F İkinci Tan 13 ——— — ————————— —— «Ulus* un dil yazılarından HAT - HÂTIR - HÂTIRA £ Bu sözlerle; sihtar> kelimesinin ve har üç anlamında Sön>sözünün etimolaji, morfolojık ve fonetik bakımından çözümlenmeleri KAT - KÂTİR — HÂTLAK | Kelimenin etimolojik uklı:i D 25 31 (4 (ah-bağ at-—ır) dir. (1) ah: “Köktür. Burada işik. parlaklık anlamınadır fak gibi) (2 ai Obje veya Rösterir Ah-bağ— ahağ: Işığın bir Obje veya bir süje ile olan Münasebetini gösterir süje (3) at: ( - t), ektir. Ma- | Hayı tamamlar, tesbit eder. Ahağ-h-atm ahağat; keli meyi son mörfolojik ve fo hetik şekline koyalım: HÂT bir süjenin veya objenin işığı veya bu işığin tebellü rü, izi demektir. fârarı |. A eh Ektir. Ma nayı yakın, müuayyen, kali Bir sahada tekarrür ve fark ve temyiz ettirir. (Burada o taha dimağdır). O halde: HÂTIR: Birabje veya sü jen'n dimağda avydınlanması iz birakması demektir. Hâtır sözüne “ağ,, eki ge Tince, bu ek ke'ime anlamı- na müspet bir varlık verir ve onun adiı oluür. NOT: 1 — Yakutçada ke- lime (ahtar| şeklindedir. Bu ke'imenin etimolojik şeklini (hâtar| kelimesinin kinin altına yazalım: Hâtır —fahdağ-patLır| Ahtar —|ah-bağ-hatar|) Görülüyor ki her iki ke limenin asıl bünyeleri, bir birlerinin dır. Birinelde kökün vokali düşmüş İkincide kök aynen kalmış. birincide “ağ, düş- Müştür. birincide kökün vo. kalinin düşmesine mukabil “at, eki olduğu gibi kal >ış İkincide kökün — vokalinin kalmasına mukabil “at,, eki- Din vokali düşmüş. Son ek- tamamiyle aynı lerde aynı cinsten vokal şek- li tebeddülünden başka bir fark yoktur. Yakutçada - |Ahtarjf: An mak, hatırlamak, hatıra ge tirmek. daima birisini veya bir şeyi düşünmek demek lir: “Min iespin kinirhe ah tar ere — borççağızını ona hatırlat, Türkdilinin Hikâyesi iHTAR Not: 2 (İhtar) — sözü, etimolojik bakımdan (hâtır| sozünün aynidir Manaları da orijin bünyece tamamen | de birdir. Bugün bu kelime * ye mermekte olduğumuz di- ğer manalar, (tenlsih, nazarı dikkati celp v. «. gibil. me cazi manalardır. KN Not: 3 — (Hâtır). (ahtar) anlamları, an (mak) anlamı- nadır. (*) (An) kelimesinin etimolo- jik şekli şöyledir: a) (2) (ağ — an) C) Hâtır ve hâtıra keli- meleri. kalp 'Ahterii Kebir) ile gönü: hatıra ge'en busu- su ve fikir Lügati — Naci anlamlarına alınmıştır (1) ağ: İşiktir. (2) an: ( & n) ektir. jeye en yakın, bitişik Sü- bir şahayı — gösterir Herhangi bir sahada bulunan — obje veya süjeyi, “m, (ege) sa hasına, yani süjeye yaj ışık vaziyete getirir Ağ - an bir süje veya objeye ait ışığın, bir süjenin en — yakınında tebe lörüdür. IWak “Üzere işi- ğın parlaklığın ve onun gibi olan temizliğin ve güzelliğin insanın - bitişiğinde tecellisi anlamına da gelir. ağan, Görü'üyor ki kelimenin teşekkülünde, ışıkla süje ve. ya oöbje arasında orta mesa fe'er gösteren işaret ekleri yoktur. Kelimenin zaman bapımından anlamı da bun dan ileri gelmektedir. Kelimenin morfo'ojik ve fonatik şeklinde, kökün »Ü» si ve ekin vokali, ki bunlar uzatma rolünü yaparlar” bu rol baştaki vokale verilmiş oluyor, Not:4 — (An) sözü, Yaku: tçada (ağın) şeklindedir; an” mak, hatır'amak v s ; gam- lanmak, birisinin izdirabını çekmek, kederlenmek - gibi anlamlara gelir. İztarap ve gam anlamları, kelimenin kökü olan “ağ, n parlaklık — manasından ziyide ateş. güneş, yanmak manasile alâkadardır. Bir Avcının pefterı'nden UÜç Yaprak... YAZAN: Guy de Mouppossant »» Geçenlerde, gazetenin . Birinde muhtelif. havadisler sahifesinde bir aşk - faclası okudum. Bir genç, evelâ sevçilisini s«onra kendisini öldürmüş. Seviyormuşta on- dan... Bunların aşkı beni biraz fazlaca alâkadar etti Fakat bu alâka mütessir ol- duğumdan. yahut hayrete /— düştüğümden filan — değil, ÇEVİREN: Müştak Baykal geçliğimde başımdan gaçen garip bir av hatırasının te- krar gözlerimin önünde ca n'anmasındandır. Ben, iptidai bir. insanın medeniyetin tesirlerile biraz tadile leri ve hislerile doğdum Avcılığı çok severim; kanlı hayvanlar, kana bulanmış uğramış — sevkitabi. Sovyet — ——— | Mançuku Mançıri Sumı hududun- daki hâdise 19 İlk Teşrin 1335 — de Mançuko Soövyet hududun un Navo Aleksive mevktin. de bir Japon Mançuku mül- Lovyet hududunu geçmesi suretile — meydana gelen — bâdisenin — tafsi'âtı öğrenilmiştir. O gün düki Japan saat rezesinin #idesr mürekkep bir müfrezesi 10,5 da iki Sovyet mnüöbetçi- tarafından gözetilen hu dut hattını geçmişler ve bu- nu gören nöbetçileri geri çekilmeleri işaretine karşı ateş'e mukabele etmişlerdir. Bunun üzerine röbetçilerin yardımına koşan 18 kişilik bir Sovyet müfrezesi Japon lır tarafından — şiddetle ate ye tutulmuş ve bu arada Sovvrt müfreze kumandanı Kotelnikof ölmüş, kumandan muavini ile diğer iki kişi Bu müsademe 2.3 kilot- Sovyet yaralanmıştır. sınırının metre içeris'nde ve | topraklarında olmuştur. Sav- bu hâdisede o kadar dürüet davranmişr lardır. ki, — Japonlar geri çekilmeğe başlayınca onlara karşı derhal ateşi kesmişler yet aaker'eri ve onları hudut gidiceye kadar da takip etmemiş'erdir Ffgan sporcuları Sovyetler hirliğinde 21 101935 de — Efganis- tandan Taşkende 9 vo'ey. bolcu, 3 güreşçi ve iki spor cemiyeti mümessilinden mü- çizgisine ateşle rekkep 14 kişilik bir spor | heyeti — gelmiştir. — Birinci müsabaka 24 10da — Taş kende Dinamo stadında yap ılmıştır. Pirinç - tarlalarında balık yetiştirilmesi Özbekistan pirinç turlala tında sazan balığı — yetişti- rilmesi deneçleri eyi sonuç lar vermiştir. Tecrübe için bir tarlaya 300 balık konul- muş'ur, Bun'arın hepsinin sik Teti yekünu ancak 7 kilo gramdı. Halbuki yazın bun lar - tarlalarda o kadar bü: yümüşlerdir ki yaz &onunda sikletleri yekünu 150 - kilo gramı geçmiştir. Bun'ar tar: la için çok faydalı olmuş'ar- dir. Çünki pirinç için za- rarlı olan böcekleri ve kurt- | ları yemişler ve toprağı karıştırarak pirincin gıdalan” | masına, büyümesine yardım etmişlerdir. a tüyleri kanlı ellerim en ho şuma giden şeylerdir O sene, stön baharin nil- hayetlerine doğru soğuklar birden baslırımşlı. Amuca min oğlu Korl de Reuville beni batak'ıklarda — şelakta ördek avına davet ediyor- du Korl, kırklık, sakallı, şen bir karaktere malik bir asıl: zade idi - Ortasından nehir “geçen geniş bir vadide çift liğimsi bir şatoda otururdu. Sağ ve sol tepeler nadir av kuşlarını — dalları arasında saklıyan — ihtiyar, m ağ- açlı, sık orman'arla kap- lıydı Şanghay Tas aytarından: | Japon Hükümeti Nankin hükümetine 14 — maddelik bir oltimatum vermiştir. | ı Mançukonun — Çin | tarafından tanınması, 2 Çinin uluslar sosye tesinden çıkması 3 Jaj on, Mançuko ve Çin blokunun yaratılması 4 Çinin şimaldeki beş vilâyetinin mali istiklâli murahhası | 5 — İngiliz Leithrossla münasebetib ke silmesi 6 Deniz ilçelerin silâhsaız'andırılması, | 7 — Yan ziavası ile Ma - | nçuko araşında doğru demir yol tesisi 8 — Çinde Japon aley. htarlığına son verilmesi 9 Çin süel işlerinin Çangayşekten alınarak Ho In zine verilmesi 10 — Bütün hakimiyetin Nankin icra vekilleri heye Üne verilmesi n Eski Mançorya ha kimi Çansulin işten çıkarıl ması 12 şı müşterek mücadele iğ. Kominden partisi kongrelerine Japon'arın da iştirakı M Çinin Amerika ve Avrupa devletleri tarafın dan gelecek her türlü mali ve ekonomi yardımları tam amile rettetmesi illerinin ve Kommonizme kar | Ukranyada bir gizli teşki- Jât meydana çıkatıldı Ukranya İç İşler Bakan lhığı tarafından yeni bir ko mp'o teşebbüsü meydana çıkarılmıştır. Müteşebbisler başlıca — Troçkistlerden ve eski beyaz Ruslardan mü rekkeptir. rın maksa dı firka - kararlarına gelmek, münakalâta zarar vermek gibi şeylerdi. Teş- kilâtın başında — Bağdanof isim'i bir mühendis bulunu - yordu. Bu sebeple dü ka dar kimse tevkif edilmiş ve şimdiden 20 si mahkemeye verilmiştir. Mahkeme “lehi olarak Harkofta yapılacak 2100 metre- derinliğinde Petrol kuyusu Baköda Aziz bey petrol madeninde yeni — sondej'ar yapılmış ve bunlardan 249 numaralı :o rdaj borusu 2100 metro — derinliğinden günde 400 ton petrol ve 500,000 metro mikâp gaz vermiştir * Yerden çıkan petrol 90 100 hava tazyikinde çıkmak tadır. Bu kuyu derinlikte üçüncüdür. Bunle Buraya kadar muntazam bir yatakta akan nehir, bi raz ilerde geniş bir bataklık yapıyordu. Bu bataklık, hayatımda | bir daha eşine tesadüf ede- | mediğim çok "güzel bir av mıntıkası idi. Bataklığın her tarafını kaplamış olan, rüz gâr esdikce dalgalanan, hı şirdiyan — saszlar arasında | açılmış dar geçitlerden uzun | sırıklarla sevk edilen küçük kayıklar, ölü suyun üzerinde ! söüzülüyor. önlerine tesadüf | eden sazları sıyırıyor yosunlar ın altındaki balıkları ürkü tüyor, kâh görünen kâh giz | din karşı | lenen ılyıh baş'ı yıbıııl ta Küçük Haberler 'leningatta musiki alat— İeri sergisi Leningratta Ermityaj mü zesi binasında açılan musiki âletleri sergisinde 2000 den fazla ve dünyanın çeşitli ülkelerine ait masiki âlet leri gelmiştir. Mongol ve Tubin halk cumuriyetlerin den sergiye gayet eski â'e | tler gönderi miştir. Bunların Pitinde kaplumbağa kabu- ğundan yapılmış ve nefesle | çalınan âletler, kemik flüt ler ve diğer bazı nevi tel li Aletler, şaman davulları ve saire vardır. Kolleksiyon merakı Birçok kimselerin ne olur: sa olsun toplamak merakı vardır. Şimali İngilterede bir kadın vardır ki &on otez yil içinde bütün dünyada men- | edilmiş ne kadar kitap var sa toplıyarak bir. kütüpha- ne yaptırmıştır. n bu tuhaf kolleksi - n paha biçilmiyecek kadar değeri vardır. Doktor V Villett Cuningham adlı bir İngil'zin toplamış olduğu ka elbiseleri kol'eksiyonu işt- bunlardan biridir; dok - | tor daha ilk çağlardanberi kadınların giymiş oldukları elbiseleri toplamıştır. Bu ko- İleksiyonunu verilen milyon- larca lia mukabilinde bi e satmağı yanaşmamışlır. Fakat Mister Garner ke- ndi kolleksiyonunu satmak için hiç de nazlanmamış'ır. Bu zat — toplanmış — oldğu asker elbisesi düğmelerini bir. Amerikalı — milyonere 185,000 Türk - lirasına sat- mıştır. Dünyanın en kıymetli kol leksiyonlarından biri de, bir | vakitler dünyanın en zengin kadını olan matmezel Mar- | Neksiyon mevcut o'an en iyi kürk mantoların toplanma - sile yapılmıştır Yabancı memleketlere yu- murta İhracı Yabancı memleketlere yu- murta ihracalımızın karşı- laştığı zor ukların ve istihlâk merz'erinde ki rekabet art- mış — bulunduğundan — bazı yeni tetbirler alınmak zaru- reti hasıl olmuüştür. Onun için geçen yıl yaypnlan nizam- name değiştirilecektir. Türk ofis yummta ihraç bölgelerindeki tecim odalarına birer mek tup yollıyarak nizamname nin gözönünde bu'undurul masını bilhassa muayene iş lerine dikkat edilmesini bil dirmiştir. vukları kaçırıyorlar. Suyu çok severim. Engin uçsuz buçaksız cesim dalga h denizler, sessiz. akan gü- zel, nehirler sayısız. meçhul | mevcudiyet'erin -kaynaştığı batalılık'ar beni çı'dırtır.. Fataklık. Başlı başına bir âlemdir. Kendine - mahsus | hayalı, sakinleri gürültüleri nihayetresrari'e bam başka bir âlem.. Öyle z«manlar olur ki, anun kadar bulanık | onun kadar karanlık, kor kunç bir yer tasavvur edi- | lemez. Bu dehşet, bu korku ne- | dir? Sazların hııııul_ı dalga- | garet Okonnelindir. Bu ko İ0 ıskan işleri Sıhhat Bakan- Jlğına veriliyor. İskân iş'erinin Sağlık ve sosya| yardım Bakanlığına Jdevredi'mesi hakkındaki kanun İâyihası Kamutaya verilmiştir. Bu lâyiha içiş'e- ri, sıhhat iş'eri encümen'e- rinden mürekkep bir. muh- tehit encümende incelendik. ten sonra bütçe encümen'- ne verilecektir. G4 bin orta okul talebesi Kültür Bakanlığının yaktı. gı istatistiklerden orta tah sile olan rağbet her yıl art- maktadır. Ön üç yıl içersinde orta okullar talebesi on bin kadar artmıştır. 1933 yılında orta okullara devam eden talebe sayısı kırk dört bin iken bu sayı 64 bini bulmuştur — Bandırma Asliye Mahkemesi Bandırma hazineci maliye- sinin müddel aleyh tahsil müfettişi İhsan ve Gönenin Armutlu köyünden Hüseyin Vehbi karısı Zeki ve hacer kocası şöfer Zihoi ve Galfar aleyhine ikame eylemiş olduğu — istirdat da- vasının — yapı'an muhakeme- sinde müddel aleyhlerden Zekinin ikametgâhının meç- hul olmasından kendisine ilânen tebliğat icrasına mah- kemece karar verilmiş — ve bu baptaki muhakeme de 18 11935 — tarihine — talik kılınmış — olmakla - tebliğat yerine tutulmak üzere key- fiyet ilân olunur. Bahkesir asliye hukuk mahkemısinden; Hamdiye mahallesinden kırmızı Ali kizi Ayşe tara fından kocası o mahalleden Salim oğlu Mustafa aleyhine açmışdır. ikametgâhının binaen boşanma davası Mustafanın meçhul olmasına ilânen yapılan tebliğa rağ men gelmemiş olduğundan giıyap kararı verilerek bunu- nda ilân suretile tebliğine karar verilmişdir. muhake- menin muallâk — o'duğu 3- Kânun evvel 935 salı günü saat 10 da — mahkemeye gelmediği taktirde gıyabın- da devam edeceği lüzumu ilân olunur. ' ları, sakin |ecelerlıı derin sükütu, yahut — kamışların uçlarında ölü etekleri gibi sürüklenen, süzülen garip bir | sis, veya pek az hissedilen insanı dehşete düşüren ha- fif bir çalkantı.. Acaba bu yerlere korkunç esrarenğiz, tehlikeli bir diyar manzara- Sını veren ya'nız bun'ar mı? Hayır. Başka bir şey, da- ha derin bir — sir korkunç yerde, bu koyu sis içinde bu calıyor. Belki de bu buca hyan tekvin sırrının ta ken- disi.. Zaten ilk hayat. gü- neşin yüksek harareti altın- daki böyle durgun balçık - larda doğmadı mı?, 4