresburg'da yağıyordum. Resmen, Maksim Garki'- nin baş yazıcı olarak çalıştığı "Naşa Jimn,, (yaşayışımız) gazetesinin idare müdürü idim. Günün birinde gizli po- kiş izimi buldu; ben de pılıpırtıyı top - layıp kaçmağı düşünmek mecburiyetin- de kaldım. Fırka komitesinden bana başka bir çalışma alanı göstermesini rica ettim. Sonraları Sovyet Rurya'nın Paris ve Londra eliçiliğini yapmış olan Kra- sin, Gorki ile birlikte, hana Amerika- ya gitmemi ve orada geliri fırka san- dığına aid olmak Üzere konferanslar vermemi, yabut ülke dışarısından silâh kaçakçılığını idare etmemi teklif etti- ler. Ben sön teklifi iyi gördüm ve ka- rargâhımı da Paris'te kurdum, O gün- ler bu gibi işler için hiç de uygun de- ğildi; çünkü, rus muhacirleri İngilte- re ve Fransa'da gizli polisin wıkı bir göz hapisine alınmış ve Almanya'daki gizli polis de rus Ohrans'sı (gizli po- lis) ile elele vermiş, çalışıyordu. Faali- yetim umud verici değildiyae de bütün zorluklara rağmen boynumu eymek te istemiyordum. Her şeyden Önce tüfek ve makineli tüfeğin işe yarıyacak olanımı satmn al mak lâzımdı. Kafkasya ihtilâlcilerinin öğütlerine uyarak birkaç bin tane mav- zer bir o kadar da tabanca satın alma « karar verdim. — Makineli tüfekler için portatif makineli tüfekler yapan Danimarka'nın devlet — fabrikalarına baş vurdum. Hamburg'daki bir firma « nn sağlık vermesi ile danimarkalılar - la görüşmeğe başladım. Danimarka fir- ması Hamburg'a bir zabit gönderdi, ve kendisine sir Ekuvatör rabiti diye te- nıtıldım. 'Tüfeklerle fişeklerin bir. kasmmr Şröder — fabrikalarına 1smarlamıştım. Mavzerler bir Belçiak silah fabrikası- na, fişekleri ise Karisruhe'daki devlet fabrikasına ısmarlanmıştı. Belçikada ısmarlanmış olan bütün silâh işlerini ikinci Enternasiyonal — yazıcısı idare ediyordu. Alman fabrikalarının da kar şılarına, bir Belçika silâh fabrikasının ajanı diye çıktığımdan biç bir işkil uyandırmadım. Ancak günün - birinde çok kötü saatler yaşadım. Karlsruhe'- daki fabrikanın müdürü bana, Karla- Tuhe'ya rus hükümetinin göndermiş ol duğu bir heyetin geldiğini söyledi ve kendileri ile tanışmaklığımı ileri sür - X. Bereket versin ber şey yolunda git- ti, Tus zabitleri beni tanımadılar ve fişeklerin tesellümünde bana yardım. da bile bulundular. 'Tüfeklerin denizaşırı olarak Rusya- ya götürülmesi çok daha büyük zorluk Jar yarattı. Hollanda, Belçika, Ttalya, Pransa ve Avusturya limanlarını dolaş- tım. Her yerde sosyalist başkanları ile £örüştüm, Ancak, her yerde de zorluk- larla karşılaştım. Her yanda, aşılmaz engeller yüzünden yapmak istediğim şeylerin tatbik edilemiyeceği söylendi. En sonra Makedonyalt — ihtilâlcilerin yardımiyle bulgar hükümeti, güya, er- meni ihtilâlcilerine verilecekmiş — gibi 'Türkiye'ye gönderilmek üzere silâhla. r.n Varna'ya çıkarı masına müsrade et- ri. Bol bol dağıttığım rüşvet bu - işte büyük bir rol oynıyordu. İçinde kaçak sitâhların bulunduğu vapuru Kafkasya kıyılarına yanaştırmak istiyorduk. Si lâhlar, orada Kafkasya işçilerinin bize hazırladıkları kayıklara yüklenecekti. Bulgaristan'da vapur satın alamadık; ben de Fiyuma'da 30,000 franya bir Ame| ; Tik yatı satın almak mecburiyetinde kaldım. Bu işte bir makedonyalı olarak ortaya çıktım. Silâhlar yüklendi, işde gemiciler ve kapdan ile de anlaştık. Birgün yat de- nize açıldı, Üç gün sonra acı bir du- yum aldım. Gemi korkunç fırtınaya tu tulmuş, kapdan düşkünlük göstermiş, Yat Romanya kıyılarında karaya otur- muş, korku içi de kalan gemiciler de yatı bırakarak kaçmışlar. Silâhların büyük bir kısmı balrkçıların yağması: na uğramıştı. Kalkıp Bükreş'e gittim, 'ama kaza düyumü rus elçiliğine var - mıştı; geri kalan tüfekleri de artık kurteramadım. Bir müd! mra, kaptan Ödesaya geldi ve yakalandı. Olanı biteni — oldu. Zu gibi anlattı. Meseteyi herkes öğren- di. Eşin içinde bulgar hükümetinin de bir kaç üyesi bulunduğundan az kal- sın Rusya ile Bulgaristan arasında bir diplomasi düellosu başlıyordu. Rus ihtilâlcilerine silâh kaçakçılığı denemesinin ikinci ve sonuncusu da işte böyle bir muvaffakiyetsizlikle bit- ti. (14 ilkkânun 1934 tarihli Noyes Vi- ner Jurnal'dan.) 41 İLKKANUN 1834 CUMA Ankara Radyosu Dün akşam Ankara radyosunda DA Bay Abdurrahman Bayrakal frengi e zerine kanuştu. Frenginin ne kadar kü tü bir derd olduğunu, buna tutulmşlas fın kurtarılmaları çareleri ve bundani korunma anlatıldı. Bundan sonra, geçen yedi gün içine de yerli ve yabancı gazetelerde çıkati ve yurdu alâkadar eden yazıların hulas saları okunlu, Bu akşamın musikisinde de Bayan Ferhunde Ulvi Brahms'ın rapsodisinde kendi başma, Bethoven'in Sonat'ında Necded Remzi ile beraber pek çok mu- vaffak olmuştur. Bu akşamın programı şudür, Danx musikisi Çocuk saati Musiki: Grieğ — sonate de mincur Cezmi Rıflu n Ulvi Cemal: piyano Ev kadınına öğütler Musiki: Max Reger — Sonatine Ferhunde Ulvi; piyano Haberler. ÖB ait BT TÇ Taşnei Ağdy Belgrad'da yapılan büyük “Kıral Aleksandr,, köprüsünün Kırallık Naibi Pıst* Pol ile hükümet adamları tarafından — açılma resmi yapılırken ölen kıralın S yatasım gütmeğe bBüyük bir kalabahğın —and içtiğini ajanslar haber vermişti B' münasebetle çekilip garrtemize gönderilen resimlerden üçünü basıyoruz. Rer y y simler köprüyü, açılma resmini ve ilk geçen Prens Pol'la hükümet adamları Böstermetted'e.