SAYIFA 6& Varlık içinde yokluk çekmek, sağ- dlam düşünenlerin harcı değildir. Zaten kooperatifçilik bu düşünce- den doğmuştur. Bundan tam 90 yıl ön- çe İngiltere'nin (Ruşdal) — kentinde birleşecek ilk kooperatifi kuran 28 fa- nila dokumacısı milyoner olmak — pe- şinde koşmamışlardı, Onlar sadece varlıkları ne ise onu eksiksiz olarak elde etmeyi gütmüşler di. O vakit konu komşu, bunlara gül- Müştü. Fakat buğün yeryüzünde o | bin kadar kaoperatif vard n yü gin- de (varlık iç e yöklük) çekmek tete- miyenlerin Lirleşmelerilk kuruülmakta- | dır. Bu doğrü ve uğurlu yeltenme'er, Sıyasal ve soysal temelli faydâlar do ğurudğu » yapı kooperatillerine hükümetler de çok eyi gözle bakmış. lar ve kurulmakta — zorluk çekenlere k, sevgi zel evlerin yardım etmişler ve hattâ « we barış kaynağı olan yurdda çoğalması ve ucuzlaması için bitçok yasalar çıkarmışlardır. 2 ilkkânun taribli (Ulus)un (ya- Pt tasarruf sandıklarının ehemmiyeti) başlıklı bir yazısındaki (öz y nim şatomdur) sözü çok derindir. Köy- lüyü toprak sahibi, kentliyi evinin sa- hibi yapabilmek, kendisinin olmak şar- tile en ufak evde oturanı bile, bir şato. da bir sarayda oturuyormuş — gibi, «e vindirmek demektir. (Ulus)taki — yazmın daha okuyalım: (İngiltere'deki yapr — tasa: san- dıkları hareketinin pek büyük sgoysal bir nüfuzu vardır. Bugün kıtamızı teh- dit eden kargaşalıkların büyük bir kts- mını ülkemizin, ancak bu yapı şirket- leri sayesinde atlatmış olduğunu söy . çok sanmıyorum. Mi juva, bir lokmacık yere, bir gayti men- kule sahip olunca, kapitalizmin dü manı olmazlar, bilakis onun tutarak koruyucusu kesilirler. Acundan lemekle ileri varmış mlarca küçük bur- Yapı kooperatifleri Küçük bir eve sahip olan insanlar, bir ye devletin — barış onu yavaş yavaş aile yaşayışı sürerler, çocuklarını döşerler, içinde tiştirebilirler — ve bir içinde yaşıyan ve yaşayıştan memnun halkı olurlar. İşte bu bakımdan, yapı kurumlarının, ingiliz ulusunun barışçı bit tavır takın- da büyük bir bissesi vardır), r da v Zat I7 İfçilik beşka el d iğ, Kün geçtik n edenlerin çoğalmasile var- tırmış, güc kazanmıştır. Söy- sal faydâları görücen her — yeltenme, ger kazanıt €I hüküme- timiz Çitibarı zirat bitlikleri) kanunu ile kooperatifleştirmek yolanda ilk adımı atmış, köylülerimizi birleşmenin eyiliğini bize göstermişti daha 1920 da ileri bir kanunla ( di koopecatiflerini) türetti. Yakın- da satış kooperatifleri için kanun çıka- cağı söyleniyor. Gerek şimdiye kadar kurulmuş, ge- bundan böyle kurulacak olan ko- eyice başarıp ba. 1 yüzünden birçok bilgili işlerini dinledik, gazete yazıları münakaş özü şu (Kooperatif, yukardan aşağı mı, yoksa aşağıdan yukarı bir hareketle mi başarılmalıdır. ) Bu başarış yolları, yapr koopratif- b leri bakımından nasıl olmalıdı. ellerde nasıl olmuştur?. Gelecek bir yazıda bunu araştıraca- Mosut UZGÖREN çönlerde Artmvutluk Kıralı S, M. Zogo'nun annesinin öldüğünü yazmış, Atatür fn bu münasebetle çektiği telyazısını basmıştık, Koyduğumuz resim, Arna İnk Koralrar altı kiz kardeşi ve annesi ile beraber göstermektedir. topları yapılmıştır. Resirde görülen bu küçük toplar, büyük bütün vasıf ve meziyetlerine maliktir. resimler topların ULUS Etha Rihter'in sergisi | Heykel ve resim ustasının sergisi dün halkevinde açıldı. Yüksek Ziraat Enstitüsü — Anatomi 4 Dr. Rihter'in karısı heykel ve resim ustası Etha Rihter profesör hayvan resim ve he si dün Halke e Ziraat B mdan 8© lmiş bir vle açtı: üksek den Her eserle- enstitüsü yanı b yor. Profi rınmıs, $ in | di alanın. İ ta Zaten eserler kendi en bu iyi açmak nç duyuyorum.., ktir endi! n söylevinden sonra pro- zel sanatlarım symbolda zuu topluluğa uzun ylu anlattı. Profesör uzun söylevinin 'Tanınmış bir ingilir filozofu ve yazı. cısı olan Oskar Wilde güzel sanatlar ü. zerine şu sözleri söylemişti: “Güzel sa- nat bir dış yüz, dıştan görünüş olmakla beraber bir de remizdir. Symbol'dür,. n sanat dediğimiz şey en eski ça; anberi insan cinsine hat bir küdret. Sehiller ise insan için şöyle söyle - miştir: "Ey insan! maharet bakımından bir böcek, sana ustalık edebilir. Sen bil. i sana üstünlük veren dimağın ile an. Tatabilirsin. Onun için sanat yalnız di- mağ kuvvetine ve sana Özlem bir İştir.,, Bir sanat eşerini yaratan insan eli, dir, İnsan bir sanat eserini tabiatten ğ nek alarak yaratır. Saşmayan hoca ta- t gethe tabiat için şu sözleri “Tablat ne çekirdek ve ne de kabuktur.. O her ikisi birdendir.,, Hakiki sanat eğetinde bir İç bir de dış yüz vardır. Eserin değerini artı. ran ve ona ruh veren özlemi iç manasr. nın diş yü ya- lattır. söylemiştir : zünde aynalanmasıdır. hut biyoloji bilgisi dili ile anlatmak İster. sek, biçim gösteren form ile, İşi anlatan funktion arasında hakikf bir münasebe. tin, bir tenasübün bulunmasıdır. Bu öz Üzerinde geçen yıl profesörün vermiş olduğu konferanstı buracıkta gu kısa sözlerle hatırlayalım : "Bir sanat o« serinde düşünce, değer ve mana gibi İç | yüzle, eserin biçimini gösteren dığ yüz arasında bir hartmon! bir ahenk olmalı. dır.., Bir şeyİin manası deyince ne anlarız? Bir mana nasıl meydana çıkar? le ise sembol bir şeye ruh, özlü bir dü- şünce, derin bir mana verir, İnsan, kendi düşüncelerini böyle ruhlu ve yüksek manak bir halde ülkü. etmek için en eski çağlardanberi tabil mevzuları yani hay. vanı örnek olarak ele almıştır. Çünkü tabiatı kuran türlü unsurlar — arasında kendisine ruh ve duygu anlattığından ötürü en yakın akraba olarak hayvanla- lendirmek idealize rı nüştür. Geçmiş insanların bize bıraktıkları prehistorik en cski resimler ve heykel. ler hayvanların örnekleridir. Örnek ol . e  ra'da historik bir b suş olan ”sıçramakta o- kek domuz. seklini göstereb mak Üz mağa 'an | Bir kurbağa neykeli im| Bunun yanında Eta Rihter'in elin. den çıkmış olan şu resim de o eski do- muzun benzeridir. Eta Rihter yeni oza. nmm modern hayvan heykel ve resim yâ. pıcısıdır. Kendi yaptığı domuz resmine aynı vaziyeti, aynı hareket halini ver- mesi acaba bir tesadüf izimidir? Keki uzadaki sanatkâr İle — yeni sanatın bu karşılaşışı yalnız sanat — düşüncesidir. Çünkil Eta Rihter bu resmi yaptığı za. man mağarada bulunan benzerinden ha. beri yoktu. ı Etha Rihter'in bit Daşka eseri Hayvanın insan kültüründe oynadığı role gelince: Her bilgide olduğu gibi mana da bir müukayeseden, karşılrktı bir ölçüden çı. kar. (Tertium Comparatlons) iki şeyi ölç- mek, mukayese etmek için bir üçüncü şeyle nisbet etmek gerektir. Bunu an. latmak için şu örneği ele alalım noktadan ayrılmış iki hat veya çizginin Burada mevsimler ve ayların hayvan- larla gösterildiği en eski resimleri hatır. lamak kâfidir. Gök yüzünün yıldızları ve bunların bulunmaları gözden geçiri. lecek olursa yıldızlara aid 12 sembolik resimlerden 7 si hayvan nevilerine aid- tir. Bilindiği gibi en eski bilgi olan As. sonu — yoktur. Bunları ne kadar uzatsak birleşmesine ve ölçülmesine im. kân yoktur. Nisbetlemek, ölçebilmek için bir üçüneli çizgi ile birleştirmek ge- rektir. Böyle iki çizgi bir üçüncü ile birleşince meydana bir üç köşe bir mü- selles çıkar. Böyle olunca tümlenir, öl. trologie yıldızlar bilgisi hep bu hayvan sembolleri üzerine kurulmuştur. Bir çök yıllar önce profesör Rihter karısından kendi felsefe ve başlıca insan gövdesinin yapısına aid olan bilgileri . nin, düşüncelerinin bir sembol ile gös- terilmesi ve mücessem bir ifade verme. ı ! B İLKKÂNUN 1944 CUMAR ide teşhir edflen bir hayvan heyxen ini dilemiştim. Bilgi ve sanatta birlik alışmamızla, sembol olarak bir hayvan seçtik. Sonraları öğrendik ki bizim. seç. tiğimiz kaplumbağa eski dünya nup ve şark ülkelerinde büyük bir ma. na ve değeri varmış. Bugün bile eski kültür yurdu olan Çin'de bütün kanun. lar tunetan yapılmış bir kaplumbağanınm ce- Üzerinde neşir ve ilan edilmektedir. Yunanlı, Hermos Demiurgos, Mısır- lılardan alınan fiki logik sanatlar da bir kaplumbağanın sır. tında olarak temsil edilmiştir. Hind tan- üzerine eski myttu. rısı Vishnu yer yüzünde ilk cesetlendi. ği zaman balık ve ikinci cesetlend man kaplumbağa şeklinde remzedi tir. Bencc, kaplumbağa sembolü, acunun iki kutbunu remzeder. Dayanıklık, ve hareket. Acunun büu iki hassası insyn. lığın düşünce ve işlerini iki sözle bir araya toplar. — Sabit, durgun olan - v (mekân) ile yürüyen, d sahibi olan uza (zaman). Architektur plastik'in bu sembolü ha. kiki bir sanat eseri olarak tanınamaz, Çünkü burada sanat bilginin ya: sıdır. Borada Tojik mana, iç yüz, bizim duygularımıza doğrudan doğruya tesir yapan dış yüzden, biçimden aşırı git . hiş, fazlaca tebarüz ettirilmiştir. Arala- rında birlik, harmoni kalmamıştır, Yaratıcı sanatkâr fikrini hiç bir za. man bu kadar açık bir mantıkla göz. teremez. Hakiki bir sanatkâr sembol o- larak yaptığı şen, harc': t mcı « ezerinde fikrini yalnız il . ham eder. Kapalı olarak hissettirir. Mistik perdeyi kaldırmaktan sakınır. Çünkü bu perdenin arkasında tabiat, bütün oeşyayı sırla dolu bir perde ile örterek hükmünü sürmektedir. Tabiati teşkil eden gu, toprak, mnebat, hayvan ve hayvan zincirinin en üst halkasını teş kil eden insan hep bu perdenin arkısın- da gizlenmiştir Acaba Eta Rihter sanat eserlerinde, bu eserleri görenlere böyle bir his ve duygüyu verehilmeğe muvaflak olmuş mudur? Hayvan ruhu İle İnsan cühu a. tasındaki yakınlığı, insan İle hayvan ak. rabalığını anlatabilmiş midir? Bunu tak- dir etmek eserleri görenlerin duyguları. na bırakılmıstır. Eski zamanların büyük bir filozofu ve tabiatı tanımış olan A - ristoteles hayvanların ruhunu anlalır - ken “hayvan ruhu bir çocuğun ruhuna benzer.,, demisti... Rihter'in bu söylevinden sonra gelenler sergiyi gezdiler ve çok beğendiler. Sergi herkesin gezebilmesi için 14 birinci kânuna kadar acık bulu. nacaktır. Profesör çüye gelir. Artık bunda bir düşünce bir fikir ve mana vardır. Matematikde bil- diğimiz üç köşe (müselles) in — bütün hendese bilgisine şamil bir manası var. dır. Bunü sembolik prensiblere uydu - rursak bu üç köşe aynı zamanda Symbol olmuş olur, daha geniş, daha yaygın bir manâ alır. Bizim sembolden anladığı- mız da budur. Sembol bir fikirden doğmuş olan bir ü n aynaya aksettirilmiş bir resmi gibidir. Yani mücessem bir aynadır. Sembolde en önde giden düşünce, asıl olan fikrin ve mananın tebarüz ettiril - mesidir. Sembol, timsal diyebileceğimiz Allegorle'de olduğu gibi herhangi bir şeyin tıpatrp karşılığı değildir. Biraz de- Hismiş veya düzeltilmiş, süslenmiş bir şekli de değildir. Sembolü tanımak ve bilmek esası Üzerine kurulmuştur. Hebbel sembol ile allegori arasındaki mlnasebeti anlatmak için diyor ki: * Bir sembol ile allegori yani remiz ile timsal bir manzaranın kart üzerine alınması ile bir ölüm işaretinin put ve. ya tabut ve yahut ölüm işareti şeklinde yazılması arasındaki farka benzer.,, Öy. x Askeri Fabrikalar Ticaret Kaleminden: 1500 kilo arsenik Ayın on ikisinde alınacaktır. Kaleme gelmeleri. 8—5564 20/1. Kân/934 20/1. Kân/934 22/1. Kân/934 12 Kalem çelik halat 41 Kalem elektrik malzemesi 13371 Kilo muhtelif numarada petrol 6700 — , Demir 22/1. Kân/934 Fisek fabrikası tav ocağı duvarlarının kârgire tah - vili. 23/1. Kân/934 Fişek fabrikası 1 numaralı tav ocağı binasının inşası. 23/1. Kân/934 Doğrultma tezgâh bıçakları ve muhtelif makaslar 6/Şubat/935 1 Adet pres tezgâha kalıp hamili (yuvarlak delikli) LAdet » (Beyzi delikli) 6/Subat/935 Yukardaki malzemeler hizalarındaki tarihlerde ayrı ay- rı pazarlıkla satın alınacaktır. Taliplerin aşrtnamesini gör- mek için her gün 13,30 dan 15.30 za kadar pazarlığa istirak #deceklerin de muayyen günde teminat ile müracaatları. (3602) g—ssan » ” ”