SAYIFA 2 U&LUS' 5 İLKKÂNUN 1934 çARŞAMJâç) lerinde ınmak böş bir emekür Bühla- rın Asya yaylalarından acunun dört ya- mına akmış oldukları besbellidir. Büyük dil bilginlerinden Bay Meillet kayın a- ğacı demek olan bouleaü'nün latince. den başka bütün ârisal dillerde bulun - masına göz atarak der ki: “Hind-Ayru- palılar belli ki bouleau sözünü kullanı- yorlardı ki bu söz sanskritçede İyranca- da, İslavcada litvancada, germancada saklanmıştır. İmdi : bouleau ancak ka- lığı az yüksek, yetrü çilik yerde yetişir,, diyerek Baltık kıymlarını imler. Meillet bouleau sözünün yakut türkçesinde ka- yın ağacı demek olan bilah sözünün tüm eşi olduğunu bilseydi bilmem ne derdi? Asyanın en doğu yerleriyle Avrupanın en batı yerlerinde oturan budunlar ara- sında bu dil birliği ve kadaşlığının ne- reden geldiği bu budunların üzel çağ - larda bir oruktan çıkmış bir yerde otur- muş sonra ayrılmış olmalarından başka türlü yorulabilir mi? Bu büyük onkayı sanskrit dilini Av- rupaya ilk bildiren misyoner Coudeau daha 1767 de akademiye yazdığı notta anlatmaktan geri kalmamıştı. Bu adam diyordu ki “birahmenler Hindistana tün- yönden geldiler bugün bile daha yukar- da doğanlar gün yönde doğanlara göre yüce sayılırlar. Birahmenlerin engi ö- teki hindlilerden daha az koyudür. Bu da bunların aşnı yerlerini gösterir.” “Bence brehmenler sanskrit diliyle bir- Hkte Hindistana tataristandan — (türk ilinden) gelmişler sonra bütün hind dil. leriyle karışmışlardır.,, Bu misyoneri ya. hmnca içduygusiyle bu gerçeği bulmuş - tu. Sonraki bilginler — ise bunu arayıp taramağa ve gerçeyi bulmağa yanaşma- GAılar. Ne yazık! Tarım ırmağı yakınlarında koçada bulunup taharca denilen ve en az bin yıl önceye değin konuşulduğu — sanılan dile gelince kimi erselikleri Hind-Avru. pa dillerini andıran bu dil bir çok yan. dan türkçenin başka bir aytışı görülür. 'Taharların türk oldukları yalasızdır. Di. vanı Lügatittürk'te bile uğuz ulusları a- Tasında sayılmaktadır. Bununla beraber bu dil dahi Hind.Avrupalı ömeklerin aş- nrı yerlerini göstermekten uzak kalmaz, Hınd.Avıupı uluslarıınm ana yur. söyliyen Edvar Mayer bile bu dil ortaya çıkmca demiş- tir ki “Hind-germenleri Asyadan geti. ren eski düşünce yeniden güç bulmuş . tur. Gerek satem gerek kentum grubu olsun Hind.germenlerin yurdu için şim. diye değin düşünülememiş — bir yolda doğuya doğru çok uzak bir alan unama- hyız. Erteğin yürüyüşü srralarında hun. TJarın, türklerin, moğolların yaptığı gibi bunlar da orta Asyanın büyük yayla. sından gelmiş olacaklardır. Eski âriya. klarım sinleri ile moğollarm - sinlerinin birbirine benzeyişinin içini böylece açı- Ya çıkarmaktadır.,, (1). Evet, işte bu Asya yaylasından oruk. Jarın, oymakların birbirine girişik bir. biri üzerine yığınık olarak göçmesidir ki türlü ünel değişikliklerle türlü dil kö. meleri doğurmuş türlü uluslar türetmiş- tir. Eti diline gelince bunun Hind.Avru. palı erseliği daha gereği gibi açığa vu- rulamamıştır. Horozninin çalışmaları di- renmeleri şimdilik kimseyi kandırma . yor, Bu bilgin benimseyerek izinde yü. rüdüğü yöndemleri bile açığa vurmak « tan çekiniyor. İmdi bu dilin Hind-Avru. pal erseliğini inanmak güçtür. İngiliz bilgini says bü erseliği açıkca üsterir. 'TTersine olarak bu bilgin yunan dilinin Eti dilinden çıkmış olduğunu, Hind. Av. rupalrların eski yurdu küçük — Asya olacağını bronzun, demirin ilk önce orada elde edildiğini söyler ki bu son görüşmelerin gerekliğine inanıl - maz, Toprak altından çıkan en son bel. gelere, bu belgelerde kazılmış yazılara göze etiler doğrudan doğruya türk ırkı n bir dalıdır. Onlar da ertekten öngü çağlarda Hind-Avrupalılar gibi orta As- ya yaylasından Anadoluya göçüp gel - miş bir türk ulusudur. İmdi oylarımızı somlamak gerekse diyebiliriz ki Hind-Avrupalıların ilk yur- du türklerin de üzel yurdu olan Asya özek yaylasıdır. Hind.Avrupa büdunl, rmın ana dilleri de türk oymaklarının #neyik değişikliklerle konuştukları türk dilidir. Bu dillere Ural.Altay başka ay- tışlar da karıştığı acunun başka başka yerlileri, inlende o güne değin kulları « dıkları ağızlar, diller karışmıştır. Türk. a İriz kaldığ 'Kıyafet kanunu ve İstanbul ruhanfleri (Başı 1 inci sayıfada) şırlar. Bu itibarla yeni kanun çok medeni ve çok ileri bir kanundur. Katolik Başpapazının dedikleri Beyoğlu'ndaki Sent Antuvan ki- lisesi Katolik Başpapazı hakkında “biz bu kanunun tatbi- kinde türk vatandaşı olanlara eyi bir örnek olmak istiyoruz.,, demiş- tir. Musevilerin düşüneeleri Musevi Eskinazi cemaati ruha- ni reisi B. Marküs beyanatında: “Biz museviler yıllardanberi ruha- ni elbiseyi havralar dışında giy- miyoruz. Avukatların ve hâkimle- rin.cübbelerini yalnız mahkeme salonlarında giydikleri gibi, ha- hamların elbiselerini havralara girdikleri zaman giyerler. Görü: yorsunuz ki, biz, dini merasim dı- şında lâikliği tamamiyle kabul et- mi; bulunuyoruz. Zaten memleketimizde haham- başılar cümhuriyet iylanından ön- ce cübbe gıyınıyorlırdı. Bu sözlerim size musevilerin kanunu ne kadat severek benim- sediğini anlatır sanırım.,, Sınır hâdisesi nasıl olmuş? (Başı 1 inci sayıfada) nan sınırını geçerek türkleri öl- dürdüklerini resmen tesbit i lerdir. Neticeyi bulgar zabitleri kabul etmişlerdir. Gene aynı hâdi- se hakkında gelen bir Atina ha- beri, yunan hükümetinin emri ile hâdiseyi yerinde tahkik eden bir jandarma zabitinin raporunu bil- dirmektedir. Bu raporda üç bul- gar askerinin pomaklardan önce sınırı geçtikleri, sınırdan iki saat ileride pusu kurarak kafileyi pu- suya düşürdükleri ve beş ölenden üçünün kurşun, birinin süngü, bi- rinin de el bombası ile öldürül- dükleri yazılmıstır. Bulgarların yunan sınırını geçtikleri anlaşıldı Atina, 4 (A.A.) — Yunan - bulgar zabitlerinden kurulan karışık komisyon tarafından yapılan tahkikat sonucunda bulgar askerlerinin yunan toprağına 1500 metre derinliğinde girdikleri an- laşılmıştır. Ölenler dört kı;ıdu' Adla- rı şunlardır: Hasan Kapo, İmam Hüseyin, Asso Osman, Hüseyin Sakolof, Ölülerde kurşun delikleri ve birin- de de süngü yarası vardır. Avrupa dillerde türkçenin özleri açık . Bunun belhbaşh tanıklarından biri de Hind.Avrupa dillerindeki bir çok sözle-: rin kökenleri karanlrk — kalmaktadır. Niçünü şudur ki hu dillerin iyeleri ken- di dillerinin öz kaynaklarını Şa İDIŞARDAN GELEN kanuf * DENİZ GÖRÜŞMELERİ Deniz görüşmeleri hakkiında amiral Yamamoto'nun bildirimi " Londra, 4 (A.A.) — Amiral Yama- moto, Havas ajansına şüu bildirimde bulunmuştur: “Deniz konuşmaları durumunda bir değişiklik yok gibidir. Gütmekte ol- duğumuz yolda sözde değişiklik oldu- ğu hakkında dönen şayia yalandır. Bu şayialar filo beraberliğinin on yıl, üç yal gibi'bir uzda (zaman) yavaş yavaş gerçekleşmesi hakkındadır. Japon mu- rahhaslarından hiç bir üye böyle bir anlayışa yarıyacak bir bildirimde bu- lunmamıştır. Filo beraberliğini kayıt- sız ve şartsız istiyoruz, Herkes bilir ki, bir ğgemi bir ayda yapılmaz. ve bunu iş dışına çıkarmak için de 24 saat yet- mez, Yalnız teknik şartlardır ki, filo- ların yukardan aşağıya veya aşağıdan yukarıya doğru beraberliğe getirilmesi- ni mümkün krılar. Gemi yapma pı'ogrım!ırmm bildi- rilmesi meselesi belki bazı mahfellerin nikbinliklerini haklı gösterecek du- rumdadır. Fakat pratik bir hal şekli bulunması ıordur—,. Amiral, Vaşing andi. | Sar işinde uyuşulu- yor mu? Roma, 4 (A.A.) — Sar işi hakkın- daki üçler komitesi işini bitirir bitir- mez, ortada yanlış şayialar — dönmeğe başladığından — bu işin aydınlatılması doğru görülmüştür. Plebisit sonucunda ortaya çıkacak sıyasal ve mali meselelerin hallini içine alacak bir plân hazırlanması isteniyor- dü. 4 Üçler komitesi, üç oran karşısında idi: Statüko, Sar'ın Fransa'ya bağlan- * ması, Almanya'ya bağlanması. Bilhassa üçüncü oran üzerinde du- ruşun sebebi bu oranın birçok ince me- seleleri ortaya atmasıdır. Almanya'nın rey vermiyenler hakkındaki teminatı ırk ve din farkı gözetmemektedir. Öte yandan, Sar Almanya'ya döner- se bu dönüşün nasıl olacağını gösteren tedbirler alımacaktır. Muayyen bir za- man için muhaceretlere müsaade edile- cek ve muhacırlar mallarını satmak ve dövizlerini çıkarmak için serbest brra- kılacaktır. : Mali anlaşmaya gelince, Sar'dan yal- nız Fransa'nın 900 milyon alacağı gö- bozmak gorüşnelerm gidişini değı;d recek midir?,, sorgusuna şu & zükmektedir. 950 milyona yükselen ve ınlaşınıyı girmiyen husust alacaklılar vermiştir: “Bu, ben Tokyo'dan Çıkmadan ön - ce kararlaşmıştı. Bunun için bu mese- lenin müzakerelerimizle alâkasını gö- remiyorum.,, Amiral, deniz konuşmalarının sona yaklaşıp yaklaşmadığı hakkında da: — Bu sonuün yakınlığı bize ait bir iş değildir.,, demiştir. Deniz görüşmeleri Londra, 4 (A.A.) — Üç deniz heye- tini bir arada toplıyan öğle yemeğin- den sonra Amerikan mahfellerinde ha- sıl olan İntil;fa,ı japorflax;ın filo nisbeti- nin kaldırılması ve beraberlik hakkına dair olan isteklerinde direnmekle be- raber beraberliğin deniz programları- nm onaylanması demektir ki, mahdud olsa da bazı umutlara yol açabilir, Eğer böyle ise bu durüm, ingiliz aracı tekliflerinden mühim bir kısmı- nm tebliği için gereken bir şart olma. sından vaz geçtikleri yolundadır. Gerçek ingiliz şifaht teklifi, anlaş- mayı imzalıyarak devletlerin gemi yapma programlarını ve bu proğram- da yapılabilecek değişiklikleri karşılık h olarak birbirlerine bildirmelerine dair bulunuyordu, BİRLEŞİK DEVLETLER'DE Şako meselesi için birlik .. v çalışmalar Vaşing 4(AA)-—M Velıs, lardır. arşılaştırdıkları sözün Hind; Av. rüpalr dillerde eşini bulamayınca kayna- ğanı da bulamamak urununda - kalırlar. Ancak türkçenin irdemlenmesi küzeyin. dedir ki bunların kaynağı bulunabilir. İmdi yalın irdemlerle türklerden ay. rı bir Hmd.Avrupıl budunlar ömeği dü- K D ..' ü i'ır Yanıt — cevap Kadaşlık — akrabalık Yala — Şübhhe, yalalı, şübheli yala. sız sübhesiz. İrdem — Taharri, tedkik Osmak — usnamak, kıyas etmek Tüz — menşe, origine Oy — fikir, genel oy efkârı amme Kalık — hava gökkalığı esir Yormak — tabir etmek, tefsir etmek Kırpık — harf Eng — yüz, reng Aşni — ilk evel Yalmca — sadece Erselik — Keyfiyet, mahiyet Köken — racinne Sin — mezar Yöndem — usul, metod Cuda — asla Üstermek — inkâr etmek Yerle Hind.Avrupal denilen ömeklerin dil ayrılıkları iste bu ünel değişmelerin tö. yöskAse D 0 < * Rbte biltün Hind- Caml A hulasa etmek 'Üzel — kadim, eski, ezeli Özel — husust — DES'TAY - Özek — merkez kalb . Arjantin, Brezilya, Şili, Peru've Uru- güay murahhaslarını Şako'da birlik sr- yasal çalışma için toplantıya çağırmış- tır. Bu işteki gerginliğe rağmen, Ame- rikanın uluslar derneğinin, komşu bi- taraf ülkeler konfı ın ve B Ayres konferansının — plânına uygun düşmekle beraber Cenevre konuşmala- rımma girmek istemiyenlerle çalışacağı sanılmaktadır. İngilizce konuşan uluslar birleşmesi Vaşington, 4 (A.A.) — İngiltere bü- konuşan ulusların birleşmesini tavsiye eden beyanatına karşılık, M. Hul, de- | miştir ki: — İngiltere, Amerika'nın can ve yürekten birlikte yürümek dilediği u- luslardan biridir. Bu iş birliğinin ulus- lararası ticaret ve ökonomiye karşı ko- yan engelleri ortadan kaldırmak için genel mahiyette olması isteniliyor.,, M. Hul'ün bu sözleri, M. Bingh'- anın deyimini ihtiyatlı bir biçimde doğrular sayılıyor. Bu sözlerde, İngi- liz — Amerikan iş hırlığmde Tüzüm- ıu.ıu “direnilmemiş olması, Japonya ile daha başka devletlerin yanlış tdwk— ğ “rine meydın vıdhıeneıı i;ındır. dadır. Bundan başka Fran- sa Wamdt madeninden 11 milyon tona ait payını alacaktır. Sar meselesi anlaşması ve İngiltere Londra, 4 (A.A) — Sar Almanyaya dönerse madenlerinin satm almması için fransız — alman anlaşması Londra'da pek büyük bir sevinçle karşılanmıştır. FRANSA'DA Fransa'da sahte adlı bir hırvat yakalandı Tülon, 4 (A.A.) — 26 yaşında Vim- ko Pavloviç adlı bir hırvat yakalanmış- tır. Elinde Biotan Molinar adma çık- mış kâğıdlar vardır. Bu belgeleri bir hırsızlık suçu üzerine ülkesinden u- zaklaştırılma kararı verildiğinde çıkar- dığını söylemiştir. Kendisinin zorba- larla yakınlığı olup olmadığı araştırı- maktadır. M. Yeytiç ile M. Laval görüşecek Cenevre, 4 (A.A.) — Yugoslav Kral Naibi Pol ile görüşmek üze- re Paris'e gelmiş olan Yugoslav Dış İşler Bakanı M. Yevtiç ile M. Laval birlikte Cenevre'ye gitmiş tir. âğ'lki bakan yolda görüşecekler- < Fon Ribbentrop susuyor : — Paris,'4 (A.A.) — M. Hitler'in' hu- susi memurü M. Fon Ribbentrop dün Paris'ten ayrılmıştır. Fon Ribbentrop, görüşmelerinin Av- rupa mukadderatı üzerine olan tesiri hakkında kendisine sorgu soran gaze- tecilere gülerek şunları söylemiştir: — ,Size sonra <cevap vereceğimi söylemekliğime müsaadenizi rica ede- Tim.,, Elen Buşe'nin cenaze merasimi Paris, 4 (A.A) — Ünlü kadın tay- yareci Elen Buşe'nin cenaze merasimi bu sabah yapılmıştır. Hava işleri bakanr general Dönen ile birçok sryasal kimseler ve tayyare- cilik acunu mensubları hazır bulunmuş lardır. Fransız maliye sıyasası Paris, 4 (A.A.) — Maliye bakanı M. Jermen Marten mecliste, eski ba. kanlardan mebus Rayno'nun enflasyon iniyen sözlerini ele alarak demiştir ki: '— İleri sürülen deflasyon sıyasa- |sını proleato ederim. Gideri gelire yak- wlıgtmııalı istedik ki bu da bir deflas- iyon sıyasası “değildir. M. Pol Rayno- - o nun MM:S tehlikelidri.,, JAPONYA'DA. DUYUMLAR 17 yıllık askert hizmet yapacak ; Berlin, 4 (A.A.) — Japonya Sü Bas . kanı general Senduro Hayaşi, Fölkişer — Beobahter gazetesinin şu bildirimde bulunmuştur: “— Japonya 17 yıla dağılan mecbü- Ti askerlik hizmeti tesis — edecektil Başka sistemlerle karşılaştırılınca bü bildiriciisnt ü sistem, en eyi olarak kalmaktadır. B“'_' z nunla beraber Sovyet sistemi hakkıme da yeter bilgim yoktur.., General bundan sonra Sü Bakanll" j ğı muhtırasının içte, dışta âni bn' iÇiME raat güttüğü — yolundaki duyumlarnl"' doğru olmadığını söyliyerek Japonyi 'aı') nın böyle bir şeyi aslâ düşünmediğiti bildirmiş ve demiştir ki: “ Fakat Japonya sü bakanlığı butü.— ulusu. acun durumundan çıkan yüküm: — # lere hazırlamak istemiştir. Japonya bba*._ le bir oran için anık ve yetişmiş de dir. Ve bunu göz önünde tutarak ulut — Te sal korunmada birliğe karşı duran bü’ r tün engelleri ortadan kaldırmak l“ İ rektir. Japonya'nın korunma hattı Mılç“' ko'dan sonra en az on dela bııyıın&*ıx tür. Japonya Mançuko'yu, kurmak içi“' öyle büyük bir and altma girmiştir Kdı ulus henüz bunu yeter kertede anlıyâ“ mMmiyor.,, K General Hayaşi Japonya'nın hlük ” yollarının genişletilmesi söylemiştir. gerekti SOVYETLER BİRLİĞİNDE M. Litvinof Cenevre'ye gitti Moskova, 4 (A.A.) — M. Litvinofi B uluslar derneği konseyinin fevkalâdt toplanışı için Cenevreye gitmiştir. —— Kirof'un öldürülmesi hakkımdil Mılnsını Gerki'nin sözleri Moskova, 4 (A <— Maksm Gorki, Kirof'un öldürülmesi hal.kı_ndi p “— Düşmanın muvaffakiyeti, yalt — nız onun alçaklığını — değil, aynı 73* manda fırkanın yeter kertede uylf“k; olmadığını gösteriyor,, demiştir. Sovyeilerde işten çıkarılan ve yakalananlar yi Moskova, 4 (A.A.) — İç komiset' liği, Leningrad'ta devlet güveninin * runması yükümlerini ihmal eden mıntaka iç şefi Madved - ile - muav! 'ğ[.: Femin ve mesul memurlardan Gorifi Dobof, Yaniçevski, Petrof, Pa ve Moseviç'i işlerinden çıkararak kemeye vermiştir. Son zamanlarda sovyet memu na karşı zorba harekötleri " hazırlı suçu ile Leningrad'da yakalanan Moskövada yakalanari 32 beyaz rusâ iş dün Sovyet Rusya fevkalâde mesinin askeri konseyine verilmiştir. —— Â TÜRLÜ HABERLER. Atlantik Uludenizini nşlf yeni bir tayyare * Dakar, 4 (A.A.) — Saat 5,15 t€ nize inen Santos « Dumont “!7 Atlantik denizini 19 saat 7 geçmiş ve bu müddet içinde saatt6 kilometre orta süratle yol almışt!”” Buğday ve şarab pro]“! Pıns. 4 (AA.) — CMU bakanlar meclisinde başhakan M. den, buğday ve şarab hakkında rmm toplanma ve ıtışım düzene * yasa projelerinin Nm-h"' meclisine verildiği Bundan sonra M. Pietri d€ ,,.d" İ görüşmeleri ve Vaşington m“â hık' nin bozulmasından çıkacak suçlar kında anlatım vermiştir. Markoni dinlenmiye € Londra, 4 (AAY— "M ,torların verdiği salrk